24 Ağustos 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5

24 Ağustos 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| Veliefendi Çayırında Bir Gün Avcılar Toplanınca Neler Konuşurlar? Bakırköy Halkevi Kuşkonmazda Bir Polig Yazan Arslan Tufan ı Yenimahalledeki istasyon me - e avcıların toplandığı y Küacıkta ağaçların arkasındadır. Sözüne uyupta sakın yaya ola - m demeyin.. Zira 0: şari bir saatlik me- Allahin sıcağın- anız avcıların ka- cıya kadar terden uz gündür. şılacağı veçe yazan, oraya gi- h.fr_ € kadar bu hale gelmişti Yalan söyliyeyim, bu hale g n amma, oraya gidince de bütün "Zunluğumu unatturdular.. Bir ’;_'A.'ıa teşekkülün relsi Osman ö- bi İarafta Saraceddin ve Tevlik İ nesil ağırlıyacaklarını bile - lardan nükte - Azizin daha nefes al- ah nasılsa vurdu - bir arıkuşunu 'ok mu ömür.. Bu nasını bilmiyor deği- sanma, işte ese- k istiyordu.. Saka berlaraf Türk, Rum, Er - Wel Müsevi demeden Dakırköy Varında eli çifte tutan ne kadar V Meraklısı varsa hepsi de silâh- p bayrama gel - rın bir araya gelir t z, hemi âha bir bay- t:ğ direği dikip tepesine Türk san- leri ve bandoya da | ni çaldırmaları doğ- | oşuma gitti. Bakırköyün | SA Halkevi bandosunun bura - İaki rolünü zikretmek isterim. Ka> W 'Bihta hoşa gidecek daha iki var- Yar: Biri hakem heyeti.. Köyün en lk esna simaları bu vazifeyi ka- l etmişler ve tâ buralara kadar İülmikler.. Meselâ Giresun meb'u- S Pikret Atlı, İstanbulun eski po- Müdürü ve şimdi Sinob valisi Himi Vural, kaymakam Gafur, ka başkanı Selim, Halkevi baş- Aht Cevdet ve saire, İkincisi de karargâhtaki hava.. W avcı buraya çoluğunu ve ço- kiğlnu toplayıp da gelmiş.. Hem Eldisi eğleniyor ve hem de aile- :" $ocuklarına açık havada mü- MNtnel bir yaz geçirliyor. Büyük Baçlara bir takım levhalar asıl - | n karaı K S Avcı olan iyi asker olı nefse ve silâha karşı iti- | ö | #lletindide at yarışlarının yar | n Bt Bahanın arkasında kesif a- likh or kenarına av “kaları için bir takım tertibat İ Meselâ sürek a' - | *0 tahtadan yapılmış ve siyaha | 'Fahmış bir yaban domuzu | Meeik tellerle durmadan yerde M tketler yapıyor. Müsabakanın .q_bu. Herkesin bu domuza beş _“"'ış etmeğe hakkı var, En İyi (ç “ileri kim yaparsa ona mükâ- Ve ilecek.. Mükâfatlar da ma- — Biri Halkevinin öbürü avcı- e iki kupa, bir de inin bir avcı ile bir min- Ben İnhisarlar idaresinin hasraf ederek mükâfat koy- 8inu sordum. *:“:m avcılardan biri kulağıma Mi X Sebebi meydanda, saçmala- nağa bizi teşvik etmek için. Bu- gün şurada Barut inhisarından satın alınmış asgari iki bin mer- mi sarfedilecek.. Avcıların içinde muhakkak ki çok ustaları var. Fakat kuru sıkı | savuran da eksik değil.. Bu arada ufak boylu bir avcı atışa başla - madan evvel epeyce attı tuttu, Fa-| kat çifteyi ele ahıp ta üst üste dört karanava atınca arkadaşları alay etmeğe başladılar. Küçük boylu av-. cı son hakkını da kulladı ve na - sılsa domuzun kuyruğuna bir isa- bet vaki oldu.. O zaman onların hali görülecek vaziyette idi. İki kolunu sallaya sallaya seyircilere geliyor ve arkadaşlarına ba- ğirıyı | — Beni ufak tefek görüp de Ka- Tamürsel sepeti mi sandımız?.. ı a Baltır kuşları temsil İkinci müsabi mü - sabakasıydı. Yani etmek üzere hususf bir âletle a şavrulan esk Bi gibi tahtaları vurı Bu atış çok eğlenceli oldü. Av- cılar bu bayrama köpekleri rdi. Günlerdenberi çıkmağa has olan biça- reler tüfek sesini duyar duymaz koşmak yorlar, fakat © bağlı oldukları için koşamıyı nevi nevi seslerle hayıflandı! ava Bunlardan Billi adındaki hay - van bir aralık ipini koparacak ka- dar asabiyet göslerdi. Onlar an- laşılan bupatlıyan — silâhların bir müsabaka olduğunu emiyor- lar ve niçin serbest bırakılmadık- larına belki de hayret ediyorlar- dı. BİG JİM rını ihsas ediyorlardı. | (Hergün 5000 Mektub Yazan Adam King Holi adlı bir İngilizin, si- yasj vaziyeti ve demokrat dev - tlerin harb istemediklerini Al manlara anlatmak için Almanya- ya 50000 mektub gönderdiğini Bu; Amerika demokrat reisi J. A. Farletin re da bir çocuk oyuncağı gibi kalır. Zira Farley, müntehibisanilere her gün 5000 mektub göndermek şartile 10 senede tamam 15,000,000 mektub göndermiştir. «Big - Jim» unvanile yad olu - nan J. A. Farley elli yaşındadır. Boyu iki metroya yakın ve sıkleti 110 kilodur. 1931 de; Cumhüur başkanı Mös- | yö Ruzveltin intihabı sırasında | propaganda türnesine çıkmış, 40,000 risale göndenmiş, 30,000 ki- şinin elini sıkmış, 30,000 teşekkür gektubu almıştır. | Farley, sekiz yaşında iken in- tihabat turnesine çıkan bir pro- pagandacının çantasını taşıyordu. 1906 da Pakard ticaret mektebin- on Yaptıracak Baltırap atışında da epey nükte- ler sarfedildi. Bu arada bir tek isa- bet yapamıyan arkadaşına diğer bir avcının bir bardak soğuk su ikram etmesi kahkahalarla karşı» landı. Bu küçük tahta parçalarını vu- ramıyan bir aveı arkadaşını diğer avcı herkesin önünde müdafaa e- diyor: — Vuramıyorsa haklıdır Bayım, n uçurun da bakın nasıl vüs | ruyor!.. Alaya uğrıyan avcı fırsat kollu- yyor. Demin kendisine takılan ar- kadaşının karavana üstüne kara- vana attığını görünce sesi çıktığı | kadar bağı | yor: — Vazgeç tüfekten mirim, taşla vur, taşla.. | Bu da gittikten sonra ivli üfak | tüfeklerle sabit hedef üzerine atış | müsabakası baştadı. Neticede yapı- | n tasnifle: Baltırap müsabakasını irmak sur mers | ile Os- domuz hedefi müsabakasını | yli tüfeklerle sabit hedef | bakasını da Saraceddin ka- r ve mükâfatlarını aldılar asıl zevki yemekte çıkıyor. ( bir hikâye anlatıyor.. En affak olan <Atıcılar şam- piyoune ilân ediliyor. Benlm en çok hoşuma giden şu hikâye oldu: Bir gün avlanıyorlarmış, kö - peklerden biri bir hedef üzerine | ferma yapmış, bakmışlar, etrafı taramışlar bir şey bulamamışlar. Kendi köpeğini methetmek isti- yen adam bu hikâyenin sonunu şöyle bitirdi: — Ferme duran köpeğim etralı- (Devamı 7 inct sayfada) FARLEY Farley den diploma aldı. 1912 de beledi- ye tmeclisi azası; 1938 de, Mö Ruzveltin bindan — sonra Posta, Telgraf Nazırı oldu. Emri altında 250 bin memur vardır. Gelecek intihabatla bunlar üze- rinde Mösyö Ruzveltin lehine ic- rayi tesir edeceği aşikârdır. — SON TELG AF —24 AĞUSTOS 1939 CIFEND) | Satılık Dudaklar Marlenin, Garbonun, Kludet Kolberin Dudakları Satılıyor Fiatlar Ehvendir “ANA VE OĞUL ARASINDA — Canım oğlum.. Senin ağzın- da bakla ıslanmaz, Sakın yine kah veye gidip «Anamla karım kavga ettiler...> demel! Karımi olacak gıllık artık beni âleme maskara etti!. — Benim söylemekliğime hacet yok. Konukomşu, ikinizin de ne kumaş olduğunuzu — biliyorlar. fHem ne zaman, sizin iyiliğinize dair bir söz söyliyecek olsam: — Yalan söylüyorsun! Diye beni utandırıyorlar. Ben de bir daha ağzımı açmamağa ka- Tar verdim. 'TİYATRODA | Bir gece, tiyatroslrdan birin - | de biri dram, biri komedi olarak | iki oyun veriliyor. Birinci oyun | oynandığı zaman bir loceda bu - | Junan seyircilerden biri diğerine: — Halk de hiçbir şey anlamı « yor! Dikkat ediyor musun? — O- n acıklı yerlerinde ağlıya - | cak iken bilâkis gülüyor! - Bcis yok- Komedi oynarken de ağla KADINLARI YAŞI — Ya Fınd yun dana kurban olayım- | ırdu gibi bir kız! Kaçır - m, hemen nişanlayıvere - diy — Kaç yaşında kadar var?. — Kendine sondum,bü miyor. Amma görünüşe bakarsan yirmi, yizmi bir alı — Anneciğim, bu kadın otuzu- mu geçkin!. — Neden bildin?, Neden bileceğim... Kadınlar geçince «bilmem» demi- nın biri ömründe «keçiboy- uzü» yememiş. Bir gün dostla- lan biri methetmiş. Bunun ü- Tine Manavdan biraz keçiboy - nuzu slmış. Bir tanesini ağzına a- lıp çiğnedikten sonra kaldırmış, g. Dostu Niye attınız? Beğenmediniz mi?, Diye sormuş. O da şu cevabi vermi, Bir dirhem bal için bir çeki odun yenilir mi? Dev Ağaçlar Hattı üstüvaya yakın dağlarda bulunan ağaçlara (Dev ağaçlar) denilirse hata edilmiş olmaz. Bu havalideki ağaçlar çok büyüktür, Bambuların yüksekliği 30 metre- den fazladır. Kolombiyada, gövdeleri & met- te kutrunda çam ağaçlarına çok tesadüf olunur. Böyları da 90 met-i reye kadat çıkar, İ Avrupada en yüksek ağaçlar me-| ge dişbudak, ihlamur, söğüt, gür- gen ve bilhassa kestune ağaçları dır, Denizden irtifa bin metre olan yerlerde çamlar, karaçamlar ve lâ- den ağaçları da çok yüksek olur. Faydalı Bilgiler: Mürekkebli Kalem İçin Mürekkeb çerisin. y ile eritilir ve çividle karıştitilir; daha son- ra suyun geri kalan kısmı i- âve edilir. İşte size ucuz ve r sene kifayet edecek bir mürekkeb... DİŞ FIRÇALARI NASIL TEMİZLENİR? Diş fırçalarını temiz tut - mak lâzımdır. Fırçaları kul - landıktan sonra — sabı ile yıkamalı ve kurı Çok kirli fırçalar, oksijen, a kol veya kolonya suyu ile te- mizlenir. Bir bardak sıcak su- yun içerisine bir kaşık oksi - jen karıştırılır, fırçalar bu su- yun içerisine batırılarak işte, sayın bayanları alâkadar edecek, heyecana düşürecek bir haber... Sinemada seyrettiğiniz yıldızların güzel ağızlarmı, du - daklarızı görünce şüphesiz kendi kendinize: — Ah! Ne güzel ağız... Ne gü- zel dudakları Diye - söylen Fakat, üzülmeyin beğendiğiniz ağızlara, dudaklara , bundan sonra | malik olabileceksiniz. Nasıl mı?. Gayet sade... Ame- rikada, bir dükkânın camekânın- da göyle bir levha var: «Marlenin, Garbonun, Klodet Kolberin ağız- ları ve dudakları satılır. Fiat eh- vendi Bunu okuyanların şaşırıp kal - dıkları muhakkak... Fakat bunda şaşacak birşey yok... Amerikalı bir mucid, meşhur yıldızların ae gızlarını, dudaklarım kauçukta: yapmış, husust bir boya ile boya mış, Birkaç dakikalık bir xmeli yatla herhangi bir kadının ağzı na yapıştırıyormuş. Hem de beli olmuyormuş. Bu Amerikâılar çok yaman a damlar. Yakında Elvir Popesko nun gözlerini, Marsel Şantalır burnunu da taklid edip satacak larına şüphe yok. Hâlâ Cinl;re;—l;zrilere' İnananlar Var!.- İskoçya Şatolarında Görülen Hayal Kazakzabitinin ölümüne sebebne? Cinlerin, perilerin mevcudiye- tine inanır mısıhız? — Bu terakki devrinde bu gibi şeylere inamlır mı hiç?. Diyorsunuz değil mi?, Fakat cin- lerin, perilerin dolaştığına ina - nanlar çoktur, Ham z cahil kimseler de değildir. Meselâ, İn- giliz ricalinden Lord Hal zamanlarını cinlere, pe: kanır, hikâyeler yazmakla geçirir. İngilizler bunlara çok eheammi- yet verirler, hayallere inanırlar. 1332 denberi, Siyah Prensin Hal Plasda göründüğünü, İngilterenin tehlikeli bir vaziyete düşeceğini haber verdiğini söylerler. 1914 de umumi harb çıkmadan evvel de göründüğünü iddiz ederler. Vindsor — şatosunda, — Hanrit Dangiterin babasının hayalinin (Devamı 7 inci sayfada) Paris Operası Dünyanın En Büyük Tiyatro Binasıdır Dünyanın en büyük openası, bi çoklarının zannettikleri gibi Nev: york operası değil, Paris opera sıdır. Paris operası, 11/000 metro mu- rabbat bir arsa üzerine yapılmış tır. Hosman bulvarı üzerinde ik küçük kapısı vardır. Bu kapilar sabahları erkendön açılır. Sağ daki kapıdan müdiriyete gidilir Soldaki kapıcının yeridir. Bura dan girilince bir çok merdivenler, koridorlar görülür. Nereye gide ceğinizi şaşırırsınız. Solda, sağ - da tarnam 2,531 kapı vardır. Bun- ları açıp kapamak için 7,600 anah- tar ister. Merdivenlerin — basamaklarına e Sayısı 6319 dur, Demir Mmerdivenlerin boyu 1,402 metro dan aşağı değildir. Tavandan mah zene kadar 18 kat vardır. Operanın dami 1500 metro mu- rabbardır. Geceleri yirmi nöbetçi bekler. Yangın tertibatı çok mü- kemmeldir. Su borularının uzun- luğu 7 kilornetro kadardır. Buna 1 kilometro uzunluğunda lâstik boruları da ilâve etmek lâ- zımdır. Yedi su hazinesi vardır. Bu hazinelende datma 105 bin lit- | ze su bulunur. Sahnenin altında da hususi bir su hazinesi mevcud- dür. Paris operası, ocalar ve galeri dahil olmamak şartile 3000 kişi alır. Sahnesinin yüksekliği 40, ge nişliği Ö0 metrodur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: