13 Temmuz 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

13 Temmuz 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

» SON POSTA RADYO Ankara Radyosu DALGA UZUNLUĞU 1048 m. 182 Kos, 120 Kw. TAG, 10,14 m. 15195 Kes. 20 Kw. 'T.AP. 3170 m. 9465 Kez. 20 Ew. © 10 Sayfa Bekar erkeklerin illiaları (Baştarafı 8 inci sayfada) yevmiye ile geçiniyorum. Bu paradan bir derdiğim zaman, vazifemi, kazancımı 63.| mikdar artırıp evleneyim dedim. Bir ki. rendikten sonra red cevabı ( alıyorum.|şinin yediği iki kişiye de yeter,diyedü. «Daha henüz kızımızın yaşı müsald de .İşündüm. Bir zatın kızına talib (oldum. gil! diyorlar. Bahane., Bır çok müteve-| Kırk lira ağırlık, bir beşibiryerde, bir zi gençler bu bahaneleri? atlatılıyorlar.| çift elmas küpe, nişan sepeti vessire İs. Kız evde daha paralı bir müşteri bekia.| tediler. Yapacağım iş değildi. Vazgeç « yen meta gibi'kalıyor. Herkes dengini| tüm. Sonra bir İki yerden daha kız iste. ister. Dengim olan kızı bana vermiyor -İ dim, Buna yakın ve biri daha fazla şey. lar diye ben de gözümü kapayarak, Önü-| ler çart koştular. Baktım olacak gibi de. Michele Morgan'ın en yeni filmindeki karakteri PERŞEMBE 13/7/39 1130: Program. 1239: Türk müziği: 1 — i Güzel Fransız yıldızı “Antrenöz,, adındaki bu filminde - Muhayyer (opeşrevi, 2 — Sadettin hem iyi, hemde fana bir kadının rolünü yapıyor İnsan büyük bir san'afkâr olur. fa - “ kat sıkılganlığı bir türlü (o bırakamaz. Ve gene insan san'atkâr olur ve san'at- © kârlık icabı olarak «meş'um kadın» Tol leri yapar. fakat ne garibdir ki hayat - ; ta uslu bir insandır. © Bütün sinema münekkidierinin itti - fakla san'atkârlığa nasbeyledikleri on sekiz yaşındaki Michele Morgan da iş- “te böyle insanlardan biridir. Bu kadar süratle yükselişi muhakkak onu biraz olsun gururlandırırdı... Fa - kat bu bal onu hiç değiştirmedi. Oldu- ğu gibi kaldı. Sade ve sakin bir kız 0- larak... Bundan iki sene evvel stüdyonun ka- © pısından giren sıkilgan kiz ne ise, ge- i ne odur... : : Güzel Michele Morgan en son olarak «İ/enlraineuse» adında bir film çevir- miştir Bu sefer eline geçen (para ile “Parisin merkezinde bir apartıman ki - in Gazeteci arkadaşlarından biri ona a-|İnsan ne garib mahlüktur... Hem Michöle Morgan; en son çevirdiği «Şimal Kanunu» filminde — «Eski tarzda tabif!. Eskimeyen şey eski şeydir! Görmüyor musunuz, gün geçtikçe hep eski modalara rücu edi - yoruz». . Ve aralarında şöyle bir konuşma baş* lamış: — «Son çevirmiş olduğunuz filmde - ki rolünüz ne idi? Beğendiniz mi?» — «Bu filmde ben iki şahıs temsil e- diyordum... Rollerimi sevdim... Filmin nasıl bittiğini soracağınızı beklemek - teyim. Film ne iyi, ne de fena surette bitti. Herkesi memnun bırakmak ga - yesile filme iyi bir netice verildi. Hayat gibi! Bu filmdeki iki rolüm hakiki ha- yattaki insanların rolü gibidir. İnsan - lar da hayatta iki, üç rol ooynamazlar mı? Bir insan bir etek» insan olamaz. Zamana, mekâna göre insan değişir... Herkese başka gözükür... Başka suret- te intbalar bırakır... Ben de bu film - de hayatımızı temsil eylemiş oldum... Kaynak - Muhayyer şarkı: Senli ey dil. 3 — Sudettin Kaynak - Muhayyer şarkı: Adına . - Ut taksimi, 5 — Ruhunda buldum. 6 — Lemi - Uşşak şarkı: Neler çektim neler ca- nan. 19: Memleket saat Ayarı, ajans, ve m6- teoroloji haberleri, 13.15 - 14: Müzik (Ka - rışık program « Pi.) 19: Program. 19.05: Mü- zik (Melodiler - Pl) 1915: Türk müziği (Pa- sil heyeti.) 20: Memleket sani üyarı, ajans, ve meteoroloji haberleri. 20.15: Konuşma (Zİ vaat smati.) 20.30: Türk müziği (Halk türkü- deri) 20.50: Türk müziği 1 — Osman beş - Hüzzam şarkı: Neşeyabı lütlun olsun. 2 — İshak Varan - Hüzsam şarkı: Bilemem ben de nasıl düştüm. 3 — Ahmed Rasim - Segâh şarkı: Benim sen nemsin ey dilber. 4 —. .. Ayaş halk türküsü: Ayva çiçek açmış yaz - m.S—.... - Mahur türkü: Tepeler ie - peler. 21.10: Konuşma. 21.25: Neş'eli plâk - Jar - R. 2120: Müzik (Sehumann - Plano konsertosu, çalan Alfred o Cortot - PL) 22: Müzik (Küçük Orkestra - Şef: Necib Aşkın.) 1 — Franz Lisrt - İkinei Macar (rapsodisi. 2 — Hanns Löhr - Büyük Velis. 3 — Tschai- kowsiky - Hazin şarkı opus 40, No.2. 4— 7 Brahms - Macar dansı No. 17. 5 — Kowage Rilsager - Bir entermezzo. 6 Rubinitein- Kostümlü balo sültinden Nansl! balıkçıları, 7 — Hanşehmann - Andalusia (o (İspanyol vasi) 0 — Lautensehlager - Yıldızlara doğ- ru (Fantezl.) $ — Hanns Löhr - Düğün mar- .İmek istiyorlar. Bundan pre me gelenle evlenecek değilim yal.» © Hüseyin Tolunay (Beyoğlu, Tarlabaşı): «Şimdiki Xızlar çabuk evlenmediği i. çin bekârlar, aradıklarını kolayca bula. mıyorlar; bulduklarını da alamıyorlar. Kızlar niçin evlenmiyorlar? o Zaman malüm.. hepsi birbirlerinden görüyor - lar, okudukları romanların, — gördükleri) filmlerin, duydukları macsraların tesiri | aMinda kalarak, müs mertebe eğ lenmek, çeşidli erkekieri# konuştuktan, | ü maceralar yaşadıktan sonra evlen. uslanıD. a dört elle sarılıyorlar mı? Ne gezer Alışmış kudurmuştan beterdir, derler; bir çokları ayni hayata evlendikten son. ra da devam etmek istiyorlar, Dikkat e. diniz, boşanma davalarında erkeklerin tezi hep ihanettir. Çünkü, sayın bayan, bir erkekle bahar olmaz felsefesine de. vam etmektedir. Hem elde meziğet yok. Hem sadakat namevcud.. Sonra dâ erkekleri itham! Körün hikâyesini siz de bilirsiniz: A . ler, da kaçan im demiş' Bizim kızlarımı. şı. 23: Son ajans haberleri, ziraat, esham, tahvilât, kambiyo - nukut (borsası (fiat) 23.20: Müzik (Cazband - PL) 23.55 - 24: Ya- rinki program. Tarihten sayfalar (Baştarafı 7 nei sayfada) Bu sözler üzerime silâhlananlardan bi. ri atından indi ve yeni gelen bu uysal, tatlı sözlü adamla kucaklaştı. Ev sahibi olan ihtiyar; — Oğullar! İnin! Akşam da taam e. din! deyince beri ö — Vallahi Hacıbaba! Ben ve oğlan » larım alabaş köpek gibi açız. Hemen s0f. rayı şu karın üstüne getir de yiyei'm. Pir baba çorbasını evvel getir, su pastır. masını sonra; buzlü hoşaf turşusunu da unutma, hararetten yüreğim yanıyor! Diye cevab verdi ve karların östüne bağdaş kurup oturdu. Bunun üzerine ev. den dışarı fırlıyanlardan bir delikanlı; — Ere beyim, bu yiğir pek yarândır; zarar gelir adam değildir! dedi. Hepsi at. larından indiler. Misafıri evin içine da. vet ettiler.İçeride ocak yanıyordu. Ate - Ü partımanın: ne tarzda döşeyeceğini sor |dir, hem fenadır... Hem doğru söyleriİşin karşına dizildiler. Birisi, yolcuya: İ muş, san'atkâr şu manidar cevabı ver- hem de yalan... İşte benim filmim bu- miştir: “ Kadınlar mukabele dur!» ithamlara ediyorlar (Bastarafı 8 inci sayfada) zaman ihmal edilmez. Kadın ruhu gayet © hassas ve incedir. Ne kadar kaba bir ka- © dın olursa olsun gene kadındır, onu ih. f male gelmez. Oi her zevkini ve onun | eğlencesini düşünmeli. O da insandır. © Diyeceksiniz ki: «Eğlence para ile olur.» Evet fakat parasız olduğunuz zaman bi. e kadının gönlünü almak, onu sokağa | çıkarıp gezdirmek ve ona ufaktefek meş. guliyetler bulmak, hülâsa onunla alâka. “der olmak, o kadın için en büyük bir “zevktir. © Erkeklerimiz: «Daktilo ev kadını ola. orla mekteb mezunu bir maz, diyorla 'Bu sözlerden şu çıkıyor ki erkeklerimi $ aramıyorlar, de gönülleri yok. “cak zevki eğlenceleri için kadın a. > riyorlar. Ki arımın kandırıyorlar bin türlü mavaliar okudi Jar gibi çiçekten çiçeğe konmaya devam ediyorlar. - Sonra şimdi bir de bir başka usul çık! “tı: Erkeklerimiz kadınları beraber yaşa. mayı teklif edi ler ve nihayet kadm lerine alıyotlar, bugün evleneceğiz, “hayatta arl © kadar geçinmey in “kadın da ev kadını olamazmış, hayrettİy yarın evleneceğiz diye oyalıyorlar, neti. cede gayri meşru yaşamaya devama da. vet ediyorlar. O zaman aralarında gürü!. tü çıkıyor ve kadın mecbur oluyor evini terketmeye! Halbuki erkek onu nikâhla almış olsaydı belki bu kavgalara sebehi. yet vermiyeceklerdi ve belki de ölünce. ye kadar birbirine hayat arkadaşı ola. caklardı. Diyeceksiniz «peki evli olanlar niçin boşanıyor?» Hep ihmelcilikten, kadını ihmal etmelerinden! Hayatın her cilv sini bileri mütekâmil bir erkek ile ki birbirile anlaşır. Fakat kadm hayatta im her şeyi görmüş, geçirmiş ve tam bir ha. adayı rarken karşısına hayat» #unu bilmiyen bir erkek çıkar ve onunla evlenirse İşte bunlar mes'ud ola. mazlar, Aile saadetinde anlaşma şarttı iki tarafından müsavi olmas — lâ; Bekâr baylar! Evieneceğiniz. hir kadın sizi mes'ud eder, dını ihmal etmemelisiniz, e diğer kadınlarla: gayri meşru yaşamaları İaldırmalısınız ve bilhassa seviyorsanız evlenmelisiniz. Bu suretle Her İNE. mes'ud olursunuz. herhangi | * — Sen kimsin? Nereden geliyorsun? Dfye sordu. Yolen: — Bana Evliya Çelebi derler, dedi. Seyyahı âlemim, bu yolları babam evi gi bi bilirim; ve tuz ekmek hakkını bilir yiğitim| Ortaya sotra kuruldu. Evi ile, elleri silâhlarında ve olân bu esrarengiz adamlar iya Çelebi kapıda nin etra. fıns oturdular, Tam bu sırada içeriye bir delikanlı girdi. Yaşı on yedi, on sekiz var yoktu. Yanık derili ve kumraldı. Çok gü. zel bir yüzü vardı. Bir keçekülâhim et - rafına sardığı beyar yomeninin altından büklüm büklüm taşan saçları kulakları. nm kenarından kıvrılmış, ensesinde de top top olmuşu. O, salına salına ilerler « ken hepsi ayağa kalkıp kendisine yer göstermişlerdi. Genç, içlerinden birine Evliya Çelebiyi gösterdi: — Katırcoğlu! deği. Şu gidi bizi bu saat allak bullak etti. Çizmesiz, pabuç - suz, çıplakayak &ta binip kuşan » dırmağa vakit bırakmadı. Şundan tbrot alın! Bu iş cümlemize bir nasihatir ga. filbaş tez gider! Avrat gibi ateş brşı de. yip kapanırsınız. Ya bu yiğit nâra çal . fanayarak yirmi ötüz adamı ile bizi çevir. İse izin hali ne Olurdu? Hele İbir düşünün! Ne öersin Anyağanlı? Ne yeğen Hüseyin? Ne dersin Akya. lu? Sen ne dersin Kara Memo? Hepsi bu gencin sözünü tasdik ettiler, — Belir.. Fena olurduk beyim! Dediler. (Arkası ver) Reşad Ekrem zan hesabı da böyle.. Gözümün önünde hergün bin bir vak'a cereyan ediyor. Ev-| lenirmiyim hiç! Aklımı peynir ekmekle yemedim.» © Hüseyin Ahali (Adapazarı es- ki Şafak kıraathanesi): 429 yaşında bir bekârım.' 40 kuruş gil, bekârlıkta karar kıldım. Bu âdet çok kötü, Bekâr evlenemiyor bir, ikincisi de damadına borç harç ettiren aile iyi mi ediyor. Adam borca giriyor. Bunun za - rarını kızları da çekiyor. Bu yüzden şhir çok bekârlar evlenemıyorlar. Evlenseler de bellerini rullamıyorlar. Bizim s0. kakta 40 ev 40 evlik bir sokakta tam 21 bekârız. Hepsinin bekâr kalışımın âe. bebi ayni.» © Süleyman Bavın o (Susığırlık, Bürhaniye mahallesi 23 numara): «Bekâr olduğum için ben de anketi . nize birkaç sözle vaziyetimi (anlatarak cevab vermek istiyorum. 28 yaşındayım. Rundan altı sene ev. vel bir kaza neticesinde iş yapamıyacak derecede sakat “kaldım ve askeri vazi - femden de mahrum edildim. Tedavim için babamdan kalma neyim varsa hepsini sarfetiim. Yalnız köy evlerini andıran iki göz evden başka hiç bir şeyim kal. madi. Bir ihtiyar annemden başka kim. sem yoktu. Maddi durumdan çok müş kül vaziyetteyim, Evlenmek için kız ve dul birçok kimseye talib oldumsa da be. nim bu vaziyetimi fleri sürerek tenezzül etmediler. Benim bir hükümet hastane. sinde tedavi edilmem mümkün olsa, es. ki halimi #kfisab edebileceğim. Böyle bir halde de ilk işim evlenmek olacaktır. Her genç gibi benim de biricik emelim, bir yuva kurmaktır.» Günün adamları (Baştarafı 7 nci sayfada) Eskiden teşekkülâr insanım istikbali ü. zerinde mühim roller oynardı. Kings . ley'nin de bu yüzder alelâde bir meb'us. tan ileri geçemiyeceği iddia (edilmişti, Bu iddia tamamen boşa çıktı. Kingsleyin hitabetinde selâset yok - tur, denemez. Biraz daha ağır ağır söy. lese kasırgaya benziyen bu konuşmanın tesiri artabilir, Boyunun kısalığının da bir faydasi var. Partisine bakar gibi yapıp arada bir notlarına göz atabilir. Bazı uzun boylu imeb'uslar gibi maşısındaki okâğıdlara İbakayım diye zürafe gibi eğilmeye mec. bur kalmaz. Sir Wood tam manasile iyi tabiatlidir. Ledi Wood: «Kocamla hiç bir vakit bo. zuşmadık> diyor. Bunun kendi fazileti olduğunu söyledim. Ş — Asla, diye itiraz etti, Kingsley dün. yanın en geçimli insanıdır» Hava nazızı; işini, siyasi partisini, si. İyasi akidesini ve hayatta kendini sever, Her vaziyetin mizah tarafını görmiye ve dalma harekete m ir, rakiblerili alay etmekten ise Dp geçmeyi tercih eder. Son derece çalışkandır. Bana bunu en tabii bir tavırla kendi de söylemiş; açocukluğumdanberi fazla çalışırım. Ba.! zı muvaflakiyetlerim varsa hepsini bu çalışmama borçluyum.: demişti, e Meclisin en hararetli münakaşaları sı. rasında bile sinirlilik göstermez, serin ve serbest tavrını elden bırakmaz. Şiddetli bir hücum karşısındi hic bir nazır onun kadar bol, onum kadar içten ve onun ka. dar yüksek kahkaha alamaz. Meclisten çıkınca doğru evine döner, çalışır va ya. tar. Başı yastığa değer, değmez; uyur. Hattâ bir yığın ihsanın konuşup gülüş - tüğü yerde dahi, isterse, uyku kestirir. Her istediği an bütün düşüncelerini ka - fasından silip uyuklamak gibi kıymet bi. çilmez bir kabiliyete sahibdir. İş başında kendisile görüşebilirsiniz. Fakat söyliveceklerinizi bitirir bitirmez ayrılmalısınız. Konuşurken hep, oturmaz. Arasıra elleri arkasında bir aşağı bir yu. karı gezinir. Bazan © küçük bayilo şö - minenin önünde durur. Ve mülâkatın bittiğini şu sözlerle hatırlatır: ! Balikasilılığını unutmıyacak yeceğiniz yok ya. O halde Allaha wmar. ladık.» Takdir etmeyi bildiği kadar madunla. rıhın takdir ve Bayranlığını kazanması. nı da bilir. Hülâsa: Kingsleyin #meclisin seçkinleri arasında olmayıp, alelâde ça. lışkan bir meb'use sayıldığı günler çok « tan geçmiştir. (İngiliz membalarindan) Avrupa Volkanında (Baştarafı 9 uncu sayfada) Bulgaristanın hariludan silineceğini bun. Jar muhakkak görüyorlar. Bu sebeblerden dolayı Köseivanolun bu seferki Berlin seyahatinden pek mü - him bir netice çıkmıyacağı alenen söyle. niyor. * Sofyadan ayrılacağız. İtiraf etmeli yim ki, Semplon ekspresini dolduran Türk yolculara karşı Bulgar memurla . çekten dostça oldu. Bir #akım politikacıların iğfalâtı ve tazyikleri olmasa, belli ki Bulgaristan ve Balkan devletlerinin müşterek siyasetini o da be, nimsiyecektit, 9 Ercümend Ekrem Tolu sereameranaen sanane edesmme Nur baba — Yâkub Kadri lunun bu güzel eseri Remzi kütübhanesi ta- rafından yeni harflerle basılmıştır. Güzide edibimizin bu eserini yeni nesli arasında 0 - yen nış olanlar varsa bilhassa tavsiye ede- Fiz. Nur baba we Yakub Kadri isimleri, 6s0- rin ehemmiyetini ifade etmeğe kâfidir. Kemik Hikâye — Nasuhi Baydarın kuv « veli kalemi ile dilimize terime edilen Ko > mik hikâye Anatol F'edii'in öeçme eserlerin- dendir. Gene Remzi Kitabevi tarafından ba- sılmış ve tevet edilmeğe başlanmıştır. Sinâ çölünde Türk ordusu — Büyük Har - bin Sini cephesine sid vakaytini “anlamak Için bu kitabi okumuyı tavsiye edebiliriz. Yaz zan: Muallim Fuad Gücüyener. Basan! Ana- dolu Türk kitab deposu. mii EGE TİYATROSU Nuri Gençdur ve arkadaşlari Bu akşam Aksaray Yumıipaşa Emek sinemasında LOKMAN HEKİM Mürsd Şamil varyntesi — Zannederim anlaşıldı. Başka bir di. rının ve Bulgar milletinin muamelesi ger # Yözp'ea> nov aa badana. mwerams a” "

Bu sayıdan diğer sayfalar: