14 Nisan 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

14 Nisan 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AMA A Şi e a z 5 z i : gg e LA AŞ MA Sg SON POSTA sir İKTİSADİ TETKİKLER | Almanya Balkan pazarını elinden kaçıracak olursa ne kaybeder? Alman - Bulgar iktısadi münasebatına bir bakış Müttefikler, Almanyayı canevinden vurmak için yeni ve mühim bir takım kararlar ittihaz ettiler. Bu kararların e - hemmiyetini daha iyi anlayabilmemiz İ- çin, Almanyanın ekonomik münasebet - İerde bulunduğu muhtelif o memleketler üzerinde ayri ayrı durmamız lâzımdır. Almanya, er geç bir harbe gireceğini biliyor, bunun için de sür'atle hazırlarnı- yordu. Bu hazırlık bilhassa, harb sana - yiine yarayan iptidai maddeleri temin et- mek sahasında kendini hissettiriyordu. Almanya, muazzam harb sanayiine ge- reken iptidai maddeleri. ya deniz aşırı yerlerden, veyahud karadan hududu o'an komşu memleketlerden tedarik ediyordu. Fakat harb patlar pallamaz, deniz aşını meirleketlerden ithal ettiği iptidai mağ- delerin duracağını bildiği için, Almanya, büyük bir gayretle karadan hududu o'un yerlerle ekonumik bağlarını kuvvetlen - dirmeğe ehemmiyet vermişti. Sovyetler Birliğinin vaziyeti son anlara ködar şüp- heli kaldığı için, Almanya bilhassa Ba! kanlarla olan ekonomik münasebetlerini kuvvetlendirmeğe çalışmıştı. Balkan memleketleri, gerek (yiyecek, gerekse harb sanayiine yarayan iptidaf maddeler bakımından Almanya için mü- him bir pazar teşkil etmekte idi. Bütün bunları hesaba katan Almanya, daha har be girmeden dört-beş yil önce, Balkın memleketlerinden her birile ayrı ayrı ti- caret anlaşmaları yapmış. bu memleket| pazarlarını. Alman sanayi omahsullerile doldurmağa başlamıştı. Tabii buna kar - pılık da, Balkanların iptidai maddelerini, yiyeceğini hemen hemen kendi inhisarı- na almıştı. Şimdi müttefikler, bir taraftan deniz kontrolünü sıkılaştırmak suretile, Alman yanın kaçak olarak deniz aşırı memleket- | lerden ithal ettiği iptidat maddelerin g*- lişini önlemeğe çalışırken, diğer taraftan | da Ba'kanlarda, rekabet esasına dayana rak, Almanların oralardan çektiği bütün malları, kendileri çekmek için kararlar alıyorlar. Müttefiklerin bu kararı müs - bet neticeler verdiği takdirde Almanya, Balkan pazarını elinden kaçırmak'a re kaybedecektir? Üzerinde durulması lâ - zam gelen nokta işte burasıdır. Bu nokta- nın anlaşılması ise, Almanların teker te- ker her Balkan memleketile o'an ekono- mik münasebetlerini bilmemize bağlıdır. Biz bugünkü yazımızda Almanyanın. Balkan hükümetlerinden o Bulgaristanla olan ekonomik bağ'arı ve münasebetleri Üzerinde durmak İstiyoruz. Almanya Balkanlarla, ve bilhassa Bul- geristanla olan ekonomik bağlarını, Hit- lerin iktidara geçişinden, yâni 1933 yılın- dan, itibaren kuvvet'endirmeğe baştadı. *ci Kalın cam kapaklı tabutu içinde, asır- Tarca firavunlerim kadınları gibi bozul - madan muhafaza edilecek olan ölünün tahnitine dair sarih izahat veri'iyordu. Öğrenildi ki, baron, her şeyi, Rozelin âdeta kendi öz karısı olsaydı yapacağı nisbette pek mühteşem, sinyorca yap - miştı, İçine tabutun konulacağı mezar â- bidesinden bahsölunuyor ve bu âbide - nin bir İran şehzadesi tarafından çok sev- diği emsalsiz karısı namına inşa ettiril - miş efsanevi mabede müsavi olacağı söy- Jeniyordu. Haberi düyar duymaz, Jak, Montaizne avenüsüne koştu ve barona ziyaretini ha Baron, onu, şeref odasına bitişik ufak! Yezan: Hasan Âli Ediz 1935 yılından itibaren, Almanyanın Nöy- rat, Şaht, Göring gibi mühim şahsiyetle- ri, muhtelif münasebetler düşürerek Bul garistanı ziyaret elliler, 1935 senesi Ma - yısında Güring'in Bulgaristanı (ziyareti, Bulgaristanın silâhlanmasile sıkı sıkıya bağ'ıdır. Almanya Bulgaristandan yiye - cek ve harb sunayline yarayan iptidaf maddeler çekebilmek için, para yerine sa nayi mahsul ermeyi tercih ediyordu. Bulgaristanın. sanayi (omahsulâtı ıçinde| her şeyden fazla #ilâka ihtiyacı o vardı. Almanya, Bu'garistanın bu z8f ve ih - tiyacından istifade ederek derhal onunla geniş mikyasta anlaşma'ar yaptı. Ve Bul garistana, 1914-1918 dünya harbinden kal ma eski toplar, tanklar, tayyare dafi top- ları satmağa koyuldu. Doktor Şahtın Bulgaristanı ziyareti, daha ziyade Almanların Bulgaristandan şekmek istedikleri iptidai muüdelerle ve gıdı maddelerile alâkadardı. Bu suretle yet taşırken, doktor Şahıtın ziy: bilhassa ekonomik bir mahiyet arzedi - yordu Alman sanayi maddelerinin Bulgar pa- zarlarında yer bulr dan pek kolaylıkla cereyan ediyordu. Çünkü 1914-1918 dünya harbinden önce de Almanların Bulgaristandaki ekono - mik nüfuz ve lesirleri opek büyüktü, O zamanlar Almanya, Bulgaristana vaptığı; ihracat bakımından, Avusturya-Macar im paratorluğundan sonra ikinciliği işgal e - diyordu. O devirde (Almanların elinde ristandan itha' ettiği iptidai (maddeler, bugüne nazaran, çok daha az bir rol oy - nuyordu. Fakat buna rağmen Almanya, birinci dünya harbine girmek üzere ol - duğu sıralarda, yani 1913 yılında, Bulga- ristanın iptidai maddelerini alan devlet- ler içinde birinci mevkii tutmuş bulunüu- yordu. O zamanlar Bulgaristanın Alman. ya ve Avusturya-Macaristanla oolan bü siki ekonomik bağları, onun, Almanya - Avisturya - Macaristandan yana harbe girmesini de intac etmişti. 1914-1918 dünya harbini takib eden ük| vam etmedi. 1922.23 yıllarını müteakib, Almanyadaki o para düşüşü senflâsiyon: Göring'in ziyareti daha ziyade askeri bir! , birçok bakım'ar-! jra geçişini takib eden birkaç yıl içinde, meselâ 1938 senesinde, Bulgaristanın Ak manyaya olan ikracatı, bütün Bu'garis - tan ihracatının $v 47,5 una vardı. Buna karşılık da Bulgaristan Almanyadan l yaptığı ithalât, bütün Bulgaristan itha | İiâtanın “e 61 ini buldu. 1936 yılında, yani bundan dört sene önce. Bulgaristanın bütün dış care, (7.091,500,000) leva tulmakta idi, Bunun | (3,.181,004,000) leva, Bulgaristanın itha-| ilâtını teşkil etmekte - İşte, Bülgaris - İtanın bu ithalâtı içinde Almanyanın his- İsesine isabet eden miktar, (1940000000) leva gibi muzzzam bir yekün tutmakta idi, . | Almanyanın, son 7-8 yu içinde Bulga- ristana olan ihracatı, bütün Bulgar isha- lâtına nazaran şöyle bir yükseliş kâydet- miştir: 1980 Yılında 72 1931 > Ba © 1942 , * 1903 5 38,2 © 1904 , 0 1925 , S5 * 1936 , sc © 1937 , 63 © A'manya Bulgaristanm dış ticare - tinde işgal e bu imtiyazlı vaziyetin - den istifade ederek, Bulgaristanın ipti - dai maddelerini fevkalâde ucuza almak» Jta, buna karşılık da kendi sanayi mahsn- lâtamı, normal fiatlerdan daha yükseğe jsatmakta idi. | Almanyanın Bulgaristandan ithal et - müstemlekeler bulunduğu için, Bulgu -İtiği maddeler arasında: Yüksek kalite -| deki tütün ve üzüm, yumurta, kümes hayvanları, domuz gibi yivevek madde - leri birinci mevkii işgal etmekte idi. Me- #elâ 1936 yılında Bulgaristanın ihrac et- tiği 20 bin ton tütünden, Almanyanın hissesine isabet eden miktarı 13,234 tonu bulmakta idi. Gene ayni yıl içinde Bul - garistanın ihrac ettiği 17,480 yumurtanın 13.276 tonunu Almarya çekiyordu. Bul - garistanın ihrac ettiği 23.159 ton yaş üzü- mün 16007 tonu Almanyaya gitmekte i - Bazı madde'erde ise, Almanya, mutlak yıllarda, Almanya ve Avusturya - Macö-! olarak imtiyazlı bir mevki işgal etmek-İeylemektir, Senenin muayyen aylarına ve! ristanın Bulgar pazarlarındâki yerini. İ-/te idi, Meselâ 1938 yılında Bulgarista -İmevsimine göre her dilenci için bir fiat talya işga! etti, Fakat bu vaziyet çok de-' nın ihrac ettiği 12754 diri domuzdan 12,516 tanesi Almanya tarafından satn j alınmıştı. Gene Bulgaristanın o senede Nisan 4 ei Bü kreşte dilencilerin A mobil ve motosikletleri bul Zabıta vak'aları içinde bazan çok şa - yanı dikkat olanlara rastgeliniyor. Bugün nakledeceğimiz hâdise ise za - İbta vak'aları çerçevesinden otamamile sıyrılmış, çok enteresan o ve binbir gece masallarını andıran bir mahiyet taşımak- tadır. Bu srikulâde hâdise Bükroşte ce- reyan eylemiştir. Bundan on, on beş gün kadar evv i Bükreş zabıtası şehrin civarındaki imü - tr, Vilâ sakinlerinin topal, kanbur. kolsuz, bacaksız, sakat, &- damlardan mürekkeb olduğunu hayretle görmüştür. Zabıtanın hâyretini bir kat daha art - tıran ise şu manzara olmuştur: Villânm gayet büyük bir salonunda cesim bir masa kurulmuş ve bu masanın lüzerinde akla hayale gelmiyen yemiş - ler, vemekler, şaraplar, içkiler siralan - mıştır. N Masanın şeref yerinde bu cemiyetin reisi olan karbur, kör adam mevki al - mış bulunuyor, diğerleri ona hep «şef» di ye hiteb ediyorlar. Zabıta derhal tahkikata hakikatleri meydana çıkarmıştır: İsmi Tanas Burducan olan bu masa - daki adam. Bükreş dilencilerinin reisi - dir. Maiyetinde bu'unan cemiyet azaları - , yani dilencilerin sayısı ik! yüz olu - irak tesbit edilmiştir. Bunlar ayrılmışlardır. Birinci kısım dilenciler - den, İkinci kısım müfettişlerden, üçün - cü kısım da tahsilderlardan o müteşek - kildir, Bu cemiyet aza'armın mesai tarzları- İna gelince, işbaşı saat yedide. başlıyor, her dilenci, Bükreşin muhtelif noktala - rına yayılıp kendisi için tesbit edilmiş 0- lah mevkii işgal ediyor. Mevkiinden ha - rice hiç bir sebeble çıkamıyor. Şu haki- kat te tesbit edilmiştir ki, bu mevkiler şefler tarafından aza'arın iktidar ve ça - lışmalarına göre seçilir ve tayin edilir. Cemiyetin bir nizamnamesi de vardır. Nizamname hükümlerine ittiba eylemi -| yen azalar şiddetle tecziye edilirler, Müfettişler her mıntakada dolaşıp du-! rur'ar, Vazifeleri, toplanan parayı tahsil. tesbit edilmiştir. Bu fiat adam başına 300-800 ley ara sında tehalüf etmektedir. kurdukları cemiyet ! merkezi basıldı Cemiyetin nizamnamesi, müfettişleri, tahsildarları, ot0 kellef villâlardan birini arisizın basmış “ hepsinin de kör. girişerek şü | üç kısma” *şem bir otomobil i'e seyahat edermiş. | Bu yaman sdamın yarı belden aşağı M unduğu meydana, çe — ERSE, 4 < z EE ETPEFEEETEEER AE EİEİFEZ Bükreşte dilenci çocuklar ducan'a gelince onun Zenginliği destan olacak dereceyi bulmuştur. Sayfiyelerde müteaddid evlere, Bük reşin en kibar mahallesinde muhtı bir apartımana, gene sayfiyelerde an Mi vanlarına, balıkçılık teşki'âtına malik * tir. İşin dikkate değer tarafı şudur ki, muhterem. reis taraftarlarının sadak bir surette vazife görüp görmedikleri tesbit için güzel bir otomobil ile hergü turneye çıkmakta imiş. Çiftliklerini, arazisini görmek lüzü munu hisseylediği vakit te daha muht& diyer # yoktur, böyle olmakla beraber mükem *| mel bir surette otomobil, motosiklet ku lanmaktadır. Bunlara bindiği vakit sür'atle gitmekten zevk almaktadır. Kendisine mahsüs beş motosik'eti Yakında başlıyacak olan muhâke z kadar çete efradı Vacaresti hapishane Sivas öğre'menizri i a'ayda İskenderun (Hususi) — Sömestr tatl Alman sanayi mahsulâtının da #iatlarını/ (3814 tonu bulan et #hracatımın 2828 to-İ Tam altı sene içinde Bükreşin bu di - İlinden istifade İle Adanaya ve Hatayı kırdı. Bunun Üzerine Alman malları u *İnu Almanyaya gitmekte idi. Elma, erik,İlenciler cemiyeti yahud çetesi 10 milyon :yaret etmek üzere merkezden ayrılan S cüz ucuz Balkan pazarına dökülmeğe baş-| ceviz ve diğer bir çok yemislerde de, A'-İleyden çok fazla para toplamağa muvaf -|vas öğretmen'eri bugün Adanadan Hul Tadı. 1924 yılında, Almanya, geçen dünya harbini müteakib ilk defa olarak Bulga- ristamn dış ticaret müvazenesinde birin- ci bea isgal etti. Hele Hitlerin iktida- «Son Postnsnm edebi tölrikasız 25 tehayyir olmakla beraber, derbal, karşı - sında Basil bir adam bulunduğunu his - setti. Teheyyüçle: — Ne korkunç felâket, mösyö, dedi. Gayretine rağmen kirpiklerinden akan göz yas'arını zaptedemiyordu. Baron: — Hayır, Jak, dedi. Bu, ilk lâhzada e- lemli bir vak'adır. fakat bütün mühim manva imtiyazlı bir mevkle sahibdi. Almanya Bulgeristanla olan bu ticare-İyetin bilânço defterinden istihraç edil -İvas öğretmenleri şehrimizde tetkikli tinde başka favdalar da temin etmekte idi, Meselâ Bulgaristandan ucuza (Devamı 7 nci sayfada) ve AŞKA NANMAYAN ADAM TERCÜ ME hakkınızda fena büküm beslediğimden dolayı bugün önünüzde özür dilerim. i Ben, gözleri gurur ve şüphe ile kör ol - muş fena bir adamdım. Ve işte affımızı dileyorum. — Bırakalım bunu, mögyö. Bu cazib mah'ükün kayboluşu önünde bu mesele- nin hiç ehemmiyeti yok. — Bilâkis, Jak. Asıl ehemmiyetsiz olan bir salona kabul etti. Burada; menekşe -İ godakârlıklarda olduğu gibi bundan da |bu kayboloştur. Yani demek istediğim, lerle bezenmiş kefeni içinde bir meleğil azim bir iyilik çıkacaktır. andıran küçük aşk azizesi, görünmez ca - mın altında, elleri göğsü üstünde çaprasi- Ve Jak bu sözlere karşı hayrette kal » İarğından. Baron. elile ona oturmasını İ - lanmış ve mumların arasında bir zafer şaret etti. gibi pırıltılı yatıyordu. Delikanlı, en samimi bir kederin pen- çesinde idi. O içeriye girerken, Baron ayağa kalktı. Saçları bir gece içinde bem — Onu söy'ediğinizden ziyade sevi - yordunuz. değil mi? — Ona perestiş ediyordum, mösyö, ve|kıp harab eder, diğerleri ise kurtarır. Ö-|yi atlamadan. hâdiseyi baştan sonuna ka- bundan nasıl bir his duyarsanız duyu -İlümler de hayatlar gibi müsavi değildir -İdar anlatırken; Jak, ayakta, sessizce ağ - onun varlığı itibarile kayboluşu. Zira o, ahlâki neticeleri cihetinden, esaslı bir e- hemmiyettedir. — Ne demek istiyorsunuz? — Demek istiyorum ki faydasız ölüm- ler ve feyizli ölümler vardır. Bazıları yı- beyaz olmuştu. Benliğinden bütün hey -|nur, bu saatte size bunu saklamağa muk-İler. r betli vücudüne yayılmış olan öy'e bir bü-|tedir değilim. ; a yüklük neşrediyordu ki Jak, önce mü -İ - — Onu aösilce e Jak, vel — Daha anlıyamazsınız beni — Maksadınızı anlamıyorum. fak olmuştur. Bu rakam zabıtaca cemi - miştir. Cemiyetin birkaç müfettişi binlerce U| Ta sahibi olmuşlardır. Reis Tenşa Ber. - EDEN :* HALİT FAHRİ OZANSOY Yazar: Jorj Delaki Jak, düşünceli, bitkin, muztarib duru- yordu. O zaman sordu: — Fakat nasıl öldü? saçma cilvesile? Sesinin perdesi hiç değişmeden ve hiç bir zaaf hissetmeden, Petrof cevah ver - jdi: — Onu ben öldürdüm. — Siz mi?.. Ve Jak, sanki onun üstüne atılacık - mış gibi derhal ayaküstü dikildi. Baronun bülyalı surette hâkim olan jesti onu durdurdu. — Hakikatte, kendi iradesile öldürdü o. Ve Baron, teferrüattan hiç bir nokta - Kaderin hangi kendini iyordu. Baron ayağa kalktı. ÖN odasına geçilen bir kapıyı öçti ve ya müteveccihen hareket etmişlerdir. Jvukındıyksan sonra Antakyaya |ve iki gün kalıp Sivasa avdet edeceklef İdir. delikanlıyı içeriye sokmak için yana kildi. Oda çok büyüktü ve çiçekler altınd” çöküyordu. Tabut. menekşeler ve gül arasındâ görünmez olmuştu. Röozeli cam sığınakta, hâlâ canlı gibi görünü; du. Jak bir feryad kopardı. — Evet, dedi Baron. Mumya (yapıld Eğer bu camı hiç kırmaz'ârsa, bin sef sonra yine synen bu şeklini muhafai edecektir. Bu, bir kadın ölüsü deği sonu gelmez bir devamdır. İki adam uzun müddet süküt edip d dular. Sonra Jak mırıldandı: — Sevimli küçük bir mahlüktu.. Sonra, içini çekerek: Yazık! Ne yaptınız? — Güzel bir şey. « Ya şimdi ne yapacaksınız — Büyük bir şey. Rozelin. vücudünü içerisine alacak 0. lan muhteşem türbe inşa edilip bitli kadar muvakkaten bir mahzene konul * duktan sonra. Petrof konağa döndü gidip ihtiyar Nataşanın kapısına Onu dua ederken buldu; ve otur zaman, kendisi de onun dizleri (o dib bir iskemleye oturdu. aş e m e a ee MO Mey yem (Arkas var)”

Bu sayıdan diğer sayfalar: