29 Aralık 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

29 Aralık 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Macaristan'ın Siyaset Değişecek mi? İtalya - Macaristan Ve Peşte - Varşova Ff | Münasebetleri Ne Safhada ? Müşterek Hudud Ümidleri Henüz Sönmemiş İtalya Geçen Yıl Yapamadığını Bu Sene Yaptımı? talya Hariciye ı ' Peşte ziyareti etrafında da- ha İlk günündenberi çok şe iylendi. Orta Avrupa me- seleleri hâlledilmiş olmaktan çok uzek görünüyor. Ortada Berlin- Roya mil ar. Fakat şirndi rasında gö- yanmı ve t her noktada - birle; gaman için mümkün manya alacağını aldıktan son- mın dedikleri olsun diye Romaya müzaheret gösterecek de- iyor. Bundan sonra politika â- inde bunun da ne dereceye kadar doğru olacağı görülecektir, Orta Avrupa meselelerinde Ma- caristanın husus! bir mevki ve olduğuna şüphe yok- Kuna sahillerinde geçen yıl vukubulan mübikata sahne olan küşk tur. Macarların ise kaç zaman - danberi İtalyanın dostluğuna ver dikleri ehemmiyet meydandadır. Macaristanın maksadı Tuna min- takasında inkişaf etmektir. Bu hususta İtalyanın da kendisine | müzahir olmasını bekliyor. | (Devamı T inci sahifede) | Ruzvelt'in Oğlu Cim Ruzvelt bulunduğu müessesede iş başında Birleşik Amerika Cumhur Başkanı Ruzveltin oğlu ve hususi kâtibi Jim Ruzvelt Vaşingtonu ve (Beyaz Sarayı) terketmiştir. Jim Ruzvelt, Holivudun, bu sinema çeanetinin sihrine kapılmaktan kendini alamamıştır. Jim büyük bir sinema şirketinin müdür muavi Yukarıdaki resim, Samilel Goldvi i olmuştur. Ve.. bu çeyit sözleri rakının zorundan peltek- leşen dilile sıralıyordu: — Pek çiçek oldu pek. Anam avratım olsun bir yerini kırmazsam! Kahbeni gözü göz değil. Dışarıda hem para Var... Hem erkekt, Alıştı ölüsü kınalı!, Amma ben piyi açar açmaz baygın bir sesle: Geldin mi Safiye?, Dedi, Hemen onu kapıdan içeriye aldı, boynu: na sarıldı: — Ah yavrum!. Sokağın derii motörün sarıldığı taze kadına gürül nden, uzaklaşan bit otomobil İmeden kimse onu elimden alamaz! Sokakta yağmur çiseliyordu. Hanife kadın ka- le birlikte sinema makinelerini tetkik ederken alınmuştır. Üç gündür geceli gündüzlü yakamı kurtara- madım. Amma, iyi bir voli çevirdim. Papel dolu. — Ne ola korkuy Aldırma, Pa maz. Yelkenleri çabuk suya - Bu gez suya i — İndir — Hiç aki — Sen bana bi m kiziml, 1 bol bulunca hiçbir şey yap- indirir direcek İndirir!. bi değil. Nu yumuş: /| |Meraklı Şeyler GÖZLÜK NASN, İCAD OLUNDUZ. dir, Bazün hayretle — gördüğü- müz birçok şeyler bir tekadüf neticeni Kesfolunmustur. Gözlük de börle. Mideburgla dür- büncü Jan Liperşey'in çocukları, biri muhaddeb, diğeri muakkar iki adese- yi biribirine — yaklaşlırınca, — killsonin kulesini pek yakındam gördüler — ve maktan kendilerini ala- bu samların kena- Tına bir çerçeve geçirdi. İşle ilk göz- esadüfün ne gürtb eliveleri var- [ ORİİNAL BİR ı Bcak KOLLEKSİYON Balı Geçenlerde Pragda vefat öden bir | adamın evinde, torlu bir ambarda pek | garib bir kolleksiyon bulunmuştur. Bu kolleksiyon, son asrın en züzel kadınlarına aid 86.008 poriroden mü- rekkeptir. Portrelerla arkalarında hiblerinin haf tercümeleri yazılıdır. PAS YÜZÜNDEN pas yüzünden don demir İ Bir istatisikte söre her sene düny 500. gayi olmaktadır. Bu demirleri yerina — koyabilmek için günde 150 Cem demir Veren kocu- aman bir ocağın tamam T sene çalış- mnası Tazımdır. WİTAMİNİ FAZLA OLAN rek, yumurta, ekmek ve salcenin de vitaznini boldur İNGİLTERE KRALI VE FOSTA FULLARI Hükümdarlar arasında, posta pul- darı üzerinde en çok resmi bulunan İnzila Kralı Majesle 6 mnci Joridur. Tamamı 820 çeşki pul üzerinde resmi vardır. Bu pullardan 200 G tac giyme me- rasimi esmasında tedavüle çıkarılmış- fır. Geri kalan 630 una gelince: Bun- har da İngiltere ve müstemlekeleri ta- | rafından mormal şekilde çıkarılan put- | yardır. ve el'an kullanılmaktadır. | GARİB BİR MÜZE ingilterede, Yemersetehire Kontlu- ga dahilinde — Kanington — beldesinde çek garib bir müze lesis olunmuştur. Bu mitira, eiradle maxır ve İşe yaramı- yan we kadar nebat varsa teşhir muktadır. Bu kölleksiyonda bulunan pi koku- Yü giçeklerden, ağaçlardan müsede beş dakika dalaşmak kabil değildir. DENİZALTI GEMİLERİ ülk denizalti gemisi, Amerika İstik- Tâl muharebesi esnasında, yanl 1776 da Rushnel adlı Amerikah bir mühendis mak ve İngiliz harb setinelerinin altı. m1 badar ridip torpll atmak istiyorı (Raplmabağa) adımı verdiği bu mizallı gemabsi, bir yumurta şeklinde ve ? metro 50 santim kutrunda idi. Ta- mamile bakırdan yapılınıslı. üvaneneyi temin için alt kasınına kuryan safra kezulmuştu, Yalnız bir Dakmak için, depalarına su deldü- Tuluyor, sayun yürüne çıkabilmek için de depolardaki su, tulumbalarla hari- ce atılıyordu. Dikİ bir pervanesi var- &ı Pervaneyi, tulumbayı işletmek için motör yoktu. Bütüm bunlar el Üe çev- riltyordu. 'Tek bir torpll le müsellâhlı. Banun içerisinde 10 kile barut vardı. Atıldık- dan ancak yarım saat sonra patlıyor- SEBZELER VE YEMİŞLER İarite çalgılı, içkili yerlerde, bac- ——— arda, tiyatrolarda, sinemalarda Liman, porlakal, mmuz gibi meyvalar- | geziyor, güzel kadınlarla — gönül 1a faze bezeiye, Bavuç, demales, ma- böyeidi rel. seğan, ciğer, btrlâye, beyin, vü- | “Har gece € a| | | | | imafından yapılmıştır Bu mühendis, denizln dibine dal- du. Yorgunlukt Taze kadın hızlı hizi nü andıran bir y ları — Vay gidi sürtük v Hemen koştu. Tez bir sıçrayışla a nun; — o1.amamam V0 27 genaamamn Yöen ETEM İZZET DENİCK ea baldırlarım, bacaklarım ağrıyor: merdivenleri çı biyikli adamın oturduğu odaya girdi. Birden kulak- Yazan: Recal Sanay ili man, umumi rb senelerinde İstanbula gelmiş burada ticaretle iş- tigale başlamıştı. Talih ona çok yardım etmiş, kısa bir zamanda olmanın yolunu - bulmuş, * pazarında belli başlı tücrar. ardan biri olmuştu. Numan, orta boylu, yuvarlak, kırmızı yüzlü biraz göbekli, tik » naz bir adamdı. Evli idi. beraber getirmişti. Kayseriden Kadın güze- ma atılır kadınlar- ildi. Bir dışarlık güzeli fakat biraz geçkin, — otuz böşlık vardı. h, Numan için bu bir mesele teşkil edemerdi. Çün- kü, © da eltiyi doldurmak Üüzere idi. İşin fena tarafı, Numan zengin-| leştikçe azmıya başlamıştı. He - men her gece dostlarilo, ahbab - karısını Maan hatta bazı ge na rağmen evine çok iyi bakar- uklarına hül dı. karısına ve çe ç bir şeyin ürmezdi. r zaman yal- nız yüzü değil, inin içi de güler, bozuk fakat tatlı şivesile kendine mahsus nükteler savurur, gevrek ve kuvvetli kahkahalar' bulunduğu meclisi neş'eye bo - Bardı. Güzel ve şık kadınlara çok düş- kündü. Dans etmesini bilmezdi, fakst sik sık bara giderdi. — Bar, Kayserili Numan Için ne füsunkâr bir yerdi; fanuslardan, avizeler - süzületi parlak ve yaldızlı &- darı altında dans Fden,| ân, rengârenk, yarı çıplak ipek tuvaletli kadınlar, tokuşan kadeh- ler, derin bir zevkle baş döndü - ren içkiler, neş'e... zevk... zevk .. Numari, barda geçirdiği gece lerde, kendini bir masal âlemine göçmüş tatlı bir rüya cennetine doğmuş sanırdı ve karısını, ço n ancak eve dönünce ha- | karısı çirkin değildi; fakat sevdiği, görüştüğü o masai, âlemindeki kadınlar, y elki ölgün değil amma e renksiz bir çiçek, kaba saba bir dişarlık kadını!.. Kendisi ne idi? karısından da- onun © Yüyi ha ince, daha zarif bir adam mı?| Salışarak karyolaya yaklaştı. Gör.| kişi tarafından idare olunuyordu. Bu, | Hayır, o da ayni iklimin malı, ay-|* Üüst tarafındaki bir kapektan içeri çi- | ni diyarın adamı idi. riyor ve kapak sıkıca kapanıyordu. O halde? Gönül bu he denir... Daha in « cesini, zarifini, daha güzelini, iş. velisini, cilvelisini istiyor... Kim | bilir, belki de bol paranın verdiği bir azgınlık, bir çılgınlıkdı bu... Bazı, aklı başında, — hayırhak döstları ona nasihat yollu sözler söylerler ve: - Numan, bu yaptığın doğru | miş, sokaklar te değildir. Sen çocuk değil hatta genç bir adam bile değilsin. Yaşın oldukça yerinde, fakat, başın ha- valarda geziyor, bu gidiş tehlikeli bir gidiştir. Hem paranı har vurup hürman sayurma, hem de, biraz çocul 1, bilhassa karını dü - şün. Ne de olsa o da kadındır. O- nun da bir kalbi ve düşünen bir kafası vardır. Her gi gidersin, bazı da hiç senin nerel kimlerle vaki! geçirdiğini düşünür, içlenir za - vallı kadıncağız. O bu sözlere dudak — bükerek göyle cevab verirdi: - İlk zamanları epeyce kavga patırdı ettik. «niye geç kaldın. ge- ce niçin gelmedin?» diye söylenir dururdu. Ben biraz çıkıştım: <Pr- rakirimseni!» filân dedim; ondan sönra sesi kesildi. Çoktan beri a- ramızda eçıt» yok. Hem kulak ver- me canım, © Anadolu karısıdır, karnı tok, sırtı pek oldu Tnu, sest çıkmaz!” Hanyaya; Konyaya çok aklı ermez. * üç gecedir eve uğra - mamıştı; bu gece eve geliyordu. Sarhoştu. Vakit, gece yarısını geç- halaşmıştı. Ha - fifçe sallanarak yürüyordu. Evi » nin köşesini döndü. Kapının ne geldi. Bir müddet ceblerini a- radı. Nihayet anahtarı bularak kapıyı açtı. Merdivenleri çıktı. O- dasına girdi. Bir idare Jâmbasının dunük işığı odayı aydınlatıyordu. Birdenbire gözü karşısındaki kar- . Karısile yatan birisi safiri olduğuna hükmetmek iste- di. Ayaklarile ses çıkarmamaya dü ki bu bir kadın değil hir er- kek; hem de oldukça genç bir er-i kek!. Gözlerine inanamadı. - olduğu yerde sendeledi, düşmemek - için karyolaya tutundu. Bir an düşün- dü. Sonra hiç ses çıkarmadan 0- dadan ve evden çıktı. Karanlık sokakta, düşmemek için sendele- ye sendeleye ağır, ağır - yürüdü. Uzaklaştı. Ş O geceyi bir otelde, ltek yataklı lân gibi birden kımrandı, göğsünü söken bir haykı: rışla bağırdı: Bu yolu bana gösteren sen değil misin?. 'Ne sana kumar, lüyorsun?. , pos — Çati esle doldu: min hoy - yolundan çıktım?, ka yol var mı?, Etimi, güzelliğimi, tezeliğimi satıp 1 parası getirmek bir yol öğrettin mi ki, şimdi o yoldan çıktığımı söy- Taze kadın bu sözlerini bi! lü bir tokatın şakırtısı çatladı: Taze kadının çığlığı odayı kaplı l kadı ikinci, üçüncü, iki tekme sıraladı. Taz BSana para yetiştirmek için baş- bana başka rken yüzünde güç- ördüncü tokatlar, bir kadın yere yuvarlandı, Ha- . Bunun, önce bir kadın mi- | — Safiyeciğim nerelerdeydin?. Bu-gece pek 'Taze kadın yürüdü, geçkin kadın söylendi : küplere bindi. Çok azgın. Nasıl yanına çıkacaksın — Bilmem, çok korkuyorun bilmem?. Korkuyorum — Kaorkma!' Safiye : — Sakın sertelme. Ne dersi ğıdan al. niyorum ya ablacığım. Yi kendisi çalıştırıyor. B zim kazancımızın .çalışma saatleri yok ki, paydos edip geleyii Dedi ve titrek bir şesle sözüne ekledi; — Üzülme be Hanife Abla İş olacağına varır, Tanrıya bir can borcum var. O kadar. Onu da ne saatten isterse alır. Ve merdivetleri çıkarken sözünü bitirdi: — Sen bana sü koy, Yıkanacağım, Bitkinim. bir odada yalnızca geçirdi. * Numan karısım baldı gö ÖL çunu yüzüne vurmadı. y Kısa bir zamanda aBit ve diğer mallarını satarak v“w_ tabvil etti. Karısını ve çocukli nt aldı Kayseriye yollandı. ” p lünün biricik teseltirini doğüt v yüdüğü şehrin temiz ""'“':dıı vasında bulacağına — inaniyv bla İstanbulda yaşadığı — yıllaril bir maceralı alarını nefretle hatırladı. Bu gürülü göz ve gönül alıcı şehirden Vf faşırken, arkasına dönüp P | V Ankara Radyo* BUGÜN 1830 Müsik (Şübertim 1845 Komuşma çairaat aSti 195 Sant, ajans, met aat borsası haberleri. * galar). 21,20 Sust, esham,. tahırilâh ye - mukut borsası Hatlari * 2130 Türk müziği (00870” kılar). 2230 Müzik (küçük orkesifeh 2330 Müsik Çepereiler - Ü” L — 2715 - BE Bon haberlet V* | eroğram, YARIN | izge Türk müsiği mehtelif |ölar - Pi 18 Saat, adams haberleri V çe Ankara, İYurdda Hava V4 Yeşilköy meteorelofi l'“'ğ.' alman malâmata göce MAVA e yf bi İeiyrüstyrarze mumiyetle şarki bstikamell korl vette, Eze denizinde mştir. j Dün İstanbulda hava :ı_u.m—,quyırjâ ve marabbama biraktığı S0 Pai İ kilocram olarak ölçülmürtür gu SA —nmıu:-u—:'w,.ü 4 en çok güneşte 144 FÜLyakt” ve en x 0.9 santigrat olarak tür. KaPa a Bd 1357 Hicri 1354 nuf | Ziükade — | Birinel 7 1 “1838 Ay 12, gün 963, B 29 Birincikânun P fım üzülecek Hep s nife kadım gürültüye, yukarıya koştu: Vakıtler | veset ofum. Senin için varlığ kadınlığımı — No oluyorsun Hüseyin' '.” ni harcıyorum. Ben üç gün de, beş gün de Ve taze kadını yerde inlerken görünte yüre- 255 ölmedikten sonra yine sana dönecek değil — ğini parçalıyan bir sızı ses olup boğazını yırta yırta — | Güneş ğ 'j miyim?. ağrından boşaldı: t Öğle 8 bıyıklı adam, boynuna dolanan kolları çöz- - Vah yavrum. val | meğe uğraşıyor, sertliğini, öfkesini sürdürü; Pos biyıklı adam: | z (alancı karı. Bir sürü martavalla beni kan- — Öldüreceğim kahbeyi, Bana karşılık da verdi —| Akşaaıy 139 ah sana!. Bu ger elimden — Hal, Yatsı 351 kurtulamıyacaksın!. Sen yold x çıktın! Diye homurdanıyor, odanın içinde dolâşiyordu. İmsak .» Ç Taze kadın, yüreğinden vurulan yaralı bir cey- : (Devamı var) ğ döNDİğ Ş 5 n aa Şerl ikdel a | htek ei gi Ü uzı Buraf Raster

Bu sayıdan diğer sayfalar: