27 Ocak 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5

27 Ocak 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

eni Zevkler, Yeni Mo dalar I İXeni Zevkler, Yeni Me eker Sariiyatı Gittikçe Artıyor Fekat Eski Elvan Şekeri Modası Geçmiş Bir Eşya Haline Geldi | l Yazan: REŞAD FEYZİ l eker flatları, evvelce pa - halı iken, vücude en fay- dalı bir gıda maddesi olan bu tatlı şey, o kadar fazla rağbet göremiyordu. Şekor flatı ucuzla- fılınca, halkın rağbeti arttı. Yapılan istatistiklere göre, son Üç sene içinde memleketimizde geker istihlâki yüzde yüze yakın bir nisbette artmıştır. 3 sene evvelle he kızlar, yılda, nüfus başına mem- leketimizde ancak 3,5 kiloya ya- kın şeker düşüyordu. Bugün ise Memleketimizde nüfus başına dü- #en şeker mikdarı senede 6 kiloyu Reçmiştir. Bu mikdar da, müte - Madiyen artmaktadır. Yine istatistiklere göre, dünya- Din en çok şeker istihlâk edilen Temleketi İngilteredir. Orada nü- fus başına senede düşen şeker Miktarı 67 kilodur. Bundan sonra, Senede nüfus başına 32 kilo ile Arlnı-nyı gelmektedir. Çinde ise hüfus başına düşen şeker miktarı l külodur. Bu bahsettiğim rakamlar, umu- Miyetle, türlü çeşidlerde sarfedi. len şeker miktarıdır. Bayramlar da aldığımız, şeker, misafirleri - Mize ikram ettiğimiz şeker, bu ra- kamlara dahil olmakla beraber, bu, ayri bir bahistir. Memlekette şeker — istihlâkinin Artması çok iyi bir alâmet adde - dilebilir. Şeker sıhhat, kan yapar. Fakat, bizim e» cnberi yedi « Bimiz, alıştığımız ve şekerciler » Geri aldığımız, Tümine bayram şe- Şeri, elvan şekeri, akide - şekeri, badem şekeri ve daha birçok isim« ler altında adlandırdığımız şeker F TUDASTA vE SEKERLEMİ —— NE DENİR?, — 'TIR HALLİ, BİR HALLİ... ——— Bir şekerci dükkânının câmekânını söyleyen şekerler Sarfiyatı azalıyor.. Bunu yıllardanberi türlü renk ve şekillerde şeker yapan şeker « ciler söylüyor. Evvelce Türk şe- kect çok meşhurdu. Şimdi de öy- le, Bilhassa İstanbul şekeri.. Av- rupaya, Anadoluya gidenler kutu (Devamı 7 inci sahifede) Yolda, tren her durdukça vagondan İn şeye koşar. Bunu gören yolcular- dan 'akla sorar: — Niçin böyle her istasyonda inip gişeye koşuyorsunuz?... — Bilet almak için? — Niçin İstanbula kadar bir bi- let almıyorsunuz?.. — Hareket etmezden evvel dok-| i muayene ettirdim. | Hez an kalb sektesinden ölmek tehlikesine maruz bulunduğumu söyledi. Şu halde... Fazla bilet pa rası vermekte mana ne?,.. tora kendi DOĞRU SÖZE - postane müdürü, müvezzi - lerden birinin her mektub tevzi - ine çıkışında İspironun meyhane- sine girdiğini görür. İspıroya aid mektub olmadığı bir put müvez- zie: — Bu sabah İspiranun meyha - nesine girerken gördüm — Sizl... Haibuki onun namına g>'en ne bir. Mmektub, ne de bir gazete vardı... Müvezzi tatil bir tavırla cevab verir: — Doğru... lemek Ben de, bunu söy- in girdim... Bir şehrin köylerinden birinde Çiftlik, çubuk sahibi bir ihtiyar, ziraat makineleri ve saire almak için İstanbula gelir. Sabah erken Tophane rıhtımına çıkar. Otele gidecek fakat yolu bılmiyor. Bir taksiye biner. Otomobil, zikzak yaparak yol almıya başlar. Bir arank yaya kal- dırımına çıkar, sonrü telefon di- reklerinden birine çarpacak olur. İhtiyar köylü korkar, şolöre ba - Karır: — Arkadaş... Biraz yavaş git Kafam dönüyor... Alışik değilim, Otomobile ilk defa biniyorum. Bacaklarını, Bacaklarının 'Güzelliğini Açıkça Tarif Edebilirsiniz; Gari Koper'in Mubalâğa İle Bahsedebi- lirsiniz. ayır, hayiz... — Mübalâi hamletmeyiniz. San'atları - nın yüksekliğinden, yüzle - rinin, vücudlerinin güzelliğinden, tuvaletlerinin şıklığından bahso - Şoför, başını çevirmeden ce - | vab verir: — Merak etme ihtiyar... Ben de, senin gibiyim. İlk dela otomobil kullanıyorum. Kaybolan Kızlar Senede 50,000 İngiliz Lirası İradı Olan Hindli MilyonerinKızlara Yolladığı Telgraf Sekiz Genç İngiliz Kızının Hizmetini Yaptıgı Milyoner Kaç Defa Evlendi Ve Boşandı indisların Pamuk ta » cirlerinden Nüy )ışılz rında Sti Vadya is - Titde'bir milyo- din Yaz mevsimi- Büzel aylarını Yrupada, İngil - ferede Beçirmek - 't . Onun için 'Ndra civarın - .â“ğinmmel bir de - vardır, Şimdi kış , geldi Beleli kendisi Hin- atıda : SEvemi bulun Fakat son gün- ,“:*— İngiliz po- İ Ve gazetele- & | Şök meşgul e- 1aç bir vak'a do Ysile Hindlinin ti dillere düş - bulunmak - Mişie Yaşlarında e Britan tşmin- kız gi GU eçen yarA günü 20 &$ larında — bir ç NCi delikanlı hikâh merasi- hî"“u'muııux. Söylendiğine göre riton evvelce Hindli milyo- Milyonerin hizmetçilerinden Mis Briton Yapılacağı sırada birdenbire nerin köşkünde bulunmuştur. Şim- di genç kız kaybolunca Hindlinin köşkün de gidilmiş, kız aranmış- tır, Kızın yanında 15 yaşlarında | Olga isminde bir kızcağız daha | vardı O da beraber kaybalmuş- tur. Hindlinin köşküne koşan “ğaze- tecilere oradaki bekçiler — şöyle demişlerdir: — Kaç saattenberi burada tah- kikat yapıldı. Kaybolan kızlar soruldu. Kızlar buraya gelme - miştir. Nerede olduklarını bilmi- yoruz. Fakat aradan bir müddet geç - tikten sonra Mis Britonun babası gazetecilere şöyle demiştir: — Kızımın sıhhatte ve hayat « ta olduğunu biliyorum. Yanında- ki kız da böyledir. İşte size söy - liyebileceğim bundan ibarettir. Kızın babası daha fazla bir şey söylememiştir. a Fakat Hindlinin muhteşem küş-. künde yazın kendisi bulunduğu zaman sekiz genç İngiliz kızı hiz- met edermiş. Hindli bir daha İn- giltereye temmuzda gelecek diye beklenmekte idi. Şimdi kendisi Bombaydadır. Fakat Hindli milyonerin bir İn- giliz aktris karısı vardır. Yalnız ayri yaşamaktadırlar. Kadın İn- gilterededir. İki kızın nerede ol- duklarını hiç bilmediğini söyliyen aktris 987 de kocasından ayrıl - mıştır. O sene zarfında ise Mis Briton Hindlinin köşkünde hiz- met etmekt imiş. Mis Britanun bir de Doroti isminde bir küçük kız kardeşi vardır. O da küşke gelir, gider misafir olmakta imiş, Akt- risin 100,000 İngiliz liralık mücev- heratı da vardır. On beş sene Hind- Hi ile beraber yaşamış, sonra ay- rılmıştır. Hindlinin her sene 50,000 İngiliz lirası iradı vardır. Bombayda da saray gibi bir evi vardır. 30 hiz- metçisi olduğu söylenmektedir. Kaybolan kızın nişanlısı ma - denci delikanlı başına gelen felâ- ketten dolâyı gözyaşları dökmek- | te ve şunları söylemektedir: — Son olarak sevgilimi gördü- ğüm zaman bana merasim müna- gebetile yeni bir şapka alacağını söylemişti. Cuma gecesi kendisini görmüştüm. Bana da ayakkabı a- lacağını söylemekte idi. Fakat kendisini bekledim. Bir daha gel- mdi. Evlenmemiz de kaldı. Onu küçük yaştanberi tanıyorum. Briton Hindli milyonerin köş- künde hizmet ederek para kazan- makta idi. Orada iken gider, köş- kün civarında bisikletle dolaşır- dım. Fakat Hindli milyonere hiç rasgelmedim. Aramızda uzun zaman ayrılık oldu. Sonra tekrar buluştuğumuz vakit tekrar sevişmeğe başladık. Nihayet evlenmeğe karar vermiş- tik. Bana son zamanda giderek Hindlinin köşkünde bazı arkadaş- larile konuşacağını söylemişti. Ar- tık evlenerek beraber yaşıyacak - tık. Fakat bana Hindli milyoner- den aldığı telgrafları di Bazı gün oluyordu ki üç li ksar disine Bombaydan telgraf gelmek- (Devamı 7 inci sahifede) lunmasını arzu eden kadınların en çoğu Holivuddadır. Yıldızların hemen hepsi kendi- lerinden, hem mübalcğa ile bah - solunmasını isterler. Hemen hepsi bundan hoşlanır, memnun olur - lar. Meselâ, Marlen Ditrih'in bacak-| larının güzelliğini, darılmıyaca - | ğına emin olarak açıkça tarif ede-| (Bordo) da yakalaran katil Pişon 13 Numaralı Başdan Çıkarma | Kabiliyetinden Odanın Esrarı Çözüldü Katil, Bordo'da Yakalandı ; vvelki günkü — sayımızda, | Pariste küçük bir otelin 13 E Bumarasına — bırakılan bir sandığın içerisinden bir cesed çı tığını, maktulün. Viktor Juge ad- l bir hamal olduğunu yazmıştık. Dün gelen Paris gazeteleri kas tilin, (Bordo) da yakalandığını ve cürmünü itiraf ettiğini yazıyor. | Bu cidden meraklı cinayetin taf- silâtını aynen alıyoruz: I iktor; grev esnasında ahçı yııl | maklığı yaptığı «Paris» Transat - lântiğinde katil ile tanışmıştır. (Devama 7 inci sahifede; 5--SON TELGRAF—2T7 ?inci Künun 1999 ————-—————._ bilirsiniz. Sol baldırının üzerin - deki küçük beni bir siyah inciye benzetebilirsiniz , Garbonun manyatizme kuvve- tinden, Klara Bov'un cazibesin - den, Garri Koper'in kendini sev» dirme, baştan çıkarma kebiliyetin- den nekadar, nekada:-çok müba -| lâğa ile bahsederseniz o kadar çok #evilir takdir olunursunuz. Bunların içinde en çok taklid olunan yıldız. hiç şüphesiz, Con Gravfor'dur. Dünyanın — hemen bütün kadınları. - san'atkâr olsun olmasın, san'atle alâkası bulun - | Holivud, İşte Kendini Beğenenler Şehri!.. Yıldızlar, Kendilerinden Mubalâğa İle Bahsolunmasın: İsterler... Marlen Ditrih'in Holivudda bacaklarının güzelliğini iddla eden artistlerden biri sun bulunmasın - onun giyinme- sini, söz söylemesini, gülmesini, yürmesini, oturup kalmasını, hat ta sigarasının külünü silkmesini taklid ederler. Halbuki o kimseyi taklid et - mez. Eğer bir moda lcad etmiş isr emin — olunuz ki bunu istiyerek yapmamıştır. Con Grayvfor, cidden güzel gi- yinir. Roblarının, — tuvaletlerinin küçük bir kusuru olmamasına ço dikkat eder. Geniş kollu entarilerini, sırme (Devamı 7 inci sahifede) Şatranç Oyunu Meğer Komiser Bu Oyunun Pek Fazla Mübtzlâsı İmiş!.. atranç oyunu çok güç bir ©-| S yundur. Bunu oynıyanla - rın çok zeki, çok hesabi ol ması lâzımdır. Oynarken sükünet ister. Uzun uzun düşünmek iter. Ufak bir dalgınlık partinin gaybe- dilmesine sebeb olur. Bunu isbat için Gremviç'li dok- tor Tomas Okef'in buşına gelen macerayı anlatmak kâlidir. Doktor, otomobil ile giderken bir polis tarafından durdurulmuş ve sarhoşlukla itham edilmiş. Karakola götürülmüş. — Doktor bir şey içmediğini, sarhoş olmadı- Bını söylediği halde sözüne aldı- ran olmamış. Doktor bu işin içinden nasıl sıy- rılacağını düşünürker. komiserin masasının üzerinde bir satranç tahtası görmüş ve komisere sor - müş: — Satranç oynamasını bilir mi- siniz?... Meğer komiser, bunun müp - telâsı imiş: — Evet, demiş. Günde birka partı oynamadan yapamam, — Şu halde, sarhoş olmadığır isbat etmek için bir gerti oyna mamızı teklif ediyorum, ne der siniz?.. Komiser kabul etmiş. Karşı kar gıya geçmişler, oynamıya başla mışlar. Nihayet partiyi komise: kazanmış. Birkaç gün sonra sulh mahke- mesi huzurunda doktor: — Komiseri yenecek, — partiy kazanacaktım. Fakat, — kendisini hiraz fazlaca asabi gördüm, Da - yak yemekten korktum, yenil - dim... Demiş. jüri heyeti beraetine ka Tar vermiş...

Bu sayıdan diğer sayfalar: