3 Mayıs 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

3 Mayıs 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2-SONTELGRAF — 3 Mayıs 1927 Cefaya alıştırmak yeni bir spordeğilse!.. ' Radyoda muhterem öğretmenle- rimizden Haydarpaşa lisesi tarih öğretmeni Reşat Kaynar (Cefa çe- ken insanların hayattaki muvafla- kiyetleri( mevzuu etrafında, -haki- katen gazetelerimizin dediği gibi- enteresan bir konferans - verdiler. Müuhterem öğretmen bu konferan- sında henüz yetişme çağında bu - hunan çocuklarımızın ana ve baba. lar tarafından her arzularını yap - mıya alıştırılmasının ileride sebep ilacağı fenalıkları anlatıyorlar. Böy- le yetiştirilen gençlerin ileride hod- binliğe sevkedilmiş olacaklarını, ızlıraba ve fena yollara sürüklene- bileceklerini -bir öğretmenimiz için pek tabil olan büyük bir hassaiyet- le- ileri sürüyor ve gençlerimizi cefaya alıştırmamız lâzım geldiğini tavsiye ediyorlar. Eğer bu, muhterem öğretmeni « miz tarafından yeni bir spor olarak teklif olunmuyorsa, hiç şüphesiz pek doğrudur. Ancak yeni yetişen ço- cuklarımızın her arzularını her di- lediklerini yapmıya alıştırmak hu- susundaki endişeler ve bu cefa u- sulü bizim çocuklarımız hakkında değil, Avrupa milletlerinin çocuk- ları hakkında olsa gerektir! Zira, biz bizimkilerin her arzusu- nu yapmamakta kâfi derecede dik- katliyiz. Daha ne yapalım? Gör - müyor musunuz: Çoğunun öğle ye- meği arzusunu bile yaptığımız yok! * Hayret mi ediliyor? İspanyanım Sen Sebastiyen rad- yosu da telâşla yeni bir haber ve- riyor: Şimdi de Barselonda bir ihti- Tâl çıktığını bildiriyor! Lâf ma bu? A kuzum, bu kadar kanla sula- nan bir yerden kırmızı biber çık- maz a: Elbete ihtilâller çıkacak!!.. * Sulh düğünle- rine haızrlık! Dünkü gazetelere Ankaradan ge- len bir haberi yağıyorlar. Bu habe- Te göre Japonya da bir (Asya Mil- letler Cemiyeti) kurmak - fikrinde imiş. Japonların, bütün şark ve is- lâm devletlerini haziran ayında 'Tokyoda bu maksatla toplanacak bir konferansa davet etmesi ihti - malleri var.. Sulh perisinin düğün elbisesi ha« zır: Gernika'da tayyare mitralyöz « lerile binlerce insan biçildi! Bil- bao'da 300 bin insanın gözleri ö- nüne âçlıkla ölüm tehlikesi dikil - di! Öyle ya: Şimdi Milletler Cemi- yetler kurup keyf edebilir!! * Gömlek değiş- tiren pi karar verilmiş. Allaha şükür res - samlamızdan sonra bugünleri de gödüğümüz için: Demek matbuata da yadım olunuyor!!, Haliçte yeni vapur Şirketi — Hayriyemizin Haliçte yaptırmakta olduğu yeni vapur ni- hayet eylül sonlarına doğru ikmal edilecek. Bu yeni vapuru merak et- miyen kim var: Zira, kimbilir, bu yeni vapurun Haliç vapurlarının direklerine bon- cuk gibi asılması ne hoş duracak!! * Gözetecileri tebrik Bir kaç gündür, gazeteleri oku- yanlar, mtutlaka bir şeye hayret et- mişlerdir; Evkaf idaresi Ücnberlitaş -zahar çenberden geçemiyen yegâne doğ- Tu şey olarak kaldığı için- imarı, etrafını güzel bir parkla çevirmeyi tasarlamış, plân hazırlamiş. Plân şu İstanbulun cenmet anahtarlarını ta- gıyan Mühterem Bay Prost'a veril- mek üzere Avrupadan dönmesi bek- leniyor.. Belediyemiz de İshakpaşa gibi bazı yangın yerlerimizin imarı için bazı taşavvurlarda bulunmuş. Bu- ralarda ileride güzel mahalleler te- sis etmeyi düşünmüş. Düşünür a. Fakat bu plânlarda İstanbulun cen- taşıyan mühte- Peki amma, İstanbul plânını ha- zırlamış olan Bay Prost şu Avru- padan avdetinde bu yeniden akla gelen plânları görünce kendinin hazırladığı plâna kim bilir ne şaşa- cak!!.. , Misafir Yugoslav tale- besi Üniy_ersiteyi gezdi Rektör Cemil Bilsel ve misafir talebeden birisi nutuklar söyledi Şehrimizde bulunan Yugoslav ta. Jebesi bu sabah mekteplerimizi zi- yaret etmişlerdir. Dost talebe saat © de Çapa Kız Muallim Mektebini gezmişlerdir. Kendilerine mektep hakkında malümat verilmiştir. Bun- dan sonra saat 9,5 tâ Selçük Kız Sa- nat Mektebi gezilmiş ve dost tale- beler gördükleri intizamdan çok memnun olmuşlardır. Tam saat 10.5 ta da Üniversiteye gidilmiştir. Başta Üniversite Rektörü Cemil Bilsel olduğu halde bir çok profe- sör ve talebe dost üniversitelileri karşılamışlar ve Üniversiteyi gez- mişlerdir. Bu areda Cemil Bilsel ile Yugoslav üniversitelilerin kafile reisleri arasında dostane nutuklar söy! niş ve bu arada gençliğin bu şekildeki temaslarının kıyme - Dinamitle | Balık avı Davutpaşada Kemal — isminde bir bekçi bugün öğle Üzeri deniz kenarında balık avlarken, elindeki dinamit birdeabire patlamış — sol elini bileğinden, sağ elinden de üç parmağını koparmıştır. Bekçi yüzü- mün sol tarafından da ağır surette yaralanmıştır. Yaralı ifade veremi- yecek bir halde Cerrahpaşa hasta. nesine kaldırılmıştır. tinden bahsedilerek bu temasların ileride de devamı temenni edilmiş- tir. Yugoslav talebesi Üniversite - den sonra da Ticaret Mektebini gez- mişlerdir. Burada kendilerine karşı yüksek alâka gösterilmiştir. Bun - dan sonra öğle yemeğini Galata - saray Lisesinde yiyen misafir tale- be saat 14 te de Asarıatika, Topkapı ve diğer myüzeleri ziyaret etmiş- lerdir, Yugoslav Üniversitelileri şe- refine bu gece Galatasaray Lise - sinde bir müsamere verilecektir. Yarın da Boğuziçinde bir gerinti yapılacak, bu arada öğle yemeği Beykoz Klübünde yenilecektir. Ya- Tin âkşam da Ticaret Mektebi ta- lebeleri tarafından Tokatlıyan ote- linde bir ziyafet verilecektir. Alman Hariciye Nazırı Romada (Birinci sahifeden devara) Von Blamberg'e bırakılacağı zan- nedilmektedir. İTALYA ALMANYAYA BABE. ŞİSTANDAN TOPRAK VERECEK Paris, 3 (ALA) — Von Neurath müstemleke işlerinde bir mesai temini meselesir Yüş tir. İtalya Habeşistanda Alman a Mühim İm iyazlar verecek belki dc erazi terkedece <tir. Buna mukabil Almanya İtalya'ya isatler temin edecektir, iktisadi menlı ni ——— 'Tulüat kumpanyalarına yardıma Amerikada Geniş bir sulh Seferberliği Cenup Kutbunun meşhur kâşifi Amerikalı Amiral Bird kendi mem- leketinde sulh lehinde geniş - bir propagandaya girişmiş bulunmak- tadır. Amiral bu teşebbüsü hakkın- da gunları söylüyor: — Yeni bir ehlisalip seferi lâzım. Hüsnüniyet sahibi bütün insanla - Tın birleşmeleri Jâzım geliyor. Çün- kü zavallı dünya bir çılgına dön- dü, Yalnız bir bakmak ve dinlemek müthiş hakikati anlamıya kifayet ediyor. Eğer bugünkü vaziyet der- hal değişmezse, medeniyet denilen mefhumun nasıl yaşıyabileceğini sormak hakkımızdır. Ben Cenup Kutbundan memle « ketime döndükten sonra, Amerika- nın mühtelif şehirlerinde sulh le- hinde bir çok konferanslar verdim. Hatâ bazı şehirlerde benim sahte Miralay Bird olduğumu iddia eden- ler çıktı, onlara hüviyet vesikaları- mı göstermek mecburiyetinde kal- dım. Bazıları da üniformama baka- rak beni bir hamal veyahut şef dö gar zannettiler. Fakat bu küçük bödiselere rağmen, gayeye doğru yürümiye azmetmiş bulunuyorum. Şimdi sulh lehinde büyük bir propaganda teşebüsüne girişmiş bulunuyoruz. Bugüne kadar hiç bir memlekette bu derece geniş ve şü- mullü bir teşebbüse girişilmiş de- Bildir. Cumhurretsi Ruzvelt beni bu yol- da teşvik etti. Binaenaleyh sulh se- ferinde hareket noktamız cumhur- reisimizin bulunduğu Beyaz Saray olacaktır. 'Teşkilâtımız, iki ay devam ede - cek bir müddet zarfında Amerika- mın en büyük iki bin şehrine ha - tipler gönderecektir. Bu hatipler- den her biri bir buçuk saat devam edecek olan konferanslar verecek - ler, sulhtan ve sulhun nimetlerin- den bahsedeceklerdir. Sulh şerefi. ne geçecek olan bu iki aydan son- ra, hatiplerimiz köylere kadar da- gılacaklar, verecekleri konferans « larla harbin fecayiini herkesin gö- zünde bir kere daha tebarüz ettire- ceklerdir. Bizim yaptığımız bu işi, bütün dünya memleketlerinin de aynen yapmalarını arzu ederiz, Her ta- *Foftamüstüniyet sahibi msünterttrr- leşsinler, koyu bir harp düşmanı $ı- fatile geniş mikyasta sulh propa- gandasına girişsinler. Bu harp to- humunu filizlenmeden mahvetmek dâzımdır. Ben böyle ihatalhı ve an- layışlı bir propagandaya karşı har- bin mukavemelt edemiyeceğine ka- ni bulunuyorum. Sulhu öldüren, harbe sahayı boş bırakan şey, fertlerin sulha emni- yetleri olmadıklarını, harbe kar - şı kâli derecede himaye altında bu- Tunmadıklarımı hissettikleri için - dir. Fakat sulh bir buğday gibi bir- den bitebilir. Yalnız tyl ekmeli ve her yerde ekmeli, Teşkilâtımız bü- tün memlekette sulh tohumunu e- kecektir ve iyi bir rekolte alacağı- na da kani bulunmaktadır, Umuml maaş veri!di Bahar bayramı münasebetile cu« martesi günü kapalı kalan daire ve müesseselerle mektepler bu sabah tekrar açılmıştır. Umumf maaş ta bugün dağılıl. mıştır. Ankerada beynelmilel kömlür sergisi Ankara Kömür sergisinde her şeyden önce sergicilikte katettiği - miz ileri mesafe göze çarpıyor. Ser- giciliğe veregeldiğimiz ehemmi - yet devlet merkezinde bu iş için mahsus bir bina vücude getirmiş olmaklığımızdan bellidir. l Kömür yakan vasıtalar sergi da- hilinde mahrukat olarak tercihan kömürün kullanılması gayesini ta- kip ediyor. Keşke bu sergiyi bü « tün memleket görebilse.. Acaba bu serginin iki üç vagona sığdırılarak bir minyatürü seyyar sergi haline konamaz mmı? «m edemezdi. Kon- fe madan evvel alâka - Jer kapitülâsyonların kal- Sabah ve akşam başmuharrirleri deeriş ** Şehrimizde bulunan İtalya Kralının kızı Çamlıcada Kral Ha- nedanına &it bir pıralnta madalye- sini kaybetmiş, akşam üstü zabita- ya haber vermiş, madalya derhal bulunup kendisine verilmiştir. v Şehrimizi gezmek üzere dün bir otomobille 30 Bulgar memuru ğu tac giyme merasimini seyret - mek üzere Londraya gitmiye baş- lamışlardır. ** Elektrik tesisat işlerinde ser- best ve müstakil çalışanlar üç sı- nıfa ayrılmıştır. Bunlara imtihan edildikten sonra birer vesika veri- Jecektir, * İstanbulda ilk yapılan cami olan Rumelibiseri camiinin esaslı surette tamiri kararlaştırılmıştır. * Şirketi Hayriye ilkbahar tari- fesini tatbike başlamıştır. e Ankara Belediyesi sakat in- sanlarla çocuk taşıyan kadınlara nakil vasıtalarında yer verilmesini mecburi tutmuştur. Dışarda w Gayri mübadiller Cemiyeti, Gayri Mübadiller komisyonunun lâğvedilmesi için teşebbüslere baş- lamışlardır. * Yalova kaplıcaları dün açıl - maştar. yok, Kadri bek oynuyor. SDROSD * Eski İngiliz Kralı Vindsor Dü- kü Fransaya hareket etmiştir. Kan- de Şatosunda eski Madam Simpson, şimdiki Madam Valis ile evlene- cektir, * İtalyanlar Afrika müstemle - keleri Nezaretinin bütçesini bir bu- çuk milyara çıkarmışlardır. lrak Hariciye Nazırı gitti (Birinci sayfadan devam) lekeline —hareket etmiştir. Naci Asil ile birlikte İrakım Ankara sefiri Naci Şevket te Ankaraya gitmişlir. Dost Hariciye Nazırı bu sabah ölelden çıkarak Tophane tıhtımından hususi motörle Haydar- paşaya geçmiş ve burada Vali Mühiddin — Üstündağ ile Vilâyet Belediye ve askeri erkânla birçok “zevat tarafmidan uğurlanmıştır. Naziır doğruca Halebe gitmek- tedir. Maltepe Askeri Lisesinden Yetişenler (Birinci sahifeden devam) asker? erkân ile telebe velileri ha« zır bulunmuş, evvelâ İstiklâl marşı, sonra Maltepe marşı çalınmış ve daha sonra muhtelif beden ve spor hareket ve oyunları yapılmış, bunu talebenin bazı canlı numaraları eylemiştir. Birinci, ikinci ve üçüncülükle mektebi bitirenlere mükâlatlar da- guldıktan sonra mektep müdürü bir nutuk söylemiş, buna mezun tale. beden biri cevap vermiştir. n Geçit resmini bir piyes temsili takip etmiş ve geç Vakıt toplan. tıya nihayet verilmişti: 250 genç yakında Harbiye mektebine gideceklerdir. dırılmasını prensip olarak kabül etmişlerdi. Fakat iki müşkül çıktı: İntikal devresi ne kadar devam e- decek? Mısırda ecnebi kime derler? Mısırlılar ön iki senelik bir intikal Rekor kırmak isterken Meşhur Fransız tayyarecisi Dek mot beynelmilel sür'at rekorunu kırmak. isterken, ölümden mucize kabilinden kurtulmuştur. Delmot evvelki sabah Sotr tayyare karar- gühından havalanmış ve tayyarce sine saatte 620 kilometre sür'at vermiştir. Tayyare iki yüz metre irtifada iken birdenbire bocalamağa baş» Tamıştır. Delmot tayyarede husule arızanın ehemmiye'ini ve ma- inesini selâmetle aşağıya indire- miyeceğini anlamış, bu sefer sür"e ati keserek, tayyareyi mümkün mertebe yukarıya çıkarmış ve oras dan paraşütile aşağıya — atlamışlır. Tayyare düşmüş ve yanmıştır. Dele mot'un paraşötü hemen açılmış ve kendisi de bir taş yığınıma ü- zerine inmiştir. Bacağından halifçe yaralanmı;tır. Sür'at rekoru evvelce saatle 572 kilometre ile bir Amerikılı tayyarecide idi. Delmot ise bu rekoru saatte 620 kilometreye Ç« karmak isteyordu. Dostunu . .. öldüren .. . güzel Nedime Bu sabah Ağır Ceza Mahkeme- gİnde esrarengiz bir cinayet dava - sının görülmesine başlanmıştır. Kat- Jin suçlusu Emine Nedime isminde 86 yaşlarında genç ve güzel bir ka- dındır ve Mercan yokuşunda Valde hanında metresi ayakkabıcı İrfanı bıçakla öldürmekten maznundur. Davanın bu sabahki ilk celsesi münasebetile Ağır Ceza salonu merdivenlerine ve aşağı salona ka- dar kalabalık bir dinleyici ile dol- muştu. Saat on buçuğa doğru Nedime; baştan aşağı siyahlar giymiş ve ba- şına siyah bir başörtü örtmüş ve müteessir bir vaziyette jandarma - ların muhafazasında suçlu yerine getirildi. İlk evrakın okunmaşından sonra rels Nedimenin hüviyetini tesbit etti ve sördu: — Metresin İrfanı öldürmüşsün.. Katil ile maznunsun, ne diyecek - sin? Kadın ağır ağır ayağa kalktı ve KâTVT bir Tisantar” — Hayır efendim... dedi. Yalan.. 'Ben öldürmedim. Hem çok sever - dim ben onu... Nasıl öldürürüm?.. İrfan benim bir buçuk senelik met- | resimdir. İlk kocamdan ayrıldık - tan sonra önu sevdim, beraber ya- şamıya başladık.. Beni Yenicamide kebapçı dükkânı işletirim, malsahibi benim ve ben kendim çalışırım... Vak'a akşamı saat on sekiz buçukta Valide hanındaki odamıza geldim., kapımızı çaldım.. Odadan ayak se- si duyulmadan kapı açıldı.. İrfan kapının aralığından üzerime yı - kıldı... Sarhoş zannettim ve «Ne ol- du İrfancığım.. sarıl boynuma» di- ye haykırdım. Kalkmadı ve kapı açılır açılmaz yeer yuvarlandı. De- mek ben odaya gelmelen evvel ya- ralanmış... Suçlunun bü inkârından sonra reis istintaktaki ve hâzırlık tahki- katındaki ifadesini akuttu. Nedime ilk ifadesinde; «Oda kapısı sürmeli idi.» diyordu. Mahkemede ise ka- pi kendi kendine açıldı>. demişti. Reis bu iki 2t ifadeye işaret etti. ne yazıyorlar? behemehal halledilecek olan bu dava yolunda hareketle geçilmiş bu- Tunulüyor, Son Posta devresi teklif ettiler, Mazmatih |Devletçilik, Cemiyetçilik Montröde esas dava artık halledile miş, iş anlaşmanın'kaleme alımnma- sına kalmıştır. si<utun ; Bir teşebbüste iki türlü muvaffakiyet Ankara Kömür Sergisini gezip görenler Türkiyede serglellik sa- natının yetişmiş olduğunu bilirler, Bu sergi Türk sanatkârlarının eli'e kurulmuştur. Sergide hurda mu - kavva ve kâğıt kırpıntılarından ya- pılan bamur kullamldığı için inşa maşrafı daha ucuza mal edilmiştir. Sergide köylülerin, kullanabilecek- leri kömür ocakları nümüneleri var ki, bilhasas zikre değer. Artık mem- lekette odün yerine kömür yakmak millf bir dava haline girmiştir ve Bir devlet ne dereciye kadar asridir ve Avrupalıdır ? Bunu an- Tamak için o memleket içinde yae şıyan cemiyetia bünyesine ve bün- yesini vücude getiren — teşkilâta bakmak İâzımdır. Bir milletin ha- kiki kuvveti, bir. devletin bakiki varlığı bünyeyi vüvude geliren iç. tmal teşkilâta bağlıdır. Cemiyet kuvvetlenirse, devlet de kuvvetles Bir. Halk her sahada teşkilât sa« hibi olmalıdır ki, devlet bu teşkl- lât üzerine kurulmuş, yani sağlam temelin üzerine oturmuş bir devlet kuvvetine sahip bulunsun. — * Bizde noksan olan şey budur, Açık Söz Başmakalesi yoktur, Akşam, Başmakalesi yoktur. DIŞ SIYASA ” Mısırda Iııpllüll'" Bir kaç zamandır İsviçreni” İz zel ve sakin bir şehci hıri""'a konferans ine sahne * yor. Gazetel gün & sunuz: Montröde Mısır hül nin murahhaslarile diğer 68 5I rin murahhasları konuşuyofi tülâsyon denilen ve Mısırı Kf b mandır ezen kayıt ve şarti " rine cenebilerin hukukunu v mmak bahsile uzun uzadıya AU 4 lar söyleniyoz, raporlar yâğllN münakaşalar ediliyor. Eveb artık müstakil bir devlet oldu. kat oradaki ecnebilerin, yant #” | palıların kazançlarına, msHf gi mülklerine halel gelmesin, P oE çeşit kumpanyalarındaki hİSE GÜ netlerinin faizi eksilmesiü de hemen kendisini gösterdi sırda yüksek tahsisatlı A hâkimlerin ekseriyet teşkil © muhtelit mahkemelerin şimdi ne konacak?. Amâli, F mazsa «intikal devresi> namli ? V| da bir kaç senelik bir zamafi Ö, kabul edilsin de şu imtiyaz *U leri bir müddet daha rahat ler, endişe budur, | Elleri, kolları bağlı bir meftğ tin inkişafına imkân — tasavt? dilebilir mi?.. Ortaya sürülek va çok gariptir; Tam bir asır olmuş, gcnebi mayesi Mısıra gelmiş, Nil vağ” terakkisine hizmet etmiş. MEstl ledikçe ilerlemiş.. İşte Avruflf| zetelerinin Mısırdaki muhabT 5| | SE Lrr BLXFEL BK nin hemen hep bir ağızdan ları böyledir. Bu büyük sermiil'ğ olmasaymış, Mısır ne olurmüf '1 saire. Nirken de neler söylendiğiti larsınız: Kapitülâsyonlar kal& ken bunların yerine ne konü” az mı sordular, intikal devre& gi bir zaman kabul ettizmek #7 © kadar uğraştılar. | Montrö müzakereleri de bi tecek yer- varken en kârli tir. Aşağı yükarı bir pazafbi lli nunda bir takım küğıtlar İf nacak, mukaveleler yapılacık” işler hep teferr yılabilife ründe ga ki, bu yı kidir: Para getirdi rupalıların daima İ Tan altında tutmak istemiftli | «Biz olmüsayı İ nereden bul: tede bulurdunuz, barular M lerinize gelen suyu neredeni Fi bilirdiniz?. Hangi birini sAY Fakat kazanmışlar, paralâi tecek yer aarrken en kârl! ları bulmüşlar, vergi ver ',0 memleketin mahkemesini b mışlar, zengin olmuşlar. H 4 rini sayalım!. Bunlar hiç £ maz değil mi?.. Lâkin zamâf'! y | | | K Nn GA DA MN Beri WT DÜ ae ee (0 DY mü büyüktür. Zaman ilef e| hiç bir şey onu yolundan #7 | miyor. Vi Ahmet M DN Wr. | Maznun kadın mahkemedeğl £ #| sinin doğru olduğunu söyleğii lâhâre adli tabibin ve .ı.ıo lüğünün, Adli Tıp İşleri kif? liğinin raporları okundu. Fd Bu raporlar, ucu f"':”. çağın 1,5 santimetre derin' $ yara ile “Şiryanı reevi,yi V ölümü İntaç ettiğini ve FÜ ölümden evvel rakı içmi$ duğunu bildiriyor ve yar?! yetine göre mevti intaç ” (ef D ranın — “bizzat mı'ıaı.ıldi j yapılabileceğini, kaydedi) Ba raporların okun“:y" nun Nedimeye rahat bir # dırdı. Son cümleleri iıid"_’,/ biraz güldü, fakat bu çok / Reis, Nedime ile berâ' Hamide ismindeki şahidiâ okunacağını bildirdi. J Bu ifade, kadının _İ raporları ::rhıd!yora"ı 5 men suçlunun aleyhinde , Bundan soara ııhi“".' 4 masına başlandı. Dinlen€? | sonrada? ğ Hüseyin val ha günü söyledi. W Ondülasyon | dımg.lll".'/ ü Her nevi ölçü ve ı-'”% B berberlerin kullandıklâri (ht yon makinelerinin bu $8 baren muiyyen yerle a ; ve damgalarına , y Ondülasyon makin WLA âyene ve damgalanmısi V ” Ölçülerinki üç ay SO — bulacaktır. K

Bu sayıdan diğer sayfalar: