17 Temmuz 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5

17 Temmuz 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

üt ( ':nlanmz Olsa ne yapardı. Brulma , CA şimdiye kadar çok "'ıım!:' Sok düşünülmüştür. Üzetş öç Mrader Londrali bir Ayar, pi Yücularına bunu 80 - Mak ga “kAt Onlardan cevab al. Bt » İngiliz gazetesi Mti Üü t ki: 'Yonl. h%mamı litanız olsa ne ya. kaz blay He size böyle milyon. E:.l’ Senç bir adamdan bah. ' genç adı l dlduğ ç adam milyon. Tavıp ,,d"“ halde u: için düşünmüş ve kolayını bulmuş. Yinı bulamaz mıi?.. a de bir marif Bözetenin — bahsettiği HL gelince: Rehç, Tiz , Peri Masallarındaki dar dengin, hayalt N ün İngili 5 Müygğüdün İngiliz lirasına gö Oakgalara sahib bir delikanlı, Tişj "'ı,:“;do TMütevazı, kibirsiz, 'h“ldı." Zenç. Şimdiye kadar ıâ':?rwıı ile açılarak, lerişe — vermemiş, :'ıın,nğ_'_"duau kadar sade yaşa. Si Sade hayat içinde ye. $ 'zanmağa lüzum var 'gün chrı D getirdiği müthiş de uncak 2,000 İngi. Sarfederek para üstüne | Aakei Z Zamanda bu ser. Salarını “tmiştir, Sizin de İz A Olsa ve bunları har. ı,üw'bu Paralar durd u İşte p, “tar, şüphe etme. Ü, Sip U genç İngiliz mil - Yaak CON da bunu çok iyi ,,_Nı“ îa;dm para kazan « ati güpenlede Yüzüm gör. abahley “ı,-_ Biderek akşam olunca ele_:dını:e hep bu. aa İ içinde kalarak €mellere kapılma. Tnemut gibi Sir Con ine böyle sade bir :k_dır. Fakat Londra diline neden düştü? ":“hr kendisinden bah. Zengin gençli a 'ügin gençin ser. ı,h":den dolayı böyle dil. lti Çünkü yukarıdı Bi yukarıda | ı:'(ın "’“hı.îı:, İngiliz 1 Con artık kmış, usan. İngiliz lirası ik fakaş Ö€Mek rahat, refah bir hayat sür. a Gemekil'de % ÇÜ Artık> bundan kaln c Bu paar baba - Ğ* Babası İngilte. bi iYan, kazandığını Ndengi “*N adamların bi. Oğlu onun gibi ı:,% Müyanee b Bti Üzüm a :’ııq;tlım_" Sörmüyor. Çün. ha tne. AT gelen iradl, Ukag * Para A iradları Hagiğ'dir. ŞA kendiliğinden ,ıı"_':'ı!ı,. aBasinın — senede | KAz Yordu, Fası iradı oldu. Bundan 5 sene Milyonları hangi şey- ler eritebili? Barlar.. Kabareler.. evvel ölen bu zengin adam öldü. ğü zaman oğluna 36,750,000 İngi liz lirası miras bırakmıştır. Fakat büu adamın bir iyiliğinden bahse. diyorlar, İngilterede de veraset vergisi vardır. Hattâ bazı zengin. lerin bıraktıkları paralardan mi. rasçıları vergi vermesin diye tür. lü türlü çareler aradıkları, bun. ların öldükleri zaman vasiyetna. meleri meydana çıkınca anlaşılı. yor, İngiliz gazeteleri -bundan *Sir Con'un babası yalnız para kazanıp toplamayı bilir bir adam değildi. O ayni zamanda iyi bir vatandaşdı da. Çünkü servetini oğluna bırakırken uzün uzadıya düşünmemiş, devletin alacağı ve. raset vergisini tamamile devlete bırakmıştır. Bu suretle o öldüğü zaman bu 36,750,000 İngiliz lirası tamamile oğluna kalmış değildir. Hükümet hesab etmiş, vergi ola. rak bu mirastan 20,000,000 İngi- Tz Tirasını çekip almıştır. Babası öldüğü zaman büyük bir gervete konan Sir Con'un eline geçen servet bu süretle inmiş, 18,000,000 İngiliz lirasından iba. ret kalmıştır!, 5 Genç delikanlı 933 de böyle zengin olduktan sonra ise takib eden seneler zarfında servetini arttırdıkça arttırmıştır. Bir takım ketlerin hisse senedlerini al . imiş, bunları satmış, kazancımı iltırmak için böyle işlerden de fade etmiştir. Fakat elindeki hisselerden zaten pek çok pâra geliyordu. Bunlar durduğu yer. de iraddı. Gelen iradın üstüne da. ha başkası gelmiş, eldeki 18,000,000| İngiliz Hirası bugün 40,000,000 İn. giliz Hirası olmuştur. Fakat genç milyonerin - kendine çizdiği bir hayat programı vardı: Sadelikten ayrılmamak!... E . vet... Tıpki kazancı aylığından i. baret olan orta bir memurun ha. yatını yaşamak istiyordu. Bunun için de senede 2,000 İngiliz lirası çok iyi yetişiyordu. Şimdiye ka. dar Sir Con'un hayatından bah . sedilirken onun evli mi, bekâr mı olduğuna dair bir şey geçmiyor. du. Bu da az çok merak uyandı. ran bir bahistir. Bekâr bir a . dam ise bu sade hayata - istediği kadar devam etsin! diyenler bu. lunabilir, Fakat hemen söylemeli ki genç milyoner genç bir kizca. gızla hemen evlenmiştir. Babası 0,000,000 İngiliz lirası" iın sahibi genç milyoner... rdukça büyüyen servetini israf *€tmiye niçin karar vermiş? Milyonları eritemez mi? öldükten biraz sönra-o da evlen. miştir. Bal ayını çok iyi geçirmiş. | Fam dö e Mari Glori Biliyor musunuz?. Mari Giöri fam dö Şambrdır!.. Kimin yanında | olduğunu anladınız? Jak Hate - leynin nezdinde, ya iki tatlı buse İle biten bir sine- ma hikâyesi değilç pek acıklı ve hakiki bir maceradır. | Mari Glori, hakikaten Jak Ka.'| telonun fam dö şambrıdır. İş bit- tikten sonra peri masallarını an- dıran bir hükâye, genç bir kizın hikâyesini anlatır: Vaktile Holandada beş kar. deşi ile beraber yaşayan — küçük bir balıkçı kızı vardı. Pek met'ud değildi. Çünkü kendisini - 'dövü- yoclardı, Bazan açıkta, kârlar üze. rinde yattığı oluyordu. l Fakat günün birinde ,şehirden birkaç kişi geldi, Ellerinde «Sine. ma yapan» garib makineer vardı. film çeviriyorlardı. Marsel Herbiye, mahalleyi do- | laşırken yaramaz, fakaf sevimili kızcağırı gördü, gülümsedi. j — İşte, dedi. bize lâzım olan küçük kiz... iNE Mari Glori Taliinden şikâyet etmiyen bir Gözlükten Başka bir şey Çalmıyor Garib bir hırsız, bütün Münih ahalisini heyecanda — bırakmıştır. Bu hırsız, bisikletle şehrin sokak- larıni dolaşıyor; gözlüklü bir ka- dın görünce duruyor, yolu sor - mak bahanesi ile yanına yaklaşı. yor ve kadın cevab vermeğe va- kit bulamadan gözlüğünü kapıyor, kaçıyor. Şimdiye kadar bu garib hırsız hakkında 300 şikâyet vâki olmuş. tur. Zabıta tarafından şiddetle ta- kib olunmasına rağmen henüz e. le geçmemiştir. Buna da - seber, mütemadiyen kıyafetini değiştir- mesidir. Bazan uzun bir sakal ta. kıyor, bazan biyikli veya biyik - görünüyor, günde bir kere de elbisesini değiştiriyor. dığı gözlükleri satıp satmadığını Münih zabıtası, hırsızın bu çal. ' da tahkik etmektedir. İ | tir. Zengii fetmekten çekinmemi ondan sonra karı koca gene ba başa vererek sade bir hayat sür. meğe başlamışlardır. Genç kıdı nn fazla para sarfederek gösteriş yapmak istemeyişi de karı koca. nin ne kadar uygün — olduklarını gösteriyordu. Artık karısını alarak uzak, ten. ha bir yere çekilen Sir Con uzun zaman bu sade hayata devam et. miş, hattâ o kadar ki kendisini zenginler âleminde unutturmağa muvaffak olmuştur. -Bulunduğu köy gibi yerde ise onu zengin Sir koca bir çok para sat. Fakat | edilmiş olmaz. | Onu oralarda yalnız Mister Fon. | ten diye tanıyorlarmış, Pek sey. | rek olarak evinden çıkıyor, bütün -| sade hayatını evinin içinde genç | karısile beraber olarak yaşıyordu. | Pek samimi olan bazı dostları da | (Devamı 7 inci sahifemizde) M | il Şambr Saonra ona hitaben ilâve etti: — Sinema artisti olmak — ister misiniz?. — Tabit.. fakat he yapacağım? | — Sana öğreteceğiz.. Küçük kızın anası bulundu. 40 frahk yevmiye ile çalışmasına müsaade alındı Mari, bahçelerden portakal, li. mön çalan bir sürü afacanın baş- ları olmuştu: «Yirini tane daha a. şıriniz..» diye bi 'or, gülüyor- du. Artistle; bu küçük, sevimli' ve şeytan kızı çok seviyorlar, çok pa. ra veriyorlar, şimartıyorlardı. Nihayet film bitti, veda zamanı geldi. Küçük kız ağlamıya başladı. Margel Herbiyeile beraber gitmek istiyordu. İngiltereye gidiyorum. Ora- dan sarta bonbön göndereceğim. Adın na senin?.. — Mari Glorit!,. Neg üzelisi mf.. — Ne güzel isim!.. Aradan on iki sene geçli. Bir gün genç bir artisi, Arlet Jenni ismini almıştı. Fakat bu L sim boşuna gilmiyordu. Marsel Herbiyeye: — Bana güzel bir isim bul.. Dedi. Herbiye, küçük balıkçı kızını hatırladı: — Mari Ghori. Cevabim verdi. Yeni yıldız, si- dömada bu isimle şöhret <ldı. ( Fakat, hakiki Mari Glori, evde kapalı oturmaktan, Ser gön da , yak yemekten bıkmış. usanmıştı. Ailesinin yanındah kaçtı, Parişe geldi. Çalışarak hayatını kazan - mıya başladı. Bu sırada, vaktile tanıdığı artistleri aradı. Jak Katelon. uzun bir seyahat. Devamı 7 inci sahifemizde S—SON TELGRAF—t7Temmuz 1938 Garib bir hırsız'Derkant'dan Kartuşa, yirmi sekiz kişiyi öldüren kalile k.:ıdar her gçeşit Insanın bulunduğu yer .. İNSAN MÜZESİ Paristeki bu müzede neler var? Tariht insanların kafalalı bu gün neişe yarıyor? *Cumhur Başkanı Mösyö Löb. dün Trokdero'de, — Chaillot aki «insan müzesi» nin imine riyaset etti «Vaktile Trokadero da bir et. nografi müzesi vardı. Bahriye mü. zesi gibi tenha bir yer arayan, baş başa verip hasbıhal etmek, dert. leşmek isteyen sevdalıların mü. İâkat mahalli tdi. Buraya gelenler bir kaç âlim müstesna, dinlenmek için gi lerdi. *Bu müze kaldırıldı. Binazı yı. kıldı. Ve yeniden asri bir şekilde yapıldı. Ve büyük bir flim müzesi haline sokuldu. İsmi de değiştiril. di: «İnsan müzesi» denildi. Bu ismin verilmesine itiraz e. denler çok. *Müzeyi ziyaret ettiğim sırada buru seyreden genç ve güzel bir kadının: — Cidden korkunç bir şey bul,.. Dediğini işittim. Bu da, 1938 Pa. ris Venusunun fikri... Müzeyi tesis eden pr Rive: İcık, dil, âdet ve kıyafet ba, kımından insanlara aid ne varsa, hiç bir şeyi ihma) çimeden came. kânlara yerleştirdik. Müzemizi zi., aret edenler, İki saatte devri. âlem seyahati yapmış olurlar. «Şimdi salonları dolaşalım: Mü. zenin bulunduğu bina 16.000 metre mürebba ve beş katlıdır. Ayrıca bir de zemin katı vardır. 'Teşhir salonlarında 450 camekân, 100 bü. yük levha, 6 kabartma harita, fo. toğraf salonunda binlerce fotoğ. raf, kütüphanesinde 200'000 cild kitap meveuttur. Salonlar çok ay- dınlktır. — Müzemizi, gördüğünüz hale getirmek için mimar karlü, Bual ve Âzema ile birlikte çalıştık, ve çok zahmet çektlik, uğraştık. Buna rağmen tamamile de bitire. dik.. Hakikaten, bir çok gençler dur. madan — çalışıyorlardı. - Bazıları, camekânlara kafa taslarını yet. leştiriyorlar; bazıları da etiketleri düzeltiyorlardı. Duvarlar, büyük bir zevkle bo. yanmıştı. Kabartma altı büyük haritanın renkleri üle imtizaç edi. yordu. «İnsan müzesinde, insanlara ait her şey movcud. Ne arasanız bu- labilirsiniz. «Profesör Rive kısa boylu, kır saçlı ve son derece faal, dünyaca tanılmış bir ölim, bir siyest, Son intihapta belediye meclisi azslığı. ha intihap olunmuş... fesör Pol «Yardımcılarının hepsi — genç. Maaruf Mösyö Sutel 28 yaşında, yüksek muallim mektebinden dip. | Tomalı bir felsefe muallimi. Pro. fesör Rive gibi merkezi Amerika. ya, Meksikaya gitmiş, uzunmüd. İ det tetkiklerde bulunmuş... — Bu gençler, — aylardanberi çalışıyorlar. Bazı geceler saat on ikiye kadar ayrılmadıkları da, vazifelerinden Müzedeki kafalardan.. oluyor. Buna mukabil ne alıyor. lar, biliyormusunu?... Ayda 800 « 1200 frank... «Profesörün çehresinde acı bir hunde belirdi: — Doğrusu utanıyorum, Fakat henüz tahsisatımız arttırılmadı... *Müzede bulunan kıymetli asa. rı, hayret ve taaccübü çeken şey- leri birer birer sayacak değilim. Buna imkân da yoktur. Yalnız mühimlerinden bahsedeceğim. «Camekânlarda her şekilde, her büyüklüktle kafa tasları teşhir o. lunmuş. Dekart'ın, Sen Simon'un, Mareşal Jürden'nin kafa tasları yan yana konulmuş. üzerlerinde de resimleri... «Bir başka camekânda, sene Fransa zabıtasını işgal bilâha! yirmi avenesinden birinin iha. neti üzerine ele geçerek idam o. lunan meşhur haydud. Kartuşun kafa tası var. «Diğet bir camekânda da, Neo. lltik devirde kafa tasını meskapla Gdelmek suretile yapılan tedavide kullanılan cerrahi aletler teşhir bak. fıkça eski devirlerde, hastalıktan kurtulmak için ne acılarakatlanıl. görüyor, hayretten kendini ala. miyor, İskeletler Salonu «Müzede biri uzun, diğeri kısa (Devamı 7 inci de) Zenginlerin — Muhakemesi Kont ve kontesin pay- laşamadıkları şey.. Karı koca birbirlerine ateş püskürüyorlar. Zengin bir karı koca arasındaki enteresan muhakemenin tafsilâ - tını veriyorduk. Bir iki gündür de. | vam eden bu davanın sön kumanü .| bugün neşrediyoruz. — Şimdi okunan bu mektubu o zaman Kontes yazarken ben ken. disine yardım ettim. Mektubda ne | yazılmak lâzim ise ancak — onun yazılmasını temin ettim.” Kontes bana icab eden kelimeleri sordu ben söyledim. Bununla beraber benim söylediğim cümleleri Kon- tes yine bozmuştur. Kontes ken. disinin hiç kimsenin tesirine tâbi olmadığını söylemekle bu mektu. ba kendiliğinden bir cümle ilâve etmiş oldu. - Sizin teklif edilen parayı arttırıp indirmek için bir salâ. hiyetiniz var mıdr? — Bir dereceye kadar, vardır. — © halde son had ye kadar. dı?. — 100,000 İngiliz lirası Idi. Bu parayr Kontes kendiliğinden is. tiyerek teklif ediyordu. Fakat Kont çocuğu için de para istiyor. du. Bununla boraber bunun ace. lesi olmadığını, işin halledilece gini söyledi. — Size bunu soruşumdan do Yayı müteessirim. Fakat Kont si. ze bir şoförden aldığı malümattan bahsetti mi? — Evet. Bu şoför eskiden pna şoförlük elmişti. - Konta yazdığı mektubda Kontun evinden ayrıl. dıktan sonra arada bir takım şey. İer cereyan ettiğini haber vermiş. — Şoför kendisine buna birşey j söylemiş mi?, Kont şoförün lediklerini size de söyledi mi? — Evet, göyledi. — Bu şoförün söylediği şeyler evvelce İâkırdısı geçen — erkeğe taallük ediyor muydu? — Evet, ona taallük ediyordu. — Kont hiç karısı aleyhine teh did mahiyetinde birşey söyledi mi? - Bir harekette bulundu mu? — Evet, söyeldi. Size tekrar kendi evine gi. derek orada olan şeyleri öğren . mek için hakkı olduğuna dair bir şey söyledi mi? — Kont bana dedi ki: — Evim değil mi? Tekrar evi. me giderim. Orada olup biten şey leri tahkik ederim. Bu benim hakkımdır, 4 — Buna karşı siz ne dediniz* Kont eğer tekrar evine giderse iyetin bir kat daha zorlaşaca. ğıni söylediniz değil mi? Sizi sv. den çıkartmak için kuvvet isti. mal edileceğini de söylediniz mi? — Hayır böyle birşey söyleme. dim. Dedim ki: — Eğer siz evinize giderseniz sizi oradan çıkarmak için teşeb . büs edilecektir. —| — Niçin böyle söyladiniz? Kont kendi evine gidiyordu. Karısınık bulunduğu yere gidiyordu. Bir koca kendi karısının bulunduğu bir yere gitmek isterse onu ora. dan çıkarmak için ne gibi teşeb. büslerde bulunulacaklardı? Kont oraya giderek orada bi. risini öldüreceğini söylemişti. Ben (Devamı 7 inci sayfada ) Bi ai A DBi

Bu sayıdan diğer sayfalar: