6 Aralık 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6

6 Aralık 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON TELGRAF _Yeni İstanbul Valisi (1 inci sahifeden devam) Kemalist demokrasinin en bas- sas tekâslif merkezlerinden biri | olan İstanbulun e0 muztarib el duğu davalarımızdan biri şehrin en büyüğü ile kendi arasındaki irtibatı uzun yıllardanberi kay- botmiş olmasıdır. Manisa halkmın sempatisini ka- zanmış olan Lütfi Kırdarın te - masları ile, halk içindeki görünü- gü ile, icraatı ve eserleri ile İs - tanbulluların da kalbimi fethede- yoruz. Devlet ve Kemalist Cumhuri- yet imarcılığı bakımından çok şey istiyen ve bekliyen İstanbulun, halk bakımından beklediği şey- ler çak mahdutivır. Basit birer mi- sal olurak sıralıyabileceğimiz şu birkaç işi bile derhal başarmak İstanbula bir valinin mesaisinde, bir valiye de İstanbulun gönlün- de kazanmak için en mükemmel reçetedir. Bir: Halk ile Belediye arasında- ki münasebata azami fazileti ve dürüstlüğü ikame etmek. İki: Fiyat murakabesini temin Beş: Esnaflı halkın, esnafla Be- lediye zabıtasının münasebetini tanzim etmek, © Alte Her nevi ihtikârı önle - mek. Yedi: Şikâyetlere değer ver- mek. Sekir: Halkı yazın tozdan, kı- şın çamurdan; yolsuzluk, işsizlik- tea kurtarmak. Dokuz: Nakil vasıtalarını işken- €e ületi olmaktan çıkarmak. On: Şehir balkı ve esnalını fu- xuli ve yersiz mükellefiyetlerden korumak, bir iş için birkaç de- fa para sarfından kurtarmak. OÖn bir: Vatandaşlar arasında müsaviliği temin eylemek, bir kimsenin işini öbürünün işinden Gstün tutmamayı en küçük ka - demeden an yüksek kademeye ka- dar hükim kılmak. Saydığımız bu basit on bir mev- zu enerjik, azimli ve murakabeye çok ehemmiyet veren bir vali ve belediye reisinin ilk plânda ko- yüne ilk ve halkın dileklerini yerine ge- tirmenin başlıca vasıtası olan bw mevzular dışında İstanbulun ha- kikaten ağır mesaiye, yüksek ta- hammüle ve paraya tevakkuf e- den işleri de vardır ki, onların en başında da İstanbulu bihakkın bir ümran, turizm ve döviz şehri yapmaktır, ki, tarihsel İstanbul bu istidatları da fazlası ile netsin- de ve değerinde derlemiş bu - Tunmaktadır. ETEM İZZET BENİCE Harri Bor Atina'da neler yaptı? (8 inci sahifeden devam) Atina gençlerinden birisi, ken- disinden imzalı bir fotograf iste- Talş, O da şu cevabı vermiş: «— Fotografım olsaydı, verir . dim. Fakat bels yuk! Biz dalma tatlı konuşan ve gülen bir adam tahayyül ediniz, ben de gık ve ki- bar bir delikardı. .» Atina hakkındaki intıbaatını goran birine de şu sözleri söyle . Talştir: «— Ben Atinaya, tıblı dünya güzeli bir kadını ziyarete gelir &ibi geldim. İlk tebessüm ona, dü-. Şer.... Bir yunan san'atkârına buna 'benzer bir cevab vermiştir: — Atik güneşini çok medhettik ler. Yarın için kendisine randeva Aşıklar hiç bir şeyden haberi olmadan uyurlarken (1 inci sahileden devam) Filhakika bir kaç gün sonra da | genç kadın küçük çocuğile şeh - | rimize gelmiş ve Üsküdarda Gül- | femde oturan kocasının - eniştesi emokli yarbay Salihin evine in - miştir. Fakat Remziye burada ancak bir gece kalmış bilâhare Aksaraydaki teyzesi Haticenin yanına gitmek üzere ayrılmış - tar. Hakikatte genç kadın Hatice - nin yanına gideceği yevde sev - gilisinin yine Aksaraydaki evine koşmuş ve âşıkı ile buluşarak ay rı ve uzak geçen yılların ıztıra - bini onunla başbaşa avutmağa koyulmuştur. HER ŞEYİ MEYDANA ÇIKARAN MEKTUP İşte bu sıralarda bir gün, bir tesadüf bedbaht kocaya feci su - rette aldatıldığını öğretmiştir. Remziyenin, İstanbula bare - ketinden evvel Danişe gönderdiğ! mektub, Danişin adresini de - #iştirmesinden — dolayı postaca kendisine verilememiş ve müvez- zün (bulunamadı!) kaydile gön - derildiği yere tade olunmuştur. Ora paslahanesi de zarfın ar- kasındaki adrese bakarak mek - tubu Remziyenin evine iade et- miştir. Haldbuki genç kadın İstanbul- da olduğundan bittabi mektup ev- de kocasının eline geçmiş, zavaltı adam karısının el yazısını taşıyan mektubu kalbi çarparak açıp da dişıkane satırları okuyunca bey - ninden vurulmuşa dönmüştür. Saadetini 11 yıldır karısına ve gocuklarına bağlıyarak — yalnız onlar için çalışan bu sadık al'e Teisi uğruna namusunu ve her şe yini verdiği karısının bu çirkin hareketini öğrenince orada daha fazla duramamış hemen trene a dıyarak soluğu Haydarpaşada al- mıştir, Doğru Üsküdara eniştesi yarba) Salihin evine giden koca, karıs ni orada bulamayınca büsbütün Müteessir olmuş ve yanına Salik.i Romanyada Vaziyet Fenalaştı (Birinci sayfadan devam) Macaristanın tahrikâtı — neticesi olduğu iddia edilmektedir. Ge - çenlerde faaliyetten — menedilen demir muhafızlar yeniden fakat Bizli olarak sahneye çıkmışlar - dır. Bunların maksadı hükümeti devirmek ve Romanyada hâki - | miyeli ele almak olduğu söylen - mektedir. Bugüne kadar Romanyada tev- kif edilenlerin yekünu 12 bin kişiyi bulduğu bura gazeteleri ta- rafından ehemmiyetle yazılmak- tadır. Her halde vaziyet naziktir, —— Gümrükteki muşamba Meszlesi Bugünkü Cumhuriyet refikimiz gümrükte çok mühim bir mesele- nin tahkik mevzuu olduğunu bil- diriyordu. Öğrendiğimize göre Vekâlet İs- tanbul gümrükleri başmüdürlü - ğünün noktai nazarını teyid eden tebligatta bulunduğu cihetle güm- Tüğün usulüne tevfikan muamele yaptığı tahakkuk etmiştir. Güm- || Tük hamurunda mantar ve ağıç özü bulunan muşambalardan ta- | rifenin 452 nei numarasının A ve B fıralarına göre resim almıştır. Vekâlet de bu ciheti teyid etmiş- tir. verdim. İntibaatımı öbür gün al- ze söylerim.... Harri Bor, Atinayı yaya olarak ve karısı ile beraber dalaşmıştır. Ahali, kendisini tanıyınca etrafına toplanbıştır. İmza isteyenlerin, fo- tograf isteyenlerin elinden kurtu- de alarak hemen Aksaraya Ha - ticenin evine gitmiştir. Hatice, Remziyenin bütün na- sihatlerine rafmen Daniş isminde birisile seviştiğini ve hatti onun evinde olduğunu söy M?i Danişin evine gitmişler ve hızlı hızlı kapıyı çalmışlar fakat kapı açılınıştır. Bunun üzerine harab evlerin alt kat penceresine dokunan Sa- lih pencerenin kolaylıkla açıldı - ğını görmüş aldatılan zevç de bir kibriy yakarak içerisini aydınlat- mıştır. İşte bu titrek aydınlık bütün bain hakikati nazarlara sermi; içeriye bakanlar iki sevgilinin * 'tün gürültülerden habersiz uyu - duklarını, Remziyenin küçük ço- cuğunun da yerde yattığını gör- Müşlerdir. Bu vaziyet hemen polise haber ilmiş gelen memurlar cürmü meşhudu tesbit ederek işi mah - kemeye vermişlerdir. Sarhoş bir vaziyette bulunan Daniş uyandı- rılınca hiçbir şey söylememiş genç kadın ise hıçkırıklar arasında ağ- lıyarak kocasının ayaklarına ka- Çocuklarıma demiştir. Lâkin namus k şerefini şefkatinden Üstün tutan Salih ve genç koca o- 'iyyen — affetmiyeceklerini söylemişlerdir. Cürs meşhud mühakemesi genç sevgilileri üçer buçuk ay Genç kadın muhakemenin hu kararını metanetle karşılamış sou- ra kucasına dönerek: — Muradın oldu işte demiştir. Bilâhare sevgilisinin koluna gi- rerek adliye tevkifhanesine doğru ilerliyen Remziye burada âşıkın- dan ayırtılmış kadınlar tevkifha- nesine gönderilmiştir. Daniş de jandarmalar refaka - tinde erkekler tevkifhanesine gi- derken annesiz kalan küçük ço - cuk da babasının kucağına atıl - mıştır. Ele avuca Sığmıyan İki hırs z (1 inci sahileden devam) tabancasımı alarak bahçede ara - maya başlamıştır. Bu sırada gi - rüldüklerini anlıyan Foti 1'e Mehmed kaçmay leyman arkalarından birkaç el a- teş etmiştir. Bu kurşunl: rile bacağından yarala: ©o geceyi Mehmed ile beraber tren yolunun yanında bir hendek- te geçirmi; med Fotiyi Gureba ha: e ne götürmüş ve arkadaşım taban- caşını temizlerken kazaen yara - landı, diyerek hastahaneye ya - tırmıştır. Ahmed ismi verilerek hastahaneye yatırılmak — istenen Foti hastahanenin hamamında sünnetsiz olduğu görülünce Ba - lıklı hastahanesine gönderilmiş - tir. Orada ancak bir gece yatan Foti ayni koğuşda bulunan has- ta bakıcılara, hastalara ve ha- demeleri aid tütün tabakalarını, el fenerlerini saatlerini çalmış ve sabah olunca hastahaneden kaç - mıştır. Foti ile Mehmed nihayet evvelki gün yakayı ele vermişler- dir. | Gönlünü Bir Serseriye Kap Casus Kadın! - İtalya (2 inci sayfadan devam) kadaki topraklariyle muvasalâsı- mi zarlaştırmak için İtalyanın İs- panyada ve garbi Akdenizde gi- riştiği teşebbüsten —dolayı - telüş ve endiye içindedir. Fakat Fransa bugün — dahilen züf ve anarşi içindedir. Harici va- ziyeti de eskisine mazaran kuvvet- li değildir. menaleyh — İtalya, Fransa ile 1935 senesinde yaptığı anlaşmıya bağlı kalmak iste manlarda ileri sürdüğü altmiş se- nelik demirbaş meseleyi, Tunus 1 lâfını, ortaya atıyor. altmış senedenberi Fransa ile İtal- ya araşındal münasebetlerin mih ini teşkil etmiştir. İtalya, milli tamamladıktan genişlemek setini takib ederken Tunus'a Ki atmıştı. Burada yüz bine yakın $- talyan kolonisi de bulurduğu i- çin İtalya kendisine pek yakıştır- başlayınca Sü- olunca da Meh- mıştı. Fakat, Pransa, biraz da İtalya ile Fransanın arasmı aç - mak istiyen ismark Almanyasının teşvikiyle daha evvel davranarak Tunus'u işgal etti. O gün bu gün- dür Tunus Fransa ile İtalya ara- sında kara kedi vaziyetindedir. Altmış senedenberi Tunus tize - rinde iki devlet arasında birçok itilâflar yapılmıştır. Fakat İt kendisini kuvvetli ve — Fransı zayıf gördüğü zaman daima bun ları yapılmamış telükki etmiştir. Filhakika Almanya ile iyi müna- sebetler idare < , ve İngiltere ile münasebetlerine yeni düzen veren İlala, bugün kendisini kuv- vetli görmektedir. Bu sebebledir ki Fransa tarafından uzatılan ele karşı mukabelesi. — Tunus, Tunus., Olmuştur. A. Ş. ESNER Dolmabalça Hâdisesi Tahkika'ı (Birinci sayfadan devam) hâdiseye aid tahkikatla meşgul ol- mıya başlamışlardır. Adliyece yapılan tahkikatta bu feci hâdisenin bu noktalardan ile- | ri geldiği anlaşılmıştır | — ©O gece büyük bir kalabalık Dol- mabahçe önünde toplandığı hal - de nakil vasılalarının durduru! - maması. Kalabalığın tevkalâde artmas» na mukabil sokak başlarının ke- silmemesi.. Saray bahçesine giren halkla dı- şarıdaki izdiham arasında bir mü- vazene tesis olunmaması.. Mukaddes tabutun — bulunduğu müayede salonuna giden saray yoluna bahçeyi bile dolduracak kadar ziyaretci alınmaması.. Müdhiş kalabalığın dağılması i- çin borularla halka hiçbir yapılmaması.. ilân ka sonra tekrar açılması.. İzdiham mahşeri bir hal aldığı halde bile aakeri inzibat kuvvetle. rinin polise yardımcı olarak ça> Harılmaması.. C3 TLASDMMRAETUL LAT İTİZAR Münderecatımızın çokluğundan bugün «Kalbe Giren Hırsız» ro - maniıni koyamadık. Özür dileriz İstanbul Belediyesi ilânları Keşif bedeli 3165 lira 50 kuruş olan Acıbadem - Küçükçamlıca yo- lunun tamiri açık eksillmeye konulmuştur. Keşif evrakile şartnamesi levazım müdürlüğünde görülebilir. İstekliler 2400 sayılı kanunda yazılı vesikadan başka en az iki bin liralık bu işe benzer iş yaptığına dair Naha Müdürlüğünden alacakları fen ehliyet ve 938 yılına akdi Ticaret Odası vesikalarile 237 lira 41 kuruşlak ilk teminat makbuz veya mek- tubile beraber 9/12/938 cuma günü saat 14 buçukta Daimi Encümende bulunrmalıdırlar. (8610) * * Belediye vergi ve resimleri kanununa tevfikan tahakkuk ettirile- rek tahsil edilmekte olan levha, ilân, tente ve siper resimleri için 938 senesi taksit zamanı Daimi Encümen tarafından Kânunuevvel sonu 0- damıyacağım anlayınca bir taksi» yeatlamış, otele dönmüştür. . - - keyliyet llân olunur. €R.) (8772) Büyük kapınm kapanıp 20 daki- | (5 inci sahifeden devam) iri de hyan bir tanışma ve sevişme hâ- disesidir. Son gelen Avrupa gazetelerinin verdikleri malümata göre bu hâ- dise şöyle cereyan etmiştir: Simon Dömen'le Roje, Paris » Liyon treninde tanıştılar, Kom - partımanda yalnız idiler. Yolcu- | Tuk her ikisine de uzun geliy | du. Tabif konuşmıya başladılar. Simon yirmi beş yaşlarında şüh, hoppa bir kadımdı. İri siyah gözlerinin baygın bakışlarına kavemet kabil değildi. Ger d, Misır seyahatinden döl du. Az sonra hayatını anlalmıya başladı: — Üç senedir dulum, dedi. Ko- cam, büyük bir servet bıraktı. Roje, bir erkânıharbiye yüzba- şısı olup göğsü müteaddid ma - #alyalarla dolu idi. € nezaretinde bir şube an yüzbaşı Roje otuz a yakışıklı, kibar ta- Bu güzel kadı- ine çok memnun olmuştu. Yavaş ve tatlı bir sesle: tenberi hayalini ruhumda sakladığım — kadınsınız. Benim hayat arkadaşım olmak is- Dedi. Simon şüh bir kahkaha sa lverdi; — Çok çabuk değil mi, yüzba- şı?... Beni henüz bir saattir tanı- rsunuz. Kim olduğumu bile iyi- ce bilmiyorsunuz. Buna rağmen evlenmek teklif “ediyorsunuz... Doğrusu, birkaç gün düşünme - den karar vermekte mazurum. Roje, genç kadın üzerinde hu - sule getirdiği tesiri anlıyor, bun- dan istifade etmek istiyordu. Ken- di kendine: — Demir tavında dövülür. Fır- | sat kaçırmıya gelmez... Diyordu. Çocukluğundan, genç liğinden uzun uzun bahsetti, ni- hayet sondu: — Pariste buluşup — görüşme - mize söz veriyor musunuz?.. — Hay bay! Memnuniyetle... Fakat teyzemle beraber oturüyo- rum. Tabil yabancı bir erkeği ka- bul edemem, Ayrı çıkmak niyetin deyim. Birkaç gün sabrediniz. Si- ze yazarım ben... * Tren Paris istasyonuna girmiş- ti. — Sizi ne zaman görebileceğim? — Belki öbürgün... Ben size ya- zarım. Simon, yüzbaşının elini sıktı. Trenden indi. Genç kadın, iki gün sonra s0 - kağa çıktı. Yakışıklı yüzbaşıyı göreceği gelmişti. Kendisine bir sürpriz yapmak istedi. Bir oto - mobile bindi, Harbiye Nezaretine gitti. Kapıcıya sordu: — Yüzbaşı Butarın bürosu ne - rede?... — Kumandan Butarı mı soru- yorsumuz? Semti — Ay, kumandan mı oldu? bil- miyordum. Demekten kendini — alamadı. Birinci kata çıktı, kapıcmın türif ettiği büroya girdi. Masanın ö - nünde bir kumandan oturuyor, karşısında da bir mülâzim ayak- ta duruyordu. İkisi de, trende gördüğü yüzbaşıya benzemiyor - du. — Affedersiniz, mösyöler, dedi Yüzbaşı Butarın bürosunu arı - yordum. Yanlışlıkla buraya gir - dim. Kumandan cevab verdi: — Hayır! Madam... Yanlış de - | &il. Kumandan Butar benim, Bir emriniz mi var?.. Genç kadımı tanır gibi olmuştu. Nerede gördüğünü hatırlamağa çalışıyordu. Simon'da gözlerini kırptı, fakat soğukkanlılığı mu - hafaza etti. Hafif bir lebessüm - le: — Kumandan, dedi. Kapıcıya yüzbaşı Roje Butarın bürosunu sordum. Yanlışlıkla sizinkini ta: rif etti. ti Kumandan ayağa kalktı. Gen kadına döğru ilerledi, ve son sö zünü iştimemiş gibi: — Zannedersem, — matmazel... dedi. Bir yerde görüştük. Lütfen isminizi söyler misiniz?... — Siman Dören... Kumandan bu ismi fekrarla - dıktan sonra başını eğdi. Hatıra. larını toplarnağa çalışıyordu. Genç kadın, birdenbire kapıya - doğ, yürüdü. Dışarı çıktı. Kumandan - telefona - sarılarak Şu emri verdi: — Şimdi büromdan çıkan ka - dini kat'iyyen kaçırmayınız. Pen- cereden kaçmak isler, dur emrine itant göstermezse ateş ediniz!... Sonra elini alrına götürdü. — Mutlak odur, dedi. Pola Keller... Senelerdenberi arayıp r:m le geçiremediğimiz casus ka - Al.:kmrıl, kapıda nöbet bekli . yen askerler, genç kadını yaka < İıın_.ışlır. kumandanın N!îusunı getirmişlerdi. — Evet, benim... Pola Keller.. Siz de lüzumunda isminizi, hâ < viyetinizi değiştirmiyor musunuz. Fakat, beni tevkife hakkınız var mı? Elinizde bir delil olmadıktan sonra.., — Çantanızı bana verir misi - Diz?... Aradığınız zabit kim idi?. — Adres çantamda... Tabit a < damlarınızdan biri. Beni hile Je büronuza kadar getirdi. Her hat de çok kurnaz bir adam... Kumandan Rülüyordu. Tole - gı.ıı polis müdürüne şu emri ver- — Bu adam çok tehlikelidir. Mühtm bir iş için kendisini gör - mek istiyorum. Şimdi - buldurup gönderiniz. Sonra genç kadına döndü: — Bu adamın hilesine kapıldı- ğımı anlıyorsunuz, değil mi ku- mandan?... Müsaade eder misi - #cbebler var. Bunlari #t vi nirsiniz. (Sahte yüzi ben) sana gelince, dedi lik ismi ve sahte ünifaf ı. manı affedtyorum. BİZE gi rek büyük bir hizmet dan böyle seni - istihbi f kullanacağım, anladın P| Gi man, su! istimal etmi b her istediğin ünldor Fransa. Almatl Paktı bngün — İmza ediliy0r (Birinci sayfadat Fon. Rübbentrop | e tarafından da kal * Fansız kabinesi butil e dı, alman nazırile Mi İ lecek meseleleri etti. Valimiz — iş başında (1 inci Vali, dün x olarak İ zeyi teltiş etmiş, fakât Eği nin müdürü Cemili da bulamamıştır. Yeni vali dün bilhötö makamlarile fazla görmüştür ) Yeni bölodiye reii İi lara belediye işleri niş salâhiyet vi mseleleri bizzat rin yapılmadığını Ki lerini mes'ul tutacaktif l Lütfi Kırdar, leri üzerinde de .b:: kikat yaptıktan j ticeye bağlamak ÜZE gidecektir. t yf Eski vali Dıırındl_" belediyeye gelerek ) evrakın kasa anahtâf' releri yeni valiye t6 ee Ülüler © .. ül gom (8 inci sah” 4 — Ölünün başt ve elmaslı tacı alırlAf Öi man dini merasime 5 — Ölü, herkesif sinde yıkanır, başttf lazır. 6 — Sonra, hava kaba bir hasıra SAf 7 — Rahib, kurü "gi h e hasırı ateşlefi İstanbul Vakıflar rktörüğüden $ Ayvansaray, Atik Mustafa paşa Eyüp, Kızıl Mescit Çarşıda Topkapı, Bayezit ağa Müddeti icar: Cadde veya ı&ılı—' Aptülvedut Balcı yokuşu Püskülcülerde Topkapı caddesinde Teslimi tarihinden 938 senesi Mayıs sonuna kadar, Saraçhane, Mimar Ayas Yeni Bahçe, Arpa Emini Müddeti kcar: Tatlı kuyu 'Teslimi tarihinden 490 senesi Mayıs sonuna kadar. Şeyh Mehmet Geylâni Müddeti icar: Hidayet camti içinde 'Teslimi tarihinden 940 senesi Mayıs sonuna kadar. Fatih, Tercüman Yunus Aksaray, Molla Gürani Bakırköy Müddeti icarı Mehmet ağa 'Taşmektep Vidos köyünde 8 dönüm tarla 'Teslimi tarihinden 941 senesi Teşrini sanisinin yedinci günü akşama % Yukarıda yazılı mahaller kiraya verilmek Üzere açık arttırmaya çıkarılmıştı "l.nl larak tesbit edilmiş olduğundan alâkadarların malümu - olmak - üzere | Salı günü saat on başe kadar Çenberlitaşla İstanbul Vakıflar Başmüdürlüğünde V gelmeleri.

Bu sayıdan diğer sayfalar: