26 Ocak 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

Kalan görüntüleme: 0

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. Daha yüksek sayfa görüntüleme limiti ve diğer özellikler için abone olun!

Aboneler yüksek görüntüleme limiti, sayfa indirme ve diğer özel özelliklerden yararlanır.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA rbin genişle istidadı karşısında örüş ve düşünceler YAZAN me Emekli general E. Emir Erkilet «Son Posta,, nın askeri muharriri eĞ ibik andanberi âlemin fikrini işgal eden fakat cevabi vardır. Almanya bdir ki acaba iye soran ya hiç ü güç verilen bir sorgu V ne yapacak?. Fakat aîaî müttefikler ne yapac g ya Oi yoktur veya peyk azdır. Güya ımsy:_ı_tıf yani hareket ve teşebbüste. , takaddun'_ı yalnız Almanlara hastır. İnîgflız ve Fııîîi sızlara düşen de ya seyircilik Yeya mukabele ve müdafaadan ibarettir. Filvaki bu umumi telâkki, son sı;neler- de, Avrupanın şahidi olduğu vak'aların bir neticesidir. Versay muahedesine isyan ederek bunu yırtan, Ren eyfıl_efıne yü- rüyerek işgal eden, küçük itilâfın l_vî Fransız Çekoslovak - Sovyetle'r Bir fğq ittifaklarının tesir ve ehemmiyetlerini sıfıra indirerek Avusturya ve Südetleri ilhak, Çekoslovakyayı da garçalayarağ işgal eden, bir askeri yürüyüşle Meme geri alan, üstelik Moskova huku_metıfe anlaşarak bütün dünyayı şaşkınlığa u&- ratan ve nihayet koca bir Leh seferini iki üç haftada başararak 388,000 Km. ı_nı.ı- rabbalık bir memleketi 35 milyon nüfu- sile birlikte Ruslarla taksim eden Alman- ya olmuştur. Müttefiklerin ise bütün | bunlara karşı yegâne yaptıklan_ ve yapa- bildikleri şey, malüm olduğu üzere, ne- ticesiz ve faydasız bir Münih siyasi hare- keti, Lehistan, Romanya ve Yunanista- nın müttefiklerce garantisi ve nihayet Alman ordusunun Lehistana tecavüzü ü- zerine İngiltere ve Fransanın Almanyaya harb ve abluka ilân etmeleridir. F'akat bu harb ilânı, İngiliz ve Fransız; üumumi seferberliği, Majino - Zigfrid a- rasında arazide öncü ve keşif kıt'alarile küçük hareketlerle Almanyaya ab'uka Vaz'ı tedbirleri Lehistanı mağlüb ve münhezim olmak ve nihayet taksim edil- mek felâketinden kurtaramamıştı. Elhasıl görülüyor ki senelerdenberi inisyativ Almanyadadır. Karşı taraf ise tâbi olmak veya mukabil tedafüi tedbir âlmaktan başka bir şey yapmıyor, yahud a yapamıyor. . Vak'aıaxîn geliş zincirine bakanlar iş- lerin hep böylece ve ayni çeşid gideceği- ni zannetmekte haklıdırlar. Ancak hâdi- selerin hayat gibi son ve iptidaları, itilâ Ve inhitatları vardır. Onun için Alman İnisyativi acaba sona ermemiş miğır? di- Ye düşünülebilir. Bu takdirde (muttetik- ler harbi kendi lehlerinde bitirmek mn%î; Sadile ne yapmak isterler?) suali vari Olur. : : Bu sorgunun zamanı gelmemiş te _el; Bildir. Çünkü Fransız askeri seferberli Ve harb hazırlıkları sona: ermiş veya ylğ; 1ş sayılabilir. İngiliz hazırhkla.nân_ *Pey ilerlemiştir. Bundan başka Finl ğ diyaya yardım, hem de müstacelen yar zarureti vardır. Çünkü ajino müdafaa hattının şimalde de;a- Mından başka bir şey değildir. Bu ceph” Din yıkılması müttefikler ce îin Artık bir karar ve harekete gelmeleri Üzumunu gösteriyor. hem de bitaraflar basınında ehemmiye - İCe yer tutmaktadır. Bilhassa ağir haşlı Ve hatta mülhem Fransız askeri muhar- Tirlerinin harbin genişlemesi ihtimal V; Üzumları üzerinde fikir ve kalem ğ a Si iklerini de görüyoruz. Meselâ lim:îl- « Üürmansk Şimal Buzdenizi Rus | Pet- - Tün ablukasile buradan Sovyetlerin * Samo cephesine yardım Ve se*(_k'_yam Ba- Unmalarmı menetmeği öne Sürüyor- e f Tı, Murmansk limanını abluka etme k beraber Petsamo Fin Himanına ö Biliz ve Fransız kara kuvvetleri çıka- det- ialek buradan Rusları külliyen Üti sonra Petsamo - Rovani pon . Şile Finlândiyaya doğf“dan_doğî:iyaeny lâk Vesaire yardımı gönderilmesin!. Tiyet altına almağı teklif ediyor. iiıp leri yukarıdaki iki hareketin Murmanskın | işgalile ikmalini ve bunun için bugün . Fransada külliyetle mevcud bulunan be- yaz Ruslardan mürekkeb bir hükümetin we bir de ordunun teşkilile bunların Mur- manska çıkarılmalarını tavsiye ediyorlar, Bu son fikir, üzerinde durulmağa de- ğer pek ehemmiyelti bir noktadır. Çünkü bunun harb üzerindeki askeri tesirinden maada manevi tesiri de pek şiddetli ola- bilecektir. Fransada bugün misafir birer Lehistan ve Çekoslovakya hükümetleri ve bunla- rın müşekkel ordu ve donanmaları var- dır. Bunlar gibi Fransada bir de beyaz Rusya teşkili kabil görünmektedir. Çün- kü vaktile pek çok eski Rus kaçakları Fransaya giderek orada tavattun etmiş- lerdi. Bunlar hem bir ordu teşkil edebile- cek kadar kalabalıktır ve hem de içlerin- de muhtelif iş ve san'at erbabı vardır. Teklif sahib'erinin düşüncelerinden an- laşıldığına göre böyle bir beyaz Rus hü- kümet ve ordusu müttefikler tarafından Murmanska çıkarılarak burada onlara müstakbel yeni Rusy hükümeti için bir temel kurulursa bu, büyük bir tesir yap- maktan hâli kalamaz. Fakat müttefikler cephesinin genişle- tilmesi taraftarları fikir ve tekliflerini yalnız Şimal Buzdenizi sahillerine inhi- şar ettirmiyerek diğer bazı mıntakalara da uzatıyorlar. Dikkat edilirse matbu- atta görü'en bütün bu fikir ve tekliflerin Fin cephesi |" kaynakları birdir ve garb cephesinde şu veya bu taraftan bir şey yapılamıyacağı kanaatidir. Biz zaten tâ harbin başındanberi bura- da kat'i harblere müncer olabilecek bu- yük taarruzlara maddi imkânlar bulun- madığını söylemiş ve delillerini göster- | miştik. Ne Majino ve ne de Zigfrid müs- tahkem mevzilerine taarruzla bir istifa- de temin etmeği hiçbir taraf başkuman- danlığı muvaflakiyetli bir hareket ©- larak düşünemez. Fakat burada karşı karşıya de ilânihaye beklenemez. O hal- 'de ne yapmalı?! İ Fakat bu sual yalnız Almanlar için de- ğil, müttefikler hakkında da variddir. Yalnız Almanlar ve Sovyet Rusya değil, ayni zamanda müttefikler de elbette har- bi kendi lehlerinde nasıl bitirebilecekle- rini düşünmekte ve belki de bazı şeyler tasarlamaktadırlar. Bunların ne gibi tasar veya tasavvur- lar olduğunu tabiatile bilemeyiz. Gazete- lerin yazdıkları türlü fikirler de birer ih- timal çerçevesini geçemezler. Şimdi kat'i olarak söylenebilecek bir şey var ise o da bu veya öteki tarafın harbi kendi lehin- de bitirebilmesi için behemehal garb cep- hesi dışından bazı müessir ve kat'i bü- yük askeri harekatlere girişmesi lâzım olduğudur. Bu suretle şimdiden kabul etmek icab eder ki harb mutlak bir geniş- leme istidadındadır ve bundan kurtul- H. E. Erkilet Gelibolu öğretmenlerinin mesleki konferansları Gelibolu (Hususi) — Kültür direk - L Hâdiseler Karşısında l SŞUNDAN BUNDAF Sinema münakaşası? — Zavallı oğlum. *«.. Kimbilir başma ne felâket gele- cek. « Gitme; gidersen de yalnız git. arkadaşla oralara adım atma, diye ten- bih ettim amma gene gitti. ** Çocuğumu kanlar içinde görmek- ten ne kadar korkuyorum. Merak etmiştim, sordum: — Çocuğunuz nereye gitti? Cevab verdi. — Sinemaya! Güldüm. Acı acı yüzüme baktı. — Gülmeyin, hele şu gazeteyi bir o. kuyun anlarsınız. Uzattığı gazetede, gösterdiği hava - disi okudum. Üzülmekte haklı olduğu- na ben de kani olmuştum. Havadis şu idi: İki arkadaş sinemaya gitmişler, fil- mi sevredip çıktıktan sonra film hak - kında bir münakaşaya girişmişler — ve biri ötekini bıçaklamış. — * * Eminönündeki kavis: Eminönünden dönen tramvayların büyümüş meydanm tam ortasındaki dar kavisten geçmeleri Eminönünde durmiyan tramvayların hareketlerine mâni olduğu gibi. otomobillerin yolla- rın! kapamakta, yaya yürüyenleri de rahatsız etmektedir. Bu tramvaylarâ: — Bir başka taraftan dolaşsanız da- ha iyi olmaz mı? Diyeceğim geliyo;'. Fakat tramvay- ların da dillenip cevab vermeleri ihti « malini düşünüyorum: — Biz otomobil, otobüs değiliz ki.. Hat nereye döşenmişse oradan geçeriz. Fakat buna da ben cevab verebi rim! — Ne çıkar, hattını al git. * Köy kahveleri: Köy kahvelerinin kapatılmasına rar verilmiş, bunların yerine okuma daları açılacakmış. çok güzel, çok n nasib ve çok faydalı bir teşebbüs.. | kat evvelâ okuma odalarının açılm: okuma odaları açıldıktan sonra ! kahveterinin kapatılması lâzır de midir? * Yeni şiirler: Son Postanın, Mizah 'veya Kahka başlıklı sütunlarından birinde «Vec zeler» serlevhası altında çıkan şu cümleyi çok iyi hatırlıyorum: «Âk akçe kara gün içindir; derler, akçesi olanın kara günü olur mu?» «Doğru söyliyeni dokuz köyden k varlar derler, dünya dokuz köyden it ret değil ki». Bunları yazmış olan arkadaşa sor dum: — Hatırladım, dedi. Son Posta kol siyonu. karıştırılırsa bulunur. Neye s dun? — Genç ediblerin çıkardıkları 1 mecmuada darbimesel isimli şiiri ok dum da: * — O şiirin bunlarla ne alâkası va — Mıisralar bunlardan ibaret, Arkadaşım düşünmeye başladı: — Ne düsünüyorsun? Dedim. Cevab verdi: — FEzelden şairmişim de şimdiye | dar nasıl olmuş farkına varamamışın onu düşünüyorum. x.] et auulâdi törlüğünün muntazam çalışmaları saye - sinde kazamızın her köşesinde tedrisat çok verimli bir şekilde devam etmekte - dir. Okulların ve çocukların tam mana - sile yetişebilmesi için faydalı direktifler, tamimler gönderilmekte ve bu meyanda' öğretmenlerin mesleki bilgilerini kuv - vetlendirmek maksadı ile bülün öğret - menler sıra ile terbiyevi konferanslar vermeğe hazırlanmaktadırlar, İlk olarak Gazi Süleymanpaşa okulu başöğretmeni Lütfi Ornuv kum mevzulu konferansını kendi okullarında vermişlerdir. Konfe - rans arkadaşları tarafından zevkle din - lenmiştir. İkinci konferansı Namık Kemal okulu öğretmenlerinden Nimet Yücesan vere - cektir. ö gprm Meriç de taştı iâ telsizle nakli usulü yeni değildir. 1906 senesinde Münihli profesör Karn tel- li telgrafla resim nakletmek tecrübesini yapmış ve bu tec- rübede muvaffak olmuştur. pullarının - bir ço- ğunun «Mekteb» kelimesi yazılıdır. Bu pul- ların bedeli posta idaresi tarafından doğrudan doğruya maarif nezaretine verilmektedir. Bunları biliyor mu idiniz ? — Telgrafla resim nakli usulü yeni değildir Fotografların * Mekteb pulları Venezuela posta — K üzerinde * Köstebeklerin ve tavşanların yuvaları Köstebekler ve tavşanlar yer altın da yaşarlar, köste- bekler kendilerine yer altında yuva yaptıkları zaman kazdıkları yerden çıkardıkları toprakların birer tepe haline gelmesile, yuvalarını nereye yaptıklarını belli ederler, Halbuki tavşanların çıkar- dıkları toprakları tepe haline getirdikleri vaki değildir. Bunun sebebi köstebekle- rin gayet ağır yürüyen hayvanlar olması, tavşanların da bir yerde duramamaları- dır. Tavşanlar, yaptıkları yuvaya o ka - dar çok girer çıkarlar ki yuva etrafında toplanmış olan topraklar onların basma- ları, basarken dağıtmaları yüzünden kayboluverir. — Son günlerde Trak-|sathından çok yukarı çıkmış, sular ci - etli yağmurlar yüzünden vardaki bütün tarlaları, bahçeleri, yolla- ni, bu nehir|rı kaplamıştır. Yukarıdaki resimler Me- bastığını |ricin taşmasile sularm kapladığı sahaları Meriç nehri tabil| göstermektedir, e yaya yağan larındaki sahaları sular î:ğirlerin taştığı y'ızmlş*ık'ıBı arüda Okuyucularıma Cevablarım Z. K. G. rumuzile mektub yazan okuyucuma! O gence bir mektub yaz, bana' an- lattığın vaziyeti anlat, kabahatli o « lan sen değilsin, hattâ belki onun arkadaşı da değil, asıl kabahat a gençte ki. ne olduğu belirsiz insan ları dost sanıyor, ve bilhassa bu dost sandığı insanı hemen hemen nişarı - lisı sayılabilen bir genç kızın evine kadar götürüyor. Dedim ya, kababat sende değil, hattâ sen o adama karşı sert davranmakla çok dürüst hare - ket etmiş oldun. Mektub yazar bana anlattığını o- na da anlatırsan iyi bir insansa sa - na hak vereceğine eminim. * A, Kadiköye: Mektubunmu aldım, Arzu ettiğin zaman bana danışabilirsin. İ. Edirneye: Sarih bir adres vermemiş olma nız düşündürüyor. Eğer sözleriniz » de samimi iseniz ve bu işi ciddiyet - le muhakeme ettinizse sarih adresi - nizi! göndermelisiniz. e * İzmirde M. T. ye: Bugünkü yaşayış tarzının iyi ol - madığını sen de müdriksin, ve bu - nu beğenmiyorsun. Bir yuva, bir ev ibtiyacını hissediyorsun. Bütün bun lar iyi düşünceler, fakat evlenmek hususunda tuttuğun yolu beğenme - dim, Ben nişanlılık devresinin müm- kün olduğu kadar kısa olmasına ta « raftarım. Senin arzu ettiğin tarzda ev kurmak nişanlılık devresinde hiç olmaz, asıl ev evlilikten sonra ola' - cak iştir. Kendine münasib iyi biri- ni bulursan evlenirseniz daha ilk ay- dan ev eksiklerini birlikte düşünüp birer birer tamamlar ve rahat. kon- forlu bir yaşayış tarzına kavuşursu- nuz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: