29 Mart 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

29 Mart 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| İngiltere Fransa'ya Yardım Etmelimi? — Mecburi Askerlıgın Kabulünü İstiyenler ve |sfemiyen|er İki Noktainazar Çarpışıyor ı ngiltere hükümeti için son zamanlarda gitgide ehem - miyeti artan in mecburi askerlik bahst olduğunu tekrara lüzum olmasa gerek askerlik kabul edilir imez mi?. Bunu İngilizle- halledecekleri bir mese- Bugün muhakkak olan bir erenin denizde ve tlendiği kadar kara - arttırdıkça art - ledir Şey. varsa İn, da da küvvetini trmasıdır. Avrupada çıkacak bir harbde era &- Fransaya İngilterenin kilde olacak? —Bu e Fransızları ve İngilizleri son derece düşündürmektedir. İn- gilizlerin pek tanınmış askert mu- i Lüddel Hart'ın buna dair » de Ççıkan yazılarından ütunlarda evvelce bahsedil - Buna göre İngiltere müs - yel harbde ancak tedafüi bir variyette kalacaktır, Çünkü im- orluk için lâzim olan kara Fransız Cumhurreisi Löbrün son Londra seyahatinde Ingutz Krali VI inci Jorjla beraber iş kolaylaşacaktır. Ondan sonra ÇCUBUK MODASİ imi Avrupaya çıkararak orada mücssir bir rol oynamasına imkân kalrmyacaktır. Bundan çı- kan a ne yapacak?. Çekoslovakya ors tadan kalktıktan sonra artık Fran-| z4 bu müttefikı kaybetti. Ondan gelecek yardım da kalmadı. Fran- saya yardim için İngilislerin Av- rupa kıt'asına ehemmiyetli su - rette asker çıkarmaları mutlaka lâzım geliyor. Bu askeri muhar- ririn müdafaa ettiği esas şudur! Fransanın yardımına çok asker «tloe bedbindir. Fakat Fran- |kartabilecektir. İngiltere en gönderilemiyecektir. Onun için İngiltere ancak mahdud bir nis- bet dahilinde Avrupaya asker çı- yâde donanmasını kuvyetlendir- meli. Büsbütün 'denizlere hâkim olarak düşmanı ablukt altına al- malı, Ayni suretle hava kuvvetle- rini arttırmalı. Gerek İngiltere, gerek Fransa tedafül vaziyetten çıkmamalı, İngiltere her hususta kendisini çok iyi koruyacaktır, Fransa da öyle! Bir kere düşma- nın tararruzu defedildikten sonra -Harb ve Fülüt Fül k , Fransızların an'anevi çalgılarıdır. taraftan harbe hazırlanırken, Fransız bahriye askerleri, istirahat an-İ - vetleri gönderlimeseydi, Fransa Fransız donanması bir. larını böyle fülüt çalarak geçiriyorlar. zi eit ——— | zarınki rocrum İ -. Dedi, O, kocasının işlerine bakan Doktor Ra- KTUVA | miz'le konuşurken koridordaki İki genç doktordan 12330 Program. Doktor gittikten sonra, Güney evit. içinde bi- raz dolaştı, doluştı, Fazıl'ın yazı odasıtı fasının içinden konuşuyordu: - Fazıl iyi oluyor. Hastalığı irdi, Ka- hafif geçiyor. Hekimler memnun. Hepsi çüzel. Fakat, şu adam- Cüğızın nesi var. nesi yok bir tür! medim. Ne olsa gene benden saki:dığı daha — bir çok şeyleri var! Ve bu merakla yazı masasının başına oturdu, birer birer gözleri açmağa, içlerini başladı. O, hep tapu kâğıdı, banka çeki, para hesa- bi gibi şeyler arıyordu. Fakat, masada hiçbir şey bulamadı. Yalnız bir not defterinin yaprağında iki mumara Vardı. İş Bankası 16:786, Osmanlı Bankası 1.896. Kendi kendisine: — Acaba bunlar ne? Dedi, düşüncelerini sürdürdü: Hesap numarası mı?. Para tatarı mi?, Pa- rası bu iki bankada mı?. Eğer bunlar parası ise VI, 18 bin liranın içinde bir şey, bön daha çok u-. * Muyordüm. Ve bir türli madi bu düşüneşlerinin içinden çıka- uzün zaman beklenecek, düşman tisaden eriyecek, nihayet harb | tedafüi vaziyetten çıkmamış olan Fransanın ve İngilterenin lehine neticelenecek... Bu noktai nazar İngilizlerin ho- şuna gitmiyof değildir. Çünkü te- dafüt vaziyette. kaldıkça İngiliz- || ler için büyük büyük ordular vü- | cude getirmek, asker yetiştirmek - | için mecburi hizmet usulünü ka- bul etmeğe lüzum kalmıyacak. Fakat Liddel Hart'ın hulâsa e- dilen bu noktai nazarına karşı diğer bir noktai nazar — vardır. Meb'us general Spears da İngiliz matbuatında naşrettiği yazılarla | tanınmıştir. General diyor. ki: , Eğer İngiltere havadan taar - | Tuza uğrarsa bunun neticesi Fran- sa için de pek elim olacaktır. Ayni zamanda Fransanın mukavemet edemiyeceği herhangi bir taar - || ruz İngiltere için de felâket teş- kil edecektir. Bir ordu kolayca vü cude getinilemiyeceğine göre İn- giltere Fransanın teşriki mesaisi her ki taraf için aıker bulup ye- tiştirilemiyeceğinden — Pransızlar endişe ediyorlar. Fransa uzun za- man düşmanlarının - taarruzuna karşı tedafül vaziyette kalabile - cek mi?, Buna - verilecek cevab menfidir. Çünkü 914 Umumi Har- binde eğer İngiliz orduları gönde- rilmemiş olsaydı, Fransa düşman taarruzlarına karşı müdafaayı te- sis edemiyesekti. Eğer İngiliz kuv- (Devamı 7 inci sayfada) da bir anahtar gözüne ilişti. Anahtarı eline aldı karıştırmağa — PKt şey yok,, — Bu ne anahtarı acuba? Masanın değil.. Ki- tap yerinin'de değil, Evde bunun açacağı hiçbir Anahtar iki taraflı ve dişi idi, — Bu her halde bir kasa anahtar: olmalı. Dedi, sonra daha dikkatle baktı. Anahtarız. sapında bir numara vardı: 101. — Bu, her kalde bir kasa anahtarı olmalı, Ben nasıl olsa bunu öğreneceğim!, Diye yerinden kalktı, anahtarı beraber aldı ve adımları yürürken zihni durmadan: — Bu anahtar.. Bu ünahtar. Diye bu kör düğümü çözmeğe çalışıyordu. adınların, çubuk Ççibi wrun, Hi ı gara ağızlıkları kullanmaları —ıı dası geçti zanmolunuyordu. | Halbuki, Londranin meşhur artist - derinden Matmazel Brigton #a pac - | mak wsunluğunda (melı üçte bi Yü bir ağızlık kullanmıya başlamış. Bu ağızlık, daha değrüsu çubuk ke- yu renkli akiklen ve İki parçadır. Par- gaları biribirine tutturan halka plâ - tünden ve pırlantalarla süslüdür. — | Uzun ağızlıklar Parisde pek rağbet görmemişlir. Fakat Amaörikada Mnc'* Bütün kadınlar, bülhasaa sinema yıl- | duzları yarım metro uzunluğunda a- Kuzlıklarta sizara İçtmiye buşlamışlar. Çreta Garbo, Üzeri kıymetli taşlar- süşlü bir çubuk yaplırmışlır. Bu gubük sayın yıldıza 5,M00 dolara mal olmuştur. Tarlalara hücüm ve ekinleri harab | eden bu müzir hayvanları - bilmiyen yoktur. | Amerikaslar, çekirgelerden istifade garelerini aramışlar, nihayet bulmuş- | har, Yağından tavalet sabunu yapmak. | eler faplanıyor, eziliyo yağı çıkarılıyor. Sonra tasfiye olunuyormuş. — Cekirce — yağlarından | yapılan sabunlar ucuza malolduğu için | çok rağbel görüyormuş, —Açıkgözlere | bir servet kaynağı daha açıkdı demekt | BİR AMELİYAT Sövyet erkâmmdan biri, Pariae gı lir, maref operalörlerden birine mü- Tacantla ameliyat yaptırmak istediğini | söyler. Operatör: — Demek behemehal ameliyat ol - mak İstiyorsunı — Bvet, bir ân evyok.. — Ameliyatın vize neye malolacağı- ma biliyor musunuz?, — Bels yok! Zenginim. . — Cok mut, — Boet.. Şu halde ameliyat için 3 mülyon | frank vereceksiniz, Hüküme- tinirin iktidar mevkline geçmesile kay- bettiğim servetin mukabili... — Anlıyamadım?. — Bu parayı Küs istikras tahviline yatırmıştım. Sövyet zengini, cevab vermeden çık- | miş, gilmiş ve bir daha görünmemiş - | tir, ğ LÂLE San'atın, ilmin, ve fennin en son tekâmülünü bir araya toplyan bu sinema sarayında göreceğiniz filimlerden birkaçı: KEŞİF ALAYI ERROL FLYNN - OLİVİA DE HAVİLLAND ŞAFAGA DÖNÜŞ DANİELLE DARRİEUX PARİS IŞIKLERI TİNO ROS3İ - MİCHELE ALFA TOVARİCH CHARLES BOYER - CLAUDETTE COLBERT VATANKURTARAN ARSLAN ERROL FLYNN - OLİVİA DE HAVİLLAND HAYVANLAŞAN İNSAN JANE GABİN - SİMONE SİMON SHALLWE DANCE GİNGER ROGERS - FRED ASTAİRE EMİL ZOLA PAUL MUNİ YOSMA iyice öğrene — aa $O İ İ aa YZ0 ETEM İZZET BENİCİ En son çekmeyi kapatırken kâğıdların arasın- öşedeki lâmbanın altında oturuyorlardı. Uzun süren muhavereleri bir müddet kesildi. Ferhat: 'or musun Nebahat bu ayın 20 sinde tam yirmi sene ola- cak. Nebahat — başını — kaldırmadan sordü. — Yirmi sene mi? Neyin yirmi senesi buf, Son. iik gördüğüm, — sesini iğim günün yirminci sene- *O akşam, baban birkaç davet Ben ilk ordum. İçimde ardı ki t Seni görmeden işti. zin eve gi öyle bir heyecan eZSİN. min ede Büzelliğinin methini dinle- miştim, İşte tâm yirmi sene ol- du. O gündenberi!. Herşeyi ha Hergşey bugünkü gibi, bir şeyini kaybetmes xa basa salona girmiştim. Davetli- ler toplanmış, müsiki başlamıştı. Sen piyanoda şarkı söylüyordun. Herkesin kulağı sesinde, gözleri çok renkli saçlarında idi. Bilmiyorum neden, baban ayak- ta düran bitçok gençler arasında bana, seni göstererek «kızım!» de- di Seh o zaman çok gençtin. Bo!. ki, hâkikaten çocuk denecek yaş- ta idin. Seni ben o akşam sevdim. Nebahat başın: kaldırdığı za - man ince yüzünün güzelliğini bi Gözleri, gene o manasına sahip, dudakları aze kirazdı. ile sevgilim, beni bütün ömrümce sana bağlıyan o günü sevgi bayramı yapalım, O günü içinde sayısız muvaffakiyetler kas zandım. Fakat, asıl muvaffakiyes tim seni sevmektir. Bu ayın yir- misinde bir toplantı yapalım. Bü- tün tanıdıklarımızı, bilhassa o 20- manki arkadaşlarımızı davet edo- lim, Sen yirmi yıl evvel söyledi- | Efr tek | menfaatler için verilen müsame- gin şarkıyı söylersin... mısra söylemez misin?. iyo « | rum; ekingenliğinin sebebini an- | dyorum. Fakat seniri sösin benim için aynidir. TAKSİM birisi de ötekine: Diyordut YU'IDDA Ertesi sabahtı. Güney yurda gitti. Doğru başhekimin odasına girdi. Bu, kocasının odasıydı BServis vakti ldi. Ramiz hastadaydı. Odaya göz gezdirdi: — Kasa Bu odada mı acaba?. Masaya baktı, dolablara baktı, her yeri araştırdı. — Bu anahtar bunların hiçbirinin değil. Dedi. Ramize duyurmuşlardı. Geldi: — Hoş geldiniz?. Fazıl nasıl?.. Güney: — Geçiyordum. Uğradım. Belki » Bir polis müfettişi kafaıs bir olgunün ardın « dan nasıl çalışırsa onun beyni de öyle çalışıyordu. Yurttan çıkar çıkmaz bir taksiye atladı, Osmanlı Bankasının onl'mde indi. Bir masadaki sordu: — Bu bankanız kasalarından birisinin anah- tarı midir?. Genç işyar bir anahtara, bir de güzelliğile bü- tün bakışları tılısımlı baktı: — Evet.. — Bizim bankanın kasa anahtarlarından.. Ve sapındaki Fazıl'a bir di- yeceğiniz olur diye, Kendisi Iyileşiyor. Rüştü Çap- — cak., çı dün yine geldi. Çok memnun ayrıldı.. Başlıyor. 15 safha » 30 kısım tekmili birden Bu filimde göreceğiniz harikaları yarınki ilânlarda okuyunuz. — Nesine gerekti bu adamın evlenmek. Tap- taze kadını başına belâ aldı.. bir adamı eritmet için birebir.. gezdi — İstanbul direktörlüğündeki kasaların - ola- Diyecek anahtarı eline aldı: vaş sünmeğe başladı ve. bir za « man eşsiz bülbülün sesi çıkmaz oldu; sustu! . . Yirmi haziran akşamı misa firler salonları doldurmuya baş - ladı, ev sahibleri sevinçle misafirr lerini karşıladılar. Meşhür bir pir yanistin piyano başına geçmesile beraber salonu derin bir sessizlik kapladı. Kemanın refakâtile ça - laan ekaranlık geceler» in nağ - meleri çok beğenildi. Sesi kadat kendi de güzel bir genç kadın «Şo> pen» den parçalar okudu. Fakat Ferhada göre bütün seslerden gü- zel karısının sesiydi. Ve biraz sonr Ta bu kalabalık önünde karısının yaratacağı son mucizeyi düşün * dükçe heyecandan yerinde dura- mıyordu. Bizaz sonra piyanonun başında toplanan kalabalık ara - sında Nebahatin sesini işitince şa- gırdı: — Hayır, diyordu. Bu gece söy- Hyemiyeceğim için affını dilerim. Çünkü müthiş soğuk almışım. Göğ- Sürm ağrıyor. Sesim çıkmıyor. Nebahat yalan” 'ordu. Mi safirlerin sararlarına olduğu göbi kocasının yalvaran bakışlarına da aldırmadı. Vakit epeyce geçmişti. Davetliler -gittikten sonra Fer- bad balkona çıktı. Karısına birar (Devamı 7 inci sayfada) Radyo Porgramı Ankara Radyosu BUGÜN 17,38 Konuşma (İnkılâb tarihi dere- leri — Hizikevinden naklen), 1880 Program, 18.35 Müzik Çhafif senfonik piâk- lar). 19 Konuşma, 18.15 Türk mükziği (Casdl heyeti). Godüt Tokses ve arkadaşları. / 20 Ajans, meleoroleji haberleri, ai- aat borsası ((lat). 2015 Türk müzlği, Çalanlar: Vecihe, Cevdet Çağla. e- fik Fersan, Kemal Niyazi Seyhun. İ Ve., sen o şarkıyı benim için söy | İ Okuyanlar: Müzeyyen Senar, Mah- 4 İ Tiyeceksin!, .. t vt Karındaş. Nebahatin sesi uzun zaman kıy- 1— Surlnak peşrevi. 2— Hact Arif Beyin - Suztnak şarkı- Benl birar ederken, 3— Hiristonün > Suzinak şarkı < Görünce gerdanında. 4— Hacı Arif Beyin - Mahur yarkı- Seninle durmak derdinak eyler beni. S— Dede Efendinin - Rasi şarkı - metini kaybetmemişti. Bir çok relerde onun sesinden istifade - derlerdi. Fakat seneler geçince eşi pek az bulunan o güzel ses yavaş ya- 6— Rast şarkı - Çalıma bak efede. — Palz Kapancı - üseyni yarkı « j Aman dağlar canımı dağlar, #— 8. KRaynak - Hüseyni şarkı » Ayrılık yıldönümü, 9— Ermiram mayası - Vavru kur- ban bumar gözlüm. . 1ü— Türkü - Sarı kurdelâ, 21 Memlekel sast ayarı, S1 Konusma, 2LIS Esham, uüvilki, — kambiyo - nukut borsası (fizt). ZL25 Ney'eli plâklar - R. 2120 Temsll (tayyare piyangosu » Kamedi). Yazan: Kemal Tözen. i 22 Müzik Ç(küçük orkesira - eli Necip Aşkın). 29 Müzik (Cazband - Pi). | BSAS » 26 Son ağans baberleri ve YENİ Dünyalarda (FLASH GORDON) Senenin en büyük macera Filmi... Dünya heyecan ve helecanının rekoru... Önü - müzdekli cuma matinelerin den itibaren Sinemasında 1235 Türk müztği - P. 13 Memleket saak ayarı, ajana — ve metcoroloji haberleri. IZAS - 14 Müzik (karışık prograen > Sade, ona bakmak | Fi | İ İ İ 1357 Hieri Seter 8 BANKADA işyardan gözlerine çeken — kadına numaraya göz Çava mumsacI)

Bu sayıdan diğer sayfalar: