22 Temmuz 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

22 Temmuz 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kadınların cevabları Bekâr erkeklerin iddia ve ithamları “ Erkekler sadık, güzel, ev kadını olan eşi aramıyor, & zengin kadın arıyorlar, Türk kadınında bütün meziyetler vardır. Fakat bu meziyetleri görecek erkek nerede ?,, paye “ Kadının yalnız çocuk değil, birçok ıztırablar da doğurduğu muhakkaktır, İşte benim başıma gelenler... Bayanlar, artık yetişir. susunuz !,, © Sabri Taş (Afyon, hükümel; Fakat elimdeki bekârlik saadetini kay. divarı): betme endişmile mütereddidim, Çünkü «Gametenizde çıkan bekârlar niçin ev.| evlenen çiftlerin ancak onda birinin saa. lenmiyorsunuz? mevzulu anketi her gün | detine şahid oluyorum. Eğer kızlarımız, takib ediyorum. Bayanlar her gün ağır| kaklınlarımız eksiklerini telâfi etmez - sözlerle bizi itham eyliyorlar. Haksız -|lerse, bizi ebediyen bekârlıiğa mahküm dırlar. Bugünün kadın ev kadını değil, edeceklerdir. Ben bekârlığın her bekâr. moda, sinema düşkünüdür. Bu tip kadın, | dan ziyade aleyhindeyim. Fakat evlene. yuvasını, çocuğunu düşünmez. Yalnız|rek bedbaht olmaktansa. bekâr yaşama. gezmek ve eğlenmek ister. Kadının bul yı tercih ediyorum.» halleri kadar erkeği sinirlendiren pek az şey vardır. Bu suretie geçimsizlik bış gösterir. Böyle kadınlarla hiç bir erkek yuva kurmak istemez. İşte kadınların bu halleri erkekleri korkutuyor. Ben de bu yüzden evlenmeğe cesaret edemiyo « > —>> © Hüseyin Arıcan (Gemlik saat- «Ben otuz yaşına girdiğim ve bir aile. yi tevkalâde geçindirecek kazanca sahib olduğum halde henüz bekârım. Gerç kızlarımıza itimadım olmadığını esefle kaydederim. Bekâr vatandaşlarım bu - © Salih Gerçek (Balıkesir, Ana-| çünkü kızlarımızın hatalarını hakiki de. fartalar caddesinde, Evkaf apartı -| Yiylerle, vazih bir surelte yazdılar ve yaz. manında): «Bekâr arkadaşlarımızın maktadırlar. Ancak şurası da aşikârdır evlenmek | ki, kadının maderi beşeriyet olduğunu için ileri sürdükleri iddialar yalnız şe - hiç bir erkek İnkâr edemez. hirli kılar ve kadınlar içindir. Ben de Bununla baraber, kadının yalnız çok | ayni fikirdeyim. Fakat bu işin kolay ta. | değil, birçok ıztırablar da doğurduğunu rafı vardır. Köy kızlarını unutmamalıyız. | ve her çeşid fenalıkların başlıca âmil ve Bunlar birçok meziyeflere sahibdirler.| müşevviki onun parmağı olduğunu bil. Sadakat, kanaat, dürüstlük bunlardadır. | miyen yoktur. İşte size birkaç edibin sö. Ben köylü kızı, şehirliyo tercih ederim.| zü: Kısmet olduğu tekdirde bir köylü kı - zıyla evleneceğim.» lerim © Cahid Taner (Malatya Yıldız oteli 14 namara): «Her bekâr erkek gibi ben de anketi - nizle çok yakından alâkadar oluyorum. Bekâr kadınların cevabları müstesna, di. Jerlerini haklı buldum. Meslekte olduk. ça Bhtims sahibi bulunduğum, yanl kı. demli bir bekâr olduğum için, ben de arikete cevab vermek ihtiyacını hisset tim. Bekâr kadınlar bilsinler, ve asla u. Butmasınlar ki, bizler yuvasının dışından ziyade içile alâkadar. evinin hem hanımı ve hem de hizmetçisi olan, ayni zamanda tşine sadık kalan biz eş ariyoruz; bula. madığımız için de evlenemiyoruz. İşte Viktor İlügo kadın: tavsif ederken: * (Kadın fevkalâde tekemmül! etmiş bir şeytandır) diyor. Diğer bir filozof: (Ka. dm kıskanç, debdebeperest ve intikama susamış bir mahlüktur) bir başka müte. fekkir de kadını nankör sayıyor. Şan, ş€. ref, debdebe ve emsalsiz varlıklar içinde yaşatılan kadın bir anda hep bunları u. nuftur, bütün mukadderatını çiğner ve inlikama kalkar. Kadında bu zihniyet mevcud iken hangi erkek mes'ud olabi. lir. Boşanma davalarının kaç tanesinde erkekler ve kaç bin tanesinde kadınlar kabahatlidir. İşte size en büyük delil ve evrakı müsbite adliye cerideleri..» —E>> © Zeki (Boksör, Fatih): «Gazetenizrde birkaç zamandır intişar lara erkek olduğum halde hiddetleniyo - rum. Fokat bu sıralarda başımdan öyle tubaf bir vak'a geçti ki size tarif ede. mem, Bu hâdiseden sonra bekâr erkekle. re hek verdim. Size bu vek'ayı anlatayım: Bir hafta evvel bir genç kadın tanı . dım. O kadar masum siması, o kadar ca. na yakın etvar ve harekâtı vardı ki ilk bakişta gökten inmiş bir melek zannedi. Wir. Bu kadın İle birbirimize karşı alâka duyduk, konuştuk; kaynaştık ve anlaş- tık. Ertesi gün randevuya benden evvel gelmiş buldum. Güzel bir köşeye çekil » dik, Birbirimize münasib olduğumuza, evlenmeğe karar verdik. Belki acele.. Fa. ket onu çok beğenmiştim. Bu tipte bir kadının fena olabileceğini aklıma gelir . memiştim. Üç gin sonra tekrar buluş - I mak, kararımızın esaslarını konuşmak ü. zere ayrıldık. O gün benimle fazla kala. mıyacağını, ancak 'annesinden saat 6 ya kadar İzin alabildiğini söylüyordu. Isra. rım Üzerine bir saat daha kaldı, Nihayet İçok güzel bir hava içinde ayrıldık. Kın. di kendime, ne kadar mes'udum, dıyor - dum. O gün saat yedi buçukta Bayamda geldim. Tramvaya binip eve gidezektim. Bir aralık başımı çevirince ne göreyim! Dona kaldım, Aman Yarabbi göz'esine inanamıyordura. Oydu; yanında bir genç erkek vardı. Onun koluna girmişti. Ö - nümden geçerlerken erkek. «Seni bır #aat bekledim, niçin geç kaldın?» diye soruyordu. Beynimden vurulmuşa dön. zindan dlacağını muttasıl kadın: Of. artık yetişir, artık susunuz bayan. tekrarlıyan © Perihan Burgucu: Mecidiyeköy Gazetelerde bekârler sütunünü de - vemlı olarek okudum. Şimdi ben de bu sütuna yazı yazmış olan gençlere soru. yorum, İlk teşebbüsünüzden inkisara uğra makla bütün kızlarmızı bence pek man. bıksiz olan fikirlerle ithsm etmek doğ- ru mu? Tabi değildir. Bu şekildeki yazılar herhangi bir ecne. binin eline geçecek olursa -vegeçecektir. de. ilk «rada size karşı bir nefret uyan. daracaktır. Kızlarmıza dil uzatmak ve bu kabil yazılar yazmak genç baylarımıza yaraş- mıyor, Evet, eminim ber zümrenin iyisi ve kötüsü vardır. Bilirim ki iyiler ekseriye. ti ve sizin gördükleriniz de diğerlerini temsil ederler. ? Siz kazlarmızı insanlık terbıyesile kar. şılarsanız, bu inkılâb devrinin bugünkü genç kızlarını yârın erkeğine sadık bir €ş, yavrusuna müşfik ve ayni zamanda da ancak yuvasına bağlı ve muhabbetli bir kadın olarak görürsünüz. size düşen vazife budur. Temiz giyinmek, tuvalet yapmak ya » kışık alan yerlerde gezmek her insanın haklıdır. Bunu müsriflikle damgalan - dırmakta ne mü'wsebet vardır. , Hem şimdi tüvalette, süste bazı genç erkekleri kızlardan daha ür'ün görüyo. ruz. Bu görüşle bütün gençleri süzlemek mi Mzim? Hayri. Bizde insaf o galibtir. Böyle haksızlığa atılmayız. - Ey genç baylar: Gelecek nesle mürebibi olacsk bu. lunan kızlarımızı iyi görüşle yazmanızı dilerim, GEM. Çorlu: Bir 'Türk kızına lâzım gelen temizliği İbulup tatbik edemediğimiz modalsrı hiç kusursuz olarak tatbik etmekte bulunu. yorlar, muvafaktsizliğile değil, erkeğin ihanetile yıkılmaktadır. İzdivaclar olmuyorsa buna sebeb ere keklerin yalnız paralı zengin kadın aras (| maları. Kendi paralarile bir âile geçin « dirmeyi göze almayışlarıdır. Yoksa iffet güzellik, sadakat gibi meziyetleri onlar kadınlarda aramazlar. Yoksa onlar bilirler ki her evlenmemiş kızı bilâtereğdüd alabilirler hem de, sa. düakatinden emin olarak. Bügünkü kızların hiç biri saadeti er. keğine vermekten Aciz değildir. Ve hiç bir kız evlenme hususunda en kek kadar korkak ve bodgüm değildir. İyi bir aile kurmak arzusile hepsi iz. | 'divac edecekleri günü beklemektedirler.» Türkiyede, ev işini, temiz yuvasını istemiyen bir kadınlık yoktur, Ahlâksıs kadınlık yoktur. İ Erkeklermizin bunları bilmesini, ken. di ahlâksızlıklarına âlet ettikleri bir ta, (kım seciyesiz ve bedbaht kadınların ku | surunu bütün nezih Türk kızlarına yük. | ketmemelerini dileriz. İ © R. Aysoy Diyarbakır: Bekâr okuyucuların yazdıklarını takib etmemekle beraber bir kaçına gözüm iliş, | ti. Ayrca da sizin yazınızı da okudum! Erkekler kadınları itham ediyorlar. Ve elbet te kadınlar buna susmıyacaklar! Fakat ne yazık ki karşılıklı yapıdan bu münekaşalarda görüşler tek taraflı, dır.Erkekler kadınlarmızın ev kadını ol. | reedikların ileri gürerek (Onlari itham ediyorlar. Bizim kadınlarmız temböl mi, dirler? Hayır!, Türk kadınları erfkekleri kahvede çu. buk tüttürürlerken çift sürerler. Onlaş barblerde köylerini idare ederler cep , hane taşırlar. Mekteblerde en çalışkan talebe ve en değerli öğretici onların ara. ından çıkar. İhtiyaç içindeki ailesi için müştüm. Birkaç sasi evvei beni çılgınca! yapmak, süse aşina olmak demekdeğil -|erkekten dahn fazla çalışan gene onlar. sevdiğini söyliyen, artık bensiz hayatın! dir. Erkeklerimiz çalışan kızların vakit) dır. Ahlâk cihetine gelince, Türk kadınları içinde namusu için hayatımı feda eden. lerin sayısı yüz binleri geçer, lar! Artık münakaşalara bir nihayet ve.! Bizler müsrif değiliz, her Türk kadını| O halde nişin erkeklerle aralarında riniz. Ben içinizden en masum, yüzüne baktıkça insanın lâf söylemeğe bile kı . yamıyacağı bir kadın intihab ettim, Ne . veya kızı evinin, evli olanı da erkeğinin işini seve seve yapar. Bekârların yaptıkları bu nevi itham. bir imtizacsızlık oluyor? Erkeklermiz kabahatli olduğu için, & vet erkeklermiz kabahalidirler. Bir kıs, tice böyle oldu. Yetişir artık. ben de si.'lar, kendilerinin ev kurmamak için hislmı hâlâ dedelermiz gibi kadını evin hir. le yuvası kurmak isterim. Benim de gö .Jettikleri isteği müdafaaya yarar birer si. melçisi olarak telâkki etmekte, evde on. bakikat budur. Ben 30 yaşında, mace .eden bekâr erkek ve kadınlarımızın mü. #alarla yorulmuş bir bekârım. En bü .| nakaşalarını dikkatle takib ediyorum. yük emelim, mes'ud bir yuva kurmak.. | Genç kızlarımıza atfedilen ağır itham . #dehi tetrikamı 22 OYDEKİ DOST Burhan Cahid Avrupada şöhretle beraber o ser-İHind, Mısır sistemlerinde salonlar yap vet yapan muharrirler de ayni siste-İtırmış Oralardan getirdiği eşya ile süs- mi takib ederler. Hepsinin ya deniz kı- yısında ya bir orman içinde, dağ te - pesinde kurulmuş birer sükün ve inzi- va yuvaları var. Hele meşhur İspanyol muharriri (Rlasco) nun Fransanın o pek sevdiğim cenub sahillerindeki villâsma bayıl - dım. Avrupaya bir seyahatimde bu vil- lây: ve (Nis) deki meşhur romancılar- dan (Alfons Kar) ın ş#hlâmur ormanı İ- çindeki şatosunu gezmiştim, bayıldım. Alfons Kar bu yeşil yuva. için (Ihla - murlar altında) diye bir de roman yaz- mıştır. - SBenim de niyetim mutlak sakin bir dağ başında veyahud deniz kıyısında kendime göre bir ev © yaptırmak. Son lemiş. Böyle bir müze düşünmek bile manasiz. Benim istediğim şöyle müte - vazı, sade, rahat bir yuva.. bir yuva ki bir yatak odası bir banyo ve bir kütüb- hane, birde küçük yemek odası. Bu yu vanın en büyük meziyeti sakin olması. Beni kimse rahatsız etmiyecek, etra - fımda gürültü olmıyacak, iğreti salon kuklaları beni iz'aç etmiyecekler. Hiz - metçim bile az konuşacak ve ben bu - rada kitablarımla, #porlarımla meşgul olacağım. Bunu berhalde yapmak isti- yorum. Ve Osman beyin Domuzdere zümde paçalarıma sarılan minimi yav - ruler tütüyor. Bekir erkeklerin yerden (Devamı 10 uncu sayfada) alevini dışarı kusan bir fern gibi kız - Şam'ar köyüne Kadar gitmek - istiyo - rum, apartımanma telefon edip o Vildanın dım. fakat ya telefonda karşıma ken - yacağı muhakkak. ve böyle bir arayışa herhalde mana verebilirdi. Arkamda uzun toz bulutları bıraka - eski değirmen ve kestane (ağaçlarının nöbet bekledikleri çiftlik yolu. ye Tüzum kalmadı. Demir . parmaklıklı iç kapısı açıldı ve Osman beyin neşeli yüzü göründü: Ellerini havaya kaldırmış bağırıyor. — Bravo, sözünde durdun Cevad çiftliği bu erzumu büsbütün kuvvet -|bey. lendirdi. İlk defa insanlardan kaçan bu — Beni o kadar şımarttınız ki Paris seyahatimde (Fransız muharriri |Tum. Bu kirli, dedikodulu ve iğreti $6-İniz zannederim. Maurice Decobra'nın o Paris civarında bir hayatından nefret ediyorum artık. bahçe içinde yaptırdığı modern villâyı da görmüştüm. Çok seyahat eden bul Pazar sabâhi ve * ben gene çiftlik yo - meslekdaş çok da zengin < olduğu için|lundayım. bu muhteşem (O kâşanesinde Japon,İ Hava daha sabahtan çok sıcak, Sehirİ Yüzüne Bol kahkahalarını israf (o edercesine gülerken: z — Bir deği, bir değil, dedi. İki ge - Jâhtır, 'Türk kadınınm yuvasına merbutiyeti cak erkeklik neredi 'uvalar kadınm i — Evet iki şehirli. Vildan bir hafta- gan.. Bugün Osman beyi razı edersem)dır burada. — Tabit.. daha o gün İstanbula a - dan bütün istirahatini beklemekte ve o. nun mevcudiyetinin yalnız bu vazifeye göke ksdar hakları var. Gel de evlen!..> gok yükseltir. Fakat bu meziyeti anlıya. İmünhasir olduğunu ve hayatta onun hiç (Devamı 13 üncü sayfada) -- Bravo Cevad bey. İşte şimdi büs- bütün gözüme girdin. Ve iki bileğimi yakalayıp (zeybek dam gönderdik. Bir kamyon dolusu el-İdansma kalkar gibi beni de yerimden Yolda hatırıma geldi; keşki Ceylin |bise, eşya getirtti. — O halde Süleyman bey de burada çiftlikten dönüp dönmediğini sorsay -|olacak? söküp kaldırdı! — Zaten ben seni anlamıştım “anım, | "Temiz ruhlu insanlar şehirde barına - | disi çıkarsa o zeki mahlükun ben|gün belki gelir. Siz ona hiç tesadüf et - ismimi vermesem bile sesimden tan -İmediniz mi? rak dağdan dağa uçuyorum. Niheyetldar. Klakson çalıp gelişimi haber verme-| halde sizin ayağınızın uğuru Cevad — Hayır, o vakti olursa gelecek. Bu- |mazlar. Lâtife ettim: nz — Aman beyefendi, bütün İstanbulu. — Buradan ayrıldığım gün telefon -İfena ruhlu zannetmeyin. — Bileklerimi la beni aramış. Vildan hanımı sormuş-|birakarak ellerini havaya kaldırdı; tu. Çiftlikte kaldığını söyledim. O ka -| — Fena ruhlu demek, fena ruhlular N İra tahammül etmek - demektir. Daha — Ne ise bizimkileri galiba birer bi-|doğrusu olduğu gibi görünmemek de - yer buraya alıştıracağım. Fakat bu her-İ ektir. Hangi şehirli iddia edebilir ki her gün istemiyerek, hislerine ve dü - . Muhakkak yakında Vedadı | Egeli. da DAİ üncelerine aykırı birçok © insanların Osman beyle konuşa konuşa havuz * hoşuna gitmek İçin evet veyahud hayıf başına geldik. Vildan meydanda gö - (demiyor. Hangi şehirli iddia edebilir ki rünmüyor ve ben de sormuyorum. hergün hürriyetinden bir çok şeyler fe- — Yeriniz o kadar sevimli ki insan |da etmiyor. İşte benim demek istedi * artık K i medeni Insana biraz — hayret eder gibi başka bir yere gitmek aklıma gelmiyor pan ak istemiyor Osman beyefendi. İzim budur. Yani şehirde oturmak âd€ | olmuştum. Şimdi tamamile hak veriyo-İNihayet bir şehirliyı mağlüb edeceksi-| pilsen gelirken neler o düşündüğümü İZ. — Neler? — Bu yıl olmazsa bile gelecek yıl ta bir fedakârlıktır. Halbuki şehirlilef” köylere çekilenler için: İbenimi de niyetim şöyle ya deniz kenarı |dam, derler. |veyahud dağ başı bir yerde kendime) Halbuki insan tabiata ne kadar yak © göre bir mekân yapmak. — Ne feragat sahibi, ne ahiretlik 89

Bu sayıdan diğer sayfalar: