6 Mart 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

6 Mart 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| | | t N TELG Dunyamlklta_n talep — HİK Uzü Lit Almanyanın Afrika ve büyük Okyanusdaki eski müstemlekelerine umumi bir bakış Eski Ingiliz Hariciye Nazırı Çemberlayn böyle söylüyor Almanya, Hitlerin ve diğer | devlet adamlarının nutukları - nın da teyit ettiği gibi, her gün | biraz daha kuvvetlenen bir 1s - rarla müstemleke istiyor. Bu 18- rar, İngiliz - Alman münasebet- lerinin düzelmesine sadece mâni olmakla kalmayacaktır, belki de istikrara, sulha, iktisadi kal- kınmaya ve beynelmilel ticare - tin yeniden doğmasına da o ka- dar ihtiyacı olan bir dünya için- de yeni bir karışıklık unsuru o - Tacaktır. Alman talepleri sadece İngil- tereye — donmaktadır. Fakat Fransa, Japonya, Belçika gibi diğer devletler de pek tabil ola- rak bu taleple alâkadar olmak- tadırlar. Fakat acaba bu talep ve ısrar olduğu noktada dura - cak mi? Mevzuu bahsolan me - sele sadece manda ultındaki a- razi midir? Almanların bu talebi de diğer hkplınndı kullandıkları |i Makalentn muharriri eski Ingise Harictye nazırı B. Çurçil san gibi müphem ve tefsire muh- taçdır. Almanlazı tatmin etmek için icap eden mücaadekârlık - — temlekelerini satıp satamıyaca- — — ——— —- | lar nolerden ibarettir? Müstem- lekeler için ne çöşit bir hal taraı J bulunabilir? Bunları kimse bil- miyor. Sir Edvar Grey- 1913 ikinci kânununda Sir Rennel - Rod'a şunları yazmıştı; “Son senelerde geçirdiğimiz en bü- yük müşkülülin, Almanyanın haki » katn ne istediğini kimsenin bilme » diğinden ileri geldiğini söylüyordunuz. Hakkınız varmış.., Filvaki Almanyanın dış poli- tikasının daimi vasfı budur, Al- manya her müzakerede ne ko - parırsa alıyor, «yedikçe iştiha- sı geliyor» ve çok geçmeden de yeni yeni şeyler istiyor. * Sir Edvar Grey mektubuna göyle devam ediyor: «Almanya, bir şey istedi mi, mutlaka onu elde etmesi lâzum geleceğini Lord Salsburiye an - latmağa çalışmışlardı. Siz Fran- sa ve Rusyayı sevmediğiniz için Almanya ile bir kavgaya taham- mül edemezsiniz. Fakat bu va - ziyet bugün için artık Mmevrzuu az. İnfirat devri çok- Hitler Rayhştagdaki nutkun- da, Almanyanın, kendisinden müstemlekelerini almamış mil- letlerden hiç bir isteği olma » dığını söylemişti. Diğer bir nut- kunda da İngilterenin kendi top- raklarından bir karış yer dahi feda etmemek suretile Alman - yanm müstemleke - taleplerini tatmin edebileceğini bildirmiş - ti. Biz Almanyanın harpten ev » vel Afhikadaki Portekiz müs « temlekelerine göz dikmiş oldu- ğunu hatırlayoruz. Fakat şimdi, Fortekizin müs- Üyan'a sürülen Türk polisinin hakiki hatıra ingilizler Almanlardan aldıklarımüs- temlekelerin bir karışını de dahi veremez “Almanya müstemlekelerini geri alırsa,burada vücude getirdiği bahri üsler ve tayyare istasyonları ile dünya sulhu için önüne geçilmez bir tehlike teşkıl edecektır..,, İngilizler ne ılyııl, ne do iktısadi bakım- dan Almanların ihtiyaçları - olmadığı | ğt mevzuu bahsolmaktadır. B. Orts geçen mayısta Çatam Huzda verdiği konferansta de- mişti ki: “1914 de Von Vagov Fransanın Berlin sefirine Afrikadaki müstemle- kâtın Fransa, Almanya ve İngiltere arasında takşimi için bir anlaşma yap- maları zarurt olduğunu söylemişti. Bi- zim anlaşmamız ise Belçikanın aley - hine olacaktı .. Dikkat edilsin ki, bu sözler “Almanyanın bugün istediği müs- temlekelere sahip bulunduğu zamanlarda söylenmişti. Onun içindir ki, Almanyanın, hiç bir | itham altında bırakmaksızın is- | tediklerini ve nihat anlaşmaya e- sas teşkil edebilecek olan şart - larını açıkça söylemesi lâzım - dır. İngiltere için en kötü poli - tika bölük bölük fedakârlıklar- da bulunması olacaktır. Zira bu ufak fedakârlıklarla tatmin e- dilemiyecek olan Almanya, ilk müsait fırsatta yeniden talepler- de bulunacaktır ve nihayet te anlaşamamazlık devam edip gi- decektir. Türk polisi, tabancasını Fran- SıZ zabıtıne teslim edemez Üzerime ateş yağıyordu. Fakat, Atidalimi — kaybetmiştim. Kendimi Mteşten koruyacak yerde, parmak. lık önünde yatan üç ölünün cesed. lerini musyeneye koyüldüm. Bu gırada iİnzibatı temin ve ahalinin Üzerini aramak maksadile mütefer. rikaya mensup on beş kadar polis memuru komiser Bay Hakkı Uralın Ti) idaresi altında oraya geldi. İs. fanbul Polis umum müdürü Bay Nureddin (2) de bir otomobille Par. kın kapısına gelmişti. Ölüler üzerinden — kaldırıldığım zaman caketim yırtılmış, saçlarım yüzüme serpilmiş, perişan bir halde idim. Gitmemi söylediler. Bir müf- reze polis gelmiş ve benim askerf sanâyi meklebinde iken tabif cöğe rafya hocam olan binbaşı Hamdi hey de bölüğü ile halkı dağıttığı Güyan sindanındaki haplahane Müdürü keyf çaten Bir. koca göbekti için artık işim kalmamıştı. hııeılpürilllı Fransız askeri dolü bir durmak tehlikeliydi de.. Yavaş ya» | kamyon göründü. Kendimi güya waş yokuşu tırmanarak Babiâliye, ©-| gizlemek için başımı caketimin yır- radan da Sirkeciye saptım. Vilâyet sokağına girmiştim. Karşıdan içerisi ©| Hemaı adil yele Bidir, (2) İstanbulda un ticaretile maş- gel olduğunu öğrendim, tık yerini örten elim üzerine eğ- dim. Hızlı geçiyorlardı. Sonradan beni takip için gelmekte olduğunu öğrendiğim bu kamyonu da atlattık- tan sonra Sansaryan hanındaki pos lis müdürlüğüne gelerek masam ba- şına geçtim. Zihnim pek karışmıştı. " Vak'ayı müteakip kaçmak ve tanıdığım namuslu kimselerin bimayeleri ak tında gizlenmek pek mümkünken bu- nu yapmardın. Vazilemi gördüğüme Öyle kani olmuştum ki, böyle bir teşebbüsü lüzumsuz saydım. müstemlekeye iddiasındadırlar Alman talepleri tetkik edil « meğe değer bir mahiyettedir. Yalnız bu taleplerin siyasi ve ik- tısadi sahada esaslarının ne ol- duklarının bilinmesi lâzımdır. Doktor Şaht'a göre, bu taleple - | rin esası daha ziyade iktısadi - dir. Halbuki Hitlere göre daha ziyade siyasidir. Almanya «kim- seden çalmayarak» bir müs « temleke imparatorluğu vücüde getirmiştir. Halbuki bu impara- torluk muharebeden sonra ga - lipler tarafından çalınmıştır. Evvelâ iktısadt sebebi tahlil edelim: Ameri Hariciye nezare- ti enstitüsünde verdiği bir kon- feransında şunları söylemişti: «Muharebeden evvel Alfman - yanın muazzam bir müstemleke imparatorluğu vardı. Bu iwpa- ratorluktan yüzde beş maddei iptidaiye çekiyordu. Yani ihtiya- cmın iki yüzde biri... Bu impa- ratorluğa kendi mamulâtının yüzde altısını gönderiyordu. Ya- ni ihracatının yüz seksende bi - e lllıııııılırnı istedikleri müstemlekelerde hayat budur larla birlikte hem hadişe- İiyorduk Nüreddin teyin geldiğini n ni h:hc' verdiler, Dmınd .ı'ı'hı müdürü bay Sadeddin [llvı b rinci komiser bay Cemallş [1) likte derhal yanına çıktık. lâşlı ıun“lmıyoıdıı. Şöyle sordu: 'ak'adan haberdar misınız? ! - Evıl.. — Park önündeki?.. — Hattâ Alemdar sineması ö- nünden başladı. & Su ı,.u. hâdisenin yalnız şahidi misiniz' — Hayır, dediııı. ayni zaman- 'da kahramanı . Ve cereyan eden hâdiseyi ba- şından sonuna kadar doğruca anlattım. Geniş geniş nefes alıyordu. — Şimdi ne yapacaksınız? — En yüksek âmirim bulu » nan sizin istediğinizi.. Canı sıkılmıştı. Hiç şüphesiz müşkül bir mevkide idi. — Peki, dedi, bir tarafa ay - rılmayınız!.. Fazla bir şey konuşmadan ayrıldık. Nurettin Beyin çok manalı surette tevcih ettiği ne yapacak- ımıı suali beni de düşündürme- ğe başladı. Demek, yapılacak, yapılması zaruri olan bir takım şeyler vardı?.. Ne olabilirdi bun- lar acaba? Bir polis umum mü- dürünü sıkıntıya sevkedecek kadar aykırı ve kanıma muga -« yir harekette mi bulunmuştum? (Devamı var) 1) Halen Kastamcal polis müdürüdür 2) Halen Orduda emniyet memurudur. AYE YAZAN : Kadının avucları.. Beni ısrarla evlendirdiler, 1s- rarla karımı sevmeğe - çalıştım. Fakat arkadaşlarımın — ısrarına rağmen karımdan ayrıldım. Be- raber yaşadığımız müddet topu topu 15 ayı geçmedi. Fazla ta - hammül edemedim. O da hürri- yetine kavuştu, ben de. Onu, ayrıldıktan sonra, hiç özleme - *'m, Hatırlamadım bile.. Çünkü beraber bulunduğumuz zaman- lar, bana öyle azap veriyordu, öyle çile doldurtuyordu ki; can taşıyan, bunlara dayanamazdı. Sıdika - bu eski karımın ismi- dir - nerede idi, ne yapıyordu, nasıl — yaşıyordu, — bimiyorum. Merak ta etmiyorum. Mümkün olduğu kadar ondan uzak yaşa- :lnak daha ziyade işime geliyor » u. Bir gün eski aşinalardan Ce- mileye rastgeldim. Beni görün- ce çılgın gibi, az daha boynuma sarılacaktı: — Duyıium. dedi, karından ayrılmışsın.. ri.,.» Halbuki muharebeden sonra- ki vaziyet için Ameri şunları söylüyor: «Almanya 1933, 1934, 1935 senelerinde şark Afrikasında 1,429,415 liralık mal sattı ve ayni müddet zarfında 1,080,567 li - ralık maddei iptidaiye satın al- 400,000 liradır. Bü farkı Al - manlar başka yerlerde kullandı- lar. Yani açıkçası topu tereya - dı. Arada Jehine olan fark ğına tercih ettiler. İ İngilterenin Kamerun müs - temlekesine gelince, 1934 te bu müstemlekenin — ithalâtı yüzde kırk nisbetinde Almanyadandı. lası ise yine Almanyaya olmuş » tu. Demek oluyor ki, iktisadi ba- kımdan gösterilen sebep yerin- Siyast - bakımdan gösterilen sebebi de tahlil edelim: Almanya, Avusturyayı bir ke- lime ile tutmağa muvaffak ola- bilecek bir vaziyette iken, bilâ- kis kamçılamıştır. Lord Greyin konferans teklifini reddetmiş - tir. Avusturyada müzakere ha- — Öyle oldu, iki sene var ki ayrıyız.. — Ben sana, daha evlendiğin gün söylemedim mi?.. O seni fatmin edemez.. Sen onunla o - turamazsın.. Hoş beşten sonra, Cemile gü- lerek, kulağımın dibine sokul - du, yavaşça: — E... Şimdi ne yapıyorsun bakalım, dedi.. Rahat, asude bir hayat sürüyorsun... — Çok iyiyim, dedim.. — Ama, heyecansız yaşaân -” maz.. Birini seviyor musun?.. — Yok.. — Sevmelisin.. Birini mut laka sevmeğe çalışmalısın.. Cemilenin bu sözleri, bilmem neden, üzerimde ani bir tesir yaptı. Onü sanki, bir hayat ve aşk kâhını gibi, sadakat ve saf- dillik ile dinlemiştim. Onun söz- lerine inanmıştım, hattâ.. Son- ra, dikkat ettim. Cemileyi şöye | le bir baştan aşağı süzmüştüm. (Devamı 6 ncı sayfada) Harp sonunda, Alman müs - temlekelerinin — alınması Loit Corcun değil, general Smuts'un ısrarı ile olmuştur. General şu sebepleri İleri sü - rerek ısrarda bulunmuştu: “Alman imparatorluğuna ait müs-, temlekelerin idaresi bakımından, Al « man imparalorluğunun Bu müstemle. helerde denizallı gemileri iç için üsler vü- cude getirmesinin - bütün —miületlerin emniyeti için bir tehlike lJan mütlefik Jaicdım f;“:. olursa olsun bu şerait dahilinde Al -, man müslemlekelerini almak ve bir da- ha iade etmemek vaziyetindedirler.., - Cenub Afri kasında isyan çık« ti ve bu isyanda Alman parmae ğının olduğu anlaşıldı. Şimdi bu memleketin o kadar kan dö- kerek © kadar pahalıya satın al- dığı emniyetini tekrar böyle bir tehlikeye maruz bırakacak mı - yız? Almanyaya fethedilmesi bir çok cenubt Afrikalıların ha- yatına mal olan Tanganika'yı terketmekle durup dururken, tehlikeleri artırmağa razı ola « cak miyız? Cenubt Afrika do e minyonlarının hükümet ıdım -W ları böyle bir mhıudeye Hinde iken, Rusyaya harp ilân | Tazı ol etmiştir ve en nihayet te mağ - lâp nlmuıtux. Acaba galip gel - seydi, İngiltereye ve müttefik - lerine kim bilir ne şartlar tah - Hakikat şudur kl hılu onlar | razı olsalar bile, İnplten bu! toprakları geri veremez. Çünkü bu hususta karar vermek İn « mil edecekti? Kendisinden ne | giltereye düşmez. Çünkü bura- ' merhamet bekliyebilirdik? A - ları bütün Britanya imparatore caba kendisine ne tazminat ve- | luğunun müşterek gayretile fete domin- recektik? Belçika müstemleke - leerinden bir kını toprak kala » cak mıydı? İngilterenin müs » hedilmiştir. İngiltere ve yonları ise bu mi ellerinde bulundurmakla, yeni temlekelerinden acaba ne bıra - | tehlikelerin ortaya çıkmasına' kılacaktı? mâni olmaktadırlar.

Bu sayıdan diğer sayfalar: