May 29, 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

May 29, 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 5 'M*—&-—J—EA_ N çaf KAYE Ingılız donanmasında denız! kişi arttırılmış bulunuyor efradı busene 11,000 g Bu yılın deniz bütçesi geçen senekinden 23 milyon İngiliz lirası fazladır 105,065,000 ingiliz lirası tahsisattan 27 mil- yonu aktedılen dahılı istikrazdan alınacaktır Sir İnglliz denizaltı Dün bu sütunlarda İngiliz donan-| masının bügünkü - mevcudiyetini | €n sön neşredilen İstatistiklerden al- , dığımız malümafa göre okuyucu- | larımıza bildirmiştik. İngiliz do- nanması bugün düzyanın en kor - | kunç harp vasıtalarına maliktir. Fa-| kat yarımki ihtimaller tirilince bu vasıtalar kâfi görül - | müyor. İşte bügün de İngiliz do - nanmasının zayıf denmese bile, ek- sik olan noktalarını - gene o mühim istatistik malümatına güvenerek - yazıyoruz: Umumi Harbin ilk “enesi olan 1914 te mıktarı 69 olan saffı harp gemileri 15 gibi küçük bir sayıya inmiştir. Halbuki bu saffı harp ge- Mileri deniz kuvvetlerinin <bel- kemiği» sayılır. Böyle olduğu hal- de bu gemiler de bahri tahdidi tes- | Tihat muahedelerince 12 tir, İngiltere diğer devletlerle sktet- tiği bu muahedelere riayet etti. Fa- kat kruvazörlerin, torpitoların mık- tarı kâfi olmadığı da çabuk anla - | Şilkdi. Yapılmakta olan gemilere ge- lince; bunların mecmuu 40 llS.l.'ıD ton tutmaktı inmiş- olup aT Edebi Romın No:1i Zekeriyya Sofrası Yazan: AKA Gündüz — Sesinizden tanıyamadım da. — Hâlâ heyecan içindeyim. Ne- fesim daralıyor. Nedir bu başımıza gelen. — Sorma hanımefe' im, A- yaklarım kırılsaydı da gitmesey » dim, Fakat insan bu. Nevak e e Bir Zekeriyya sofrası modasıdır al- mış, yürümüş, göreyim d — Ben de öyle, sin'in hatırı için gitm Skandaldan korku; taksirsiz dile dü; — Sağ kalan yok m — Bilmem ki ben o bayan Can- gever denilen kadının vurulduğu- Ku görmedim. Yalnız yanımda du- “Tan simsiyah zenci herifin öldüğü- Bü... gemist seyir halinde İngiltere hükümeti 936 nın son- larında heşrettiği «beyaz kitap> da| şimdiye kadar tahdiditeslihat için diğer milletlerle öereyan eden mü- zakereleri, varılan neticeleri vesi- | kaları ile yazmış, sonra * bugünkü Küvvetlerinin kâfi olmadığı cihet- lt tekrar silâhlanmak için meşru * bir hak kazandığını ilân etmiştir. Onun için bundan sonra İngiltere diğer devletlerin bu husustaki ni- yet ve arzuları tamamile anlaşı - lıncıya kadar silâhlanmaktan geri | kalmıyacak demektir, «Beyâaz kitap> evvelâ dünyanın bugünkü” vaziyetinde emniyet ol - madığını, İtalya - Habeşistan har - binin aldığı şekli, Almanyanın tek- rar silâhlanmak yolunu tuttuğunu, Rusyanın, Japonyanın hazırlıkları- nı nazarı dikkate arzeder ve İn- giliz hııkıımnımn donanmaya yep- yen; kuvvetler ilâvesini, eksik ©- lan mühimmat, silâh, top malze - mesini tamamlamağı kabul etmek zaruretinde olduğunu söyler. Daha 1936 senesi Nisanında o ge- nenin yeni bütçesinde iki saffı harp gemisinin tezgâha konması için tah- sisat vardı. Keza 1 tayyare gemisi, — Ne Idi ohün adı? — Bilmem. Ras Fidan mı Feddan mı ne? — O da nereden çıktı? — Birsin geçen yaz Canseveri ta- nımaş, Canseverin adamı imiş. Bil- diğim bu kadar. — Sana VİF şey olmadı ya, — Olmuştan beter oldu. Hole o frenk bozması Ahmet Müslimin cansız bir K “lıp gibi yuvarlanışı — Ben başılmışım. Başka bir şe oldu mu? — Gördüm, biliyorum, Hayır ü- aşka ölen yara çünden nDan idı. Ben öldü galiba, Birsir flerine not etti. Bir perde daha açılmıştı. Şimdi Birsine telefon ettirdi: — Allo! Allo! Bayan Birsin! 9 kruvazör de yapılacaktı. Bunla: | Tayardımcı küçük gemiler bu he- | saptân hâriçtir. Evvelki hisbetle bu program, yani geçen 1936 senesinin programı daha şa yarii dikkat idi. Çünkü yeni bahriye prögramına fazlâ olan 3,000,000 İn- giliz lirası daha konuyordu. Fakat İngiltere sanayi memle - ketidir. Sanayi müesseselerinin donanma için icabında çok fayda - h olacağı şüphesizdir. Tayyareleri yaptırmak için fabrika tedariki hiç Zor olmamışlır. Onun İçin İngiliz 'Âmiralleri 1 tayyare gemisi - ile 2 ör, 1 hafif torpito filosu 4 tahtelbahir daha yaptırmayı mu- vafik bulmuşlardır. 1936 deniz programı mucibince yapılacak olan Iki saffı harp ge - misinden biri Prens Of Vels, diğeri Kral Beşinci Core'tur Bunlar © senenin kânunusani » ginde tezgâha konmuştur. Yani ev- senelere velce İngilterenin diğer deniz dev letleri ile aktetmiş olduğu tahdidi teslihat mushedelerinin artık müd- deti geçerek yenilenmediği için hükmü kalmıyarak nihayet buldu- Hu tarih, Bu gemilere konacak toplar me- selesi de çok düşünülmüştür. İn - giliz Amiralleri asıl topların 356 | milimetreden yukatı olmıyacağını kararlaştırmıştır. 1936 da Londrada yapılan bahri muahedede büyük saffı harp ge- milerinin topları için mıktarım bun-| dan fazla olmıyacağı kararlaştı « yılmıştır. Fakat eğer diğer devlet- ler bu muahedeye iltihak edecek - leri zaman bu miktarı kabul etmez- lerse 406 milimetreye kadar çıka- bilecektir. Japonlar kendi saffı harp gemi- lerinin toplarını 406 milimetreye çı- kardıklarını söyledikleri halde İn- lizler 366 milimetrede kalmayı ter- cih etmişlerdir. Diğer taraftan İn- giliz Amiralleri diğer noktalar hak- kında, yeni g n başka ne gibi afı' olacağına dair hiç bir ylememişlerdir. Yalniz tahmin edildiğihe — göre | gemiler 35,000 tondan aşağı ölmü- | 7 kruvazör de Vi arda niki tanesi (9,000) ton olacak ve 152 milimetrelik 12 ehhez bulunacaklradır. 000 tondur Sonraâ torpitoların adedini artır - ma kiçin de büyük bir gayret sör- lüzum görülmü 937 kü - sına inpdilüaâbz b 2b zb z0 zbzzz nunusanisinde — yapıları 8 torpito Akdeniz donanmasına gönderilmiş- tir. Bunlardan başka daha bir çok torpilo vardır ki yapılmak üczere- dir. Fakat en şayanı dikkat olanı bü sine konan mühim den tezgâha ne gİ- Azami sür- | 065,000 İn- milyon li- tahsisat ile ye bi gemiler konaca, atle çalışılmaktadır. 10 giliz lirası Lahsisattar rası, aktedilen dahili istikrazdan a- hnacaktır Bu senein deniz bütçesi geçen senekinden 23,000,000 lira fazladır Bu paranın çoğu pılacak ©- lan gemileer tahsis edilmiştir. Son- ra eski gemilerden bazılarının yeni tarzda tadil edilmesi vardır ki bun lar için bu rılmıştır. Keza deni sefradi da bu sene 11,000 kişi fazladır. Görülüyor kr İng artık önümüzdeki seneler içih bir çok pâralar ve pek geniş bir pio- gramla işe girişmiş bulunuyorlar, Şimdiye kadar çıkan yazılardan İn- giliz donanmasının vaziyeti rak - kamlarla anlaşılacak gibi- malü - mat elde edilmiş demektir. 9 milyon lira ay- Amiralleri tamir edilen lnqlıır gemilerinden bir! havuzda — Hanımelendi biraz rahatsız, | Ben hizmetçi Düriyeyim. — Düriye hanım sen misin? Ben Bayan C, akşamki felâketimize ne dersin? — Sormayın hanımetfendiciğim, sormayın. Bizim hanımefendi de ikide birde baygınlık geçiriyor. Ge- ceki doktorlardan biri yanında kal- dı. — Katil tutuldu mu? — Hayır. Şaşılacak şey. Aşçıbaşı ile uşağı da götürdüler. Onlarmı imiş? — Değilmiş. Yalnız evde kalır- larsa belki şuna buna gevezelik e- derler diye bir iki gün için götür - düler, — Ölenleri ne y | &tikten sonra arka sokak- | is kapısına — belediyenin kamyonunu getirdiler. Ü- de ayrı ayrı birer çuvala ko- yup kimse görmeden yüklediler, — Hiç kimse görmedi mi? — Hayır. — Çüpçüler? — Onlar çöpçü degıll*rd* Gali- ba morga götürdüler. — Sen katili görmedin mi? Allo! Düriye hanım! Allo! Karşı taraf telefonu yavaşça ka- pandı. Meecdi durakladı. D'iriye denilen bu kadın neye cevap vermedi? Tekrar telefonu açtı. Uzun zaman bekledi. Düriye geldi. Kısa konuş- tu: — Affediniz hanımefendim, yi- ne baygınlık geldi. Doktor bey müsasade etmiyor. — Katil için.. — Doöktar çağırıyor. Meçdi bu sefer hem durakladı, hem yutkundu. Herşeye güzel zel, kolay kolay cevaplar — veren Düriye bu — noktayı ânlamazlık - gelmişti. Yahut kendisine öyle " ken ,o da ıslıkla bir Hizmetçi kız, beyini böyle görme- | mişti. Bu sevinç ne? Konuşulandan | da bir şey anlamadı. Katil, hanım, | . | bey, polis? İ LHI N cemi bir hattaaanbderi boş bir oda arıyordu. Beyoğlu sokakları kazan, » kepçe, aramadığı — semt, ediği ev, apartıman, pansiyon kıln adı. Fakat gezdiği gördüğü 0- daların hiç birini beğenmedi. Ni - hayet, uzun araştırmalardan sonra, | güç belâ, Ayazpaşanın denize ba - kah bir köşesinde, kutu gibi bir ev- de, bir odacık buldu. Pek şık olmayan yeni odasına taşıdı. Karyolasını kur- du, tesimleri duvara astı, kilapla tinı yerleştirdi, ve bir paravan ile ortadan ayırarak bir kısmını da - ye- mök ödası yaptı Bir akşam masasının başına oturs müş, harıl harıl çalışıyor, gazeteye ştireceği yeni tefrikayıshazır - ! Sant on ikiyi çaldı. Yarımı du. Biri vururken, odasının kapı sında bir el gezindi, hafif halif ka- piyi noktaladı. — Hayrvola! dedi. Bu saatte kim acaba?, Katıyı açtığı zaman. karşısında kimi gördü biliyor- musunuz?” Ba- yan Şadımanı!, “Şudimnanı siz ıınıınıııımı am - | ma, Neemi onu çök İyi bilir. Odi komşus enfes bir genç kızdır. Enfes bir genç kız deyince, ar- tık onun nasıl bir içim su olduğu- nu anlarsınız. Bunun için, kaşları şöyle idi, dudakları böyle idi, ol - gün ve dolgun kalçaları, — iştih: kamçılayan bir göğüsü vardı di ye tarif etmeğe lüzum görmüyo- rum. Genç kız ezile, büzüle dedi ki: Affedersiniz, sizi rahatsız et- tim amma,, Sinemadan çıktıktan sonra bir Şey yemek için pastacı- da kaldım, Ahpablara - rastladım. geç kaldım. -Odanın yolda düşürmüşüm. Acaba siz nahtar bizim kapıya uyar rm? Necmi: — Bir tecrübe edelim! dedi. Kapıya yürüdüler. Anahtarı sok- tu, evirdi, çevirdi, uğraştı, kanter- içinde kaldı. Kapı bir türlü açıl - miyordu, Şadımana dedi ki: — Gördünüz ya? ne kadar uğ - raştım. Kabil değil açılmıyor. Yüzüme ne bakıyorsun kız? Bu, birinci te - lefonu iyi idare ettiğin için.. İşte ikinci bir lira daha.. İkinci telefon için.. Aptal gibi yüzüme bakma! Al şu üç lirayı da.. Bu da bu telefon işini hiç kimseye söylememen için Anladın mı? ne evin içindekile- re, ne dışarıdakilere, Hiç, hiç kim- seye bir şey söylemiyeceksin. Bi hafta söylemezsen, hafta sonunda daha beş lira veririm. İki hafta söy- lemezsen iki tane beş lira verece - şu İirayı! Her günkü gibi zarif, şık, iki hem bir çekirdek giyindi Pencereden caddeye baktı. Kimst- ler yoktu. Evden çıktı. Y ordu. Gece il tutmak istiyordu. ı..vımıımmm kimseyi göremedi. İkisini de rün kapısı önünde gi verdi. ancak müdü- Si i bekledim. Cevap vermediler, Odaya girince: — Benden vaz mı geçtiniz? gülümsediler. yasını hemen | vur- | ) döğru olmaz, Yazan: M. Silleyman Çapafi — Xa şimdi ben ne vıP'“'p Bu saatte çilingir de bulunma” Felâket., Necmi dedi ki Felâket mi?.. Ne oldu Kt ÜŞ nım.. Bunda telâş edilecek bir £ yok. Size ahpabca bir teklifim YÜj Benim oda büyükcedir. Yu"Ü:g zerine şöylece uzararsınız » BAP) isterseniz ve iğrenmezseniz H.' de yatın. Çarşafları daha bü ”_” iştirdim. korkmayın temizll A! Nasil olur. Bir oda Çi Siz-varken yatmak, uyumak- işte kabil olmiyan bir şey- olmaşsın., Ben nin arkü zı yazacağım. Güzel kız razı ol ravanın zarken, tağa girdi, y uykuya daldı. Bundan sonrasının evveler İ nuştukları gibi geçip geçmi ll rinin yatakta yatarken, — öt paravahin arkasında yazı Yü hakkında malümatımız yok aa Güneşz onları baş başa yaki gel Ön ikitle uyandılar. Şadıman T? kğza «5 , A!. Saat en iki olmu$- zhaneye gitmezsem iyi olmüaZ leden sonra gitmek için odamt dip hazırlanayım. Necmi Iâubali bir lisanla” — Bugü gitmesen olmaz Patron darılır mı?. Patron bir şey demez "" muhasebeci gündeliğimi kesar F saade et de gideyim, Bu sözleri söyledikten ıon":.' ğa kalktı, vedalaşırken NeciMi du: Necmi ?’; arkasında tefrikasifi soyundu. VE n üzerine aman *& W Gidiyorsun amma, oda Fin sını nasıl açacaksın?.. Anahtlif rede?., Bir çilingir çağırayı gp Şadıman gür bir kahkahâ Ve sanra: çit — Sana doğrusunu m)l;”'. mi? Benim anahtarım kay! muştı kil., Öyle ise, dedi, ben Ö? ': doğrusunu söyliyeyim: Beniti p nahtar senin odanın kilidin yordu. Ben dün akşüm mahsus ayet” 'var dedim. — Hâdisenin yürüyüşü VA a çirdi. — Bu yürüyüşü uğxenebu" yim? — Ne çÇıkar? Gazetecilöre ;: maz. Malüm ya srtnda bir WEr vak'ası var. — Ras Feddan mı uıtlhlf — No biliyorsunuz? — Yoksa Ahmed Müslim — Siz evinizde kalacı ir adamlarıma söz xemblünl,“' — Bayan Canseveri eskidtf YZ nirim. Onda intihar edecek vet yoktur. Yoksa margtibi neticesinde mi bu kanantt danız?. y* h; .p geei yrete düşmüyorüm Ü ğa Önce siz $ iz bunları nereden u!zreııdx'" — Suçsuz ve şüphesiz M"f bir zabıta âmirine herşeYİ ) (Deveft ı diğini noktaf' sına anlattı, ve:

Bu sayıdan diğer sayfalar: