15 Ağustos 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

15 Ağustos 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

15 Ağustos m e e ie oi sinde, tayfaların resmigeçidini seyrediyor. Resimle bir haftalık dünya hâdiseleri İNGİAENENE: Ingmı Kralı, fbtiyat filonun Amiral gemisi Effnişham'n güverte- LEHİSYANDA: «Leh kadın lejyonları., gayet sıkı disiplin altında çalışan bir tökeri teşekküldürler. Burada piuhleli! rütbeli genç kizlari görüyorsunuz nevi ——— — FRANSADA: Yapılan tiyatro festivallerinde rol atan artist - Wer. sehirde giyinip orijinal kıyafetlerle yaya olarak tiyatroya Gelişler, halka yepyeni bir meş» çeşnisi tattırmışlardır. FRANSA - İNGİLTERE: Sovyet Rusya İle askeri müzakereler. de bulunmak üzere Mostovaya giden İngiliz heyeti hareketten evvel INGİLTEREDB: “Tayyarelere, hareket | halinde benzin vermek tecrübesi muvaf- #akiyetle meticelenmiştir. İNGİLTEREDE: İngilterede silân aiti- na alınan askerler, kamplarını sular bas- tıktan sonra bir manastırda geceliyor - lar, İNGİLTEREDE: Mavrotanta lantiği ilk seferinden dönüyor. İSPANYADA: Cümhuriyetçi İspanyollar Madridi. terketmeden övvel, şehirde stok halinde bulundurdukları altınları o Parise kaşırmışlardı. Fransa hükümeti, kamyon- larla bu altınları İspanyaya iade etmiş - tir. İbetle, dedikoduların ardı arkası kesil - Midelerinden sustalı çakı çıkan öküzler var! Mezbahada domuzlar kalblerine şiş batırılarak, diğer hayvanlar ise boğazları Geçen gün, buz fabrikasmı görmek ©- zere Karaağıca gitmiştim. Meğerse buz. la ot ayni çatı altında bulunuyorlarını: Hazır gelmişken bari şu mezbahayı ds| dolaşıvereyim, “dedim. İstanbulun tozu, toprağı, çamuru ka- dar meselesi de yoldur. Şüphe yok ki baş meselelerden biri de ettir. Bu münase - mediği, Dahiliye Vekâlelinin işe vazıyed ettiği şu sıralarda, bu dolaşma pek te bir dolaşmadan ibaret sayılei iy Bundan bir müddet evvel bir gazete mezbahanın etten kilo başına 7-8 kuruş aldığını yazıyordu. Bunu herkes gibi ben de pahalı bulmuştum. Bt meselesine ve mezbahaya bu susile gire Müessese az: müdüri vet İz — Hayır, cevabını verdi, Gazetenin, yazdığında yanlışlık vardır. Biz etin kilo su başına burada 5 kuruş alırız. Mezbahayı gezerken bana rehberlik e- den veteriner Hakkı Beler her gün mü- essesede 0000 hayvan kesildiğini söylü -| yor. Kuzu miktarı azaldığı için bu aded| 4000 e inmiş. Cesamet büyüdükçe sded azalıyor. Fakat siz bu rakamları az bul madınız mı?.. Bana İstanbul et yemiyor gibi geldi. Desenize nasıl yesin? Müba - rek 55 rakamına bir diktatör heybetile © turmuş, kılını kıpırdatmıyor. Dolaşıyoruz. Kesilmiş hayvanlar, çen- gellere takılı, havai makaralarla satış di resine, soğukhava mahzenlerine sevkedi iyor Önümüzden keçiler geçiyor. Reh - berime: — Zavallı hayvanlar, dedim. Ölülerile bile insanların iğfaline sebeb oluyorlar?. Mubatabımın hayretle yüzüme bak - ması üzerine izah ettim: — Görüyorsunuz ki, şimdi keçidirler. Zatıâlinizin muayenesinden de keçi ola - rak geçmişlerdir. Damğa da böyle vurul. du; fakat kasabda ya koyun olaceklar - dır, yahud da kuzu. Hakkı Beiler bu sözüme hak verdi: — Bt, gayet kolay tağşiş edilen bir maddedir. Zaten küçük kasabın kazancı da bundadır. Türkiyede et bir defa da tablat tarafından tağşiş edilmiştir. İm. paratorluğun bakımsızlığı, tekniksizliği, alâkasızlığı yüzünden zaten hayvan cins. leri binbirine karışmıştır. Hayvanlar et olarak kssaba gelinciye kadar şu safhalardan geçiyorlarmış: Mezbahaya getirildikten sonra 24 saat âinleniyorlar... Yorgun hayvan kesilmez miş.. Çünkü hazım cihazında thtilâlât ya. parmış! Hayvanlar, ilk ayak muayenesin- den, yani canlı iken sari hastalıklardan salim olduklarına dair rapor alarak pay mahâllinden kesime gidiyorlar. Bu işle üç veteriner meşgul.. Hayvan bu müddet esnasında iki dam-| ga yiyor. Bir muayene, bir de cins dam.| gam... Ölüme giderlerken, bittabi aded- leri çok olduğu için, hepsinin ayrı ayri son arzularını sormak mümkün değil. Haydi bıçağın altına.. Kesim bizim bil - diğimiz klâsik usulle yapılıyor. Yani hay- vanın başı kesiliyor. Bazılarının dediği > Fransız askad gibi, kan çıkmasın diye hayvanın kafa . sına tokmakla vurmak filân yok. kesilerek öldürülüyorlar Mezbahanın üm mi manzarası Nazik rehberim beni bu kesim paviyo- nuna da götürdü. Her taraf kan tan kesilen hayvanların deri işkembeleri vesairesi çik kesildikten sonra da Burada da Avrupa mezbah kib ediliyor, Müessese Hastalıkh hayvanların e kılıyor, Bir de otoklav sat var. Bazı etler an rildikten sonra ekle salih bir hale Va etleri dondurarak, yahud 11 cei hararetle 45 dek otök yorlar, bu musme! tçakib ye sine müsaade ediliyor. Pek merak ettim: — Peki sonra bu etler beraber bize mi sa Hakkı Beller bu telâşıma Hayır, sahibleri ü Darülâcezeye veriyor da böyle etleri satan ay dır. Yerde kan dereler gibi akıyordu: — Bu kanlar işe yaramıyor mu?.. anayide kullanılıyor. Yalovada bir fabrika, İstanbulda bir ecza deposu, sene- de muayyen zamanlarda gelir alır) Kesilen hayvanlar, musyeneden sonra &ttış paviyonuna sevkediliyor. Burada her tüccarın bir Öğleden sonra kapılar alıcılara açılıy lar dükkânları için gelip et al al. dıktan sonra üzeri: alıp götürmek yı bir dinlenme müdde mu da tutu « gas a vardı İ kesilir kesilmez hüce r ölmediği için, soğukhava mahzenihde hayvanın bu müda deti geçirmesi lâzımdır. Bu müdd ter bitmez kamyonlarla et nekledilmeğe başlantyor. i Mezbahada yaldız müslüman yun, kuzu, keçi, sığır kesilmez muzun da müşterisi var, Domuzların bul Su bölmeye gir « dik. Hepsi yere uzanmı: Domuz yes re yatınca büyük bir fareye benziyor. İs tenbulda domuz sarfiyatı da fazla değil. En çok kırk tane kesiliyormuş.. Domuz « ların katli de başka usule tâi ları kalın olduğundan kafaların; müşkül oluyormuş.. Sanki damuzun do « muzluğu boynunda tecelli etmiş, bir tün: lü kopmuyor, fazla eziyet oluyor, çök 176 tırab çekiyormuş... Bu ince bir biçak sokma süratli ölüyorlarmış. Veteriner Hakkı Beller, kesiciye, nas sıl kestiğini tarif ettirdi. Doğrusu daya namadım. Hayvan filân amma, ne ol, cıyor insan!.. Domuzun cildi inse gibi gayet ince imiş. Bu yüzden ; mek kabil olmuyormu yen bir müddet ti sonra traş edil daha suretile muş. İki kesilmiş domu” çengele asılı duru ve parlak 1 denilen vü- cudünü saran yağ fevkalâde kazim ka » biliyetine sahib imiş. Elyafı adaliyesi' gevrek olduğundan pirzolası da gayet (Devamı 10 uncu sayfada) yüzden kalbine" atı zan mn da ; hımıy b bi gün alıy kü yane arı uha âtün bbü. hat, na bir d old gelir olar ştur if ve

Bu sayıdan diğer sayfalar: