30 Haziran 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5

30 Haziran 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bayanlar — Evinizde kiler var mı? Eskiden evlere gelen misafirlere reçel, peynir ve ekmek ikram ederlerdi Halbuki şimdi siz bir kadeh likörle misafirlerinizi savuşturuyorsunuz? 5 -SOÖONTELGRAF — 3G Haziran 1987 ——— ——— —— ——— .— Anketi yapan: Niyazi Acun Geçm...ıa.— gazetelerde (Milli İk- tüsat ve Tasarruf Cemiyeti) nin Ulak ufak kilerler ihya edilecek- Bilmiyorum, kaç yıldan beri ki - * kelimesini ne bir aile meclisin- de ve ne de bir babanın ağzından düymadım. lânlarını okudum: — Acaba bekâr olduğum için mi siniz? Zannetn Ben gibi, kaç evli *tkek, çoluklu, çocuklu bile kiler kelimesini çoktar Muşlar İstanbulun tanınmış bir ailesinin vinde eski kilerler hakkında &ö ten hatıraları dinliyordum. Ki- ker kelimesini duyan genç kızlar gü- lüştüler - Ne münasebet? dediler, kiler... elli kuruş. İki gün giyildi mi yırtı- lır. Allah kocaya sabırlık | İhtiyar kadın daha fazla söyle - memek için: ! Ay! siz de, ben Tt de ne imiş İi İktısat ve Ta: arruf Cemi- şaşırtı Yetinir attım. İkide bir dv v nuz, kilerleri anlatacaktım, dedi. ihi kendi Durun size başımdan geçen bir kiler hikâyesini anlatayım: Eski kilerler mutfak yanınday - | dı. Ben çocükken annem, adımı mutfak faresi koymuştu. - Sebebi; yemek' vakitlerinde ya iştahsız ye- | mek yerdim, veyahüt beğenmedi - W ğim yemek oldu mu, sofradan aç kalkar, iştahımı kilere saklardım. W ©O vakit, -rahmetli babamın zama- | bayanın ine hayret Tmuhakkak kileri biliyor. A tahsil Vardır, kileri Biz gör- kat, kilerin lügat tür ve bili » en cehale- ik yapayım d tini meydana çıkarması lünçt Çocuklu bi çok gh- | goK gü - | N ee yorkta çıkan Atlantik Mont- | liden karişti: | vit | Ypmekten sonra Şimdiki ço- x leler, bütçe ve para İşleri üs- tünde münakaşa oluyordu. İçimiz- n biri durup durürken, ilk önce bir sual takım malf imize tuhaf görünen milyar para! dir? di: | var? apartıman hay akil büyük evler, nu bir araya getir- Bin tane din mi, işte Hepimiz bir milyar! 2 şöyle bi Hakikaten bir m! nekli: t aldık. 1 ra- Elimize kalem kamının önüne dizilen dokuz a- 0 1 no kiymet ifade ettiğini anlamıya koyulduk. Bakınız, ne Rahmetli ölen neticelere vardık? " — İsa peygamberin doğduğu gün- kiz nüfusu, dar bir milyar daki- e etmi « & , aparlıman moda- iresi altmı M apartımanın üçüncü katın liralık nden itibaren İza. kadar her gün gamberin doği günde bin frank nın öldüğü dakika: ayni miktarda para arfetseydi, n sonra gelen ha- pkı kendisi gibi hareket e- derek, günde bin frank sarfetmiye devam etselerdi, ancak sekiz yüz Vada oturur gibi oturup Fuz, Ah, bu apartıman modası! Bi- Zim paşanın hanımı artık bana gel- » Asansöre binmiye kor- u kadar merdiveni çıkamı- İhtiyar kadın, ihtiyar arkadaşile $ beş lâf konuşamamaktan gayet | | sene sonra bir gün noter gelip te Ütcessirdi. | artık paraların tükendiğini haber Mevzua dörimüştü Kİ B Parasızlığın adı moda — oldu. ü lerler uçtu. Baksanız a.. yazın'ço- 'Pstz gezmek moda im . Bir genç kız söze atıle m:Eu_Vug hanım, siz eski kafalık | — — » Orta boyda bir mısır koçanın- » moda nedir bilmezsiniz. Ço- | 4, aşağı yukafı bin kadar tane var. a Psiz gezmek sıhhidir. moda de- | ge — Farzedelim ki, bir adamın nab zı muntazaman dakikada 80 defa atıyor, Nabzinin bü şekilde atış- ları bir milyara vardığı zaman, bu zat M yaşına varmış olur. şımak için 500 ton götürecek bir ge- mi yahut elli vagon lâzımdır. v adamcağızı bu 50 va« 4 aa mısir tanelerini saye 2 N . n Miyâ m. T4r etseniz ve o da kendi- İ :a fih bunda erkekler isti- | ne güvenerek, dakikada yüz mısır. r; ttiğinden koy varsın böyle | tanesi sayabileceğini teahhüt et- Şiplak gezmek moda olsun Üç | se, günde sekiz saat saymak şar- Büyük hahım asabiyetle atıldı: hisi? Belediyenin temiz- Üyerne hız; diği tozlar çıplak ayakları - | pc W SA yapışıyor.. bunun neresi sıh - Bu tanelerden bir milyarı tas | Bu bayan kiler medir bilir mi ? BİR MİLYAR Yü Bramlık frenk icadı çoraplar yüz, tile, bu adamcağız işini ancak 57 se- nında- bizim kiler de tıklım tık « lım doluydu. a ge- lenleri söyliyeyim: Yulfka, erişte, kuskuzs, tarhana, bulgur, zeytin, te. neke ile tereyağları, zeytinyağlar, sirkeler, pey , turşular, ceviz, badem, meyva kuruları, üzüm ve enval çeşit reçeller Sözümü ketiyorum. Şimdi bak- Hattada K, kallar kiler oldu eve en fazla üç kilo et giriyor. Bizim kis lerimizde küp dolusu kavurmalar varken bile her gün eve yarım ku- zu gelirdi. (Devamı 6 encı sayfada ———M— nede bitirebilir. — İyf yetiştirilmiş bir ormanda hektar başına yüz ağaç vardır. Bir milyar ağaçlı bir orman için bugün- kü İsviçre, Belçika ve Holandanın sathi mesahalarına muadil arazi lâ- zımdır. -Çok hızlı konuşan bir adam hay- di baydi, diyelim ki, dakikada 150 kelime söylesin Her gün hiç dür- madan sekiz saat konuştuğunu da tasavvur odelim. Bir ml yar keli- mek için bu adama tam 88 sene lâzımdır. Hem öyle halta- da bir pazar istirahatleri de yok. Kadına dair l Pariste büyük bir hâdise: Simon Simon Amerikadan dönmüş Bu ele avuca sığmıyan Fransız artistini Holivuda ransız sinema yıldızı Sirnoh Si- | monun bir iki ay için dinlenmek F olan Fransaya, Pa- | nüşü bir mesele oldu. Yeni 1 selerinin en na- | zik günler geçirdiği bir zamanda,| Yansız san'atini yeni dünyada b Bendirmiye ve alkışlatmıya muvat: fak olmuş olan muvaffak bir artist ünü de bü- yük bir hâdise gibi karş Hplivutta diyorlafmış ki: — Bu Simon Simon ne afacan, ne ele avuca gğmaz bir kiz.. Da- ha biz ömrümüzde böyle çetin bir karakter görmedik. Herkes ilk günler kendisini be- genmemiş, muahaze, tenkit etmi: yani bütün Holivut bütün dedika dularına hız vererek, tam manaşsile rmiş. 1 içtimal kayıtlara, kendi zisini hiç bir zaman feda et - Tn müstakil yaratılışlı Simon Simon ancak namuskâr ve cömert kalbinin sesinden başka hiç bir şey dinlememiş. Halbuki, Holivutta bir fazla kendi fantezi « sine kapılması affedilmez günah e lardandır. ' ANLAYAMIYORUM İlk skandal,şöyle başlamış. Bir gün çevrilecek bir film için Simo « nun makyaj ustası, genç artistin yüzünün şeklini ve rengini filme göre, değiştirmek istemiş. Sen mi- sin değiştirmek istiyen? Sımonda bir feveran! Genç artist o hiddetle stüdyoyu bıraktığiı gibi çıkıp git- miş. Ahbaplarına vaziyeti şöyle anlat. mış: — Benden ne istediklerini anlı « yamadım. Galiba benim -olduğum gibi halimden hoşlanmamış ola - caklar ki, yüzümü değiş kalktılar. Benim şahst Mi VÜ « cude getiren en büyük unsuru or- tadan kaldırmak - istediler. Fakat şimdi yüzümde arzu ettikleri mak- yajla ne yapmak istediklerini öğ- lerinin ana vatana dönü kendisini gösü artistin öy rendim, hiddetim Hepimiz YİALAR İlk film çevrilirken, bu hâdise bakkında dolaşan rivayetler çok muhtelifti. Yine Simon Simon an- Tatıyor: gittidiği zaman kimsecikler beğenmemiş Siman Simon'an Başka bir pezu — «Bana bir proka takmak is diler. Bilseniz kaç tane proka t c- rübe ettiler. O zaman prokasız hir tecrübe yapılmasını istedim ve ilk tecrübe hakikaten muvaffak ol du. Fakat prokasız hazırlanmak da bir saat yerine, iki saatten aşağı sürmedi.» (Devamı 6 nci soş/ oda)

Bu sayıdan diğer sayfalar: