20 Eylül 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

20 Eylül 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

bi Alman ordusu şehri dün Ruslara geri verdi SON POST, o. işgal ettiği iki (Baştarafı 1 inci sayfada) zu ettiği kadar dostene olacak mı? Bu sualin cevabı, Paris si- yasi mahfellerince hâdiselerin istikametini ehemmiyetle de- Biştirecek mahiyette telâkki eğilmektedir. Bu mahfellerin kanaâtince, Almanların şarka doğru ve Sov- yetlerin garbe doğru ilerlemeleri hakiki bir yarış mahiyetini almıştır. Polonyadan gelen ve Sovyet kıt'alarının halk ile ve Leh kıtaatı ile olan münasebetlerinde büyük bir ihtiyat gösterdik. lerini bildiren haberler çok mânâlı görünüyor. Almanyanın, Rüz politikasının bugünkü değişikliğini elde etmek maksadile geniş tavizler vadeylediği muhakkaktır. Fa- kat bu tayizler ne kadar ileri gitmektedir Almanya şimdi - den Polonyanın Ukranyalı ve Beyaz Ruslarla meskün kısım. larını işgal etmiş bulunuyor. Herhalde, Alman radyosu dün Sovyet kıt'alarının Polonyaya girdiğini mahsüs bir memnu. giyetle haber verdikten sonra bu kıt'aların harekâtı hakkın- du şimdiye kadar sükütu muhafaza eylemiştir. İngiliz gazetelerinin mütajası Londra, 19 (A.A.) — Polonyanın felâket içinde ıztırabını uzunuzadıya izah eden bu sabahki İngiliz matbuatı bu mem- leketin, yalnız müttefiklerinin değil, fakat bütün medeni mil- etlerin sempati ve hürmetine mazhür olduğunu bilerek teselli bulabileceğini kaydediyor. Daily Telegraph güzetesi, Sovyetlerin müdahalesinde Al manyanın doğu cenubuna doğru nüfuzunu tahdid etmek ve Karadenize doğrudan doğruya inmesine mâni olmak arzusunu görmektedir. Zira, Karadenizi kontrol eden bir Almanya Sovyet menfaatlerine zarar verecektir. Almanlara göre vaziyet Berlin 19 (A.A.) — Alman matbuatı bilhassa Sovyet kita - atının Polonyaya girişile meşgul olmaktadır. Gazeteler Alman ve Sovyet hükümetleri tarafından heşre- dilen müşterek tebliğ üzerinde durarak bu iki memleketin çerpışacağına dair demokrat memleketlerde beslenen ümid. lere bir nihayet verdiğini, Almanya ile Rusyanın şarki Avru. pada yeni bir nizam kurmak işini Üzerlerine aldıklarını teba- rüz ettiriyorlar, Alman matbua'ı Versailles'in şarka dair olan hükümlerinin tamamen ortadan kalktığını müşahade etmekte, garanti edi- len devlet ortadan kâlktıklan sonra garantiyi idamenin neye| yarıyacağını sormakta ve bu garantinin Almanyaya karşı harb etmek için İngiltere ve Fransaya esasen bir bahane teşkil! etmiş olduğunu kaydeylemektedir. Gazeteler şu noktayı da kaydediyor ki Poli anın birkaç &y mukavemet edeceğin! tahmin etmekte Bm bütün hesabları suya düşmüştür. gene akim kalacaktır. Hususile ki Birliği elele vermiş bulunuyorlar, Almanyada ekmek te vesikaya tabi Brüksel 19 (A A) — B.üksela gelen haber- ere göre Berlinde gıda maddeleri hakkında yeniden bazı tedbirler alınması beklenmekte- dir. Haftalık et sarfıyatı şimdiden adamı ba- gına yarım kilo, tereyağ: 100 gramdan aşağı Estonyaya sede:6 ve mürettebatı | 70 Leh tavyaresi Tallin 19 (A.A) — 2) kadar Polonya tay- yarssi, Tartu'da «araya inmiştir. Bunlar mü-/nuz pek yakında fevkalâde bir Içtimaa çağı- Sovyetlerin aldıkları topraklar Londra 19 (Hususi) — Moskovadan bildirildiğine göre, Uk- ranya ve beyaz Rusyanın işgali tamamlandıktan sonra, bu iki memleket birer müsteki' cümhuriyet olarak, Sovyet Cümhu. Tiyetleri Birliğine ithal olunacaktır. d Diğer taraftan evvelce Litvanyaya sid olan ve iki sene evvel Lehistan tarafından işgal edilen Vilna'nın tekrar Lat - vanyaya fadesi taleb edilmiştir. ç Bu meseleyi halletmek üzere, yakında Sovyet ve Litvan - ya Hariciye Nazırları arasında müzakereye başlanacaktır. Mareşal Voroşilof Kopan 19 (A.A.) — Berlinske Tidende gazetesinin R!- ga'duki muhabiri, Mareşal Voroşilofun Polonyadaki Rus kı. taatnnn kı ndasını deruhde ettiğini bildirmektedir. Sovyet ordusunun dünkü hare'âlı Londra 19 (Hususi) — Lehistanda, Sovyet kıt'alarının ile- ri hareketi bugün de devam etmiştir. Cenubi Lehistanda, Romanya hududuna yakın Salezçiki ka- sabası işgal edilmiştir. Bu mıntakada harbetmekte olan Çek lejyonu, Sovyet kuv-|meldi. vetleri tarafından esir edilmiştir. Lejyonun kumandanı eski Çek Generali Putala da esirler meyanında bulunmaktadır. Çek generali 12 saat mevkuf kaldıktan sonra, bir Sovyet za. bitinin refakatile Romanya hudud muhafızlarına teslim edil- miştir, Barı haberlere göre Leh askerleri Sovyetlere mukavemet etmemekte ve onlar tarafından hüsnü müâmele ğer ler, Riga 19 (A.A.) — Havas: | Sovyet kıtaatı bu sabah Vilno'yu işgal etmişlerdir. Silâhtan | tecrid edilen Leh askerleri evlerine dönmektedir. Sam Paatom mm tafilne 96 el 4 eg S. YAZ 'UHATİC Yedikule zindanında Orada, Tuma Mehmed arabadan indirildi. Ellerindeki ve .,. .s.umdazi bağlar çözüles rek bir odaya hapsedildi, Koca bir gün, o korkunç vaziyette seyahat etmek, Turna Mehmedi © kadar yormuştu ki, zavallı delikanlı, adeta bitab bir hele gel- mişti. Pakat, artık hayatından tamamlile ü- midini kestiği o muztarib saatlerde bile, iki büyük düşünceyi xhmiaden silememişti: Bunun biri, Hatice sultana olan sevgisi idi, Diğeri de, kardeşi Kabakçı Mustafaya besle- diği nefretti, Turna Mehmed, zından gibi karanlık oda» da, O geceyi derin düşüncelerle geçirdi. Er- tesi gün ortalık aydınlanmaya başlar başla- maz, kaçmak teşebbfisiine girişti Evet. kaçacaktı. Fakat bu kaçması, haya- tanı kurtarmak için değidi, Şimdi onun baş-| uca maksadı, kardeşi Kabakçı Mustafanın vücudünü ortadan kaldırmaktan ibaretti, Her tarafı dikkatle gözden geçirdi. Bu kor- kunç zindandan çıkmak, imkân ve İhtimal harlelnde idi, Halbuki meseleyi talih ve omukadderata terketmek ve münasib bir fırsat beklemek te mümkün değildi Çünkü, kendisini bu zin dana sürükliyen kuvvetin, biraz sonra bo; nuna bir kement taktırması da pek muhie- Zavallı Turna Mehmed, bu aciz içinde, dü- şünüp dururken, aklına gari» bir şey geldi... Üç sene evvel, bir Hdirellez günü, arkadaş- larile beraber kuzu yemek için Çırpıcı çayı- rına gelmişler, orada ihtiyar bir balıkçıya tesadüf etmişlerdi. Balıkcı, Yedikuleye dair onlara birçok şeyisr nakletmişti ve sonra da: | — Bu civarda beslenen balıkların etleri,| çok leriz olur. Zira baliklar, yer altındaki geçldden, Yedikulanin ortasındaki kanlı ku- | yuya kadar girerler, Oraya atılan Insan J4- yelerini yiyerek beslenirler, Demişti, Turna Mehmeğ, derhal kararım verdi, | Bedenberi Şehrin (nasıl olsa, ölüme mâhküm değil mi 1412. Şu | #den, vakit vakit Kabakçı Mustafaya tehdid. mecnunane maverara, o korkunç kuyuda karşılaşacağı meçhul Akıbetten ziyade, o kor miklerin temasından titredi. Tekrar suyun yüzüne çıktığı saman, ko“ yunun denize giden yolunu aradı. Fakat & zifiri karanlık içinde, geçide benzer hiçbir sey bulamadı. 3 'Tam o sırada, zuyunun ağzında bir takım gürültüler işitti. Pirar hâdisesini duyan müs | hafızlar, ellerinde fenerlerle kuyunun mer mer çemberi etrafmı birikmişlerdi. Turna Mehmed, derin bir yels ile; a — Eyvah.. artık kurtuluş kalmadı. Diye söylendi. Ele geçip te, işkenceler al- tında can vermemek için, kanlı kuyunun bir cehennem girdabı. kadar korkunç sularına dalıverdi. İ MAY SONRA... Aradan, tam on dört ay geçmişti. Bu müd. det rarfında, Osmanlı hükümetinin mukad- deratı, İki şuursuz hükümdarın elinde sü. rüklenmişti. Bunun bi“, Osmanlı tahtında oturan (Sultan Mustafa), diğeri de taçai ve tahtsır hükümdar olan (Kabakçı Musta fa) idi, Bu Iki (Mustafa; Jar, mecnunane bir #6 fabet içinde, devlet ve milletin hazineterini israf ederek yaşarinrken, İstanbulda bulu. man birçok hamiyet sahibleri de, Tuna bo- yuna gitmişler. (Rusçuk) ta bulunan (Alem« dar Mustafa Paşa) ya Milica etmişlerdi. ği Bu milltesiler, devlet ve milletin girdiği am erkli vaziyete, bunun elim metleesini Aleme dura anlatmışlar. ve nihayet bu zatı hareke te getirerek, ordusu ile beraber İstanbul üze rine yürütmeye muyaffak olmuşlardı. Bu ordu, (Çorlu) ya geldiği zaman, bir s5 ormanlarında o eşkiyah civar mahallelerinde bazı yangınlar vukubulmuştur. Dün ak- halde, bu ölümü biran evvel göze alırsa, bel- |kâr haberler gönderen fakat bir türlü ole sam ve bu sabah erkenden müsademeler ve yağmalar kayde-! dilmiştir. Sovyat Rusya - İnniltere ve Fransa Londra 19 (Hususi) - Lehistandaki Sovyet asker! harekâ-! tından bahseden «Deily Herald, gazelesi, İngiltere ve Fran -| sanın bu hususta Moskova hükümeti nezdinde protestoda bu. Tunacaklarını bildirmektedir. Maahaza, Sovyetlere kerş: ilânıharb veya siyasi münase -| batın kesilmesi mevzuubahs değildir. Esasen yarı resmi Sovvet «Pravda» gazetesi, garbt Avru -| pa harbinde Moskova hükümetinin tamamen bitaraf kalaca ğını yeniden teyid etmektedir. Diğer taraftan Ruzvelt'in Leh Cümhurrelsi Mosiçki'ye gön- Ve diğer bütün hesubları da dermiş olduğu cevabi telgraftan anlaşıldığına göre Amerika şimdi Almanya ve Sovyetler | hükümeti, ne suretle olursa olsun, Lehistanın taksimini ta - nımıyacaktır. Misir parlâmentosu toplantıya çağırılıyor Kahire 19 (A.A) — Başvekli Ali Mahir Pa- şa, radyoda söylediği bir nutukta, örfi idare is eden kararname sebebile parlimento - iltica etti tevkif edilmiştir. rılac, bildirmiştir. ki de bu zindandan kurtulup ahdini yerine gelirmek Imkânını elde edebilecekti, KANLI KUYU Öğle vaktine doğru, zindan bekeilerinden | biri geldi. Kapıyı açarak bir büyük ekmek İle, bir testi su gecirdi, Bekçi. tam bunları birakip çıkacağı man, Turna Mehmed ona seslendi: — Bak, yoldaş!. Hiç yoktan, beş on &ltın kazanmak ister misin? Zindan bekçisi, Süyük dir memnuniyetle muhavereye girişti: — Hey ağa, bu da sorulur mu?. Benden, geşirilemiyen ve hattâ, bunların kim olduk- ları bile öğrenilemiyen dört kişiden müreie. keb bir çete, Alemdar ordusuna Iltihak eyle- mişti, Bu çetenin relsi (Turnı Mehmed) di, Mehmed, Alemdar Mustafa Paşanın gözde adamlarından (Pınarhisar) yanı Hac AN ağaya teslim olduğu raman, bütün hayat ve macerasını olduğu gibi zaklettikten sonra: — Ağa!, Kendimi sttığım kuyudan kure tulmak, mümkün değildi, Eğer ölüm dakika. sında, kuvvetli bir su cereyanı beni sürükle yip denize kadar göürmeseydi. hiç siphesis ne istersen ista. yalnız, şuradan çikip çit- mek isterim, deme... Çünkü, sen buradan çi- karsan, ben mezara girerim. — Yok canım. böyle bir sey aklıma bile getirmem. Ben senden başka bir gey latiyo- ceğim, — O halde, iste... — Beni sarayda bastırdıkları zaman, ya- nıma para alamadım. Halbuki odamda, ya- tağımın başucunda bir demir sandık vardır. Altın ve mücovher keselerim, bu torbanın içindedir. Bana du sandığın anahlarını ver- | ser, gidip onları bana getirebilir mistn?. | Bekçinin gözleri parla. Birdenbire basan ki, eesedim, orada çürtiyecekti. Bu bâdireyi, ancak Allahın bir mucmesi sayesinde atlate tım ve atlatır atlatman. Cenabıhakkın beni öldürmemesindeki sebebi anladim. Demek ki ben, ahtettiğim işde. muvaffak olacaktım... Derhal gidip, Kabakçıyı öldürecektim. Fam Kat, sultanımın sözlerini hatırliyarak, bir müddet sabretmeye karar verdim. Derhal yanıma eski tanıdıklardan üç arkadaş ala- rak, İstranca ormanlarına çekildim. Bu #irte da, Alemdar Paşarin İstanbul fzerine yü- rümek için gizliden gizliye harırlandığını işittim ve artık, orn bekledim... İşte, hirmeb bir hirs ile çeneleri kıslarak, dişlerinin ara- zamanı getmiştir. İrin verin. Kardeşim ola- sından; — Hay, haaay. hemen, anahtarı ver. mırıldandı. Turna Mehmed, salvarının cebinden çi Andirtimiştir. Ekmex te vesikaya tabi tutul - maktadır, Yugoslavyada hükümete z eğin tam salâhiyet verildi Belgrad 19 (AA) — Bu sabah neşrolunan bir kararname ile hükümete tam #alâhiyetler bahşedilmiştir. Bükümet, bü karsıname mucibince, bun- dan böyle kanunları tadil ve icabında yeni kanunlar neşredebilecektir. Bu salâhiyetler, yeni parlâmentonun toplanacağı tarihe ka -İkuk fakültesi hukuk tarihi profesörlü .İleti hare tarifesi kanununu tadil bir Jâyiha hazırlamaktadır. dar mer'i olacaktır. O halde ba İşi Rânp hanıma karale etmek» ten başka çare kalınadı Ben kendisinden rica ederim; sana münasib bir elbise yaptırır ve lâzım olan her şeyi hazırlar, — Kabal eder mi dersiniz? — Eder zannediyorum. Ben bunu bana bi- rak, meşgu olma. Basdetten deli gibi idim. Onun pilerine s8- rildım. — Teşekkür ederim. teşekkür ooderim... Beni ne kadar sevindirdiğinizi tasavvur ede- mersiniz. — Bana sevinç erdiğim için memnun ol- dum Semiha... O güne kadar annem de ay - det etmiş olacak; beraber ilyatroya gidersi- Diz. Şimdi ben arlı< g'diyorum (ve biz #ki hafta seni görmede yelemiyeceğ'm. Terizli günü gelir seni alır, eve götürürüm. O akşam yemekhanede arkadaşlı bü söylediğim saman bir kıyameti Her kafadan bir ses çıkıyordu — Kendisi m! gelip seni alacak? — Kiminle gideceksin? — Kim bilir ne kedar kalabalık olacak! — Ne mutlu sana! Talihil kızmışsıni Biraz öfkelendim — Çanım bu £adar telâş Annelerimize #öy'» n Du- koptu. edecek ne var? Leh mültecileri Riga 19 (A.A) — Wünc'dan Tourment'a giden Yol, Polonyalı mültecilerle doludur. Bu mülteciler garbe doğru ilerlemekte olan Sor- yet kıtaalı arasından geçerek Letoüyaya gii- meğe uğraşmakladırlar, Hukuk tarihi profesörlüğu Ankara 19 (Hususi) — Ankara Hu - ğine Sadri Maksudi tayin edilmiştir. — EM kuruş verip bir bilet almakin gala müsameresias gavelli olmak ayni mi? Öyle akşamlarda İstanbulun en İzrınmış alieleri en yözel barmellerie locaları » doldururlar.| Buhusus Cah'i Oğuz bey giti her Balmdan | kusursuz olan genç bir şirin piyesmi sey -' retmez için büfün analar kızlarını götürme-! r. Cahid beye hoş güzürmek kızlarını göstermek için . Için bu kadar pazarlıklı düşüncelere kapılan aileler mi var? — 'Tabli, ne zannediyordun ya? — Ben yle seylerden anlamam; benim i- a, sizi de bir akşam ti » | Çin sadece güyel bir piyes seyretmek mevruu- yatroya götürsün Siz benim gibi değilinla | bahstır. İsterse etrafımda iy! giyinmiş, zen - Hepinizi götürecek kimseleriniz yar, — Evet amma seninki alelâde (tiyatroya gitmek değli; huausl bir davet... Sen galiba Cahid Oğuz heyin bir piyesinin oynanması ve İlk temsile davetli olmak ne demektir bil- miyoraur. —Benee #onradan gitmek doha iyi; ak « törler rollerini daha iyi öğrenmiş olurlar. diler; gin ve kibar insanlar olması, İsterse ki yü- züncü defa ayni piyes (temsil edilmiş olsun, İmaksad bir san at eseri seyretmek ve Un - dan zevk duymak değil mi? Nazlı elindsxi çatalın: birakuruk bayzetie yüzüme baktı — Kizim sen hâlâ tam manasile İstanbul- iu olamadın, hâlâ harlol kıyafete ve otrafın- Arkadaşlarım iskihfafin gülüşmeğe başla »|daxilere lüzumu kadar ehemmiyet veremi- yorsun. Halbuki bugünkü cemiyetle en mü- Ticaret Vekili Rahafsız Ankara 19 (Hususi) — Ticaret Veki - li Cezmi Erçin rahatsız olduğundan ma. kumına gelmemiştir. İstanbuldan ge - len bazı maruf doktorlarımız kendisine! bir konsültasyon “yapınışlardır. Harç tarifesi kanunu Ankara 19 (Hususi) — Adliye Veki- eden him şey karşısındakinin gözlerini teshir et- mek, kendisini ileme olduğundan fazla bir İ kıymette gösterebilmek ve yüksek muhitlere | ebilmek, yüksek şahsiyetlerle görüşebii- mektir. Bunun için hele bir genç k'z, ken disini herkese gösterebilmek fırsatını elde ettiği zaman memnun olur, bu fırsatı elin. den kaçırmak istemez. Sen bütün bunlara ehemmiyet vermemekle, on yeği yaşina gel- diğin halde henüz çocukluktan kurtulama- dığını, kadınlık hislerinin henüz inkişaf ede- mediğini isbat edişorsun — Sence kadınlık hlasim İnkişa? ettiği za- man kendimi âleme karşı olduğumdan baş- ka #ürlü mü göstereceğim? — Ona şüpbe mi var? Bir sene evvel Nazlı le İyi anlaşabildiğim halde bu tatil esnasında onun bilebitün de- Biştiğini, snde ve samim! Nazlının verine ale- lâcayip ve havai bir genç kızın kalm olduğu- nu büyük bir tesseüfle görüyordum. Birkaç gündenberi nazarı dikkatimi celbeden bu halleri ona karşı soğuk davranmağa beni mecbur ettiği için tkirlerime muhalif bul- duğum bu sörlerini de cevabsız bırakmağı münasib gördüm. kardığı anahtarı bekçiye uzattı, Beki, anah- tarı alacaktı, Fakat tam o anda Mehmedin indirdiği dehşetli bir yumruk ile, yere yu. varlandı. Turna Mehmed, açık kapan, dişarı for. Indı. Mazgal deliklerinden giren hafif işik- larla aydınlanan merdivenlerden koşarak inmeye başladı. Avluya inince, gözlerle kan- İı kuyuyu aradı ve, evvelden verdiği bir ka- rar ile kuyuya koşarak, hiç tereddöd etme- den kendisin! oraya"attı. Kuyu, pek fazla derin değildi. Sukutun hızı le kuyunun dibini boylıyan Turna Meh- İlmedin elleri, birçok kemiklere işti Ölümü i hiçe sayan bu odsur delikenh, giriştiği bu dde Mektebe avdet ettiğimiz gündenberi on- daki bu değişiklik gözümden kaşmamışı Bir düzüye bana bu tatli esnasındaki Bü- yükada, Moda ve Florya pllllarındaki eğ- leneelerinden, rasladığı gençierden, görüştü. ailelerden ve ole! Bayatından babsedip duruyor, bu acayip hayatın Beni alâkadar et- mediğini görünce banimle alay ediyor, hattâ beni küçük düşürscek sözler söylemekten bile çekinmiyordu. Artık derslerinden ziyade tuvaletleri onu alâtadar ediyor, yeni seçtiği arkadaşlarile sabahtan akşama kadar ku- laktan kulağa fisldaşarak gülüşüyot, imalı söder söyliyerek kahkahalar atıyor. bafta başında evinden mektebe döndüğü zaman etrafına topladığı arkadaşlarına bir şeyler okuyarak onları eğlendiriyo"du. Çok defa onun içini çekerek: — Daha birkaç ay kaldı: bu sene hapisha- neden kurtuluyarum. Dediğini işittim. Bu hapishane aösünü geçen sene ben söylemiş- tim, fakat insanlardan ayrı yaşamış bir dağ kısı idim. Onun mektebimiz için ayni tâbiri i kabil , değildi. —- Mektebi biürmekte niçin bu kadar telâş ediyorsun kuzum? cak o melünun başın: elimle keseyim, Dedi, Dr. IHSAN SAMI BAKTERİYOLOJİ LÂBORATUARI Umumi kan tahlili, | frengi maktek sararından Wasserman ve OKaha tenmüle mn tayini. Divenyolu: No. 113, Tel: 20081 Dudaklarını bükerek carab verdi; — Alem diploma almama çok ehemmiyef veriyor ve mektebi bitirmeden beni serbes bırakmıyor da onun için. — Burasını bitirdikten sonra ne yapa- caksın? — Borduğu suale bak' Esasen on üç ya- şında iken geçirdiğim bir hastalık yüzünden tahsilim birkaç yü geri kaldı diye beni bu- ısya verdilerdi. Rasmi liselere yakın bir de- recede olan bu mektebi bitirdikten sonra tahsllimi KAF bularak evde oturacağım. © vi Demek telâşm evde oturmak için, öyle — Ben ne toy kizsın Semiha; on dokuz yâ- şında bir kız eyde mi oturur? Gezip eğlene- ceğim ve kendime bir kocü bulmağa Ççalışa— sağım. — Ecena mı? Daha bu yaştan bir erkeğin boyunduruğu altına girmek mi istiyorsun? Bana kalsa elimden geldiği kadar uzun bir #öman serbest kalırım, hatti belki de ebe- diyen... Etrafımdakilerin hepsi kahkaha ile süldü- 1er. İçlerinden biri sordu; — Sen zengin misin Semiha? — Hiç haberim yok. Bundan ne çıkar? — Bundan şu çıkar kızım: Şayed zenmin- sen, mektebi bitirir bitirmez etrafında bir çok namzedler bulacaksın: av peşinde Ko- şan erkekler bir örümcek ağı gibi seni sara- caklar, tath dilerile gürel sözlerile, parlak tavırlarile seni elde etmeğe çalışacaklar, vel- hasıl seni rahat bırakmıyacaklar. Fakirsen, yani erkeği cezbedecek kadar poran yoksa, İ6 saman bir müddet için rahat edebilir. 1s- tediğin gibi yaşarsın, seni hiç kimse Tahat- 82 elmez, i (Arkası var) g >

Bu sayıdan diğer sayfalar: