May 25, 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

May 25, 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hergün Almanya - Fransa işbirliği Muhittin Birren on ramanlarda, blharan a miral Darlan'ın Bay Hitler tarafından kabulünü maüteakıb, Al manya ile Fransa arasındaki işbir İiği anlaşmasından çok bahsedildi Ümumiyetle, İngiliz kaynakların dan gelen haberlere bakılınca, zan- sedilebilirdi ki Fransa, Almanya - nin tazyik altinda ve onun yapt bazı faydalı tekliflere kapılarak Ke. men Almanya tarafına geçip İagil tere aleyhine askeri bir harekete te- şebbüs edecektir. Vaziyeti bu tarzda mütalea et- mek de pek boş değildi; hâlâ ha - tri sayılır iyi bir donanma kuvve. İman- tine malik olan Fransada; pek yanın istifade etmek istemesi kolay hatira gelebilir bir şeydi. Bundan başka, Fransanın Suriyede- ki vaziyeti, Almanyayı kendisinden istifadeye sevketmiyecek bir vazi- yet değildi. Bütün bunlara mukabil de, Almanya, Fransaya bu harbden €n sz zararla çıkmayı temin edecek bir takım şartlar verebilirdi. Bütün bu sebeblerden dolayıdır ki İngiliz kaynaklarından (gelen (o haberler, Fransanın bu yolda yürümekte ol- duğunu kabule mütemayil bulunan #hniydtilere çok mülâyim görün al Darlan tarafın. gün yapılmış olan be - yanat, bu tarzdaki haberleri mühim bir kısmile tekzib eder mahiyette görünüyor. Amirala nazaran, Bay Hitler OFransadan ne askeri bir yardım istemiş, ne donanma tale binde bulunmuş, ne de müstemleke- lerinden şunu veya bunu istemiş. tir. Fakat bütün bunları istemem olan Almanya, Fransaya bir tokim şeyler vermek o veyahud vermeği etmiş olacaktır ki iki memleket! arasında yapılması takarrür eden işbirliğine, her iki taraf da mem - nun olarak ve kat'i karar vererel yeni bir faaliyet devri açmayı mi nasib görmüş bulunuyorlar. Acaba bu ne demek? Almanya, Fransadan hiçbir halde ona neden dolayı bir takım iyi şeyler vâdediyor? İşbirliği de- mek, sade galib Almanyanın mağ- Mib Fransaya iyi bir sulh te mesi, iyi seyler vâd veya taahhüd ? Diğer eylememesi mi o demektir? taraftan, acaba, Almanya Fransayal ne veriyor? Onu ne ile memnun e- diyor? İşte size bir sürü sual ki bunların! ; cevablarını bulmak lâzımdır. Bu suallere bulmak müşkül Almanya ile Fransa arasındaki iş - birliği politikasınm bugünkü vazi - yetini anlamak da o kadar güç gö- rTünmüyor. Almanyanın Fransılan istediği şey, onun Avrupa nizamina girme. si, bu nizamı benirmsemesi, gözleri. Bi İngiltereden ve Amerikadan kat'i #wrette çevirerek okendi selâmeti Almanyanın anladığı ve anlattığı tarzdaki, bir Avrupa birliğinde a - famasi gibi esaslar ve bilhassa Fran siz siyasetinin bu esaslara göre kal'i #rette hyar edilmesi hususudur Anlaşılan, Fransanın bugünkü hükümeti bütün bunları kabul edir yor. Zaten, Frânsanın siyasi un - surları arasında bu fikirleri kabule kismen çoktan amade, kismen de bir zamandanbeci mütemayil kav. vetler vardır. Binaenaleyh bu nok. talarda Almanya ile Fransa anlağ - mışlardır. Buna mukabil de Almanya Fran saya, bir Avrupa milleti olarak lâ-| Em gelen hürmeli gösterecek ve © nun milli hayatını o sarsmıyacak sulh şartları verecektir. Bu şartlar arasında, hudud meseleleri old gibi müstemlekeler de vardır. dud: bahislerinde, İtalyanın larını bertaraf etmek Almanya için müşkül değildir. Müstemlekeler bah sinde de Fransanın o Afrikaya sid Mihverin umumi müşterek işletme plânlarını kabul etmek kolaydır. de iki memleket arasında bu esaslara göre bir işbirliği yapmak mümkün görünüyor. Fakat, işbirliği burada başlıya -) İ dı bilmekle beraber but bitmez. Eğer bugünkü Fransa, hakikaten bu tarzda bir siyasete kendisini kuv - vetle bağlamığı karar verecek o - Tarsa bunun #lt tarafından her türlü hâreketleri beklemek mümkündür. Fransa, bir kere mukâdderatını verin zaferine ve Mihvetce ni len Avrupaltlık camiası fikrine bağ Tadı ma, artık bu istikamette takib edeceği «etin bütün akıbetlerini de birer birer kendisine mal etme. ğe karar vermiş demekti Demek oluyor ki, OLondranın Fransaya dair verdiği haberler boş değildir; yalnız bu haberlerin doğ- yu Olması, ancak takib edilecek ze ve geçecek zamanla mukayyed- kestirme cevablar |, olmakla beraber, | . üzerinde tes Bir harb muhabirinin. mektubun; — Bölük çetin bir tepeyi zapteti her adimda bir kurban hiç değilse nin ateşi tedricen zayıfladı, nihayet ettiğini sanıyorduk, fakat tepeye karış gerilemeden hepsi de mitral, Düşman da olsa onun lehine olarak midsiz bir mukavemete sevkeden karşı beslemekte olduğu fnançtır. İngilterenin gazeteciler kralı iken harbin başlaması üzerine ka- bineye giren ve geçnelerde bir ne ai dikattör mevkiine getiri- awerbrook İngütere- nin en güzide şahsiyetlerinden bi- ridi Asıl ismi: William tken'dir. Kanadada Maxwell ouvcau Joftmuştur. Babası Kalonis grupuna ib bir papazdı. İyi ve doğru lam Maxwell Ait- Fa- gerek disipl da ıda Montreal şehrin- di, Cebinde on pâra yoktu. ntılı bir hayat geçiriyordu, Beş sene sonra, yani yirmi beş; anadanin ir yer edin-| İm jn | İ Ona gıpta edenler çok Ge- ne beş sene sonra otuz yaşıma bas tığı vakit tam manasile milyoner İdi. Hem de İngiliz Mirası olarak! İ milyonerdi! Mali ve iktısadi işleri idare ey lemek hususunda pek büyük bir istidadı vardı, Birçok kimselerde bulunmıyan hassaya malikti, Karşısında! n maksadlarını çabuk anlar 30 yaşında iken William İ Altken İngiltereye gitti. O: İlacağını aklına bile getirmiyordu. İngüterede bulunduğu sırada bir İçok fırsatlarla karşılaştı, Bunlar- İdan istifade eylemenin yolunu bil- di. G m bir İleri #fak oldu. | Mali ve iktu meğe başladı. Zimi koydu. Muvaffak oldu. A ton « un - der Lyne edildi. Muhafazakârlar intisab eylemişti. İngiltereye ayak “bastığından tam bir sene sonra William Max-| well Aitken İngiliz siyasi hayatı- nın en mühim şahsiyetlerinden bi| ri olmuştu. İ Talii cidden çok yaver gidivor-! lu | William Maxwell Aitken, ken-| disi gibi bir reh'b aflesinin çocu- ğu olan bir Kanadalı ile dostol- müuştu. Bu adamın ismi: Bor Law idi. Bu iki adamın dostluğu on İngiliz siyasi hayat icra eylemişti. Arkadaşlığa büyük bir kıymet veren Max Alken sarleylediği gayret sayesinde Bonar Law'ı bir İsiyasi partiye şef tayin ettirmişti Az sonra bu adam başvekli olmuş tu fırkasına ne müddet Bu suretle bu iki döst Asguith in kurmuş olduğu temerküz kabi- nesinde büyük isler görmüşlerdir. Yaptığı hizmetlerden dolayı Ka nadalı William Maxwell Aitken'e rişmiş olduğu bütün işlerde)” SON P Resimli Makale: da şu satırlar vardı: mek emrini almıştı, taarruza geçti, bir yaralı veriyordu, fakat düşma- büsbütün söndü, düşmanın ric'at giktığımız zaman gördük ki, bir yözleri başında can vermişlerdir. kaydedelim ki, bu müfrezeyi ü- amil, onun müdafaa ettiği davaya Lord Beawerbrook İngilterenin eski gazeteciler Kralı ve yeni İngilterenin sınai diktatörü nasıl yetişti ? | Lord Beavwerbrook | İngilterenin en büyük pahelerin- den bir; olan «pair, lik verildi ve kendisine Lord Baeverbrook un « san: bahşolundu. Bundan sonra Lord Beaoer- rook'un faaliyeti başka bir şekil almıştır. şekil «faaliyet: o hayatınm mühim devresini teşkil eylemiş Siyasette ve mali işlerde matbu atın ne derecede mühim bir kuv- vet olduğunu etrafile takdir eyle- lan Lord Beaoerbrook goze - ngilterenin | en mühim goret rinden biri 0- :* Day Exspres'i satın almiş- tr. Bundan sonra Sunday Express gazetesini tesis eylmiş ve Evening! Standard gazetesine sahib olmuş- u MP: Sanki çekirdekten yetişme pa -| ibi bu üç mühim ga z pek büyük bir muvaff; yetle idare eti r, EM yaşına basmıştı, Art'k ken! vük siyasi tesebbüslere te hasreylemive karar (Devamı 7 nci sayfada) İSTER iNAN, zeteci imiş İSTER iNANMA! Gazetelerimizden bir! geçen- lerde: — Boğaziçi, Kadıköy, Ada seferlerinin bu yaz esnasında da harb dolayısile yeni vapur alı- namaması yüzünden fazla ge - nişletilemiyeceği mütaleasını kaydediyordu. Doğrudur. Aynı zamanda, Allahın insanlara bir gazeh şek- linde havadan, karadan ve de- nizden steş yağmakta olduğu bir zamanda cennetten kalma bir köşe vasfın: muhafaza eden memleketimizin bulduğuna şük retmesi de doğrudur. OSTA İnanan adam yenilmez bir kaledir... & Bir harbde veya herhangi bi: mücadelede bir orduyu, hatlâ tel ferdi ölüme sevkeden, ateşe yürüten, ona son nefesine kadar müda- fan arzusu, azmi veren amillerden bir tanesi de muhakkak ki inanç - tır. Zira insan imanirsa fedakâr, cesur, atılgan olur, inandığı şey için titrer, üzerine titrediği şeyi kaybetmektense ölmeyi tercih eder. Ona el kaldırana karşı coşar, saldırır. başlıyarak çocuğa gençliğinin her sarsılmaz bir iman vermeli, bunu başında görmelidir. Bum içindir ki, &nne kucağından yaşında müdafaa edeceği dava için vermeyi yapılacak vazifelerin en | Günün adamları (|| Söz arasında Amerikada azaları kadınlardan ibaret belediyeler var İlk zafer Aragon eyaletinde görüldü. Burada belediyenin bozuk bütçesi ancak kadınlar belediyeye hâkim ol Kadının umumi cemiyet hayatı. na girişi nisbeten yenidir. Bu husus ta en ziyade muhafazakâr davran- miş olan da Avrupadır. Buna mu- kabil Amerikada kadının umumi hizmetlere karşı gösterdiği ai gün geçtikçe - artmaktadır. Hattâ Amerikada azası baştan başa kad lardan mürekkeb olan belediyele - rin sayim bir hayli kabariktır. Av- rupada seçme ve seçilme hakkını kadına ilk veren omemleketlerden birisi İngilteredir. Buna barbden evvel en geniş demokratik esasları benimsemiş olan Fransada bir tek Eadın meb'us seçilmiş değil- di. Buna mukabil belediye meclis- lerinde kısa zaman evvel mevki al, miş bulamaktadır. Kadının cemiyet hayatına girişi, bittabi, birçok hâdiselerde - olduğu gibi, «hvalin zaruretlerinden dağ - muştur. Erkeğin bulunamadığı yer de onun vazifesini kadına gördür - mek kadar tabii ne vardı? Nitekim teşri işlerde de bu, böyle olmuş - tar. Kadın, temsili vazifelere ev - velâ bir hak müsavatı neticesi ola. rak intisab etmiş, sonraları, erkeğin daha az rahim ve çok kuru ve mad di tefekkür tarzına şefkat ve düy- gusunun inceliğini ilâve edebileceği mülâhazasile temur edilmek iste - nilmiştir. Kadınin cemiyet hayatın da katettiği merhalenin süratini ila. in son Yirmi beş se. ne içinde Amevikanın yedi eyaletin de yedi belediye meclisinin tama - men kadın eline geçmiş olduğunu kaydetmek kâfidir, sanırız Bu eyaletler şunlardır: Arkanzas, Kansas, Mişigan, O- regon, şimali Dakota, garbi Vi niya ve Wyoming, Ik zafer Oregon eyaletinin Uma- ölla şehrinde kaydedilmiştir. Bu şehrin belediye işlerini ve bilhassa bütçesini tevzm etmek senelerden - beri mümkün ol Nihayet Bununla beraber bu sabah elimize bir resim geçti, baktık. AK sancaklarile (odonatılmış bir yakın sahil vapuru, &pkı bizim harbden evvel getirtmiş olduğumuz Ads vapurlarına benziyor, ha onlardan dâ büyük, hattâ biraz daha göste. rişli.. Resmin altındaki yazıyı oku- duk ve öğrendik ki, bu vap Tuna üzerinde Macar tezgâhla- rında, Bulgar hükümeti hosabı- na harb icinde yapılmıştır. Bir kaç güne kadar Tuna seferleri- ne başlıyacaktır. İSTER INAN, ISTER INANMA ! mukabil | duktan sonra düzeldi 1916 senesinin Şubatında yapılan aza seçiminde vaziyeti ıslah etmiye karar veren Amerikan kadınları, ko calarna karşı şiddetli bir mücadele açtılar ve belediye reisinin eşi olan Madam Laura - Jan kocasını mağ. lib ederek temsil ettiği aza listesini kâmilen intihab ettirmiye muvaffak İoldu. İşin garibi şudur ki bu şehrin belediyesi kadınların eline geçer geç mez İşler düzeldi, bütçe müvüzenet buldu ve eski keşmekeşler ortalık- tan tamamen yok oldu, Bu hidi. se diğer bazı Amerikan şehirleri için bir ders oldu ve misaller yek- diğerini takib eylemiye başladı. Bombardıman'ara karşı İngilizlerin istihbar tertibatı İngiliz adalarının Alman tayyare leri tarafından sıkı ve tabrib edici bombardımanlara tabi tutulmaları İngilterede mevcud itfaiye teşkilâ. tının günün ihtiyaca mukabele et mekten uzak bulunduğunu kısa za- manda anlattı, Bu, her şeyden ev. yel mühim bir tertib meselesi idi ve İngilizlerin yenmiye mecbur olduk- lan müşküllerin bir değil birkaç ta. ne olduğunu meydana çıkardı. Bu vaziyette ve herşeyden evvel yangi- nin nerede çıktığının bilinmesi ical ediyordu, Ateşi söndürmek ( ikinci geliyordu. Bunun için İngilizler, yal- niz Londranın değil bütün İngilte. tenin çök mükemmel ve çok vâsi bir haritasını yaptılar. Bu haritada en ufak köylere dahi yer verilmişti. Bu haritanın muayyen merkezleri elektrik / tellerile esas ve hakiki merkezlerine . bağlanmıştı, Harita üzerindeki telin ucuna da bir ufak | “İlâmba konuldu. Bu tertib, muazzam bir müşkülü halletmiş oldu. Zira yangın çıkan mıntaka, derhal ufak ir düğmeye basmak suretile hari- in de kendi isminin yanında bulunan lâmbayı yakmış oluyor ve böylece yangından itfaiye merkez İteşkilâtını haberdar ediyordu. On - dan ötesi bir sürat ve canlı, cansiz malzeme işi oluyordu. Bu tertibat sayesindedir ki İngiliz adalarında yangin bombalarına karşı mücade. İeye azami hiz vermek mümkün olabilmi; — * Yüzde altmış kârla mal satıyormuş! Bazı tuhafiye mağazalarının Fi - at Mürak İsyonunun evvel. ce tesbit ettiği azami kür haddinden fazlaya satışlarda bulunduğu haber alınarak teftişlere başlanmıştır. Bu ada Beyoğlundu İsmin lüks mağaza olmadığı halde İS9e 60 kârla satışlarda o bulunduğu İ görülerek hakkında adi? takibata | başlanmıştır. Malâm olduğu üzere Fiat Mürakabe Komisyonu evvelce zaların azami o 50 kârla satışlar. Berk mağaza -İlİ Sözün kisası Bir cemiyelin raporu Münasebetile E. Ekrem Talu erkezi İstanbulda bulu nan - ve galiba başka yef” de de şubüsi olmıyan . «Hayvsi” Himaye Cemiyeti» - adı n& türkçele: . so günlerde, bir yıllık O başarıların gösteren bir rapor neşretti. «Hayvanları Estigeme ( Kurü* mu» gâyesi bakımından, gerçek“ ten faydalı bir kurumdur. İn ların, kendilerinden ( küçükler6 zaymflara, müdafaasızlara zulüm ve tahakküm etmeleri yaratılışa” rı icâbıdır. Sokak ortasında, taşi- dığı yükün ağırlığı altında isyan edip duraklamış beygi diğine kamçılıyan sü. olmak üstünlüğünün © anda adeti gururunu duyar Gene ayni duy; tında, zavallı bir ğuna teneke ylıyan, bilâmucib köpekleri tekmeleyen, camda uçan sinekleri tutup ta kanadlarını ko pardıktan sonra salıveren pek çoh çocuklar vardır. Hele, ilkbaharın ışıklı ve ılık günlerile beraber açıklıkta o ökse kurup ta, kırların şenliği minimi ni kuşları tutan ve ekseriya öldü- Ten afacanlar kiç eksik olmaz. Hayvanları Esirgeme Kurumü işte bu füzuli mezalimin önüne İgeçmeyi iş edinmiş hayırlı bir te- şekküldür ki bütün medeni âlem» de eşi bulunur. Bana öyla geliyor ki, biraz ev- vel gösterdiğim örneklere ra, 'bu kurumun bizin yurdumuzda, müdahale edeceği vak'alar başka yerlere kıyasen nadir olsa gerek- tir. Türk, yaradılış itibarile omer“ hametlidir. Hayvanlara alelitlak iyi muamele eder Hele Türk k lüsü atını, eşeğini, ineğini, keçi- sini evlâd gibi gözetir, kendi 20- İğazından kısıp on'ara yedirir. Bir- de, kedi, köpek yavrularını, fazlâ geldiler diye dereye gölürüp te boğmak yoktur. İhtiyarlıyan ç0- ban köpeklerini ise, sahibleri öl- dürmeğe kıyamazlar da, kedinin kuyrus a götürür, aşç pısına bırakırlar. Olsa olsa, hayvana şehirliler, şehirli'erin de, şey bilmiyen çocuklarıdır. Onun için mezeli ben isterini ki, kurum, livetinı biraz da bu ida sarfet; Resimler, kitab. İlar bastırsın, filmler göstersin, ilkmekteb çocuk'arını hayvanları sevdirecek konferanslar verdirsin, kır gezintileri tertib ederek, 0 es- İnada ve yerli yerinde kuşların, böceklerin. daha da başka hayvan- ların faydalarından bahsetsin, hâ- silı hayvan sevgisini çocuk ruhu- na cazib ve iz bırakacak surette, İküçücükten (oaşılamağı (baksın. İ Yoksa, belediye ne mehfa- İ ati bakımından öldürttüğü köpek- leri kurtarmakla. merkebin! hır- palayan herhangi bir şakaya ceza İ kestirtmekle, kurunun, vaz hakkile gördüğüne kanaat getire- mem, ğ Hayvanları, blhassa içlerinde faydalı olanları gözetmek, koru- mak, onlara işkence etmemek in- sanlığa şüphesiz ki şeref verir. Lâkin her şeyin mektebi oldu- ğu gibi bunun da mektebi olmak lâzımdır. Gördüğümü: işı tam görmeli. yiz. Hyvanları Esirgeme OKuru- munun, neşre'tiğ, rapora bakılır. sa, işlerini tam gördüğüne inana- mıyorum. Ayı» değil a?. E€ El 'Calu da bulunmasına müsaade etmiş -İll tir,

Bu sayıdan diğer sayfalar: