27 Eylül 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 1

27 Eylül 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

* — Yugoslavyadaki Tıb tarihi - ve Atinadaki Kulak, boğaz hastalık- ları kongrelerine iştirak eden de- legelerimizden Doktor Sani Ya- ver dün şehrimize dönmüştür. Bu kongreler hakkındaki ihtisasatını sorun muharririmize doktor Sani Yaver demiştir ki: — Yugoslavya ve Atinadaki se- yahatlerim çok iyi geçli. Geerk Yugoslavyada gerek Atinada beni —— fevkalâde karşıladılar. İki se- ge evvel Beynelmilel Kulak, bu- Tun ve boğ; yi veri » — len karar üzerine bu toplantı A- tinada yapıldı. Kongreyi Veliaht açtı ve Yunan hükümeti namına güzel bir söylev verdi. Sonra kon- Ereye reis olan Atina Üniversite- si Kulak, boğaz ve burun hocası Hirisikof da bir nutuk söyledi. Kongrede Bulgaristandan pro- fesör (Belinof), Türkiye namına — ben ve arkadaşlardan (Taptas) ve — Ekrem Behcet bulundular. Ro - — Manyalı Dr. Üniversite hocası pro- — fesör (Matziyane), (Tetziya) tem- sil ettiler, İlk günü yalnız raportörler Türk — âdiler. Ve yalnız kulak, boğaz ve burun hakkında görüşüldü ve çok güzel bir netice elde edildi. İkinci günü ise umumt kominkasyon'lar verildl. Ayni gün ve akşamı — Murahhaslar ve bilhassa Türk de- legeleri şerefine ziyafetler veirl- di. Bizim için (Akropolide) ten - virat yapıldı. (30) asır evvel eski Yunanhılar zamanında yapılan tiyatroyu temsilen eski ziman kı- yaletile oyunlar oynandı. Ben İz- mirdeki Sağırlar ve dilsizler mek- tehinden bahsettim ve bunların çok işe yaradığını söyledim İza - hatım çok derin bir alâka ile ta- kip olundu. Vaktile Yunanistanda /— Türkkuşu / Takviye ediliyor Türkkuşu teşkilâtının genişleti- Terek «Sivil havacılık» mevzuu ct- rafındaki — çalışmaların - yeniden *mütcaddit vilâyetlerimize teşmili içih Taaliyetle çalışılmaktadır. Bu sene Doğu mıntakasında ve Kara- deniz şehirlerinde de «Türkkuşu» yeni şubeler açacaktır. *Türkkuşu» umum müdürlüğü bu'suretle çoğalacak olan ve her yıl büyük bir surette tezayüd et- mekte olan «talebe» lerin esaslı bir şekilde yetiştirilebilmeleri i- çin öğretmen kadrosunu da tevsie karar vermiştir. * Tarlabaşında sebzeci Saidi karısına göz koyduğu için taban- ba ile öldüren Arnavud Maksud 18 sene ağır hapse mahküm edil- ir. * Çekoslovakyadaki bazı fir - malar memleketimize nakletmek istemektedirler. * Fransız Hariciye Nazırının memleketimizi ziyareti gayri mu- ayyen bir zaman için geri kal - söngresinde wermr KUUNYT T Tetrika N. 118 Genç kız geri döndü: — Emrediniz, madam! Ayten genç kızı yanına çağır- di — Sen bu sabah gazete okudun mu? — Evet madam, okudum! — Bana git bir yazı var şu ga- “zetede.. / gözeteler sizden bahsediyorlar. Ne istiyorlar benden? Gazetecilik- bu, madam! resmini çekmişler.. Koy- |Köy ONU İ3EN —— F- N OĞDUM ._ gea BALA LA Aşı(, HEYECAN ve İHTİRAS ROMANI | Evet madam! Bugün bütün | —SON TELGRAF 27 EYLÖL 198 Beynelmilel kongreler Türkiye lehine büyük tezahüratla sona erdi Dördüncü beynelmilel tıb tarihi kongresi memleketimizde yapılacak Koagreye iştirâk eden delege'ee rimizden doktar Sani Yaver eskiden bu gibileri kuyulara at- mak ve araba, değirmen, su çar- kı giüb bazı işlerde kullanırlar - miş. Çünkü o zamanki kanaate göre, onlar iyi insan olsa imişler Allah ötekiler gibi yaratırmış. O- nun için bu gibilerin yeryüzünde fazla ve muzır insan imişler. Bun- ları ya öldürürler, yahut yukarda bahsettiğim işkenceli işlerde is - tihdam ederlermiş. TIB TARİH KONGRESİ Belgradda Tıb Tarih kongresi açıldı. Orada eski zaman doktor- larından şimdiki zamana kadarki vaziyetin bir hulâsasını yaptım. Kongre bir çok iyi netice ile ka- pandı. Müstakbel Tarih kongre- si Berlinde ve Dördüncü Tarih kongresi de ecnebi delegelerin 1s- rarı üzerine Türkiyede yapılacak- tır. Sayın Başbakan Celâl Bayarın müzahereti sayesinde bizim bu korigreyi onlardan çok daha iyi bir şekilde yapacağımıza eminim. 'kursları Gelecek sene çogaltılacak Bursadaki köylerde biçki, dikiş, nakış kurslarını idare eden mual- limler İsmetpaşa kız Enstitüsün- de çalıştırılarak tekrar Bursaya götürülmüşlerdir. Kurslara bu sene de devam olu- nacak, alınacak neticelere — göre köylerde geniş miktarda kurslar açılacaktır. ————H7—————— İstanbul beşinci icra memurlu -« ğundan: Bir borcun temini için merhun ve İsatılmasına karar verilen portatif| ağaç karyola, koltuk takımı, masa. ve sigara sehpası, halı ve yatak ©- dası takımı gibi ve eşyası 3/10/938 pazartesi günü saat 15 de başlana - rak açık arttırma ile Şişli Cabi so - (kak 53 numaralı Saray apartıma - 'nında satılacağından almak istiyen- lerin mahallinde bulunacak memu-| runa müracaatları ilân olunur. — | (10491) | yazan İskender F. SERTELL! muşlar.. Fakat, sizin resminizi bu- | lamamışlar. Okuyucularına sizi | de tanıtmak istiyorlar. Ayten düşündü: — Bu kata sen bakıyorsun, de- ğil mi? — Bvet. — Senden küçük bir yardım iş- tesem... | — — Emrediniz, madam! Elim. | den geleni yaparım. Ayten, genç kızın avucuna ha- tırı sayılır bahşiş sıkıştırdı. Eminönü Meydanı Açılıyor Cumhuriyet bayra- mına yetiştirilecek Eminönü meydanının — sür'atle açılması ve Cumhuriyet bayra - mında camiin meydana çıkmış ve meydanın az çok tanzim edilmiş bir hale sokulmuş olması karar- laştırılmıştır. Bu itibarla istimlâk edilen yer- ler kısmen müteahhidlere veril- kısmen de itfaiye tarafın- dan sür'alle yıktırılmaktadır. Bu arada Yenicami helâlarından kö- şeye kadarki kısımlarla köprü ba- şındaki kulübeler itfaiye tarafın- dan yıkılmaktadır. Bektaş hanı yıkılmıya başlan - mıştır. Eski Selânik Bonmarşası, Tek kollu Cemal dükkânı ile ev- velce yıkılan Valde hanının kö- şesindeki Cambaz hanmın istim- Tâk bedellerinin tutarı olan 80 bin Tira Nafıadan istenmiştir. Bu pa- ra gelir gelmez bunlar -hemen yıktırılacaktır. Henüz istimlâk mu- amelesi bitmiyen bina ve dükkân- ların da bu muameleleri tesri e- dilmiştir. Hazineden Mal Alanlar Yeni kararlar verildi 25 -3-931 tarihinden evvel sa- tılmış olup da, hazinenin taksitle sattığı bütün gayri menkullerin satış bedellerinin tahsil sureti hak-| kındaki kanunun neşrinden evvel taksit bödellerinin ödenmemesin- den dolayı tahsili emval kanunu- na göre yapılan tâkipler netice - sinde bazine adına tefvizine idare heyetlerince karar verilip henüz tefviz muamelesi tapuya geçme - miş olan gayri menkullerin satın alanlar uhdesinde bırakılması ka- rarlaşmıştır. Bu gibi gayri men - kullerin tahsil ve tâkip masrafla- rı sahipleri tarafından ödenecek, geri kalan borçları da hazinenin taksitle sattığı gayri menkullerin satış bedellerinin tahsil sureti hak- kındaki kanuna göre yeniden tak- site bağlanacaktır. Bu sene muallim mekteblerine alınacaklar Muallim mekteplerine girmek için müracaat eden gençlerin im- | tihan evrakları Maarif Vekâleti- | no görderilmiştir. | Evrakın tetkikatı sür'atle biti- rârilccek ve şehid çocukları ter- cih edilecektir. Astalt yapılan yollar Ankara istasyonunun birinci ve ikinci peronu ile umumi halâ et- rafı, gazino bahçesi ve idarei u- mümiye bahçesi önündeki yaya kakdırmlarının asfalta çevrilme - sine başlanmıştır. | şarı çıktığımı, bir iki gün için maz mı? * — Başüstüne madam! — Bu işi ihmal etmiyeceğinden emin olabilir miyim? — Bana itimat ediniz, mad; Biz, bu işleri herkesten daha bü- yük bir muvaffakıyetle yapma- Ba alışmısızdır. Otel kâtibine de bunu ten- | bih etsem, faidesi olur mu? Hacet yek, madam! Ben şim- di icabedenleri töylerim. Kapıcı: ya varıncaya kadar herkesin ku- lağını bükerim, Ayten geniş bir nefes aldı. Genç kız kahvealtı getirmek ü zere odadan çıktı. * eriresee Ayten - Venedikte bir gezinti | yapmak üzere hazırlanıyordu. Öğ- le yemeğinden sonra -otelde bu- | — Gazeteciler beni ararsa, di- ı Romaya - gittiğimi söylersin, ol- | lunmamak için- çıkacak ve geç vakit dönecekti Büyük sözlerin neticeleri ŞAYİD SUU Cihan harbi esnasında tahta çı- kan son Avuslturya - Macaristan hükümdarı Charles, aslen Fransız olan zevcesi Zita'nın da tesiri al- tında kabilse Almanya ile bera - ber ve bu kabil değilse Almanya- dan ayrılarak - ve bizi tabil asla hatıra getirmiyerek - dev - letlerile sulh akdine — çalışmıştı. İl könce keyfi; çok iyi karşılı- yan Fransa ile İngiltere, ssa İtalyanın muhalefeti y sonra gizli müzakerelı kesliler ve bunu neticesi olarak hem mu- harebe uradı hem de Avusturya - Macaristan tuzla buz gibi dağıla- rak pek ufalmış bir Avusturya ve bir Macaristandan gayri bir kaç milletten mürekkep bir Çekoslo- vakya teşekkül etti; Lehistun, Ro- manya, Yugoslavya ile İtalya dev- letlerine de parçalar dağıtıldı. Al- manya Versay'ın zincirleri altım- da iken masa başında tesbit edil- miş bütün hududlar emin görü - nüyordu. Fakat Almanya kendine gelir gelmez ilk iş olarak cinsin- den insanlarla meskün ve müsta- kil bir devlet halinde yaşamak imkânlarından malırem Avustur- yaya göz dikti. O zaman Fransa ve henüz mukadderatını Berline bağlamıyan İtalya ölmüş bulunan Charles ile perde arkasında rol oynamakta devam eden dul karı- sı Zita'nın büyük oğulları Otto- yu Viyanada tahta çıkarmak iste- diler. Bu, çok eski değil ancak üç dört yıllık bir meseledir. Fakat Viyanaya dönecek Habsburg ha- nedanının Budapeşte ile beraber Prag'ı da Viyanaya çevireceğini düşünen M. Benes: — Habsburg- ların Viyanaya avdetine, Avus- turyanın Almanyaya ilhakını ter- cih ederim' Diyerek keyfiyete ma- ni oldu. Eğer kuvvetle dönen bu rivayet “mutlak bir hakikatsa kaili acaba şimdi ne düşünüyor? Genç Otto- nun Avusturyadaki tahtı hiç bir zaman sağlam bir şey olumazdı ve belki de yeni şartlar dahilinde bir Avusturya - Macaristan Konfede- rasyon'un — kurulmasına —imkân yoktu. Fakat bütün bu hüdiseler ve teşebbüsler - Çekoslovakyaya zaman — kazandırabilir, —nüfusun yarısını teşkil eden ekalliyetleri kendisine ısındırmak ve bağlamak için daha çok imkân verirdi. Di- yelim ki yeni bir harb sayesinde yetmiş beş milyonluk dev Alman- yaya Almanlarını, otuz dört mil- yonluk - Lehistana Lehlerini ve Macaristana Macarlarını kaplır - masın. Fakat en bitkin vaziyetler- den de işte milletler yirmi yılda kurtulup silkiniyorlar. Nüfusu - nun sade yarısı Çek olan Çekeslo- vakya için, yeni bir cihan harbi ve bu harbin kendisini tutanlar ta- rafından kazanılması da ebedi bir deva olmiyacaktır. Son Telgrafta Odasının balkonuna çıktı. Sağına, soluan bakınırken, ayni katın ayni sıradaki odaların bir balkonunda yakasını kaldırmış bir adamın, pusu kurmuş, ayakta durduğunu- gördü. Bu adam, Ayten balkona çıkar çıkmaz, elindeki fotoğraf makine- sinin öbjekitğini Aytenin bulun- duğu balkana çevirmişti. Ayten birdenbire şüpheye düş- tü: — İşte bir gazeteci... Gizlice benim resmimi çekecek. Diye mırıldanarak hemen arkı sını döndü ve balkondan içeri gir- di Ayten bu hâdiseye' fena halde sinirlenmişti. Garson kız acaba kendisini al. datmış miydi? Yoksa bu adam gizlice otele gi- rerek, o odanın müşterisile mi w yuüşmuştu? Kendisinin resmini çekmek için nden -| memnun.Yalnız bazı temennileri var Bizzat eanafı dolaşarak yaptı- #ımız tahkikatla öğreniyoruz ki, pazarlıksız satış kanunundan do- | layı esnaf arasında hududsuz bir memnuniyet tezahür etmektedir. Bundan sonra sabahleyin dük- kânını açan esnat yalnız günlük iyetle yorulacak, bu yor- gunluğun haricinde bir de sabah- tan akşama kadar, her müşteriye ayrı ayrı nefes tüketmekten kur- tulacaktır. » dehilen çok çirkin, ç gu kadar da yorucu, Ü- zücü İtiyadımızdan kurtulmakla halkımız da, esnafımız da çok haklı ve çok yerinde bir kıvanç duymaktadır. Esnafın bu yüzden hissettiği momnuniyeti daha delilli ve daha bariz bir şekilde, anlıyabilmek için bir kaçile kanuştuk ve. dü- şüncelerini aynen Ssütunlarımıza naklettik. Bakınız, ayrı ayrı kimselere aid ola nfikirler, nasıl yekpare bir ta- hassüsle teselsül edip gidiyor... Tuhafiye ve manifatu-| racıların düşünceleri Rüyükçarşı 58 mumarada tuha- fiyeci Abdi Erge: — Pazarlıksız satış kanunum- dan bütün esnaf derin bir mem- nuniyet duymaktadır. Çünkü bu kanun bizi her şeyden evvel bir yürek Üüzüntüsünden kurtarmış olacaktır. Ufak tefek teferruntlan ibaret mallarımızın üzerine teker teker etiket koymak bizi ilk gün- lerde pek çok yoruyor, fakat so- nunda kavuşacağımız rahatı dü- şünerek yorgunluğumuzu hisset- miyoruz, Büyükçarşı 132 - 134 tuhafiye mağazası, Ahmed Erge: — Hom halkın herm esnafın ra- hatı, menfaati ve selâmeti düşü- nülerek hazırlanmış olan pazar- lıksız satış kanunu esnafı son de- Tece memnun etmiştir. Hepimiz uzun müddettir sırtımızda taşıdı- ğımız bir yükten kurtulmuş gibi- yiz. Müteşekkir ve mitmettarız.. Yalnız, benim bu husustaki kana- atim şu merkezdedir: Hiç bir es- nafın hile yapmasına meydan ve- rilmemesi için bir dükkân dahi- linde bulunan bütün mallara, en büyüğünden, en ufağıns kadar ayrı ayrı etiket koymalıdır: Çün. kü, meselâ, bir kutu içinde bulu- nan 10 tane 200 kuruşluk gömle- #in arasına bir veya İki tane 150 kuruşluk konursa, flat yalmız ku- tunün üzerinde yazılı olduğu ve her gömlekte etiket bulunmadığı takdirde bazı müşteri iki gömlek arasındaki farkı seçemiyerek al- danacaktır. Şüphesiz esnafın için- de buna irtikâb edenler nadir çı- kabilir. Fakat, bunu şimdiden dü- şünmek ve her parçaya ayrı bir etiket koydurmak çok yerinde bir tedbir olur zannederim, Ancak bu şeklil pek oyuncaklı olacağı cihet- le esnafın hazırlanması için en az İ| on beş gün bir mühlet verilmesi icabeder. balkonda beklediği muhakkaktı, Ayten, bu vaziyet karşısında sokağa nasıl çıkacağını düşünü- | yordu. Gazetelere resmi geçerse mah- woldu demekti. Gerçi, Ayten'in bir suçu yoktu. O, tam mânasile masumdu. Gültekin onu aldatmıştı! Fakat, bu hakikati herkese na- sıl anlatacaktı? Garson kız biraz sonra kahval- tı tepsisi elinde, içeri girdi, Ayten hiddetle bağırdı : — Beni neden aldattın? Sana bol bahşiş vermiştim. Yanımızda- ki balkonda aparesi elinde, silâh- h nübetçi gibi beni bekliyen bir adam var.. görmedin mi? Gerson kiz şaşırdı : Yeminle Ayten'i temine çalışa- rak: — Görmedim, dedi, bir şeyden haberim yok. Bana itimad edinig madami | Kapalıçarşı 61 mnumarada mani- faturacı Vafyat: — Bu kanunda çok memnunuz. Bizi sabahtan akşama kadar çene çalmaktan, nefes tüketmekten ve vakit kaybetmekten kurtarıyor. Yalnız müşteri biraz dikkatli dav- ranmazsa bizim zararımıza olur. Çünkü her malın taklidi vardır. Müşteri, 5Ö kuruş fiat koyduğu- muz bir şeyin taklidini diğer bir dükkânda 30 - 35 kuruşa alırsa bir taraf müşteri kaçırmış, diğer ta- raf kazanmış olur. Daima iyiye 've doğruya gitmemiz için tekmil esnaf daimi ve sıkı bir köntrola munsif ve dikkatli davranmalı- tâbi tutulmalı ve halkımız da dir. i Kapalıçarşı No. 74 Tan Tuhafi- ye pazarı Mehmed Tan: — Fevkalâde memnunuz... Yo- rulmadan kazanmasını kim iste- mez?. Bu kanunu düşünen ve hazırlıyanlara minnet ve şükranı- mız sonsuzdur. Ancak beni dü« şündüren bir nokta var: Bir dük- kânın yanında buunan diğer bir dükkân şeklen benziyen kötü bir malla iyisine rekabet yaparsa ve yahut masrafı az olduğu cihetle haddinden fazla rekabete kalkar- sa bu vaziyele karşı kendimizi nasıl müdafaa edeceğiz?.. Bu hu- susta esnafımızın makul ve mun- sif hareket etmesini temenni ede- rim. Çarşı 117 No. da mamifaturacı Veysel Sipahi: — Pazarlıksız. satış kanununa karşı can ve gönülden bir bağlılık ve menuniyet hissetmeketyiz. Bu halk ve esnaf için bir. nimettir. Müteşekkiriz... Ancak esnafımı- zın rekabet hususunda biraz dü- şünceli hareket etmesini ve şu- ursuz bir rekabetten çekinmesini dilerim. Karaköy 13 No, da tuhafiyeci Saris: — Son derece menunur... Bizi pazarlık derdinden kurtardıkları için teşekkür ederiz. Umarız ki halkımız da artık bu vaziyeti ya- dırgamıyacaktır. Karaköy, 17- No.da tuhafiyeci Corci Pepalu: — Pazarlıksız satış kanunu çok lüzümlu ve çok faydalı bir şey- dir. Bunu bize temin edenlere ar- zi teşekkür ederiz. Bundan sonra satan nefes tüketmiyecek, alan da bir takım lüzumsuz şüphelerin hücumuna uğrıyarak <acaba ah | datıldım mt?» diye üzülmekten kurtulacak. | Karaköy, Tuhafiyeci P. Lamb- | ropulos: — Pazarlıktan — kurtulduk ya, bidayette mallarımını yeni vazi- yete güre tanzim etmek için ne kadar yorulsuk ehemmiyeti yak.. Esasen mağazamız bir aydan beri hazırlanmakta idi. Her şeyimiz hazırlanmıştır. ve bir kaç hafta- danberi pazarlıksız satış yapmağa başlamış bulunuyoruz. Esnaf yü- rek tüketici bir âdet olan pazar- lıktan kurlulduğu için alâkadar. Jara ne kadar teşekkür etse azdır. —— ——— Ayten çok sinirliydi : — Hayır.. itimad edemem. Ça- buk git, bu adamın kim olduğunu öğren... Yoksu hemen şimdi ote- linizi terkederim. — Telüâş *etmeyin, madam! E- Ber, kimsenin haberi olmadan o- telimize veya bir müşterinin oda- sına bir misafir olarak bir gazete- ci gelmişse, bunu hiç bir kuvvet çıkaramaz, Benim size vüdim de Razeteciyi — ptelden — girmekten memleket değil, onları size haber vermekti. Telâşla odadan çıkıp gitti. Ayten merakından çıldıracaktı. Garson kız aradan çok geçme- den döndü : — Gördüğünüz adam, Bir ma- Orta Avrupa krizi | ve İtalya — — Yazan: Ahmed Şükrü ESME | Orta Avrupa krizi, İtalyanif bugünkü muvazene içinde l': hem gibi görünen variyetini İ ha bariz olarak — tesbit : Gerçi İtalya Çekoslovakya mEti — lesi etrafındaki ihtilâfda busüt? | kadar ikinci plânda lılmlı""_': K kat Müssolini, biri - Tiryest'li diğeri de Padova'da söylediği nutukta salh muhafaza edilmedk Bi takdirde İtalyanın Almanyâ beraber harb yapacağını ..ıüj larak bildirmiştir. Krizin çok bir safhasında Musselini yanın ans telgraflarına bakılacak etf sa, Alman matbuatında İtalya hine akisler uyandırmaktan kalmamıştır. İkinci defadır ki İtalya, Of Avrupada Almanyanın mesi bahsinde şimal komşusulf karşı bu jesti yapmaktadır. BiT cisi Avusturyanın Almanyayâ tihakı sırasında yapılmıştı. , gcisini de şimdi yapmıştır. Almanyanın orta Avrupada b gemonya kurması, Fransa hattâ belki dö daha ziyade İtaly? — yt alâkadar ettiği halde acaba B” den Mussolini, bugentşlemiye Mi kavemet etmek şöyle dursun, HE ticeden memnun gibi görünüye Bu suale cevab vermek için 'yan dış politikasının bu istihalesi" ne âmil olan bâdiseleri batırla * mak lâzımdır. Malümdur ki bu © riyantasiyonun başlangıcı, İtaly#” abeşistanda giriştiği büstür. İtalya, Laval Fransast il? anlaştıktan sonra Habeşistant ” tilâya buşlur başlamaz, İngilteri” nin şiddetli bir mukavı karşılaşmıştı. Bir aralık Fransiı İngiltere ile İtalya urasında eldarci maslahat» siyaseti ettikten sonra 1936 seçimi yapılıf yapılmaz, kayıtsız şartsız olarak İngiltere tarafını iltizam etti. İ talya da Milletler Cemiyetini ptf lerine takarak — kendisine aft | mlüşterek bir cephe teşkil eden İ" giltere ve Fransaya karşı Almat” | ya ile anlaşmıştır. Bu şartları o zaman bildirilmemekle Orta Ayrupada Almanyaya mü * —— zaherette bulunacaktı. Bu 4 dan itibaren İtalya dış politiks$” nin siklet merkezi Orta Avı dan Âkdeniz ve şimali intikal etmiştir. Almanya da adif adım hedefine doğru yürümi”? ya hedefine doğru hayli fir. Silâhlanmıştır. Ren nebrifif W-Wıw.hf turyayı ilhak etmiştir. Südet MiP” kika için samimi hissiyatını ': ettiğini farzodelim: O zaman İti yanın vaziyeti ne olur? Frıı" İngiltere ile müna: Şiyasl nüz tanzim etmediği için SS yalnızlık içinde kaler, İtalyâ manya ile öyle bir yol ııv“"" iına çıkmıştır ki gideceği 9"'” rıncıya kadar Almanyamıf hareketini alkışlamak mecburi'” tindedir, öi nni Gümrükler umum j müdürünün tedkikleri Sari Gümrükler Umum müdürü Ş mud Nedim Çanakkaleye gUT | den fabrikasının mühendisi imiş, | tir. Z dedi, şu karşıki yakaı Kendisi orada — gümrük U:-A olan bir vapuru hakkında tetkikler yapacak VE l — Aylen hayretle ayi ara; eenabi. vapurlarla İstanii — Ne dedin.. bir fabrika mü- | gelen yolcuların ve bu vap#r &” — hendisi mi? —— (Devamı var) | lerini gözden geçirecektir. ———

Bu sayıdan diğer sayfalar: