20 Eylül 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

20 Eylül 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 Sayfa Adana eğitmen kursu Kurs her yıl 200 öğretmen yetiştirecek, Seyhan barajındaki çalışmalar devam ediyor Adana Eğitmen kursu binası ve bir talebe Adana (Hususi) — Adana eğitmen'da mödern bir çarşı vücude getirmek . kursu tedrisata devam (etmektedir. 80 tedir. mevcudlu olan bu kurs esaslı bir şekil | mekteb işleri de çalışmaktadır. Kurs faaliyeti Teşri -- Bu yıl Adanada gerek orta tedrisat nisvvelde son bulacak ve buradan çıkan ve gerekse ilk okullara pek fazla teha » 8D eğitmen Çukurovanın seksen köyünelcetüm vardır. Şimdiye kadar orta tedri - dağıtılacaktır. sat okullarına kaydedilen talebenin ye- Eğitmen kursundan hakkıyla istifade künu 1200 ü bulmuştur. a için beş senelik bir program hazırlan -| Hiçbir lalebenin mektebsiz kalma - muştır. Bu programa (Oo göre kursta herjması için zaruri olarak bu sene şehri « mevsimde 200 öğretmen (yetiştirilecek. miz orta tedrisatında çifte ders usulü bu suretle beş senede Çukurovanın bir)|tatbik edilecektir. kövüne bin öğretmen yetiştirilmiş ola - Adanada polis kursu Sak. Şehrimizde, Teşrinievvelin birinci gü. Seyhan barajında çalışmalar nü bir polis kursu açılecsktır. Adana Büyük Seyhan barajını Hohtif Alman'Emn'yet Müdürlüğü bu kurs için şimdi- firmasının inşa etmekte olduğunu ev *Jden hazırlıklara başlamıştır. o Bu kurs veles bildirmiştim. dokuz av devam edecektir. Son günlerde, beynelmilel siyasi va .. Kursta bütün mesleki derslerle. bera- ziyet dolayısile bu şirketin Alman mü .jber orta tedrisat programından bir kıs hendiz ve ustabaşılarından (bir çoğu mı da gösterilecektir. memleketlerine dönmek üzere şehrimiz-| Kadastro den ayrılmıştı. Mühendis ve ustabaşılar; Sehirde kadastro işleri son safhasına İstanbula gidince, bu endişelerinin yer! gelmiştir. siz olduğunu gördüklerinden oşehrimize| Döşeme, Hâneden ve İstikiği mahal - âvdete karar vermişlerdir. lelerinin kadastrosuna da (başlanmıştır. Masmafih bu ayrılıktan, inşaat zerre/Bu suretle şehirdeki (o gayrimenkullerin kadar sekteye uğratılmamıştır. Eksilen|üçte kisinin kadastrosu (ikmal edilmiş inşaat teknik kadrosuna derhal (o Türkloluyor. mühendis ve ustabaşıları (o ikame edil - İhtikârla mücadele pe İ Ellerinde külliyetk stoklar bu - Büyük barajın inşaatı süratle devamiıınan ve Avrupa harbi veziyetinden €tmektedir. Hohtif şörketinin inşaafını çgtfadeye kalkışmak isteyen bazı muh - kontrol için, hükümetimiz o mama İki tekir çüacarlarla küçük esnafın şiddetle mühendis ve bir fen mamurumuz İNŞAn-|çakib ve mürakabesi için Vilâyet ve Be- bii başında bulumnaktadır. lediyenin iştirakile teşekkül edecek ko- Kontrol şefliğine de mühendis Celâl|misyon bugünlerde faaliyete geçecek - tayin edilmiştir. tir, İş başından ayrılan elektrik mühen . disi Laysner ile ölçü mühendisi Henşge ve şef Şantiye Virst işlerinin (başına dönmektedirler. Geyve panayırı açıldı Geyve (Hususi) — Burada her yıl Eylül ayının 14 ünde şlayıp üç gün Adana Vakıflar İdaresi iki apartıman eva don (panayır) e bali yapıyor Bütün sene çalışan, didinen rençber pa- Adana Vakıflar İdaresi 90.000 lirayalnay're köylerden akın akın gelerek alış iki apartıman yaptırmaktadır. Bu bina -|veriş edip eğlenmektedir. Jarın inşa ihalesi yapılmış ve işe baş -| Panayirde muhtelif eşya satan sergi- lanmıştır. Apartımanlardan birisi Hü -İler, seyyar tiyatrolar ve muhtelif eğlen- kümet caddesi üzerinde diğeri de Abidin|ce yerleri bulunmaktadır. Her sene ol- paşa caddesinde kurulmaktadır. duğu gibi bu sene de panayır kalabalık Evkaf, ayni zamanda Kalekapısındalolmuştur. ( Adana askeri hastanesinin temeli atıldı ) Adana ( Husu si) — Şehrimizde hayırlı bir müessese, nin daha temeli atıl yaştır. Bu müessese m askeri hastane - Askeri - hastaneni” temel atma O törer pek parlak oldu. Bu münasebetle tümko - mutan, O tümgeneral Arif Tanyeri bir nu, tuk söylemişlerdir. Bina 290000 Hraya Kıkmaktadır. Üç kat olacak, 250 yatak ala caktır, > a Resim tuğzenerali temel atma merasiminde nutuk söylerken göstermektedir. — Hayvanata dair ne ya- gılsa kaçırmam Hasan Bey.. ... Geçen gün gazeteler, ... Tüylerinin gitmeye başlıyan kuşların.. dığını niçin? görmüşler.. (Memleket Haberleri (3200 metre yüksekliğindeki «Akdağ, sil bu sene sıcık memleketlere o vücudlarının cascavlak kal SON POSTA Kaşın yegâne yazlığı: Gömbe yaylâsı Yaylâ yollarının tanzimi devam ediyor, bazı yerlere şose yapıldı Kaş, (Hususi) — Kasaba ovasının sonlarında ve şimal istikametinde bulu- ran Gömbe yaylası, deniz seviyesinden silesinin eteklerindedir. Sıcak yaz günlerinde de bembeyaz kar tabakalarile örtülü bulunan bu muaz - zam dağ, Gömbe yaylasına cazib bir hu- susiyet vermektedir. Birçok yerleri kür çam ağaçlarile süs- lenen bu güzel yavlada ayni zamanda ceviz, kestane, fındık gibi soğuk iklim- lerde yetişen meyvalar pek mebzuldür. Kazamızla Gömbe yaylası arasında! yollar düzelmektedir. Çiftlik nahiyesi civarındaki yollar da Islah edilerek şose haline getirilmiştir. Bu münasebetle Kaş . Elmalı hudu dunda bir tören yapılarak yolların u * mumi faydaları hakkında köylüye nu - tuklar söylenmiş ve hududa inşaat tari. hini gösterir bir levha dikilmiştir. Kaşın güzel bir limanı: Bucak limanı Kaş (Hususi) — Kasabamızın batısına düşen Bucak limânı, Asaz dağının dibin- de Andifil adasile çevrilmiş kuytu bir H- mandiır, «Son Posta» nın tefrikası; 24 Yazan: Martha Richard Fakat birkaç saniye sonra da tehlike işa- reti verilmiş bulunuyormuş. Düdükler çalı- yorar, Koridorlardan koşan kamarotiar ka- pılara vurarak, yemek hazır olduğunu Wi- dirdikleri sakin bir sesle: — Tahlisiye kemerlerinizi takıp güverteye çıkınız, Diya herkese haber veriyorlardı. Tahlisiye kömerlerinizi takınız!. Makineler durmuş. Bir tarafa yatmakta olan gemi beyhude yere mürasenesini bul- Mağa çabalıyormuş. Deniz sakin, İlk uyanan yolcular çılgın gıbi güverteye gelmişlerdi. Artık tahlisiye sandallarına doğru Kojuş- mağa başlanmıştı. Bu sandalları sakin çeh- reli bahriyeliler müdafan ediyorlarmış. Ge- minin içi altüst olmuş, herkes bağırışıyor. Herkes kurtulmak için itişin O kakışıyorlar, birbirlerini çiğniyotlarmış. Erkekler vahşi bir surette dövüşüyorlardı. Herkes tahlisiye ma binmek için diğerini parçalı yormuş. Gemi süvarisi elinde bir megafonla kükrü- yormuş: — Evvelâ kadınlar, evvelâ kadınlar. Bu emir bütün gem: zabitleri tarafından tekrarlanıyormuş, bu emirleri dinlemeyip ortalığı büsbütün karıştıran birkaç erkeği yakalayıp zaptetmişler. Bu sırada çılgına dönen bir anne çocuğile birlikte denize atıl- muş. Diplomat Lowise ile Mary'ye: — Bu taraftan geliniz demiş. Ve onları bir tahlisiye sandalina doğru götürmüş, Gemi süvarisi bu sandalı mühim mevkiine hürmeten diplomat için bırakmış, Mazy söylüyordu. Loule Walter o akşam pırıltılı bir swaye Kış günlerinde açık denizlerde fırtı. bayâ tutulan gemiler için en iyi ilticagih olan bu güzel koy, her tarafı kapalı ol- duğu için bir göl manzarası göstermek «| tedir. Koyun kısmı kumsal olduğu burası plâj olmıya fevkalâde elverişli Bir vakitler Kaşın oraya nakli dü: nülmüş ise de bazı külfetler göz önünde tutularak bundan vazgeçilmiştir. Halen bu güzel limanda belediyeye sid mesbahadan baska göze çarpan bir ümran hareketi yoktur. Hiç olmazsa çok güzel bir kumsala mi bulunan Bucağın bir plâj haline getirilmesi imal olunmamalıdır. Bergamanın kurtuluşu yı'dönümü Bergama, (Hususi) — 14 Eylül Ber - Hamahın kurtuluş günüdür, Bu o mes'ud günü Bergamalılar her yıl olduğu gibi bu sene de coşkun tezahüratla kutlula . mışlardır. Merâsime sabah saat dokuzda top a - tılmak suretile başlanmış müteakiben tirded günlerine 'd mes'ud hatıraları canlandıran temsili gösteriler yapılmış - tır, Orta okul direktörünün heyecanlı bir! hitsbesinden sonra askeri kıt'aların ge. «id resmi başlamış, bunu resmi ve husu. si teşekküllerin alayları takib etmiştir. Kaşta köyler arasında telefon tesisatı Kaş (Hususi) — Köylerle merkez ara- sındaki telefon tesisatı ikmal edilmiş bulunmaktadır. Yakında kaza telefon tesisatı da sona ermiş olacaktır. kime eee ii Lüleburgaz otel ve sinama binası urgaz (Hususi) — İnşası ikmal edilip dahili tesisati yapılmakla olan ye- ni otel, gazino, sinema binasının &çilış töreni Cümhuriyet bayramında yapıla - caktır. Memjeket içim büyük faydalar temin edecek olan bu binanın müessisi olan belediyeyi tebrik etmek bir vazife. dir, Kaşta bol su Kaş (Hususi) — Belediyemiz, yıllık ücreti 3 lira üzerinden bütün evlere de. mir borularla su tevziine 'Maşlamıştır. Halk bu vaziyetten son derece memnun olmuştur. Pazar Cla Mesan Bey Divor ki: kavruup O, Hasan Bey — ılacak bir şey yok... Dalma üze - Acaba oTinden geçmişlerdir... elbisesi giyiyormuş ve sandala binmeden ey- vel bir müddet kendi eseri olan bu manzs- rayı kemali süküne“le seyretmiş, Sonra insan dolu bir sandal içinde uzun ve Ümldsiz santler geçirmişler. Erkekler kü- tek çekiyorlar, dalgalar sandalı ağır ağır sallıyor ve kadınlar bitkin bir halde titreşi- yorlarmış. Birden kadınlardan biri uzaktan yaldız gibi görünen bir ışığı işaret ederek bağırmış: — Bir vapur geliyor. Bizi kurtaracaklar.. Müthiş bir ümldeisiikie geçen gece son ermekte, ufuk hafifçe uydınlanmakta imiş. Mary. G. yanındaki Fransiz odiplomatının kolunu sikarak> — Zannederim ki, yanımdaki çocük.. Diye kekelemiş. Birisi bir kibrit çakmış ve küçük çocuğun çehresi görünmüştür ve herkes bu manzara titremiş, çünkü çocuk ölü imiş. Çocuğun ölüsünü kaldırıp denire ttmislar. Louise Walter şayanı tehriksiniz. Eserinizi gok mükemmel yapmışsınız. Gündüz beraber bulunduğumuz barda bu akşam yeniden Jormanla buluşacaktık. O birkaç dakika gecikerek geldi ve işte bu ge- cikme beni kurtardı. Bara geldiğim zaman beynelmilel casusun plânım kabul etmeğe hazırdım. Onu bekle- diğim sirada otelde bulup beraber getirdi- ğim Fransızca bir gazeteyi gözden geçirdim re pilot insiyakımla bir sürü haradisler için- de gözlerim bir tayyare molörü ilânna ta- kıldı. Ve işte bu münassbelle aklıma büyük bir #ayyare Yabılkasının direktörlerinden obiri- nin hususi kâlibes olan Antolnette 8. aklı- ma geldi. An'oinette 8 ve «kâtibeler mese- Jesi'e Bunlar! hemen zihnimde birbirine yaklaş- birdım ve © genç Kâtibe ile aramda geçmiş olan bir muhavereyi hatırladım, o bana: İkinel büra a münasebette devam edi- yor musunuz? Diye sormuştu. Ben de ona: — Hayır, muharebeden sonra oradan ay» rildi. Bazan eski şeflerimi görürüm. Fakat surf dostane bir götürme İçin... Düşünceli bir tavırla! — Yat... Dedi. Ona bir sürü gnaller sordum, İkinci büroya mensub bir zabiie münasebeti mi vardı! Yoksa bu suali bana sirf bir tocossls- le mi sormuştu. Kendisinden hiçbir şey öğ- renemedim. Şimdi tahkikatımı Pariste devam etmeğe imkân buluyordum. Çünkü ilân şu mealde tdi: «Birinel defa olarak X... motörü Atlas Ok- yanusunu yendi, Bu motör tieari bir uşağı evvelisi gün Dakardan Natala getirdi. Eğer Antolnette, ikinci büronun sözde bir zabitile münasebetie İdiyre neden bunu ben- den #aklıyordu. Onun vasıtasle Peldenle Warnerin Paris- teki muhabirini elde edebileceğimi ve ora- dan da belki bütün teşkilâtı ortaya çıkara- bileceğimi zannediyordum. Jorman bara girdiği şaman benim plânim tamamile hazırlanmış bulunuyordu. Bir da- kikada yeni karar vermiştim. Bir dakikada eski kararımı değiştirmiştim. Artık tam va- kibti. Jorman bana, — Söyle bakalım, dedi, gününü mami ge- sirdin. — İyi geçirdim. Hen gazeteleri okudum. Masanın üstüne ktığım Paris gazete- sinin üstüne doğru li bir nazar çevir- 41, Ben sözüme devam ettim: — Rahib ... rahib... ne /di ismi. ha hatır- Jadım, rahib Constantinoppu ne sanan gü- nah çıkarttırmağa davet edeceğiz. — Yarın deği, öbürsü gün. — Şimdi işimizi söyle telhis edelim Jor- man, Benden bu raibin günah çıkarma hilceresinde kendimi madam von 8, diye ta- “utmamı İstiyorsunuz. O banmn dosyadır sahsedince şaşırmış gibi hareket ederek xangi dosyadan öâhsetliğini soracağım. On- Eylül 20 NBİR CASUS KADININ ) HATIRALARI Çeviren: Hatice Hatib Batan gemiden kurtulanlar dan dosya hakkında malâmat alacağım ve öğrenmek istediklerimi iyice öğrendikten sonra onü İâalettayin bir vâdde bulunaca- Bim.. işim bu değil mi? ayak hatl£ dir'ötle ve ağır ağ Benyje rak: — Evet. fakat size ne oluyor? — Red mi ediyorsunuz. — Bilâkis kabul ediyorum. Ağır bir yükün altından çıkmış gibi rahat bir nefes aldı. Hakikaten onun emniyet ede- bileceği yegâne kadın bendim, Çünkü bir ke- re ben almancayı Lorenli madam 8. gibi ay- ni şive ile konuşuyordum. ve bu rolü öyniya- bilecek kadar da becerikli olduğum onca malümdu. — Fakat yalnız benim yarın Pariste bu- lunmam lâzim. Öürsü gün tayyare ile dö- ner, Constantinoppun randevusuna (yetişi- rim. Jordan bu sözüme hayret etti. Bmniyetsiz- Miği gözlerinden okun — Size verdiğim malümata inanmıyor mu- sunuz ve kâtibeler meselesine, Çok yavaş bir sesle konuşmuştu: — İnanıyorum. Fakat yarın Pariste bulun- mam lâzım, randevuya vaktinde geleceğimi size söylüyorum. Parise gitmişim, gitmemi- şim bu sizi alâkadar eder mi? Jordan pek müşkül bir vaziyette kalmişt benrdordu: — Benim size meselâ yarın da ihtiyacım olabilir. Düşüntnüz bir kere, şunu hesaba yınız. ya madam $. benim tahminimden ey- vel gelirse, Aramızdaki münakaşa daha uzad. Bu dakikada onun ısrarlarına bakarak bana öyle bir his geldi ki beynelmilel casus beni Parise ancak yani «kâtibeler meselesi: hakkında verdiği malümat benim işime yarayamıyacak bir zaman geldikten sonra benim buradan ayrıldığıma razı olacak. Başlangıçtanberi 0- na fazla emmiyetim yoktu Bu kadar ehem- miyetii bir meseleyi niçin kendisi habar ver- memiş, pazarlak eferek İyi bir para alma- mıştı. Bizim Ikinei büromuz bile ona bu ma- lümatı elde etmek için birçok para verebi- Urdi, Jorman bana: — Beni dinleyiniz, dedi, eğer burada kak- mağa razı olursanız size onlar hesabına Pt- riste çalışan ajansın ismini dahi veririm. Bu sözler! aöyleyines lelmde garib bir his uyandı. Tanımadığın bir adamın, Pransıs zabiti kılığına girmiş bü Alman casusuınun hayatı benim elimde imiş gibi geldi Onun teklifini bir el barekelile reddederek: — Bu beni alâkadar etmez dedim. Benim yarın Pariste bulunmam izim. Bir kadının bazan hayatında her şeyden mühim olan bir randevusu vardır. Bu bahaneme Jorman inanmadı. Fakat bardan kalkıp gittiğimiz zaman artık bey- nelmilel casusla aramızdı hiçbir taahhftid kalmamıştı. Fakat bu dakikada çok sıkı bir oyun oynamam İâzun geldiğini düşündüm. Hayatım ve belki de bir başkasmın hayatı tehlikede !d1. Ertesi gün Temps'hof hava istasyonuma giderken umulmadık bir hâdisenin çıkıp be- ni yoldan alakoyacağına içimde bir Diss kablelruku vardı. Benimle birlikte Parise gelen arkadaşıma lâalettayin bir sebeb uydurmuştum ve on- dan ayrılarak tayyare meydanına geldiğim zaman halden geçerek tayyareye binilecek mahalle doğru rârüdüm. Buraya giden yol- cu dalma bir camlı kulübenin önünden ge- çer. Burada pasapor! muamelesi yapılır. Memur benim pasaportumu elimden alinca içimde bir korku hisesitim. Pasaport benim İngiliz pasaportumdu. polisin eli aşağı doğ- ru İndi. Pasaportu mühürlemisti. Serbesttim. Şimdi tayyareye bieblilrdim. Fakat kim bi- lir belki de beni Kolonyava vardığımız za- man orada tevkif #Aeseklerdi. Bir akşam evvel Bristol otelinin hölünde prens Rotiborla karsılaşmıştık. Prens Al maryanın Madrid sefiri V41 Ben o zaman- lar onun afaşenavalı Von Krohna İhanet ediyordum. Prens Rotibor kısa boylu, gayet fhtlmamla giyinmis, sk bir adamdı Madridde kendisi- ni gördüğüm tarihtenberi hiç değişmemiş genilebilirdi. O ayn zamanda genç ve ihti. yar olan acayip bir tip" ve ötedenberi datma kendi kendine bemiyor. hiç deişmiyordu. Bana beni tanıyor zannı geldi, Ben ona bir paket mektub vermiş ve: «Ekselans demiş- tim. ataşenazai'rizm aşk . mekinbları. Ben onun çekmecesinin nasıl açıldığını bili- yorum.» Demiştim. Prens Rotlbor beni görür görmez gözlerini başka tarafa cevirmisti. Acaba benim kim olduğumu hatırlamış madı? Sabahtanberi zar!» bir humma içinde ya- nıyordum. Her dakikn ve her tatafta bir ta- kım tuzaklar kurulmak'a oltuğunu vehme- diyordum. Bir easusun korkulu hiyatr daş- Tamıştı, Artık ben uyirı da uyuyamıyasaktım. Uçuş sahasında #; moförlü bir Alman tay- varesi bana mumtazırdı. Orada da yeni bir korku geçirdim. Bani nereye götürüyorlardı? Ben yerimi Fransır tavyaresinden almamış miydim ?. Bu da Ilzumzuz bir korku idi. Fransız ve Alman tayare servisleri bir anlaş- ma yapmışlardı. Berlinle Pari arasında İs- liyen tayyarelerinin her ikisinde de ayni bi- tetle seyahat edilediliyordu (arkası var) süğrüe

Bu sayıdan diğer sayfalar: