31 Mayıs 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

31 Mayıs 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Gün; Meselesi: Istanbulun Aldığı Tayyare ler Azdır Şimdiye Kadar Orduya Ancak 27 Tayyare Hediye Edebildik stanbul Hava Kurumu Re- isliğine tayin olunan mü- fettiş Riza Oran yeni vazi- | fesine başlamıştır. | | — Muümaileyh bu münasebetle Kuruma ald muhtelif işler hak- kında şu izahatı vermiştir: «— Yer mahsullerinden u - zun müddettenberi alınmakta olan hava kurumu ianesi, ya- rından itibaren kaldırılacak - tır. Bu lanenin kalkmasile büt. çede vukua gelecek açığı geniş mikyasta yeni aza yazımile te- min edeceğiz. Şimdiye kadar İstanbul hal- kının kıymetli yardımlarile İs- tanbulun orduya hediyö ettiği tayyarenin yekünu 27 yi bul. muştur. İstanbul balıkçıları da 2, ka- saplar esnafı da 1 tayyareyi kendi namlarına almışlardır. «Tuğlacı» ve «kiremitçi> ler de şubemize müracaat ederek kendi namlarına bir tayyure almak arzusunu göstermişler - dir. tün yurddaşları Hava Ku- rTumuna kaydetmek ve varidat kaynaklarımızı arttırmak me- saimizin başlıca hedeflerinden- dir.r Öğrendiğimize güre şehrimi- zin her semtindeki Hava Ku- rumu teşkliâlı takviye oluna - cak ve bütün İstanbul balkı- mın üye kaydedilmesine ça- lışılacaktır. Ayrıca tuğlacı ve kiremitçi- lerden başka müteaddid teşek- kül ve esnafm da kendi nam- larına kahraman orduya tay- yare hediye etmeğe hazırlan - dıkları memnuniyetle anlaşıl- | mıştır. Afyoncuların istedikleri Ziraat _BTnkııının Yardımı Kâfi Gelmiyor Afyon . müstahsillerile — toprak ofisi arasındaki ihtilâfları hallet- mek üzere Ticaret Vekâletinin emrile afyon bedellerinin yüzde sekseni avans olarak verilecekti. Fakat yeni şekil müstahsili diğer | bir taraftan — düşündürmektedir. Çünkü, Ziraat Bankasının ver - diği para miktarı banka usul ve ah kâmı veçhile nizamf faizini ala - caktır. Afyon paralarının beş se- ne gibi uzun bir müddet zarfında ödeneceğine nazaran yüzde yirmi tutarın faizi büyük bir yeküna Baliğ olmakta ve müstahsil bu se-| beble zarara uğramaktadır. Bunun için şehrimizde bulunan afyon müstahsillerinden mürek- keb 10 kişilik bir heyet bir rapor hazırlıyarak kurultaya müracsala| karar vermişler ve bu raparu dün! akşam Ankaraya döndermişlerdir. Bu raporda mevzuubahs fatzin a- hnmaması ve morfin derecesine konulan 25 kuruş fiatın arttırı! - ması istenmektedir. —— Ucuz Eğlence Belediye iktısad müdürü Saffet Bezer tarafından — Floryada ve Beyoğlundaki eğlence yerlerinde yapılan tetkikler neticesinde bu kabil mahallerde halktan alın - makta olan fiatların çok görüle- rek indirileceğini yazmıştık. Yeni tenzilâth tarifelerin önü- müzdeki haftadan itibaren tatbik sahasına konulması kararlaştırı! mıştır. Bu karar dün alâkadarlara Diğer taraftan Saffet Sezer dün' Yolcu ve Yük Vapurları Ticari Eşya İçin Ayrı Vapurlar - işletilecek 'Yaz mevsiminde bilhassa mek- İ teblerin tatil zamanları Karade - nize işlemekte olan postalarda faz- la yolcu bulunmakta ve bu arada ğyıyı ticariye nakliyatı da faz - dalaşmakta olduğundan seferler- de küçük mikyasta İntizamsızlık ve izdiham husule gelmektedir. Bu halin önüne geçmek için geçen ve- ne Denizbank Karadeniz tarikile yapılan doğunun koyun nakliya - tına haftada bir gün ayrı bir vapur fahsis etmiş ve bu vapur direkt olarak Trabzon - İstanbul arasın- da işlemeğe başlamıştı. Bu sene seferlerde daha büyük bir intizam temin gayesile Kara- denizden eşya nakleden ve her is- keleye uğrıyan bir kaç postaya yolcu kabul ediliyor. Yalnız eşya makledilmesi için ekspres posta adedlerinin fazlalaştırılması dü - şünülmektedir. Yolcu taşıyan va- purlar Karadeniz iskelelerinde Yazla miktarda beklemek mecbu- riyetinde — kalmıyacaklarından 'Trabzon - İstanbul hattı üç gün- öen daha az bir müddet zarfında yapılacaktır. Almanyada yeni yapılmakta o- lan Karadeniz tipt vapurlar gel - dikten sonra yolcu ve yük posta- ları tamamen ayrılacaktır. de yanında Kadıköy, Sarıyer ve Beşiktaş kaymakamları olduğu halde bu üç kazaya giderek eğ- lence yerlerinde tetkikler yap - maştir. Buralardaki eğlence yer- lerinin tarifeleri de tesbit edile - cektir. İstanbulda Yeni Bir Devir ali ve Belediye Reisi Lütfi V Kırdar Ankarada, şehrimi- xe ald birçok işleri hallet - fiklon sonra, döndü. Valinin, İstanbula gelir gelmez lıyoruz ki, önümüzdeki haziran ayı, şehir için hummalı bir imar ve inşaat mevsiminin başlangıcı olacaktır. Hattâ, buna imar, in- şaat mevsimi değil, seneleri de - mek daha doğrü olur. İstanbul, asırlarca, yıllarca geri bıraktığı bütün işlerini başarmağa azmet- miştir. Birkaç sene sonra, şehri bam- başka bir çehre İle göreceğimiz- den emin bulunuyoruz. Lâtfi Kırdar'ın başarıcı kabili- yet ve himmeti yanında, hükü - haksızlık olur. Olgunluk İmtihanları Hangi Liselerde Yapılaçağı Dün Bildirildi hk ve liselerin olgunluk imtihan- "müdürlüğüne tebliğ olunmuştur. sinde, İstiklâl İstanbul lıxısmdı.', Şişli terakki Eminönü kız lise - sinde, Hayriye İstanbul kız lise - sinde, Müsevi lisesi Galatasaray- liseleri Cumhuriyet kız İisesinde, Zoğrafyan Pertevniyal lisesinde, Zapyon İstanbul kız lisetinde, Sen-| benova, Kadıköy Senjazef, Sen- mişel, Pangaltı Notredam Dösiyon, | Alman Senjorj, İtalyan ticaret, Alman liseleri ve İstanbul Ame - rikan erkek kolleji Galatasaray liseşinde, Amerikan kız kolleji kız| Tisesinde, Üsküdar Amerikan kok leji Brenköy kız lisesinde olgun- luk #mtihanlarını yapacaklardır. Galatasaray lisesindeki olgun - luk imtihanları fransızca olduğun-| dan ayni imtibanları türkçe ola- rak vermek istiyen ecnebi ve e- kalliyet mektebleri talebeleri, İs- tanbul erkek Hisesine devroluna- caklardır. —— Semplon ve Toros Müşterek Tarifeleri Semplon Öryent ekspresi ve To-| r08 ekspresi müşterek tarifelerini tetkik etmek üzere yakında şeh- Timizde bir konferans halinde top-| lanacaklardır. 500 ecnebinin işti- rak edeceği bu konferans hazır - Jıklarına şimdiden başlanmıştır. gazetecilere verdiği izahattan an- metin bu güzel yurd köşesine gös- terdiği müzahereti kaydetmemek BÜRHAN CEVAT Şehrimizde bulunan hususi, az- larının hangi liselerde yapılacağı dün Maarif Vekâletinden maarif Bu emre göre Darüşşafaka Vefa| erkek Vöcsinde, Işık Kabataş lise- da, Pangaltı Ermeni lisesi ve Ket-| ronagoir lisesi Pertevniyal lise - | sinde, Yuvakimyan ve Fener Rum) P O Davası |Dün Fabrikanın Müdürü Bildiklerini Söyledi ki ay evvel bir akşam Feshane ıiahrıkıundı kumaşları kurut- 'ma Makinesinin yanında şakar laşırlarken, arkadaşı Rızayı maki- ! neye doğru iterek, onun kazana düşüp ölmesine sebebiyet ver - | mekten suçlu Ömerin duruşması-! na dün de asliye birinci ceza mah- kemesinde devam edildi. Dünkü | celsede şahid sıfatile dinlenen fab- rika müdürü Bay Vasıf şunları söyledi: — Hâdise gece olmuştu. Vakit geç olduğu için ancak ertesi gü- nü işe vaz'ıyed edebildim. O gün | müddelumumi!, sulh hâkimi ve bir. komiser de fabrikaya — geldiler, Tahkikata başladılar. Ölen Rıza- mın birisi tanafından itilerek, ka- zana &tıldığı muhakkaktı. Fakat aili bulmağa muvaffak olama - dık. Memurlar fabrikadan gittikten sonra ben hususi olarak tahkika- ta başladım. Hâdisenin vuku bul-| duğu dairede çalışan ameleleri 0- dama çağırttım. Onlara: — Arkadaşlar, dedim. Bugün | | âmzasız bir mektub — aldım. Bu ; | mektubu gönderen zat hâdiseyi olduğu gibi anlatıyor.. Ben bunları söyleyince Ömerin birdenbire benzi attı. Titremeğe | ve terlemeğe başladı. Nihayet a- yakta duramadı, düştü.. Keyfiyeti derhal polise haber verdim. Ayni gün akşam üÜzeri fabrika- daki- adamlarımdan birine ame - lelerin yattıkları odaya girip kar- yolalardan birinin altında saklar-| masını ve geceyi orada geçirme- | sini söyledim. Bu adam ertesi günü bana ge- lerok, odada neler konuşulduğunu anlattı — Dün akşam Rıza ile Ömer kurutma makinesinin yanında şa- kalaşıyorlarmış.. —Bir ara Ömer Rızanın — takunyalarından bimini makinenin kazanına atmış.. Rıza da takunyasını almak için eğil - diği nrada,, Ömer elile Rızaya do- kunarak, onu ürkütmüş. Bu es - nada Riza müvazenesini kaybe- derek kazanın içine düşmüş... Kurutma makinesinin kazanı bir metre 80 santim — iztifaındadır. Kutru da bir metredir. Bunun ke- “nazında bulunan bir şahsın kendi| kendine kazana düşmesine imkân yoktur. Benim kanaatime göre Rı- za birisi tarafından itilerek kaza- na atılmıştır. Onu atan ve ölü - müne sebebiyet veren arkadaşları- mın ifadelerine göre Ömerdir. Bazı şahidlerin de çağınlarak dilenmeleri için muhakeme 12 hazirana bırakıldı.. D Li S VesnMahkemeler ' Feshane Ginayeti'Sen Bu Sokaktan Geçemezsin Kavga Eden Karı 'Koca Mahküm Edildiler ün asliye üçüncü sulh ceza mahkemesinde birbirine ha- karet etmekten suçlu Bekir isminde bir adamla karısı Fikriye-, nin duruşmasına başlandı. Mahkemede dinlenen şahidler- Gen Bekirin arkadaşı Rızs hâdise-| yi şöyle anlattı: Dün akşam saat yedi, yedi bü- çuk sıralarında Bekir ile işlen dö- nüyorduk. Fikriyenin evi önünden| geçerken arkadaşım evi göstene - rek: di. O esnada evden iki genç çıktı. Bekir onlara sokuldu. Sonradan Karım burada oturuyor, de- Müseyin olduğunu — öğrendiğim gence: — Bu evde mi oturuyarsunuz? Diye sordu. Hüseyin: Hayır, dedi, arkadaşım Baki burada oturuyor. Kâzım ile onu | ziyarete gelmiştik Bekir gençlerle konuşurken ka- rısı Fikriye kapının önüne çıktı. Kaşlarını çattı ve sert bir sesle kocasma: — Bu sokaktan neden geçiyor- sun? diye bağırdı. Ve ona galiz küfürlerle hakaret etmeğe baş - ladı. Kadına: — Hemşire hanım, dedim. Bu işle siz haksızsınız!, Burası umu- mt bir yoldur. Ben de geçerim, Be- kir efendi de geçer, başkası da.. Buna gizin kârışmağa hak ve sa- lâhiyetiniz yoktur. Fikriye bu sözlerime şöyle mu- kabele etti: — Bu sokaktan herkes geçebilir, fakat yalnız bu alçak herif geçe- mez.. dedi. Kocasına döndü: Hem bana bu kadar fenalık yaptın, hem de hiç utanmadan, sıkılmadan kapımın önünden ge- çiyorsun, geçmeğe cesaret ediyor- sun, öyle mi?! Ve tekrar Bekire söğüp sayma- Ba başladı Arkadaşımın kolundan tuttum: — Haydi Bekir! dedim. İşimize gidelim. Sen bu kadınla başa çı- kamazsın!.» Rızadan sonra Neriman, Kâzım ve Hüseyin sorguya — çekildiler. Bunlardan Neriman, Fikriye; Ki- zım ile Hüseyin de Bekir lehinde | söz söylediler. Hâkim, şahldlerin Hadeleri ile Bekir ve karısı Fikriyenin suçla- larını sabit gördü; sokak ortasın- da birbirlerine hakaret ettikleri için ceza kanununun 482 inci mad- Gesine göre her ikisini de üçer gün Taksim Bahçesi Güzelleşti Havuz, Açık Hava Tiyatrosu ve Dans Salonu Yapılacak 'Taksim bahçesinin yeni bir şe- kilde tanzimi için yapılan tetkik- ler bitmiştir. Burada 17 metre ge-| nişliğinde ve Sarayburnunda ya- pılan havuz sisteminde bir havuz inşa olunacaktır. Havuzdan Saray- burnundaki gibi renkli sular fış- kıracaktır. ; Havuzun etrafınâ da gül fidan- ları dikilecektir. Ayrıca hahçenin içerisinde bir | açık hava tiyatrosu yapılacaktır. Tiyatro Boğaziçinden geçenler ta- rafından görülebilmesi için an - | fitcatr şeklinde inşa olunacaktır. Tiyatrodan başka bir de dans salonu ve varyete için bir pist ya-| pilacaktır Tenvirat işine gelince; Bahçeye girer girmez 20 tane ziyadar sü- tun bulunacak, çimenler şemsiye şeklinde yapılacak hususi bir ten- virat şeklile aydınlanacaktır. Ağaçlara da civalı lâmbalar a- sılacaktır. Kızılay Haftası Her yıl Kırlaya âza kaydet- mek üzere hazırlanan (Kızılaya Aza yazma haftası) programı bu yıl da 11 hazirandan 19 haziran akşamına kadar devam — etmek üzere hazırlanmıya başlanmıştır. Bu hafta yurdumuzun her t ratında yapılmak suretile Kızılay âza adedinin - fazlalaştırılmasına | çalışılmaktadır. KISA PoLİS HABERLERİ * Façan — adında bir sabıkalı Tophane camiinden bir takım ma-| deni eşyaları çalarak savuşurken yakalanmıştır. * Galütada — kahvecilik eden kahveci Raif ile Denizbank*ame- lesinden Hikmet aralarında bir para yüzünden çıkan kavga net- cesinde birbirini yaralamışlardır. * Şoför Hüsnünün idaresindeki| 3007 numaralı atomobil Taksim - den geçmekte iken Onnik adında birinin T yaşındaki çocuğu Me- lineye çarparak muhtelif yerle - rinden yaralamıştır. * Çemberlitaşta Nevşehirli ha- nında oturan 65 yaşlarında Manol, adında bir ihtiyar merdivenden inerken ayağı kayarak düşmüş, zauhtelif yerkerinden yaralanmış. | tar. * Fatihde oturan Ramis adında 10 yaşında bir çocuk oyun yüzün- den çıkan kavga neticesinde ayni semite oturan 9 yaşında Hanife adında bir kızı taşla başından ya-, ralamıştır. hapis ve birer lira hafif para ce- zasına mahküm etti. Fakat han- gisinin daha daha evvel hakaret ettiği tayin edilemediği için ce - zalarının iskatına karar verildi ROMAN: 36 Mari Antuvanet de bu arzuya dtiraz etmemişti. Kontes Dubarry şatodan ayrılıp Luvsiyon'e yer - leşmesine müsaade edilmesi — için Başvekile yazdığı ricanameye şöy- le bir cevab almıştı: «Büna müracaat ettiğinize mem- nun oldum. — Teşekkür - ederim. şüphesiz menfa hayatınızın artık sona ermesi kadar tabii birşey ©- lamazdı. Sizin ihtiyatkârlığınız, - yi kalbini, Kralın böyle yüksek bih müsamahasına lâyık bulunuyor - .. du. Ben sadece bu neticeyi İstih - sal etmek için gaytet gösterdim. Lüvsiyen'de oturabilirsiniz. Pa - | rise gidip gelmekte de serbestsi - | niz. Hürmetlerimin kabulünü ri- ta ederim.» Bü üsaade Üzerine kontes Du-| | daha avdet etmemek üzere terk etti. Parise yaklaşmak, eski dost- ları görmek, yarabbi bundan daha, büyük ne saadet olabilirdi? * Mareşal Dük Dö Rişliyö de kön-| tes Dubarry'yi yeni ikametgâ - hında ziyaretten hâli kalmıyordu.| Yeni bükümet hakkında atıp tu- tuyordu. Müteveffa Kralın zama- nında geçirilen güzel günlere acı- yordu: — Göreceksiniz, bu işlerin sonu çok fenaya varacak, diyordu. Kontes cevab veriyordu: — Mazi için o kadar kederlen » meyiniz. Ben sizi her zaman genç kalmış biliyorum. Maziden bah - setmek yaşlılara mahsus bir şey- dir. * Hatta bu İltifat karşısında Riş- Nyö kendisini tutamamış, kontesi kucaklamıştı. Madam Dubarry ise bu gençlik — hamlesi karşısında ir kahkaha ile gülmekten kendisini alamamıştı. Rişliyö tekrar geleceğini vade- derek Parise dönmüş, fakat bir daha görünmemişti. * Madam Dubarry Luvsiyen'e yer- deştikten sonra, geyet —asude bir | hayat yaşamağa başlamıştı. Ser- | veti vardı. İstikbali müemmendi. Politika işlerine zaten evvelce de €k karışmadığı gibi, şimdi ise hiç meşgul olmuyordu. Fakat ne de olsa bu kadar çok tanıdık simalar hakkında aldığı haberlere de alâ- kasız kalamıyordu. Mahalle Sokağından Saraya! zamanki iri mavi gözleri ve uzun kirpikleri ile ihtişamını dalma mu- hafaza ediyordu. Artık yeni şato sahibinin endi- geleri gün geçtikçe azalmağa baş- lamıştı. Çünkü vaziyeli artık ta- vazzuk etmiş sayılabilirdi, Kra - h da kendisine karşı hiçbir kini kalmamıştı. Müteveffa Kralın hemşireleri, altı senedir evli olduğu halde hâ- lâ çocuk yapmıyan Mari Antuva -| nete arasısa serzineşlerde bulu- nuyorlardı. Ruhu — Viyanalılara has bir şuhlukla meşbu olmasına rağmen, pek o kadar fena kalbli AUA Z İL bir, kadın değildi. Kontesin pek | — İşte kontes geliyor, derdi. Kontes Dubarry yeni şatosuna yerleştikten sonra, kendisine ve- Tilen müsaadeden istifade ederek,| Vezsay sarayımı bir kere daha gör-. mek istedi. Sarayda — cski hayat uzuR süren menla hayatınm artık) Pütbütün değişmişti. Yeni Kral, kâfi olduğunu, kendisine doku - nulmamasını o da söylüyordu. Artık Madam Dubarry içi son derece rahat, kendi evinin işi gücü ile meşgul oluyordu. Bahçesin - deki meyva ağaçlarına bakıyor, asmalarda bol üzümler yetişti - riyor, reçeller yaptırıyor, hulâsa artık bir saray kadını değil de, bir ev hanımı gibi yaşıyordu. Doölablarına çamaşırlarını inti- zamla yerleştirmişti. Bir anne gi-, bi köpeklerine ve kedilerine ba- kıyordu. Siyah bir papağam ve dı. Bu papağan genç kadım hi ilk iş olarak bütün israfların önü- ne geçmişti. Kontes Dubarry bun-. ların hepsini işitiyar ve biliyordu. Fakat bir kere de gençliğinin en güzel günlerini yaşadığı sarayı hiç| olmazsa uzaktan olsun, görmek - ten kendisini alamamıştı. Sonbahar içindeyiz yapraklar dökülüyor. Akşamlar erken gel - meğe başlıyor. Kontes Dubarry kürkünü boy- nuna sardı, arabasına bindi. Tam bir cesaretle Versaya kadar uzan- d. Versay... < *Devamı var) a S —SON TELGRAF— 31 z "'_'Ğî/' Milli İdeolojimiz wvelki sabab, radyo başıne da, Mülli Şefi dinlerken, gönlümüze büyük bir fe - Tahlık, kalbimize emniyet ve İtl- mad havası yayıldığını hissedi < © yorduk. İnönü büyük bir inanla — konuşuyer ve dinliyenleri inan- — diriyordu. Milli Şef, kuvvetle ' söylüyordu, gür sesle, tok ve ise — rarla söylüyorda. Çünkü Türk milletinin kuvvetli olduğunu bi- — liyordu. İnönü bütün dünyaya bir kete — daha ilân etti ki «İnsanlık bir bo- Kazlaşmaya uğrarsa, Türk mille- — ti kendisine düşen varifeyi kah- ramanca yapacaktır.» Büyük “Türk devleti artik ol - — gunluk devresine girmiştir. Millt | Şefin bu son nutuklarında işaret ettikleri gibi, bütün ideallerimizi, — milli emelk adım adım ta- hakkuk ettireceğiz. Hızla tekâ- müle, refaha doğru — gidiyoruz. Vatanın geniş kallanma davasın. da yeni yeni tedbirler alınıyor. — Cumhuriyet Halk Partisinin Be- şinci Kurultayının bugünkü cel- sesinde konuşulacak olan «Müsta- kil grup teşkilir Türk milletinin demokrasi ve parlâmento haya- tnda yüksek ümidlerle dolu, par- lak bir hamledir. Devlet işlerinde millet murakabesinin daha — ve- rimli bir şekli ve tahakkuk ifa- desi olan «Müstakil Grups, Cum- huriyet “Türkiyesinin tenkid ve — mürakabeden asla bir zerre çee — kinmiyecek kadar her sahada sağ- lam ve kuvvetli olduğunu göste- rir. Bir milletin bünyesini bu kadar — | eerri inkılâplarin, bu kadar kısa — bir zaman içinde, Cumhuriyet — Halk Partisinden başka hiçbir i- deoloji mektebi değiştiremezdi. — ıı;şm FEYZİ İsveçlı Bır Coğrafya — Profesörü Geldi İsveçin Ubsala üniversilesi ceğe rafya profesörü M. Henrik dün şehrimize gelmiştir. Muraileyh birkaç güne kadez Ankaraya gidecektir. Oradan nadolunun mühtelif yerlerine Ti decek ve coğrafya tetkikleri ya- pacaktır. Bu meyanda şarki Anadolumu coğrafi vaziyeti ile'nleğrul ola - cak ve Bitlis, Diğarbakir Hava - lisinde de ilmi uqaırmılirda büs lunacaktır. İsveçli — profesör, Bü Üükikleri hakkında avdetinde İsteçte müs —— teeddid konferanslar verecektir. EFirimizin Derdi Hepimizin Derdi Bir Denizcinin Mü him Bir Teklifi ı İ % | l 5& İ | Fıl ! l | ! | î N f İ î ) mektir, Bu da töşalye mühendis Terinin üüşünecekleri işlerden ol- duğündan Cükrimi - çizmeden yu- karı çıkmamak için - burada hu ı-ıııı—ı K gelamansisİyan li

Bu sayıdan diğer sayfalar: