23 Mart 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

23 Mart 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Kanserli bir ha.Siâ'ı ğri çevirmek kimin hakkı? Sıhhat direktörü izaha veriyor İstanbul — halkınin — hastahane derdi, en büyük gailelerin basında gelir, Hastalı bir evin aile reisi, haslasını bir hastateye yalırmak mecburiyeti ile karşılaştığı taman, “Acıba yerbulacığız mı?,, gibi en korkunç bir. şüphenin tehdidi ak tındadır. Hele fakir olup da, "fakrı hal, mazbatasile hastaneyi - parasız te- min edea bir adamın “yatağımız yok,, cevabile hastane kapısından dönmesi kadar acı bir şey — var- mıdır ? İstanbulda, her gün, birçok has. talar, bu Gevapla karşılaşıyorlar. Çünkü: Hakikaten hastahineler. de böş vatak yok. İstanbulda has. ta çok. Ve bir çok hastalar hatla oldukça tehi keli hasta'ar kabul edilemiyorlar. Yatırılarmıyorlar, Eir kâç gün evvel bir. vatandaş Cerrahpaşa hastahanesine müraca. gt elmiş vez *— Ayağıma bakın, demiş, yara içinde; Kangıran olacak. Beni ya« brin ve tedavi edin., Hıstane bu adama şu cevabi vermiş: *«— Seni “yaltıramayız, çünkü yatağımız yok, Hasta - boyatmu bükmüş ve susmuş, bastanede ayağına pansıman yapmışlar ve: “— Hergün bize gel seni ayakta tedavi ederiz., demişler. Hısta da, hastaneden — ayrılmış pek tabiidir ki, kangran olan bir 8) ayakta tedavis ©e can :ı);.ğuır:'r ııyz de mal! Bmslıdıdı sonra feryadı koparmışı — Ayağım kangran oldu. Ölüyorum. Hastaneye almıyorlar ,, Bu şikâyet üzerine meseleye Sıh- bat işleri direktörlüğü el koymuş. Dün Direktör Bay Ali Rizayı gördüm ve sordum: — Neden hastahane bu hastayı almamış?» Bay direktör cevap verdi: «— Yatağı yokmuş!': Bir çok hastalar böyle alınamı - yorlar. Bunun çaresi?> e— Çaresi yok! Var: Yer ve ya- ftak. Fakat ne yer var, ne de ya- tak. Olmayan şeyin çaresi olur mu? Olur; şehirde, bütün hastalara kâ- fi gelecek hastahane açılırsa!ş, — | Bay Ali Riza biraz düşündü, son- Ta ilâve etti: “ e— Niçin yazmuyorsunuz; o has- ta, hastahaneyi beğenmemiş?» «— Haberimiz yok bizim bun » danı. «— O halde kendisi niçin söyle- “miyor? Beyoğlu hastahanesine al - mışlar onu, Hastahaneyi beğenme- Tiş, hastabakıcıya kızmış ve ora- dan çıkmış, İlk tahkikat bunu güs- teriyor. Bakalımı tahkikata devam ediyoruz.» «— Pekâlâ bunu da yazarız.» de- dim ve düşündüm: Bir hasta, ayağı kangran olan hayatı tehlikede bulunan bir hass ta hastahane beğenmiyor ve has- tabakıeı ile geçinemiyor ve hasta- haneyi ter edebiliyor! Acaba bu, bir mazeter olabilir mi? Ben bu davayı ne o dakikada hallettim, ne de henüz halletmiş bulunuyorum. Yalnız Sıhhat Di - Tektörünün yanından ayrılırken son olarak şunu sordum: «— Tp Fakültesine ilüve olarak bazı klinikler yapılacak, hastaha - nelere yataklar ilâve edilecek, a- caba o zaman bu hasta yatağı ihti- yacı ne kadara kadar önlenmiş ©- , lacak Bay direktör?» Şu cevabı aldım: | çe— Yapılacak şeyler, yapılsın. Börelim de sonra söyliyelim.» ı *. Evet doğru söze ne denir! Yapıl- sın, görelim de sonra söyliyelim ve yazalım. " Fakat bu yeni inşaatın başlaması da bir hayli uzadı. Hattâ geçenler- de yine yazmıştım; bu işlerle pek yakından bizzat alâkadar olan Baş- vekil İsmet İnönü Haydarpaşa is- tasyonunda Üniversite Rektörüne sormuştu: «— Size bir milyon küsur lira verdik, niçin inşaat başlamıyor?» Ve rektör sıkılarak şu cevabı ver- Mmişti: * e— Plânlar henüz bitmedi'» Belki artık plânlar bitmiştir. İn- şallah inşaat yakında başlar da n as a N olur. h_ıl hastalarınım hastaha - nelerde yatak — bulamamalarının mühim âmillerinden biri de şu - dur : Anadolunun her köşesinden yüz- lerce hasta İstanbul hastahanele » rine akın etmektedir. Bunun scbebi basittir: İstanbul hastahaneleri şüphesiz ki daha mü- tekâmildir. Mütehassısları boldur ve kıymetlidir. Gerçi Anadoluda da bir çok kıy- metli mütehassıs doktorlar Vvarsa 'Gda hastahanelecin vesaiti İstanbul- Ta kabili kıyas doğildir. Hastaların kendi arzularından maada bizzat hastahaneler bile bir çok hasta - Tarışvesaitsizlik yüzünden İstan - bula- göndermek mecburiyetinde kalmaktadırlar, Hattâ Bir çok defalar bir çok hâs- talıklar bu “yüzden tehlikeli dev« relere girmektedirler, İstanbulda Belediye ve hükü - met - hastahaneleri kâfi gelmediği zaman hususi hastahanelerden de istifade ediliyor. Sen Jorj, Ertmeni, Rum, Alman ve sair hususi hasta- hanelere goruyorum: «— Hükümetin gönderdiği ve parasız tedavi eltiğiniz hastalar var mı sizde?» «— Çok! cevabını alıyorum.» Sıhhat Direktörü de: «— Evet, diyor. Bütün hastaha - nelere gönderiyoruz, yine kâfi gel- miyor, Anadoludan çok hasta ge- liyor.» E bu ilâ nihaye böyle mi devam edecek? Elbette hayır, Hükümet buna da bir çaer bulur. Bir doktor bunun için şu fikri Öne sürüyor: «— Fükülte klinikleri için mil- yonlar sarfediliyor, çünkü ihtiyaç var, Yine milyonlar sarfedilebilir ve Anadolunun bir kaç merkezin- de bir kaç büyük hastahanenin ve- saiti tekâmül ettirilir. İcabederse fakültelere Avrupadan mütehassıs getirildiği gibi bu hastahanelere de mütehassıs getirilir. Bu sayede hem Anadolu hastaları rahat eder, hem de şu İstanbulun derdi hafifler.» Bu fikir yerinde midir, kabili tatbik midir? Orasını da alâkadar- ların düşümtestne terk&delim. Abdurrahman s. Lâç AA ekeRA UNN ebanman v amalalalmennüREN NUKi Mandıracılar bu Sabah sütcülere Süt vermediler (8irinci sayfadan devam) Bu sabah saat altıdan itibaren inekçilerin tedarik ettikleri elli ka» gdar beygirle 20 ye yakın arabaya yüklenen hâlis ve temiz sütler Be. yoğlu mımtakasında gezdirilerek 10 kuruştaa halka satılmağa — başla. mişlir. Hiç su katılmamış, hâliz inek sütü olduğu bağıra bağıra halka ilân edilen sütler bilhassa Şiş'i, Cihangir, Maçka, Beşiktaş, Nişan. taşı taraflarında büyük bir rağbetle karşılanmaktadır, Uzun zamandanberi' muayyen bir sütcüden süt alan bazı kimse. ler bu sabah evvelâ vaziyetten haberdar olmadıklarından saatlerce kendi sütcülerini beklemişlerse de sonra vaziyeti öğrenince Mmüstah- sillerden almağa mecbur kalmış- lardır. Kendilerine mandalardan süt ve. rilmeyen sütçüler Taksimdeki kah. velerinde gurup gurup - toplanarak vaziyeti müzakere etmişler ve be. lediyeye müracaal etmeğe karar vermişlerdir. Bir kısım sütçüler de benüz bu karara iştirak etmiyen bazı mand- ro sahiplerinden yine ihtiyaçlarını temin etmişler ve müştahsillerle tekabete girişerek Bu sabah bir iki semtte 7,$ kuruşa kadar — İiat indirmişlerdir. Müstahsiller - bilhassa hastalar'a çocuklarin sütsüz kalmamas, için bu sabah icap eden tedbirleri al mışlar ve çarşılardaki - mühallebici sütcü gibi yerlerle süt mamulatı satan müesseselere doğrudan doğ. ruya kendileri süt vermişlerdir. Maamalih bu ilk tcerübe gü. vünde bazı semtlerde ufak mik. yasta ilk zamanlarda süt buluna. madığı görülmüştür. |Mikrop Muharebesi Prag 23 |Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Burada Tevkalâde bir hâdise cereyan etmektedir. Bu hâdise mikrop harbinin bir tecrüe besi telâkki edilmekte, siyast bazı neticeler doğurmasından — endişe edilmektedir. “ Hâdise şudur: Çekoslovakyada tavşanlarda — birkaç haftadanberi fevkalâde salgın Lir hastalık bü- küm sürmektedir. Bu bastalık yü- zünden her gün binlerce tavşan ölmektedir. Haştalık, tavşan eti yiyen insanlara da geçmiş ve yayıl- mıştır.Çekoslovak hükümeti bu salgın bastalığın önüne geçmek için bü- yük tedbirler almış ise de be. nüz müsbet bir netice elde edile. memiştir. Birçok insan ölmüştür. Bu has- talık evvelâi bir grip şeklinde baş- lümakta ve derhal ölümü inlaç etmektedir. Doktorlar bu hastalığa karşı gelememektedirler. Hastada hararet fevkalâde yükselmekle ve vücutta, yüzde kırmızı lekeler hü. sule gelmektedir. Hastalığa Tularemi ismi veril. mektedir. Hastalık şimdiye kadar Çekoslovakyada — malüm değildi. Tavşa lar vasılasile insanlara nake ledilmiş bulunmaktadır. Hastalığı alanların bepsinin ya tavşan eti yedikleri veya ellerine tavşan derisi aldıkları anlaşılmıştır. İnsanlardaki ölüm kan zehirlen- mesile husule gelmektedir. Hükümet tavşan muntakâların » da tavşanları öldürmek suretile da mücadeleye başlamıştır. 'Tavşanlar da hastalıktan kırıl « maktadırlar. Son hafta zarfında Hodonin mıntakasında 3000 kadar tavşan hastalıktan ölmüş olarak bulunmuştur. — Çekoslovakyadaki bu hastalık — civar — memleket. leri de tehdit ettiği için büyük bir ehemmiyeti haiz bulunmaktadır. Bu hastalığın siyasi bir mahiye- ti olduğu da söylenmektedir. Ri « vayetlere göre bir. ecnebi devlet Avrupaya sistematik bir surette muhtelif hastalıkların mikroptarını yaymış ve en büyük harbin yapa- mıyacağı neticeyi elde etmek için tavşanlara müracaat etmiştir. Şimdi bu hastalığın bütün Avru- paya sirayet etmesinden korkul - Trnaktadır. Hükümet, zâbıta, gizli emniyet teşekkülleri'bu hususta ciddı tet- kikler yapmaktadırlar. Bahriye için Yarım küsur Milyon dolar X4 mci sayfadan devam) Meelisi, 1) reye karşı 6 rey ile 533 milyon dolara baliğ olan Bahriye bütçesini kabul etmiştir. Üç saat devam etmiş olan müza- kere esnasında İndiana Ayanı B. Popo, Amerika'nın yeni bir silâh- ları birakma konferansı tertip et- mesini teklif eylemiştir. Sumhuriyet Türkiye - Romanya müna- sebetlerinde samimiyet ve kuvvet «Cumhuriyet» de Yunus — Nodi, Atatürkün Ankarapalastaki has - bihalinde, Türk « Rümen münsse- betlerinin samimiyet ve kuvvetin! nasıl tebarüz ettirmiş olduklarını jyazıyor. Atatürk şöyle demıştı: «Her gün kuvveti Gdaha ziyade artan bir Romanyayı bütün kalbi- mizle isteriz Dostluğumuz o kadar sıkı ve emindir ki, Romanya daha kuvvetli oldukça, biz de kendimi- zi daha kuvvetli addederiz » Yunus Nadi bu vesile ile baş ya- zısında Türk - Rumen dostluğunun malüm olan dereceden dahs s0 - mimi surette kuvvetli yeni bir saf- ha arzetmekte olduğunu — söylü - yor. Balkan Antantını teşkil eden devletler arasında daha — kuvyetli ve daha samimi olarak devam e- dip giden münasebetlerin, sön ve Eelecek Türk - Rumen ziyaret!leri- le her göze çarpacak yeni bir hız arzettiği meydandadır. Tan Holanda Ho ticaret «TAN>» da Ahmaet Emin Yalman, geçenlerde Ankarada Holanda ile imza edilen Ticaret anlaşması do - | lçerde " ir Bir kısım belediye tahsildar - larının halka fena muamele ettik- leri belediyeye def'atla şikâyet !, Belediye reisliği bu mü- nascboetle şubelere bir tamim gön- dererek her şeyden önce halka iyi muamele edilmesini, haklarında şikâyet yapılan tahsildarın hemen cezalandırılacağını bildirmiştir. * Denizyolları idaresinin ücret- lerinde yapılan tenzilât mikdarı henüz tesbit edilmemiştir. İktisad Vekâleti bunun için idarenin ge - çen seneki plânçosunu tetkik et - mektedir. Bu münasebetle Anka - | raya giden İdare Müdürü Saduliah Hle İşletme Direktörü Zekeriya şehrimize dönmüşlerdir. * Anadolu ve Trakyadan gelen haberlere göre Havı ekinler ağır büyü mür beklemektedir. *r Anadolu tahvilleri dün bor - sada yükselmeğe başla Hiraya Çıkmıştır. ** Dün Menemende - Kübilâyın ölümünün yıldönümü mü - tile ihtifal yapılmıştır. M ve-İzmirden-geten hey'etler de tifale iştirak etmişlerdir, şehidin kabrine yüzlerce çelenk koymuş - lardır, * Müstakil ressamlar birliğin - den 17 ressam, 112 eserle Bursada bir sergi açmışlardır. * Ziraat Vekili Konyaya gitmiştir. n * Başbakan İsmet İnönü, Ayaza- ğa kasrının Bütün mütemilâti ve arazisile Süvari Binicilik Okuluna verilmesini emretmiştir. ** Paşabahçe Şişe Fabrikası ile Müskirat Fabrikasının bulunduğu havalide yapılan amele evlerinin çokluğundan orası yeni iki köy ha- Çankırıdan | Tini almıştır. * Hava tehlikesine karşı halkı tenvir etmek üzere yeniden kon - feranslar verilecektir. Ayrıca açı - lacak zehirli gaz kursuna iştirak e- decekleri tesbit etmek üzere bek - çiler mahallelerde evleri dolaşma- Ba. başlamışlardır. Dısarda * Bağdatta Teşrinlevvel ihti - lâlinde öldürülen Milli Müdafaa Nazırı Cafer paşanın âlâaskeri de evinde tabanca ile öldürülmüştür. * Bulgarıstanda getecek hafta yapılacak belediye intihabını boz- mak istiyen bir şebeke yakalan - mMmiştir. * Romanyada bir köyde 200 ev ve bir kaç çocuk yanmıştır. ** Belçika kralı Londraya var « mış ve görüşmelerine başlamıştır. * Bulgarlar Edirneyi aldıkları günün yıldönümü münasebetile Sofyada Sveti Nikola kilisesinin bahçesindeki Edirne heykelinin ö- nünde büyük merasim yapmışlar. dir, * Bir Fransız meb'usu Fransız komünist partisinin teessüsünden beri ecnebi bir hükümetten en az 20 milyon frank tahsisat aldığını iddia etmiştir. Sabah ve akşam başmuharrirleri ne yazıyorlar? İ üi eeiinme AAA AT Nİ Tayısile bu memleketle — olan ti- carelimizden bahsadiyor. Bu an laşma bundan evvelki klering an- Taşmaları ile beraber tam bir tica - Tet sistemi vücude getiriliyor, Holanda, Türk mallarının gir » Mesine kolaylık gösterecek, bun « dan başka bedeli sekiz senede ö « denmek üzere yirmi milyon liratık KNafıa işine veya sınai teşebbüse giri şecek, taksitlerin mukabilinde de muayyen Türk malları âlacak. Holanda ile kurulan ticsret siş. temi iki taraf için de dürüst ve te- miz bir alış veriş teşkil eder. Bu, diğer memleketlerle olan — ticari Münasebetlerimize de örnek teşkil etmelidir. Kurun: - Balkan bozgunu *Kurun» da Asım Us, Balkan harbinin felâketli sahnelerini ha- tırlatıyor: Balkan kuvvetleri ara - Tarında birleşmişlerdi. Trablus ha binden yeni çıkan Osmanlı impa- ratorluğunun kendisini toplaması- na vakit bulmadan üzerine hü « €um etmeğe ve bütün Ruqı:ıiyl &- Talarında paylaşmağa karar ver - mişlerdi. Nitekim harbe girişti - ler ve Osmanlı ordusu Müthiş bir bozguna uğradı. Fakat Balkan harbindeki idaresizliği de o harbe iştirak etmiş olanların hepsi de ha- tırlarlar. İngiliz - İtalya Gerginliği Artıyor- - Paris 23 (Hususf) — İngiliz Ak. deniz filosuna measup ito (i. Totilasının Tunüs açıklarına gel- mesi beklenmektedir. Cebelütta. rtıka gelmiş olan ve orada manev. raar yapmakla olan diğer üç kru- wazörün de filotillaya iltihak ede- | ceği zannedilmektedir. Filotillanın Tunus açıklarında yapacağı manevralr burada dik- katle takip edilmektedir. Bilhassa Roma da bu manevralarla son de- rece alâkadar olmakta ve hattâ bazı mahafilde asabiyet gösteril. mektedir. Son günlerin hemen büs | tön bâdiseleri İlalya İle İagitere- nin arasını büsbütün açacak ma- hiyet arzelmektedir, Ancak Romada İnçiliz eefiri ile dev m eden ve Garp misakı etra. fında ceryan eden dip'omasi mü- zakerelerin ne nelice vercceği de sarabatle beklenmektedir. İ gi tere Garp misalkına karşı İtalyanın ne vaziyet alocağımı kat'i surette öğ- renmek istemektedir. Hükümet Suriye Ve Fransadan İz2ha tisteyecek.. (Birinci sahijeden devam) Antakya, 23 (Hususi) — Burada Milislerin, jandarmaların Önüne gelen Türklere saldırmaları artık günün tabü hâdiseleri sırasına gir- * di. Geçen gün ön kadar süvari dış mahallelerdeki evlerin camlarına kurşun sıktılar. Bilhassa taşnak çetelerinin yapmadıkları kalmıyor. Hattâ bu çetelere şimdi resmi üni- formalar dağıtılmaktadır. Çeteba- şılar, zabit kıyafetindedir ve kol - larında işaretler vardır. Bunlar ©- tomobillerle kasaba kasaba dolaş- maktadırlar, Havacılık konferansları Es«ki tayyarecilerimizden muhar. rir Şakir Hazım Ergökmen İstan» bul Örta mektepleri, L selerle yük. sek mekteplerde ve Üniversitede Havacılık hakkında konferanslar vermeğe memur edilmiştir. 'ozuları, eserleri ve konferans. larile kendini tamıtmış ve sevdire miş olan Ergökmen'in konferans. larına fevkalâde ehemmiyet veril. mektedir, Tik konf>rans Fatih ve Eminönü ka- zası mualümlerine yarınkı Çarşan. günü veıi!ıc:î ve Perşenhe günü Galatasaray, Cuma günü İs. tanbul kız lisesinde, Cumartesi günü işli Terakki liselerinde olmak ere konleranslara devam edi- cektir. Önümüzdeki haftanın programını pazartesi günü kültür direktörü Bay Tevfik tarafından hazırlaya» caktır. ; Şakir Hııu;h Ergökmenin kon. erans'arı, gençlerin tayyareciliğe olan ıllkıışııı ınbrnık"nıuce?ıı verecek ve böylece bavacılığın Türkiye için ana kuvvet olduğuna inanan muharrir tayyareci taraltar. darını çoğaltmış olacaktır. . Türk Hava Kurumunu bu mü: :â:'lenbüıündu"ddolıyı takdir » erkadaşımızada di mu vaflakiyetler dileriı"' Hi Halbuki diğer taraftan Müli mü- cadele harplerinm muzalferiyet safhaları da göz önündedir. Fetâ. ketin sebebi Türk milietinde de - Bil, başına geçmiş olanların ehli - yetsizliklerindedir. Son Posta ———>22 Süryede deve kuşu siyaseti *Son Posta, da Mühittin Bir« gen Sutiyede çevrümek stenen yeni bir manevradaa — hahsediyor: güya Türkiye Hatay- günüa birine de yutluktan sonra elini Suriyeya uzatacak ve sonra sıra - ile bütün Arap memleketlerini zaptedecek. miş. Buna karş: da en büyük çare bütün — Arap memleket« lerinin — Törkiyeye karşı — ittinat | etmeleri imış, Müstem!ekecilern kasdea ko- paritıkları bu yaygaranın ne ma- nasız bir salsatadan ıbaret olduğu meydandadır. Bilmiyoruz. —bu alyaseli Paris hükümetı ne dereceye kadar beğee niyor Fransanın mütteliki olun bir memleketin mütem ıdiyen Türkiyeye hücum edişi, Fransanın Türkiyeye karşı gösterdiği dostluğun matlü. buna kıydzdlln= mümkün olan hâdiselerden değildir. Akşam Baş makalesi yoktur, | karıştıracak usolininin — Dönüşü heye Uyandırdı (Birinci sahifeden devam) ması lâzım gelen heyeti umutf içtimamı tehir etmiştir. Heyeti miye kontrol — şeflerinin meselesini görüşecektir. Muso bin bu hususla — vereceği Londrada endişe ile - beki tedir. Vaziyetin böyle birdentil gişmiş olması, Avrupı siyasi mahiyelte © mekte, haltâ A'manya ile İtalyi vaziyeti düzeltmek için her hi tehlikeli bir teşebbüse girişi ihtimalinden bile korkulmaktadift İTALYA İLE ALMANYA YE? BİR HAREKETE Mİ GEÇECEİ Londra, 23 (A.A.) — Havas jansı Muhabirinden: İ İyi bir menbadan öğrenild Lord Piyiti ile yapmış olduğu görüşme © surda ademi müdahale kontrol lerinin tayini hakkında henüt talimat almamış oldul m etmi: Hatırlardadi kontrol şeflerinin deniz kow na iştirak etmiyen devletler asından olması ta ür etmişiği B. Grandi, B. seleyi bizzat tetkik etmek arzü da bulunduğunu ilâve eylemi Ademi Müdahaleo Komit dün öğleden sonra akı olan heyeti umumiye celsesi, ? güne tehir edilmiştir. B. Musolini'nin kararına bul da endişe içinde intizar olu tadır. Bu kararın muvalık © ümit edilmektedir. Ancak Gefl Franco'nun hizmetinde bul İtalyan kıtaatının Guadalajara © hesinde uğramış oldukları hezif” dolayısile İtalyanlarla Almani ran heyecan tevlid edecek bif rekette bulunmalarından maktadır. B. Musolini'nin vaktinden Libya'dan dönmesi, İtalya'nın ? ris sefiri B. Cerruti'nin hareketi ve Burgos'taki Alman ! firi general Faupel'in Berlin'e & mesi burada bir nebze yandırmıştır. Londra ile Roma arasında V? bir gerginlik çıkmasından kotif maktadır. Çünkü İngiliz gazel leri Guadalajara muhareb *Yeni Caporetto> diye taysil' mektedirler, 4 İngiltere Hükümeti, İtalyat nüllülerinin geçenlerde İspan karaya çıkmaları hakkında Rü dan henüz bir cevap almı İyi malümat almakta olan me fil, «sAdemi Müdahale itilâfli man ihlâl edilmemiş olduğu» SU! tindeki noktai nazarında ısrâf deceğini beyan etmektedir. Siyasi muhafil, İtalyanların V panya'ya ihraç etmiş olduklari nüllüler miktarının evvelce F kulduğu kadar mühim olmadi beyan etmektedirler. Diğer taraftan Ademi Müde? Komitesindeki Sovyet murı nin ecnebi memleketlerde m at halinde bulunan İspanyal mese' >si halledilmedikçe gö Terin İspanyadan çekilmesi lesinl münakaşadan - İtalyan Atmanların imtina etmeleri den tevellüt eden meselenin Hoi kolaylaştırmak üzere bat! reketini değiştireceği tir, : HÜKÜMET KUVVETLERİ TEMADİYEN İLERLİYORP Madrit 23 (A.A.) — Havas P7 sanın mi irinden: Hükümet kuvvetleri dün € dalajara cephesindeki mukabt arruzlarına devam etmişlerdir silerin şiddetli mukavemetin€ men onların son hareket nO olan Almadroues'e altı kil lik ve Jadrağu'a 8 kilometi mesafeye kadar ilerlemişlerdi” | Hükümet kuvvetleri bu d yi Guadalajara'nın şimalinde tikleri arazinin yarısından ff sını istirdat etmişlerdir. uW” FRANKO YENİ BİR HÜ GETİRMEYİ DÜŞÜNÜ Hendaye, 23 (AA.) — Ü diğine göre, General Frantör * Ros'taki askeri hükümetin ? - yeni bir hükümet getirmeyi mektedir. h Bu hükümetin başvekâleti neral Mola'ya teklif etmiş general kabul etmemiştir. General Mola'ya verdiği K#7 dönmesini rica etmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: