3 Eylül 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

3 Eylül 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 —SON TELGRAF— 3 EYLÜL 1938 Göz oyan Cani!.. Halkın “linç ede- ceğiz , diyerek üzerine saldırdı- ğını görünce.. Sigarasını göstererek: Müsade ediniz sigaramı reyim.. diye bağırdı. Yeni ve korkunç bir cina; paberi karşısında kalan Paris hal- ha vahşi katili Hinç etmek istiyor. âdise bugüne kadar emsaline >stlanmamış tüyler ürpertici bir ölümdür. Öldürülen genç kız yi da ve güzelliği ( meşhur Maryadır. Orta halli bir aile kızı olan Marya, Alber ismin- deki caninin tuzağına düşmekten de bırakan bu korkunç hâdisenin tafsilâtı şudur: Marya güzelliği sayesinde ar- kadaşları arasında yüksek bir ştır. Bir gün &i genç kız aralarında sözleşerek dar. Marya kendi arına ve bilhassa erkek misâfirlere karşı Tmaheub olmamak için azami gayreti sar- tediyor. Kendisi de en güzel elbi- selerini giyiyor. Zaten güzel o- lan genç kız tüvaletine de itina edince'tam canlı Venüs olmakta güçlük çekmiyor. O günkü çaya gelen misafirler arasında, Maryanın ilk defa gör - düğü bir genç vardır. Esrner, kışıklı ve kibar hareketlerile zarı dikkati celbeden bu geriç, Al-| ? Çok şık giyinen bu ge Marya ile çok fazla alâka- dar oluyor. Alber çaya Maryanın samiz dan Mişel'i be - raberinde gel Si talebe diyo ta d fazla sükse günkü samimi hava dostl neb kazanıyor. luşmak ü Ük kocuşmada bi ıyan bu gö- bir ay bütün hara- nül mace retile de in evine gidiyor, hat- e kadar orada kalıyor. Yine bir gün kır gezintisi dönü- Mmasanın ü- zeri çeşitli içkiler ve yiyeceklerle doludur. Marya bu man sında Kkarar v madan Albe arasında kalıyor, toy bir kız olan Maryayı bir iki puse kendinden geçiriyor. Ve saa yan içki geç vak le- vam ediyor. İlk dı la içki içen Marya içkinin dehine konulan ilâ kendini kaybediyor ni derhal iş başıma geçerek genç 'atağa götürüyor ve bütün Biydiklerini çıkartıyor. Çırılçıp - ir şey hissedemi, hırpalayıp berbad. ettik ten sonra ince ve keskin bir ne; önce göz kapaklarını kesi- üaş yavaş iztirap duymi - 'a kıpırdanmaya ınca cani derhal —sabunlu en alle polise müracaat ediyor. Kısa bir tahkikattı rTa Alberin evine giren he tüyler ürpertici *bir manzara ile karşılaşıyorlar. Marya kanlar i- çinde, gözleri oyulmuş bir vazi. yette yatakta cansız yatmakta- dir. Bir bafta tahkikattan sonra Alber yakalanıyor. Tev - kithanı düşen süren e götürülürken heyecana nç edeceğiz, diye ka- tilin ne hücum ederken pı lislerin muhafazası üze ediniz sigaramı bi- , Cevabini. veriy sç cani hdlkin külürlerine sırıtarak mukabele ediyor. içinde Alber | | Almanya hızr mi — baaMC Bugünlerin lâkırdısı malüm: Almanya seferberlik tecrübesi ya- pıyor. Fakat harbe - karar verip vermiyeceği daha belli değil. O da şu dört beş gün içinde anlaşılacak! İstikbali keşfeder gibi bir vaziyet alarak pek yakında Avrupada u- mumi bir harb çıkacağını söyli - yenlerin kehaneti kendilerine kal-ı sın, her hâlde geleceği keşfetmek zor olduğu kadar dünyayı kana bo| yayacak bir hari karar vermek kolay görünmüyor. Yeni Avrupa matbuatı da bu me- güldür. Her yerde zi ileri korcalayarı şudur: Havb olacak mi yerde kolayca yol açmağa da | » çıkarmak olsa gerek, Lond Ekspres gazetes. Onun Avrupayı dolaşan ve bil 'da pekçok gür tülerin, şayiaların, türlü haleca: rivayetlerin birbirini takib orta Avrüpadaki n | Taşmış muhabirinin yazılarını neş- rediyor, Muhabirin Almanyayı ge- zen muhabirin görüp söyledikle - rinden çıkan netice şudur ha: a —< — Kızım seni seviyorum... Diyor, fakat tiksiniyor: — Baban. | ğilim ha?, Diye yürekten uğlıy hakkile istiyor, Allahtan — Böybaba, ben seninim... . İstiyor, Desin! Bazan, kulakları ile bu sayhayı işldir gibi 1 — Almanyada hiçbir şey ı._v;m[ olmuyor. Herşey tastarruf ediliyor. | 2 — Almanyada kadın, erkek imse boş durmuyor. Herkes aza- mi çalışıyor. 3 — Bugünkü Almanyada her- kes kuşağını sıkarak yaşıyor. Her- kes çok çalışarak az ile kanaat et- mek mocb tindedir. 4 — Bugünkü idare şekli artık Almanyada gitgide yerleşmekte - dir, Onun için başka türlü bir de- | Kişikliğe Almanlar ihtimal ver - | miyorlar. ya, dahilde böyle oldu- | ğuna göre, haricdeki işlere nasıl dir hep dısı dönmekte- | ken bil bu mih dir, i Ekspres muhabirinin an- lattığına göre Bezlin - Roma veci Almanların hoşuna giden bir şeydir. Her Alman bundan bahso: derken İtalya ile Almanya ara: da teşriki mesaiye taraftar bulun- maktadır. Fakat bazı Almanlar vardır ki daha ileri giderek Ber- | kşam BAH ÇESİ : ı/ Her A O TAKSİM B FAlaturka kısmında l İFLİFL el: 43776 Baban.. Yavrum Meral, baban ben de- bütün babalık tiyor ki, Meral: Almanya hazır mı ? Erkânıharbiye dünyaya meydan okuyabilmek için daha iki sene hazırlığa lüzum görüyor.. Almanya iktısadi vaziyetini düzelttiği gün hâkimiyet elde edebilecektir. lin - Rama mihverine neden dola- yı taraftar oldukarını da söylü - yorlarmış. — Çünkü. diyorlarmış, şimdiye kadar Berlin - Roma mihverinden yalnız Almatılar istifade etti de onda: manya tarafından alınmazdan ev- | vel bu memleketin ticareti, İtal- yanların elinde bulunan Triyeste (Devamı 7 inci sahifemizde) Avusturya malüm şekilde Al - | gibi bir kudı. Rvin Başsız cesedin esrarı : İki teşhise rağmen hâlâ anlaşılamadı İki adam cesedin Rus mültecisi Trogki'nin kâtibi Rudolfa aid olduğunu söylüyorlar, Halbuki... Bundan 7 gün evvel Fransada Mulan'da, Sen nehrinde başsız bir cesed bulunduğunu - cesedin vücudünde mevcud hançer yara- ları sebebile bunun bir cinayet olduğu tesbit edildiğini yazmıştık. 23 ağustos Meulan'da Thun şa- tosu köprücüğünün yanında bu- lanan bu cesed etrafındaki zabıta faaliyeti henüz nihayete ermemiş, tahkikat bu esrarengiz cinayetin mahiyetini tayin ve falllerini tes- | bit edememiştir. Tahkikatı idare eden hâkimi Charny ile polis lande — morgda bulunan başında yeniden incelemeğe devam etmişler, başsız cesedin teşh | morga ça istintak Dons - | ceşedin DERT ORTAKLARİ Yazan: MAHMUD YESARİ Üç kız kardeştiler. BüyükleriÖ. jeni, yirmisinde; ortancaları Me- lina, on sekizinde; en küçükleri Anuş, on altısındaydı. Öğjeni ile Melina, bir erkek terzi yanında çalışıyorlar, daha mekte- be giden küçük kardeşleri Anuş- la ihtiyar analarına bakıyorlardı. Çalışan kızların ustası İrfan, o- tuz yaşlarında, ne çirkin, ne de yakışıklı, kendi halinde görünen, sessiz bir adamdı. Öjent, kardeşi Melina kadar gü- zel ve akıllı değildi, fakat eli işe ondan fazla yatıyordu. Genç kızın kalbi de çok iyi idi. Bütün kazan- cını ânnesine veriyor; kendi şahsı için Israftan çekiniyor, gençliğin tahif haklarından olan giyim ku- şam heveslerine kapılırayordu. — | Melina, çok güzel, şirin ve cin ve welyenin neş'esi, oydu Öjeni, ustas'le birlikte çalışı - yardu. Bir gün İrfan: — Öjeni, dedi, annem, Bursaya, kardeşimin yanına gidiyor, ben yalnız kalıyorum. Handa. otelde, bekfir odasında yatıp kalamam. Sizin ev müsait mi? Öjeni, önce bir şey anlamamıştı Niye müssit mi diye soru - ı yorsun? | — Sizin eve pansiyonar gelsemi Genç kız, kat'i cevab veremerdi — Anneme'danışayım İrfan, Öfjeninin aklı yatması için alat l va'nın cesed başındaki ifadelerini zaptetmişlerdir. Cesedin hüviye » tini tesbit etmeğe çalışan zabıta- nn faaliyeti iki ihtimal etrafında toplanmaktadı Bunlardan birisi Rus siyasi mül- | tecilerinin Troçki'nin hususi kâ « î 'tibi olan ve 13 temmuzda gaiblere| Rudolf Kleman, diğeri de bundan 9 gün evvel yani 23 ağus- tosta esrarengiz bir şekilde orta- dşn yok oluveren Pierre Madiec- dir, Rudolf'u çok yakından tanıyan David ve Ru ismindeki adam ver- dikleri ifadede cesedin Rudolf'e aid olduğunu iddia etmişler, arka farafı tammaen çürümüş olan baş minde iki adamla Madam Lakro- , cesedin bakiyesini muayene etmiş — Beni tanıyorsunuz. Bedava oturacak değilim. Size de, küçük bir yardımım dokunur, Genç kız; ustasının teklifini, an- | nesine, kız kardeşlerine açmıştı. Fazla düşünmeğe lüzum görmedi- ler. İrfanı, bir buçuk senedenberi tanıyorlardı. Hiç bir fenalığını duymamışlardı. İşçilerine karşı çok insaflıydı. Üç kız kardeşle anneleri, kol - ları, paçaları sıvadılar, evi temiz- lemeğe başladılar, Orta katta, so- kak üstündeki cumbalı odayı, İr- fan için hazırladılar. İrfan, iki gün sonra, Öjeninin evine, pansiyoner olarak geldi, yerleşti. İrfanın dışarıda yemek vemesi iyi şeyler yorun.. Bir akşam, yalnız döndü. Anne&i at sonra gelecekler. nin gözlerine uykü tu; ablasını, İrfanı — Mutfak masrafına ben de iş- tirak edeyim, dedi. Önce, bunu kabul etmek iste- mediler: - Nasıl olsa, tencere kaynıyor. Bir kişinin boğazından ne olur; a» radan çıkar, rünmemişlerdi. İşin hakikf rengini, İrfan, razı olmadı ve onun ısrarı karşısında, verdiği yemek pa: n aldılar. Artık bir hep bir arada, ay p içiyorlardı, rfan, sevion- cinden kabına sağamıyordu: Kendi ailemin içinde gibi - yim. Eğer - siz olmasaydınız, ben, yabancı pansiyonlarda ne yapar- |. aüer y mamışız! mazdım.. sada olduklarını duy Bursadan çağırıldı. Jeni, gebe kalmıştı. götürdüm. — Peki, çocuğunuz — Öldü. Ve görmediği kızile birlik ağladı. Eski karısile olan sız vücudü kollarından ve bacak- vası bitince, İrfan, Öf larından tanıdıklarırı ileri sür » müşlerdir. Diğer taraftan malâümatına mü- racaat edilen Bayan Lakruva da Merlendeki mezarlığın morgunda bulunan cesedi görmeğe gelmiş, | sırtında bir kazak ve bacaklarında| da birgolf pantalon bulunan genç kız mezarlıkta etrafını alan gaze- tecilerle fotografçıların gözleri ö- nünde büyük bir soğukkanlılıkla mimi bir şekilde yenti Herkes memnundü, Yalnız, Öjeni onun, ayak makines masını söylediler. Öjeni, artık evde tir. Bu cesedin — kardeşi Pierre Madlec'e ald olduğunu kabul ve tasdik etmiştir. Bayan Lakrova bir çiçekçi dük- kânında çalışmaktadır. Kardeşi de 1Devamı 7 luci sahifemilzde) * dirip eğlendirmeyi ve Melin muyorlardı. Yaz gelince, büsbütün bozuldu. Devamı 1 Fakat Öjeni dalgınlaşfri Melina, # Öğeni ile İrfan, bir ! değil, ogecehiç gelmedil! belki kapı çalınır diye rişte, sabaha kadar bel Ertesi #abah, ACelinâ, den daha erken ıwl;ğî bir şey bilmiyordu. O gü '.1' kadar, ne Öjeni, ne de Günrle geçti, Öjeni ile bir haber çıkmadı. Atelyt nın ortağı idare erllyof'ı-“'w * nesi, vaziyeti az çok AlF İrfan, her şeyi itiraf — Evliydim, fakat karımalı yaşıyordum. Mahkemt, Halbuki, Öjeniyi 2eviy' öğenleli işitmemesi, hıquııWs ildım, Bursaya, annemili Genç kadın, hiçkirdi: yar kadın dü nunun boşaBP” la aldı. Eski afle hayâtlı doğurutkŞy talanmıştı; ek yerlerindi kit sancılar duyuyord: d g dikişlerile, ev işlerile M İrfan, evde sıkılan l"ı“ z yi da gmün””' yabil ga gö lamıştı, Hasta olmasında! İ V edildi. Öjeni, zorak! ıüWf gö | — Hasta filân değilim, geeti — Öjğeni İle İrfan uzn*:u' — Onların sıkı işleri VAf “";ç yobb” ber di Z ğ geÜ ge yina ÜEğ, z tan kendini kurtaramıy' İnsanlık, gençlik. Farlatılmağ Öjeniden hiç ummazdım. | git böyle bir iş edeceği akli mezdi, Halinden de b!“",./ Hcmen bir günün içinde Biz, nasıl farkif? Doğrusu, Öl B Bir gün, Öjeni ile İrftMiR yi ima Bi 'e adamlar komuldu, İrfanlt < 9 T ( Öğeninin annesi sordu? Of çi w b V, ö / — Yok ggilan, mudat turmiyeyese SŞ değülsün.. Bu kerez doğrulayın çıkıyof- yolcuk eskerliğimi bitirib de melmeket€ ha senin gibi sevineceğim.. bey?. Sivil bir adamın bir kelimesi: — İnşallah... Refikde sevincin çılgınlığı İhtiyarın asma kilidi kurcalayışı V& — Ben sana geçenlerde kurtulacak y Ml polisler | ğınan ka- | oluyor, o zaman tasdik ediyor: — Öyle ya... Öyle ya... Benimsin, benim çocu- ğumsun. Annenin hiş benim temiz kanımı kit- ştir. Benim olmasan, bana bu kadar yakın <sın! Senden başka kimi özlüyorum, kiminle be- * çorba... Tepsinin uzatılışı. Bir' kaşık: — Oh... — Mükemmel... vuk suyuna olacak.. e indiriş. Ö- teki sahanları kapaklarını bile açmadan iade: — Beybaba.. Bunları al.. — Neden Refik Bey?. Ötekiler tavı dan daha m — İste ik çorbasın- kemmel. E birincidir.. rem.. Yiyemiy İki gün sonra, yine bir sabah ve bir mektup: Edebi Roman No. 95 *«Refik Bey, Bugün muhakkak kurtuluyorsunuz. mumi Feridun Beyin yanından çıktıktan sonra, ej beni görmek isterseniz Ulucamin önünde sizi bel yeceğim. Oraya geliniz. İste ve kabil olabi Müddeiu- 'niz sünüz......> suzluğu, intizar.. Yine o, 'an bu adam kim * ecanın artışı Üt ın sinirleri e üste bir k için bekle — İşte, geliyorlar.. Yazan:! Etem İzzet BENİCE — Oh... Kalbin şiddetle çarpışı. Damarların şiddetle atı- şı. Gözlerin yolu bekleyişi, Ayak seslerinin yakın- laşışı Galiha çok Bir saniye sonra: — Refik Bey. — Efendim... Efendim... Diyiş, demir parmaklıklara sarılış! Gelenler bir ihtiyar, bir sivil adam, bir jandarma, ihtiyarın söz- m geliyor?.. rin parlayışı, bütün sıtması, Şaşkınlık. Çıkıyor — Mü Jandarmanın söze atılışı: yerden işittim.. demedim mi?. * Diyişi ve... Yanındakilere dönüp '5;“;"':%( — Zaten, bu çocuğun kabahatsiz oldU, num kaabhatli insan hiç bu hale giref geldiği zaman şimdikinin ikisi gibi idi-e. | f" ğin heyecandan deli gibi bağırt$T. yir - Vallahi kabahatsizim baybabâ--: yok... « İlk adım!.. * Güneş. Hava. Rüzgür. İnsan kıııbıl"”,ıı!’( bir yürüyü. Her adımda bir tekerrür urtuldum artık değil mi?, B Nasıl kurtuldum?.. — Hani Müddeiumumi çağıracak serbest kı Hâlâ anlı Niçtr Kabahatim neydi?..

Bu sayıdan diğer sayfalar: