31 Mayıs 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

31 Mayıs 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HADiSELER KAHVE SEVENLER CEMİYETİ KURULMUŞ merikada bir «kahve tirya- A kileri cemiyeti» kurulmuş.. Bu cemiyete girmek için çok kahve tiryakisi olmak lâzım ge- liyormuş.. Ben kahveyi severim. Günde on fincan kadar kahve içe-i rim.. Bilmiyorum, o cemiyete gir-| mek için, bu kâfi bir şart mıdır?. Geçen gön bir mecliste, Çalı ku- şu mücllifi kıymetli romancı Re- şad Nurinin kahve zevki ve mera- kından — bahsediyorlardı. İçtiği kahvenin kaç gün evvel çekildiği- mi bile anlarmış.. Fazla kahve içmek asabı bozar, kalbe dokunur, diye doktorlar mâ- ni olmağa çalışırlar.. Fakat, mü- barek iyi şeydir. Bir yorgunluk kahvesinin kayfi, — başka, hangi şeyde vardır? KILIBIK KOCA BELLİ OLUR MU? Arkadaşımız Hikmet Fertdunun «Yaşasın kılıbıklık» isimli bir hi- kâyesini gördüm. Bu hükmü, ar- kadaşım, nereden çıkarmış, bil - miyorum. Eğer, şahsi tecrübe ve müşahedelerine istinad ediyorsa, böyle bir düşünce tarzını herkese propaganda etmeğe ne hakkı var?)| Kılıbık kocalar bahsi çok — tatlı ve enteresandır. Geçen gün bir dest anlatıyordu: Vaktile, diyor, gençliğimde bir kalemde kâtib - dim. Bir mümeyyiz vardı ki, sor- mayın.. Barut gibi bir adam.. Ya- mnına yaklaşılmazdı.. Bağırır. ça- ırır, berkesi szarlardı. Huysuz, geçimsiz bir adamdı.. Ben düşü- nürdüm.. Acaba, bu adamın karısı,| bu barut gibi mahlükun elinden meler çekiyor.. Gel zaman, git za- man, öğrendim ki, bizim mümey- yiz efendi, her sabah evden çıkar-| ken, karısından bir temiz maşa dayağı yermiş. Kılıbıklık insan - larda para gibi, iman gibidir. Kim- GÜZELLEŞMEK İÇİ —. KARŞISINDA Sön - Telgrof- KOOPERATİF NEDEN ——i İYİ İŞLEMİYOR? Kooperatif bir şirket tarzıdır. İyidir. Fakat, biz, kooperatif hık. kında gayet fena misaller veriyo- | ruz. İşte Denizbank kooperat! nin gürültüsü, işte Belediye koo- peratifinin patırdısı. Burlardan başka, Ege havzasında kurulan geşidli kooperatiflerden bazıları - | zun iyi işlemediğini, hatla bir kıs- manın tasfiye edildiğini birkaç za- man evvel gazetelerde okumuş- tuk.. Bu şekilde, kooperatife karşı, bir emniyetsizlik uyandırılmış ol muyor mu?, Bu işlere dikkat et- mek lâzım... Malüm ya, yirminci asrın mü- ' him endişelerinden biri de kadın- larda güzelleşmek hevesi, sevda- sıdır. Gazetelerin ilân sahifeleri- ne bakınız: Bayanlara, güzelleş - meleri için, türlü türlü kremler. pudralar, ilâçlar ve saire tavsiye | ediliyor. Dün, bir gazetede bir ilân| gördüm. Güzelleşmek için süt tav-) siye ediliyordu. Fakat, bu, bizim bildiğimiz süt değil. Krem gibi bir şey.. Yüze sürülecekmiş.. Fakat,| bunu yapan müessese, adını süt kaymakla hata etmiş. Çünkü, bi- | zim bildiğimiz İstanbul — sütleri, güzelleştirmez, bilâkis, insanı ze- hrler.. MARULU YERKEN — DİKKAT EDİNİZ Şimdi marul zamanı.. Yedikule taraflarındaki bostanlarda, bilhas- sa pazar günleri, marul eğlence - | leri yapılıyor. Marul iyi bir g- | dadır. Fakat, ben sevmem.. Ço - cukluğumda, bir defa, —marulun yaprakları içinden, kocaman bir sümüklü böcek çıkmıştı. O gün bu- gündür marul yemem.. Bu suret- le, büyük ve hâzam bir gıda zeve kinden mahrum olduğumu bili - yorum. Fakat, ne yapayım? Elim- de değil. Marulu yerken, siz de dikkat ediniz. de olduğu belli olmaz. AHMED RAUF T KOUK |Şehrimize Gelen Bulgar l HABE:RLER Gazetecileri * Taksim bahçesinin arkasın - daki bin metre murabbalık bostan sı!ıınnııı da Belediyece istimlâk edilmesi kararlaştırılmıştır. İstim-, 1ök muamleesi dün bitmiştir. * Balkan iktısad konseyine gi- den heyetimiz dün şehrimize dön- müştür. * Kâğıdhanede Çağlıyan suyu namile güzel bir memba suyu bu- lunmuştur. * Sokaklarda ve Köprü üze - rinde numaralar yaparak Şarloyu taklid eden «Şarlo Ahmed» dilen- cilik suçile Sultanahmed birinci Bulh ceza mahkemesine verilmiş - tir. Şarlo Ahmed 2 melon şapka ile bâkim huzurunda da numa - ralarını yapmak İstemişse de bit- tabi menolunmuştur. Muhakeme şahid gelbi için kalmıştır. B Tarihi Romanı No. 97 — Bu, sizin kılıcınız mıdır?. — Hayiır. Hazreti Alinin kulı 'Torunları bana hediye ettiler. — Ya şu duvardaki ucu kıvrik biçal — O, Elhârisin Bağdad kalesini fethederken bir düşman kuman- | danını kendi ciile katlettiği cen- biyedir. — Çöldeki Arabların belinde hep böyle ucu kvrık bıçaklar var, — Evet. Bunlarla insanın bağır- saklarını deşmek — kolay oluyor. Halifenin Sarayında Bir ispanyol Güzeli Başlarında Bulgaristanın tanın- miş şairlerinden ve gazetecilerin. den Göspodin Tifon olduğu hal - de bir Bulgar heyı şehrimize gelmiştir. Heyet azaları Belediye turizm müdürlüğü — memurlarile birlikte İstanbulun muhtelif yer- lerin! gezmişlerdir. Yerlere Bilet Atanlar Belediye reisliği tramvaylardan inen halkın attığı biletlerle şeh < rin ana cadde ve sokaklarmın kir- letildiğini görerek güzel bir karar vermiştir. Bütün tramvayların en işlek is-| tasyonlarına yeniden kutular ası- lacaktır. Tramvayllardan inenler ellerindeki biletleri bu kutulara atacaklardır. Kutular konduktan sonra da yerlere biletleri atanlar- dan ceza ahnacaktır. Yazan: CELAL CENGİZ — Elhâris dediniz de aklıma gel-| di, velinimetim! Bu kadar değerli bir kumandanınızı neden Endü- lüste bıraktınız? Endülüsü idare- ye Musa ile Tarık yetmiyor mu?, Abdülmelik gülümsedi; — Onu örüda tutmağa mecbur- dum. İkisinin arası açılır ve yahud. ikisinden birisi saltanat hırsına kaptlırşa, Elhâris bunun önüne geçmesini Iyi bilir. O, Endülüste herhangi bir tehlikeyi derhal ön- Asfalt Yoldaki Kasabalar | WEdııfneye KadaırŞchııler£ 'atle İmar edilecek ııunbıı * Edirne aşlalt şosesi- nin inşasile bir kat daha şenlenen Trakya kasabalarından Çorlunun su ve elektrik işleri de hailolun- muştur. Geçenlerde şehrimizden Çorluya giden Dahiliye Vekâleti imar iş- leri umum müdürü — Halid Ziya Türkkan ile su mütehassısı kasa- banın su işini halletmişlerdir. Oradan Tekirdağına geçen u - mum müdür ve mülehassıs Te- kirdağın içme suyu derdiğini de bir neticeye bağlamışlardır. Her iki kasabanın su ve elektrik te- sisatı bugünlerde münakasaya ç karılacaktır. Ayrıca diğer — kasabaların da sür'atle kalkınması için yapılan faaliyet cümlesinden — Babaeski, Çorlu, Vizenin imar plânları da eksiltmeye konmak üzeredir. Bü kasabalar gibi. yakında İs- tanbul - Edirne asfalt yolu gü- zergâh ve yakınındaki bütün Trak-| ya kazaları ve hatta köyleri de muntazam imar plânları ile yepye-| ni, moderr birer şekil alacaklar - dır. Umran faaliyeti cümlesinden e- larak Babaeskide büyük bir elek- trik şebekesi ve santral binası ya- pilmakta, yeni modern Halkevi binası inşaatı 2 ayda bitecek bir hale gelmiş bulunmaktadır. Lüleburgazdaki —turistik otel, sinema, gazino binaları da ya - pilmaktadır. Bu binalarır. inşaatı yakında bitecek ve Cumhuriyet bayramında merasimle hepsi bir- den açılacaklardır. Diğer taraftan Londra asfalt yo-| lunu tetkik ve teftiş etmek mak- sadile haziranda şehrimize gele - cek olan ecnbei heyetin seyahati- nin eylüle tehir olunduğu Bele - diyeye bildirilmiştir. Gelen heyet azaları Trakyada hat boyundaki büyük umran ve kal- kınma faaliyetini de bilfil! gör - müş olacaklardır. Kartal Mendireği Deniz ticaret müdürlüğü tara- fından Kartalda inşa edilmekte o- lan büyük mendireğin — inşaâlı sür'atle ilerlemektedir. İskele le mendrek arasında kalan büyük havuzun dahilinin temizleme ame-i liyesi nihayetlenmiştir. Mendire- ğin inşaatırın da birkaç ay içinde nihayetleneceği — umulmaktadır. Kartal mendireğinin inşaatı ta - mamlandıktan sonra bu havalide- ki balıkçılık daha geniş mikyasta inkişaf etmek imkânlarını bul - müş olacaktır. Mendirek deniz ticaret müdür- lüğünün kendi vesattile yapılmak- ta olup 10,000 lira sarfile meyda- na gelecektir. TAHİR HAPSE ATILINCA.. Maryana bir akşam odasında o- tururken, cariyelerinden biri ya- yavaşça - kimseye sezdirmeden - yanımma sokuldu: — Tahir sizinle görüşmek isti- yor, dedi, bu gece zindanda sizi bekliyecek.. Maryana birdenbire şaşırdı. Ta-| hirih —kendisinden yardım isti - yeceğini düşünmüyordu. O, Mar- yanayı başka ne maksadla çağıra- bilirdi? Bu haberi getiren Arab eariye-| halde konuşmalısınız, Sitti! Eğer sinin yüzüne dikkatle baktı: — Sen onu nerde gördün? — Zindanda.. — Zindanda esinin ne işin var? — Beni çağırtmıştı. — Sen Tahiri tanıyor musun? — Evet. Bir gün ben bahçede Halifenin kuşlarına yem verir - ken birdenbire sendeleyip havu | görünüz.. Size söyliyeceği şeyler ClJ'NB «Müdafaa bütçemiz. isimli bu- günkü başmakalesinde Nadir Na- di milli müdafaa masraflarımızın 'Dürk milletinin büyük meclisi ta- rafından. müzakere edilmeksizin aynen kabul edildiğini, Türkiye Cumhuriyetinin daha kurulduğu gündenbderi milli müdafaa bah - sini daima ön plânda tutarak o- na göre çalıştığını kaydederek diyor ki: | «Bugün Türk ordusu, acele a- hnan tedbirlerle kuvvetlendiri! - mesine uğraşılan bir teşekkül de- Bildir. O, on beş sene zarfında bir gün bile aksamıyan azimkâr, şu- urlu ve muntazam bir mesainin parlak bir zaferidir. Türk milleti, seve seve katlan- dığı fedakârlıklar neticesnde; ma- nevi gücüne paha biçilmiyen kah-| Taman ordusunun maddi kudre- tini de derece derece arttırmış ve onu işte bugünkü yüksek mevkie ulaştırmıştır. Onunla ne kadar iftihar eise yeridir.» TAN: Zekeriya Sertel «Yepyeni ham- lelere doğru» isimli bugünkü baş- makalesinde büyük kurultay mü- nasebetile Cumhuriyet Halk Par- Şisinin Mili Şef İnönünün direk- tiflerile yeni hamlelere hazırlan- makta — bulunduğunu — ve Parti programında yapılması tasavvur edilen tadillerin bu yeni hamle - lere yol açan bir hazırlık mahi - yetinde olduğunu kayıd ve teba- rüz ettirmektedir. VAKİT: Sadri Ertem «İnönünün nutku- nu dinlerken» isimli bugünkü baş makalesinde Milli Şefir. kurultay- Bu Seneki Mahsul Vaziyeti Alükadarların * * yaptıkları son tetkiklere nazaran bu seneki mah- Sul vaziyetinin, geçen yıldan yüz-, de 15 noksan olacağı tahmin edil- mektedir. | — Sıvas ve Samsun, Urfa, Diyar - | Bakır taraflarında mahsul geçen yoldan iyidir. | — Yalnız Ankara ile Sıvas arasın: | daki havalide yüzde yirmi beş | noksan tahmin olunmaktadır. Bu ) noksanlığın Konya ovası ve hava- | lisinde yüzde 30 - 40 a çıkacağı | sanılmaktadır. 'Trakyada da mahsul biraz ek- sik tahmin edilmektedir. Masama- fih son yağmurlar bu tahminleri değiştirebilecektir, | Konvansiyonel Treıılerındekı Muayene | — Göçenlerde verilen bir kazarla Uzunköprüde konvansiyonel tren- leri 15 dakika içinde muayene e- dilmekte idi, Fakat tesbit olunan Müddet kifayet etmediği için ka- lan muayenelerin hareket esna - Sında yapılmasına karar verilmiş- tir. za düşmüştüm. Tahir beni kur - tarmıştı. — Pekâlâ.. Ne dedi sana? — Sizinle bu gece mutlaka gü- rüşmek iştediğini söyledi. — Seni bunun için mi çağırt - mış? — Evet.. Maryana gözlerini açarak söy- lendi: — Benim Tahirle bir alış verişim| yok. Halifenin hapsettirdiği bir zabitle ben nasıl konuşabilirim? — Fakat, bu gece onunla her Bitmezseniz, bu sizin için çok fena olur. — Tahir beni zindandan da teh- did etmesini biliyor amma. Ben böyle tehdidlerden korkan bir ka- dan değilim. — Sizin için çok hayırlı olacak Bitti! Tahiri bu gece muhakkak IŞ !ıl.:ü' KAR.SI .Röbeğinde yalnız kuvvete tapar, Çocuk Misafirhanesi daki hitabesinden bahsederek di- yor ki: «Nutukta bir milletin arzuları, satırlar halinde formüle edilmiş, yurd içi ve yurd dışı hakkında vatandaşların parça, parça gönül- lerinde yaşıyan külli ve terkibi bir mahiyet veriyor. Gönülden müphem bir şekilde geçen haki- katleri bir milletin müşterek ma- lt haline koyuyordu. İnönü, nutku ile bir milleti bir kere daha yekpare bir kütle hali- nin aksi sadece milletin arzula - rından başka birşey değildi.» YENİ SABAH: Londrada bulunmakta olan Hür seyin Cahid Yalçın İstanbuldan hareketinden sonra «Citta di Ba- ri» vapurunda yazdığı bugünkü <Alman - İtalyan ittifakı» isimli başmakalesinde Roma ve Berlin hükümetleri arasında son defa imzalanan askeri ittifaktan bah- sederek diyor ki: «Vak'anın mantıki cereyanına göre, bu muahedenamenin bir de Bizli parçası bulunması pek tabi- idir. Çünkü muahedenamede, Al- manya ve İtalyanın «hayat saha- lari» tabirile hangi ülkelere göz dikmiş oldukları sarih surette gös- terilmiyor. Halbuki iki devlet a- rasında bu istilâ sahaları karar- laşmamış olsaydı, onları zabt hu- susunda birbirlerine gözü kapalı yardım vâdine kalkmaları kabil olmazdı. İşte. bugünkü vaziyet, bütün çıplaklığı ile budur. Avrupanın yalnız küvvetin sözünden anlar büyük bir istilâ kütlesi mevki al- miş bulünüyor. ve etrafına taş- mak içfn fırsat arıyor.» demekte- dir.» Taksim - Yenimahalle Otobüsleri 'Taksim - Yenimaballe arasında işleyen otobüslerin bu hatta az | geldiği ve bu sebeble halkın İs- tasyonlarda beklemek mecbüri - yetinde kaldığı görülmüştür. Bu sebeble Belediye - reksliği | mezkür hatta ilâve otobüsler kul-| Tanmasını kararlaştırmıştır. —* Valinin Teftişleri Dün Ankaradan şehrimize dönen Vali ve Belediye Reisi Lütfi Kır- dar öğleden sonra yanında fen heyeti müdürü olduğu halde Har.| biye ve Lâlelideki — refüjleri ve Taksim bahçesi inşaatını tetkik et- Mmiştir. Lütfi Kırdar İstanbul otobüs l tiyazının Belediye tarafından kul- Tazılması kararının tramvay ida- resi Belediyeye geçer geçmez tat- bik olunacağını ve atobüsleri tram- vay kdaresinin işleteceğini söy - lemiştir. Çocuk Esirgeme Kurumu Emi- Tönü şubesi reisliği; işe giden kadınların ve kimsesizlerin ço- cuklarını gündüz misafir etmek maksadile <Çocuk misafirhanesi» kendisinden ziyade sizi alâkadar eder. — Nerden biliyorsun bunları? — Biraz anlattı da.. — Noler söyledi bakayım.. An- Tat bana da.. — Korkarım, Sitti! Yemin et « tim.. Bir şey söyliyemem. Dışarda gürültülü ayak sesleri | #şitiliyordu. Maryana Iâfı kesti ve biraz sonra cariyeye sondu: — Beni zindana sen mi gö: Teceksin? — Evet, Sitti! İsterseniz, ben gütürürüm. Zemin kata inen gizli yolu cariyelerinizden benden baş-| ka bilen yoktur. — Ya zindan nöbetçisi?.. O gö- Türse?.. — Zindan nöbetçisi sarhoşun bi-| ridir. Her gece Tahirin yemeğini verdikten sonra kapının dibinde sızıp yatar. — Peki., Herkes uyuduktan son-| | İstanbul Plânının İtiraz | açmağı kararlaştırmıştır. Berlin Bağdat Hava Hattı Bugün Berlinden Şehrimize Bir Heyet Geliyor Meraleketimizden geçecek olan Berlin - Bağdad hava hattınır. a- çılması münasebetile bugün saat 16 ya doğru Berlinden şehrimize bir heyet gelmektedir. Bu heyet, Alman tayyare şirketi Luft Han- 20'nun rhatbuat müdürü ve siyasl! neşriyat bürosu şefi ile dört Al- man gazetecisinden mürekkebdir. Ayrıca Berlin elçiliğimizden bir| zat da heyete refakat etmekte - dir. Heyet azaları İstanbul mat - buat mümessilleri tarafından Ye- şilköyde karşılanacaklardır. Bilâhare Yeşilköy hava istasyo- nundaki hazırlanan büfede müş - tereken izaz olunacaklardır. Berlin - İstanbul hava hattı Bağ-| dad, Talrana ve sonra da Kâbile kadar uzatılacaktır. Berlinden ge- lecek yolcular, Yeşilköye kadar Alman tayyaresile geleceklerdir. Kendilerini Yeşilköyden Halebe kadar da Türk tayyare ve pilotları! götürecektir. Halebde tekrar Alman tayya - releri yolcuları alacak ve Tah - ran veya Kâbile kadar götürecek- lerdir. M. Prost Ankaraya Gıdıyor | Edilen Kısımları Nafıa Vekâleti tarafından M, Prostun plânına itiraz edilen kı- sımların tadili için icabeden di- rektifin verilmesinin Belediyece Vekâletten rica edildiğini yazmış- tık. Plân üzernde biran evvel tat- bikata geçmek gayesile hareket eden Belediye reisliğinin bu ta- lebi Vekâletçe terviç edilmiş ve plânın sür'atle tokrar tetkik edi- lerek mevzuubahs noktaların mu-| adde) şekillerinin tesbiti kararlaş- | tırılmıştır. Nafıa Vekâleti bu maksadla M. Prostu ve Belediyenin bu işle â- | lâkadar fen adamlarını Ankaraya davet- etmiştir. M. Prost Beled'ye imar müdürü Hüsnü ve harita şubesi müdürü Galib bugün Ankaraya hareket edeceklerdir. Mütehassıs ve müdürlerin işti- Tüklle teşkil — edilecek bir heyet plânın itiraz oluman noktalarını gözden geçirecek ve Prostla mü- dürler bu noktalara cevab vere - ceklerdir. Darüsssade ağası Mehmet ağanın Mmedresesi - bu İşe tahsis olunacaktır. Mezkür misafirhane, Cumhuri- yet bayramına kadar açılmış bu. Tunacaktır. ra odama gel. Birlikte gideriz. * HALİFPENİN DALKAVUĞU DA İŞE KARIŞIYOR.. Gece, Bütün saray halkı uyku- da, Koridorlarda dolaşan harem a ğaları da kızların odalarını son defa muayene ettikten sonra, ken- di dâirelerine çekildiler. Veliahdin dairesinde uzaktan gelen bir ud sesi var. Belli ki, Ha-| Iifenin oğlu henüz uyumamış. Maryana, cariyesile birlikte b: larını örterek odadan çıkıyorlar. Halife o gece biraz rahatsızmnış. Yanına hiç kimseyi kabul etme- miş. Bu yüzden sarayın içinde de- rin bir sessizlik var, Herkes aya- ğinın ucile yürüyor. Harem dıl.ı-e—I sinde hemen hemen ayakta hiç * *timse yok gibi. Zit vf K | makta devam etmekle - beri | erkâniharbiyesi, müşterek ha cakları m Otoriter Devletle Karşısında Sulh — Cebhesi Yazan: Ahmed Şükrü ESM Beynelmile! vaizyet gergil siyasi fırtınanın hayli saki muhakkaktır. Bir ay evvel savuran iki otoriter me matbuatı, bugün Almanyan! İtalyanın sulhçu emelleri da dünya efkârı umumiyesine mad vermeğe çalışmaktadırla| talyan ve Alman propaganda| kilâtlarının bu aralık meşgul dukları en ehemmiyetli mısı: budur, Acaba bu sükün ne devam edecektir? İtalya ve manya, karşılaştıkları şiddetli kavemet karşısında harici po tikalarına yeni bir istikamet rerek tecavüzden vaz mi? Yoksa fırsat mı kolluyor! İtalyan ve Alman politikali müstakbel inkişafı, bu devleti den ziyade sulh cephesini te eden devletlerin ellerindedir. tatörler demokrat devletlerin kavemetleri karşısında gerilei lerdir. Fakat propaganda teşki larının faaliyetine bakılacak sa, tecavüz politikalarının uy' gdırdığı korkuyu yatıştırarak kavemeti zayıflatmak ve tecavüze geçmek siyasetini etmektedirler, Buna — karşı $ cephesi devletlerine terettüp ' vazife şu olmalıdır: 1 — Her memleket efkârı İ miyesine anlatılmalıdır. ki, ol ter memleket matbuatı tarafı) yazılan yazılar bu memlekelli hükümetleri tarafından — ver, teminat, ciddi ve samimi — de| yeni tecavüz hamlelerini hazi .yan politika manevrasından İ rettir, 2 — Sulh cephesinin daha $| lam olarak teşkil edilmesi lâz| dir. Sovyet - İngilir anlaşma! nin bir emrivaki olduğu hakb da Londradan ve Parisden ve haberlere rağmen. bu anlaşm henüz neticelenmediği görüler tedir, Diğer taraftan otoriter © leketlerin propaganda teşkilâl| bu anlaşmanın gecikmesinden ğün vaziyeti istismar etmek f satım — kaçırmamaktadırlar. cümleden olmak üzere Sovyet! Almanya ınıındı bir anlaşma ylası ileri atılmıştır. Binaenal anlaşmanın biran evvel yapılp zaruridir, Sonra Fransız - Ti anlaşmasının da teahhura tahi mülü olmadığını burada açık. rak söylemek isteriz, Fransız ! buatı ve Fransız hükümeti, İh Hiz - Türk anlaşmasın: samimi| Tötte karşılamışlar ve Fransa Türkiye arasında da bir anlaşt ya olup bitti nazarile bak:labi ceğini söylemişlerdir. Esasen | vekil sayın Refik Saydam da giliz deklârasyonunu mecliste kuduğu gün bunu açık olarak İ de etmişti. Fakat bu anlaşma ; pılmadan evvel Pransa ile aral da halledilecek bir dova varı Fransa davanın hallini gecikti mektedir. İki haftadanberi Pa ten gelen haberler, bu mesele) hallini bir gün meselesi şeklit göstermekle beraber, iş hâlâ rüncemede devam edip - gidiy Bu meselenin de en kısa bir 2 mâanda halli ve Ftransız - Tü Münasebetlerinin de İngiliz - T münasebetlerine ahenklar bir kilde tanzimi âcil bir mesele | Hndedir. Almanya yarı seferber halde İtalya keza. Berlinde imzalaf son İttifak munhedesile iki det plânları çizmişlerdir. Selâniğe leceğinden bahsolunuyar. Süv kanalına Trablusgarbdan taart edileceği söyleniyor, Cebelüttat katşı bir hücum hazırlığı yapi makta olduğu — bildiriliyor.”B halde bir harb vukuunda otori! devletlerir ilk hamlede Akdet geçidlerini ele geçirmeğe çalış!

Bu sayıdan diğer sayfalar: