16 Ocak 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

16 Ocak 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TUZ HİKAYESİ HAYLİ UZUNDUR ir doktor, bir gazetede yaz- | B ğı tıbbi makalelerinden birinde, okuyüculara şöyle bir sual soruyor: — Nekadar tuz yemeli?. 'Tuz muhakkak ki insan vücu - düne çok lâzım bir gıdadır. Şu tüz kelimesinin nekadar çok manaya geldiğini halırlıyor mu - sunuz?. Meselâ pahalı bir şeye: Tuzlu deriz. Çocukken yaramazlık etti- iimiz zamanlarda, büyükler bize: — Ağzına tuz, biber koyarım ha. Diye bizi korkuturlardı. Bir söz gelişi, karşmuzzdakin — Tuzlayayım da kokma, deriz. | — Tuz gibi par: Diye beddua ederiz ; Azılı kadınlardan bahsederken: — Kocasının ensesinde tuz pi- girir, deriz. Nihayet, bir fikre iştirak için: — Bizim de çorbada tuzumuz bulunsun, deriz. Benim aklıma gelen tuz hikâ- yeleri bu kadar.. Üst tarafını siz tamamlayın. Tuz bahsi uzundur. ADALAR İÇİN BİR KOMİSYON YAPMALI Şu Adaların su hikâyesi de bir türlü halledilmiyen — dendlerden biridir: Yıllardanberi dinler, duru- Tuz. Şimdi de şu tasavvur varmış: — Tanklarla Adalara su taşına- cakmış.. Bir zamanlar da, Adalarda ar- teziyen kuyuları açılması tecrü - belerine girişilmişti. -İstanbulun en güzel sayfiye yeri sudan mah- Tumdur. Adalara su temini işi için artık bir kamisyon teşkil etmek AA — — — K e Kİ ce b | | HABERLER Yeşilay — gençlik kurumunun 8 inci kongresi dün yapılmıştır. Kongrede içki #aleyhine bazı nutuklar aöylenmiş ve bilâhare idare heyeti intihabı icra edile. | Tek profesör — Fahreddin Kerim | Gökay riyasette ipka olunmuştur.| * Köstence ve Berline gidecek | ve dönüşte Balkan memleketle- rine de uğriyacak olan Üniyer - site talebesinden mürekkeb 40 ki- #ilik heyet dün Basarabya vapu- rile hareket etmiştir. | * Efganistanın Moskova büyük| elçiliğine tayin olunan Ankara | elçisi Sultan Ahmed Han yeni va- zifesine 'gitmek üzere şehrimize gelmiştir. * Yedikülede 300 bin lira sar- file bir lâstik ayakkabı fabrikası kurulacaktır. v Yanan adliye sarayının an- kazının biran evvel kaldırılması için Vali ve Belldiyte reisi Lütfi Kırdar emir vermiştir. v Dün saat 18 i 55 geçe Kırşe- birde 2 saniye devam eden şid - detli bir zelzele olmuştur. ** Suriyede hududumuz yaki - nindeki Hori Berkamber köyünde| eski bir rekabet yüzünden bir hâ-| EKMEK ÇIKIYOR ——— — MERAKI VARMIŞ ——i | bir mescid haline ifrağ olunmuş- dise çıkmış ve 5 kişi ölmüştür. GÖKYÜZÜNDE AŞK YARIŞLARI No90 — Evet, evet... Ben pek iğren- | dim bu sosyeteden. Bilmem bütün | Sosyeteler böyle midir? Bilmiyo- rum. Görmeden hüküm vermek insafsızlık olur. Reşad, içeriye giren iş sahibleri- le konuşmağa başlamıştı. Mühendis Cemil yerine oturdu. Artık işe dalmışlardı. Cemil, önünde serilmiş büyük bir haritanın çizgilerini çiziyor- du. Saçları dökük, dalgın ve si- nirliydi. Bir aralık Reşadın babası ka- pıdan göründü: — Meşgul müsün Reşad? Keşad, babasının sesini duyun- zamanı geldi. O zaman hiç olmaz- sa, bu işin lâfından kurtuluruz. Komisyon tetkik eder, durur.. İKİNCİ NEVİ ç ikinci nevi bir ekmek çeşnisi vücude getirmek üzere ha- zırlanıyor. Mühtelif halitalar ya- pilmiş, müayene / ediliyor. İkinci nevi ekmek daha ucuza Nlıl acak. İnşallah birinci nevi ekmeğin ba- şına gelenler, bu yeni tip ekmeğin başma gelmez. Çünkü birinci ne- vi ekmeği cinslere ayırmak lüzim gelse, denebilir farınt aymı bir ekmek cinsi çıka- Birinin rengi, lezzeti, koku- | su ötekine benzemiyor. FAZLA MÜCEVHER mın en kaymetli mücev- berlerinin, kıymetli taşların Hin- distanda bulunduğu — malümdur. Hindistanda yaşıyan insanlar mü- cevherlere karşı çok düşkündür - ler.. Herkes kıymetli inciler, züm- rüdler, yakutlar, pırlantalar, el- maslar takar, takıştırır. Bu mü- cevher iptilâsi son zamanlarda ©o kadar artmış ki, bu moda ve ip- tilâ ile mücadele elmek ihtiyacı hissedilmiş, ve bunun için bir ku- Tüb teşkil edilmiş.. Bu kulüb, hal- ka; fazla mücevher iptilâsının za- rarlarını propaganda ediyormuş.. Bu işe bizim aklımız — ermedi. Fazla mücevher takmak neden zararlı olsun? Meselâ bizde böyle bir mücadeleye lüzum var mı?. Fazla takacak bir şeyimiz yok ki takalım.. Demek o insanlarm ma- h, mülkü var, parası var ki si leniyorlar.. Kim ne der, kim ne karışır?. Dün; AHMET RAUF | Şehitlikleri İmar Cemiyeti Kongresi Şehidlikleri senelik kongresi dün öğleden son- ra Eminönü Halkevinde yapıl - mıştır. Evvelâ idare heyeti raporu o- imar cemiyetinin Hunmüuş, buna nazaran geçen se- neki varidatın 18 bin 498,5 liraya baliğ olduğu anlaşılmıştır. Cemi- yel; geçen seneki faaliyeti sıra - sında, Edirnekapı şehidliğindeki yolları esaslı bir surette tanzim ve tesviye etmiş, 89 müstatil yap- | mıştır. Ayrıca 750 lira sarfile hidliğin yanındaki kulübe güzel tur. Dünkü tolantıda yeni yıl vari- | dat bütçesi 14 bin 305 ve masrafı | da 14 bin 225 lira olarak — kabul | olunmuştur. | Bundan sonra - cemiyetin eski | idare heyeti takdirle ipka ölun - | Mmutşur. * Marsilyada büyük bir aile faciası olmuştur. Ansızın çaldıran bir genç, kardeşile karısını ağır surette yaralamıştır. Yazan: İskender F. SERTELLİ İstanbulun ber | Benzin İmali | Bu Yolda Cıddı | Çalışmalara Başlandı Petrolün harb ve sulhde haiz olduğu d tiyacını temla için milli ka tma göre bir petrol siyaseti tar nine mecbur bulunmaktadır. Memleketii katılması hu pılmağa başlarımış olup alkol ka- boran imaline mu maş olan Çengelköy fabrikası ben- zine karıştırılacak ve bonzin ye - rine ikame edilecek maddeler hak- kında bir br üi Fabrika kimyageri Hamedi Ya - falı oğlu tarafından kaleme alınan bu kitabda modern karbonlar ha- iz olması lâzım gelen evsaf zik - redildikten sonra alkol - karboran şistlenden ve asfalilardan berzin sun'i benzin yapılmasına dair pok kıymetli malümat verilmektedir. Eser muhtclif memleketlerde karboran mesclesini teşrih ettik- ten sonra memleketimizde de ya- pılabilecek işler hakkında malü - mat vermektedir. MÖ, emiürüğyanenen Memurlara Şubat Maaşı Ne Vakit Verilecek? Kurban bayramı, ayın 31 salı gününe tesadüf elmek Bu m ayın 1 inci günü peşin mekte ölan imaaşın bayramdan 5 gün sonra tediye olunacağı anla- şılmaktadır. Çünkü, kurban bay - ramı tatili cuma günü kadar devam edecektir. inci masebetle, memurlar veril - | akşamına Cumar - tesi ve pazar günleri de devair ka- palı bulunacak, ancak 6 şubat pa- zartesi günü sabahi İşe başlana - caktır. Kanunen ayın 31 inci veya 30 uncu günü maaş vermeğe imkân olmamakla beraber memurların bayramda büsbütün parasız kal- mamaları için avans suretile te- diye yapılması düşünülmektedir. miridiim Ankara -İstanbul Yolculuğu İstanbul - Ankara yolculuğu - nun kısallılması için u hatta oto- ray işletileceğini yazmıştık. Devlet Demiryolları Umum Mü- dürlüğünün 1smarladığı otoray - lar yakında şehrimize gelerek iş- lemeğe aşlıyacaktır. Bu süretle şimdilik, Haydarpaşadan Ankara- ya 10 saatte gitmek kail olacak; ileride u meşafe 8 saate de tenzil olunacaktır. Otoray yolcularından eksprese meselesi tetkik edilmekte bütünlü | istihracı maden kömürü vasıtasile | nisbetle az bir zam alınacaktır. Cemil başını kaldırdı: — Kapıdan görünen peder miy- di? — Evet babamdı.. — Genç adammış.. — Bizi bazan kardeş sananlar da vağdır. ca yerinden fırladı: — Bir emriniz mi var? Buyu - run, Bay Nocmi oda kapısında dür- dü: — Girmiyeceğim.. İşim var. Sa- na birşey söylemek isterim. Öğle paydosunda odama uğrcayıver, ol- maz mı? — Peki baba.. Bay Necmi hızlı hızlı yürüye - rek üst kata çiktı. Reşad yerine oturdu. Fakat çok heyecanlıydı. — Acaba ne var? Babam bu- raya gelmerdi. Diye düşünerek tekrar işile meş-. Bgul olmağa başladı. — Kardeşten farkınız yok. Cemil başını önüne iğdi. Öğle paydosuna kadar konuş - madan çalıştılar. Reşad, babasının odasına girdi- ğ n masanın önünde iki baş ü: Necmi, Tahir... Yanyana oturuyorlardı. Necmi, Reşadı görünce: — Gel oğlum, dedi, evde konu- şamadığımız bir hayırlı meseleyi burada konuşuverelim. Tahir ayağa kalktı. Reşada yer göstererek elini sıktı. — Nasılsın yavrum? Yeni va - zifenden memnun musun? — Henüz bir şey söyliyemem.. | ta bu zat bana bileti keserken ço- POLİS Ve.: Mahkemeler O Gece Eğlenmek İstedim.. İçimdeki Sıkıntıyı Gidereyim Derken, Başıma Bu Geldi dördüncü ceza hâkimi lardan, önce en yaşlı dlanı sorguya çekti: — Siz gece, 8,5 dan sonra sine- manıza 12 yaşından küçük çocuk- ları kabul etmişsiniz. Bu hareke- tinizin umumi hıfzıssıhha kanu « muna aykırı olduğunu - bilmiyor , Hilâl sineması — sahibi Şükrü Yüzüak, hâkimin bu su- € şöyle cevab verdi: — Hâdise geçen şeker bayra - mırın üçüncü günü cereyan et - mişti.. O gece sinemamıza deh - getli bir tehacüm vaki olmuştu. Aşağı yukarı 800 den fazla bilet satmıştık.. İki tarafta bulunan diğer suç- luları, Ziya ile Hanifeyi göste - e R — Bunlar, çocuklarile beraber kalabalıktan istifade ederek si - nemaya girmişlerdir.. Eğer onları çocuklarile içeriye girerken gör- seydim, tabti bunun kanuna mu- halif bir hareket olduğunu bil » diğim için, kendilerini kat'iyyen içeri almazdım. Şunu da ilâve & deyim ki; Sinemamtzın kapısın - | daki müstahdemler de muhakkak onların yanında çocuk bulundu- gunun farkına varmamışlardır. Hâkim suçlu Hanifeye sordu: — Siz bayan, gece çocukla be- raber sinemaya girmenin yasak olduğunu bilmiyor muydunuz?. Kadın yanındaki üç dört yaş - larında tahmin edilebilen, yav - | rusunun saçlarını okşiyarak hâ- | kime cevab verdi: | — Hayır bay hâkim, bilseydim tabit gitmezdim. Ö gere içimde bir! sıkinti vardı, Belki biraz eğleni- | rim, zannile sinemaya gittim. Gi şeden bilet alırken, bu zat da gişe | Memurunun yanında oturüyordu.| Çocuğu her ikisi de kucağımda | gördü ve eğer bana: «Çocukla | içeri girilemez» dezelerdi, tabil ben de sinemaya girmekten vaz geçerdim. Halbukt onlar bir şey | söylemediler. Bileti aldım, sine- | maya girdim. Fakat biraz sonra | bir polis memuru tarufından dı- şarıya çıkarıldım. Reis suçluya döndü — Bakın, sizin çocuğu kucağın- gördüğünüzü — iddia ediyor, ne dersiniz? — Yalan söylüyor, efendim. Üçüncü suçlu Tayfur oğlu Zi- ya da şu ifadeyi verdi: — Ben de gece sinemaya ço - cuk götürmenin memnu olduğu- mu bilmiyordum. Bilet alırken be-| 'nim de çocuğum yanımda idi. Hat-| Malüm ya yeni başladım bu işe; Reşad tereddüdle oturdu. Necmi söze başladı: — Reşad oğlum! İki arkadaş bu- Bgün seni düşündük. Bilirsin ki seninle her zaman arkada: konuşurum.. Seni çok severim. 'nin bekâr kalmanı teh- | oruz. Tahir eski arka- daşımdır. Büyük kızını çak iyi ye- tiştirmiş, Sen de İsviçrede tahsi- lini tamamladın. Tesadüif bizi Ta- hirle yine burada birleştirdi. Bu tesadüften ben de Tahir de mem- nunuz. Çünkü ben Suna gibi bir gelin bulamam. Tahir de. Tahir, Necminin sözünü tamam- ladı: Evet ben de Reşad gibi bir damad bulamam. Her ikisi de ev- baş göz etmeğe karar verdik, yavrum! Reşad, leb demeden leblebiyi an- lamıştı. Esasen babasının zihnin- den neler — geçtiğini de evvelce ——— | ——— Küçük Çucuğun Katilleri Muhakemelerine Balıkesirde Nakzen ve Yeniden Başlandı Bundan iki buçuk sene evvel Bigadiçte muallim Nazifin üç bu- çuk yaşındaki çocuğu İlteni; ebe- veynine olan kinleri yüzünden boğazlıyarak bıiçakla feci bir şe - kilde öldüren — cellâd Halil oğlu Kasım 30 sene hapse ve daşı Mustafa da 10 yıl hapse mah- küm olmuşlardı. Ka - Sellüloz Fabrikaları Yakında Makinelerin ; Montajına Başlanıyor İzmitte Hummalı bir faaliyetle irşası devam eden kâğıd ve sellüloz fabrikalarmın çatıları da ikmal o- lunmuştur. Yakında makineleri, montajına başlanılacaktır. Fab - rikalar yanımda 400 - 500 memur ve amele alabilecek binlâr için müteaddid yemek — salonleri ile banyo ve lâvaboları havi buluna- cak olan büyük bir kantin binası inşası da kararlaştırılmış ve he - meh tatbikata geçilmiştir. Köy İşleri Cenevrede Toplanacak Konferansa Biz de Bu karar temyiz mahkemesince nakzlunmuştur. Bunun üzerine Ba- | likesir Ağırcez mahkemesinde ev- | velki gün davaya nakzen tekrar | Bu eclsede müddelumumi Ka - | sım ile Kara Mustafanın idamla « Tını taleb etmiştir. Muhakeme bu talebi kabul etmiş ve her iki ka - tili Idam cezasına mahktim eyle- miştir. tca Kasımın babası Celâl Emine, Zehra ve Ümmü leki kadın maznunlar da 15 şer sene hâplse mahküm olun - muşlardır. Kararın tefhiminden so: ra; davacı muallim Nazife döne- kütlesi, bu meraklı muhakemeyi — heyecanla takib etmiştir. Yüz Liralık Ampul Çalmış! Karaköyde, elektron mağazasın- da memur, Halid oğlu Ali, ayni şirkette müstehdem Eminin ar - diyeden ampul çıkarırken yüz lira bar etmiş, Emin ömpüllerle be- raber yakalanmış: Dükkân Soymuşlar Sabıkalılardan katil Receb, ero- inci İsak oğlu Meyofah, yeni pos- tane karşısında Celâlbey hanında, 13 numaralı dükkânı soymuşlar ve kaçarlarken, zabıta tarafından yakalanmışlardır. cuğu da gördü. Hilâl sineması sahibi Ziyanın bu ifadesine şöyle itiraz etti: — Ben sinema sahibiyim, gişe- de oturup bilet satmam, Esasen bizim bu iş için tahsi sedilmiş me- murumuz vardır; biletleri o satar, Yalnız arada sırada gişe memü- Tunun işlerini kontrol için dişe- de bulunurum.. ve o akşanm “ si- mema pek kalabalık olduğu için ihtimal yine gişede idim, Duruşma bu ayın yirmi dördü- mne birakıldı. MEHMET HİCRET | keşfetmiş gibi: Reşad birdenbire müşkül va- ziyele düştü. Şimdi babasına ne cevab vere- cekti? Suna için yüreği titriyor, onu candan seviyordu. Fakat, arka « daşı Cemile de söz venmişti. Ce - milin onu ne derin bir aşkla sev- diğini biliyordu. Ona söz vermişti. Suna ile Cemilin birleşmesi için yardım bile edeceki İşte şimdi hakikat rası gelmişti. — Baba, dedi, İstikbalimi alâ - kadar eden bu kararınıza boyun eğmek vazifemdir. Sunayı ve muh- terem ailesini yakından tamıdım. Bilhassa Sunanın yüksek bir tah- sil ve terbiye aldığından da emi- nim, Fakat bu Işlerde sevginin de mühim rolü olduğunu süyleme - me müsaade ediniz. * Bay Tahir atıldı: söylemek sı- İştirak Edeceğiz Temmuzda Ce e aköy iş- leri> hakkında — beynelmilel bit konferans toplanacaktır. | — Bu konferansa hükümetimiz de iştirak edecektir. Bu maksadla Da Vekile - tinde, Ziraat, Sihhat ve İctimai Muavenet, İktisad ve Maarif Ve- kâletleri muzahhaslarından mü - rekkeb bir komisyon teşkil olun müştur. Komisyon ilk toplantısını hafta içinde yapacak ve lüzumlu vesi- kaları hazırlamağa başlıyacaktır. Sür'atlîşM;törl er Yaptırılacak Denizbanlım Yalova - stanbul a1 - Adalar hattı için al aştırdığı 3 seri mo- Kör bugünlerde #marlanacak'ır. İdare ayrıca 2 yeni vapür ve 2 Araba vapuru da sipariş edecek- tir. Bundan başka yaş sebze ve meyva nakli için de 3 frigorefik vapür temin olunacaktır. Garaj Yolsuzluğu Belediyenin Fatihve Tophane garajlarındaki suiistimal tahki - katına devam olunmaktadır. Ayrıca garajlarda bir de fenni bakımden tetkikat yapılmaktadır. Fenni tedkikata memur olan üç kişilik heyet raporunu bugün Be- lediyeye verecektir. 56 ncı Yıl Dönümü Bugün yüksek iktısad ve ticaret mektebinin 56 ncı yıldönümüdür. Bu münasebetle mektebde saat Y? de bir tören yapılacak ve tö- tenden sonra bir ziyafet verile - cektir. Ayrıca akşam da Perapa- las otelinde bir danslı çay verile- cektir. Taşla Başından Yaralamışlar Hayri isminde bir adam, Şeh- zeminin, Selçuksultan — mahalle - sinde oturan Avniyi başından taş- la hafifçe yaralamıştır. Yaralının Mmüracadli üzerine suçlu yakalan- | sezmemiş olsaydım, bir kere de onun fikrini almağa lüzum gö - rürdüm. Onun kalbini yakırdan okuduğum için, bu meseleyi si- zinle karaflaştırdıktan sonra, Su- naya güzel bir sürpriz yapmayı düşündük. Sen onu hiç düşünme, yavrum! Reşad başını önüne eğmişti. Necmi, oğlunun bu karardan hiç de memnun olmadığını göre - rek, hayretle sardu: — Yoksa senin kalbinde baş- ka bir arslan mı yatıyor? Reşad başını kaldırdı: — Hayır, babal Ona karşı be- nim de zâfım var. Bunu itiraf e- derim. Fakat, Sunaya başka biz talib var.. Tahir kaşlarını çatarak: — Kim olursa olsun, dedi, ben | kaz babası değil miyim? Kızımı yüz kişi istiyebilir. Fakat, ben onu istediğime — veririm. Buna — Kızımın sizi delice sevdiğini ummlmol&i!in' — (Devamı var) Va Roma'da Açık Fi Teatisi Yazan: Ahmed Şükrü Diplomatlar arasındaki lerden sonra neşredilen liğlerden mâna çıkarı mak muamma halletmeğe V zer, Fakat bu defa Roma gö melerinden sonra neşredilefi tebliğde, bir cümle, eksixliği zarı dikkati efikir mütabakatı» işmeler celbetmekted da daima her tebliğde yef duğunu kaydetmiyen pek &f mi tebliğ neşredilmiştir. tebliğinde bi tur. Haz; mühim meselelerile torluk münasebetleri Tüşmelerin « ile neticelendiği ilâve edil tedir. dehi ihtilâfının da göri e bir cümle lenin bir görüşme mevzuü etmesine muarızdır. ettiği dar manada almi Fransa, İtalya ile kendi &1 Fakat sanın itirazını, bu cümleni Pj ihtilâfta Çemberlayn'in ha lünü ifa etmesine, Fransadüf yaya teklif götürüp, Pransaya teklif getirmesii olmamıştır. Yoksa İtalya ilel sa arasında ması akla gelir iş değildir. Bununlaberaber, İngiliz Ö adamlarının, bu nuktada rencide edecek herhangi ( ten kaçındıkları da aşik vas ajansı tarafından veril haberde deniliyor ki: 1 münasebetlerli Tüşme mevzuu dışında bi «Hransaya karşı olan İtali leblerinin görüşülmesinde © tinin ismi bile geçmemiştir. sen Fransa hakkındaki İtal$t lebleri, İtalyan nazırları dan anlatılırke; yalnız dinlemek ve bu İngiliz ni esnasında «tali fikir mutabakatlı» nin mevti «Hali hazırın en mühim BZ İtalya vo Fransayı alâkad tiğini, İn hakkı olmadığını bildirmi tifa etmişlerdir. Bu, Roma görüşmelerinil yükarı, gerekti sız ihtilâfına karşı İngiliz adamları tarafından ihtiraz, Londrada iken baş Çemberlayn, Roma — zi işahsi temaslar» sisilesind ret olduğunu ve — herhanli meselenin halline çalışı his mevzuu bile olmıyacı vam kamarasında söylediği tukta tebarüz ettirmişti. İt Fransa arasındaki ihtilâf lendikçe bu ihtiraz da berlayn — Pransanın korumak noktasına o def hemmiyet vermiştir ki F gıyabında İspanya meseld rinde de İtalya ile müzl Birişmekten çekinmiştir. mescles dİngiliz hakkında deni nazırları, bu # | doğru bir hikâyesi, Fsasen bu İtalyan © Frankoya muhariblik hakki rilmesi bahsindeki İtalyı natını daha ziyade dinlefi” dir.> (Devamı 6 ıncı A Li Dişile Isırı Bir köylü elinde balta e derken bir köpek Üüzerine asırır, Köylü de baltasını köpeki öldürür. Sahibi bunuf | dan tutup Jandarmaya dandarma der ki: — Niçin baltanın sapile Köylü de: Köpek benl Kuyruğu Hle wursaydı, beli Sapı ile vurürdüm cevabilil İst, Kız orta

Bu sayıdan diğer sayfalar: