30 Mart 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7

30 Mart 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tefrika Numarası : 71 Yazan: Rahmi YAĞIZ Enver ve Cemal Paşalar Silâh Endaz Taburları Meselesinde Birbirlerine Girdiler Her İkisi de Israrında Aynı Şiddetle Sonuna Kadar Mukavemet Ettiler Bu sırglarda Enver Paşanın fik- tinde yeni bi düşünce peyda ol- du. Donanmadan ayr kaç silâhendaz taburunu X. K. em- rine göndermek, Amiral Suşomun ideresiz ellerinde — Karadenizle Marmara arasında âvare dolaş « maktan başka bir işe yaramıyan bu muharib kuvvetlerden hiç ol mazsa bu şekilde istifade etmek.. Paşa, Sadrazamın Sarkldoryan- da ziyafet verdiği gece meseleyi evvelâ Talât Paşaya açtı. Zeki Sadrazam Enver Paşanın fikrine iştirak eder göründükten sonra gu mahzurları ileri sürdü: — Behriyeden nakledeceğiniz silâhendazların mevcudü ne ka- dar olacak? Enver Paşa düşünmeden kar - gılık verdi: — Eh... 2,000 kişi kadar! — Bu, bir kolordu için ikmal kuvveti mahiyetinde olamaz! — Neden? | — 30 bin kişilik ana kuvvete | 2000 kişilik yardımcı kuvvet ilhak etmek, havuzukebire yeni — bir damla ilâve etmekle müsavidir. — Yanlış düşünüyorsunuz Puşa! —Yanlış mı? — Evet! — Niçin? — Müsaade büyurun izah ede- yim:- Çanakkale cephesi kugün paytahtın.. kilid noktası vaziye - | tinde bulunan en yakın harb sa- hamızdır. Muharebenin başlar - gicindanberi orayı müdafaa etmek, düşman akınlarını durdurmak ü- zere çarpışan 10 uncu kolordu - muz başına bu işde fevka- lâdelikler yaratarak muvaffak ol- du. Arka arkaya, taze kuvvetler yapılan beş umumi taarruzu kar- dıktan sonra yıpranan bu kah- zaman küvveti bahriyeden ifcaz edilecek 2000 kişilik zinde kuv « vet mükemmel surette takviyeye kâfidir. Talât Paşa omuz silkti: — Vallahi bu izahatından bir- anlamadım Paşa.. sabın kale bedeninde açılan yük bir gediğe ufacık bir yama l' ile örtü yapmak... Amma müm - kün © — Tabiğ mümkün... Bu vvet hiç olmazsa cephenin en ileri hattında, karakol ve posta- lar mıntakasında vazife alırsa si- perlerde taarruzu kollıyan piya- de fırkalarımızın daha toplu, da- ha canlı mukavemete hazırlar - malarını temin eder ki bu da X.K. *No. 92 — Buna pek birdenbire evet di- yemem. Fakat onun saflığından ve kocasının vefatile düştüğü te- essürden istifade ettiniz. Düşün- meniz lâzımdı ki... Sermed ters bir hareketle, Gü- zin Hanımın sözünü kesdi: — Rica ederim hanımefendi... Konuşurken İlsanınıza dikkat e- diniz. Kurşınızdaki' adamı saf ve müşkül mevkide kalmış kadınları kandırmağa çalışan bir ahlâksız olarak tavsif etlmeğe hakkınız yok! Sermedin bu ani infiali karşı- şinda Güzin Hanım yumuşamış- ti kekeledi: — Hayır, sözlerimi yanlış an- Tamayıhız; rica ederim! Sizi ah« | | ipe sapa gelmez izahatını dinle - | lunan zarif elini öptüler, Yemek | Haydi baylar. Enver Paşanın ceffelkalem or- taya attığı bu fikir hiç de yerinde değildi. Fakat Soşona karşı a - mansız bir düşman kesilen genç kumandan bir işe yarmmadığını ileri sürdüğü deniz kuvvetlerin- den hiç olmazsa iki silâhendaz ta- buru ifrsz etmek kararını ver - | miş, neye malolursa olsun bunu itbike azmetmişti. Talât Paşa Harbiye Nazırının dikten sonra şu cümle ile ke sihi bu işe karıştırmamasını En- Bir Çiı;ek, (5 inci sayfadan “devam) Birdenbire kapı açıldı, Sevim | göründü. Beyaz kadife, göğsü ve 1 açık bir rob giymişti. Yü- reğinin üstünde siyah bir zambak vardı. O kadar güzel, öyle çıldır- tıcı bir hali vardı ki çileden çık- mamak kabil. değildi, Erkekler kalktılar, orta parma-, ğında iİri bir zümrüd yüzük bu - salonuna geçtiler. Sofraya otur - dular, Yemekler di kahveler geldi. Sevim, küçük altın tabaka-| sından bir sigara çıkardı, yaktı. Uzun kirpikler arasında siyah bir| pırlanta gibi parlıyan — gözlerini süzerek: »- Dostlarım, dedi. Ben, sözünü| tütan bir kadınım... Size bir sürp-) riz yadettim. Sözümü yerine ge- tireceğim. Biliyorum. hepiniz-be- | t sevginizi | edemiyorsu - nuz, Sizi bu üzüntüden kurtar « mak isti Bir le di im. n sustu. Sonra ta m etti: üm, buna bir çare bul- zihnimden — geçen her kinı anlar, ve | t bir seş- derse onun olacağım. Bü! beraber ge bu hareket yi onunla yorum. Süküt... Erkekler, ne yapacak- Jdarını, ne diyeceklerini bilmiyor- lar, birbirlerine bakıyorlardı. Fab- rikatörün neş'esi kaçmı: kaşlarını çat — Hiç biriniz birşey söy sunuz... Yoksa teklifim hoşunuza gitmedi mi?. | — Müşkül bir va: larını görüyorsunuz. Biraz müsa- ade ediniz, düşünsünler... iyette kaldık-| Yazan: Nusret Safa COŞKUN lâksızlıkla itham etmedim. Söy- lemek istediğim şudur: Sizin Me- ralle evlenmeniz doğru olmaz. — Bu fikrinizi böyle ifade ede- bilizdiniz. Merali kandırdığımı nereden biliyorsunuz?. — Sadece bir tahmin. — Durup dururken elbette Meral sizi ter- Çih etmezdi. Siz maddi ve manevi kızıma lâyık değilsiniz. Genç adamın - izzetinefsi fena halde zedelenmişti. Ağır bir mu- kabelede bulunmamak için diş- letini sıkıyor, düdaklarını isi « rıyordu. Güzin Hanım sözüne devam etti: — Kızım babasının zamanında da, kocam öldükten sonra benim | Azs | pembe ver Paşaya anlattı: — Bu işe benim pek aklım er- mez.. Malüm ya benim askerlikte hiç ihtisasım yoktur. Siz bu işi Cemal Paşa ile aranızda konuşur, halledersiniz... Muvafık olanı sarlamak, tatbik elmek hem bir nazır, hem de bugünkü vaziyele benden ziyade hükim bulunan başkumandanlık sıfatile sizin hak ve salâhiyetiniz cümlesinde bu- lunuyor. (Devamı var) Beş Böcek Banker, elini cebine attı. Çek defterini çıkardı. Bir şeyler yaz- dı, imzaladı, genç kadına uzattı: — Beş bin lirat... Siyah Zambak müteahhide dön- dü; — Bir kibritiniz var mı?.. — Sigara mı yakacaksınız?., — Hayır! Şu çeki... Fabrikatör, birdenbire yerin - den kalktı. İri ellerile güzel ka- dının yanaklarından tuttu, saçla- rından öptü — İşte, sevgilim beklediğiniz | jest budur... — Budalat... Görüyorum ki bu hiç — biriniz. yapamadınız. a salonuna geçelim bir parti yınca mütcahhidle, şa idılar, gittiler. Par- d, saballn Üçüne Whğru BİtL. Di- Ti de veda ettiler. gittiler. n salonun lâmbalarını sön: Yatak odasına geçti. Kar- yolasının cibinliğini açtı ve h retle geri çekildi Ne görse beğe- » güzel kadının| uzanmış, yat be genç — Ne arıyorsunuz, burada?. İstediğiniz bu değil mi Budalaların hiç bir: dı. Ben, yalnız ben ai tağınıza girip yattım. imle kadını sü: ladım, Ya « Sevim, cevab vermedi, Kapıya 1, elektrik düğmesine bas-i “ha sarılmakta tereddüd mra orta boylu, etine dolgun, akli bir kız geldi. Sevim, pokerden kazandığı pa- raları uzattı — Kız, dedi. Al şenları... gece benim yatağımda yat. Bm ö | seninkinde yatacağım. Yarın do- | kuzda uyandır beni.. yanımda iken de, kocasının sağ- lığında da iyi gördü, iyi yaşadı. Siz sakat bir adamsınız, kalabalık yerlere girmemek gibi bir de ka- rarınız var, Bu az kazanacağınıza bir delildir. İki türlü kusurunuzla kızıma koca olmağa kalkışınız bir hayli tuhaf olur. Zeki kadın, karşısındaki genç adama darbeleri pek keskinleme vuruyor, onu ezmek, cevab vere- | miyecek bir hale getirmek, aczi- ni teslim ettirmek istiyordu. Filhakika muvaffak da olu - yordu, Sermed fena halde ezilmişti. Kadının hakkı yok değildi. O, kendisinin daha evvel Merale karşı ileri sürdüğü mahzurları şimdi se- beb olarak gösteriyordu. Kırık bir sesle cevab verdi:! — Hakkınız olduğunu teslim e- derim hantmefendi. Yalnız bon- de bulduğunuz kusurları daha ev- vel Merale ben söylemiştim. Ben Liyon'lu Vaydman — (5 inci sayfadan devam) bu gemi, kürvet kaptanlarından Yves Doles'in kumandası altında bulunuyordu. Filip; gemide bulunan Riviye kardeşlerle ehemmiyetsiz bir şey için evvelâ dil kavgası Yapmış, son-| ra döğüşmüştü. İntikam almıya ! karar verdi. Ve iki kardeşin mes'u- eti altında bulunan zahire ara- | Bu sırada bir infilâk oldu. Ka- paklar havaya uçtu. Kumandan ve tayfalardan biri ağır yaralandı,| iki gün sonra Tahiti has-| de öldüler. Yangın, kazaya — hamlolundu. Hiç kimse bir suikasddan şüphe- lenmedi. Eğer filipin muhtıra def- teri ele geçmemiş olsoydı. haki- kat anlaşılamıyacak' Filip askerliğini bitirdi, terhis tezkeresini aldı, Sorseriliğe baş- ladı. İlk evvel, şunun, bunun para çantalarını, cüzdanları çalmakla geçiniyordu. Liyonda, İstirazburg- da, Marsilyada dolaştı. Birkaç ke- re yakalandı, hapise girdi, çıktı. 1932 de parasız kaldı. Paris - Ven- mil treninde, kompartımanların birinde yalnız bulunan bir kadını soymak istedi. Az kalsın zavallıyı boğuyordu. Fakat, vaktinde yetiş- tiler, kurlardılar. — Kendisini de yakaladılar. Mahkemeye verdiler.| Beş sene hapse — mahküm oldu. | İngiltere'de Mecburi Askerlik (4 üncü sayfadan devam) gazetesinin yazdığına göre Hari- | ciye Nazırı Lord Halifaks mec- burf hizmetin kabülüne taraftar - ac. Bu suretle İngilterede büyük bir ordu temin edilmiş olacak, ha- am gelen tesir hasıl o- İngilterenin İcabında — kendi menfsatlerini müdafaa için silâ- iye - ceği bu suretle her tarafta anla- gılacaktır. Başvekil Çemberlayn Sulh za- manında mecburt askerliğ bulüne taraftar değildi. Fakat Av- rupada son zamanların vekayii Başvekilin bu fikrini değiştirt - miştir zannediliyor. Yalnız Maliye Nazırı Sir Con Simon buna taraftar değildir. İngilterede matbuatın bir kısmı buna taraftar oldukla - rını göstermişlerdir. Hulâsa Çemberlaynin iktidar mevklinden uzaklaşması ih leri de uzaklaşmış görünüyor. gilterenin silâhle mühim taraftan memleketin silâhlanmak aa vasıtalarını arttırmak yolundaki mesaisine de devam el- tiğinden kendisinin çekilmesine bir sebeb görülmemektedir. Bu ekşam 9 da ,-A meşhur [Çırdış) opereti Zozu Dalmasla Müzik: Kâlman Macar Balı Halk epereti de sizin gibi evlenmemizin kabil olmadığına kızınızı iknaa çalış - | mıştım. Fakat Meral bana şimdiki | yüzü yanık, korkunç Sermed gözile değil, eski, Sermed gözile buk - | makta devam ettiğinden — bütün | bunları şiddetle reddetmişti. Ortâda bir de Şekib Sinan Be- yin mektubu vardı. Güzin Hanım bağırdı: — Bunak herif.. Aklı olsa zaten intihar eder miydi?. Saçmalamış o mektubda, — Rica ederim hammefendi Velinimetimize karşı biraz dahâ nazik olalım. Ölüleri hayırla yad- etmeli.. Sonra o ölü sizin bile â- fiyetinizi, istikbalinizi düşünecek kadar hayırsever olursa... Güzin Hanım utanmış göründü. Başını önüne eğdi. Sermed kelimeleri dişleri ara- sında eze eze konuşmasına devam ediyordu: | zerek ygnndan ayrıldır | zanıza hiçbir zaman balta olma - Müddetini bitirdi, çıktı. Yeniden iki sene hapse girdi. Çıkınca Li- yona geldi. Orada, vaktile ha - pishanede tanıştığı Gilber Dü - ran'la buluştu. Bir çet lar. Evleri soymağa ba lip, daima üzerinde bi de rovelver bulundururdu. Defte- | rinde: «Sıra gelince bunları istimal e- deceğim...» diyor. BUVALO SOKAĞI CİNAYETİ «Boğazını sıktım, — sesi kesildi. Gitmezden evvel Jilber — eğildi, baktı. Gebermedi, biraz sonra ken- dine gelir» diyor. | Fakat, zavallı madam — Jazefin | ölüyor. Cinayet iki gün sonra mey-| dana çıkıyor. Katil bulunamıyor. Filip ve çetesi, artık gemi azıya| orlar. Bundan sonra Madam Davult adlı zengin bir kadinı ta 76 yaşında bir adamı öldürü- Paralarını alıp kaçıyorlar. Fakat. yine parasız kalr. cinayet daha işliyorlar. hayet zabita h ediyor, takibe başlı; Filip ve çetesinin öldürdüğü 7 vallıların sayısı tamam on bir.. Kâtil Filip, bütün cinayetlerini itiraf etmiş ve sonunda demiş - tir ki: — Ben de Liyonlu Vaydmanım!. Kullanılmış Elbisecilerle Konuştum (5 inci sayfadan devam) kal tim reden başka bir şey içmemiş- oturdum. «Bir şey kaybet- medin mi? Cebinde para filân u- | nutmuş olmayasın?» dedim. Ba- na: <Hayir, diye cevah verdi. Za- ten baloya gittiğim zaman yele - | ğimin cebinde bir lira param var- de Onu da harcettim» Ve merak la sordu: «Firakın cebinde bir şey| mi buldün?» Artık sabrım tüken- mişti. Demek ki, bu zavallı ta - Hhsiz müşterim o gece bir kere- cik olsun, sırtma giydiği fırakın | cebinl karıştırmamıştı. Derhal ce- bimden ellilik banknotu çıkardım: «Şu halde bu para, senden önceki | len kalmış olacak. Bu, senin kısmetindi. Ma-. ki eline geçmedi.. İş de mey- tı. Haydi gel şu parayı kırışalım senin m ve elli liranın yarısını bu müşterime ve- Ah şu muzib elbiseler.. Yeni basılan A TFVFİK IRIZ Hayatı ve Şiirleri RAMAZAN G. ARKIN 220 sayfa ve 6 tablo İstanbulda Resimli Ay matba- ası Türk Limited şirketinde 60 kuruş fiatla satılmaktadır. <amceni n Draeameammamasema e — Herhalde farkındasınız. Me- | ralle tâ ilk gençlik senelerimize kadar uzıyan masum bir mace - vamız vardır. Sermed acı acı gülümsedi — Farzedelim ki öyle — olsun! Fakat itiraf edersiniz sanırım, kı- dım. Daima hürimmet ettim. Daima uzakta kaldım. — Bundan başka ne yapabilir- diniz?.. — Her şey.. Meseli, kızınız İse tanbuldaki apartımanında oda - ma geldiği zaman.. ve.. meselâ, vimde, yatak odamda, kollarımda bayıldığı zaman.. Nihayet kendi- sini sevmemi yalvardığı zaman.. kocasının kudretsizliğinden bah- | sederek dizlerimde hıçkırdığı za- man.. (Devamı var) -| Tum.. | ken diyor ki; HIKAYEI . BAHÇEDE MEHTAB VAR (4 üncü sayfadan devam) lamıştı. Yoksa, annesi her şeyi bi- liyor muydu? çi kıza da anlatmış miy- kalbinden vurulmuşa . Otnün kal- İzzeti netsi gözü ya- şardı., Hatta, bir damla Şaş, genç kızın elindeki kitabın mavi cildi üzerine düştü. Hizmetçi vaziyeti Elindeki masa örtül ki iskemleye bırak! Birden en Üzülme küçük hanım dedi, ağlama,. Gözün yaşardı. Bu, bana çok dokundu.. İnsan G altı ağlar mı?, Tam gülüne- her şeyi biliyo- Hanımtfendi, bana hor şe, anlattı. Zaten hanımefanci çok in- Bana öyle sıkı zıkı ten- bih etti ki.. Ben size elimden ge en yardımı yaparım.. Kimsayo bir m.. Husrev bekle bahçedel Haydullardan Kor ufadan devam) öyleyiniz. Ne kadar mu- hafaza edilmiş olursa olsün bi onu yakalıyabiliriz. Omun ne yap- tığını adım adım takib ediyoruz. Güzel aktris bundan bahseder- kavramıştı. rini venında- Leylâ va ya- nına geldi. yaşında cek zaman.. B safsızdır.. — Göçen cumartesi günü evi- min civarında dolaşan bir otomo- bil gördüm. İçinde iki kişi vardı. l İnhisarlar U. Müdürl 1— İdaremi Cibali fabrikası işi şariname ve plânı mucibince pazarlık usulile eksiltmeye konmuştur. Il— Keşif bedeli 4097,30 lira muvakkat teminatı 374,80 liradır. | maların yanına geldi. iz. Yalnız sizden ıın izi üşütmeyi - Arkanıza ka Hanımefendi yemin ettirdi. Sakın üşüme sin, dedi.. ina. Sonra bar na sorarsa, üşütmedim, derim.. Yemin e! Vallahi * Leylâ, birden deli gibi sevindi.. Hizmetçinin elini öptü: — Bu iyiliğini unutamam İkbal, dedi. insanlara mah: lüyordu. Leylâ, bir lâstik ye fırladı.. Koşa koşa asa, Husrev kene disini bekliyordu. Kırk yıl hasret kalmış gibi sarılıştıl. ! Mehtab yaprakların arasından onları gözetliyordu. REŞAD FEYZİ kmayan Akteris Bunları tanımıyordum. sadları ne olursa olsum ben kurk— t müyorum. Aktris Virjinya Holivud'da zen- gin diye tanınmıştır. Kendisi bir | İngiliz avukatın kızıdır. Holivud- | top g | da artist olmuştur. Geçenlerde bir film kumpanyasile mukavele ya- — parak haftada 150 İngiliz lirası kazanmaktadır. İ “ üğünden: | garajı önündeki rıhtım tahkimatı Hi— Pazarlık 6/TV/939 perşembe günü saat 14 de Kabataşda Le- | vazım ve mübayaat şubesi müdiriyetindeki alım komisyonunda yapı- — lacaktır. V— Şartname ve plânlar her jyukarıda sözü geçen şubeden alınabil V— İsteklilerin eksiltme güvenme paralarile mezkür komisyol Gümrükte Eş gün 25 kuruş bedel mumııımıı' ilir. tayin edilen gün ve saatte 96 75 | 'a gelmeleri. (3002) j ya Satiliyor İstanbul Gümrükleri Başmüdürlüğünden: 3596 kilo toz ve çubuk halinde kükrüt 156 K. kasarsız pamuk men- — sucat 209 K. müstamel ceket ve yeli ek ve pantalon 1000 K. ağaç eşya vagonu 119 K. kasarlı pamuk mensucat 63 K. ipekli ve yünlü mensucat 55 K. pamuk basma mensucat 632 K. alaca hakkındaki satış ilânımız 24/3 sindedir, İstekliler bu gazeteyi okuyarak satışa gel ipliği boyalı pamuk mensucat ve 9 tarihli Son Telgraf gazete- eleri il (2061) LUMBAGO BEL ve ARKA ROMAAS TİZMA AĞRILARI ) NIHAYET BULDU! MEŞHUR ALLCOCK'S YAKILARI, ! AYNI ZAMANDA 4 ŞEKİLDE İCRAYI TESİR ADAREK BÜTÜN AĞRILAR- INİZI TEDAVİ VE Arka ve Bel, Lumhago, Siyalik veya gögüs ağrılarınızdan irurap çekmeden haman ecre- hanesizden bir ALLOOCK S yakımaı ahinız ve Ağrıyan mahalle yapışlırımız. Puk az saman garlında en küvvetli ağnılarınız sükün Bulecaktır. Bir ALLOOCK'S yakısı, tesi: FNi ayını ae manda 4 gekildde ifa odoc : 1) Oto- MMaLk masaj — 29 Ağrıyan yörlerde yani Bir kan cevelin — 3j Sihhi bit scaklık tevlik — 8) Küvvetli ve adak bir elin OKmANI tesirleri, — Biz işinizle moşgulkan ALACOCK 8 yakıa tesirini yapar ve bütüm ağnları deteder ALLOOCK' 8 yakıları, söğrik algınlığı “ve öksünüğü tedavi ve Bücün ağrları teshin eder. — Şayatı hayret ve çabuk Lesiri iti- bariyle her kullanan sön derece inemnsn Kalır. Herman bügünden ersahanenielan Bir ALLCOCK'S yakısını alınız — Fi 27 VJ? kuruştur. *Ücun ve Laklit yakılarlan gakınınız. — Başka hiç bir. yakı kolayen yapıştırdlıp kaldınlmaz, vi bu döcece tosir görlerme, — Hakiki yekılar üzerimdeki karmızı Kartal ve Düre mürkana dikkak ediniz. TESKİN EDER. ANİ TEDAVİ! AğNyer mahale b AUA GÖĞETE yakımı yapıştir. makbr. — Olamata manal amen ağrıyaa yerme çei Bir KAR Gövelln attinir. İir yayam Başin v aa seteri ARTIK AĞRILAR NİHATET BULDU.. Mir ALLCDOK A ye aç HABİ e aü A kertl li e Keveedi ve Hcak b Hamalelai gözlen e asinsi a v ağmdanaın Kati aaDiK Hetin sa.

Bu sayıdan diğer sayfalar: