6 Ağustos 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7

6 Ağustos 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bif Mihracenin sarayında Ucu bucağı olmıyan bir servet kaynağı Baştan başa dolu olan salonlarda altın tahtlar ve tah- tarevanlar, sedeften, fil dişinden tuvalet eşya duruyor indistanda Patyala hükümeti da- Hhilındc saltanat süren Maharajad harai Mohendra Pahadurun sarayı.. Vecu bucağı bulunmıyan salonlar.. yemek salonu.. çiçekler arasından Yürlü türlü meyvalar sarkan bu bah- çe. gök kubbesini andıran tavanlar, Bu tavanların yıldızları sinekler ve- ya örümceklerdir. “Hindistanda hiç kimse, hattâ bir mihrace bile bundar vazgeçemez. Mavi elbiseler giy sarıklı ve por- akal renginde kuşaklar kuşanmış iler etrafımızda dolaşıyor. sigaralar yakıldı. maşırlarımızın yıkanma ücretini ver- miye mecburuz. Bunun sebebi Hin- distar bir Avrupalı v Hint- yanında bulun- le seyahat etmez. Hindistana mihracenin davetlisi olarak geldik. Fakat kendisine Sa « raya geldiği zaman takdim edilece- #öz. Mihrace şimdilik Ganj vehri Ği- varında avlanmaktadır. Yanzımızda kendi namına meşhur bir. kaplan av- esı olan General Yoginder Singh bu- Tunmaktadır. Ev sa karşı pleri ak kıyafetleri | inda smokin miz matem ek | Hi andırıyor. Dokuz metre ipek- nden yapılmış olan sarıklar başlar üzerine sarılıdır. j General, bütün Hintliler Bibi ne saçlarını, ne de sakallarını traş ettir- memiştir. Bir lâstik ucuna sarılı olan sakalım, bir şapka kordomu gibi çe- | nesinin altından geçirmiştir. Yanımızda bulunan Fransız vahşi | mürebbisi Florian, tecessiis nazarlarile bakıyordu.. General için kafesine girmiye ce: se, bir nevi azizdir. Ge hayvar ret | eral düşünüyorsunuz? | Florian bunun üzerine: i — Kaplanlar burada nasıl avla - | nıyorlar?. | Diye sordu, General cevap verdi: - | — Burada kaplanlar muhtelif şe- kilde avlanız. Araziye göre bazan an da fillerle avlar haritasını almız, Garpte Cüc ' 1de Simla'ya ka, CI dar bir de kaplar bulunmaz. a Hindi olan 150 kadar aslanı vardır. Hima- laya dağlarının şimali şarkisinde kap- lanlar fillerle avlanır. Çünkü yük - teklere ancak bu sayede çıkılabi Sonra cenupta Ganj del Balede kaplanlar bu taraflarda kola labilirler, Fakat güçtür. Kaplan avı distan en iyl yerdir. Dedim ki: ”— Demek oluyor ki, Hindistanın hemen de her tarafında kaplan var- dır, Kaplan Hindistana mahsus olan bir hayvandır. — Hayır, öyle değli. Kaplanın men- şel Hindistan değildir. Kaplan sıcağı sevmez. Asyanın yüksek yaylaların- dan Hindistana gelirler, Hindistanda dalıa çok kaplan yar mıdır? General, ve etrafında bulunan wa- zırlar, prensler ve zabitler güldü .- Katianar $ n son ka, avlanmaları — pek için Orta Hin - | ler — Hindistanda daha çok kaplan 'var mı! Eğer çok kaplan olsaydı, bir © kadar da geyik ve yaban domuzu bulunacaktı. Büylece hiç de mahsul kalmıyacaktı.. — Ya panterler!.. — Binlerce panter vardır. Panter- ndan daha küçüktürler, an başka daha zeki, daha teh- likeli ve daha cesurdurlar. Flerian atıldı: — Fakat kafeste tamamen aksidir. Bütün Hindistanda olduğu gibi burada da büyük caddeler yer yüzün- den 60 santimetre yükseklikte dük- kâünlarla doludur. Bu çarşılara Hin - distanda pazar derler. Yalnız belin- den aşağısı örtülü olan bir çocuk, bir şeker kamışını çiğreyip posasını tükürüyor. Bir sokağın başında vir adam elinde bir takor bulunduğu hal- Bir Hind kibarının de bağırıyor. Bu, bu akşam gösteti- lecek bir Hint filminin ilânıdır. Yanımda bulunan arkadaşıma de « dim ki: — Bu sabah dilenciler hakkında İostir duydum bilir misiniz? — Fakirlerin kaplanları sihirli bir kelime söyliyerek, avladıklarını işit- tiniz? — Ondan daha fena! Hindistanda fakir yokmuş!. Bolki de ediyorum. Fakat hakikat şudur fakirler Hintli değillerdir. Hat! kir kelimesi bile Arepçadır kirler bir t müslüman & mensupturlar, — Öyle elerde bahsedilen sfakir ak demek. — Var, Fakat bunlar bir - Sadu ve Hi ininin bir Kakeri'dir ve ta- biatin fevkinde bir kuvvete malik olan bir adamdır. Eski kale parmak- lıkları arasında süngülüler, toplar ve mızrakların muhalazası altında mih- racenin hazinesi muhafaza ediliyer. Burada hükümdarın altınları ve mü. cevheratı duruyor. Burada baştan başa dolu olan a lonlarda altın tahtlar ve tahtirevan- lar dürüyor. Cebel sırtında seyahat etmek için sandıklar, sedeften, fil di- şinden tuvalet neseserleri. Diğer bir salonda da eski silâhlar bulunuycr- du... General çelikten bir çemberi ala. rak: — İşte müthiş bir silâh.. dedi ve hemen çemberi bir ağlaca doğru attı. Çember ağaçta saplanıp kaldı. Şimdi de ördek ve kuğuları mihracenin bütün dünyanın en m kemme! nişanlarından mürekkep n- larak vücude getirdiği koleksiyonu görelim: Fakat bu sırada bir süvari yetişti.. General dedi ki: — Altes bizi saat beşte kriket oyu- munda kabul edecektir. Mihracenin mülcaddit şatoları dır. Bu şetolar Delhi, Lahur ve Sim- laya kadar uzanan arazi arasında dağınıktır. Bu da bir İngiliz maha- reti olacak!. Patyala hükümetinin ordusu ve tayyareleri vardır. Hükümet bunları idame ettirmek bakkına malik olmak için İngiltereye çok para — veriyor. Mihracenin en çok meşgul “olduğu şey spordur. Kriket sahasına girdi- Himiz zaman askeri örkestra çalryor, zabitler ve prensler alkışlıyorlardı Fakat mihrace henüz gelmemişti. Beklerken, orkestra bizim için Va. lantin'i çaldı. Fakat bu sırada havayı değiştirdi. Birdenbire orkestra milli bir haav çalmıya başladı. -Sarıklar çıkarıldı, herkes elterini ilerlemekte olan adamın ayaklarına dokundurs- <cak kadar eğilöiler.. Yarı milli, yarı spor kıyafet beyazlar giyinmiş, göğsünde iki sıra inci bulunduğu halde Altes Shri ORMaharajadharaj Mohendra Paha- dur geliyordu. Florian bana dönerek dedi ki: — © kadar ciddi ki, ben ne yapa- cağımı şaşırdım.. — Kendisine takdim edilmeyi bek- nü- sarayına girerken. lemeliyiz. Mihrace sahaya doğru ilerledi ve oynamıya başladı. Bir müddet oynadıktan sonra iyi ıhu oyun oynamış olan bir sporcu tavrile bize doğru ilerledi ve Fran « sızca olarak: — Oturunuz. Sizinle görüştüğüme çok memnun oldum. Birer çay içe - tira.. Bana söyleyiniz, jeleriniz nedir? Fransanın en mükeme xahşi hayvan mürehbisi kdim etmeme mi n Paris onun anda titremiştir. kalım, pro « ade edin Teti karş — Ya im... | — O kükremiş aslanlarla dolu bir kafes içinde dolaşır. O kadar zay ki, bir kaç dakikada aslanlar tara - fından yutulmasından korkulur. Dişi aslanlar üzerlne atılır. Fakat o, ipek- atın bal aslanların yüzüne dokunacak ğilir ve sihirli parmağile ön- ları durdürür ve bilâhare onları, geri çekilmiye mecbur eder ... — Şimdi kaplan a İsunuz... değil S — Yalnız o değil Altes, Yapmak is- tediğim şeyin evvelâ gizli kalması lâzımdır. Fakat şimdiden size mak - sadımı söyliyebilirim. Bir facia oy- namak istiyorum. Bu facianın eşha- Sürett lamak istiyor. tir. — Yani valışilerden mürekkep ak- törler.. Evet, fakat bir de Hintli rekkase bulunacaktır. Facianın mevzuu bir Hint masalıdır. Yani bir nevi peci İbikâyesi! Altes alâkadar olmuş gibi görünü- rdu. — Buraya nasıl geldiniz, dedi. — Tayyare ile üç günde geldik. — Üç günde mi? Bu çok yorucu değil mi? | — Asla Altes. v | Air - France tayyaresile üç günde |Hindistana nasıl geldiğimizi anlat - tım. Sonra dedirm ki: — Florian, istediği hayvanları ye- rinde aramıya gelen ilk Fransız vah- şi hayvan mürebbisidir. — Asıl benim hoşuma giden de burasıdır. Fakat burada avlıyacağı - nız bu hayvanlar, bir hayvanatı vah- şiye bahçesinde büyütülmüş hayvan- an daha tehlikeli olmuyacak mi- | | dwr? — Tabii, daha tehlikeli olacaktır!. — Demek oluyor ki, onları iyi et- menin yolunu biliyorsunuz. Nasıl ya- |daha tehlikeli olabilir. pacaksınız? Gayet basit, Benim sırrım, hay- vanları korkutmaktır. Mürebbi veya vahşi hayvandan hangisi diğerini mat ederse o kazanır. | — —Demek ki, siz kazanacağınız - İdan eminsiniz. Daha doğrusu kaplan, |Pars için kime bir bilet hediye ede- İceğinizi görerek hayrette kolacaktır. Altes, büyük bir avcı ölduğunuz Sını vahşi hayvanlar teşkil edecek- | T.Hüseyin - Vandervult, Mülâyim - Kampel Pazargünükarşılaşıyor “-Komarın İIstanbula nasıl geldiğine hayret etmekteyim,, Mülâyim ve Tekirdağlı ile pazar günü karşılaşacak olan İngiliz Kam- , pel ve Vandervalt, dün gazetemize geldiler. Cenubi Afrika şampiyonu olan Vandervalt, tam bir melez tipi- dir ve boksöre benzemektedir. Kam« pel ise yakışıklı bir atlettir. Coan Vandervalt, Cim Londosu ce- nubi Afrikada birinci maçta yenmiş, fekat ikinci maçta Londosa yenil « miştir. Vandervalt, birinci maçında Londosun kaburga — kemiklerinin incinmesi üzerine galip gelmiş, fa- kat ikinci maçta Londosa mağlüp ol- niuştur. Hâlen Cenumi Afrika şampis yonluğunu muhafaza eden Vandere valt, Pol Komar gibi muhakkak ga lip geleceğini iddia etmiyor. Yalnız elinden geleni yapacağını ve iyi bir güreş göstereceğini söy Mülâyim ve T. Hüseyin Vandervalt 28 yaşında ve 98 kilo- Cenubi *& Yuğoslavyada yapılan milli ma- çın neticesi malümdur, Bu mağlübi- yetimize sebep olarak beynelmilel temaslarımızın azlığı ileri mektedir. dur. Kendisi sivil pilott Afrikada yaptığı m: şehire giderken kendi tayyaresini |kullanmaktadır. Şimdiye kadar 5 bin mil uçmuştur. Görünüşte güreşçiden ziyade bok- söre benziyen bu güreşçilerden Van- dervalt, melezdir. yaşında ve 93 kilodur. Kendisi Şikago kollejinden mezüf « |dur ve futbolü gayet iyi oynamakta im ejden sonra kot lukta çalışan Kampol, gü ak olm İnız Kanadada yaptığı güreşlerde bi- ilncilik kazanmıştır. Kampel, Mülâyimle güreşecektir. 'Türk güreşçileri hakkında iyi söz « İler duyduklarını, fakat yakından ta- kat'i bir şey söyliye- lâve ediyorlar. sürül « bal Vandervalt, kemerden — Türkiye ca: | — Öyle ise kemeri ortaya koysun, |dedi. Tabil biz kat'i bir şey söyliyeme - mekle beraber, buna ancak Hüseyi- nin cevap vereceğini Nâve ettik. Nihayet mevzu Komar üzerine H’ Kincisi, cevabını alın- Belcika beynelmilel birinci gelmiştir! İrildi. Onu Amerikadan tanıyan Karn- pel; | — Onun buraya nasilt geldiğine bayret etmekteyim. demektedir. Kampel ve Vandervalt İstanbul - an sonra Kalkütaya gideceklerdir. Pazar günü yapılacak güreşlerin hekemliğini Yunanlı Londos vapacaktır. Kücük spor haberleri | » On beş gün sonra Macar takı- mile karşılaşacak ol atletlerimiz « |den Kâzım, Nazmi, Fahri, Faik, Ci - hat, Rasim, Artin odada kurulan |kampa girmişlerdir. Kamp müdür - | |lüğünü Ankara mmtakası antrenörü Devlet Demiryoll İşletm yonları arasında kilometre 26 ya güreşçi Cim muştur. Muhammen bedeli 2912 || binasında yapılacaktır. 4 — Bu işe girmek istiyenlerin leminat makbuzile birlikte gün ve racaat edilmesi. zar günü Kadıköyünde Fenerbah- İçenin açık sahasında Feneryılmazla Galatasaray arasında yapılacaktır. e Türkiye yelken birincilikleri bu pazar günü Modada festival eğlen- |celeri arasında yapılacaktır. isus karakteri, iyi ve fena tarafları vardır, L — Ben de bir avcı sıfatile her hay- İvanın muhtelif şekilde hareket etti- ğini gördüm. Florlan cevap verdi: — Meselâ mülâyim bir hayvan dö- gülecek alursa, fena bir hayvandan (Maden.Geyik) arasında 9000 m3 | ösüliyle eksilimeye konulmuştur. gokuz yüz liradır. binasında yapılacaktır. desi mucibince işe girmeğe manli S. — Bu işe aid şartaame ve Bir panter bir zaman beni seviyor | İstasyonlarında parasız olarak da| yapmaktadır. | * 19395-1936 voleybol finali 7/8/937 İve benden başka hi | bir mürebbinin yerime geçmesi İlecabetti. Panter bu mürebbiyi tehli- İkeli surette yaraladı. Vahşi hayvan- lar kadın gibidirler, onları yavaş ve jmaharetle idare etmek lâzımdır. Bunun üzerine mikrace şöyle dedi; — Efendiler, sizi himayem altına Bu Akşam Büyükdere Âlle bahçesi PİPİÇA Fransanın Toöurelles şehrinde yapılan Frar Hongrois Csik 100 metreyi 59 9/10 da yüze S Devlet Demiryolları ve Limanları İşletme Ü. İdaresi İlânları 1 — Fevripaşa - Diyarbekir hattı üzerinde Kömürler - Eloğlu | Zzar “7000 m. 3, Yedi bin metre mikâp balast hat kenarına nakil ve figüre edilmek şartile açık eksiltmeye kı 2 — Eksillme 9-8-937 Pazartesi günü saat 14 de Malatya İşi 3 — Muvakkat teminat *“218,, ilr ceridedeki ehliyet talimatnamesi mucibince ehliyet vesikası, muva $ — Bu işe aid şartiname ve mukavelename, İşletme kalemindi Bekir, Elâziz, Narli, Eloğlu istasyonlarında parasız verilmektedir. » L — 29.7.1937 Perşembe günü eksiltmeye konulan Km, 436 2490 mumaralı kanunun 40 cı maddesi mucibince yeniden kapalı 2. — Eksillme 16-8-1937 Pazartesi günü saat 15 de Malatya işl 9. — Muvakkat teminat 742 lira SO kuruştur. 4. — Bu işe girmek isteyenlerin 2490 numaralı kanunun 4 cü : Bunun tayin etliği vesaik, muvakkat teminat makbuzlariyle tekl aynı gün sast 14 de kadar komisyon Reisliğine vermeleri lâzımi paşa, Malatya işlelme kalemlerinde, Diyarıbekir, Elâziz, Narlı, E Merakiş Sulta Avrüpaya bayıldı ve Jlı öğrendi! ngiliz Kralımın tac giymesi 'nasebetile dünyanın dört bi rafından gelen sayısız büyük a jlar arasında birçok sultanlar da dır. Bunlardan bir çok ları Lonâr ve Avrupanın diğer şehirlerini: tişamına hayran alduklarından jmemleketlerine dönmemişlerdi! Bunlardan birisi de Merakeş tanı Elgulâvi Paşadır. 2 milyo: fazla nülusu idare eden Mec Sultanı. yanında karısı ve diğer efradı olduğu halde Londrada telin bir katımı kiralamış ve bi tıpkı kendi sarayında - olduğu merasim yapmıya başlamıştır. Sultan bundan sonra Avrup garip âdetlerine de merak salm nihayet golf oynamayı dâ öğren tir. En kısa zamar'da golf meydi da bütün rakiplerini mağlüp Elgulâvi Paşa, golf şampiyonu edilmiştir. Londra aristokrasi muhitinde kâsı, terbiye ve nezaketile fevi de hürmet kazanmış olan Mer Sultanı, müslüman olduğu için rupalıların daha fazla merakımı leip olmuş ve haremi yaşatıp y madığı her vesile ile kendisine Tulmuştur. Fakat o modern bir hayat yı olan İstanbul Tenis turnuvası müsaba ftır. * Rumen teniscileri 16 Ağusi şehrimize gelerek festival turn İina iştirak edeceklerdir. aları 8 Ağustosta yapılı yüzme müsabakalarır, arı Beşinci e Müdürlüğünden vaşali 400 metre mesalfede mü: şartmamesi mucil İki bin dokuz yüz on iki Kradır. *40. kuruşlur. 2490 No, lu kanunun — 3297 r saatinde Komisyon Rcisliğine “2399, “4Tİ balast için talip zuhur etmediği Muhammen bedeli - (9900) doku bulunmadığına dair beyanname, mukavele projesi, Ankara Hay Bıtılmaktadır. (2558) (4959) ——— ——— Müsabaka kuggl_gl SAT TES Kİ taraftarıyım. * ADRES: İiçin size şunu da söylemeliyim, Benim #lıyorum ve size yardım vâdediya - İsan'atimde en çok sevdiğim şey psi- | runı, yarın oğlum avda size refaket kolojidir. Her hayvanın kendine mah-| edeceklir. Operet '&'1" Pati havar HGA OÜER ADĞ

Bu sayıdan diğer sayfalar: