13 Mayıs 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5

13 Mayıs 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

7aray âleminde Gül- endam nedenbayıldı? - Müezzin başının saz heyeti İşte Abdülhamidin ençok sevdiği şarkı: aniyadabenim çilhorozum? | mdarda okunup Beşiktaşta dinlenen Salâ - Abdül- < hamid keman çalıyor-D oktorun garip tavsiyesi —| - Eski saray âlemlerini meşhur Hafız Osman an'atıyor: Nw"““n Avlusuna girdiğim zaman Yartajç / Paltosuz, — yamalı caketli, Yiklı hi PDallar, öksürüklü, tıksırık- el y.'fh'v ayaklarının tabanı Clap ( 1 kalın ve esmer mavna - Hapış dSt alıyorlardı. *'l': sman: Bekteyi” €zan zamanı, dedi. Biraz Miç *7 de okuyup geleyim! hay Gitde ezan okunmiya baş - "»u,nf;_“"tnnın. günün 24 saatinde Wae * Bürültüleri, baz ağrıtan Halvarlı, sert yüzlü kesik bı- | hapç » “tüne dini nidaların, ru - | Külem Aüneleri kılapdanlardan dö- "lâlar gibi serpiliyordu ,Socukluğumda Hafız Os- m:hm'_ bütün — İstanbulu ee $esinin güzelliği, ses ve l“"şn Sıklarının ruhlarını büyü- Har, Kuyeş '& Osman nerede bi hapar Skusa he ş'“ç:ı,_,u a Faplaj ezan, bir “)'uk bir vecd içinde onu . —Daha sonraları, pl- .y:""!- da, saz heyetlerinde Üü "4 ıbaşııdıgı zaman, bulun- Tlaçap NO bincahinç dolar, otü- Tp ”E bulunmazdı. n.hmı :ın belâgati, — bülbülün Sü Sayın ise, Çubuklu, Yoğurt- z h('yn“mşı. kır gazinolarındaki î”d*ydiîrının belâgati de anun » Oku, ;.: n:'“ğu zaman öksürükler, we konuşmalar kesilirdi. k“lk:, Yerde sanki hiç birimiz ; z,%l üKü © vardı. :. "*tm.li'l"k'"' okuyuş tarzı - V ettim, 76 Besin tonuna dik - ::, m__.ı.ı“ılcahı eski Hafız Os - yer.. ü Va.:?' *ünîk Bu müsiki emek- u"hı Fakat di St Flirse, b; Fkatlı Waim O, bunü bir hata tay- Büpgüy''ü, düşü, ; DŞ Bün 79 Çitünün ki, Hafız Osman ni aşınış bulunuyor. c"'î'ln Ğ 59 yıl önce Vezinde .ı:*]'llundak'ı meydan kah- Mmiza birer yer iskem- hâlâ bir — cazibe Oğruyu söylemek ü biraz artık bir Hafız Osman cami kapısının önünde lesi alarak oturduk. Kanvelerimizi içerken, Hafız Osman ilk sorguma şöyle cevap verdi: 59 yıl evvel 13 yaşında iken Enderuna girdim. 3 yıl kadar düm- tek vurarak meşk yaptım, usul öğ- rendim. Hocamız, meşhur. Haşim beydi. Enderuna girmeden evvel Hacı Arif beyin meşklerine de « vam ettim. Daha B yaşında iken minarelere çıkar, ezan akurdum. Tamam 27 yıl sarayda müezzin- Tik yaptım. 324 hürriyetinin İlâ - mından sonra da sarayda kaldım, Fakat 31 Marttan sonra, Abdülha- mitle beraber, bizi de saraydan at- tılar, — Abdülhamid saz çalmıya me- rak etmiş miydi? — Evet, bir aralık keman öğren- mek istemiş, hattâ bir kaç ders al- mış. Bir gün bastalanmış, sinir mi tutmuş, ne olmüş, doktor Mav- royani paşa Muayene etmiş, sizde sinir pek fazla, keman öğrenmiye de heves ediyorsunuz, halbuki, mu- sikinin sinirlere tesiri çok fena - dır!! Yalmnız dinlemekle iktifa et- | seniz iyi olur demiş. O günden iti « baren padişah, kemanı bir taraf bı- rakmış, bir daha meşketmemiş.. — Abdülhamidin karşısında o - kudun mu hiç ? — Tek başıma okumadım. Fakat saz heyetile yüzlerce defa... saray- da iç müezzinliği yaptım. Dinle - mek istediği zaman haber gönde - rir, Çinili köşke gider beklerdik. Ekseriya orada çalar, okurduk. Fa- kat kendisi bize görünmez, daima paravan arkasında otururdu. Yanın da Arap İzzet (paşa), baş muzahip | Cevher ağa, baş kâtip Tahsin (pa- şa) bulunurdu. Saz heyeti 17 kişi olurdu. Ve müczzin başı Rıfat bey idare ederdi. v Bir saraylının 3 — Sultanlara sarayhlara, kalfı lara saz çalar mıydiniz? — Bunlar paravan arkasından dinlerlerdi bizi.. fakat padişaha ça- larken değil., ayrı çalardık onlara.. Röportajı yapanı M. Süyleman Çapan bir gün kadınlara çalıyorduk, tu- haf bir vak'a oldu. -O siyah gün. lerin tatlı ve aydınlık hatırasını da anlatayım: Keman, hüseyni bir taksim ya » pıyordu. Rıfat bey, gazel okumamı işaret etti. Başladım: Nihansın ey servü bülendim göz- den nihan! Diye başlıyan meyanı bir kaç nağme hünerbazlığından sonra tiz- den okudum., — Bu sırada paravan arkasından: — Of, bu ne yanık ses, bittim! Diye bir feryat, arkasından da bir hıçkırık başlamasın mı? Bi « Taz sonra da yine paravanın arka, sından; j — Gülendam bayıldı, bir limon getirin! —Lokman ruhu yok mu canım! — Ellerini, şakaklarını Oğuştu. run! Gibi sesler gelmiye başladı, Tabil saza, nihayet verdik, ver. dik amma benim de rahatım kaçtı, yarım saat sonra kızlarağasının kar. şısına çıklım. Simsiyah yüzlü ağanın rengi bem- beyaz olmuştu hiddetinden... Bana, evvelce kızla aramda bir şey olup olmadığını, mektup yazıp yazmü- dığımı” sördü. — Hayır, böğle bir şey yok! Ceyabını verdim, Esasen — işin doğrusu da bu idi. Sonradan işittim ki, bu kızı 5a. raydan çıkârıp evlendirmişler; hem de kirne vermişler bilir misinız'? Estabeli âmireden bir seyise!,. Ba- ri bana -verse idiler!.. Abdülhamidin sevdiği şarkı! — Abdülhamid en çok — hangi şarkıyı severdi? - ? Hafız Osman biraz durakladı! Düşündü ve sonra gür bir kahkahâa atarak: — Söylesem bana güleceksiniz, alay ediyorum — zannedeceksiniz; | söylemesem daha iyi olacak. Tsrar ettim, yine söylemek iste- 1 KERREK Z ç YA Vlajız Osman minarede ezan okurken medi, nazlandı, nihayet fazla 18 « rTarıma dayanamadı: — Çil horözüm! kantosu! dedi. Ve besteyi bulmak için,; bir kaç | makama girip çıktıktan sonra hi- cazda karar vererek söylemiye baş- * | ladı: | Horozümu uçurdular | Damdan dama kaçırdılar | Suyuna çorba pişirdiler Haniya da benim çil horozum! Gugurik, gügürik, geh bili bili Haniya da benim çil horozum! Devamt 6 1ci sayfada Dünyanın her tarafında bir çok mexelesidir. Bu grev kendi Merih Yyıllardanberi gittikçe ar- zımıza yaklaşmaktadır. En yakın komşumuzun bize bu kadar yaklaş- Mmasinı alâkasız karşılamak — olur mu? Gök yüzünde tuğla renginde gördüğümüz bu yıldız. hakkında ;;ildlğmiı şeyleri kısaca tekrarlıya- m: A Metih yıldızı güneşin etrafında saniyede 24 kilemetre süratle dev- reder, Bu sürat arzımıza nazaran, daha zayıftır. Bir saatte 108.000 ki- lümetre üzerinden yürüyoruz. Merih bugünlerde gittikçe bize Yaklaşıyor. 27-28 Mayısta iki kom- Şa yıldız biribirlerine tam 76 mil- yon kilametre mesafeye kadar yak- laşmış bulunacaklardır. Yani 1935 sönesine nazaran 17 milyoan kila- metre daha eksik! Bundan sonra da hâlâ bir muamma halinde sey- rettiğimiz bu yıldız yeniden - biz- den uzaklaşıp, eski mihveri üzerin- de yürüyüp gidecek. Bu yıldız bir muammadır dedik! Hakikaten muamma! Öyle olmakla beraber, ne boydadır, ne ölçüdedir, ne ağırlıktadır, biliriz. Bir defa kut- Tu bizim arzımızın yarısıdır, ağır- liğı yine arzımızdan on defa daha hafiftir, İçimizden 70 kila sikletin- de birimiz oraya çıksa da kendisini | tarttırsa, ancak 26 kilo gelir. Merihin bir yılı 687 gün sürer, Her günü ise 24 saat, İ7 dakika, 23 saniye,.. Merihe ait bu toprağın üzerinde | âlimlerin elinde bir çok haritalar | var. Hattâ bu yıldızdaki denizlere ve göllere bile isimler verilmiştir. Fakat... acaba bu yıldızda canlı mahlüklar var mı? Uzun senelerdenberi meşgüleden bir mesele! Bu yıldızın hiç de peşini bırak- mıyan felekiyat âlimlerinden Anan- yadi şunları söylüyor: zihinleri grev ilân eder. Fakat, nihayet bu patron ve amele aralarında konuşulur, halledilir. Fakat yıldızların grevi o kadar geniş bir şekil aldı ki, dünya onlarla meşgul oluyor. Merih yildızı Mahrum mu kalacağız? sanat erbabı | lürse, gözlerimizin bedit hazlarını Goyuran, kârların grevi üstünde durmaya, dünyanın ulâkalan- hakkı yok mudur? Holivattaki - grev başka grevlere benzemiyor. — Düşünü. ay sonuna do mıza iyice yaklaşmış bulunacak Acaba komşu yıldızda yaşayan mahlüklar bulu--f' nup bulunmadığını nihayet anlıyab sanat. ru arzlI- a v Amerikada, Kalifornigada, Vilson dağı tepesindeki meşhur resotfane #imdi teleskoplurınt merih yıldızına çevirmiş bulunmaktadır. A:aba yeni bir şey «Merih, diğer yıldızlara nazaran, arzımızla en çok müşabehet arze - den bir yıldızdır. Hattâ biz onun topraklarını bile biliriz.» Merihin toprakları hakkında bil- diklerimiz nedir? Muhtelif renkler- de lekeler, bazısı yeşilimsi, bazısı mavimsi, çoğu da açık kestane ve | kiremid rengi.., Bu son renkler geniş çöllerdir. Bizim meşhur «Sahrayı Kebir» i- mizden on defa daha geniş çöller... Bu çöllerde gayet ince kumlar sal- tanat sürerler. Fakat mavimsi ve yeşilimtırak lekelere gelince, bunların eski de- nizler olması ihtimali vardır. Me- rihte yaz mevsimi 10 ikinci kânun- da başlar ve 11 temmuzda biter. Bu müddet zarfında bu eski göllerden bazıları renklerini muhafaza eder- ler, Bu mevsim geçtikten sonra kır- mazılaşırlar. Mevsimlerin tahavvü- ' öğrenmek mümkün ol cak mı Tünü bu kadar sadakatle takip eden bu lekelerin ağaçlar ve hiç yesil rengini — değiştirmiyenlerin de çimenler olması ihtimali vardır. Acaba bu ağaçlar ve otlar ne bi. çim ağaçlar ve otlardır? Bu neba: tatın hiç de kuraklığa tahammülü olmadığı zannediliyor. O halde bun lara toprağın altındaki sular mt muhtaç oldukları gıdayı veriyor? Halbuki Merihin sathında suya de- lâlet eder alâmetler görülmüyor. O halde göl, deniz, koş Giöye harita üzerinde ad verilen yerlerin mana- sı da kalmıyor. Antonyadi'ye nazaran, Merihte her halde bir Akdeniz yoktur, bel- ki de bir kaç büyük göl bulunabi- lir. İNSAN VAR MI? Merihin kutuplarına da bittabi dikkat edilmiştir. Bu kutuplar kış (Lütfen sayfayı çeviriniz) ilecekmi yizv?f_ v Ve O EE DF SN A DA —e e

Bu sayıdan diğer sayfalar: