29 Haziran 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

29 Haziran 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

» kadar d  Mihver Devletleri Arasında 'Japonlar Evvelâ Almanlara Danısmış Fakat “Evet,,, Yahud “Hayır Diye Cevab Almamışlar Almanlar, İleride Bıîr Harb Çıkarsa İtalyanların — âttifaka Sadık Kalacaklarından Emin Değiller çin en bel- libağlı mevzu barb mev « zuu. Bugünlerde yine hep harbden bahsediyorlar. Şimdiye & mutedil bir lisan kul- Tanan, sulh çok bahseden Bişmiş.. $ düğü şudur: Almaya artık £ Harb olursa A Yoktur... ve saire askeri kuvveti etrafında r deha çoktur. Hele — yolları Fransa — de bu mekt O ratin Ğ İspanya tarafından hima ir. İ ihtimal vi tahkim edil arşı ta- mediği derecede | Kuvvetlenmiş- tir. taraftan are edi yay Besbahter bi ler İtalyı buna benzer bir çok ki Alman ordusunun bir hayli ek- Biği kaldığını gösterm İşte Alman matbuatma karşı ta- raf gazetelerinin verdiği bu malü- öne sürmeli Öyle girm yi böylece kaydettik - ak çıkaması: Uzak Şark hâdiselerini dikkatle tak ib edenler: Sovyet Başvekili Molo- tof, Sovyet orduları Başku mandanı Mareşal Vereşilof manyada söylenen şudur: Harb çıkınca İ! ana kar- ne gelince; nın harb açması yine | kenin akdindenberi Scapa | destroyer, torpido ve denizaltı birkaç | Seydite, Von der Tan, Çünkü harbetmek işi | a diğer cihetleri ek lâzım: Barbi ileri si Alman gazeteleri İtalyan ordusu- nun kuvvetindi temin edilmiş ol — ne kadar bahsedi etrafında y Politika Aleminde dönen dedikodulara gö- re japonya evvelâ Berline m caat ederek bütün Çindeki İngiliz ü mıntakasını abluka altı- gözden istikbal için bin türlü meçbül ihti- | mallerle dı larından ziyade sulhun da dedi- koduları var. Alman gazeteleri nsa ile İt h arası açık ol duğuna seviniyoruar. Fakat geçen Diyorum, koltukları-iyico kabarıyor. adet nazırlıkta, meb'uslukta, şunda bunda mı ki? Bazan iki ipli bir hamalın saadeti aranılıp bulunamıyan şey olur!, Yöter ki, mes'ut olabile- iüm.Ben başka hiç bir şey istemiyorum. Ekmek te bir et te bir. Saadet bol sevgi kuru ekmeğin yavan- lığını giderir. Biz, Cahitle bir teşekkür ziyareti yapmayı dü- #ünürken o bizi aradı. Böyle olacağını hiç aklıma getirmezdim. Öyle Ya; o Abuk Başa Cafer Hazretleri. Karun kadar zengin adam. herkesin dilindeki bir adam. Biz, ne- yiz, kimiz?. Bir Jokma ekmeğin adamları değil mi? Aramak ve aranmak için arada karşılıklı vaziyet- der olmalı. Neyse bu bahis ayrı. Fakat, tuhaf oldu. Ben Bokağın üzerindeki odada oturmuş dikiş dikiyor- dum. Kapı çalındı. Annem seslendi: — Kızım kapıya bakıver. İndim, kapıyı eder etmez bir de baktım. karşımda simsiyah bir adam. - Rüştü Beyefendi Hazretlerinin evi burası dedikodu- | | ÇİNEGENE DÜGÜYÜ! hayat pahallığında evlenmek, susile ? gün, T gece süren bir | düğün yapmak herkesin kârı ol- M , zerek.. Fakal, bunu göze alan babayiğit - | ler, daha doğrusu parası çek olanlar | var. Misal mi istiyorsunuz?. İşte, Yu- | goslavyalı zengin bir hayvan tücearı Çingene Demir... Demir; fakir, fakat san derece güzel | bir Çingene dilberi ile evleniyor. Kı- | zın amcasına, düğün günü 70000 dinar hediye etmiş. Düğünde, civardaki bü- tün Çingeneler hazır bulunmuş. 309 & aşan bu davetlilerin 200 Ü iki gün, 100 | Ü Üç gün kalıp gilmişler. Bir kısmı, zil- zurma sarheş oldukları için küfelerle | evlerine gönderlimiş. Birçeku, T gün, | 7 gece düğün evinden ayrılmamışlar. Gündüz ve gece yemişler, içmişi müşler, oynamışlar. Nihayet, güveyin | elinin de sabrı tükenmiş, hepsinin ellerine Direr de meyva ve mere vererek kapı dışarı | eimişte | 'YİNE VAYDMANI. | İnsan kasabı Vaydınan, cemlvete kar- # borcunu hayalile ödedl. Venay ha- | 1 pishanesi önünde kafası kesildi Fakat | bu, Fransa adliyesine kaça maloldu | biliyor musunuz Mahkeme masrafı İdam hükmünün yerine getirilmesi için tamam 240,000 frank sarfı - Bu para kimin ke- sesinden çıkayor? Şüphesiz vergi ile mükellef olan masum kimselerin ce - Binden.., APA - FLOV FACİASI 1919 pazi sayda sulh muahedesinin imzası ha - mırlıkları yapılırken. dünyayı hayret- te birakan bir haber işitildi. Mütare- - Flov x ında mahpus Bulunan Alman filesu hep birden intihar etmiş!, Amiral Fon Retler, filoyu zaliblere feslim etmemek icin hep birden batı- Fılması emrini vermişti. Umumi harb- de hiçbir muharebeye iştirak etmemiş olan 21 zırhlı ve zırllı kruvasör, 46 inde Şimal denizi Sularının de- lerine gömülmüştü. Bu batırılan gemilerin tanilâtosu 100,000 tanilâto ve kaymeti 2,000,040,000 frank idi. Alman filosunu tarassud eden İngi- lir gemilerinde buluman zabiller — ve nelerler bu feci manzarayı — hayretle seyrediyorlardı. j Amiral gemisi Emdenin verdiği bir | İşaret Üzerine İlk evvel Fredrik der Ciros zırklısı, kapakların., lombarların delikleri , denizin d dü. Onu, Koctle Albert, Molike, mer, Grosser Kurfürsi, Bayer: Hindenburı takib etti. Frankfart, nse İlâh.. Mürettobatı, kı anan koca Bını, Berlinden bir talimat verilmedi- Hiol, barbin yeniden başlaması ve do- nanmanın İngilizlerin eline — geçmesi balırılması emrini 'a elçisi ile Fran- sız Hariciye Nazırı bir ziyal tlere göre Vatil bugünlerde daha ziyade fsaliy lik şarab, birer sepet | & | nağımızda otürür Hayli şışmanla - mıştı. Birden, göz- n içi güldü. Sarılıştık; Nerelerdesin — B — Bu, ne se hati böyle | hikâye... — On yıl sür vapura epe değişmiş görü- Yanyanı ltuklara gömi stanbula gel daki esxi Tam € 'ine 3 mühürda n ıl e | Doktorun Öğütleri: Göze Toz Kaçarsa oğuşturmak ir. Bu tozun, daha i- esine sebeb olur. Göze birşey kaçtı mı sula- nır ve bu göz yaşları tozu dı- şarı çıkatır ve yahud göz pı - narına doğru götürür ve te- İmiz bir mendilin ucile kolay bula nereden gel debilir misin? nkü, bir & deni şirgetinde mühendisti... H di biz de peş! raklı bir Buraalrını 8 Cennet,.. Öy- le şehirler, sayfiye yerleri, öyle eğlence, öyle bir medeni hayat tarzı var kis.: Sorma... Buralarını gidip görmeyince, vahşi, iptidi yerler zannederiz. Transvalde, ma: Ne gezer.. n ocaklarının dan 18 kilo - 9 bir sayfiye memiştir. Çünkü Lehistan Va l ha ziyade Al - rmüştür. İşte lar âleminin yeni dedi - koduları bugünlük bunlar... yapmalı... BEŞ HASTA VAR . —xmn Etem İzzet BENİCE Dedi. Hiç bu tarzda bizim evin arandığını ha- tırlamamış olmaktan ki galiba, — Btendim?. Dedim. Tekrar etti: — Rüştü Beyefendi Hazretlerinin evi burası mı? Ve.. İlâve etti: — «Babıdli hulefasından». O zaman, — Evet.. Burası.. Diyebildim ve.. Bekledim: — Ne söyliyecek?. Siyah adam, bir reverans yaptı. — Lütfen Paşa Hazretlerinin selâmlarını ar- zedır, bu mektubu kendilerine verirsiniz. Dedi, elindeki mektubu uzattı. Aldım? — Peki.. Fakat birdenbire karşılaştıkları vaziyoti kav- rayamamış insanların telâşiyle sordum: — Bu mektup Rüştü Beye mi verilecel — Evet, — Abuk Başa Cafer Hazretlerinden mi getiri- yorsunuz?. — Evet efendim. Ve.. Benim, biraz değil, epeyce şaşıran sunlle- rım devam ediyordu: — Xe istiyorlar acaba? Arap boynunu büktü, beyaz dişlerini gösterdir — Bilmem ki efendim ben. Size hiç bir şey söylemediler mi?. — Paşa Hazretleri be: görüşmezler efen- din Siyah adamın bu sözü kafamâ: — Dank., ca çıkarılır. Aksihalde üst ka- pâğı yavaşça tutarak alt ka - pağın üstüne getirmeli ve ye- hud ilik borikeli su ile banya de çalışan bü- tün Avrapalılar orada oturur... Se- yacağın, tennetten — bir parça olan bu yerde tamat — on Bene oturdum.. Arlalsam veya yaz- Diye, çarptı. o zaman kendimi topladım. İhti- mal adamcağız beni hizmetçi.. Filân sanmıştır da. Ve aptal kız., Bir paşa ile bir uşağın müna- sebetlerini ayıramıyor!. Demiştir. Annem de, boyuna arkadan sesleni- yordu: — Belkis kim o.. — Kızım söylesene kim geldi?, — Ne var?.. Siyah adam gidince, annome geldim, — Hani Paşa yok mu-. Diye, söze başladım. Annem de tıpkı benim A- rap uşağın karşısındal imin içine bakyıor, hiç bir şey anlamıya: — Hangi Paşa?, — Ne paşası?, Diyordu. — Canım, kaza geçirdiğimiz gece, bizi yalısı- na götüren Paşa. Mısırlı Paşa, Abuk Paşa.. im de anladı. Fakat asıl merak bendeydi. mektup göndenmişti; ne istiyordu mektup alması, kendisine haber verilmiyen bir ka- zayı böylece öğrenmesi onu küplere bindirebil Korkumun en başında da: — Devamt var — sn olur. Orada çolük ço - Mühen sam ro disin en karımdır. İk Bizi kız, biri & , çok iyi bir kızdı ' İsmi Lilidiz, Ben var nüzmda K uıi,ı—ı memleket... İstanbul.. Canım Ne oluran, kıp bir kere di Bir ay sanra, ; dastu, hi- Geziyorum insanı çe- krabayı zuyorum... ördür Toprak gitmiştim. ey - ' ği - andım, İstanbula ilk tıraları ariı. çe konuşan bir çok insan gördük- çe içimde bir sevinç uyanıyordu. Türkçe bımr kucal konuşan öpesim gi n.. Ben de siz- . Ah.. Hasret, yurd, vatandaş hasreti.. Ankara R'adyos u BUGÜN (Senlonik parça - P. Türk müziği (Fasıl heyeti) 20 Memleket meteorolaji haberleri 2015 Konuşma (Zira Saal ayarı, ağıns şarki - Son #şkamı canlandıran. i— Arif Bey - Hicaxkâr çarkı - halet ile süzdü yine, *— Arif Bey - pusuna ermek Üzere, 5— Rahmi Bey - Suzinak şarkı - Bir sihri tarah. 6— Vül Eşref - Suzinak şarkı - Gün- Bir inak şarkı - Pa- Mustafa Nalız - Sazlnak yarkı - Ümlisiz bir sevişle. Bas bariton). Mücik (Küçük orkesira - Necip Aşkın). 21 Son ajans haberleri, ziraat, e5. ham tahvilki, kambiyo - nukul bor « sası (fiat). 2120 Müzik (Casbatd - Pi, 2355 - 24 Yarınki program, 'YARIN 12,30 Program. 2235 Türk müziğ! - Pi 18 Memleket saat ayarı, njans ve meteoroloji haberler Irî” * M Müzik (Karışık ptogram - Pi), Befi 1357 Hiert 1355 Rumi Cemaziyelevvel| — Haziran ı 16 1939, Ay 6, Gün 180, Hızır 55 29 Haziran PERŞEMBE

Bu sayıdan diğer sayfalar: