29 Haziran 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

29 Haziran 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

aA YAK İA N 3 HUDUD HÂDİSESİ VE HARB HALİ zak Şarkta, Sovyetlerle Ja- U ponlar, üdeta muharebe e- diyorlar. Buna hudud hüdi- sesi diyebilir. mıziniz?. Eskiden hudud hüdisesi deyince, bir tara- fın nöbetçsinin yanlışlıkla silâhı patlar, karşı taraf nöbetçisi de ha- vaya bir el ateş ederdi. Bu bile, büyük bir hâdise ve mesele olur- du. Şimdi, hudud hâdisesi manası da değişti. Baksarıza 30-40-50 tay- yare düşüyor, 120 tayyare ile hü- cumlar yapılıyor . Yine de bun- lar harb hali sayılmıyar. Japon Hariciye Nazırı verdiği garden - partiye Sovyet elçisini davct et - mek mezaketini aşla unutmuyor. Elçi de, bittabi icabet odiyordur.. ELEKTRİK DİREKLERİ PAHALIYA ÇIKMIŞ Şehrin muhtelif mıntakatarında yeni dikilen elektrik direkleri bir mesele olmuş... Tahkik ediliyor- muş... Efendim, bu elektrik di - reklerinin tanesi 130 liraya mal- olmuş.. 130 liraya bir direk pa - halıya çıkmış, diyorlar.. Bizce pahalı değil.. Bundan &- Şağı da direk dik'lir mi?. Bizim dikilir ağlacımız yok... Nereden olsun, baksanıza. fiatlara... ÖNÜNE GELEN SEYYAR SATICIYA ÇATIYOR Zavallı seyyar satıcılar... İstan- bulun en tüzumlu iktısadi ve içti- mai unsurudurlar Herkes de on- lara çatar. Maasallah, bir gün hepsi birden grev yapmağa kal - Ekmek İşi İçin Toplantı Yapılıyor İstanbulun ekmek işin jhallet- mek maksadile bugün öğleden sonra belediyöde esaslı bir top - lantı yapılmaktadır. Ekmekciler ve pişiriciler cemi- yetinden 3 er murahhas ile isti- şare heyeti azalarının iştirak ede- ceği bu içtimada <imaliye ücreti. | nin arttırılıp arttırılmaması ka - rarlaştırılacak ve buğdayın fiya- tına 1 kuruş zam edildiği takdir- ğ buğday — fiyatından W kuruş fazlasına — satılabileceği hakkındaki Beyoğlu ve Kadıköy Kız Enstitüleri pastacılık mualli- mi Esadın bir raporu ve kimyager B. Nureddin Münşiin zaporu mü- zakereye konacaktır. ÇetLir SAA Ali Çetin Kayanın Tedkikleri Şehrimizde bulunan Münaka - lât Vekili Ali Çetinkaya bu sabah da tetkiklerine devam etmiş, Ve- külete bağlı şöhrimizdeki mücs- seselerde meşgul olmuştur, Ali Çetinkaya otomobille İstinyeye gi- derek oradaki tamir havuzlarında tetkikatta bulunmuş. fabrika mü- Plâj Bü No. 19 — Allah belânı vensin, kaltak! Bu edebsiz herifi nereden peşine taktın da getirdin baraya? Sonra birden Mecdiye döndü: — Rica ederim, azizim, söyle- diğiniz lâfları kulağınız işitsin. Burası bir aile evidir. Sana yüz verdikse, tepemize çık demedik yal Mecdi külhanbeyi tavrını ta - kınmıştı artık. Sol omuzunu kah dırarak güldü: — Haydi be sen de, Hangi aile evinden bahsediyorsun? Ben bu- ,, FTaya geldim geleli hepinizi dikiz ediyorum. Burası buz gibi bir ran- devu evi... Fakat, bona doğrusu- “nu söyleyin bakayım.. Hanginiz iş- KARŞISINDA KYi YAT kışsalar, halimiz perişandır. Böyle olduğu halde, onlara ne suçlar is- nad edilmez?. Şimdi, yeni iddia da şudur: İstanbuldı hayat pohalılı- ğinın müsebbibi onlarmış. . 'Yok be birader?. Seyyar satıcı, malı, daima dükkâncıdan ucuza verir... Üç beş'kuruş ekmek parâsı için uğraşan bu zaval'ılara dokunma- yın.. RENKLERİN FAYDA VE MAHZURLARI —— Meraklı bir doktor renkler hak- kında uzun boylu tetkikler yap - mış.. Renklerin fıydası ve zarare ları varmış... Bu doktorun tavsi- yelerine göre, yatak odamızı ma- viye, yemek odasrızı sarıya, çalış- ma odamızı da veşile boyama - hıymışız. İstanbulda, büyük caddeler ü- zerine tesadâf eden binaların gri renge boyanması için, Belediye bir mocburiyet koydu. Gri renk, açık sarıya benzer.. Acaba, bütün İstanbul, bir yemek odası mı ad- dediliyor?. SICAK HAVADA DIŞARI ÇIKILIR Mİ? Taksim bahçesi bir ay sonra, halka açılacakmış. Şimdilik ta - mir, tadil ve ıslan ediliyor. Biraz gecikti amma, sayın İs-anbul hab kı kusura bakmazlar.. Esasen, ha- valar çok sıcak. Bugünlerde in- san kapıdan dışarı çıkamıyor. En güzel yer, evlerinizin, rüzgür tu- tan serin bir pencere önüdür. Son babarda havalar mülâyimleşince, hep beraber Taksim bahçesine gi- der, dolaşırız. * Kızılay haftası cumartesi gü- nünden ifâbaren başlıyacaktır. Bu hafta zarfında maruf dükkânlâtm vitrinleri Kızılaya tahsis edile - cektir. *& Belediyeye verilecek 5 mil- yon lira borç paranın mukavelesi Ankarada vali namına Belediye muhasebecisi Muhtar Acar tara- fından imzalanmıştır. A Atatürk köprüsü yeniden gri renge boyanacaktır. *& Belediye; Fdirnekapi — Ci- hangir hattında 15 otobüsün iş- lemesine müsaad- etmiştir. *& Belediye muhasebe memur - ları için açılacak olan meslek kurs- ları 1 temmüzda açılacaktır. * Memleketimizde terbiyevi filimler çekmek İzere bir Ame- rikan şirketi Türkiyeye bir heyet gönderecektir. *& Türk - Francız ticaret anlaş- ması müzakerelerinde bulunmak üzere Parise gidecek olan Ticaret Vekâleti müstşarı Halid Nezmi - nin relsliğindeki heyetimiz yarın sabah Ankaradan şehrimize ge- | decis 'ir, düründen işler hakkında — izahat almıştır. İstinye tamir havuzlarında ısla- hat yapılacaktır. ilbülleri Yazan: İskender F. SERTELLİ letiyor burasını.. Sen mi? Yoksa bizim küçükhanım mı? Pelinin bütün siyaseti alt üst olmuştu. Bu küstah adam ne ka- dar da terbiyesizce konuşmağa başlamıştı! Pelin bu hakaretlerin altında kalacak kadın değildi. Feridunun yanına sokuldu: — Haydi göster kendini doktor- cuğum, dedi, bu belâyı derhal bu- radan defetmek sana düşer.. Mecdi iki omuzunu birden kal- dırarak güldü: — Beni buradan sokağa atacak adam daha mm karnından WJMH | Vazifede Sakat Kaldı İş Bürosu Bu Gibilerle Bvvelce, Haliçteki Gizlaved lâs- | tik fabrikasında çalışan Mehmed | Celâleddin isminde bir vatandaş | dün matbaamıza geldi. Şuniarı an- lattı : — Mayıs 1938 rarihinde bu fab- tikaya amcle olarak girdim. 60 kuruş yevmiye il- çalışmağa baş- ladım. Henüz acemiydim. Fakat girdiğimin haftasında, beri ma- kinede çalıştırmağa başladılar. Halbuki, bu verdikleri iş 180 ku- ruş yevmiyeli usta işi idi. Aradan birkaç gün geçti. Sağ elimi maki- neye kaptırdım. “Üç parmağımı makine aldı, götürdü. Şimdi, sağ elimle hiçbir iş yapamıyacak va- rziyetteyim. Elimi makine kapınca imdad kolunu çektim. Fakat, te- sisat bozuk olduğundan silindir durmadı.. Bağırdım. Diğer amele- ler cereyanı merkezden keserek ancak makineyi durdurabildiler. Elim hâlâ iyice geçmemiştir. Bütün kolüm tehtikededir. Fabrika, bu kazadan sonra, ga- yet az bir para veriyordu. Şimdi, onu da kesti... Sefil bir haldeyim. Sağ kolum işlemediği için, hiç- bir yerde çalışamıyorum.» Bu vatandaşın vaziyetini iş bü- rosunun dikkat gözüne koyuyo - ruz. Duyüyoruz xi bir takım iş yerleri, bu gibi kaza geçiren işçi- lerine ancak kısa bir müddet cüz'i bir para veriyorlar, sonra sokak ortasında bırakıyorlar.. Vazife başında sakat kalin bu gibi va- tandaşlara kanunün emrettiği bü- tün yardımların şapılmasını alâ- AHMED RAUF | Hodarlardan bekliyoruz. | , T Gazi Koprusu Yemden l A XBUEÇAJLPER Boyanacak İA aa aa ee Gazi Köprüsü inşastında kul - lanıları boyaların bozulduğunu ve bu söbeble Belediye taratından şirkefin protesto edildiğini yaz - miştik. Şirket boyaların Haliç suyun - daki kimyevi tesirler neticesinde bozulduğunu iddis etlme üzeri- nesbu sudan ve buyalardan alınan nümüneler tahlil ettirilmiştir. Neticede müteahhidin iddlası- nin doğru olmadığı fennen anla - şılmışlır. Bunun üzerine Beledi- Alâkadar Olmuyor mu?, | dağı «Bir yıldöni | u.uuınrn KuNedir Kadk üzgül harbıi doğu- ran Sâray - Bosn: suikasdının 25 ânci yildönümü münasebetile yaz- levler içinde birakan kıvıcımın tam 25 sene evvel bugün parladı- dığını söylüyerek- «Üzerinden çeyrek asrın silin- diri geçen o meşum hâdiseyi ha- tırlamak maksadüe geriye doğru baktığımız zaman hayret ve ü- züntüye düşmemek elden gelmiyar:' Kendimize «medeniyet yolcusu» filler alayı meğer az gitmişiz, uz gitmişiz, dere tepe düz gitmişiz, bir de ne gözelin., bir arpa boyu yol gitmişiz.. TAN: Zekeriya Sertel <İtal, yati sahası» isimi! bugünkü başa makalesinde bu sahanın «eski Ro- ma İmy aratorluüğu» olduğunu ve İtalyanm takib ettiği siyasetin ga- yesini «Akdenize hâkim olmak» teşkil ettiğini söylemekte ve bu gayeye erişmk için Adriyatiki düş- man filolarına kapamak üzere Ar- navutluğu işgal «eylediğini beyan etmektedir. YENİ SARAH: dan gönderdiği <Hatay ve Alınan matbuatı» isimli bugünkü başma- kalesinde; Almar gezetelerinin Hatayın memleyetimize — ilhakı karşısında' yaptıkları neşriyattan bahsetmekte ve bu gazetelerin il- hak hâdisesini efeda edilen mem- Bir Kaçakçılık İşi Tahkik Ediliyor “Topkanödeki Pörd fabrikası - nın bülunduğu serbest mıntaka- a eşya meyanında yeni ötomobil aksamının çıkarılması ile yapilan 300 bin liralık kaçak- cılığa ait gümrük tahkikatı ik- sonlarına dğoru piyasada ucuz o- tamobil leyazımının çoğalması na- ye tekrar şirkete müracaat et - | zarı dikkati celbetmiş ve " Fam, miştir. Bu ısrar üzerine şirket Gazi köprüsünü baştarbaşa ymidm bo- yamağa mecbur kalmıştır. Köp- Tünün ikinci defa — boyanmasını bügünlerde başlanacaktır. t Karabük Ş-> vi Büyük demir ve çelik endüst - rimizin merkezini teşkil edecek olan «Karsbük» ö belediye ku - rulduktan sonra şehirellik müte - hassısı Prosta müracaat edilerek burada tamamen modern bir şe- hir vücude getirilmesi için bir plân istenmiştir. Prost bu maksadla bir hafta ev- vel Karabüke giderek tetkiklerini yapmıştır, Kendisi bugün Şehri- rınt hazırlamağa başlıyacaktır. raf ettim. Bazarlığımız on İlra de- Cebinden iki beşlik banknot ç- karıp masanın ortasına aftı: — Bizde para peşindir imanım., Feriduna yan gözle baktı! — Biz öyle parmakları mani- kürlü züppeler gibi, anafordan geçinmeyiz. Aİ paranı.. Haydi gi- delim odamıza. Kapıya doğru yürüdü: Allaha ısmarladık, bacanak beyi! Pelin derhal masanın üstünde- ki bankaotları alıp parçaladı: — Haydi, defol evimizden ai - çak köpek! Kapalı çarşıdan kun- dura mt satın alıyorsun? Çık di- | — Ve Peridunun kolundan çekti: — Ne dürtüyorsun. döktoreu - ğum? Kendini göstersene!.. Fetidun müşkül vaziyete düş- müştü. O kavgacı, dövüşcü bir a- Gebzeli Ali Riza, Hüsnü —Halat, katolik Ziyanın dükkânlarile A rar Araşerin depolarında 80 ton | malzeme ele geçirilmiştir. üldünem |Rüşvet Alan Memurlar | dam değildi Böyle belâlı kimse- | koynuna saldırmasile çı Galatada esnaftan rüşvet al - maktan suçlu komiser Talat fle ar- kadaşlarının muhakemelerine dün Asliye 1 inci cezada devam olun- muştur. Dünkü celsede dinlenen şahit fırıncı Akyol her hafta 6 li- Ta rüşvet verdiğini, kendisi gibi diğer bazı esnafın da bu haftalığı vordiklerini bildiğini söylemiştir. | Dünkü muhakemede Yorgi ve | Yusuf isminde 2 şahit de yalan i- fade vermek istediklerinden hak- mize dönecek ve plânının esasla- | larında Müddelumumilikce taki - bata geçilmiştir. lerle ömründe bir kere bile dö - vüşmemişli. Pakat, işin içine gir- mişti bir kere. Artık erkekliğini, cesaretini, kuvvetini göstermek si- resi gelmişti, Feridun bu kadar hakarete ta- “hammul edecek bir adam da üe- ğildi, O, izzeti nefsini, haysiyet ve| şerefini herşeyden üstün tutması- Bi bir vazife bilirdi, Birden ileti- ye atıldı Alay öyle olmaz, böyle olur., Diyerek, Mecdinin suratına kuv-| wetli bir tokat indirdi: Pelin hâlâ: Hah şöyle.. Göster kendini, gdoktorcuğum! Diyerek Feridunu kavgaya toş vik ediyordu. Möcdi: K — Ben de bunu bekliyordum.. Dedi, birdenbire gözleri dön - müş bir canavar gibi. dişlerini gös- tererek etrafima bakındı.. Elini diye manası çapreşık fakat söyle- | Mesi şatafatlı bir ad takan biz ge- | Hüseyin Cahid Yalçın Karlsbad- | 'l'ıhlulu.ıgüre bu sene mart | leket: Arab toprakları veriliyor» gibi kocaman ve garib manşetler altında bir sürü garib fikirlerle haber vermeleririn çok gülünç olduğunu söyledikten sonra «Al- man güzeteleri Türkiyeye karşı | ne kadar Bayridostane ve müteca- vizane bir his beslemek kabilse © kadar kin ve infial ile bizden bahsediyorlar. Bunlara karşı hidç detlenmeyi, yahud ayni lisan ve hissiyat ile mukabele göstevrmeyi lüzumsuz buluruz ve kendimize «Uzak Şarktaki çapraşık vazı - yet» isimli bugünkü imzasız baş- | makalede 2 senedenberi Çinde de- vam eden Çin - japon harbirden ve Mançukoda Sövyetlerle yapı- lan çarpışmalardan bâhsedilmek- te ve Sövyetlerin Çine yardımla- rını genişletmesi takdirinde — bir Sovyet - japon harbinin de varid olabileceği ancak 2 senedenberi harb ile meşgul olan japonların okdukça yorulmuş bulundukları - mın da gözönüne vlınması icab et- tiği söylenmektedir. VAKİT: dİtalyan gazetelerine cevebi - | müze isimli bugürkü imzasız baş- | makalede dün gelmn İtalyan ge- | zetelerinin Türk — Fransız anlaş- masım tenkide Loyulmuş olduk- larını ve Hatay Türklerinin Tör- | kiyeye ilhakını doğru bulmuya.ek Fransanın böyle bir iltihağı «a- lel usüller Üle telif edilemez bi: mahiyette gördüzlerini söylemek- tedir. Bir Komisyoncu Tevkif Edildi 4 üncü Vakıf bânında takibci- lik ve komlayonculuk yaparken geçen sene yazıhanesinde İcra &- dilen bir araştırmada müteaddit sahte hüfuş kâğıdları bulunan fi- rari Ösep Göncagül evvelki gün Romanyadan şehrimize dönmüş ve polis tarafından — yakalanarek hemen Müddetymumiliğe edilmiştir. Mumaileyh varissiz ölen Mari ismindeki bir kadının 100 bin li- ralık emlâkini sahte bir ilâmla ta- | pudan üstüne geçirip sonra sat - makla da maznundur. — Românyüda beni casus zan- nettiler, Üzerimdeki evrakla be- teslim ”| raber bu ilâmı da aldilar!...> de- miştir. eç 19 Seneye Mahküm Edildi Bundan bir müddet evvel Diz- dariyede polis Hasan Basrinin e- vine bir gece vakti girerek hırsız- lık yapmak isterken karşısına an- sızın çıkan Hasan Basriyi öldüren Nazım dün ağır ceza muhakeme- sinde 19 sene hapse mahküm edil- miştir. oldu.. Pelin, Mecdinin biçak çek- tiğini görünce, masanın üstündes ki sürahiyi kaptı. Mecdinin başı- mı savurdu.. Masa alttüst oklu. Melin bağızmak istiyordu. Pelin:> — Sus.; Hepimiz karakola gi- deriz.. âleme rezil olurüz. Dedi.. Ve kız kardeşinin ağzını Kapattı. Elindeki sürahiyi Mecdinin ba- şına fırlatmıştı amma, o ne çevik bir adamdı öyle, derhal yere eği- Hp kurtulmuştu. Sörfhi davar- daki aynaya çarplı.. Ayna bin par- ça oldu.. Yere düştü. Bu arada: — Ah... Vuruldum... Diyen ince, boğuk bir ses du- yuldu.. ve elektrikler birdenbire söndü.. Meedi: — Haydi, şimdi güvendiğiniz a- damla başbaşa kalınız.. Allaha 15- marladık. Belediye Tahsisatı NeHalde? Ay Başından itibaren Yeni Tedbirler Tatbik Edilecek Şehrimizde tahsili icab eden be- lediye vergi ve resimleri sayısı- nn idarei hususiyoye aid bülu - mlarla beraber 89 « buliğ oldu- gu anlaşılmaktadır. Bunun 48 kalemi doğrudan doğ- ruya belediye tahakkuk ve tahsil teşkilâtı tarafından slınmaktadır. Fakat yapılan bütün gayretlere rağmen — bunların tahsil nisbeti şimcdiyo kadar ©6 15 i geçmemiştir. Bu nisbet de; axcak varidat kay- naklarımın en mühimmini teşkil eden bina, buhrau. arazi, yol, tene viriye vergi ve resimlerinde $ 5i bulmakta; diğer bazı resimlerin tahsil nisbeti 6 25 e bile baliğ ol- mamaktadır. Yeni mali yıl başlangıcı olan ay başından itibaren tatbikine baş- lanan yeni tedbirler sayesirde bu sene hiçbir şubede evergi kaçağı» birakılmıyacaktır. Yüksek nisbette tahsilât yapan şube memurlarına nakden ikra- miye verilmesi de düşünülmekte- dir. —— | Belediyelerin Varida 1 Arttırılacak Bu Maksadla Hükümet Bir Lâyiha Hazırlıyor Belediyelerin varidatını arttı - rarak şehirlerimizin imarı için da- ha müsbet bir şerilde çalışılma - sına imkân vermek maksadlle Da- hiliye Vekâleti tarafından hazır - lanan bir kanun Jâyihas lerde Büyük rilecektir. Bü yeni kanürdan bilhassa İs- | tanbul belediyesi istifade edebi- | lecektir. Yeni lâyihanın ihtiva et 'tiği mühim esaslarda şunlardır: 1— Belediye vergilerinin iyi ta- hakkuk ve vaktinde tamamen tah- sil edilmesini temin edecek im - kânların belediyelere verilmesi. 2— Halka ağır gelmiyecek bazı varidat kaynakları temini, bunun için belediye vetgi ve resimleri kanununda bazı değişiklikler ya- pilmaktadır. 3— Hükümetin belediyelere yar- dımlarını temin etmek, 4— Belediyelere uzun vâdeli ve | az faizli istikrazlar temini ımkâ- ninı vermek. Yeni kanun kabul - edildikten sonra şehirlerimizdeki imar hare- ketleri; muntazanı bir program ve proje tahtında sür'atle arttırıla - caktır. Bu süretle 5 10 yıl içinde küçük büyük hemen bülün şehir ve ka- sabalarımızın çehrelerinde esaslı bir değişiklik Ve muhtelif umran | eserleri vücude gelecektir. bahçeye atladı ve kaçtı. Feridun yaralanmıştı.. Karanlıkta: | — Pelin.. vuruldum.. Biriniz po- lise gitsin şu herifi yakalatınız... Diye bağırıyordu. Birdenbire odanın içinde ses ve gürültü kesildi. Melin, Mecdinin iylce kaçmasını bekliyordu, Pe- Hin de meydanda yoktu. Mecdi giderken elektrikleri kır- mişti. Odanın içi zından gübi karanlık- ti Akşamdanberi sinsi sinsi otu- ran Mecdinin nihayet böyle bir alet çıkaracağı ve herkesin ağ- zinin tadını bozacağı belliydi. Bu kebahat, Moelinden başka kimsenin değildi. Böyle düşük se- viyeli ve ahlâksız bir adamla ne- reden tanışmış, neden onu peşine | da fark vardır. Sovyetler, bir «- BK A B M DBD İNT KMK Londra, Berlin, Moskova « Yazan: Ahmed Şükrü ESMER — Bugünkü beynelmilel münase * betleri, iki cepheli bir kuvvetlef muvanezesi olarak mülâhaza et mek yanlıştır. Hakikatte beynet milel münasebetlerin üç cephesi, — daha doğrusu üç kutbu — vardir! Londra, Berlin ve Moskova, N 1 — Londra, kapitalist, demal* rat, doymuş emperyalist ve statü- kocudur. 2 — Berlin, faşist, otoriter, doy- mamış emperyalist ve statükn leyhtarı. 3 — Moskova, komünist, ter ve revolüsiyoner. Beynelmilel hayat dediğ'miz hâdise, bu üç kutup ile menfaat- lerini bunların biri veya diğeri fle teşriki eden devletler arasında karşılıklı bir mücadeleden ibaret- tir. Bu cephelerden her birinin harici politikası şöyle hulâsı edi- debilir: a Londra ve buna tâbi olan peyk- ler, statükonun muhafazasma ta- raftardırlar. Bunu bir aralıs M l — letler Cemiyeti vasrtasile yapıyur- — lardı. Paşist tazyiki altında bu sis- tem zayıfladıktan — sonra başka yollar aradılar. Bu yolların biri, faşistlerle anlaşmaktı. Bunu ya- parken, Moskovayı gücendirdi. - i | ler. Şimdi de «sulh eephesi» adı — altında dairesi mahdud fakat şüp- hesiz daha müessir bir nevi kole lektif barış sistemi kurmıya ça- | hışıyorlar. Berlin mihveri, ber ne pahaya olursa olsun, statükoyu değiştir. miye çalışıyor. Bunu temin etmek için herşeyden önce Millet'er Ce- miyetini yıkmak lâzımdı. Bu sis- temi zayıflattıktan sonra, komü -— nistlik aleyhine bir — mücahede perdesi arkasına sakladı. İspan- yada kızıl tehlike gördü. Çekos- lovakyayı «kizil» olduğu için mah: vetti. Şurası kızıl, — burası kızil derken karşısına demokrat cephe dikilince derhal tâbiyesini değiş- tirdi/ Avrupa medeniyetini teh - likeden kurtarmak için görişilen mücahede kaynıyarak buhar ol- Muş ve kalan tortusu da mideye ve işkembeye taallük eden bir «hayat sahası» davasından iba « ret kalmıştır. Daha garibi, faşist tephe tükrüklerini yalıyarak Mos kova ile anlaşmıya çalışıyor. Artık medeniyet için karşısındaki tehli- ke bolşevikl.k değildir. «Demok- rasi ve kapitalist plütokrasidir» İki ay evvelisine kadar kamünist- liğin işittiği azarı, şimdi demok- rasi işitiyor. Hitler evvelki gür eski İtalyan muhariblerine hitat edın nutkunda şunları söylemiş y ğ : 4 D:mokmuk ve kapitalist plü- tokrasiler tarafından — işlerimize müdahale edilemez.» Ayni gün İtalyan hartciyesinin resmi mec- Muası olan Relazioni İnternazio - vali de şunları yazdı: *Demokrat devletler Almanya. nın ve İtalyanın inkişafına mâni olmak istiyorlar,» İ Moskovanın — hedefine gelince; —— bunun kapalı bir tarafı yoktur: Sövyetler, dünya revolüsyonunn inanıyorlar. Onların nazarlarında faşistlik de demokrasi de düş - mandır. Fakat düşmanlar arasın- ralık her ikisine karşı da vaziyet alırken, faşistliğin muvaffakiyet- M inkişafı karşısında — demoktat cephe ile beraber yürümekte fay- da gördüler. Fakat demokrasi cep- hesile iş birliği Sovyetleri ıııvıı sukutuna — uğratmıştır. — Bilhasas Münihte. Sovyetler bundan sonra son derece muhteriz davranmıya başlamışlardır. Filhakika bugün Sovyetlerin vaziyetleri eskiye na- zaran kuvvetlidir. Bir defa kendi emniyetlerinin sağlam olduğuna inanıyorlar, İkincisi, Londra ile Berlin arasındaki mücadele, Mos- kovayı hakem vaziyetine get: miştir. Harb aoönrası — devrinde Moskovanın harlef politika bakı- mindan bü derece — küvvetli bir waziyete geçtiği olmamıştır. Bir “taraftan İngiltere sulh cephesine iştirakini teraine çalışıyor. Diğer taraftan Almanya, bitaraf b! - ması için yalvarıyor. Moskova - pin hareket hattı ne olacaktır?

Bu sayıdan diğer sayfalar: