23 Ağustos 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

23 Ağustos 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 Sayfa Ağustos 23 Dekanlar niçin eulenmiyorsunuz? © Erkekler diyorlar ki “ Bütün rahatımı terkederek ( koca ) adı altında bayana hizmetçi, kaprislerine esir olduktan sonra ne diye © İsmail Hakkı Atalık (Gönen):| «Genç bir bekârm. Büyüdüğüm yuvada ve mubitimde annelerimizi, babalarımız «arşı derin bir hürmetle meşbu gördüm. Ka- dın evde çalışır, erkek dışarıda kazanır ge- tirirdi. Şimdi bu vaziyeti görmenize imkân var mı?. Şimdi karının kocaya bürmeti de- Hi, zulmü, istibdadı, yuvasına emeği değil, yüsüne, eğlencesine düşkünlüğü var. Şimdi- £i bayanlar sabahleyin geç vakit yatakla - tından kalkıyor, kahvaltıdan sonra #aatler- »e süren bir tuvaleti müteakib haydi sokak Çay, sinema, ziysret vesaire vesalre... Evi- bize gelirsiniz, ne yemek hazırlanmıştır, ne sizin geleceğiniz hesablanmıştır. Ben bekâr- bk hayatımda ancak huzur ve sükün ara - yan bir adamım. Evlilik hayatının itiyad - larımı altüst etmesine tahammü! edemem. Bütün rahatım: terkederek, koca adı alında bayani hizmetçi, kaprislerine esir olduktan 'onra ne diye evleneyim?» © Vehbi Tan (Ankara, İsmetpa- şa mahallesi No. 20): «Hergün bir başka cepheden mütalen edi- Wetek Hham edilmek istenen bekârlar hiç şüphesiz bu kadarına tahammül edemezler. Bugünün erkeği hoppa ve züppe değildir. O- na böyle isnadatta bulunmak bilmem ne de- receye kadar doğrudur. Hayatta bir erkeğin değil amma, bir kadınm muhakkak ve mut- İak bir hilmiye ihtiyacı vardır. Hem bir er- kek ne kadar züppe ve hoppa olsa da tabi- atın ona bahşettiği hakla yine (erkek yine erkektir. Binema perdelerindeki artistierin kııkta - rına mütehassir, giyinmelerini, makyajla — rını kocalarının mahdud kazançlarına yük- lemek İsteyen kadınlarımız düşünmelidirler ki, bir kadının yegâne mesiyeti, yuvayı ge - Miri hesab ederek müvazenede $utmaktır. A- Nevi vaziyetimi düşünmeden, kocasını zü - Bürt, kendisini kokot yapmakta mana yok- tur, İçtima hayatımızı tehdid eden büyük tehlikelerden biri de budur. Koca bir oyun- cak değildir. Ona büyük bir hürmet, mesa - sinin semeresine karşı titiz bir dikkat gös- termek lâzımdır. Süse düşkünlük fuzuli mas raflar ayrı bir bahis, aman açmıyslım. Erkekleri arkası büzmeli, omuzları pa - muklu elbise iyiyor diye itham etmek iste- yen kadınlara şunu söylemek isterim ki; se- nede Iki kat elbise yaptırarak birinin diğe rine benzemesini istemiyen Oo erkeklerin bu hareketleri kadınlarımıza — bir iddia haklı veriyorsa buna bekâr erkekler namına kız - mak ve ateş püskürmek değil, sadece gül - mekle iktifa edeceğim. Biz noksanlarını bilmiyen, boşuna dikiş, nakış mekteblerini bitiren ve nihayet erkek- lere şu veya bu gibi isnadatta bulunan ve kalemini olduğu gibi aklını da sinirleri he- sabına çalıştıran romantik veya artistik ba- yanlarla değil, hayatlarını kazançlarına gö- se Âyar ve tanzim eden İddiasız kıslarla ev- Edebi tetrikamır” İnanmak ruhun emniyetidir. ez endişenin ve şüphenin zehiri biriken İnanışın azabı şifasız bir kanser ağrı - sından daha elimdir. Ben inanmış insan değilim. Ne düne inandım ne bugüne inanı. yorum. Ve inanmadığım için muzta « rib değilim. Çünkü inanmışların fikir ve gönül sefaletlerini görecek kadar ay dınlıktayım. Benim için dün beşeri dalâletlerin tarihidir. Bugün medeni ahmaklıkların devamıdır. Ruhu iğreti ve taklid hislerden, dima ği iğreti ve taklid fikirlerden kurtar - mak vazifesi yarının ilmine düşüyor. Eğer ilim dünyası fikir hürriyetini kay. betmezse, Ferd için inanmanın bir temiz tarafı var. Aşk. Aşka inanış, manevi vehim. lere ve siyasi fikirlere inanmaktan baş ka masum bir inanış Aşka inanmakta telkin yoktur, müspet tesirler yoktur. Ruhun ve uzviyetin sempotisi insanı mevcud ve mutlak bir güzelliğe ve o. nun mutfak sevgisine inandırır.. Bu evleneyim? ,, lenmek iwtiyoruz. Aksi takdirde. asia! İşte evlenmediğimizin ve evlenmek istemeyişi - mizin sebebi...» —D> Erkeklere hak veren bir kadın okuyucu: © Nezihe Güllü (Ankara): «Anketinize büyan arkadaşların o verdiği cavabları hergin okuyorum. Ben kadin ol - imam hasebile onları müdafaa etmem gere- kirken bilâkla erkek kardeşlerime hak ver - mek mecburiyetinde kaldım. Çünkü biz ka- dınlar bayların (kocalarımızın) bir çok fe- dakârtıklarına, nankörlökle mukabele eden, her fedakârlığı azımsayan mahlüklarız, İşte size bir misal; "Komşum orta halli bir aile. gül gibi ge - çinirlerken kocasının bir rütbe daha yük - selmesile evlerindeki refah birden bozuldu. Dikkatimden kaçmıyan bu hall tetkike ko- yuldum. Zaman zaman kulaklarıma kadı » nın şu isyanı çarpıyordu: — Bıktım senin bu basisliğinden.. bir mev #imlik yapamadım. Geçen senekinin moda «| sının geçtiğini biliyorsun. Beni alirken Yal- vardın, yakardın, her geyini temin edece - ğlim. dedin. bu dediklerim olmazsa artık ta- hammâl edemiyeceğim, babamın evine ka - çacağım. Bi patırdılar hergün devam ederken, bir- gün komşunun evine gittim. Kapı açıktı, girdim. Baktım ses sada yok... Belki kom - şum mutfaktadır, diye o tarafa yürüdüm. Bir de ne göreyim: Bay bulaşık yıkamıyor mu? Daha hayretim bitmeden onların gürültü- sü sona erdi, ayrıldılar. Bu halleri de gördükten sonra hemcins - lerime âdeta düşman oldum. Bayanlara hak vermek, yine bizlerin asaletinden değildir.) Evet, birçok noktalarda kadın arkadaşla - rımla beraberim. Fakat umumiyetle baylar haklıdırlar. Biz müsavat hakkımız! çok yan- ış ve kötü kullanıyoruz. Bu suretle de ge - çimsizliklere sebeb oluyoruz. Bu şerait alında Oşimdiki (kızlarımıza —denimki de dahli olmak üzere— güvene - rek evlenecek erkeklerin pek mes'ud olâcak- Jarını aklım kesmiyor —E> © Ramiz Ünsal (Kadıköy): «Bir kere evlendim, bedbaht oldum, Bütün kadınlar fena değil ya, bu sefer bir iyisine; gatarım, düşüncesile, bir ikinci defa daha evlendim. Bundan da mahkeme kararile bir sene oluyor. Birinelsinin süsüne, gezmesine para ye - şilremedim. O da beni istemedi, ben de 6- nu.. ayrıldık. Halbuki karım cidden seri - yordum. «Senin kayanem beni mes'ud etmi- yor, ayrılalım!» dedi, Bir erkek için bu haz- medilmez bir hareketti, İkinelsi benden yaş- hı bir adama gönül verdi, onun metresi ol - du. Farkına ben varmadan elâlem varmış. İKi tecrübeden sonra, siz bana — diyebilir misiniz ki, bütün kadınlar fena değil ya, el- bet iyisi bulunur? Şayet tereddüdümde hak- sız İsem, her türlü itaba razıyım DOST Burhan Cahid inanış yalnız heyecan denilen ruhi ve dinamik hareketin ifadesidir. o Aşkta inanmak nefis için en kuvvetli tesel . tidir. Hiç bir şeye İnanmıyan ben aşkı in. kâr edecek bir tecrübe (geçirmedim. Yalnız normal zamanlarda bir sinir ve ruh dinamizmi olarak Izah edebilece - iğim aşka vücud ve şekil veremedim. Ruhun ve uzviyetin sempatisini eğer bir şekil üzerinde görmek aşk ise bu meyil ve incizab bana yabancı değil. Göl saatlerinde duyduğum heyecan eğer bu ruh ve uzviyet sempatisi ise Vildan bu meyil ve incizabı bana his. settiren mahlüktur. Fakat bunu bir yakmlık, beraberlik ve dostluk sempatisi olarak da ifade edebilirim. Ne onun ne de benim ona karşı normal nezaket ve” dostluktan baska duyguların eserini göstermiş değiliz. Kimbilir belki de bu iki çiftl'k arasında birbirini anlıyabilen üç insan oluşumuzdandır. Yalnız şunu farkedi. yorum ki onları beklerken gözlerim Kurtulahı 54 e KOYDEK A» EÇ te J Kadınlar diyorlar ki “Erkeklerin ileri sürdükleri iddiaların yüzde beşi doğrudur ,, © N.S. (Ankara): Urun zamandanberi devam etmekte olan «Bekârlar niçin evlenmiyorsunuz> başlığı al- tında toplanan cevabları muntazaman oku- dum ve alelekser erkeklerimizin kadınları - muza yaptıkları hücum aynidir. Kadınlara vefasız, sadakatsiz, müsrif, diye hücum eden erkeklerin ekseriyetini bugünkü muhit ve içtimai vasiyeti lâyikile tetkik etmiyen ve herhangi bir maddenin sepeplerini derinden araştırmıyanlar Leşzil ediyor, Çünkü mite kâmil ve derin görüşlü bir erkek bu kadar basit düşünemez. Dünya yaratılıdanberi Xa- &n kadındır, Dün kafesin arkasında da, bu gön erkeklerle beraber İş başında çalışan kadında da ayni kalb çarpıyor. Kadın de - #şmedi. Muhit zaman ve cemiyetler değişti. Görüşler telkinler başlınlaştı. EBekiden her türü mahrumiyete, acıya katlanan kai bizim büyük annelerimizdi. Eğer onlara dık diyorsanız bizlere de ayni şeyi söyleme- niz Yizım gelecek fakat muhit bunları külü- yor. Kadının senede yaptığı birkaç elbiseyi (Mf edip gazete altunlarına geçirmiye çekin- miyen erkekler, hiç düşünmeden diyebilirm ki bir yuvayı, bir kadını mea'ud edemezler. Baadeti şetirecek yalnız kadın deği iki İbirbiri için azami fedakârlığı yapar, veya- jmez'nd olmamak için sebeb kalmaz. Kadın- da süs ihtiyacı yemek yemek, su içmek gibi İbir şeydir. Bunu hattâ vahşi kabile kadınla rında bile görürüz. Kadının yaptığı atisü çok gören erkekler kadının kadınlığını inkâr 6- j diyorlar demektir. Güneşsiz bir gün yıldızmz İbir gece ne ise, süssüz kadın da odur. Maa- Imafih erkekler bunu bizden daha iyi bilirler. Çünkü her zaman fazla tuvaletli kadınlara hasretle bakan ve onları beğendiklerini alla- lerine söylemekten çekinmiyen erkekler bu- nu pek güsel ispat ederler. Kadın da kosası- na kendisini beğendirmek için süsleniyorsa kabahat kimdedir? Zaten muhakkaktır &i erkek yalnız ailesinin sarfettiği parayı gö - rür, Bir ik! daklkalık zevkini tatmin için herhangi bir kadmla aylarca ve hatsâ sene- Teres vâklt geçiren bir takım erkeklerimiz o buldukları alelâde kadınlara ceplerini bo - şaltmakta tereddüd etmiyorlar. Hepimiz bu- nu pek çok alle erkeklerinde içlerimiz sızlı - yarak görüyoruz Her kabahati kadınlara yüklettiklerinden dolayı kızmıyorum. Sade- 6# acıyorum. Baylar kadınlara yaptığınız hücumların ancak yüzde beşi doğrudur. Ya- şın yanında kuru da yanar diye bir darbi- İmesel vardır. Sizin söyledikleriniz hep oraya (sıkar. Gördüğünüz bir Türk kadınının yan- lış hareketi yüzünden bütün Türk kadınına ayni fenalığı söylemekten elinize ne geçer? Sizi doğuran analarınız da Türk kadını, on- lara böyle yanlış düşüncelerle fenalık yor- makta maksadınız wedir? Bu sözler neye varacak!. NMihayeti evlenmemek değil mi? Evlenmeyiniz, bin de erkeklerimizin yanlış hareketlerini görerek ve bilhassa bu anketin evlenmekten vâzgeçen nice genç kızlar var. bahat yalnız ve yalniz sizlerdedir. önce onun altın başını arıyor. Kulak. larim “babasından evvel onun sesini duymak istiyor. Ve konuşmak için o but dudak hareketlerini bekliyorum. Uzviyetimin duyduğu fhtiyac., daha ilerisine gidemiyeceğim.> e 'Teşrinler başladı. Bugün gölden dö- nerken artık banyo mevsimini resmen kapamıya karar verdik. Onlar benden evvel bir yeni program yapmışlar, Os. man bey dedi ki: — Banyo mevsimini kapadık. Yarın av mevsiminin açılış merasimini sizin değirmende yapacağız. Orası Üveyk yatağıdır. Sonra bıldırcın avı başlar. Babasının fikrini kızı tamamladı.: — Çiftlik hayatının da kendine göre eğlence mevsimleri var. Şehrin sinema, balo, plâj mevsimleri gibi değil mi efendim?. Güldüm: — Bu taksimi insanlar için yapabi. liriz değil mi? Bizim de kendimize gö. re mevsimlerimiz olacak" Osman beyin tok sesi araya karıştı: — Bu hesab benim pek işime gelmez. Çünkü üç mevsimi bitirdim. Son mev. simi boş geçirmemek için çırpınıp du. ruyorum. — Öyle düşünme pek beyefendi. İnsanların mevsimini yaşma göre ayır. mak doğru olmaz. Bazan son mevsim tarafın mukabil feragatidir, Her Iki taraf ta| Baylar dikkat ediniz kadınları yaptığınız : ithamlar onları değil sizleri düşürüyor, Ka-| diyor. Bu nefret hissini siz Almanlar-or. . GÜNÜN A DAMLARI | Lehistanın milli kahramanlarından Korfanty öldü İ Hayatı, ietiklâlinin muhafazası ile uğ- raşmakta olan Leh milleti büyük bir zi. yaa uğramıştır. Lehlilerin şimdiye küdar Almanlara karşı girişmiş oldukları bütün İstiklâl mücadelelerinin kahramanı olan Adal. bert Korfanty geçen gün Varşovada vefat eylemiştir. Bütün hayatı imtidadınca Almanyaya, panjermanizme karşı çetin ve yılmaz bir mücadelede bulunmuş olan bu adamın bü anda vefatı Lehistanda milli bir ms. tem halini almıştır. Adaibert Korfanty bir işçi ailesinin evlâdıdır. 1873 senesinde Ladenvekada dünyaya gelmiştir. Burası Kattovirt ka- riyesine merbut bir mahal idi, Alman. yaya tâbi bulunuyordu. Adalbert Korfanty üniversite tabstlini Berlinde yapmığlır. Tahsili sırasında Al. man millicilik fikirleri İle çarpışmıştır. O'sıralarda Almanya Sadowa ve Sedan İ zaferlerinden dolayı çok mağrur bulu. nuyor idi. Dünyaya hâkim olmak naza. riyesini güdüyordu. hud yaptığını bir vesile ile başına Ele Tahsilini ikmal eder etmez genç Kor. fanty messisini Lehlilerin istiklAllerini elde eylemeğe hasreyledi. 1900 senesinde parası tükenmiş idi. İs- tiklâlini muhafaza eylemek arzusile çır. pınan Korfanty maden şirketlerine me- mur olarak yazıldı. Orada vâtan fikirleri ile meşbu bir gazete tesis eyledi. İstitastiklere istinad eden ilk makale. sinde Almanyanın «yukarı Silezyaz mın. takasın: işgal eylemiş olduğunu protesto ediyordu. Bu şiddetli makalesi dolayısile Kor. fanty derhal hapse atıldı. Ortaya bir Kortanty meselesi çıkmış oldu. Reichs- tag bu meseleyi ruznamesine bile aldı! Bir müddet sonra hapisten çıkan Kor. fanty Prusya meb'usan meclisine nam. zedliğini koydu. Büyük bir ekseriyet ve muzafferiyet ile intihab edildi. Lehistanın tarihi haklarını 1908 sene- sine kadar bu kürsüden şiddetle müda. faa eyledi. Harbi Umumi sırasmda bile Alman siyasetini tenkid ile uğraştı. 12 Haziran 1918 tarihinde, Harbi U. muminin son muharebelerinden bizi olan Campiögne'de Parisin yolunu açmak için bime anlatmak istediği yanlış bir iki şeye| Almanlar ile Fransızlar boğazlaşırlarken dayanan düşüncelerinizi okuduktan sonra) Korfanty şu sözleri söylüyordu: «Bütün dünya Almanyadan nefret &- taya çıkardınız.» dediğiniz devirlerde ve sönmüş zanne. dilen çağlarda ne baharlar olur, sükü. net bulmuş gibi görünen başlarda ne fırtınalar kapar. Şen, gamsız kahkahaları etrafı çın. Jattı:. — Bu edebiyetta olur azizim, haki « katte bu yaşlardan sonra insanm ba « şında fırtına değil ancak kıyamet ko. par. Mırıldanır gibi dedim ki: — Ya ihtiras. onu unutuyorsunuz- Osman beyin canlı ve zeki gözlerin. de ağır bir bulut belirdi. Ve kırık bir ses dudaklarından döküldü: — O mazisi olmıyan bedbahtlar için. dir. Hayretle babasını dinleyen Vildan: — Dikkat et baba, dedi. Akademik bahse giriyorsun! Osman Beyin gözlerini gölgeleyen bulut dağıldı. Neşesi geri geldi. Ve he. men asıl bahse avdet etti: — Anlaşıldı değil mi. Yarın av mev. simini açıyoruz. — Mevsimin ilk avını vuran da şam. piyon olacak! — Mükemmel! * Su değirmeni, Söğüdlerin İnce kurşuni yaprakları ebediyet geçldi gibi korkunç bir sükü- Bu sözleri sarfeylediğinden 6 gin ev. vel, yani 6 Haziran 1918 tarihinde yuka. rı Silezyadaki Leh ekalliyeti onu gene Reichstag'a meb'us olarak seçmşilerdi. 25 Haziran 1918 de, ilk defa olarak Relshstagın kürsüsüne çıkmış idi. O da Alman mağlübiyetinin ilân edildiği gün. Bundan pek az sonra Almanyada ihti. lâl patlak vermiş idi. Korfanty derhal yukarı Silezyada teşkilât vücude getire. Tek burasının Lehistana fltihak eylediği ni ilân eylemişti. Fakat Almanlar bu çok zengin öraziyi elden çıkarmak istemedik. lerinden oraya çeteler (o göndermişlerdi. Bunun üzerine Korfanty silâha sarılmış idi. Almanları bu topraklardan çikar. mış idi. O vakit Posnanyada tayin edil. miş olan komiserliklerden birine tayin € dilmiş idi... Bilâhare «Varşova» kabinesi meyan. na girmişti. O vakit Hıristiyan Demokrat Partisi reisi idi, Çok ateşin bir adam olan Korfaniy az sonra Mareşal Pilsudski ile çetin bir mücadeleye girişmiş ve onunla kavga et- miti, Mareşal ile geçinemiyeceğini anladı. #mdan Çekoslovakyada yaşamağa başla. mıştı, Bohemyanm Almanlar tarafından işgalinden sonra Varşovaya avdet eyle. miş idi, Yeniden Almanlara karşı mücas deleye hazırlanırken tam bu çok müh'm anda vefatı bütün Lehlileri mateme sok« muştur. ***k net içinde. Derenin değirmen çarkla « rında köpüklenen sular biraz daha hız« lanıp vahşi otlar, yosunlar (o srasındâ mor kayalara dökülüyor. Azametli süs küt içinde suyun bu kudretli sesi ta « biatin şâheser musikisi. Daha çok er « ken. i İhtiyar değirmencim (o karısile ko 4 vanlardan petek petek bal çıkarıyon Arıları kaçırmak için yaktıkları uğul otunun ekzotik kokusu Oda bu tabiat musikisini takdis eden bir ilâhi tütsü gibi burcu burcu tütüyor. Ölen baha « rım defin merasimi gibi. : Sükünet, rütubetli, serin ve vahşi sükünet, Rafaelin (Sükünet) adlı bir tablosu“ nu görmüştüm: «La Muta» bu bir ef « sanenin ifadesidir. Bir kadın çehresidiN Fakat Leonardo da Vinçi'nin Jekond'uş yani Monalizanın tebessümü gibi O nasıl san'at elinde tebessümün ifade « sini bir kadın çehresinde (o yaratmış La Muta da sükünetin (kudretini bi? kadın yüzünde (o ifadelendiriyor. Sü * künetin manasını anlamak için o çeh * reye dikkatle ve ruhun adesesile bak mak lüzum. La Muta ruhunun ve me suvanın sükünetini gözlerile ifade e * hareketsiz. İki dağ arası bu sabah bir)den bir eserdir. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: