27 Temmuz 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

27 Temmuz 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İİ ea & k — A mn emekler delme Erkekler söylüyorlar | Gi ilmi cepheden bir görüş şekli: “Kadın ruhiyatı, kocasına uzun müddet dost kalmıya müsaid değildir.) güvene Azami altı ay sonra kadında kocasına karşı için için bir kin uyanır ve bu bazen düşmanlığa kadar gider,, © Hamdi Gençer (Ankara, Ye- nişehir): «Bekârlar niçin evlenmiyorsunuz? $u- âline ben de derdli ölerek cevab vere- yüm. Bekâr yaşamağı kimse istemez. Çünkü sefalettir. Fakat şu zamanda da evkenenleri gördükçe, bekörlik o sultan- Tıktır, demekten kendimi alamıyorum. (Bulunduğum muhit oldukça Jükstür. Buna göre bunların ekserisinin hem de- hili, hem harici vaziyetlerini görebiliyo- rum. Zamanımızın yetiştirdiği kızlar hop- pa, züppe, süs düşkünü, zevk, balo, sine- göre bunların muadili olan şeyleri yap- maktan bugünkü kadınlarımızı ne hakla menedebiliriz?. Ne hacet; rahibeler gibi, evde bir ma- bed yaptırıp içine, kapamak mı istiyo- ruz! İnsaf edelim: «— Hoppadırlar, ahlâklarına güvenil- mez, eçgözMüdürler, insafsızdırlar, idare bilmezler, osadaketlerine (o güvenilmez, burlarila yuva kurulmaz, Mb...» «— Erkeklik evsafını haiz değildirler, züppedirler, âile yükü taşıyacak karak- terde değildirler, hercaidirler, korkak- tarilar, kadına karşı zalimdirler, sadakat ma meraklım. Ben akşama kadar nice â-| bahsinde bir taraflıdırlar, ih...» şıklar, maşuklar görürüm. Bir de baka- rım, birkaç gün sonra ayrılmışlar. Boş- kalarile düşüp kalkan kuzlar, neticede #mtihab ettiği delikanlı ile evleniyor. Kocamna karşı aşkından bahisle binbir dil döken kâdının, bakkal dükkânında akşama kadar telefonla başka erkeklere neler söylediğini kulaklarımla işitirim. Bütün bunları gördükin sonra evlenmek #klma gelmediği gibi, bekâr olduğuma gökrediyorum.. —> © Refik Taşman (Kadıköy Ya- verağa sokak No. 27): «Evlenmeğe taraftar ve bahişker olup ta geçim darlığından, kadınlarımıza iti- madkızlıktarı ve bunlara benzer kurun- tulardan evlenemiyeniere şaşarım. Ge- çim darlığı yoktur. Bekârın masrafile evli de geçinir. Nikâhta keramet vardır. Bu şu demektir ki: Erkek evlenincs daha doğru hareket eder. Kadınla birbirini tamamlarlar ve her şeyin yolumu bulur- lar. Diğer taraftan dünya kadınlarına nisbetle kadınlarımız muhakkak ki daha #yi yuvalarına bağlıdırlar. Marito, rob, sils, sinema, sosyete, bil- mem nel... Peki; ne yapsınlar? Çıplak ma gezsinler. Suratlarını tencere karası mı sürsünler? Bu neslin anaları için ipek- M çarşaflar, beş metre uznluğunda kadi- fe hırkalar, samur kürkler. hotozlar, pudralar, düzgünler, rastaklar, yapma benler, liderler, sürmler, beşibiryerde- ler, koca koca elmas, pırlanta dallar, belva sohbetleri, düğünler. araba ve ka- yık âlemleri, tiyatro, orta oyunu, kukla, Bunlar ne demektir? ben bu müne- kaşalan doğru bulmuyorum. Ben 35 yaşında, uzvi teşekkülâtı nok- sansız, tamüssıhha ve bu fakir memleke- tin hayatına nisbetle kazancı orlanın Üs- tünde İdealist bir bekirım, Böylece be- kür kalacak ve bekâr öleceğim. Neden? Arzedeyim: karagöz, cambaz, saz ve söz hepsi de vandi, Değişen ve âsrileşen hayatın icabına Bence ewlenmek: Ml, vatani, içti- mai, hissi ve cinsi bir vazifedir. Ben de miki, vatani ve içtimaf duygularla meş- bu bir vatandaşım. İsbatı: Bütün içtimaf müestesderimizie alâkadarım. Vergile- rini muntazaman veririm. Bütün mi- keliefiyetleri seve seve kabul ederim. Yalnız evlilik kanunla teeyyüd etmiş bir mükefiyet dimadığından bundan İsti- İade ile kerdi idealime göre bir hayat tanzim etmâş, bu hayatı benimsemiş ve buna alışmış bulunuyorum. Böylece kan- dimi müsterih bulduğumdan yaşayışım- da bir değişiklik yapmağı kat'iyen kabul edemiyorum. Çünkü: Bwlenince bir ev kurmak olâzumdır. Bir evde esaslı olsrak: Mutfak, menaj, wa hizmetçiliği ve garsonluk servisleri vardır. Evlilikten bir de çocuk peyda 0- "kcağı gözönüne getirilirme bu servislere sütninelik, dadıık, mürebbiyelik, hasta bakıcılığı, terzilik ve daha hatırıma gel- miyen ve meşgul da olmak istemediğim binbir servis ilâve etmek lâzım gelir. Bu işler esaslı olarak kadınlar rindedir. Şimdi buradan iki mühim dava meydana çokar: Kadın ya kocasını veya- hud evimi ihmal etmek mecburiyetinde- dir. Kocasını ihmal ederse: Cinsi ve his- si zevkinden mahrym kalacak olan erkek - kadının ev işile neler çektiğini hiç kale bile almayacak - kadından soğuyacaktır. Evini ihmal ederse erkek ev- Edebi tefrikamın”.. 27 OYDEKI DOST — Kim bilir. Belki de karısını dai - ma beraber görmek İstiyor. — Zannetmem. Geçen yıl Vildan bir Burhan Cahid karıştırıyor, hem de erken dönmek için bir bahane ariyordum. Birdenbire Vildan: yanıbaşımda bul ay İsviçrede kaldı. Süleyman bey ge «|dum, elleri arkasında, kaşları biraz ça- ne işleri yüzünden gidemedi. Neyse)tik: bekletmiyelim. Bize de kızar. Burada bugünkü (kadar sıkıldığımı bilmiyorum. Bahçeye çıktığımız zaman Vildan Ha san çavuşa beygirler hakkında talimat veriyordu. Süleyman bey havuz ba - şımdan ayrılmamıştı. Anlaşılıyordu ki bugün buradan erken kaçmaktan baş - ka çare yok... Otomobilin lâstiklerini kontrol et - mek bahanesile ayrıldım. Doğrusu şu somurtkan adama karşı ben de hırslan- mağa başlamıştım. Buraya kadar gel dikten sonra güzel, eğlence geçecek bir günü zehirlemekte ne mana vard. Gerçi bana göre hava hoş amma hava- mızı bulandırdı, rahatırmzı kaçırdı. Os man beyle başbaşa kalsaydık daha iyi — Meraklısınız Cevad bey, dedi. O - tomobil kullanmak keyifli bir şey ola- cak? — Zannederim. — Güç müdür? — İstidada göret Biraz daha sokuldu. Şimdi direksi - yonu, vitesleri merakla seyrediyor. Birdenbire sordu: — Sizden bir şey rica edeceğim. — Buyurun? — Bana direksiyonu öğretir misiniz? Bir dakika durdum. Yavaşca etrafı - miza bâktım ve hafifçe gülerek cevab verdim: — Köcanız darılmasın. Ben lâtife etmek istemiştim. O bir - denbire gözlerini açtı ve bir anda kapı yı açtı. Direksiyon yerine oturdu: idi ya. Hem arabanın ötesini berisini| — Şimdi sözümü değiştirdim Cevad Üze-| fili hayatına lânet ederek, ge ne Okadından © soğuyacaktır. Ka - dın hem evin icab ettirdiği servis leri başarın ve hem de eşine ve kendi- Isine hissi ve cinsi zevk temin etsin der- İsek bu kat'iyen olmıyacak bir şeydir. Şu halde görüyoruz ki: Evlenen adam ilk zamanları hemen müteakıb düşündüğü- nün bambaşka şekillerile karşı karşıya bulunmağa mahküm oluyor. Bundan başka kadın ruhiyatı (bütün dünya kadınlarını kastediyorum) kocası-| na uzun müddet dost kalmağa müssid! değildir. Azami 6 ay sonra kadında ko- casma karşı için için bir hınç, bir kin u- yanır ve bu bazan düşmanlığa kadar ilerler. Yalnız şu kadar var ki dünyada ne ka- dar kadın varsa bu düşmanlığın tezahü- Yatı da o kadar değişir. Bu bahis uzm-| dur. Cildler doldurur. Size çok cardı bir! misal söyliyeyim: Babam; bütün manasile bir insan, bü- tün marasile bir erkek idi. Annem de o- na Mâyık bir kadın idi, Bu İki insan bir- birlerine çek bağlı ve çok hürmetkâr idiler, İzdiyaçlarmın 53 inci senei devriyesi ni kuttuladığımız zaman onları hâlâ ilk evlendikleri gün olduğu gibi birbirini sever vesayar insanler görmüş böylece uzun ömürler dilemiş idik. Birisi 98, idğeri 92 yaşında ve biri di- İ ğerinden 2 ay sonra bu muhterem vücuğ- İleri ebedi istirahtgâhlarına tevdi ettik. Bundan sonra elime annemin gizli bir defteri geçti. Aman yarabbi bunu hatır- Mamak bana ne kâdar acı geliyor: Meğer- se anem babamın elinden ne büyük a- Zahilar çekmiş! Babam anneme karşı ne kadar zalimane hareket etmiş!.. Onu genç yaşında babasından, anasından ayırmış, taşralara götürmüş, gayet şık giyinirmiş, kafeşantanalıra gider, vals, polka, mazor- ka oynarmış. Daha bir sürü şeyler.. Manzum ve mensur yazılarla dolu olan bu kocaman defterde yazılar şöylece bi- «Evlendim. Kocam dünyanın en mü- kemmel bir erkeği idi. Onu sevdim, ona adımlar söylüyorlar “Kadın bugünün erkeğine nisbetle elbette daha mükemmel insandır. Bekâr erkekler ( Kendimize miyoruz da onun için evlenmiyoruz) deseler daha doğruyu söylemiş olacaklardır ,, © Leman Ongun Maçka: Son Postada iştimat hayatımızın en mü- him bir derdini teşrih eden bir anket 8- .İçildı. Suad Derviş bunun taraflı hücum- Yarla bittabi hakikatin tebarüz edemedi- ğini kestirerek; buna kadınları davet et- ti. Şimdi günlerdenberi her iki taraf ta daha hâraretlenen hücum ve. müdafaa safhaları geçiriyor. Ben de bu yazıları, günlük meşgulyelimden arttırdığım za- manlardâ ali/ka ile okuyorum. Kadın or makla beraber ne feminizm, ne de an- feminizm taraftarıyım. Cemiyetin ka- dına olduğu kadar erkeğe de her zaman için muhtaç olduğunu takdir ediyorum. Bunun için şu kanaate varmışımıdır ki anvak iyi kadın ve iyi erkek bir memle- ketin bünyesini teşkil edecek dürüst bir nesle örmek olabilirler. Bizde erkeğin aile hayatında oynadığı rol mhakkak daha sıkıcı, daha aarab ©- dicidir. Temenni ederdim ki içlerinde bunu #raf edecek kadar hakşinas kim- seler de bulunsun! Niçin saklamalı? Bugün evlenmiyen erkek, kendisine kanasikâr ve sade bir ev kadınından eş bulamadığından değil, o tipi benimsomediğinden, sevemediğin- den, izdivaç hayatından uzak kalmıştır. Onu süslü, firapav. müsrif ve kap- risiyoz tip daha çok tatmin ediyor. Bugünkü erkeğin kendi otoritesine güveni yoktur, O ya zalim, ya iradesiz yani kıkbıktır. Evlenirken, her şeyden evvel, kadının muhakkak geliri ve para- si olmasını arar. Bir kadının zenginliği şüphesiz bir kusur değildir. Fakat evle- nirken münhasıran zengin kadın arayan erileeğin bu fikrini ben en başı gelen bir kusur addederim. 'Tebiatte bütün mahliikatın erkeği di- şinin hâmisi ve besleyicisidir. Dişi de yuvayı yapar. Bugünkü erkek bunlar- dan tamamile âcız ve bu gibi taleblerile de bumu ewwteriftir, Çalışmıyan, (yani €- vinden dışımda vazifesi olmıyan) kadın hiç te müstehlik ferzedilmemelidir. Ka- dın evde çalışarak, evinin bazan hizmet- çiliğini, ahçılığını. bazan hanımlığını ve amahığını yaparak kâfi derecede vazife- sini başarmış sayılmaz mı? Okuduğum cevablar arasında gördüm. Ankaralı bir hanım, kadının süse düşük- bürmet ettim. Sevildim ve hürmet edil-İtiğünü anlatmak isterken diyor ki: idim. Gençliğim boşa gitmedi. Vicdanım-| «Sabahleyin erkek karısını siyah saçlı Ga beni tasib edecek hiçbir nokta yok.| taraktyor, alışam sarı saçlı buluyor. Yamız... Halesrz yere, o mübarek koca-| OFiğer bu böyle ise muhakkak erkeğin ma, yaptığım eziyetler de olmasa şimdi | arsusundan mülhemdir. Geçenlerde evi onun yanına daha müsterih gidecektim.» (Devamı 10 uncu sayfada) bey. Yanıma oturunuz ve bana direk - siyon öğretiniz. Vaziyeti bir anda düşündüm ve ka - rar verdim. Yanına oturdum. Düşün- düğüm şey şu idi; Vildanın arzusunu kabul etmek belki Süleyman beyi kız- dıracaktı. Fakat o zaten istim üzerinde idi. Kabul etmesem bu sefer Vildan is- yan edecek, ortadaki (o soğukluk artık Osman beyin müdahalesile de yatış - mıyacak hale gelecekti. — Önce şu pedala basınız ve bu vites kolunu boşa veriniz. — Peki. — Sonra şu düğmeye basınız. Bu marş düğmesidir. — Peki. — Görüyorsunuz (ya, Motör işledi. Şimdi makine istediğinizi o yapacaktır. Arabada üç vites vardır. Biri kalkmak biri hızlanmak, biri de sür'etlenmek için: Şimdi şu vites kolunu kendinize çekeceksiniz ve çekerken sol ayağını - zın altındaki pedala basacak, vites ge“ çer geçmez yavaşca ayağınızı kaldıra - caksınız. Genç kadın tarif ettiğim hareketleri sıkılmadan oyaptı. Yainız sl a- yağını debreyaj pedalından çabuk kal- dırdığı için araba biraz sarsıldı. — Şimdi tekrar debreyaj yapın, vi- tes kolunu ileri itin. , — Tamam. me misafir gelen bir kari koca arasında geçen bir mübahaseyi hatırladım: Direksiyonu sol elimle idare etme - sem otomobil bütün hizile havuz ba - şında demirleyen mühendisin üzerine gidecek, Bereket Vildan manevraları yaparken ben völani idare ediyordum. — Şimdi üçüncü vites. Sağ ayağınız gaz pedalın: idare edecek, her vites de- #iştirişte gazı yavaş yavaş verecek - siniz. Debreyaj yaparken vites kolunu bü sefer kendinize çekeceksiniz. Bra *- vo. İşte şimdi iş sadece direksiyonda. Gazı idare ederek istediğiniz tarafa gi- din. Ben elimi volandan çektim. Vildan yapılacak manevra kalmadığı için di - reksiyonu istediği tarafa serbestçe çe“ viriyor. Bu kolaylık o kadar (hoşuna gitti ki sevinçle haykırdı: Öğrendim vaYlahi! Ve ileride ayakta Süleyman'a konu- garak kendisini seyreden babasına ses- lendi: — Baba; kaçıl oradan çiğnerim. İç bahçenin yollarında zahmet çek - meden dolaşıyor. Öyle mermun ki. A- ra sıra gazı yokluyor. Arilıyorum ki he- vesile istidadı beraber. Bir aralık Ha - san çavuşa seslendi; İyi kazanan ve 6 nisbette evine iyi bae kan bu alle reisinin tamemile ev kadını bür hamam vardır. Erkeğin çalışması ve ji kadının idaresi bu evi müreffeh surette geçindiriyor. Fakat erkek n> dese beğenir siniz: «Keşki iğareli olmasa da beni borca | solesa, amma daha çık giyinse, daha bo- yansa, ber gün yeni bir kıyafette karşı- ma çıksa; Bu sözleri dinliyen karım (Kocasının bu insafsız tekdirinden duyduğu infiali çocuğumun saçlarını okşayarak giderme“ Be çalışı. Ben bu levha karşısında ka- dma nihayetsiz saygı duydum. Şimdi, akrabamdan bir erkeğin, fazi- İei bir kızın yok ettiği mukadöeratını düşünüyorum. Binbir saadet vâdile bir yuva kurufuyor. Henüz çok genç olan kadın kocasının birçok feltketli günleri- ne ortak, istikbaline müessir, çocukları- na iyi bir mürebbi, kocasına terakki yo- Yunda cesaret verici bir müşevvik olas yor. İdeal bir kadın... Bu acı ve mahrus miyetii günler atlatılıyor. Erkeğin ilk işi magisi reçirul, seciyesi meşkük bir ka- dınla tanışıp bu yuvayı yıkmak oluyor. Kadın, izzetinefsine indirilen bu ağır darbeye tahammül edemiyor. Hattâ #- daletin erkeğe yüklediği mühim cezanın, sicilinde bir leke olarak kalmasını ço- cuklarının babasma münasib görmiyerek ulvi bir jest yapıyor. Son bir fedakârlıN gösteriyor. Kocasını affediyor. : Erkek gayesine vüsulden memnun, kadın mukadderatının bu elim neticesin den harab... Ayrılıyorlar. Şimdi kadın, hayatın hergün biraz daha güçleşen yollarında çabalayıp dus ruyor. Erkek vicdani hislemlen mahrum, zevkinde berdevamdır. Hülüsa: Bugünkü kadın belki tamamile deği fakmt erkeğe nisbeten daha mükemmel dir. Erkek daha ez mütehammil, daha a2 feragat sahibi ve cemiyetin içindeki vas, zifesini daha az müdriktir. Sokakta, mahikemelende, evlerde ufak bir dikkat- le göze çanpan hâdiseler bubu isbat eder. «Bekârlar niçin evlenmiyorsunuz”» anketine cevab veren erkeklerimiz bari kasaca: «Biz kendimize güvenemiyoruz, nefsi mize olan bu itimadsızlığımızla bigünai bir kızım rmikaddetatının omes'uliyetini yüklenmekten çekiniyoruz. Onun için evlenmiyoruz.» Desinler de ekseriyeti meziyetli ve kusarsuz olan kızlarımıza haksız isnadı larda bulunmasınlar, $ (Devamı 10 uncu sayfada? diği için ne yapacağını şaşırdı. Heme9 müdabale ettim: «— Gazdan ayağınızı kaldırın. Ve yas vaş yavaş yanındaki fren pedalına ba” ir j Ben de ihtiyaten el frenini yakala * dım. Neyse Hasan çavuşa çarpmadan | durduk. Fakat bu manevrayı usulünd yapamadığı için motör de istop etti. Ona sebebini anlattıktan sonra: o “| — Şimdi yeniden hareket edeceği”. Demin yaptığınız manevraları sırasil€ yapacaksınız. Önümüz açık korkma © yım. Unutmamıştı. — Tam: Birinci vites.Bravo, ikindi vites, güzel. Şimdi üçürcü vites, mü * kemmel, f İki tarafı kestanelik düz yolda gö” | yorüz. ğ p Bu ayrılışın havuzbaşında yanlams$ için bahane arayan mühendisi ne hal getirdiğini artık düşünemiyorum. Vildan daha ilk el sürdüğü direksi “ yonun hassasiyetini kavramış gibi. A" deta kırk, elli (le gidiyoruz. Her ihti * male karşı tetikteyim. Ve ona gaze f8# la basmamasını rica ediyorum. — Kapıları aç çavuş Yolu çıkaca -| Ana şoseye çıkan eski eğirme ğm. kadar geldik. Orada büyük bir dışbü” Parmaklıklı demir kapı açılıncaya |dak ağacı var. j kadar beklemek Mizımdı. Freni bilme - (Arkası var).

Bu sayıdan diğer sayfalar: