29 Mart 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

29 Mart 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© kadar... DİLENCİLİK BİR MESLEK H l HALİNE Mİ GELMİŞ?. ünkü Akşam gazetesinde dilenciliği meslek haline getirenlerle mücadele edi- leceğine dair bir havadis vardı. Bu refikimize göre, İstanbul'da dilencilik, gn zamanlarda çok artmıştır. Dilenciliğin bir meslek haline getirildiğini bilmiyorduk. Bu, nasıl bir meslek?. Acaba, bir cemiyetleri, reisi, azası var mı?. - Eğer, bu teşkilâtı da tamam ise, şu buhranlı günlerde, dünyanın €en iyi mesleki demektir. Öyle bir meslek ki, sermayeye ihtiyaç yok. Yalnız, belediye memurları gelir- ken, yan sokağa sapıvereceksiniz. İSKEMLESİZ MEMURLAR, SANDALYASIZ NAZIRLAR Denizbankdan açıkta kalan me- murlar yeni bir iddia ortaya atı- yorlar. Dün bir akşam gazetesi- nin yazdığına göre, bankada sis- kemlesiz memuriyetlerr varmış.. Bu da ne demek?. Bazı devletler- de sandalyasız nazırlar vardır. Acaba, bu da o neviden bir şey mi?. İskemlesiz memurlardan mak- sadın ne olduğu da iyice anlaşıl- mıyor. Acaba ,Denizbankta bütün memurlar için oturacak kâfi de- recede iskemle mi yok?. Halbuki, böyle olduğunu — zannetmiyoruz. Çünkü, Denizbank kurulurken, Sarfedilen mefruşat tahsisatının mühim bir yekün olduğu söyleni- niyordu. Koca banka memuruna iskemle mi bulamıyacak?. İHRACAT TECRÜBESİ YAPILIYORMUŞ.. 'Taze balıklardan bir miktar, bir dermişler. Bu, yaş sebze ve mey- va ihracatı tecrübesi imiş. Affe - dersiniz, Ihracat işlerine aid bil- gimiz kıttır. İhracat tecrübesi ne HÂDİSELER KARŞISINDA Son Telgraf CİDDİ MECMUALAR NEDEN TUTUNMUYOR?. oluyor?. Daha yeni mi tecrübe e- diyoruz?. Demek tecrübe iyi netice verir- se, bundan sonra, bol bol yolli. yacağız.. Şimdiye kadar, böyle bir. ihrac işinin nasıl bir netice vere- ceğini, demek hâlâ anlıyamamı » şız. Yazık. Eloğlu tecrübelerini çoktan yapmış, bitirmiş, harıl ha- l ihracat yapıp para kazanıyor.. Dün, Peyami Safa, bizde ciddi mecmua olmadığından şikâyet e- diyordu. Bizim mecmualar bep, açık kadın resimlerile kapakları- mr süslüyorlar, yazılarını da böy- le hafif mevzulara hasarediyorlar- mış.. İlmi, edebi, yani ciddi yazı- lar ve resimler neşreden mecmu- alar, bizde ne zaman tutunacak?, Bu bir meraklı hâdisedir. Bize ka- lırsa, bugünkü magazin en gayri- ciddi olduğundan şikâyet etme- | meli, bunların yanında, ciddi mec- | mualar bulunmamasından şikâ - yet etmelidir. Yoksa, dünyanın her tarafında, bizimkiler gibi, hat- ta daha hafif meşreb magazinler vardır. Bunu, Peyami Safa da pek yi bilir. Yalnız, bize öyle ızuyuı ki, e- kumak, hattâ harfleri sökmek, biz de henüz yeni bir harekettir. Ye- ni okumağa başlıyan her memle- ket, evvelâ, bu cins yazılara rağ- bet etmiştir. Bu, bir tabli zaru - rettir. Gayriciddi dediğimiz o maga- zinler bile ne kadar satılıyor ki?. Sandal Bedestanı Faaliyeti Mobilye Satışları Bir Haylı Arttı Sandalbedestanı son zamanlar- da büyük bir faaliyete sahne ol- maktadır. Bilhassa mobilye satan dairenin alışverişi, kendini hissa- decek şekilde artmıştır. Buna se- beb olarak şehirden taşraya me- muriyet ve sair sebeblerle baş- hyan göç hareketlerinin devkm etmesidir. Şehrimizde bir tek mezad yeri oluşu, Sandalbedesta- mınm Lazı günlerde tehacüm al- tında kalmasına yol açmaktadır. Belediye, önümüzdeki sene zar - fında, evvelce tasavvur edilen Perapalas yanındaki arsada da bir mezad yeri tesisini düşünmek- tedir. Bu hususta tetkikat yapıl- maktadır. l g; İstanbul Limanı Haydarpaşadamı Yapılacak? İngiliz Gibs şirketi mühendisle- ri, bir müddettenberi İstanbul 1- manının nerede yapılacağı etra - fında tetkikatta bulunmakta idi- idiler. Mühendisler, bu husustaki raporu hazırlıyarak birkaç güne kadar Dnizbanka vereceklerdir. | Mühendisler limanda kömür mın- takası olarak Kurüçeşmeyi tesbit etmişlerdir. Burada ayrıca bir mendirek inşa edilecektir. 500 met-| Keşke bu magazinler biraz daha fazla satılsa.. Hiç olmazsa, oku - | mak, öğrenmek zevkini, itiyadı- m kazatdırmaz mi?, Bu itiyada sahib olan insanlardır ki bir gün gelecek, ciddi mecmualar arıya - caklardır. O zaman, cemiyetin bu ihtiyacı kendini göterecek, ciddi mecmualar da çıkacaktır. Bil - mem, Peyami Safa ne der?. AHMED RAUF IKUğÜK HABERLERI * Beşiktaşda Abbasağa me - zarlığı, par khaline geirilecektir. Park tesisatı kısmen bu sene, kıs- mev de gelecek sene ikmal edile- cektir. * Adanın su ihtiyacının temi - nine çalışılmaktadır. İskele önün- deki deponun inşaatı Ikmal edil- mek üzeredir. Su iskeledeki de - poya tanklar vasıtasile taşınacak- tır, v Gümrük muhafaza teşkilâtı. Avrupa limanlarına petrol nakli- yatile meşgul olan Andaris vapu- Tunda araştırma yapmışlar, on kilo esrar bulmuşlardır. * Tünceli saylavlığına seçilen eski inhisarlar umum müdürü Mithat Yenel, Avrupadan şehri - mize gelmiştir. ** Ankaradaki Yenişehir tele - fon santralına bağlanan abone - lerin telefon numaraları 5 ve 6 ra-, Tarihi Roman: No. 35 hususta Halifeye muzahir olmalı | ve eli silâh tutanlar hemen yola | çıkmalıdır. Selim Hayyat, büyük annesinin | he sözlerinden de çok müteessir olmuştur. Bir gün karısına: — Habibe! dedi. Yarın benim de orduya iltihak etmem icab e- derse, sen burada mı kalmak is- tersin? Habibe birdenbire — yıldırımla beyninden vurulmuşa “döndü.. Ve kocasının yüzüna havretle baktı: — Yeni bir harb mi var? Halifenin Sarayında Bir ispanyol Güzeli * Devlet demiryolları umum müdürü Ali Rızanın meb'usluğu seçilmesi üzerine mhilâl eden bu memuriyete Demiryolları üçüncü işletme müdürü Tahsin tayin e- | dilmiştir. ** Gümrükler muhafaza umum) kumandanı General Seyfinin Mar- din meb'usluğuna seçilmesi üze- rine yerine General Fahri Uluğ vekâleten tayin edilmiştir. | * Birleşik Amerikan devletleri Cumhurreisi Ruzvelt, on gün ka- dar istirahat edecektir. * Önümüzdeki ayın 17 sinde, Avusturya ve Südetler mıntakası dahil olmak üzere tahriri bir nü- fus ve meslek sayımı yapılacaktır.| & İran Veliahdi ile Mısır Kralı Majeste Faruğun — kızkardeşinin evlenmeleri dolayısile İran hükü- meti tarafından Paris ve Londraya sipariş edilen mefruşata müteal - lik eşya, bugünlerde — şehrimize getirilerek Toros ekspresile sev- kedilecektir. Yazan: CELAL CENGİZ — Hvet. Fakat, yeni bir hüdise değil bu. Halifenin ordusu En - dülüse gitmişti. Ordurun ku « mandanlarından Tarık bin Ziyad, Halifeden yardımcı bir ordu istes miş Abdülmelik de Şamda yeni bir ordu hazırlıyormuş.. Eli silâh tutanları davet etmiş. Habibe: — Bunu harbden — korktuğum için sormadım, dedi, eğer bu ha” vzırlanan orduya iltihak etmek is- tiyorsan, benden habersiz bir şey yapma! -— N( demek lıüyvııun. Habi- L karısının reyini almağı lüzum gö-! l | vErkek oğlumdan hayır yok. Fa- re uzunluğunda olan Haydarpa- şa dalga kıranının da Kavak iske- lesine kadar 300 metre, Kadıköy cihetinden de eskiden başlanarak yarım kalan Kadıköy gazinosunun hizasına kadar uzatılması, İstan- bul limanının da bu koyda yapıl- ması tasavvurlar cümlesindendir. zgüi Batıray Denizaltı Gemisi Almanyada yapılmakta olan ay sınıfından Batıray denizalti gemisi dün merasimle denize indirilmiş- tir. Bundan sonra techizatı ikmal edilecek'ir. Heye a 'ı Bir Toplantı Ankara vilâyet meclisi azâlârı dün bir toplantı yapmışlar ve Mil- li Şefin Ankart meb'usluğunu ka- bul büyurmalarından dölayı he- yecanlı tezahüratta bulunmuşlar ve Meclisin bundan — mütevellid minnet hislerinin Mili Şefe be - yam için bir heyet seçilmiştir. —— KISA POLİS HABERLER! v Hasan oğlu Salih kardoşi Sa- mi, Şükrü, Ahmed oğlu Süleyman adında dört kumarbaz Üsküdarda 'Tabaklarda İzzetin bostanında ku- mar oynarlarken suç üstünde ya- kalanmışlardır. * Mehmed, Yusuf, İsmall, Na- zım ve Hayreddin adında beş ku- marbaz Çarşıkapıda Yusufun kah- vesinde kumar oynarlarken suç üstünde yakalanmışlardır. | be? Memleket işlerinde bir erkek,| rür mü? — Doğru amma.. Ben bildiğin | kadınlardan değilim. Bütün öm - | rüm dağlarda ve çöllerde geçmiş-| tir. Deve ile günlerce yol yü: mesini, icabında düşranla çarpış- Masını, ok atmasını, hançer kul- lanmasını çok iyi billrim, — Bundan ne çıkar? — Demek isterim ki. sen harbe Bgidersen. ben de seninle birlikte geleceğim. Selim kaşlarım çatarak cevab — Sen bir güzel kodınsın! Pey- gamberimiz harbe kadının gitme- sİini menetmiştir. Sen burada bü- yük annemin yanımda kalırsın! Halife Habibe fikrinde ısrar gösterdi: — Eğer buna karar verdinse, aldanıyorsun, Selim! Ben de har- — ——— —— ——> FUTT Ve.. Mah Öldürüp Parasını; Alacaklardı Vğircezada Bir Taammiüden Yaralama Düvası Ki sene evvel, Mehmed is- minde bir adamı, bir gece 'yatmakta olduğu mandıra- a girerek, öldürmek kasdile yı zalıyan Ramiz ve Emin âlinin mu- hakenesine dün ağırcezada de- vam edildi. Hâdise şöyle cereyan etmiştir: 15-12-937 günü, suçlulardan Ra- miz, Mehmede giderek, kendisine bir miktar borç para vermesini ri- ca etmiş Mehmed parası olduğu- mu, fakat bu para İle birkaç gün sonra tarla alacağı için, onun bu dileğini yerine getiremiytceğini söylemiştir. Ayni günü gecesinde Ramiz ve arkadaşı Emin &li, Mehmedi öl- ,dürmek ve parasını almak mak- sadile, mağdurun bulunduğu man- dıraya gelmişler ve onun yata- ğında uyumakta olduğunu gö - rünce, derhal üzerine hücum e- | derek, zavallı adamı ağır surette yaralamışlardır. Mehmedin feryadını duyan bi- tişik mandıradaki Hasan, hâdise | Mahâlline kaşmuş ve o sırada suç-| lular, yâralının parasını almağa vakit bulamdan mndıradan kaç - | mışlardır. Dünkü duruşmada müddeiu - mumi muavinlerinden — Feridun Bagana, maznunların tahakkuk ettiremedikleri suçlarını evvelce tasarlamış ve düşünmüş oldukla- rını, mağdur Mehmed ile arala - | rımda geçmiş bir husumet ve dar- ginlik bulunmadığı cihetle, bu #uçü Sirf mağdurun parasına ta- maan işlemiş olduklarını iddla et- ti ve sözünü şöyle bitirdi: «— Kanaatimize göre, suç ta - ammüden işlenmiştir. Bu sebeble . suçun mahiyeti son tahkikata buş- | lanırken gösterildiği gibi — ceza | kanununun 62 ve 448 inci mad- | delerine değil; 62 inci madde ile 450 inci maddenin 4 üncü bendi- ne uyguhdür. Bu meddelere göre — cezasının kesilmesine karar verilmesini is- terim.. Duruşma karar vermek için on | bir nisana bırakıldı. * Üsküdarda Selimiyede otu- ran Yılmaz adında biri komşusu Hüseynin 8 araba gübresini çal - | dığından yakalanmıştır. * Kasımpaşada oturan Meh - med Tekiz adında biri Üsküdar- da Selmanağa mahailesinde Bos- tan sokağında 146 numaralı blem- medin evine girerek hırsızlık ya- parken suç üstünde yakalanmış- tır. Beyoğlunda Elhamra da birinci kat beş numarada terzi Dotordasin dairesinden yangın ' Nİ | eline para geçince derhal oradan | didindim de öyle kazandım, yazık | karakola götürdü. Hüseyin Avni | suçunu inkâr etti: | hâkime dönerek; kemeler El Çabukluğu - Marifet ! Bir Yankesici Yedi A; Hapse Mahküm Oldu enç kız boynunu büktü, ga- yet yavaş ve titrek bir ses- le anlatmağa başladı: — Ben Radyolin tüp fabrika - Sında işçiyim. Bundan bir ik! haf- rondan haftalığımı al kadan çıktım. Yanımda küçük kardeşim de vardı. Sabahlöyin, evden ayrılırken, annem — kahve istemişti. Onun bu dileğini yeri- ne getirmek için bir kahveci dük- kântna doğru yürümeğe başladık. Dükkânın önü fevkalâde kalaba- lıktı. Ben kalabalığın arasına gi- rerken, biraz evvel bana bir zarf içinde verilen 420 kuruştan 15 kuruşunu çıkardım, geri kalanı tekrar cebime koydum. Fakat o gırada arkamda — bulunan — suçlü Hüseyin Avni elini cebime uza- tarak, zarfı aldı ve alır almaz, ya- nındaki arkadaşına verdi. Öbürü uzaklaştı. Hüseyin de kaçmak is- tedi amma, muvaffak olamadı. Ben sımsıkı ona sarıldım ve ken- disine yalvarmağa Haşladım — Ağabey, cebimden parayı sen aklın, onu ben bir hafta çalıştım, değil mi banal, Haydi kardeşim- | paramı iade etl. Bu sırada bir polis geldi ve bizi — Ben kat'iyyen bu kızın para- sını çalmadım. Esasen bu gibi iş- ler de elimden gelmez. j — Yalan söyleme canım; pekâlâ | gelir: Bundan bir müddet evvel de | yine bir eldiven meselesinden do- layı buraya gelmiştin. Seni af - fetmiştim. Sen de bir daha hır- sızlık, yankesicilik etmiyeceğine söz vermiştin!. — Evet, o zaman şeytana uy - dum, o Içi yaptım, fakat artık ak- lım başıma geldi, namuslu — ve dürüst bir adam olmağa karar verdim. Hüseyin başını önünte eğerek kısa bir müddet düşündü, sonra — Davacıya şu suali sormanızı rica ederim, bay hâkim, dedi. O kalabalıkta, cebinden parasını a- hirken, nasıl olmuş da başka kim- se görmemiş?!. Birinel sulh ceza reisi gülüm - sedi: — Benden daha iyi bilirsin ki bu işde elçabukluğu ve açıkgöz- | lülük marifettir. Açıkgöz ve eli | ğim, çabuk olmıyan yankesici olamaz. | Polis memuru Ahmed de mah- kemede şu ifadeyi verdi: — Hâdise günü, Küçükpazardan geçerken, bir kurukahvecinin dük- kânı önünde halkın toplanmış ol duğuzu gördüm: Davacı Hanife «Paramı İktısad Fakültesi İmtihanları |Doktora İmtihanlarından Şimdilik Vazgeçildi Üniversitenin bütün fakülte - lerinde olduğu gibi yeni tesis e- dilen İktisad fakültesinde de dok- tora imtihanları yapılması için ka- rarlar alınmış, faaliyete geçilmiş- ti İktisaddan doktora verecek ta- lebe miktarı, son zamanlarda hay- li azaklığı için şimdilik İktısad fa- | külisindeki daktora derslerinden vazgeçilmiştir. İktısad fakültesi | ilk mezunlarını verinciye kadar | bu fakültedeki doktora dersleri tatil edilmiştir. Şimdiki halde en fazla rağbet gören fakültelerden | biri de İktısad fakültesi ulduğumı göre önümüzdeki şenelerde iktı - | sadden doklora tezi hazırlıyarak talebe miktarının da kaharık bir yekün erzedeceği umulmaktadır. | . Or! Heşriyat Kongresi Top'en'yor Türk harf inkılâbın.n — onuncu yıldönümü münasebetile Maarif Vekâleti tarafından Aukarada ser- Zi evinde tertib edilen 10 yıllık Türk neşriyat sergisile “birlikte bir de neşriyat kongrer' toplana- caktır. Kongreye memleketin ta- | ir adamları, — töbiler, Bazeteci, Mmacmua ve matbaacıları fle muallim mümes- silleri iştirak edeceklerlir. Ko - nuşulacak meseleler arasında res- mi ve hususi neşir teçek. üllerinin| iş birliği klâsiklerin tercürnesi, hi İ çocuk edebiyatı kütüphunesı vü - cude getirilmesi, yazma ve oasma| eski kitablarımızdan yeniden neş- Ti icabedenlerin tesbizi, memle - kette tellf ve tercümeyi tesvik e- decek mükâfatlar ihdası, hususi Neşriyata yapılan yardımın daha verimli ve esaslı bir yula konul- ması ve edebi mülkiyet hakkını dair olan mevzuatımızın günün ih-| tiyaçlarına göre tadil? vardır. Hisesü İş Bankası Umum Müdürlüğü Meb'usluğu tercih eden Muam-i mer Eriş İş Bankası umum mü - dürlüğünden İstifa etmiş, yerine Merkez Bankası eski umum mü- dürü Salâhaddin Çam tayin edil- miştir. ver!» diye bağırıyor ve ağlıyor- du. Yanlarına sokuldum. Kıza meseleyi sordum. Hanife, Hüse- yin tarafından parasının çalındı- ni söyledi. Hüseyin evvelâ su- çunu inkâr etti, fakat ona: — Eğer kızın parasını iade eder- sen, seni mahkemeye vermiyece- . deyince: — Parayı ben aldım amma, ar- kadaşıma verdim, dedi. Bunun ü- zerine kendisini karakola götür- düm. Hüseyin Avninin suçu sabit gö- rüldüğünden yedi ay hapse mah- küm edildi. Fakat yaşı küçük ol- duğu için bu ceza yarıya indirildi. BL be gitmek, erkekler gibi düşmanla döğüşmek isterim. Baham bana: kat sen memleketine faydalı bir kadın olacaksın!» — demişti. Ben korkak ve düşmandan yılan bir kadın olsaydım, fazla düşünmekte| seni haklı bulurdum. Ben burada | sehsiz oturamam, Selim! Ve gözlerini kocasının gözlerine, dikerek ilâve etti: — Beni kendi elinle Haccacın kucağına t almak istiyorsun? — Haccacın bu işle ne - alâkası var? — Yarın Şam ve civarındaki er- keklerin bir çoğu yardımcı ordu- ya iltihak ederse, memlekette er- kek azalacak ve kadınlar daha zi- yade göze çarpacak, O zaman be- nim izimi Hacese — çabuk bulur. Düşman elinde can vermeğe ra- zıyım, Selim? Beni oyun eline ve onun tuzağına düşürtme!.. HABİBE GEBE KALINCA Üç ay sonra.. Bir sabah bahçede toplanmış - lardı. Selimin büyük annesi, Habibeye döndü: — Kızım, dedi, bundan — sonra Selimle uzak yerlere gidemezsin! | Sakın bana sormadan da ata bin- me., Senin için bu da tehlikelidir.| Habibe, Sitti Hadicenin ne de- mek istediğini biliyordu. Araların-| da birkaç gün önce gebelik mese- lesini açıkça konuşmuşlardı. Habibe gebe idi.. Selim manalı bir tavırla ikisinin| de yüzüne baktı: — Ne demek istiyorsun, büyük anne Habibe hasta mı yoksa?.. Sitti Hadice gülümsedi: — Hayır, yavrum! Hasta değil.. Fakat uzun yola çıkamaz. ve altı ay kadarda deveye, ata binemez.. Selim bu sözlerden hâlâ bir şey| anlıyamamıştı. Onlar birkaç gün evvel kendi aralarında — kararlaştırmışlardı: 1 Çok yakında hareket edecek En- | dülüs ordusuna ikisi birlikte işti- | rak edecekti. Selim, Fatma adlı bir kadının da, bu orduya karıştığını duymuştu. Ordunun başına kumandan olarak| Elharis tayin edilmişti, Elharis, Halifenin iradesinden bahsederek: —<— Bu cihada, eli silâh tutan herkes iştirak edebi- lir,» Diye ilân etmişti. Selim bü vaziyeti öğrenince, Şamda kalmasına imkân olmıyan ve bir türlü teskin edilemiyen rısının da yeni orduya karışmasına| razı olmuştu. Ya şimdi? Sitti Hadice neler söylüyordu? Habibe yoksa bu uzun - Befere çıkmaktan — korkmuş — muydu? (Devamı var) Kin Faşizmin Yirminci Yıldonğmu Ahmed.Sükrü ESMER — Fqızm İtalyanın mukadderati ine alalı aradan 17 sene geç | ır.ımx Fakat faşist partisi Musös lini ıını..d.. «Siyah gömlekli evvel kurulmuştu. İtalya büyük :| harbde galib gelmiş olmakla berâr ber, harbin sonunda memleket â* narşi içine atılmıştı. Harbe girmi: — ye taraftar olmıyan sasyalistlefi — sulh muahedelerile İtalyanın pek &z istifade temin etmestinden ce sarct alarak ayaklandılar. Birçok fabrikaları işgal ettiler ve lulylı komünistliğe doğru — yürümektt ddi İtalyayı bu anarşi içinden kuft taran Musolini olmuştur. Musoli* ni sosyalist partisinin uzvu İdk Ve harb başladığı zaman bütül İtalyan sosyalistleri gibi, harbil aleyhinde idi. Fakat parti Hidef” lerile arası açıldı ve harb taraf” — ftarı oldu. Sulhten sonra da sot* yalistlerle mücadele etmek içil 1919 senesinde «Siyah gömlekli ler cemiyetir ni kurdu. İşte !ulv ya şimdi bunun yirminci yıldö * nümüsü — kutlamaktadır. Siyah | gömlekliler cemiyeti 1921 sene * — ginde Romada akdettiği kongred adını faşist partisine degışıırdlı Ertesi senenin sonbaharında ike tidarı eline alarak yauvaş yavaş Hikeral devlet sistemini likide el ti i Faşizm, uzun zaman, geçici bf politika tecrübesi zannedilmiştk Fakat bunun 1789 Fransız İnki” lâbı derecesinde ehemmiyetli vE şümullü bir inkılâb hareketi ol duğu seneler geçtikçe anlaşılmı" ya başladı. Faşist İtalya hududlarının dir şına bakmıya başladı. Sön beş se“ nedenberi artık dünya faşistliğin emperyalizmile meşgul amakta * dır. Dış politikadaki muvaffaki - yet derecesi hakkında bir hüküm vermek için henüz pek erkendir, Çünkü faşizmin bu sahadaki 14t aliyeti tamamlanmış sayılamaz. Musolini, bu vesile ile söylediği nutukta — İtalyan — milletini şizmin yirmi — senelik bilân, mu yapmıya davet etimştir. Dahi rejimbakımından bu. bilânçom matlüb tarafı zimmet tarafındal daha fazla olabilir. Harici politika bilânçosunulu gösterilmek istenildiği k: dar paff lak olduğunu münakaşa edecek lerin daha kalabalık olduğuna $ he yoktur. Gerçi Musolini, Habe” şistanı gösteriyor, İspanyada Bİ riştiği teşebbüsün muvaflakiye tine işaret ediyor. Ve Berlin - RO ma mihverinden bahsediyor. BU üç madde arasında İlalya polk tikası için muvaffakiyet diye KAf dedilekilecek olan Habeş impif ratorluğudur. İspanyadaki teşeb * büsün İtalyaya ne menfaat temifi edeceği henüz belli değildir. RO ma - Berlin mihverinin de İtah yı bedeflerine ulaştıracak, yo Mmaceraya sürükliyecek bir vaS fa mı olduğu henüz anlaşılmı * İtalya orta Avrupadan elini ” lunu çekmiş, büyük bir Alm imparatorluğunun Brenere kâ * dar gelmesine razı olmuştur. ka doğru genişliyen yeni (Devamı 6 ıncı sahifede* / | Nİ | at Müsabakamızın Neticesi Fikra müsabakamıza — iştirak okuyucularımızın dıkralarını Heşrelmiş bulunuyoruz. Bugündes * baren mücabakayı idere eden daşlaramız Tkraler üzeri ate teikik ler yapmağa başlıyacaklardır. Evvtif müsabakamızı İlân ederken Bimiz gtbi. en iyi fıkrayı Bulmak ve ekuyucularımızın reylerine eaal ediyoruz. Her okuyucumuk, © , diye kadar meşredilen fıkra ziyade beğendiğini sırasile bize recektir. Biz gelecek bu cev mi reyleri taxırif edeceğir ve

Bu sayıdan diğer sayfalar: