3 Şubat 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

3 Şubat 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Talya hani tarafi Romanın siyaseti, harbden evvel, İngiltere ve Fransa aleyhine'idi, bugün de ögle midir? SON POSTA e ko MM YAZAN ———. Emekli eral H. Emir Erkilet i gen “Son Posta,, nın askeri muharriri talya hangi taraftadır?. Harbden ev- Bir memleket parayı ticaret ve bilhas- vel İtalyanın İngiltere ve Fransaya karşı siyaseti, arada bir şiddetlenip ha- Hiflemekle beraber, aleyhtarane idi. Onun bu iki batı Avrupa devletinden herkesin bildiği bir sürü açık çetin telebleri vardı. Bavva, Nis, Korsika, Tunus, Cibuti ve Akdeniz hâkimiyeti. İtalya, ticaret veya harb gemilerinin Cebelüttarıktan İngiliz toplarının hüküm ve nüfuzları altından geçmesine taham- mül etmiyor ve Akdenizin batı kapısının İngilizler tarafından bir gin kapatılarak kendisinin Akdenizde boğulmak isteme- diğini apaçık söylüyordu. Bundan başka İtalya yarımadasının Habeşistanla muva- salası Süveyş kanalından geçtiği için, bu Geçid üzerinde hiç olmazsa İngiltere ve Fransaya muadil bir kontrol hakkı istih- sal etmek istiyordu. Üstelik Akdenizin İngiltere için zarurt bir yol olmaktan ziyade İtalyanın haysti sa harici ticaretle kazanabilir. Para ve nüfus olunca da kuvvetlenmek kolayla şır. İşte İtalyanın şimdi yaptığı şey bu- dur: Az siyaset, çok sanavi ve çok ticaret. Bunun için ne kadar eski vapuru varsa hepsini donattı ve bütün denizlere yolla- dı. Şimdi de hariçten yeni vapurlar tedarik ederek ticaret filosunu arttırmak- ( Almanya, İtalyanın müttefiki olduğu İÇİn onun vapurlarım batırmıyor. İngil- tere ve Fransa, İtalyayı gayet tartılı kol- lamak ihtiyacile, onun gemilerini galiba sadece formalite yerini bulsun diye üs- öl iktifa ediyorlar. ret gemilerini Cebelüttarıkta İtalyanın- 'kilerinden daha uzun boylu tuttukların- Sayfa 5 adı 7) Günün konuşmaları — Müjde kahveci, müjde. — Ne var? — Gene kazandın, kahve bollaşıyor. — Memlekete kahve mi ithal edilerek? — Hayır amma, memleketten arpa ih- raç edilmiyecek. Matbaada: Arkadaşlardan biri söyledi: — Bite dair yazdığın bir yazıyı oku - dum, Fakat fena başlamışsın. — Nasıl başlamışım da fena olmuş? — «Bu yazı bit hakkında ilk ve son ya- zim: diyorsun, ya sonradan gene ayni mevzuda yazmak ihtiyacını hissedersen olmaz. — Tramvay yoldan çıkmadan belli — Yahu parçalanmış diyorum, R — Belli olmaz be birader. Eğer tram- vay yolunun parçalandığı yer tramvay yoldan çıkmadan belli olsaydı, dünkü ga zetelerdeki havadisi görmezdik. — Hangi havadisi?. — Okuyayım dinle: «Eskimiş ray parçalandığı için bu sa - bah bir tramvay yoldan çıktı; * Lâf arasında: — Noksan kantara odun tartıp satar bir #üccar yakalanmış. — Noksan kantarla odun tartıp sata ne yapacaksın? eğer tek bir tüccar versa ve oda yaka - Güldüm: landıysa ne mutlu bize amma, böyle ol — Düşündüğüne bek, dedim, bu o ka. | FIĞURU hiç sanmıyorum. dar güç mü, mübarek hayvanın ismi bir tane değil ki, var, bir daha yazarsam bit diye yazmam, başka bir ismini kullanırım. Lİ Tramvayda: — Tramvay rayının eskidiğı, parçalan- dığı neden belli olur? — Nasıl olur canım, maçta kavga çık- maş — Şaşarım aklına, bir maçta kavga çı karsa mı o maç normal bir maç addedi « Jir, yoksa kavga çıkmazsa mı?.. Elmali elisi | Bunları biliyor mu idiniz? Za bir | ol iddia edi f: : — oi duğunu yordu. İn- dan Asnerikalıların bir. şikâyetini geze) Amerikada nüfusu olmıyan Kışın fazla demir Hindistan ve Avustralya ile, nihayet Pa- telerde okumuştum. bir şehir istihsal edili #ifikteki yerlerile olan irtibat ve muva- Fakat İtalyan matbuatı ve İtalyan rad- sa nr Salasını Afrikayı cenubdan dolaşan bir yosu sırası geldikçe daima İngiltere vel Amerikada Kle Demir yapılan yi yüksek fırınlarda kış mevsimleri yaz mevsimlerinden da |) ha fazla demiris- ? tihsal edilir. Bu- // nun sebebi bu fı Fransa aleyhinde bulunuyor ve hattâ bu- I arting şehrinin u- nu açık ve sert bir surette yapmaktan | Zunluğu beş kilo- çekinmiyorlar, Nitekim Romanya mese-|7cire ve enliliği â lesinde Alman terini tutmuşlar ve mütte-|2 kilometredir. 108 & fiklerin Romanyadaki siyasetleri aley.|SMaİ (Müessesesi hinde bulunmuşlardır. Bunlara bakılınca | Vardır. Bu 108 mü- deniz yolile de temin ve devam ettirebi- Birdi. O halde Akdeniz İngiltere için ha- yati bir ihtiyaç, bir şah damar değil, sa- dece faydalı kısa bir yoldan ibarettir. Bunlara mukabil İtalya yarımadasının Üç tarafı Akdeniz sularile çevrilidir, O- fah, şan ve şeref hülâsa her şey Romaya akacak ve dünyayı amtıp aydınlatacak fa- şizm ve otarşi güneşi Romadan yüksele- cekti, Bun Tübya müstemlekesi Akdenizin öte #indedir. Habeşistan O imparatorluğu da ana vatandan Akdenizle ayrıtmıştır. Gö- rülüyor ki Akdenizde yabancı bir haki- miyet İtalyayı yalnız müstemlekelerin- den âyırmakla kalmaz, bizzat memleketi de tehdid edebilirdi. Bu sebeblerle İtak Yan iddiasına göre Akdeniz bir İtalyan gölü olmalıdır. İtalya başka türlü emni- yette olamaz. i İşte barbden evvelki İtalyan tezi ve İtalyan müddeaları bu kadar genişti. Hattâ arasıra Mısırın İngiltereye değil, İtalyaya aiâ olmas lâzım geldiği bile kddia olunurdu. Çünkü burası ve Südan iliz kontro! ve bükimiyeti altında bu- hındukça Libya ile Habeşistanın biribir- lerile emin bir kara ve dolayısile hava muvâsalası mümkün olamazdı. İtalyanın Akdenizde tam bir hakimiyet tesisi için terenin Maltayı, Kıbrısı, Mısır, Sü- dan ve Filistini İtalyaya teslim etmesi iktiza ederdi oOVe İtalyan itikadına Güre, nihayet bu mukadderdi, Bahusus Şimali Afrika müstemlekele- Fİ ile Suriyenin, müfusça çoğalma ve ça- laşma enerjisini kaybeden Frenfadani zi- Yade ahalisi gittikçe artan ve sây kudreti Ziyadeleşen İtalyaya yaraştığına İtalyan- lâr adeti kendi kendilerini İnandırmış- tardı, Nihayet doğu Akdeniz tamamile İtalyanın olacaktı. Türkiye ve Yunanis- tanın artık ne gibi bir ehemmiyetleri ola- bilirdi; onlar torbada keklikti. Orta Akdeniz zaten İtalyanın doğru- dan doğruya hükmündedir. Adriyatikte mahpus ve cenubdan İtalya Arnavudluği- e çevrilmiş olan Yugoslavya diğer cihet- ten Almanyanın ağır elinin ezici yükünü OMuzunda hissettiği için kımıldanıp ses çıkarabilecek bir halde değildi. Batı Akdenizde, Şimalt Afrika müs temlekelerile beraber Savva ve Nist kay- len ve bu suretle ikinci derece bir hü- olan Fransa ile doşt ve müttefik İspanya bulunacaktı. İspanya Cebe- Müttarıkı zaptedecek ve buna mukabil mın Fasına varis olacaktı. İspan- Yanın kendini Fransız ve İngiliz tesir ve Düfuzlarından kurtararak artık kalkın Ma Zamanı gelmişti. İtalya ona yardım e- cek ve onun kuvvetlenmesinden isilfa- de oöccekti, Ehasl büyük Roma imparatorluğu Yeniden Kurulacaktı. Ticaret, servet, 1 Şimdiki harbin başlamasına kader bü- tün dünyayı meşgul eden ve Avrupayı birkaç kere harb uçurumunun kenarma kadar sürükleyen İtalyanın bu dünyaca malâm sonsuz hayal ve ihtirasları acaba şimdi ne oldu? Bunlar suya mu düştüler, yoksa bilâhare çıkarılıp kullanılan ateş- ler gibi şimdilik kalın bir kül tabakasile mi örtüldüler? Şüphe yok ki Bay Mussolini ne reel hedeflerinden ve ne de ideallerinden vaz- geçecek bir adam değildir. O geniş bir hayal sahibi olmakla beraber ameli bir devlet adam olduğumu göstermiştir. Gs- yeleri baki olmakla beraber onun şimdi yaptığı şey para kazanmak ve binnelis İtalya ile İtalyan ordusunu takviye et - mektir. Vazife kurbanı ikinci itfaiye neferinin cenazesi de dün merasimle kaldırıldı eğ muhafaza ettiği anlaşılır. Ancak bu sada- kat onu Almanyanın yanında harbe gir- meğe ne mecbur ve ne de sevketmezmiş. İtalyanın ne vakit ve nasıl harbe girece- ğini ancak ve yalnız Duçe ve İtalyan me- nafii tayin edermiş, Bunun İçindir ki İtalya bitaraflığını ilân etmemekle bera- ber hareket ve karar serbestisini muha- laza ettiğini ve bunun için de elinde silâh beklediğini muttasıl öne sürmektedir. Hareket ve karar serbestisi ancak şu veya bu tarafa iltihakta muhayyer ol- makla mümkündür. O halde İtalya gün ve vakti gelince İtalyan menaflinin içab ettiği tarafta muharebeye girebilecektir. (Devamı 9 uncu sayfada) ; » Cenaze merasimi nden bir intiba Kurban Bayramının birinci günü vazlle| Cenase alayında Vali ve Belediye Relsi na - #ırasında vukubulan mhessli bir kaza metiİmınâ muavin Halük; Ilfziye müdürü İhsan cesinde yaralanarak o Haydarpaşa Nümure| bulunmuşlardır. hastanesinde tedavi altına alınan iifalye -| İstanbul belediyesi, İliniye Müdürlüğü, eilerimizden Balihattinin de evvelki (o günl Sular İdaresi, ve Kadıköy itfaiye çrupu ta vefat eitiğini yazmıştık. ratımdan gönderilen çelenkler başta olduğu Vazife kurbanı fedakâr itfaiyemizin cena. | halde, cenazeyi bir askeri kıt'a, polis müfre, zesi dün merasimle kaldırmıştır. zesi ve itfaiye mensubları takib etmişler , Merhumun bayrağa sarılı nâşı saat Ji deldir. 'Morgdan almarak Divanyolunu takiben Be.İ Öğrendiğimize göre, itfaiye sigortası tara. yapd camisine getirilmiş; naanazı kılındık . | fmdan fedakâr ittsiyecimizin Bursada bulu. tan sonra EBölrmekapı Şehlidiiğinde' vazife)nan aflesine ve çocuğuna 1000 lira yardım. kurbanı itfeirecilerimize tahsis kılınan ma,İda bulumücsktır. Diğer taraftan bulediye de halde hazırlanan medfenine gömülmüşlür.Jayrıca bu aleyi terfih edecoktin Malyamn mihver” siyasetine #adakatini gösesede çalışanla- rm sayısı 40,000 Gen fazladır. Belediye dairesi, hastaneler, polis ve itfaiye (teşkilâı o mevcuddur. Böyle olduğu halde bir tek ev yoktur. Bu iş şehrinde çalışanlar, civar kasaba ve köylerde ikamet ederler. * Kadın itfaiye ya'nız kadınlardan müteşekkildir. Bütün dünyada bundan başka kadın itfaiyesi 0- lan bir yer yoktur. rınlarda demir cev herinin demir hali- ne gelmesi için f- rın İçinden geçen havanın kış mevsimin- de daha fazla rütubetli olmasıdır. * 38 sone hariste 1904 senesinde Nevyork bapishanesine bir sene hapis cezasile giren Ramal dö Alvarez elân hapishanededir. Bu Silezyada Nettkow kasabası itfalyesi| bebi mahkümun mütemadi; iğ yen kaçmak teşebbüslerinde bulunması, ve her teşeb- büste muhakeme edilip makkümiyet müddetinin artırılmış olmasıdır. İhi numuneden biri İmza yerine D. D. barilerini kulla - nan genç kız veya genç kadın pek de- dikoducu olacak. Sual sorup, derdine derman bulmak bahenesile bana iki ailenin portresini çiziyor. Mektubu çok uzum, hem mahzurlu kısımları da vardır, aynen dercede » miyeceğim, bir bülâsasını yapayım. Diyor ki: — «Bay B. evlendiği zaman günün birinde: parlıyabileceğini hatırına ge - #remiyen küçük bir adamdı, köyünün zengince bir ailesinin biricik kızını al- dığı zaman kendisini çok mes'ud bul - du. Fakat talih bu, muhtelif tesadüf- ler, muhtelif hâdiseler kendisini yük- selttikçe yükseltti, artık köylü kızı ile görünemezdi, gönül eğlendiremezdi, fa kat ondan ayrılmayı da düşünmedi. Ondan Üç tane çocuğu vardı, evini bozmak istemiyordu, kanı bozulmuş, eski zengin bir ailenin kızını metres tuttu, onunla yaşamıya koyuldu. Size anlatmak istediğim birinci tip erkek budur, ikincisine gelince; «Bay C, tapkı ilk erkeğâ benziyor « du. Fakat o, kolunda metresle her sa- lona giremiyeceğini, her cemiyette yol açamıyacağını düşündü, daha cezri hâreket ederek karısından ayrıldı, her salona ve her cemiyete götürülebile - cek bir genç kızla evlendi. Ben şimdi anlamak istiyorum. Bu iki tip erkek « ten hangisi daha insandır?» * Bu okuyucuma cevab olarak. — Hiç biri demek mümkündür, fa- kat biliyorum ki, bu iki tip arasında bir tercih yapılmasında ısrar edecek « tir, o haldes — Birinci tip, diyeceğim. # Bay «Haşim ©: — Zorla güzellik «maz, derler, Es- ki bir Türk sözüdür. * Bay «Ömer; & — Hiç değilse 2 sene daha bekleyi « niz ve «iğrenç, görülmemek için heves sinizi herkesten saklayınız. * Edirnede Bay «İ> ye: — «As Kadıköy» Ün hakiki hüviye- tini garanti edemem, gidip tahkik et» medim ve ettirmedim, fakat buna ver diği adreste oturduğunu biliyorum, günkü yolladığım mektubu almış, ce vabını da vermiştir. TEYZE

Bu sayıdan diğer sayfalar: