7 Eylül 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

7 Eylül 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İngiliz, Fransız ve Alman donanmaları ne yapıyorlar? Bu donanmaların vazifeleri neler olabilir, verilen vazifeler ne dereceye kadar yapılabilir ? POSTA Sayfa 7 askeri! Donanma, gerçi, silâh taşı i bir kuvvettir. Fakat onun o kullanılma-| sında, kara kuvvetlerinden karakter * barile ayrılan, bir hususiyet vardır. K ra kuvvetleri. memleket harb haline gi. rince hududa doğru toplanır ve çarp Şırlar. R | Donanmanın işe, kullanılması için, ev- velemirde taraleynin coğrafi, siyasi ve iktisadi durumlarını mevzuubahs etmek Hzımdır. Bu durumların mütaleası do- nanmalara şu gibi vazifeler tahmil ederi İ — Düşman donanmasını imha. 2 — Düşman ticaret #ilosunu imha, 3 — Düşmenin denizler ile alâkasını kesme (abluka). 4 — Bitaraf devletler Üzerinde mem. ieketin nüfuzunu koruma. Bu vazifelerden, esas itibarile, yalnız birincisi iki muhasım donanmanın mu- harebe yapmalarını icab etirir. Diğerle. Ki İse, düşmanın harb gemilerinden kaç- mak ve ticaret filosuna taarruz ile elde edilecek hedeflerdir. Yani bu gayeleri temin etmek için donanmaların muhak. kak harbetmelerine Kizum yoktur. Burada şöyle bir sual varid görülebi- Ur: — Siz muharebeden kaçarsınız... Fa. kat düşman sizi muharebe yapmağa ic- bar ederse?... Bu sual kara kuvvetleri için haklıdır, Fakat denizde düşmanı muhare! bar etmek için onun hayati no r İaarruz etmek lâzımdır. Yani düşmanın bu gibi bassas noktaları olabilmelidir. Böyle noktalar yok ise, düşmanı m Yeveyenieter edemez ve onun Ep Fakat şayanı h kimseler yoktu. — Dadı, dadı! Diye, geslendim, mutfağım kapısını arkasına kadar itip baktım. Ocakta &- teş kendi kendine yanıyordu. Tencere ateşin üzerinden çıkarılıp kenâra kon. muş, sofra kurulmamıştı. Allah Allah! Dadıma ne olmuştu böyle! Koşa koşa Jalamın odasına gittim, orası da boştu. O zaman yukar; kattan bir takım a. yak seslerinin geldiğini duyarak bele. canlandım. Mutlaka teyzeme bir şey olmuştu ve dadımla lalam onun yanın. da diler. Bir nefeste merdivenleri çi. karak yukarı koştum. Şüphem doğru imiş, iki (htiyar, yatakta hareketsiz yatan teyzemin yanında idiler. Biri ağ- zina su vermiye çalışıyor, öteki boy- nunu, şakeklarını limonla uğuşturu - yordu. Hastanın rengi bembeyazdı. Gözleri hayretle tavana dikilmiş, bur. nu sivrilmiş, ağzı çarpılmıştı. — Ne oldu dadı? Ne var? Sesimdeki korku ve telâş iki ihtiyarı bana doğru çevirdi ve lalam ilk defa olarak duyduğum haşin bir sesle: — Senin burada işin ne? Dişarı çık bakayım! : Diyerek beni odadan kovdu. Fakat ben bir saniye içinde vaziyetin fecaati- Aİ anlamıştım. İlk korku ile adımlarım Arka arkaya giderken birdenbire ken. dimi topladım, yatağa yaklaşarak da dima yardım etmiye koyuldum. Bir te. raftan da lalama söylüyordum: | — Çabuk arabayı &oş. Bursadan bir doktor alıp getir. İ — Doktorun burada işi ne kızım? * bir şey | ör artaca.| Kadıncağız rahat birak. Şurada otu, |Juukça romatizma ağrılarının İkendisinin meşgul olac rup bir yasin okuyacağım. — Hayır lala, çabuk doktoru geti belki henüz ölmem$tir. | Bu sözlerim iki ihtiyarı harekete ge- İirdi ve benim cesaretimden (kuvvet #larak yüz yüze baktılar. — Havdi Bursaya kadar git — Peki... sına, munarebe yapmadan müzatter ol. mek imkânlarını vermiş oluruz. /Patlıyan harbde donanmaların vazifesi Donanmalarıa vazifesini şu suretle te. bar dl nra A İn yi bul, kendisi hemen bir otomo. bille çiftliğe gelme sini rica et. — Peki... İki ihüyar o ka - dar şaşırmıştılar ki benim sözlerime iti. raz edecek kuvveti bile bulamadılar ve lalam hemen âra - bayı koşarak Bur - saya gitti. Ancak, — yapılan bütün O ihtimamlar boştu. Zavallı Na » miye teyze ani bir şekilde ölmüştü. Ce - sedi muayene eden doktor dışarı çıkın. en hama şu sözleri söyledi: — Bu kış iki defa beni çağırtmıştı. Kendisine böyle bir düziye kapalı bir ür sürmemesini, bazı güneşli hava larda bahçeye kadar inmesini ve hattâ çok güneşsiz ve loş olan bu odayı değiş tirerek evin başka bir odasına naklet. mesini tavsiye ettim; Bu odada otur - ı. daha fazla öksüreöeğini kendisine nlattım. Fakat ihtiyarladıkça büsbü- tün inadcı olan teyzeniz sözlerime ku. lak asmadı ve bana; — Çiftliğe ayak bastığım gün bu oda- ya yerleşmiştim; buradan cenazemi çi- meyin doktor). Alman don ne yapmakta nunla bereber Ingiltere le Almanya ara. sındaki coğrafi durum ve harb tarihi bi. ze esas noktaları düşünmek Anını verir. ve Fransız donanmalar olduğunu kestirebiliriz. Alman donanması harbin Don, ya verilecek. vazite | İngilterenin bir deniz devleti ve ancak umumi plânından çıkar. Tabiatile, bir, deniz yolları emniyette olursa yaşayabi- Almanyanın ne gibi bir plân tatbik ede-|lecek bir memleket olduğu malömdur. İceğ noktasına bilemeyiz. Bu. Şu halde onu deniz yollarından mahrum DAĞLARIN EŞPR ARI id amle kalmasalar - dı benim halim cid. den çok müşkül o lacaktı. O gece, dadımla beraber zavallı Na - miye teyzenince» seğini beklerken birdenbire ve bir kaç saat için « de on seno ihtiyar - lamışım gibi vazi » yetimi (o düşünmiye koyuldum. İşte ar . tik dünyada yap yal niz kalmıştım. Bun- dan sonra yer yü . zünde akraba namx Mukabelesinde bulundu. na bir kimsem yoktur. Bu düşünce bana Evet Namiye teyze ölmüştü... Ve sağ-| vâsimi hatırlattı. Eğer oda benimle lıiğında evdeki mevcudiyeti hissedil .|meşgul olmasayd: bugün halim ne ola- mediği halde gözlerini kapar kapamaz|caktı? Demek beni çiftlikten ayırıp İs. hepimizi bir telâştır aldı, Ne yapacak.) tanbula sürüklerken o bütün bunları Hattâ cenaze merasimi için bile) döünmüş ve elden benim menfaatim kime ve nasıl müracaat edecektik? için beni bu yerlerden uzaklaştırmak Bereket versin doktor Fehmi bey e dek imdadımıza yetişerek bütün muamele. leri bizzat yaptıracağını ve her şeyle ğer geçen seneki vaziyetim. #klik olmasaydı, yani babam |Cahid beyi bana yollamasaydı bugün, Namiye teyzenin ölümünden sonra, edi;İben burada dadımla kalacaktım. Fakat miz ne 0-İ ya o da İyoksa dadımla benim vaziy lurdu? İhtiyar Nuri ağaya gelince, bir- denbire durgunlaşmış ve müvazenesini |şşma kalmak düşüncesi asabımı gerdi İkaybederek on sene yaşlan İsa çekilip bir düzüye ku: nce... okumak. İlil edemeden, hiçkırıklarla şt. Oda») ve birderibire, kimin için olduğunu tah. sarsılarak Karacaklar! Boş yere bu sözleri söyle.|tan başka bir şey yapmıyordu. Çiftlik.|ağlamıya başladım. Zavallı dadım he.İederek üzülmekle hata etmişim. teki birkaç işçi kadın gelip o gece bi -İmen yanıma geldi, gözlerimi sildi, be- etmek (birinci plânda olmalıdır. Bu vazi. feyi esas olarak deniz ve yardımcı olarak ta hava kuvvetleri başarabilirler. Pakaf bir devletin, bahusus İngiltere gibi AL manyayı coğrafi durumu ile abluka et. miş bir devletin ticaretini imha etmek pek kolay bir iş değildir. Böyle bir harb, deniz sevkulceyşinde çok zamanlar yer. İşte bir harbin idame edilebilmesi dolas yısile mevaddı İptidaiye ihtiyacı bun. dan doğar. Güzetelerde okuduğumuz ha- berler bu fhtiyacın Rusyadan temin edi. tebileceğini yazıyorlar. Böylelikle Al man donanmasının vazifelerini şöyle çerçevelemiş oluyoruz: 1 — Bilâmum denizlerde İngiliz ve Fransız ticaretini imha veya sekteye uğ- ratmak, 2 — Baltık denizindeki Rus - Alman yolunu emniyete almak, 3 — Ordusunun cenahlarını korumak. Almanya, İngiltere adalarının kendi. sini tabiaten abluka etmesinden dolayi gemilerini kolaylıkla Atlantiğe çıkara. mamaktadır. Bunun sebebleri şunlardır a — Gemiler, İngiliz abluka gemileri, ne görünmeden Atlantiğe çıkamazlar. b — Alman gemilerinin kömür, erzak ihtiyaçlarını tatmin edecex ve ufaktefek tamirlerini yapacak müstemleke üsleri yoktur. € — Açık denize çıkan Alman gemile ri, tayyarelerle teşriki mesai edemedik, leri için, çabuk yakalanırlar. Bu müşküller dolayısıle İngiliz tieare. tini imha etmek vazifesi Alman tahtel. bahirlerine verilebilir. Çünkü onlar hem görünmeden denize çıkıp avdet edebilir. ler ve hem de uzun müddet denizde ka. labilirler. (Devamı 11 inci sayfada) İni kolumdan #utarak odama Ağlıya ağlıya uyumuşum. Sabah gözlerimi açınca, ev keti hatırlıyamadım; fakat bahçedeki geliş iş, sofadalki ayak sesleri aklımı İbaşıma getirdi ve bu defa vaziyetimi e sükünetle muhakeme etmiye ça « ke Hayır, burada yalnız oturmama imkân yoktu; fakat başka ne yapabilir. İdim. Acaba hemen kalkıp İstanbula, mektebe dönsem mi? Ne garib şey, sağlığında hayatımda hiç bir yeri olmıyan teyzem. öldük - ten sonra nasıl bu kadar büyük bir boş İlk bırakıyordu! Bugüne kadar kendi. İme aid her şey için başlı başıma karar verirken işte birdeibire firademi kay. betmiş gibi zayiflemiştim. Hattâ, o ak. sam, cenazeyi Bursaya kadar götürdü! ten sonra İslamla beraber dönen dadım bana: — Şimdi sen ne yapacaksın kızım? Diye sorduğu zaman ona verecek bir cevab bulamamıştım. — Burada kalırsam nasıl geçiniriz dadı? Acaba teyzemin parası var mıys id? t | — Son aylarda artık pek sıkıntı çe. kiyordu kızım. Çiftlikten geliri yoktu. Elinde avucunda kalanları yiyordu. — O halde? Dadım biraz yutkunup etrafına bak. tıktan sonra nihayet ortaya bir fikir attır — Vasine yazsan nasıl olur? — Vasime mi? Ne asebet! Olsa olsa müdireme danışırım. Ve bu kararla hemen o akşam vazi. yeti oldukça açik bir ifade ile Ranâ hanıma bildirdim ve kendisinden, he- men mektebe dönüp dönemiyeceğimi götürdü. felâ, Tüylerim ürperdi. Buralarda tek ba-İsordum. | Hayır, nankörlük etm d da yapa yalnız sa hiç kimsenin düşünmediğin (Arkası var) en Sw ya —iEŞLME

Bu sayıdan diğer sayfalar: