25 Ocak 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

25 Ocak 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BV gaK ae Nİ L BNN ae dn eee Ka HÂDİSELER RÜZGARLAR BİLE ORADA DAHA SÜR'ATLE £ ! merikada soğuktan ölen - İYOR ler bulunduğu iları haber veriyor. Rüz- gâr saatte 120 kilometre süratle | esiyormuş. Şu Amerika ne ga | tib dünyadır. Orada rüzgâr b hızlı gidiyor. Ada vap'ırundı tanbul tramvayından Fakat, çok şüki buradı bu seno kışın yüzünü görmed.k. di herkes ayları hesab — ediyor.. Şöyle böyle ikincikânunu da at - lattık .Geriye şubat, mart kaldı. Sonra, ver elini ilkbahar.. BİR AKADEMİ KURMAK İHTİYACI BAŞGÖSTERİYOR Bir avukat, cazibei x nunu altüst edecek ma! keşifde bulunduğunu idd:e #derek Kandilli rasadhanesine başvurmuş. | Mühim bir keşif.. Dünyayı altüst edebilir. Fakat, kendisine, keş: nin bir akademiye — arzedilmeşi muvafık olacağı tavsiye ea:lmiş.. Pekâlâ, bizim memiekette, fen, ilim akademisi yok. Nereye ar- ka- etmek ihtiyacı kendini gösteriyor mu?. VAPURUN SEFERLERİNE MÜSAADE EDİLDİ Bir komisyon, bir zamandan - Almanyada yeni yaptırılan “atini kay- etrafında tetkil ler yapıyordu. Komisyon, vapu - Tun saferlerine devam etmesi içi nu ajans tel- | KARŞISINDA| Son Telgraf | müsaade etmiş. Şimdi, ne olacak? Vapurun istenen süratle git temin edilebilecek mi?, Haydi ha- yırlısı.. RUHSATİYESİLE APARTIMAN YAPTIRMIŞLAR Belediye fen heyetinde bir yol- Suzluk yapıldığı hakkında vaki müfettişler tahki - Ev Inşası rilmiş, halbuki, inşaat sahibi a - parlıman yaptırmış. Fakat, biz vu işte bir yolsuzluk! göremedik.. Evden apartıman yı pilmiş çok mü?. Nasil olsa, bir çatı kurulmuş değil mi?, Demek, her yapılan apartımanın verilmiş bir ruhsatı olacak.. | TATLI YE, TATLI SÖYLE VE DÜNYA MESELELERİ Bizde şeker istihlâki artıyor - muş.. Nüfus başına bir yılda 6 ki-) lodan fazla şeker isabet ediyor - muş.. Dünyada en çok İngilte - rede şeker istihlâk ediliyormuş. Orada senede insan başına 67 kilo| şeker Isabet ediyor, Tatlı ye, tatlı söyle, derler.. İngilizler, acaba, dünyanın en tatlı konuşan insan- ları mı?, Baksanıza Çemberlayn son günlerde Almanyaya, İtalyaya seyahatler yapıyor, dünya mese- lele: gya bağlayıp, işin için- den çıkıyor. Fakat bu meseleler hakikaten tatlıya mı bağlanmış - tır?.. Orasını Allah - bilir. Bunu zaman gösterecek.. AHMET RAUF İKÜÇÜK HABERLER| * Eski Vali Muhiddin Üstündağ hakkında tasdik edilerek gönde- rilen 1800 liralık havalenin mu- maileyhin altı aylık msıf maaşı olduğu anlaşılmıştır. * Fransız Hariciye Nazırı dün Fransız millet meclisinde beyı natta bulunarak bozulan Fransız- İran dostluğunun tekrar kurul - | ması lehinde hararetli beyanatta bulunmuştur. * Esnaf cemiyetleri, Edirnekapı | şehidliğinde esnaf cemiyetleri na- mına 20 şehid için kabir yapılmıa- | Bt için Şehidlikleri İmar Cemiye- tine 3D0 lira vermiştir. »e Kocamustafapaşada — oturan sabıkâlı kurşun — hırsızlarından Mustâfa Pişkin Lâlelide taş hanın danlınla çıkarak kurşunları çalar- uç*üstünde- yakalanarak ad- verilmiştir. istan hükümeti bir harb gemisi satın Vasillos Keorgolos ismi vi bu geminin isim konma merasimi dün icra olunmuştur. * Eski belediye muhasebe mü- dürü Kemal ile arkadaşı Fatih belediye muhasebecisi Enver hak- kında bir müddeltenberi belediye müfettişleri - tarafından yapılan tahkikat bitmiştir. Her iki suçlu da lüzumu muhakeme kararı al- dıklarından tahkikat evrakı bu- günlerde vilâyet idare heyetine * Bir İngiliz grupu dün Vali ve Belediye Reisi Lütfi Kırdara müracaat oderek İstanbulun süt işinin kendilerine verilmesini is- temiştir. Teklif tetkik olunmak- tadır. * İşten el çektirilen belediye fen ve makine şubesi müdü: Nusret hakkındaki tahkikat ev ik olunmuş ve baz: nok- talardan lüzumu muhakeme, diğer bazı noktalardan da meni muhâ- keme kara: iştir. Şark Demiryolları Memurlarının Açtıkları Dava Bitiyor Şark demiryollarındı 'Türk memurlarının me ket aleyhine açtıkları davası son saihasına gel Son celsede memurların müda- faasını eski Adliye Vekili Mah - mud Esad derühde etmiştir. Ken- disi bizzat memurların hukukunu müdafaa edecektir. Geçen celsede; şark demiryolla- rının avukatları; 328 - senesinde memurlara <Sazmina: — verilmesi hakkında bir mukavele imzalan- miş olduğunu inkâr ettiklerinden Şimdi memurların vekilleri vilâ - yet umuru hukukiyesine mü: eaat ederek bu mukavelenin su - retinl bulmuşlardır. Bu celsede; bu sureti mahke - veri gönderilecektir. - meye ibraz edeceklerdir. GÖKYÜZÜNDE AŞK Y ne 99 Cemil çok neş'eli görün - Vallahi şu » Evtakı birlikte tetkik birine fşık gibisi yanılmadığımı iddi i, bana hakikati söyle baka- yım.. Kimi seviyorsun?.» Birden- bire şaşaladım. Hakikati gizliye - medim.. İktisad müdür muavini Bay Tahirin kızını sevdiğimi söy- ledim. edebilirim. ARIŞLARI Yazan: İskender F. SERTELLİ der!, İnsan sırrını bu kadar çabuk açar mı? — Gevezelik etti i gördüm, Bana her zaman 1 eder ve hususl hayatımla sbey gibi alâkadar olur. Ci- işlemedim le saklamış olayım. Açı- rdim vesse - Evet. Bu, bir cinayet değil. Sevmek, senin hakkındır. — Yalnız benim değil, herkesin bakkı, azizim! — Pekâlâ. Reis yardım vüdetti Şöyle bakalım?. nayet gibi hivi | | | Hatayda Adit Kanunlar Meclisde Hararetli Müzakereler Oldu Hatay millet meclisi toplantı « İarına devam etmektcdir. Son top- lantıda ticaret nayi odaları nunu ile yeni bir avukatlık ka- nunu müzakere ve kabul olun - muştur. Bunlard: avukatlık | kanununun müzakeresi çok haca-| retli olmuştur.. Bu meyanda söz alan Antakya meb'usu Nuri Ay- dın; Hataydaki bütün hukukçu - ların memuriyete girmiş olduk - larım, ottada avukatlık yapacak hukuk mezunu, hemen bemen kal- mamış olduğunu; binaenaleyâiı; ı-[ vukat olabilmek için hukuk me- zunu olmak şartının kaldırılarak başka şartlar konulmasını beyan eylemiştir. Bunun üzerine — kürsiye gelen Adliye Vekili Cemil Yurtman; bu endişelerin tamamen nazarı iti - bare alınmış olduğunu; — bunun | için ayrıca dava vekili diye diğer bir unsurun muhakemelerde da- | va kabal etmelerinin kabul edil- olduğunu ve dava vekili ol - şartının avukatlığa nazan da- ha hafif bulunduğunu söylemiş n bilhassa ti de onun «sıhi muru» dur. demiştir. Adliye encümeni reki ve İs kenderün meb'usu Hamdi Selçuk da fikirlerini söylemiş ve avukat-| ların muhakkak hukuk mezunu olmaları lâzım geldiğini beyan et- miştir. Bilâhare kanun olunmuştur. —— Tramvay Müstahdemlerinin Paraları Ne Oldu ve Ne Olacak? İstanbul tramvay kumpanyası nizamnamesi mucibince memurin ve müstahdemin maaşlı silen yüzde 5 lerden dığı» nda birikmiş olan par amele ve memürlara tevzii lüzim aynen kabul in satış va- addederek bu lan paranın olmamaktadır. Çünkü i re ortadaki bu para eskidı olunmuştur. Diğer taraftan san- dık sermayesinin tevzii yüzünden memurin ve müstahdem kumpan- yayı dava etmişti Mahkeme davayı — <hakeme e havale eylemiş ve Nafıa Vekâle- ; tince de avukat Mekki hakem ta- yin olunmuştur. Bundan — başka sandık parası eskiden aklığı <300» bin küsür liralık altının da orta- dan kaybolduğu söylenmektedir. Pi lukta 69 komünist kumpanyanın * Arnavı yakalanmı: Allah razı olsun sizin vali - deye. Bu işe başlı al ve terbi. yehi ahbab a Bir gün sonrü ben Tahire bu işi açıp halledeceğim.. Hiç merak etme Reşad birdenbire sarsıklı — Ne diyorsun, Cemil. Suna - nin annesi Bay Tahirden ayrılı- yor mu?. — ÜÖyle imiş. Reis söyledi. Hal- buki sen bu işleri daha iyi bilme- tişsın... liydin! Nihayet onlarla komşuluk POLİ S Satiye Ve.. Mahkemeler Hisar Vapuru Faciası İki Kasap Şakalaşırken.. Dün Ağır Cezada Bu “Memleketteki Çocukla- Davaya Başlandı Karadeniz Boğazı haricinde ge- vukua gelen £ sından doleyı kat bir muhakemeyo bi tır. O vakittenberi bu tacianın tah- kikatile ehemmiyetle meşgul olan İstanbul müddelumurciliği niha - yet bu husustaki tahkikafi bitir- miş ve 4 kişiyi vazifeyi ihmal ve ölüme sebebiyot vermek — syçile Ağırceza mah tevdi et - miştir. Bunlar İstanbul deniz müdürlüğü makine mi Haydar, kazan mütehass med, inşaiye mühendisi ü Ha komeye ticaret Hidayet reddindir Dünkü mul n dü Muhakemede evveli evrakı ve if maznun - | deler uzun Taaznunların uzu njdan sonra a geçilm Maznunların hepsi; gemiyi mü- ayene ettikleri zaman sağlam ol- duğunu ve muayeneden 6 ay sön- ra geminin batmış olduğunu be- yan etmfişlerdir. esasen tahla olan ge - rük bulunduğu hakkındaki iddi- ayı reddederek: — Kabahat kaptandadır. Çünkü tahta bir gemiyi Eşek adası civa- rında demirliyerek tehlikeyi ken- di davet etmiştir. Orada demirle- mek bir hatadır!» demişlerdir. Bu: ia kurbanla - rının cesedlerini çıkaran bir mo- törcü ile bu ameliye esnasında be- raber bulunan kaptanm akraba - sından bir zat şahid olarak din- lenilmişlerdir. Muh: bazı lunmuştı lan sonra İL eme; diğer idlerin celbi KISA POLİS HABERLERİ ralı otamobil Tophane- den geçmekte iken Feriha adında bir kadına çarparak yaralamıştır. Feriha tedavi altına alınmış şoför Müslün yakalanarak tahkikata başlanmıştır. * Ortaköyde bahçivanlık edeni Esad adında biri bahçesine bir ko- yunu sokan Hüseyin adında bir genci sopa İle başındun yaralamış- tır. * Sütlicede pay yerinde Kadir adında bir çoban elinde arpa dolu bir kab ile ahıra girerken kazaen| Kemal adında bir çobana çarpmış Kemal de eline geçirdiği sopa ile Kadiri başından yaralamıştır. releriniz karşt karçıya. Üstelik ba- bası da babanın muavini. Nasıl ol- du da duymadınız bunu Daşa kalırım ne de babam mah değil, aile ar evde babamla bir arkadaş gibi kö- nuşuruz. Sigarasını yakarak ilâve etti: — Eğet Sunanın annesi kö - casından ayrılıyorsa, acırım o a- ileye. Çünkü.. Cemil, arkadaşının sözünü kesti: —Geçinemiyorlarsa ne yapsın- lar? Geçimsizlikten, hır gürden |rıma Acıyın!.. Yavrularım Aç ve Sefil, Sürünüyor..,, algın dalgın Ağırceza m D kemesini merdivenlerini | çıkarken, kulaklarıma pek yabancı olm, — Efendi, an bir ses işittim: dfendi! iye döndüm. Sol tarafta, suç: lulara mahsus kanepeletden bi - rinde onu gördüm. Elleri kelep - Onu tahm ayni yerde görmüş ve derek kendislle konu; — İbri Genç adam, kendisini hatırla - dığıma memnun olmuştu. ; fakat jandarma şerim! lan karşıya konuş- bileklerindeki kelepçeye baktık - tan sonr: Şerif, kestune renkli iri gözleri- ni tekrar gözlerime dikti ve acı bir sesle: — Aylardanberi içeyfeyim; bu- 'na © kadar üzülmüyorum, faka' Kelepçeyi işaret etti. — Fakat suçsuz olduğum içi gu uğursuz âletin bileklerime ta- Kılması d, Bi e Onu teselli için: — İnşallah va rakilırsin, dedim. Şerif tebessüm etti. — Zâtem ge eymum da kabyetsiz çsuz olduğuma k: getizmişti.. Bu- gün de müdafaa şahidi olarak bi- zim kasab dükkânının sahibi Rızayı getir <İki de, © dinledikten sonra beraetime karar verirler, Bu sırada Ağırceza mübaşiri $: londan çıkarak, İbrahim Şerife: — Haydi, dedi. Sıra senin Jandarma Şerifin bileklerin - den kelepçeyi çıkardı ve suçlu ön- de, jandarma da arkasında olduğu halde mahkeme salonuna girdiler. Bea de onları takih ettim. Reis, Ali Rızaya sordu: — Şerif, Ganiyi bıçakla öldür- meğe teşebbüs etmiş, sen bu hâ- dise hakkında ne biliyorsun? Müdafaa şahıdi şu ifadeyi verdi — İbrahim Şerif, uzun zaman - danberi, Sirkecideki kasab dük - kânımda çıraklık yapıyordu. Ga- ni de, yine ayni semtte, başka bir kasabın yanında çalışıyordu. Gani, o kadar zorüm tirme yol vac mı' — Böyle düşünme, Cemil! Ya- rın senin başına da gelbilir. bu felâkel. Yuva yıkmak kolaydır amma, kurması çok zordur. Ayni oldan şimdi sen de yürüyorsi 'arın bir yuva kurabilmek ümi- ğın halde 1 hele bir şebbüs yapıldı. rinde arzularım tahakkuk edecek a benim olacaktır. — Doğru amıma, bu yetişmiş bir kızdır.. Tahsili de oldukça yük - sek. Anneme: «Ben, tanımadığım erkeğe varamam!. demiş. Cemil sert bir tavırla başını çe- virdi rsun halimizi karde - | ikında secbest bi » | n celsede müd - | Binası Meselesi Satiye Şirketi Dava Edilecek Saziye binası hakkındaki tah - kikata devam olunmaktadır. Denizbanka 250 bin lirayı let müessesesine ve dolayısile dev- lete karşı dürüst hareket etmediği kanaati hasıl olmuştur. Şirktin bu satış işinde; bazı hu- | susları yanlış gösterdiği ve bu su- retle fit yükselmesine sebeb ol duğu tahakkuk ettiği tiye aleyhine bir dava açılması muhakkak görülmektedir. Di taraftan Fındıklıdaki mevzuu bahis binanın vergisi 106 bin lira üzerinden o vakit alınmış- | j binanın hakiki kıyme- duğunu Sati- rkadaşı olduğu kaâna gelir ve arka- | çırak Hasandan dim. Hasanın dediğine göre ine bizim dükkâne gelmiş alay o sırada kemiklerinden ayırıyormuş.| Ganinin gevezeliğine — kızmakla | | beraber, onun kalbini kırmak is- tememiş ve sadece: «— Gevezeliği| bırak da, artık işine git.» demiş. | Fakat Gani, arkadaşının bu ihtarı| | na aldırış etmediği gibi, bu sefer | fena sözlerle onu tahkir etmeğe başlamış.. Bunun üzerine Şerif de| Ganinin — üzerine — yürüyerek: Haydi detolup git, buradan!.» bağırmış. Ve bu sırada, Şe- n elinde bulunan bıçak, Gani- nin karnına saplanmış.. Ali Rıza, kısa bir müddet sö- asıla verdi, sonra — devam n üç gün sonra, Ga-i y için, yatmakta olduğu| Cerrahpaşa hastanesine gitmiştim. | Gani hı a; — Bu disede ben kabahatliyim. Çocuk beni kasden yaralamak istemedi. Ba sebeble onu mah- miyeceğim » demişti. içluya dönc iadesine di. ve var mi?, Şerfi ayağa sesle: — Ben bigünahım, bay hâkim! dedi. Bana acıyın, beni mahküm | etmeyinl, Suçlunun gözleri dolmuştu. — Bana acımazsanız, memle - kette boyunları bükük çocuk - dlarıma acıyın! Onlara merhamet edin!.. Yavrularım, aç ve sefil sü- rünüyorlar.. Duruşma, karar vermek için baş- ka güne bırakıldı. Mehmed Hieret | kalktı ve — Evet, Fakat ben, sen üzü'mi- yesin diye söylememiştim. Bu #şin üzerinde işlemek için, pekâlâ bilir » ki, zamman lâzımdır. Biraz bek- lersen, annem bu işi senin lehin- de olarak bitirmeğe muyaffak o- Beklemeğe vaktim zim.. Muhterem valideniz m hatırım için bu işle uğraşa- bizim reis bu me- tepeden inme bir tedbirle halledecek.. Kızı Tahirden is: cek. — Fena bir tedbir değil amma.. | Ayrılık tahakkuk ederse, Suna a | caba hangi tarafta ve kimin tesiri altında kalacak.. Bunu düşündün mür, Cemil başını sallıyarak mırıl - dandı: -«Roma Mihveri Ve Orta Avrupa Yazan: Ahmed Şükrü ESMER Romaâ - Berl Avrupa devletle leri arasında ziyaretler geri: dir. Ön gün kadar evvel, İtalyâ Hariciye Vekili, 2 ristana git mişti. Sonra Macar Hariciye Ve- kili Almanyaya gitti. Polonya Har riciye Vekili Hitleri ziyaret etti. Arkasından Çekeslovak Hariciye e gitti. Şimdi İtalya ziyaret etmiştir. Bundan sonra da pro - seyahat vardır: İtalyâ Vekillerinin Varşovayı ziyaretleri Kont Ciyano'nun seyahatleri da* ima gürültülü olursa, Almanyı hün temasları da kaza! y Macaristanın — Berlin - Roma mihverine ikini temin etti- ği bildirilen sor — seyahatte bile Ciyano bu n mihveri ile orta Belgrad ziyaretinin hedefini Po* polo d'ltalya gazetesi dört madd€ ediyor: iyaya, — Almanyaya Ve apılan Fran * fakının ve Kü- üzerine 'ya dost- ha karşı sız - Yugoslav | çük Antantın cesedler sağlam İtalya - Yug luğunu kurmak 2 — Yugoslavya arasında bir anlaşma t rek Roma - Budapeşte müsellesini kurmak, 3 — Menlfasti İtalyanın Balkafl politikasına doğru temayül et © mek noktasında oları Romanya İf münasebetleri tetkik etmek. 4 — İtalya ile Yugoslavya ara” sındaki iktısadi münasebetleri tâ viye etmek ve bu maksadla Tri” yestede — Yugoslavyaya — serbeti mıntaka vermek. İtalya gazetesinin dördüncü O” darak saydığı hedef, şüphesiz, Ci« yanoyu Belgrada gö lerin en ehemmiyetlisidir. Örtü Avrupada Almanya ile İtalya a# sındaki görüş birliği üzerinde ” rarla durulmakla olmakla betü ber, iki devletin iktısadi menfast” leri arasında tezad olduğu inkif edilmemektedir. Almanya tica! bilhassa son seneler içinde şarkk ve cenuba doğru büyük hamlet yapmıştır. Bu hamlele> neticesi” de ticaret sahasında zarar görüi, etlerden biri de Italyadır. assa İtalyanın Yugoslavya p ti mutazarrır olmuştur. İt yan muharriri Gayda. geçenleri e Macaristafi nin edee Belgrad acı şıkâyet etmekte ve Alını kabeti karşısında İtaxyanın bâfl kete geçmesi lâzım geldiğini U: dirmektedir. Ciyano işte bu Ti siyon ile Belgrada gitm! şnan bu cümleden olmak üzere, Bel sef hükümetine Triyestede bir best mantaka teklif ettiği de "Ş rudur. Fakat Taymis gazetefil| göre, Yugoslavya hükümeti, AĞ yatik denizi üzerindeki — Yuğt, İsv Hlnahkişarez vastlili için İtalyan teklifini kabul e©tf miştir. İtalya ile Yugoslavya arasıliğ dostluğa gelince; bu, esasen Tz senesi martındanberi kurulm tu. Ve hakikaten bu .mhşnlı:'ı Avrupanın sükün ve istikri yardım etmiştir. Fakat / Beliğ hükümetinin burdan dahâ (Devamı € ınci sakifiil A, Dalgınlık Profesök Tükster dalerpiile V hurdur. Herkese, kahiveden Gm” karken baston yerine bilkrde ettne aldığını, burmunda durat Hü masıl matlerce aradığını anlii renest Profesör bir sabah Ünivei lince arkadaşları sordular: — Profesör çok yorgun Bi sunuzt. Profesör Likster: — Evet, ddi dün cece rahti yamadım. Çünkü eve girince sümü yatağa sermiş, dalgınlikl mi de elbise askısına asrmışi , Balıkpazar Taşcılar

Bu sayıdan diğer sayfalar: