11 Ocak 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5

11 Ocak 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Haa AVRA A aN U İstanbul'un Köşe Buca Halkevi Gençleri Sahnesinde Bir Saat Elektrikler Sön Piyes Başladı, Zehirli Kucak Öynanacakiı.. I_Yllalı Recai Sanay P arar günü... Hava günlük neşlik, Hani ne derler? Bahardaı na bir gün... Evden çıklam; nemaya gi SA4 n diye derdsiz n mi yok, dedi. gideceğim de mi sokaca! lamadım, & nek için bir sinemaya gi n dedim. Üç dört sinema dowaş-| Ankara Tiyatro mektebinde bir ders esnasında protesör ve talebeler ım halde hiç bi kalabalık â kadar taşmış. ar artık insafa ine giremedim. kak inemac e dühüliye, dirmişler man: ma; 25 - 35 - 40 kuruş sunmadan 1 değil.. Hoş, bilirim, s€n, sinemacıların öyle kend lerinden, fiatları indirivercekle « mede ükümet ni külliyetli mik- | sinan a- Nihavet, İsun dedim, birine karar verdim. Kalabalığı Kaka sokuldum. Ah.. azizim sv - kulmaz olsaydım keşke,. Gireyim dedim giremedim, vaz geçtim. çı- kayım ded amadım. Ön da- endimi kemikleri- gün hasta yat-| dür de hâlâ ken-| en beni din- vdadan, buş gidelim... l'ıI $ Whl. ki F derek, ) salonu yapmış... loş bir dehlize, e- radan da, bir ikinci kapıdan tem- siİl salonuna geçtik. Temsil baş- hyalı on dakika olduğu ve otura- Cak yer bulunmadığı halde, teşi fala memur gençler, bize iki sar dalya tedarik ederek, sahneye ya: kın bir yere oturmamızı ter mek nezaketinde bulundular Salon karanlık eçit yok. Va rız, salgını dolayısile, tabii gürültüden sayabilece; teva leri eti iz mü - ve . müteselsil öksürük se perde kapı an eski ha başka, her yenilik, » az çok ze çarpıyor. En küçüğüne kadai üzerin ddi imkân ' verdiği kadar, ehemmiyetle du - kulmuş, yapılan şeyler mutevazı da olsa, selim bir zevk ölçüsüne yurulmuş, Halkevi gençlerinin ve sörleri Müçteba Salâhâdı lik ve feragati nefislerini teri Gü b 35 | i | &id dört muvaffak sembol iki yan dü a asılmış ki bunlar salı nun en de; ikevinin ve lıx mütevazi bir fakat pi bil anabi! k ve zarafet var ze çarpan bazı şeyler bul! se de, bunların en başında sı alar sa- rahatsı ya meselesi gelir: Sandal bit değil, pek alı O llyat yapmaktır. F re bunda çok ileri gider- Meselâ ameliyatsız tedav 1 hemen — kesmeye sözleri Mi... Başka çare yok.. işte bir misal: Bir hasta, örlerden birine mü- uzuvla Dur, maruf oper racaat ede —Boğazım ağriyor... Doktor, muayene edec: Bademcik var, Keselim, çı - karalır gelir Karnımın sağ tarafında bir ağrı hissediyorum. — Apandisit. den ki Vakit geçii armalı... Arı , hasta yi eli, çık at yapılır. T sorar. fer ağrı nerenizde? ğe cesaret edemiya- ahat eden iki kişi bir - inde: n bahsediyo: - lar, Bunlardan birisi: dra kada: bir memleket görmedim, d: Dünyada I4 n sisl i ne bu şehrin... . Zira çok sis | | HER ŞEYİ DÜŞÜNMELİ ÜneğiL miz h- | | Eve — Hırsızlığa karşı?... Bu vaziyot, bir tulüat kumpany a- zanın oynadığı bir sal; herkesin para vererek gir de göze bilir, fakat b (Devamı 7 inci sahifede, — Bak, bunu düşünmedim. Fa- âb nasıl yapılır? İlk evve! kat se, bunu öğr iayım. eniniz, sonra sigorta o Beyaz Kadın Zevki ee Kocas. nı Bırakıp Kaçan Güzel Kadının Esrarı Anlaşıldı koca m sı. Bir kadın kocasından Bizli olarak Malaya; laya Asyada İngilizler altında birkaç yet daresinde olduğuna göre giden İngiliz memurları da Sutern isminde biri de Sutern giderken karısını da gö- | türmek istemişti. Fakat kadın o- ranın iklimi ile alışamıyacağını ileri sürerek İ mâk istememiştir. Kadını tan ki sakın oraya gitmesizi diye. vası ağır, sıcak bir yer. As: bir köşesi. İngiltereden uzak. Faz- la olarak şunu da ilâve etmişler: — Orası bir müstemlekedir. Si- Ha- | n ! a etmemiştir | doğru bul. | | eçmiş, kadın m nüracaat ederek kocasının bırakıp gittiği cihı esi lâzım olduğu halde bu- adığını iddia etmiştir. disini Mahkeme de kadının iddiasını k kocasının dan kesilmek üzere kararı icra tirmek üzere adamın bulunduğu Malayadaki Penang şehri adliye- sine tebligat yaptırmıştır. Fakat Penang adliyesi bunu ic- Çünkü kadının ko- cası şöyle tir: — Ben karımı buraya getirmek istedim. O gelmedi. Buraya gelir- Nıhayet Kocasile Mahkemeye Düştü. Beyaz Bir Kadın Vahşi Müstemlekede Yaşıyabilir mi ? dir! bakmam v üzerine aradan zaman mdan bir şey ştır. Fakat bir gün kadın ortadan kaybolmu), nereye gittiğini kimse bileme tir. Kendisini ta: larını bir türlü lerdir N ğını anlam halledem yet geçen gün kadının an- u söylemiştir. Kızım kocasının yanına git- tL. Orasının beyaz bir kadım has- ta edecek bir müstemleke oldu - ğunu söylüyorlardı. Kızım bunu tecrübe ettL Aylardanberi ora - dadır. ve iyidir. Yalnız o taliini tecrübe etmek istemişti. Onun i- çin buradan ayrılırken bunu gizli tutmamı söyledi. Kendisinin kim olduğunu yolda da kimse anla - mamış, kocası da onu görünce şa- şırmıştır. Ona aksi nasihatte bu- kunanlara karşı bu bir cevab ol- dü. | ede; Aradan iki ay geçer, Hasta yine sisli | | | Beynelmilel serseri eşhur serseri Trebiç Len « Nı Sön ösmile; Hür - meotlü Buda rahibi Şao Kung, Avrupaya geldi. Peşte gazetelerinden birine gön- derdiği mektubda; - doğduğu hirde Paks'da bir malikâne sa'ın kaln.. Aksi gibi kadınl ALLAH İNSANI ra ir kaç sene evvel Fransız | mharrirlerinden biri bir gretti, İ 600 000 Sonra sine ahatı. | Mevzuu da şu: Bir adam büy'ik | bir mirasa konuyor. Fakat bir | şartla; Ayda 600,000 frank mas - | raf edecek. Bunu yapmazsa mi - rastan istifade hakkını kayboy - liyecek. Romanın kahramanı, bır kaç ay sonra şaşırıp kalıyor, 600 bin frangı nasıl ve nereye sa: e- deceğini bilemiyor. Hakkı da var. Para kazanmak kadar, para sar- ON TELGRAF uvuk Serseri Son Asrın Macera Adamı llıf Papas, İktısatcı Meb'us Buda Rahibi Olan Bu Adam | Kimdir ?. / TREBİÇ LİNKOLN 4 bu adamdır. almak ve ömrünün sonunu orsda geçirmek — ni yazdı. Fakat, meti, bir zamanlar bütün dünyayı rını kapadı. dacar ve Yahu - öriye karşı an da düşkün değildi ŞAŞIRTMASIN “Ayda 1 Milyon Frank | Harcıyabılır Misiniz ? |: Büyük Bir Mirasa Konan Adam : Sarfedecek Yer Bulamıyor zetmek de bir iştir, Bu sulü vardır. un da u- at öyle zannolun- duğu gibi kolay değil. Amerikada “an düracılık yapan Herman — Ge!'to adlı birisi, uzak akrabasından bi rinin İtalyada vefat ettiğini ve kendisirle 1,200,000 liret miras bı- raktığını haber alıyor ve sevini- yor. Kendi kendine: paraları bankaya koyarım. Ölün- ciye kadar rahat bir ömür süre- tim... Diyor. Fakat yazık ki bu ümidi İşte bir misal: | didir. 16 yaşında iken aktör'ük, 18 inde k etti. Sonra ha nadada Anglikan papazı, muktesit gazetecil oldu. Bir aralık meşhur İngiliz sana- yicilerinen Rovntree kâtiblik arkadaşlığı yaptı. 1915 de, İn- n neb »Di sal gilterenin Darling şehrind vs intihab edildi. Talih yıldı | iamıştı. Fakat çök sürmedi, sön- dü. BEYNELMİLEL - SİYASI SAHASINDA Umumi harb içinde, Alma lehine ©: slukla, do itham ve üç sene hapse şavirlik yaptı. Büyük bi sevet kazanc ile uğraşm Kung nadı altında bir Buda a » hibi © 1929 ve 1932 paya geldi. Altı ay kadar F pın cenub sahilinde oturdu. E refında birçok şmüridleri, takilir- kârları vardır. ÇİN TAHTINA NAMZED VE MACAR VATANSEVERİ O vakittenberi hakkında bi sözler söylenmektedir. Japon ca susu, Çin - Japon harbi müseb - bıblerinden biri olduğu lddia & - Cildi, Geçen kış, isminin, Manço ge- mnerallerinden birinin ismile olan müşabehetinden dolayı Çin tah- tına namzed gösterildiği de şayi cldu. Trebiç, bir memlekette müddet kalmaktan sıkı tanberi Avrupi seneleri! uzun Çok 'a dönmeyi tesa rk seneden sönr denilen hastalığı Ömrünün sonunu (Ma- everi) olarak geçirme- ğe karar verdi. FRANSAYI YÜKSELTMEK PLANI Uzakşarktan hareketinden ev vel dostlarından bir. Amerikalı, manastırındi isini ziyaret ctti. Trebiç: 1903 de Amerikayı terkedip İngiltereye gitmekle büyük bir m. Dostlarımdan bir çok bilhassa Kanadalılar bir L â- tin memleket utuldu. car vatı nde talihlmi taeri be etmem tavsiyesinde bul ansız siyasi Hat anın en muazzam bir İmpa: gu mevkiine çıkaracak b de projem vardı. Fakat, Bu kaddermiş ka çare bulamadım,..» türlü a serseri çok zeki & imak hibi olmak mu 3una boyun eğn.e 1 bin maceral l çok mayan Trebiç tanından, laşmak mecbu: yenin dışarı çıkarılmasın Kunduracının parayı almak, n İtak ge Amerika hükü; sarfetmek neti, muhi ik Jaric çıkmağa müsaade veriyor, Bu müddet nihayet ya dönmiyen yabancıları mem - lekete sokmuyor. Şu halde zavallı kunduracı, İtalyaya gitmek, ve ou kısa müddet içinde sarfetmek mec buriyetinde. Herman Grieko'nun son derece muktasid bir adam olduğu, tütüv ve içki içmediği ,kumar oynamıa- dığı, pek kadınlarla da o kadar alış verişi olmadığı dikkat nazara olınırsa 1,200,000lireti kolay ke « kanununa göre a otuz. gün zan paranın — çokluğu da İnsanı kasavete düşürüyor, rahatını ka- çırıyor,

Bu sayıdan diğer sayfalar: