27 Mart 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

27 Mart 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HÂDİSELER KARŞISINDA t adridin de General Fran- M ko'ya mukavemetten vaz- j geçerek teslim almak üzere — bulunduğu ajans haberlerinden “azlaşılıyor. Çoktanberi, İspanya vak'aları hakkında gazetelerde u- zün boylu haberler görmüyorduk. Daha yakın zamanlara kadar, İs- panya dahili harbi, dünynın en Mmüthiş, en korkunç hâdisesi, en tehlikeli bir sürprizi değil miydi? — Bir arkadaş şöyle bir mütalea i- leri sürdü: —- fa'da harb devam e « — derken, orta Avrupa'da öyle ye- ni sürprizler meydana çıktı ki, İspanya'daki muharibler hayret- ten şaşakaldılar. Bir müddet harb edemez oldular. Orta Avrupa hâ- diselerini ağzıları açık, seyre dal- dılar. Tabii harb bu suretle du- Tunca, İspanya'dan yeni haberler - gelmiyordu. Orta Avrupa sürprizi İspanya sürprizini bile bastırdı. Yeni meb'uslar arasında Vakit Tafikimizin başmuharriri Asım Us da var. Muhterem muharrir — ve | saylava, namzed listesi çıktığı gün | “ göyle sormuşlardı: — Üstad tebrik ederiz. Hayırlı Asım Us şaşırmıştı: — Ya sormayın, dedi. O kadar ani oldu ki biradere bile sormağa vakit kalmadı. (Biraderi Tarık Us'dur). Bizim mesleğin en güzide üs - fadlarından kıymetli arkadaşımız Senih Muammer Alatur, Son Tel- — graf yazı ailesine katıldı... Arka- * Son yağan yağmurlardan Tun-i — €a ve Meriç nehirleri taşmış, mün-| bit araziyi su basmıştır. Peyezan durmuştur. Az zararla atlatıla * Caği tahmin edilmektedir. * Dolmabahçe stadyomu için yakında “ameliyata başlanacaktır. Maç günlerinde Tramvay şirketi buraya' otobüs servisieri ihdas e- ve Şimdiye kadar hiçbir kâr te- min edemiyen Üsküdar tramvay #irketinin Nafıa Vekâletince idar edilmesi muhtemeldir. * Boğaziçinde Boyacıköy ile Baltalimanı arasında bir sandal içinde yarı dışarıya sarkmış bir gesed bulunmuştur. — * Tramvay şirketi on senede 3,439,000 lira kazanmıştır. Bu mmüd-| — det zarfında 2982 kişi yaralanmış, 48 kişi de arabalar — altında can vermiştir. ** Yalova kaplıcaları 1 nisan - dan itibaren açılacaktır! : " “Tarihi Rosanı No: $3 Selim Hayyat: — Habibe. ! Diye seslendi. Habibe zaten ka- pinin önünde müstakbel kocası- 'nan büyük annesile neler konuş- fuğunu işidiyordu. Derhal güler yüzle içeri girdi.. İhtiyar kadının elini öptü. — Sizi gece yarısı rahatsız et- tik.. Kusura bakmayın! Sitti Hatice, Habibenin yüzüne, küçücük gözlerini süzerek baktı: — Cidden güzel bir kız. Allah mes'ut etsin ikinizi de. Demek şimdi burada kalaçakamız, öyle Son Telgraf Halifenin Sarayında Bir ispanyol Güzeli daşımız yirmi sene İstanbul'da muhtelif gazetelerde yazı işleri müdürlüğü yaptıktan sonra, iki yıl kadar evvel Erzurum'a gitmiş, orada bir vazife almıştı. Geçen gün, kendisine Erzurum'dan ha- berler soruyorduk. Bir arkadaş: — Nasil Muammer Ağabey, Er- zurum çok soğuk mu?. dedi. Senih Muammer şu cevabi ver- di; — Soğuk.. Fakat, Allahdan, yi- ne bizi koruyucu tedbirler vardı. Meselâ, İstanbul gazeteleri oraya çok geç geliyordu. Hele yolları kar bastırıp, Karadeniz de coşun- ca... Bütün İstanbul gazeteleri- min zekâ ve espiri dolü mizahi ve şaka yazılarını da tabil okuyamı- yorduk. KELİMELER MANALARINI NASIL DEĞİŞTİRİYORLAR? —— Biliyor musunuz ki, bir de Uzak Şark'da harb var. Malüm ya, Çin- liler ve Japonlar hiç durmadan şarpışıyorlar, Fakat, son Avrupa aiyasi hâdiseleri bize Çin - Japon harbini de unutturdu. Bu harb e safhada, diye merak ettim. A- | radım, taradım.. Bir ajans telgra- fi şu satırları kaydediyordu: Japonlar, muhteli «sulhbu ida- me komisyonları» vasıtasile yerli halkı, silâhlarını Japon makama- tına teslime davet etmektedirler. Bu satırlardan siz ne mana çı- karıyorsunuz? Harb içinde sulh komisyonu ne demek?, Artık bü- tün dünya lisanlarında birçok ke- limeler manalarını değiştirdiler, Bu arada, sulh da garib, zavallı bir hal aldı. Eski liasniyatçılardan Şemseddin Sami, Muallim Naci, üstad Ekrem sağ olsalardı da, bu- gün Jlisancılığı görselerdi. Lügat kitabları da politikacıların istilâ- sına uğradı. AHMED RAUF ABERLER | * Aksarayda yaptırılmakta o- lah 45 inci ilk mekteb İnşaatı bi- tirilmiştir. ve Gayri mübadillerin senelik köngresi nisanın dördünde top - lanacaktır. Söylendiğine göre a - zadan bir kısmı cemiyetin feshi muvafık olduğunu düşünmekte - dir, * Filistinde tedhiş hareketi de- vam etmektedir. Tedhişçiler iki kişiyi daha öldürmüşlerdir. * Mafrmarada fırtına yüzün - den Sevimve ve Kumla motörleri karaya oturmuştur. Sus vapuru Kumlayı çekerek kartarmıştır. Diğer motörün de kurtarılmasına çalışılmaktadır. *& Son tahrire göre, Sovyet Rus- yada nüfusun 170 milyon 126 bin kişiye baliğ olduğu anlaşılmıştır. * Sömikok — kömürlerinin ton başına üç dört lira kadar indirile- bileceği anlaşılmaktadır. Yazan: CELAL CENGİZ Selim cevab verdi: — Evet büyük anme! Eğer seni rahatsız etmezsek.. — Ben böyle çift gelişinize çok sevindim. Evim ve erzak amba - rım size açıktır. İstediğiniz kadar kalabilirsiniz. Burada düğününü- zü yaparız. Selim Hayyat sevindi: — Nikâhımızı yaparız amma.. debdebeli düğüne İlüzum yok. Herkesin duymasını arzu etmiyo- — Kiztü babası seni çök yildür- , ; | Bu Yıl Gelecek Sew!ar Liste Belediyeye erildi Bu mevsimde limanımıza gele- cek seyyah vapurları listesi Be - lediyeye — verilmiştir. Bu listeye göre: Milvoke, 3 nisan; Jeneral fon İştoben, 12 nisan; Kraliçe Mari, 13 nisan; Letitiya, 17 nisan; Mil- voke, 1 mayıs; Jeneral fon İştoben,| 9 mayıs; Milvoke, 20 mayıs; Ar- kander, 22 mayıs; Kraliçe Mari, 22 temmuz; Roma, 22 mayıs; Kra- liçe Mari, 3 eylül (Mudanya), & eylâlde İstanbul; Roma, 9 eylâl; Milvoke, 14 İ, teşrinde llmanımaza geleceklerdir. Bir Kayık Kanlı Kavgaya Sebeb Oldu Hopanın Viçe nahiyesi spor ku- lübüne aid kayığı denize indir- mek ve banünla balık tutmak is- tiyen Uzun oğlu Karahasan ile kulüb reisi ve C. H. partisi baş - künı Kâzım Şahinler arasında çı-, kan münakaşa büyümüş, Kâzım tabancasını çekerek kabzasile mü- tecavizin başına birkaç defa vur- muştur. Bir aralık da Hasanın oğ-| lu Vehbi Halim de hâdise mahal- line gelince, Kâzim — tabancasını Vehbiye çevirmiştir. Bu sefer de Kâzımın oğlu Faik hâdişe n.ahal line gelmiş, Vehbinin vurduktân sonra kaçrzakta oldu- ğunu sanarak o da Vehbiye zrka- sından ateş etmiştir. Vehbi ağır Sürette yaralanmış. kavgayı bas- tırmak istiyen köy kâtibi Şükrü de ayağından yaralanmıştır. Kâzim Şahinler ile oğlu Falk tevkif edilmişlerdir. z İstanbulun İmar Plânı Şenircilik mütehassısı B, Prost mayısta tekrar İstanbula gele - cektir. B. Prost bu defa tatbikat plânlarile meşgul olacaktır. Ya- pılacak plânlarda cadde ve mey- danlar, bu münasebetle istimlâki POLİS Ve.. Mahkemeler Belâlı Bir BirBıçak Alacağım, Burrunn Uçuracağım, Kulaklarını Keee-ğim ahid Eleni bozuk bir türkçe Şuu hâdiseyi anlatmağa baş- Tadı: *— Bir gün Paraşkovi'nin otur-! duğu aportumanın öründen geçi- yordum. Apartımanın kapısı onün-; de Paraşkovi'yi gördüm. yonma | sokuldüm ve kendisı ile şuradan baradan — konuşmağa — başladık. Tam bu sırada yanıznıza mada - mın kocası Koço geldi, gözlerini hiddetle açarak karısına: «— Vay sen burada mısın? diye bağırdı ve yerderi kaldırdığı bü- | yücek bir taşı onm attı, Taş kadı- | nın böğrüne isabet etti. Kadın ağ-, lamağa başladı. Ben Koço'ya: — Yazık değil mi? Neden'ka- | dnun canını incittin? diye söy - lendim. Koço sert sert yüzüme bakarak bana da çıkıştı: — Sen onun avukatı misin, bi- zim işimize ne karışıyorsun? Eleni yerini Arusya'ya vererek, geriyo çekildi. Arusya, ikinci ceza, hâkiminin: | — Koço, karısını hem döğmüş. hem söğmüş ve hem de tehdid et- miş, sen bu hâdise hakkında ne biliyorsun? şu cevabı verdi: «— O gün apartımanda, odam- da oturuyordum. Bir &ra bir pa- tırdı, gürültü işittim. Meseleyi öğ-| renmek için dışarıya çıktığım za-| man, Koço ile karısının birbirile kavga ettiğini gördüm. Koço ka- rısına hem türkçe, de rumca leniyordu:, — Sen fena bir kadınsın, başka erkeklerle görüşüyorsun, terbi - yesiz ve ahlâksızsın. Bir bıçak a« lacağım, senin burnunu uçuraca- ğim, kulaklarını, ellerini kesece- ğim!, Koço hiddetinden ne yapacağımı bilemiyordu. O sırada, elinden gel- seydi, karısının çiğ çi? etini yiye- cekti. Nihayet öfkesini yeneme- di ve madam Paraşkovi'yi döğdü. Biz iki buçuk senedenberi o a- | dim.» Kahvenizi Buyurun! Pazar Günü Kahvesini Açan Biri Mahküm Oldu ahçekapıda, Mataryan ha - nında kahvecilik yapımavta olan Fethullah oğlu İbra - him İskender, pazar güaü hafta tatili kanununa mugayır olarak kahvesini açık bulundu: dan dolayı dün Sultanalımed bi - TİNCİ sulh cezada muhakcıne olun- duü. Tbrahim İskender, mahkemede suçunu ikrar etti ve dedi ki" «— Ben bekârım, kahvemde yatıp kalkmaktayım. Her gün vl- duğu gibi o gün de sabahleyin kalkınca, ısınmak maksadile oca- ği yaktım. O sırada, kahveye bir kaç boyacı ve üç beş amele gel- di Bunlar benden kalıve ve çay istediler. Ben de ocağı yakmış bulundu - ğum İçin; haydi şunların hatrımı kırmıyayım, dileklerini yerine ge- tireyim, dedim. Bununla beraber, o gün fazla iş yapmadım. Boyacılar ve amele - ler kahve ve çaylarını içip gittik. ten sonra, ben de kahveyi kapa - Torahim İskenderin bu açık ik - rarı ile suçu sabit görüldüğünden 5 lira para cezasına mahküm oldu. — Kazazede Yolcular Getiriliyor Finike civarında karaya oturan | Sadıkzade vapurunu kurtarmak için gönderilen Hora tahlisiye ge- misi kürtarma işine başlamıştır. Mersin vapuru kazazede vapu- run 150 yolcusunu hâmilen bugün | gelecektir. Sadıkzadenin eşyasını alacak olan Konya vapuru da ka- za mahalline varmıştır | * Dün Çanakkülede İngiliz ban-| dıralı, gaz yüklü bir vapur sis yü-| zünden karaya oturmuştur. Vapur. kutnluğa oturduğu ıçin kölayca , Açık.. Hava Kampl'arı Hazırlıklara Şimdiden Başlandı Maatif müdürlüğü, bu sene a- çılacak açıkhava kampları hazır - rına devam etmektedir. Her ene olduğu gibi bu seno de katnp- lar, temmüuzun ilk günlerinde a- çılacak, 15 ağustosa kada> devam edecektir. Kamplar, bundan evvelkı ben- zerlerine nazaran çok da*a yük - sek bir kıymette teşkil edlecek - tir. Kamplar, kız ve erkek talebe- ye ayrı ayrı tahsis edilecektir. Kız ve erkek talebe arasında #por mü- nascbetleri tesisi mevzuu bahis değildir .Her sene olduğu gibi bu | yıl da açıkhava kampları paralar» dır. Yani talcbe, ufak bir ücret ile kampa iştirak edebilecektir. Kamplarda sıhhi tedbirler, birer doktorun iştirakile tekemmül et- ürilecektir. Kamplar devam et- tiği müddet zarfında talebe tara- fından ebeveyne müsamereler ve- rilecektir. — Şimdiye kadar Ük mekteb talebelerine tahsis edilen | açıkhava kampları, bu sene orta mekteb ve lise gençliğine de teş- mil edilecektir.'Vekâlet, bütçede imkân görüldüğü takdirde, bu | kamplara paraca yardımı da dü- şünmekotdir. İstanbul mâarif mü- üç senelik kamp faali - 'yetini program ve neticelerile bir- likte bir kitab halinde neşrede - cektir. Hey'et Yakacığa Gitti Son günlerde yağan fazla yağ- murlardan müteessir Jlarak, Ya- kacıkta, Ayazma mevkiinde Şe- ker suyunun — bulunduğu sahada heyelânın başladığını dün yozmaş-| tık. Bu heyelân hâdisesini mahal- linde tetkik için, Üniversite pro- fesörlerinden bir heyet bu sabah Yakacığa gitmiştir. on metro kadar bir saha müteessir olmuş- | tur, İnhisarlar Umum Müdürlüği İnhisarlar umum müdürü Mit- bat Yenel Londradan — şehrimize dönmüştür. Mithat Yenel ve u - mum müdür muavini Münir Hus-) rev mob'us seçildikleri için açılan| umum müdürlüğe tütün inbisari müdürü Adnan Halid Taşpınarın ve muavinliğine de — inhisarlar muhasebat müdürü Hurremin ta- yin edilecekleri zannedilmekte - lâzım gelen yerler gösterilecektir.! partımanda oturuyoruz. Koço bel- Bina ve arsaların da istimlâkini,| ki sekiz on defa oraya gelerek, ka- caddeler açıldıktan sonra bunların| rısı İle kavga etti, onn söğüb, sa- yüksek fiatla — aatılarak mühim | yarak hakaret etti. renlaat elde edilmesini düşünü- | — Ristna da şu Hadeyı verdi: yor. Bu suretle imara sarfedilecek — ... Koço geçen seneye kadar bi- Para elde edilecektir. Pakat bü- | zim hizmetçimiz idi. Kendisi çok fun için istimlâk konununda ta- | dik kafalı ve belâlı bir - uşaktır. dilât yapılması lâzımdır. Belediye,, Ehemmiyetsiz bir hâdiseden der-i bu tadilât ihazırlamakladır. bal öfkelenir, efendi, hanım, bü- B. Prost gelince, Vali ve Bele- | yük, küçük tanımaz. herkese sö- diye reisi Lütfi Kırdar, plânın se- | ğer, herkese hakaret eder. Ben o melere taksimi için kendisile gö- | gün bulunmadığım için mesele rüşecektir. Tatbikat plânları Baş-| hakkında daha fazla bir şey bil- wekilin reisliği altında toplanacak| miyorum. Yalnız şunu söyliyeyim bir komisyonda tetkik edilecektir.| ki; geçen sene, Suadiyede bulün- | çocuklar, daha uyanmadınız mı? Selimin büyük annesi bahçe * den sesleniyordu. İkisi birden hemen çıktılar. Halifenin şiddetle aleyhinde bu- lunan Sitti Hadice, torununa sor- dü: — Bir zamanlar Abdülmelikin gülüştüler. Odalarına çekildiler. Habibe kendisini tutamıyordu: — Tanışalı bir kaç saat — oldu. Henüz gündüz gözile birbirimizi iyice görmeden evlenme kararı veriyoruz... Ne garip şey! bahçeye * BİR GECEDE HEM TANIŞTILAR HEM EVLENDİLER! Ertesi sabah Sitti Hatice erken- den kalktı.. orâî:lde bir ağacın altında süt Kendi elile inek sütü sağdı.. To-| ,, DENU rünuna ve gelinine sabah kahval-) S Selim Hayyat büyük annesini tısı hazırladı. K Selim, ayak seslerini duyunca | denemek için biraz hakikate te- ılvınınıılı.v mas etmek istedi: : — Haccae'ın Beyrut mozaffe - riyetinden sonra, Şamda kalına- ma imkân yoktu. Onun gazabına Habibeye gelince, o zaten, bir gecede tanışmanın ve ayni gece de evlenme karzarı vermenin he- z yecanile sabaha kada* uyuyama- | uğramakdansa, kaçmay: ve cani- mamıştı. Selimi çok sevmişti. | mı kurtarmayı tercih » İkisi birden kalktılar, | — Halife höâlâ memleket işle - Dışardan bir ses dayuldu: tini Haccac'ın elinden almadı mi? “— Güneş doğalı çok oldu.. Haydij — — Hayır. Bilâkis, bütün işeri Pa o L Yü — ——— ——— ——— —— — | garayında muhafız idir. Çıktın mı | dir, Hayvan Hastanesi Genişliyecek Beediyenin, Fatihdeki hayvan bastanesli tesiş edildiği gün - denberi büyük faydalerı görül - müştür. Bu müessesed> ehli, gayrt) ebli birçok hayvanlar tedavi edil- miştir. Hastanenin gördüğü, rağ- bet üzerine önümüzdeki haziran- dan ilibaren müessesenin — tevsll kararlaştırılmıştır. Hastaneye bir | otopsi salonu, kimyahane ve bak- teriyoloji paviyonları da ilâve e- dilecektir. kurtarılabilecektir. ——— duğumuz sırada, bir gün Paraş - kovi fırından — bir tepsi İle eve döndüğü zaman, Koço onu bah- çede yakaladı, başındaki - tepsiyi yere fırlatıp attıktan sonra, kadı- nı saçlarından tuttu, onu ayakla- örının altınd aldı ve dâğmeğe baş- ladı- Bereket versin biz çabuk ye- tişdik de, zavallı Paraskovi'yi o- nun elinden kurtardık. Duruşma başka bir güne bira - kıldı. MEHH'E" HİCRET ona bıraktı.. — Onun banana yaptığı zulmü Emeviye hükümetini çeviren | unutmadım. dedi. Sevld Ömer Haccac'dır. Hayyat çok namuslu bir adamdı. İhtiyar kadın kaşlarını çattı: — Ne yazık.. Bü devletin yıkıP-| masına Haccac sebeb olacak. Fey-| gamberimiz: «Zulümle devlet i- dare edilmez.» demişti Halbuki Haccac'ın memlekette zulümden | başka bir şey yaptığı yok. Habibe de söze karıştı: | — Selim beni kaçırmağa mec- burdu, Sitti Hatice! Çönkü, Hac- cac başkalarına yaptığı gibi, bü- na da göz koymuştu. Sarayına ka-| Ççırmak için fırsat aryördu, Ha- | tehlikeye düşmüştü. | Bana damad olduğu gündenberi adamakıllı yüzünü görmek nasib olmadı” Haccac onu dafma tehli - keli işlere gönderdi. Fakat, Allah babanı hiçbir işde mahcub etme- di.. En tehlikeli vazileleri bile ko-| laylıkla ve muvaffakiyetle ba - şardı.. Demek ki şimdi de Bağ - dada gönderdi, öyle mi? — Evet. Bir yıldanberi Bağ - dadda (Elharis) in maiyetinde ça- hşıyor. — Haccac, Elharisi de sevmez. Onu da Şama getirtmemek için İkisi de yalan söylüyordu. Va- | kimbilir ne doljaplat çeviriyor ve ziyetlerini başka türlü ifade et - | Halifeyi kimbilir nasıt iğfal edi- meğe de imkân var mıydı ya? Bi-| yor?! | rinin söylediğini öteki tamamla- | —— Şüphe yok. Hacese'ın desi - mağa ve bu suretle hakiki vazi - | selerine akıl erer mi hiç? Halife yetlerini anlatmağa çalışıyorlardı.| dizginleri vermiş bir kere onun | | lamış ve müspet netice bile vere | miştir. Hattk Frankoa kıt'alarının i Hatice, Haccac'ın eski düş- 5 eline. Artık geri alamaz. manıyrdı. (Devamı var) aei İspanya Mesele:ininA Sonu mu? Yazan: Ahmed Şükrü ESMER Çekoslovak krizi on gündenberi dünya efkârını o derece meşgul etmektedir ki İspanya meselesi âdeta unutulmuştur. Halbuki İ- talya ile iki garp demokrasisi &- rasındaki münasebetlerin mihve- Tni teşkil öden bu meselenin in- kişafı orta Avrupa vaziyeti üze- Tinde de akisler uyadırmaktan ge- Ti kalamaz. İspanya'dan bildirildiğine göre 1936 senesi yazındanberi devam 'eden mücadeleye nihayet vermek için Madrid müdafaası kornitesile Franko arasında müzakereler başr cumartesi günü Madrid'i işgal et- meleri beklenmekte idi. Madrlâ müdafaa komitesi bi - lindiği gibi, eski Madrid hükü - metinin bir istihalesidir. Franko 1936 senesi temmuzunda htilâl çı- karalı, Madrid'deki ihtilâ! birçak defalar el değiştirmiştir. Halk cepe hesi kombinezonundan kâh sağa, kâh sola doğru temayül ederek nihayet Azanya'nın istifasile bir takım sekeri huntaların eline geç — miştir. Bugün Madrid'de vaziye- | te hâkim olan milli müdafaa kos — mitesinin başında miralay Kas - sado namında bir asker vardır. Müdafaa komitesi, komürjatlik — düşmanlığında Franko'dan geri — kalmadığına göre, artık ortada mücadele edecek bir mesele kal- mamış gibi görünüyor. Kassado, Madird'de milli müdafaa komite- sine karşı yapılan bir ayaklanma- yı bastırdıktan sonra şimdi ko- münistliğe karşı şiddetli tedbir- ler almıştır. Her gün birçok km- — selerin idam edildiği bildirlmek- — tedir. Binaenaleyh Franko ile Kat — sado arasında ideolojik bir ihtilâf mevcud olmasa gerektir. Kassa * do, komitenin Madrid'de vaziyete hâkim olduktan sonra, milli mü- dafaa kömltesinin programını şu sözlerle hulüsa etmişti: «Şerefli bir sulh, yahud da sar nuna kadar mukavemets. Kassado'nun şerefli sulh söz « — lerile ifade ettiği şartlar da aşağı — yukarı Negrin'in ısrar ettiği şart- lara benzer, 1— Müstakil ve hiçbir devletin nüfuzuna tâbi olmuyan bir İspanyâ: 2— Umumi af ilâzı ve yahud dâ hükümetçilerle harb yapanlar hakkında müsamaha gösterilmeşi. — Franko bunları şart olarak kar bul etmek istememiştir. Fakat is- tememesinden müstakil bir İspan- ya'ya taralfdar olmadığı ve kene — disine karşı mücadele edenler hâk” kında intikam politikası takib e* deceği gibi-bir mana çıkarılamaz — Demek Ki İhtilâf bir şekll mese * — lesi etrafında toplanmıştı. Şimdî( her iki taraf da bu şekil meselesi yüzünden harbe tekrar başlayıp da İspanyol kanını akıtmayı lür zumsuz addetmişlerdir. Kassadö Müdrid'i Franko'ya teslim eder — cek. .Cumhuriyet orduları silâhe — tan teerid edilecek, Franko tara * fından kurulan hükümetin İspan” ya'da yegâne meşru hükümet olr duğu tanınacak. Franko da bazi sol cenah mensublarının İspanyâr — «dan çekilip gitmelerine razı ola * ar İspanya meselesi sürprizlerle — dolu bit meseledir. Eğer son dür kika yeni bir ihtilâf çıkmazsı, Franko'nun Madrid'i işgal etmesi ve İspanya harbinin de nihayet * ) Boş Geçen Dakikalar Mişon odasında oturmuş düşübi yordu. Karısı Rebeka sordu: — Ne düşümnüyorsun?.

Bu sayıdan diğer sayfalar: