11 Temmuz 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

11 Temmuz 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tenimuz” 11 Ke Sürproduksion kanunu Yazan: Muhittin Birgen öyük Millet Meclisi kapanmaz. B dan evvel, bir kanunu hüküm. den kaldırdı. Geçen günkü makalemizde de, söz arasında kaldırılmasından bahset. miş olduğumuz bu kanun, sanayi hayatı. mızda büyük bir manasi olan ve mühim bir rol oynamış bulunan bir müessese idi. Onu, kanun koleksiyonlarımız arasına sevketmiş olan fikir,. memlekette yeni bulunan yi fsaliyeti. nin, TM en bir plâna göre tanzir idaresi gayesini gütmüştü. İlk fabrikalar kurulurken tasarlanmış olan plâna göre, kuvvetli bir gümrük himayesine istinad edecek olan bü fabrikalar o kadar çek kazanacaklardı Xi eğer hususi bir kanun ile istihsal işi herhangi bir Kayıd ve ku- yud altına alınmıyacak olursa o memle. kette herkes ya fabrikalar kurmaya, ya- bud da mevcud fabrikalarını genişletme. ğe teşebbüs edeceklerdi. Bu hâreket, her hangi bir nizama tâbi olmadığı takdirde bunun nibayet istihsal işinde evvelâ bir #marşi, sonra da büyük Dir sürproduksi. on, yani istihlâkten fazla istihsal netice- si doğuracağı düşünülmüştü. İşte, bu mülâhazalarla bu kanun çıka. rildi, Kanuna göre yeni bir fabrika kur. mak veyshüd mevcud fabrikalarına yeni Dâveler yapmak istiyenler mutlaka İkti. sad Vekâletinden müsaade almak mecbu. riyetinde idiler. Bu suretle, devlet sınaf istihsal işini istihsal ile istihlâk arasında daimi bir ahenk vücude getirecek bir ni. zam içinde idâre edip gidecekti. . * Fakat, bütün bu gibi işlerde olduğu gbi, evdeki pazar çarşıya uymadı. Tik bakışta, yeni doğan bir sanayi faaliyeti. Bi, piyasası dar bir memlekette, ilk ham. lede sürproduksion hastalığı yapmamak gbi gayet masum bir gayeyi istihdaf e. den bu kanım, sonradan görüldü ki bil. hassa bir pahalılık sebebi olmuştur. Bir #uraftan gümrük himayeleri yükseldi; di. Fer taraftan ithalât maliyetleri yükseldi: ayni zamanda memleket sanayii arasında rekbet imkânları olmadı. Bunun neticesi olarak ta sanayi mamulâtı, bilhassa men. sucat kısmı, mütemadiyen pahalandı. Bu rejime göre, ellerinde bir fabrika. ları olan busust teşebbüslerin bhesabsiz para kazanmakta oldukları veyahud he. sabsızca israflar içinde yüzdükleri mü. hakkaktı. Ayni zamanda bu rejim, gerek kurulmuş eski hususi fabrikalar, gerek yenilen kurulma ve tevsi müsaadeleri a. İanmiş tesebbüsler için çok imtiyaz rejimi demek oluyord: sablar ve şartlar içinde kurulan her yeni fabrika veyahud eski fabri hayli mühim parslar kazandılar veyahud hay. li geniş israflar yapa iler. Bütün bu işlerin cezasını da bizle tehlikler! Acaba, âra yerde sülistimaller de oldu mu? Bunun için hiçbir şey söylemek doğ. ru olamaz. Fakat, ister olsun, ister olma. sın, hakikat şudur ki bu kanun, takib et. mek istediği maksadla tam uygun olan bir eser değildi: Meydanda henüz pro. duksion yokken sürproduksiona (karşı tedbir almak ve bu tedbiri de bu kadar giddeti tutmak, Kizumundan çok fazla ileriye giâen bir devletçilik demekti. Bu. nun için, bize zarardan başka bir şey ver. miş olduğumu zannetmiyoruz. * Bugün bu kanım kalkmış bulunuyor. | edecektir. Fakat, sade bu kanunun kalkması piya. sada derhal bir ucuzluk yapacak olmadı. İf gibi bu kanunun istihsal işini tanzim bakımından oynıyabileceği faydalı bir rolden de muhrum kalacağız. Bu faydalı rol, sansyi teşebbüslerinin ya münhası. ran devlet elinde toplanmasını, yahud da gayri milli ellere geçmemesini temin va. zifesidir. Bu kanun, ölelitlak ortadan ka). dırılmeca bu vazife ifa edilemiyecektir. Bunun için, kanunun kaldırılması bâ. disesini, himaye gümrüklerinin de düşü. Tülmesi işi takib etmek icab eder. Bunun yapılması da mukezrer olduğunu geçen gün söylemiştik. Şu halde, sanayi hare. ketimizde iki tanaflı bir ifrat ifade eden Iki tedbirden biri şimdiden ortadan kalk. mış olduğu gibi diğeri de hafifletilmek Üzere bulunuyor. Sürproduksion kanu. nunun kalkması, derhal bu sahada yeni teşebbüslerin meydana gelmesi demek değildir. Fakat, mevcud sansylin kendi kendisine yeniden 'bir çeki ve düzen ver. <a çektik: Müs.|melerini mucib olacaktır. Ayni zamanda Tamdıklarınızın arasında birisi çok iyi düşünmesini bilen; diğeri de muhakeme kudretinden âciz iki kişiyi tefrik ediniz, göreceksiniz ki yekdiğerine bir ucdan öte uca kadar zıd olan bu Eki kişi bir tek noktada birleşirler. Onokta-verilen kararda ısrardır. - Biri bildiği, anladığı için, öteki de bilmediği ve anlamadığı için ısrar göör Bir mecliste tanımadığınız birkaç kişi ile mürakaşa Bu da garib / ii Bir şapha Soba borusu, enginar sapı, şekerci külühi daha hatırlıyamadığımız türlü türlü şapka çeşidlerini başlarına geçi- i ren moda düşkünü bayanlarımız, aca- kiy af eti ba bu yumurta folluğu şapka mode “| İngilizlerin ka. inden hoşlanacaklar mı, dersiniz? dıhlari — «ilâhe kara ordusu İçin yeni bir üniforma hazırlanmıştır. Kı sa kollu gömlek, avcı biçimi panta. lon, tozluğu andı. bazı sahalarda gümrük himayelerinin in. dirilmesi de bütün resmi ve hususi teşeb. büslerin kendilerini sıkı bir kontroldan geçirerek daha rasyonel ve daha idareli; işlemeği temine çalışmalarını mucib ola. caktır. Demek oluyor ki, hükümet, iktisadi işler sahasında esaslı kararlara doğru|Tan çorap ve şap. tedricen yürümektedir. Şimdiki halde a. ınmış olan tedbirler, bndan böyle alına. cak olan bir takım mühim tedbirler bakı. mından yalnız ilk bir adımı teşkil ediyor. Diğerleri de, ya kararnamelerle veyahvd kadan mürekkeb olan bu üniforma pek pratiktir. Bu. nu giyenler daha yeni kanun projeleri ile bunları talib) ziyade atl spor), yapanlara “benze. Muhittin Bizgan mektedirler. İSTER İNAN, Birleşik Amerika hükümetile yaptığımız ticaret mu - kavelesinden çok fayda bekleniyordu. Tamamen aksi ne- tice verdiği görüldü. Ticari mahfellerde söylenene bakarsanız: — Bugün iki memleketin alişveriş münasebeti tedrici bir alçalma ile sıfıra doğru ilerlemektedir. — Niçin? diye soruyorsunuz. — İki sebebi vardır, diyorlar. Klering yolile kendi malını bize pahahya satan Al manya bizim malımızı da fazlaya almaktan çekinmiyor. Köylü de mâlını tabi! Almanyaya satmayı tercih edin - ce Amerikaya yollanacak mal bulunmuyor. Birinci se - beb budur. Sonra Amerika fle yeni mukavele yapılırken içine serbest dövizle alışveriş yapılacağı kaydı haricinde bir ISTER İNAN, | Hergün bir fıkra Nereye gitse kovulacaktır Hocanın biri cerre çılemış, köy köy dolaşıyor, fakat gittiği her köyden kovuluyormuş. Günün birinde kabul edileceğinden ümidsiz bir holde kü. çük bir köye gitmiş. Bu sırada da köylüler bir tilki tutmuşlar. ne yapı. caklarını düşünüyorlarmış. Hocayı görünce: ; — Hoca, demişler, bu tilki bizim kümeslerimize musallat olmuştu. Ta. vuklarımızı boğazladı. Şimdi buna büyük bir ceza yapmak istiyoruz. Hoca düşünmüş: — Ben bu işte size yardım edebi. Dmişler... cevab vermiş: — Ona öyle bir ceza tertib ettim ki, böylesini siz yapamazdınız. Bu Demiş, arkasındaki cübbeyi çıkar. cübbe arkasında ken nereye gitse ko. vulacaktır. İSTER ISTER — Âlim ve cahil bir noktada birleşir & nn mi ediyorsunuz? Fikrinizi kabul.ettirmekte zorlük mu gördünüz? Aksi düşüncede ısrar ederek hüviyeti hak- “kında hükmünüzü verebilirsiniz: “Ya hakikaten bilgin, yahud da gerçekten cahildir. Bu iki sınıftan. hangisile muttasıf olduğunu tayin etmek de kolaydır; Müdafaa et- tiğiniz noktai nazarın doğru, yahud yanbş olduğüna ba- kıniz, neticeyi kolaylıkla amlarsımz. * SOZ ARASINDA “Xx 93 yaşında Bir dansöz : ; i : i : Yarım asır Fransız sahnelerinde kendisinden bahsettirmiş olan Madam 'Nuahla 93 yaşında bulunmasına rağ - men, gene eski valsları mükemmel su- rette yaparak dansetmekte ve gür se “ sile harikulâde güzel şarkılar söyle - iii NN... 4| Patates propagandası için İngiliz kadın askerlerinin danseden kızlar İngilterede patates zer'iyatı müdi - riyetinin tensibile 6 genç ve güzel kız, ülkenin deniz kısımlarında bir turneye çıkarak, danslar yapıp şarkılar söylü - yerek patates istihlâkini artırmak için propaganda da bulunacaklardır. Ruzveltin anası Londraya gidiyor Amerikan Cümhurretsi Ruzveltin 84 yaşında olan annesi, Fransanın 43450 İtanluk Slede France iransatlantiği ile İngiltereye müteveccihen hareket et - miştir. Oradan da Parise geçerek kız” ikardeşini ziyâret edecektir. Madam Ruzvelt, bundan 74 sene ev- vek İlk Okyanus sayahatini yaparak, babasını görmek üzere Çine gitmişti. INANMA! de takas işi konulmuş. Altın diyarında altınla alışveriş yapan Amerikalı bu takas işine (akıl erdiremeyinceo kaydı bir kensra bırakmış... İşte ikinci sebeb de budur. Amerika ile alışveriş yapamayışımızın Dir kısım se - beblerini bu şekilde öğrendikten sonra soruyorsunuz: — Pek iyi şimdi Amerikaya Türk malı gitmiyor mu? Şu cevabı veriyorlar: — Gidiyor. Fakat buradan klering hesabile Almanya - ya, yahud Holandaya satılıyor. Oradan da peşin para ve serbest dövizle Amerikaya yollanıyor. Yani Türkiye- akıyor. İşlerin bu yolda cereyan etmekte olduğuna: INANMA! Sözün - kısası İ f ay Kudusi Özgan, karısı Me » ziyyet, kaynanası İfakat, bal dızı Dürdane, ahretlik Şazimet.. - Her kimin varsa Allâh bağışlasın » murto; gibi üç tane de evlâd! Sekizinde| kun, ortansası Ayten, kız, dört ya Üç numaranın adı; Cengiz. O k emzikli, Cumartesiden sövüş, zeytinyağı dol » ma, irmik Helvası hazırlanmış. İskeleden de salatalık, #wik dömetesi, türbe ©;8i kese kâğıdlarına dolduruldu. Erik! karça halindeki Karamusal sepetine madığından ahretliğin koltuğuna yor! tirildi. e” Boğaza çıkacak vapurlar, yarışa ha » zırlanmış kir kısraklar gibi «Bay mamur, viddım: Bu bafur SüvL ceye gider rci? Ebe Zehranımın gelini do. Burdu idi de kısmetse gör aydma gidere. ğim. Kocası balıkhanede kâtibdir.> «Üsküdar, Kuzguncuk, Beylerbeyi, Çengelköy, . Vaniköy, Kandili, Hisar, Kanlıca, Beykoz, doğru Kavskler!.. Ru. meli uğramaz!..,» «Pardon müsü!, Cırcıra gilmez?”.» . Küçük çapta bir «Dolmabahçe, izdıhs. mı örneği. yerler, fazla çiğnenmiş çiklet halinde. Vaparun içi «Kurtuluşs o tramvayına rehmet okutuyor. Alt, orta, yan, ön, or. ka kamaralâr, güverte, kenar, pevkeler iebaleb.. Raflar da öyle. İrili ufaklı sepet, çanta, paket, zenbil, bavul, heybe, muh. teviyatı malüm! Hep nevale çeşidleri.. Boğuza giderken boğaz ihmal edilacek de. gil yal... «Biletler!...» «Ayol kız Sana" verdi ilim, ne vap. tın? «Hanımcığım, Coşkun Bey! denize attı!» «Lâhavle!..3 «Gördün mü başımıza gelenleri?.» «Sağlık olsun canım! Yenisini alırı2.» «Neyin yenisini alıyoruz!» » «Bilâtin..» «Bilât milât değil, dişlerimi evde u mutmuşum!s «Haniya eğlencelik?.» «Kız Şazimet çocuğun mamasıfı sans verdi idim, nereye koydun?» «Ay şimdi bayılacağım' Kuzum elendi evlâdım şuracığa ilişivereyim.> «Ah kale". Bu vapori Terapyada git « mezek?.» «Madam! Aktarmaya binersin.» «Allah için azizim, Hafız Bürhan da bu şarkıyı güzei okumuş.» «Bayım hangi Hafız Bürhanı”.. Çalı . nan (bir lügat bulamadım) Rakımın.. Mü nir söylemiz.» <Ben de Aşkın göz yaşları sanmıştım!» «Haniya çikolâtacı geldit.s «Annel, a2...» «Anne ber.> st «Gözün körolsun inşallah... Ne var ge. ne?.> «Simid isterim?» «Çükület isterim! #Kurrbiye islerim'e «Gazor isterim!» «Çaydan, kahveden? «Kahve isterimi".» «Elinin kürünü istersin! Çasat!.» «Eeeedee'..» «Hanım sustur ÇocUğu!. «Senin ne üstüne vazife?. Yabani!» «Ağzını topla! <İster toplarım ister toplamam. Bugü. se bugün beybası kumsar!, Ağzını yırta. rım vallatit.. «Af edersin', Kumsal dedin? Yaniya ki pilâğ tutuor?» «Hayır! Piâj milâj değil! Emniyette. «Ah! Çok memnun kalmışım. Acab be. nim roza küpeyi rehinde, satılmaktar kurtarır?.» «Madam ne küpesi?.» «Emniyettedir demedin*. Emniyet Sar. dığında değildir?.» «İlâhi madamcığım!, Pulis!, Pulis kum. sanılır «Ne bileyim?. Türkçeyi eğri konuşuör Onan nin kasâsma girecek olan serbest para onların kasasına İlsun anlaşılmuor!a «Kavak!» «Gördün mü?. Biz Sütlüceye çıkacak. tıklar — —

Bu sayıdan diğer sayfalar: