21 Nisan 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

21 Nisan 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dükkânlarına Tabel Asamı yacak Bilhassa Caddeye Amudi Vaziyette Olanlara Müsaade Edilmiyecek Stanbulun muhtelif cadde ve sokaklarile bütün semi- lerindeki dükkân, mağaza, me, sinema, tiyatro ve #msali tekmil yerlerin -tabelâ> un Belediyece esaslı bir tet- Yapılan tetkikler neticesinde her biri başka bir biçim ve büyüklükte ve muhtelif renk- karınm şehir sokaklarının gü- Zelliğini bozduğu görülmüştür. Bazı yerlerde ve ezcümle 'Gılılıı, «Beyoğlu» gibi birin- « sınıf caddelerde bir takım tabelâların kötü kötü tellerle ve hattâ halatlarla bağ- hanıp amudi şekilde kaldırım- larm Üstüne surkıtılmaktadır. Ekseri sinamaların tabelâ ve ğ Kitab J Okumak İhtiyacı Umumi Kütübhaneler | 'Üviyetlerini Bildirenlere Kitab Verecekler Maarif Vekâleti, şimdiye kadar Evkat idaresine tAbi olan şehrin Mühim bir yekün tutan kütüpha- Helerinin Vekâlete devri için tet- at yaptırmaktadır. Bu gibi ev-| Kifa ald kütüphanelerin intizam-i * Sizlığı bilhassa fihristlerinin oku- Tulamaması şikâyetleri mucib ol- Vekâlet bu ciheti, ev - Beçse de geçmese de, berta - Tâf etmeğe karar vermiştir. Kütüphanelerin geceleri açık tulması için şu tedbirler ahın- Maktadır. Bütün — kütüphaneler, Açılmasa bile bir kısm — umumi kütüphanelerin münavebe sure - Tile akşamları muayyen hir saate Kadar açık kalmaları kararlaştı - Tılmıştır. Yalnız, bundan Üniver- Sile kütüphaneleri müstesna tutul- Muştur. Şimdiki halte geceleyin, apinönü Halkevi kütüphanesin - en ik bir tek kütüphane mı::m n Umumi kütüphanelerin, merak-| '& kitab vermesi de düşünül - Mektedir. Kitab isteyen vatandaş büviyetini kat't surette tesbit et- İldikten sonra azami bir hafta Müddetle istediği kitabı alıp evin- Ye okamak imkânını - bulacaktır. Kütüphanelerdeki eşki harflerle Yazılmış kitabların bir (kitab mü- Zesi) yaptırılarak oralarda hıfzı a düşünülmektedir. ilânları da çok büyük, biçimsiz ve umumi güzelliği bozar ma- hiyette bulunmuştur. Bu münasebetle; tabelâ işi- nin bir intizama sokulması ve caddelere amud olan bütün ta- belâların menedilerek — yalnız caddelerde müvazi tabelâlara müsaade olunması takarrür et- miştir. Ayrıca; bu tabelâlerda tel, balat ve saire gibi şeylerle tul- turulmıyarak münasib bir şe- kilde konulacak, büyüklükleri de muayyen bir hadde kadar olacaktır, Diğer taraftan tramvay, tren ve vapur geçid yerleri, köşe- başları ve birinci sımıf mey - danlara da gelişi güzel tabelâ ve levha asılmasına müsaade olunmıyacaktır. Yz;'ılı;adani Bozulan Yollar Belediye Daha Esaslı Tedbirler Alacak Sür'atle ikmaline çalışılan Be- bek - İstinye yolunun bilhassa sa-| hile yakın olan bazı aksamında bir) takım ârızalar husule geldiği söy- lenmektedir. Buna sebeb sahile yakın olan yerlerde deniz müte- madi bir surette dövdüğü rıhtım- da bazı gedikler açık yolun altına kadar ilerleyerek burada bir ta- takım çöküntüler husule getire- rek asfaltta çatlaklıklar ve yer yer, ârızalar husule getirinektedir. Asfalt döşenmeder evvel bazı yerlerdeki çukurlar tyice ve sağ- lam bir surette doldurulmiyarak alelâde toprak ve molozlarla dol- durulduğundan bilâhare yolda mü- Muztarib Vatandaşın Tesellisi nkarada enteresan bir da - A vaya başlanmış.. Mevzu şu: Hastaya çağırılan bir dok- tor mutlaka gitmeğe mecbur mu- dur, değil midir?. Bilhassa gece olursa.. Bizce, bir doktorun çağırılan hastaya gitmesi hem insanlık bar- cu, hem meslek borcudur. Dok- torluk, herhalde, bir başka mes- leğe benzemez. Gayesi ve hizmet mahiyeti daha ziyade insani ol- masını icab ettirir. Hasta, muayene — ve tedaviye muhtaç bir vatandaşın davetine icabet etmek mutlaka Tâzımdır. Bu icabet hiçbir işe yaramasa, muztarib bir insanın teselli ve a- vunma meselesidir. Kimin elinden geliyorsa, böyle bir teselliye vesile olmağı vicdani bir mecburiyet olarak kabul ve telâkki etmelidir. BURHAN CEVAD Yabancı Mekteblerden| Okullarımıza Geçmek İstiyenler Yabancı mekteblerin ihzari sır nıflarından hususi — okullarımıza nakletmek istiyen talebelerin, ih- zari sınıflardaki devamlarının; de-| vam müddetinin hesabında dik - kate alınması ve bu gibi talebenin yabancı okullarda ihzari sınıda gir- meden önceki tahsil vaziyetlerine göre hakları bulunduğu sınıflara Kabul olunmaları Maarif Vekâle- tinden dün maarif müdürlüğüne bildirilmiştir. Ayrıca emre göre bu kabil ta- beler resmi ve hususi mekteb- lerimize girdikleri terihden evvl bu mekteblerde yapı'mış olan im- tihanlardan da muaf tutulacaklar-| dir. üüüi Atikalipaşa Camiinde Tamirat İki senedenberi tamir edilmek- te bulunan Atikalipaşa camiinin etrafının açılmasına karar veril - miştir. Bu kararın lâyıkı veçhile tatbik edilebilmesi için Belediye ile Evkaf idaresi birlikte çalışa - caktır. Yalnız camiin tamiratının bitmesi beklenmektedir. Şimdiki halde içi ve dışının üçte ikisi ta- mir edilen camlin kapalh çarşıya nazır kısmında — çalışılmaktadır. Camiin avlusundaki — şadirvanın büsbütün kaldırılması da düşü - him ârızalar husüle geldiği Ta - | yülmektedir. Tabya - Büyükdere arasında ya - pılan asfaltta da müsahede edil - mişti. Bebek - erkek kolleji ara - sındaki yolda da ayni şekiller gö- rülmüştür. Belediye bu sebeble Bebek - İstinye yolunda bu kabil hatalara — düşülmemesi için yeni tedbirler almak — meeburiyetinde kalmıştır. Bunun için yolun sahil kısımlarındaki rıktım — taşlarının esash bir sürette tamiri ile çökün- tülerin sağlam bir surette dol - durulmasına dikkat edilecektir. Lit Ege Mıntakasında İktısadi Teakikler Bir müddettenberi — şehrimizde iktısadi tetkiklerde bulunmakta 0-| lan İktıisad Vekâleti teşmüşaviri Fönde Porten Ege mintakasında bazı tetkikler yapmak üzere evvel-i ki gün şehrimizden İzmire git - | miştir. Mumaileyh oradan Aydın 've havalisine geçecek ve bilâhare de Antalyaya gidecektir. N Kendisine iki mütehassıs da re-| fakat etmektedir. Motör Devrindeyiz Kağnı Arabası Artık Tarihe Karışıyor Bu Arabalar Çift Hayvanlarının Vaktinden Evvel Ezilmesine Sebeb nadoluda eski bir tarihi o- | lan «Kağnı» arabalarının | tamamile istimalden kaldı- rılması için harekete geçilmiştir. Esasen her sene miktarı azal « makta olan bu' eski nakil vasıta- ları yakında tam arihe ka- rışacaktır. Kağmıların kullanılışa kabiliyeti olmadığı ve çift hayvanlarımızın ! vaktinden evvel ezilmelerine s- Simitleri Açıkta Satanlar Yasağa — Riayet Etmiyenlerden Para Cezası Alınaca& Belediye, bundan bir müddet ev- vel verdiği kararda simit, çörek ve helva satan seyyar satıcıların, sat- tıkları malları bir carnekân için- de taşıyarak teşhir etmelerini ten-| sib etmişti. Karar o zaman, bu gi- bi esnaf tarafından hoşnudsuzluk- la karşılanmış olmasına — rağmen eamekânlar tedarik edilerek tat- bikat cihetine gidilmişti. Son gün-) lerde, Belediye müfettişleri tara- fından yapılan teflişler, esnafın bu yasağa riayet etmdeikleri gö- rülmüştür. Filhakika, bilhassa simidei es- nafı, simidlerini bir değneğe ge - çirerek satış yapmaktadırlar. Bir kısım simideiler de, came - kânları olmasına rağmen simid - Oluyor beb oldukları bütün köylülere an- latılmaktadır. Muhtelif umumt vilâyet mec - lisleri bunların diğer arabalarla değiştirilmesi için muayyen bir tarihe kadar müsaade vermişler ve bu tarihten ilibaren «Kağnıs kullananların 5-25 lira arasında cezaya çarptırılacaklarını ilân et- mişlerdir. K Emaye Sokak Tabelâları Okunmaz Hale Gelen Lavhalar Değiştirilecek İstanbul belediyesinin bundan €evvel emayiden yaptırdığı İstan- ralarının © zamandarberi büyük bir kısmı harci tesirlerle silinmiş ve bir kısmı harab olmuştur. Belediye bunların yerine ye - nilerini koymağı düşünmektedir. Fakat o zamanlar Kurüçeşmede meveud olan emaye fabrikası ha- len kapanmış olduğundan şehri- mizde hemen hemen bu işi yapan bir müessese kalmamıştır. İdarenin elinde bulunan yedek numara ve tabelâlar ihtiyaca ki- fayet etmediği tâkdirde bu iş için yeni bir münakasa açılması kuv - vetle muhtemeldir. lerini ya açık ağızlı camekânlar- da, yahud da camekâinın üstünde satmaktadırlar. Badema, bu gibi esnaftan para cezası elınacaktır. Lüleburgazda Halkevi Temsilleri Lüleburgaz (Hususi) —Halkevi temsil kole gee , halta «Yaşıyan ölü. piyesini temsil etmek suretite son müşameresini verdi. Gençleri- mizin halka bedava olarok surddukları bu piyesler büyük alâka uyan- dırmaktadır. Temsil kolu başkanı Mustafa Meriçli bu muvalfaki - yetlerde büyük bir âmil olmux.tadır. bulun sokak tabelâlarile ev numa-| | avinlerile beden terbiyesi mual - Kavga ve Küfür Tü: Spor Maçında Terbiye Çocuğuna Yakışmaz Bazı talebelerin maçlarda mü- nasebetsiz hallerde bulundukla - rına dair Maarif Vekâleti taralın> dan dün maarif müdürlüğüne bir tamim gönderilmiştir. Bunda e2- cümle şöyle denilmektedir: «Maçlarda sporcu talebelerden bazılarının müsabaka beyecanına kapılarak birbirlerini rencide ede-| cek tarzda, - hatta baz: çirkin söz- lerle - sahadaki arkadaşlarına ba- fardıkları nazarı dikkati celbet - mektedir. 'Türk çocuğuna yaraşan yiğitçe - duyguların ve kardeşlik sevgisi - nin tezahürüne vesile olması icab eden mekteb sporunun kendi asil hareketlerini kaybetmesini mu - cib olacak bu nevi hâdiselerin ö- nüne geçmek için mekteb idare - lerinin müsabakalerdan evvel ta- lebeleri irşad etmeleri ve spor ta- Hmatı bükümlerini — kendilerine hatırlatmaları lâzımdır Gerek oyuncü sifatile sahaya çıkan ve gerekse seyirci - olarak etrafta yer alan talebenin, iste - nilmiyen hâdiselere sebebiyet ver- memeleri için mekteb müdür mu-, limlerinin, kendi — mekteblerinin müsabaka günlerinde sahada ve talebeleri arasında bulunmaları da, buemirle tebliğ olunmuştur. , dir. MAARİF VEKİLİNİN TEŞEKKÜRÜ Diğer taraftan Maarif Vekili Hasan Âli Yücel — dün İstanbul mekteblerindeki — spor faaliyeti hakkında da şu teşekkürü gön - dermiştir: #İstanbul mektebleri spor böl- gesinin faaliyete - başladığı gün. daha ilk adımda elde clunan yüz ağartıcı neticeden dolayı size ve değerli muallim — arkadaşlarımza teşekkür eder ve yeni başarılar dilerim.» Marmara Adası - x Gümrüğü Gümrük ve İnhisarlar Vekâ - leti, bazı mukarrerat cümlesinden olmak üzere Marmara den'zi sa - hillerindeki bir kasım gümrük ida-| relerini — Tâğvetmişti. Bu aruda, Marmara adasının da biricik güm-, rüğü ortadan kaldırıldığı cihetle ba adada bilhassa balık üzerine iş ve ticaret yapanların elleri böğür-. lerinde kalmıştır. Buradak iba - hıkçılar resmi muamelelerini an - cak Karabiga ve Gelibilu güm - rüklerinde yaptırmak — imkâmım bulabilmektedirler. Bu vaziyet iş- leri aksatmaktadır. Vekâlet kara- rın nakzı cihetini tetkik ettirmek- tedir. No 137 — Bu nasıl iştir?. Şer' ile işi- Tiz yardır.. Efendimiz rahatsız bbe biz yine ifadet hal eylemeli - Yiz.. Din ve devlet elden gider. tacılar gevab veriyordu: — İrade . Vezir ile b | #inizi hallediniz.. | Nihayet; Aygır imam dayana - Madı ve a — Hangi vezir- Verirlâzamı muhasara etmiş hak- :d:ın gelmek üzeredirler.. Esa - lema ve rizali devlet Yeniçe- Fİ kullarile beraber biz böyle bir Vezir tanımıyoruz.. Ne yapıp yar Yeniçeriler ZORBALAR SALTANATI Yazan: M. Sami KARAYEL Yeniçeri kullarının — dileklerini arzetmemiz lâzımıdır. Hilâfında hareket iyi olmaz.. Bu ane kadar vaki olan Yeniçeri isyanlarında kulları her istediklerini kabul et- tiregelmişlerdir. Dileklerini efen- dimize bildirmek borcumuzdur. Nihayet silâhdarlar ve silâh - dar ağa meseleyi Sultan Mahmuda| arzettiler.. Sultan Mahmudun ver- diği cevab şu idi: — Padişah rahatsızdır, dersi - | | niz... Kapıları ve delikleri kapa - yınız., Hariele her ne şekilde o- Tursa olsun mükâleme kabul et- Silâhdarlar, Padişahın bu İra- desi üzerine derhal kapıda bulu- nan baltacılara haben verdiler, Baltacılar, delikleri de kapamış- lardı. Aygır imam kapıda bağırıp dü- ruyordü. Satalerce ufrartılar, içe- Tt giremiyeceklerini onladıkla - rından atlarına binip ağa kapısına döndüler. Ulema heyetinin tersyüzü dön- düğünü gören softalar ve Yeni- çeriler ateş püskürmüslerdi. Hep bir ağızdan bağırı: — Bize, böyle Padişahın lüzu- mü yoktur.. Sultan Mestafayı hal' edip zorla saltanat ve hilâfete geç-| miştir. Bize Sultan Mustafa ge- rektir... Ortada; padişah meselesi yokken şimdi bir de Padişah hal'i ve tek- Tar Sultan Mustafanın tahta ge- tirilmesi fırtınası çılmıştı. Ulema karar veriyordu! — Sultan Mahmud a lemdar Mustafa Pa tahta getirilmiştir. Böyle bir zor» banın tahta getirdip* padişah meş- Aygır imam bağındı: — Ağa kapısında durmak ge- yekmez... İşimiz >adışah iledir... Karargâhı Atmeydanıra Sultanah-| med camline nakletniek Tâzımdır.!| Ulema; kafi'enin önünde tekbir getiriyorlardı. Sanki bir düşman ordusuna hüvim edeceklerdi. Halbuki, biz bu hallerle yuğu- rulup dürü;ken Rusimrla müta - veke halinde muhârib idik. Rus orduları durmadan mütarekeden istifade ederek ordularını takviye ediyorlardı. Bizim tazafta ise her gey aPüst idi. Müstevliler, Türk devlet ve milletinin hesına üşüşen soysuzlar birbirlerile muharebe e- diyt.'ardı. Bütün bu haller devam edip du- Turken, Alemdar — Mustafa Paşa muhasara olduğu yerde muha - Herden yüz- bir türlü harem dalresinin kahın duvarlarına ve kale mazgalı gibi kuvvetli ve siperli pencerelerine yanaşamamışlardı. Sultan Mahmud; adamları va- mtasile mütemadiyen — dışarıdan haberdar oluyordu. Hafid efendi durmadan işliyordu. Akşam Üstü vaziyet şöyle fdi: Ulema ve Yeniçeri sergerdeleri | karargililarını atmeydanına ve Soltanahmed camtline nakletmiş - lerdi. Ve Sultan Mahmuda karşı vaziyet almışlardır. Dayanıyordu... Fakat; Rami> Pa- şaya giden Cüce Hasanın verdiği habere göre Cephanesi bitmek ü- zeredir ve azdır. Kadı Paşa ve Ramiz paşa kuv- Alemdar daha kat!ledilememişti. vetleri üzerine saldıran eşkiya yok- tur. Kuvvetler elde emre hazır bulunuyorlar.. Saray tehlikeye düşerse derbal Kadı paşa ve Ramiz paşa kuvvet- lerj harekete geçeceklerdir. Sul - tan Mahmud müsterih idi. Çünküt Kadı paşa kuvvetleri ve Ramiz Pa- şa kuvvetlerile yüzde yüz Yeniçe- rileri ve onlara peşkeş çekenleri | ezebilirdi. * Cüce Hasan, Kasımpaşa zinda - nına atıldıktan sonra ratı kolaçan etti. K adam poturunyn arazına bir han- çer saklamıştı. Elinden kılıcını ve tüfengini aldifştardı Zindanda k ca hapishane bombeştu. Kapıda bekliyen gardiyanlara sordu: Ne o ağam?. Masallah zin - dan bomboş. (Devamı var) er yoktu. Ko- Şiddetli Ceza Her Zaman İyidir mkaradan verilen haberle- re göre, Ceza Kanunumuzun rilmesi hakkında hükümet bir lâyiha hazırlamış ve Büyük Mil- let Meclisine vermiştir. Ceza Ka- nunumuzun bazı maddelerine ye- ni bazı hükümler ilâve edilecek- tir. Bu yeni kanun lâyihasının he- defi memlekette, esrar ve ersin gibi zehirli maddeler satan ve kullananları daha şiddetli ceza « lara çarptırmaktır. j Hezirlanan bu yeni kanun lâyi- —| hasından memleketin umumi sağ- — Tığı ve ekonomisi namına memnu- niyet duymamak mümkün değil- dir. Hükümet, böyle yeni hir ted » — bir almakla, çok yerinde ve isa- betli bir karar vermiş bulunmak- tadır. Zehirli maddelerin bir cemiy-- tin bünyesi üzerine yaplığı tah - ribkâr tesirler ehemmiyetsizce karşılanabilecek bir hâdise değil- dir. Ben, şahsan, kanun lâyihasına ilâve edilen yeni ceza hükümle - — rinin mümkün olduğu kadar şid- detli olması tareftarıyım. Çok şid detli ceza, belki, mahküma fazla aztırab verecektir. Fakat, bu fena zehirleri satmak, alıp kullanmek niyet ve temayülünde olanları da muhakkak ki kurtaracaktır. Memleketin umumi menfaatleri bakımından can yakmak, netice i- tibarile canlar kurtarmak demek- tür, | REŞAD FEYZİ Leyli Meccani Talebeye Verilen Şahadetname'er Bilâmum leyli meccani talebe- ye verilacek olan şehadetname ve tasdiknamelerin mutlak — suretto puldan muaf olduğu, bu kabil di koma ve tandiknamelerden kat'iy- | .yen pul aranılm ucatı maarif mü- dürlüğüne bildirilmiştir. —— |“Türkofis,,Lâğvediliyor Ticaret Vekâleti - kanunundan sonra İktisad, Nafıa, Münakale vG muhabere Vekâletlerinin teşki - lât kadroları da Başvekâlete ve- rilmiş bulunmaktadır. W Ticaret Vekâleti - kabinlle bir. | kaç gün evvel haber - verdiğimiz. gâbi Türkofis reisliği İüğvölun - | makta ve yerine diş titartt umun müdürlüğü ihdas olunmaktadır. Toprak mahsulleri ofisi de Ti - caret Vekâletine bağlanmaktadır. Rü Felsefe Ders!eri İçin Yardımcı Kitablar Liselerde bulunan telebenin fel- sefe kültürünü — zenginleştirmek. muhtelif filozofların eserlerini ve felsefi telâkkilerini tanıtıp bunun üzerinde talebeleri düşündürmek maksadile Maarif Vekâletince fel- sefe dersleri için lar» ihdaş olunması kararlaştırı - | Jarak bunlardan bazılarının bas- tırıldığı mekteblere bildirilmiş - tir. Â FirimizinDerdi Hepimizin Derdi Sandallar Neden LâmbaYakmıyor'ar Eyübde oturan bir akuyucumuz yazıyor! «— Ben Erübde — oluruyorum. İşlm kcabi Haliede çok kereler ge- celeri sandalla ridip geldiğim - tiğini söylüüyemem. Sandallar lâm- ba yakmadıkları için, bazan Ha- Hiede işliyen metörlerin kara he- yulkları sandalın Üzerine saldı - racakmış gibi İnsam korkutuyor. Belediye karada —arahalara bile fener taktırdığı halde, denizde dağar neden fener yakmazlar? Yakarlarsa, vüküs melbuz tehli- kelerin önü alınmış olmaz mı?. Be- Tediyenin ba işi de görü önüne Kkaysanız, çok İyi olur sannede - Tn B

Bu sayıdan diğer sayfalar: