9 Aralık 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5

9 Aralık 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

N TELGRAF ATATÜRK g DeomrMhazii Beyaz Peri Şefi Nasil — ; Cumhuriyet Bayramında ââir_niâidı? FF DY RENEE O DN 1 inci Künun 1838 İtlürkün karaciğer hasta- ği normal seyrini takip e- bq::*en. 16 birinciteşrin 938 hç Tesliyan pazar günü bir- yww—umm Bu hal, H, Senmiyordu. Büyük bir xl:"'ııdıııu wıcumım umumi kâtip- &.hmu-buğ edilen raporlarla © bu hâd şekli halka bil- R Hastalık, dünya efkâ- Göltmiyesine şa ilk raporla işlir N? BİRİNCİTEŞRİN 838 İitticumhur Umumi Kütip- “,_!"'-iııunııuı Atatürkün sıh Na leri hakkında müdavi vir tabipleri tarafından Verilen rapor ikinci mad. 474 h .:"himmhuı Atatürkün dü Ukları karaciğer hastalığı Seyrini takip ederken, 16 'in 1938 tarihine tesa- Dazar günü birdenbire razı göstermiştir: ı—l (14,30) dan (22) ye Bittikçe artarak devam e- .:ını zaâl ile birlikte hazmi Âraz, bu sante kadar ma- Bi (116), teneffüs (22) ğ derecesi (36,5) 1di. (22) den bu sabah sa- ıı""' yukarıda ismi ge- Mç 7 kismen hafiflemiş - ve İNf Gakikada (164), teneffüs itaret derecesi (37) ol- T J gA Vt P Vaziyet ciddiyetini mu- | tedir. e çıkan bu . rapor, Gözbebeği, Ulu Şef Ata- şTahatsızlığının mahiyeti- liyetini açıkça gösteri - LA N__'lı.... bir bomba tesiri yap- Eitün memleket acı bir tünmüş, herkes dü - Raporlar bir hafta de- u bir hafta, en büyü- Ka küçüğümüze kadar Adlıyorduk. Ümidimizi birbirini müteakip neş- MPorlarda, Atamızın gün daha salâha doğru Fakat, bu karaciğer T B Atatürk yatta Sonra idi. Şiddetli â- n . Zail olmuş ve 23 bi- in S::r_,ms tarihine tesadüf Sünü Riyaseticamhur ı “pliğinin resmi tebli- Atatürk İkinci Bir Kriz Geçirmişti Ebedi Şef Atatürk Savarena yatında Röportajı yapan ve yuzan: REŞAD FEYZİ ği ile hastalığın normal seyrine avdet ettiği, günlük tebliğ neşri- ne lüzum kalmadığı bildirilmişti. Atatürk bu kriz anlarında dal- gin yatmış, bu zamanlarda yan - larında yalnız doktorlar bulun- muştur. Doktorların bu hususta vermiş oldukları malümata göre, karaciğer hastalığı normal sey - rini takip ederken, birdenbire şiddetli raz gösterebilmektedir. Bu krizler esnasında hasta, vücu- dünün mukavemetine göre, has- talığa tahammül göstermekte - dir. Atatürk, 16 Birinciteşrin 1938 tarihine tesadüf eden pazar günü başlamış olan krize bünyesinin sağlamlığının yardımile muka - vemet göstermiş, onu yenmiştir. Hastalık normal seyrine avdet ettikten sonra Atatürk yine es - kisi gibi etrafile konuşmakta de- vam etmiş, icap eden direktifleri vermiştir. Başvekil Celâl Bayarı kabul etmiş, ve Başvekilin muh- telif işler etrafındaki maruzatını dinlemiş, kendisine lâzım gelen direktifleri vermiştir. Bu arada Vekilleri de kabul e- den Atatürk, onlarla da konüş - müş, izahat almıştır. Bu müddet zarfında, Atatürk doktorların münasip gördüğü yi- yecekleri almış, gazeteleri oku- müş, tabif şekilde, yanına giren herkesle konuşmuştur. Büyük Şefin, rahatsızlığının sa lâha doğru gitmesi, krizin geçip, yemeğe ve konuşmıya başlaması büyük bir sevinç uyandırmıştı. Bu sıralarda, yurdun her tarafın- da Cumhuriyetin 15 inci yıldönü- mü bayramı için hazırlanılıyordu. Nihayet Cumhuriyet bayramı geldi. 29 Birinciteşrin günü, yur- dun her tarafında coşkun tezahü- rat yapılıyordu. İstanbul da bu #rada büyük bayrama hazırlan - mıştı. Bayram günü bütün İstan- bul donanmış, şenlenmişti. Atatürk, Cumhuriyetin 15 inci yıldönümü günü Ankarada bulun- mayı nekadar çok istiyordu. Bu büyük günde Ankarada bulun - madığı ve hasta yatağında yattığı için müteessirdi. Bu teessür onu sarsmıştı. (Devamı 7 inci sahifede) Gözlerini Başkasına Loretta Yung'un ) rayın önünde Yapılan Bayram D nlikleri Ata'ya ÇokDokunmuştu Maktulün Taraf- | tarları Bütün | Gençlik Ve | Köylü |di emir muhafızlar grupu şeği, veya taraftarlarının dediği kaptan — Kornelius Zolea Kadreanu, Müssolini gibi, Hitler gibi bir hareket yapmak istemişti. Fakat muvaffak olamadı. Divan harb tarafından 15 sene — küceği> mahküm edilmişti. Kodreanu, iki arkadaşile boru ber başka bir hapishaneye nakle dilirken yolda bazı meçhul eşhası. otomobillere karşı ateş açmış v“ mahkümlar da, kargaşalıktan bi tifade kaçmağa teşebbüs - edir jandarmalar tarafından öldü-ül. müşlerdir Kodreanu çok garib bir adam di. Hayatı esrarla doludür. Mitt göye uğruna çalışan bu adanuın Romenlikle alâkası yoktur. Bas bası bir Polonyalı, anası da Al - mandır. Kodreanu kolejden çıkar çıkmaz Üniversiteli arkadaşlarını baş'n : toplamış. bir Yahudi aleyhtarı bir- liği kurmuştur. Bu bi tesisi ve bunu takib nazıcını — çekmiş ve otuz kadar hempasile tevkif edilmiş, işken - ceye maruz kalmış, nihayet hoca- larının iltimasile şerbest bırakıl - mıştır. Kodreanu, gördüğü — işkenoevi bilhassa yüzüne tükürülmesini bir türlü hazmedememiştir. Bir aralık adi bir cürümle sulh mahkeme - sıne sevkolunmuştur. Çünkü p>- lıs müdürünün üzerine yürümüş, tokat atmış, sonra polis müdürünil ve ona yardım etmek istiyen iki Sevgilisi tarafından Beyaz Peri diye çağırılan, fotoğrafhanelere rtik şüpheli iddizların kan memuru cansız yere sermiştir Bu vak'a Romanyada büyük biz heyecan hüsule getirmiş. Bütün Romen gençliği, bir hakaretin in- tikamını almayı bilen bu delikan -| liyı bir kahraman telâkki etmiş - ftir, Ayar geçmiş dava, mahkeme- den mahkemeye gönderilmiş, fa - kat katili mahküm edecek bir jüri heyeti bulunmamış, nihayet bera- ©t etmiştir. (Devamı T inci sahifede) Vermek istemiyor ? Bu,|dam Edilecek Bir Kadının Son Arzusudur Zavallı kadın işte bu gözlerini başkasına hibe etmek istiyor hyoda, Anna Hahn adlı bir o kadın, on altı kişiyi zehir - leyip öldürmek — cürmile mahkemeye — verilmiş ve idama mahküm edilmişti. Bü kadın, yakında elektrik san- dalyasına oturacak, cezasını çe - ikecektir. Geçenlerde son arzıusu« nun ne olduğu sorulmuş. — Evlâdımı bir defa daha gör- mok isterim... Demiş. Tabif müsaade olunmuş. Oğlu yanına gelmiş. anasının e - lini, 6 da onun yüzünü, görünt müş ayrılacakları zaman mahkürm kadın şu sözleri söylemiş: — Öleceğimi biliyorum. Fakat ölümümün insaniyete, fenne bir hizmeti olmasını istiyorum. G5 lerimi fenne hediye edeceğim. ( 1- meden evvel bunların çıkarılması- m, gözü görmiyen bir papasa ve- | ya bir hemşireye takılmasını srzu| ediyorum. Doktorlar muvaffak — olurlarsa ne âlâ. Bu suretle bir müddet da- ha yi görmüş olurum. Pu paslar ve hemşireler Tanrının on sevgili kullarıdır. — Onlar benim masum olduğumu bilirler. Acaba cani kadın bu süretle idam hükmünün tehirini mi isti- | yor?. Ohyo hükümeti, mahkü'nımn | Medellik yapan genç ve güzel kız Y Ve madığının araştırılmıya baş landığı bir devirdeyiz ve bu'usul- dön birçok neticeler de elde edili- yor. İngilterede kibar mehafili meşgul eden bir dedikodu galiba bu suretle neticeye varmış ola « cak. Yeni gelen Londra gazetelerin- de okunduğuna göre 24 yaşların- daki Con Klotvorti ismindeki zen gin asılzade bir zamandanberi gü- zel bir kızla sevişiyormuş. Bu de- | AA Bir Asılzade Ta- rafından Çılgınca Sevilen, Fakat Senra Terkedilen Bir Kızın Macerası Neden Kan Tahlilini Kabul Etmek İstemiyor ?.. Dikanlı ileride büyük bir mirasa konacak ve Lord unvanını ala - cakmış. - Bu itibarla Londranın kibar mehafilindeki mevkil bü yük olduğu için aşk macerası da İngiliz gazetelerine büyük bir de- * dikodu mevzuu teçkil ediyor. Mis Doris Legi 18 yaşlarında | bir kızmış. Fakat delikanlı gibi | zengin olmayıp annesinden aldığı | Dostu Tevkif Edildi | merikanın en zengin 'olr sigorta şirketinde mü - dürlük yapan meş bur bir şahsin ye- igeni Vilyam Bük- ner, Nevyorkta, (Kraliçe — Meri) vapurundan ,iner- ken tevkif olun- muştur. — Kendisi iki yüz bin İngiliz liralık bir döviz kaçakçılığı ile it- ham olunmakta - dır. Bundan başka, Filipin şimendi - ferleri meselesi1. de lehlerinde ka- rar — vermelerini temin için kongre azalarını, bazı gu zel kadınlarla kso dırmak istemekle de itham olun- meşhur sinema yıldızı Loreta Yurg. da vardır. Son zamanlarda Vilyam Bük « bu talebine henüz bir cevab ver memiştir. ner'in Loreta ile nişanlandığın - dan bahsolunuyordu. Güzel yıl - f Bu Adam A ynı Zamanda Büyük Bir Şirket Müdürünün Oğludur Tanmnuş ve şuh sinema yıldızlarından maktadır. Bu kadınlar arasında | mişti Loretta Yung dir bu şayialara şu cevabi ver - ö Bükneri çok iyi tahı- rım. Birçok defalar beraber çık - tık, gezdik. Fakat kendisile ev - lanmek hiç aklıma gelmiyen bir eydir.. rası kadar tutuyormuş. Bununla beraber aradaki servet farkı iki gencin sevişmesine mâni olma - mıştır. Kız bit fotoğrafçının yanında model olarak çalışıyormuş. Bi - naenaleyh harikulâde denecek de recede güzel olması lâzum yeliyor Hattk delikanlı kıza yazdığı mek- tuplarda «Beyaz peri» diye hitap ediyormuş. Bu mektuplar şimdi mahkemeye verilmiş. Çünkü bir zamandanberi Latlı bir macera ha- linde devam eden bu aşkın artık acılıkları görülmeğe başlamıştır. Genç kız kendisinin bir müd - det sonra anne olacağını delikan- lıya söylediği zaman asılzade bu- na hayret etmiş, ve bu müstak- bel çocuğun babası olmak iste - mediğini söylemiş!. Kız iddia et- müş, delikanlı inkâr etmiş, niha- yet davanın halli için mahkeme- ye müracaatten başka çare bu- lunamamış. Lâkin bu sırada dünyaya bir kı çocuk gelmiş. Ağustosta genç kız anne olmuş. O zamandanberi de Mesele daha neticelenmemiş. A sılzade delikanlı mahkemeye mü- racaatinde kan muayenesi yapıl masını istemiş. Çocuktan alınacak kan ile kendisinden alımacak kar Aynı kızın diğer bir pozu muayene edilerek mütehassıali tarafından mesele aydınlanaca! bu müâni mini kaızcağızın baba diye beklenirken iş aksi çıkraı bakınız nasıl... Mahkeme geçen gün her ikisir de çağırmış, genç annenin ifadı sini dinlemiş. Siyahlara bürün müş olarak mahkemeye gelen M Legi ifadesinde şöyle demiştir: «— Geçen sene ikinciteştin a yında birbirimize rasladık. Bir - birimizden ayrılmadan evvel o- nun tutmuş olduğu bir apartı - man katında birlikte yaşadık. Buraya haftada 10 İngiliz lirası veriyordu. İlk tanıştığımız zaman beni oraya çağırmıştı. Ben de bir hafta sonra gittim. Aramızdaki Mmünasoebet ikinciteşrin ayının yıl başı yortularına kadar devam et- ti. Sonra birbirimizle kavga ettik, ayrıldık. Birkaç ay sonra, martta Amerikaya gitmiştim. Nevyorkta ona rasladım. Yakında anne ola- cağımı söyledim. Buna hiddetlen- di. Sonra beni tehdit etmeğe baş- ladı: — Benim, dedi, Amerikada pek nüfuzlu dostlarım vardır. Sen be ni rahatsız etmeden buradan git. Yoksa seni Elis adasına gönderti- rim. , (Devamı 7inci sayfamızda)

Bu sayıdan diğer sayfalar: