27 Mart 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5

27 Mart 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Şehrin İçinden Röportajlar ... Gazete Müvezzilerinin ğ İç Yüzleri Hemîz Mekteb Çagında Bır Zavallı Diyor kı: “Anneme Yardım İçin Mektebi Bırakmak Mecburiyetinde Kaldım,, [ Yazan: MEHMED ııl('knl B Jundan — biz Harbiye - Aksaray tramvayı ile matbaayâ geliyordum. Arabanın içi fevka- lâde kalabalık olduğu sahânlıkta bir yer bulal şi Yanımda, koltuğunun — altındaki matris kâğıdından gazete satıcısı olduğunu anladı lunupy lârında ancak v undan on beş yirmi gün ev- vel, bir pazar akşamı, Be- hm Gir çocuk bu- < on İki yaş- rı kum- rinin rengi uzun kansız bir yavru nda eski » ince ve Vâ- rtik göm- üyordu. Kısal ç nde manmış, pantalonunun — kapayamadığı diz ki roğuktan mosmor ol - Biraz çıkık a'ınlı, , zayıf, ve Bi reng d bir t açıktı, sırt likter solmuş. ciy ket vardı ık çocuk elini pantalo- nunun cebine soktu. Oradan bir a- vuç ufaklık para çıkarı ğa başladı. Hesabını disine sordum. delikanlı? inı kaldırdı. — Ne sattın, bim gülümseyen gö: rime dikti: Son T — Kaç tâne sattın? 'Tam elli tan iç ini, gözle- ağu altındaki Artık evine gidiyorsun de - mi? ok şen ve mes'ud görü- nüyordu. Gülümsiyerek: Hay Tekrar gazete dedi. İki üç saatte otuzdan fazla gazete, satabilirim. I Ona: — İyi amma, dedim matbaada,| artık gazete bulamıyacaksın — Ben matbaaya gitmiyorum ki. — Ya nereye gidiyorsun? Aksaraya.. Orada tanıdı bir gazete bayil var, ondan alacağım. * çen gün Sı baasının arkasında çerken, sokak içi çük gazete satıc pist önünde oturmuş, birbirlerile konuşuyor gördüm. Dikkat ettim, aralarında bir akşam — kendisile tramvayda konuştuğum çocuk da, Daha pe çalışzmak, didinmek, rası kazanmak - mecti kalan bu bedbaht yavr raz konuşmak, onların derdlerini dinlemek maksadile kendilerine yaklaştım. nı, bir evin ka- vardı. almağa gidi . Daha saat beş. Tramvayda gördüğüm çocukla gözgöze gelince, gülümsedi, anla- şılan o da beni tanım'ştı. Kendi- sine sordum: — Nasılsın bakayırr riş yerinde — Fena değil.. Geçinip gidiyo - ruz. İşte. — Burada ne bekliyorsunuz? Son Telgrafın çıkmasını.. Alış ve- — Senin adın ne? — Nevzad. — Mektebe gidiyor musun? Çocuk derin derin içini çek: — Hayır, dedi. Geçen sene, dördüncü tım, Anam çıkarmı; mecbur oldu. — Baban var mı? Küçük satıcı bu suzlime acı ve) titrek bir sesle şu cevabı verdi: hem yok. gözleri nem- Gidemiyorum. sınıftan çık- aktı amma, Hem Yüzü ük yüzünde, bü- eden çizgiler latmağa başladı — Babam iki sene evvel bizi terköderek, Anadoluya — gitti. O | (Devamı 7 inci sayfada) nemleni yük İngiltere'den Amerikaya Gönderilen Mahkümlar Amerika'lı Polis Kadınlar En Güç Üzerlerine Alıyorlar Vazifeleri Roza Sevkedilirken ağlıyor merikalı bir kız polisi ge- çenlerde İngiltereye gelmiş, orada bulunan birkaç müc- rim Amerikalıyı alarak götüre - ceğini söylemişti. Mis Şanley is- Mindeki kız polisin gazetecilere söylediğine göre kendisi hiç koca- Ya varmak niyetihde değildir. Te- Kaüit olmak zamanına kadar zabı- na bindirerek Nevyorka yollan - mıştır. Roz lis müerim kadının eli onu vapurda erek, beş gün lepçeyi takmış ve kamaraya gö burada kalacaksın, beyhüde yere Roza! bir torbası vardı. Bu- | rçok kâğıtlar çık- ve çoğu « nra torba gene sa- | an sonra kilitlenmiş, a- ağlamı Rozi nun içinden mış, bunlara nu aldıktan 5i bine ve ti Kamaranın kapısı nahtarı da Şanley'e verilmiştir. Fakat vapurun diğer bir kâ: sında da Solomon Ştayen geti - tilip kapanmıştır. Fakat bu er » keği muhafaza ve sevkeden diğer bir erkek polis Bunlar kardeşmiş. Solomon Ştayen iken beraberinde bir | âra- vardır va- pura getiri | de şişe getirmiş ise de içinde vis- ta mesleğinde çalışarak bol bir pa- ra ile çekilmek arzusundadı Yeni gelen Londra gazetel de okunduğuna göre Amerikalı kız polis Amerikada hırsızlık e- derek İngiltereye kaçan ve giya- ben mahküm olan Roza Ş ndeki mücrim Avrupa | indeki Transatlantik vapuru- | rin- | kadını isn | denize atılmıştır. Solomor. vapır- ki bulunduğu anlaşılan bu şişe | ra bindirilirken ağlıyarak bir ka- din gelmiş, Solomonun karısı ol- duğunu söyliyerek onunla biraz konuşmuş, vapur kalkıp gidinci. ye kadar orada bekliyerek ağla - mıştır, | | fatı üzi MUTEKİD BİR KADIN ne de pek çirki a yaşlı idi. Ne pek güzel, O yort »..“Lışı çin Nis'e gitti. Orada, kendi ı(ıl:ı orta yaşlı bir adamla tanıştı. Ahbap oldular, dost oldular. On beş gün tıpkaı bir k: Nihayet — ayrıldılar. döndüler. Erkek, az sonr. d uzi yatını ar de bulunuyor, serian cevap ver- mesini rica ee Mutekid kadı postahaneye koşuyor, n Adres har frank!.. | | | | | | bir mektupta hissi- | latıyor, izdivac tâlebin- yetle, memnuniyetle, memnuni yetle, yetlel...r BU DA DÜŞÜNÜLECEK MİZ. evgili Edit... Düpun'lar eceğini hsber memnuniyetle, memnuni u? Düğünümüz hafta- ya yapılacak, ben de sana bunu söyliyecektim, Memnun hangisi ile evleneceği ksin. Malüm ya bun- | rlerinden hiç te fark- Fakat, ü nasıl a- | yırd ede lar ikiz, b ları yok, Biribirinden ayırmak kânsız.. — Adam sen de! Dü şeye bak. Bunu onla: halletsinler. ündüğün BAHTLI ADAM İki arkadaş, Toka! de atı Bunlardan biri, anın pas- , kahve i- sokak- rek: urmu: tan göçen bir adamı göster — Dünyanın en bahtlı adarmı! Diyar, arkadaşı merakla soru - yor: — Neden biliyorsun?. Nasıl bilmem... Benden ev- na talip oldu. Reddetti- İ S$—SON TELGRAF— 27 MART 1938 O e a nn e DA Holivud'un En Dikkate ayan I Dedıkodıısu.. Kocam Mesud Edebılır mi ? on günlerde Helivudun en S şayanı dikkat — dedikdusu şudür Klark Gabel ve Kazel Lombar nasıl evlenecekler?.. çok — Nasıl olur bu?. Klark evli. c'in kas ile ev- nanen ve ma: Bütün meziyet dır. Karol tamaan © kaktız..» Karol Lombar, bu hususta soru- cevab vermiş- Lombar'ın bu servete lenmek istediği muhak- ialar, beni sevmiyen, çe-| olanlar | dur. azı tarafından uydurulmuştur. Ev - lenmiye karar verdiğimiz doğru- Menfaat meselesi yoktur. Si- Buna İnanmak İçin Yıldızların da Ay Kadar Ziya Verdiklerine İnanmak Lâzım nemada, daha iki üç senelik bir ömrüm kaldı. Ben de, her kadın (Devama 7 inct sayfada) | Anne K©medus Bayan Kocasınm Kulağına Fısıldadı: Utanmaz Herif Seni, Misafir Gitsin de Ben Sana Gösteririm!.. partımanın kapısı önünde« | yim. Arkada şi-idetli bir kav-| ga gürültü oluyordu. Ha A Davacı kadın ve Lardluk tnasninı alan Çocuyu ' Kendinin Evli Olduğun Saklıyan Lord ondra gazeteleri bir İngiliz| lordunun şöyle bir macera- | E sını anlatıyorlar: Lord Hal- den geçen ağustosta ölmüştür. Ve- ine bir kadın mahkemeye müracaat ederek, Lord Halden'in zevcesi olduğunu iddia etmiş ve miras taleb etmiştir. Neticede ka- dının iddiası sabit olmuş ve miras kendüsne verilmiştir. Bir müddet sonra kudın tekrar | mahkemeye müracaat ederek, bir oğlu dünyaya geldiğini ve çocu- ğün babasının lordlük ünvanının kendisine verilmesini — istemiştir. Mahkeme bu talebi d2 kabul et- miştir. Meğer lord umumi harbden son- ra bir köye yerleşmiş, orada giz- lice evlenmiş.. Hatta köylüler ken disini lord olduğunu bile bilmi- yorlarmış, buki ben bu apartımana davetli | geln Acaba m, mi gel yoksa apartıman — katını mi diye düşündüm. Fakat hayır! Ne günümü, ne apartıman | katını şaşırdım. Üstelik de bağrış-| yanlış bir gü sek perde- dostlarımı Biri kalın; ma ve küfürlerin ol ha rağmeon seslerinden tanımıştım. ve gür ince sile Adnan, ö esile karını Hand. Ne yapacağımı düşünüyordum. , Kapıyı çalayım mı, a geri dö-| neyim mi? Biraz dahs tereddüd etsem, dönüp gitmek cekti. Bütün cesaretimi toplıyarak kapıyı çaldım. ım gele- O zaman içerdeki sesler birden- bire kesildi. kapıyı dostum Adnan güler yüzle açlı. ve beni nezake le içeriye aldı. hararetle elimi sık: tur — Hoş geldin güzel kardeşim, dedi, biz de seni bekliyorduk. — Teşekkür ederim, davetiniz-| le beni mahcub ettiniz | — Aman kardeşim, seni aramız-| da görmek ne saadet! Yalnız ka- verdi de, bugün hazırlıyor. Eğer I rım ahçıya yol yemeği kendisi yemeklerimizi o kadar nefis bul- mazsanız hoş görürsünüz. — Peki, bayan Hardan şimdi | fak bir mutfakta mı? — Evet amma neredeyse gelir. Sonra müsaade et de biraz saçını başını düzeltsin malüm ya, misa- firin karşısına ev kıyafetile çıkı- lır mı? — Hakikaten Bayan — Handan mükemmel bir ev kadınıdır. — Hem de harikulâde bir zev- ce. Hiç bir zaman aramızda en u sızıltı çıkmaz, İşte geliyor Handan içeriye girdi. Gület elimi sıktı. Sonra kocarına dön rek — Clelm, dedi, şarab alma: ği unutmadın ya! — Hiç unutur muyu bugün en aziz arkadaşı üji bükmdüruyofla. m meleğin. şımızı sölre Hani karı koca huzurumdan çe kinmeseler, neredeyse sarmaş do 1 koca ahengine bayıl- dım doğrusu.. Bayan Handan şarabları almak için kocasını mutfağa gönderirke kulağına fısıldadı amma, ben duy dum, dedi ki: — Utanmaz herif, seni, misafi gitsin de ben sana gösteririm. Bazı insanların bazan böyle ik türlü huyu oluyor. Bereket ver - sin ki güzel tarafını davetlilerin: hasredivorlar.

Bu sayıdan diğer sayfalar: