30 Ağustos 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

30 Ağustos 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Günün Meselesi Et Nakliyesi iş Düzeliyor Mezbahanın Kadrosu Genişle- tı'leçek, Müesseseye Yeni İlâveler Yapılacak Büyük Millet Meclisinde ka- | bul olunan bir kanunla şehir- de et nakliyatı belediyelere devrolunduktan sonra İstanbul belediyesi bu işi bizzat yap - Mağa karar vermiş ve bu ka- | Tarı şehir meelisi fevkalâde | foplantısında mevzuu bahse - derek bu hususta salâhiyet a | Muştı. Öğrendiğimize göre nak- liyat işi de Karaağaç mezbaha- | * müdürlüğüne bağlanacaktır. Bu suretle Karanğaç mezbaha Müdürlüğünün varidatı 100 bin | lira kadar artmış olacaktır. Bu turetle varidatı yekânu bu se- ne içerisinde, soğukhava mah- zenleri, paçahane, kan, bağır- Sakhane ve müteferrik hası - İatla buz satış bedellerile be - Taber 1,165,400 lira olarak tah- Min olunan Karaağaç müesse- hanın yslahı için, buraya bazı | Yeni tesisat yapılmasına bil - | hasga şimdilik biraz gayrikâfi Körülen memurin ve müstah - Tütünlerimizin Kalitesi ! İnhisarlar İdaresi Yeni Tedbirler Alıyor Memleketimizin en başta gi - ihraç maddelerimizden tütün- İerimizin iyi bir şekilde standar- duyon edilmesi için İnhisarlar | 1 yeni bir programla çalış- Mağa başlamıştır. Bu sebeble tütünlerimizin ge - Tek yetişme, yani zirai bakımdan | Btrek içim yani kimyevi bakım- | dan tekâmül etmesi için esaslı bir | Öürette meşgul olmağa başlamış | Ve Maltepede bu iş için büyük bir fütün enstitüsü kurmuştur. “Ayni zamanda bir çok mınta- | Kalarda da yeni tütün tecrübe is- fonları açılmıştır. 'Tütün ene- | Titüsünün civarında tülün yetiş- fitmek için geniş tarlalar hazır - ruş ve bu tarlaların toprakları | Tahlil edilerek muayyen ve tama- Tnen mütecanis kısımlara taksim | *dilmiştir. Bu suretle tohumlar | İYyice seleksiyone olduklan sonra | (daha birkaç sene sonra) muay- Yen bir tarladaki muayyen bir $ins tütün nebatları yükseklik yap- Tak zenginliği ve ağırlık itibarile birbirinin ayni olacak ve seri ha- p imal edilmiş bir fabrikazyon Mahsulüne benziyecektir. Bura - Gaki çalışmalardan alınacak ne - ır daha birçok muntakalara İeşmil edilecek ve bu suretle ileri- e Türk tütünlerinin standarı Zasyon esaslarını kurmak kabil o- aktır. e— demin miktarını tezyide karar vermek üzere tetkiklere giri; miştir. Karaağaç müessesesi sene içinde memurin — maaşı olarak 24,384 lira, müstahde - min ücreti olarak 253,357 lira, idarenin jşeleme masrafı ola - rak da 149,400 lira vermektedir. Bundan başka bu sene be « lediye de Karaağaç mezbaha - sında ahırların tamiri ve tesi » satın teedit ve ikmali için 31,232 liralık bir tahsisat ayır- miştir. Bu süretle Karaağaç Mmüesseşesinin bütçesi varidat ve masarifat olarak tevazün et- tirilmiştir. Bt nakliyatının — müesseseye devrinden sonra husule gelecek varidat fazlalığı Karaağaç mez- bahasının muhtelif fasılarına ilânve olunmuştur. Belediye, et nakliyatı işinden bu sene ve gelecek sene yapa- cağı kârla makliyat işinde lü - zumlu olan makil kamyonları- nın fazlalaştırılmasına ve ye - nileştirilmesine çalışacaktır. Münferid Mahkemeler |Yeni Kadro 5 Eylülde Bildirilecek Şehrimizde teşkil olunması rz- rarlaşlırılan münferid mahke - melerin kadroları tamamen ha - zırlanmıştır. Bunlar 6 eylül gününe kadar a tebliğ olunacak ve, lden itibaren de fazl geçeceklerdir Diğer taraftan — öğrendiğim'ze göre gerek bu muhake, | kili ve gerek İstanbul kilâtının genişletilmesi karar. ü- zerine yeni adliye sarayı proje - sinde tadilât yapılması kabul - dilmiştir. Bu tadilât sür'atle yapılaca <tır. Z yölüz Tek Un Nümunesi Dahiliye direktif üzerine ekmek imalâtın- da kullanılacak tek un nümunesi üzerinde konuşulmak maksadile cuma günü öğleden sanra bütün değirmek sahiblerinin — iştirakile belediyede bir toplantı yapılacak- tır. Bir Tavzih 23 ağustos tarihli gazetemizde Almanyadan gelen tütün tüccar- larından Bay Nuri ile bir konuş- ma vardı. Konuştuğumuz — zatın — «Abdi Fuad, Akev Limited ortakların - dan Bay Nuri» olmadığını tasri- he lüzüum görüyoruz. | için icab eden bütün | tarda sarteti Vekâletinin — verdiği | Siyasetin Ticarete Yaptığı Tesirler Beynelmilel hâdiselerin piya - sada tevlid ettiği vüzuhsuzluk ve tereddüd devam etmektedir. İn - giliz lirasının 564 kuruşa kadar düşmesi ticari muhitlerde karar - sızlığa sebeb olmuştur. İhracat tacirleri, angajmanla - rında ve ihracatta vahidi kıyasi tesbit edilmesini ve tedbir âlın - masını hükümetten faleb etmiş- lerdir. İngiltere ve Fransaya takasla mal ihracı hakkında da bir teb- ligat yapılmamıştır. Gümrüklere gelen bir kısım mallar da tüccar tarafından çe- kilmemiş, antrepolarda eşya birik- miştir. İstanbul, İzmiz ve diğer li- manlarda ecnebi ticaret gemisi bemen hiç kamlamış gibidir. Gel- mesi beklenen gemiler de yolla- rını değiştirmişlerdir. yetlerin tesiri, ticaret hayatında | derhal hissedilmeğe başlanmış - tır. Ortada bir durgunluk vardır. | Hükümetin, milli iktısadıyatı- | mızin sarsıntıya maruz kalmaması tedbirleri, sür'atle alacağını kuvvetle ümid | ediyoruz, Meml 2kette Anason Ziraati İhtiyacı Karşılıyacak Şekilde Genişletilecek İnhisarlar idare nun kâmilen dahilde yetiştiril - mesi için yeni tedbirler alı dir. Geçen seneler zarfında- Avru- padan satın alınân bu k: humun İnhisarlar İdarestnin te umumi ihtiyacın bir kısmını ka- pıyacak bir seviyeye yükselmiş- tir. İdare fazla istihsal bilmesi için memleketimizde mah- dud olan anasan — mintakalarını fazlalaştırmayı düşünmüş ve bu hususta tetkiklere başlamıştır. A- lâkadarların söylediklerine naza- ran dört, beş sene zarf.nda mem- leketimizdeki — anason — ürünü memleketimizin bütün ihtiyacını lecek derecede fazla - Zonguldaktan Ucuz Kömür Geliyor TTenzilâttan sonra kömürün Zon- guldak ve Edeğliden İstanbula kadar olan nakliyat ücretinin tes- bit edilmesi son günlere kadar gecikmişti. Nakliyat ücretleri de tesbit edilmiş bulunduğundan bir iden itibaren Zongulduktan İstanbula kömür gönderilmeğe başlanacaktır. Görülüyor ki, son siyasi vazi- | | BURRAN CEVAD AdIi vak'alar arasında nadir te- sadüf olunan bir hâdisenin mu- hakemesine dün Ağırcezaya ve - kâlet eden asliye ikinci cezada başlanmıştır. Davanın mevruu görünüşte bir #izaleibikir. vak'asıdır. Fakat bu iki katil kelimenin arkasında saklı; olan hakikat, birineisinden daha $eci, her işitenin nefretle yüz bu- ruşturduğu hâdisenin bir «fuhşa teşvik» yak'asının medlülüdür! Ve bu iğrenç hâdisenin zavallı kurba- da, henüz öraründe 16 bahar görmüş tecrübesiz, sal, masum yüzlü, mavi gözlü, kıvırcık saçlı bir genç kızdır. Ve bu bahtsız ge muhteris bir sefihin ku atan vak'a ne bir giz nunün mukadder heticesi, ne h bir muhabbet del tuzağı ve ne de şanssız bir düfün beklenmiyen sonudur. kızı hin malüm esa- © yalnız bir kadının avantörye Tuhlu düşkün tinetli bir an kurbanı ulmuş; en tatlı ümid'eri ile en kıymetli hazinesini bizzat öz annesinin çirkin suikasdi uğ- a çiğnetmi an Daha birkaç ay evvel arkadaş. larile gülüp oynaşan, hayata bir yasemin inceliği ile boy veren ve şimdi Ağırcezanın loş kordorla - rında aldanmış ve aldatılmış genç kızlar arasına karışıp — hıçkıran Nazmiye ismindeki bu zavallı yavrunun ömrü gihi maderası da hazindir Aslen Rize halkından Kâzım; bundan 1 sene evvel ölmüş; arkı şında Nazmiye ismindi Si 46 yaşlı bırakmıştır. Bayan: Sabriye kocasının ülü - münden sonra Rizede fazla dur p buraye gel n r evde ana - kız başbaşa beraber yaşa - | başlamışlardır. | 'an zevk ve se kün, parâya tapan bir kadı Sabriye burada bir fabrikaya gir- | düş- olan | miş Ve yeni arkadaş'arının de letile de gizli neş'e ve zevk âlem- lerine devama başlamıştır. Genç kadın bu Alemlerden bi- rine bir gece, kızımı da götürmüş ve işte bu götürüş; zavallı Naz - miye aleyhindeki tuzağın ilk ha- zarlanmasına zemin olmuştur: — | Genç yâüşına rağmen vücudü er | ken inkişaf etm olan Nazmiye den Ahmed isminde birinin he - men nazarı dikkatini celbetmiş ve ona fşık olan Ahmed © günden sonra Nazmiye ile muarefesini i- lerletmek için çalışmağa başla - mıştır!. Fakat henüz aşk ve gönül oyun- ) larına tamamile lâkayd olan Naz- | dolgun bir kız radaki erkek'ler- | miye, Ahmedin kendisi ile konuş- için yaptığı bütün teşebbüs- zahiri teveceühleri- | T lere ve onul | deye kalkışmış; sırnaşık âşık, ha- | hazırlamış; | adan istifade etme: | şun ) giftler arasında az bir müddet ge- | girmişler; fakat Ahmedin hiç gö- | zükmediği bu kısa anda; herşey- Oto Kızını Baştan Çıkaran Sefil Bir Ana |Ağır Ceza Mahkemesinde Zevk ve Safa Âlem- | lerinin ve İğrenç Suçunun Hesabını Veriyor ne de alâkasız kalmış; sevda mek- tublarımı yırtıp atmıştır. Nihayet fşık takihlerini iz'aç derecesine çıkarınca Nazmiye bir gün işi an- nesine açmıştır. Ahmedin zengin bir genç ol - duğunu bilen Sabriye kızını onun tecavüzlerinden koruyacak yer- de Nazmiyenin kendi ağzından öğrendiği bu hakikalten istit yali sevgilisinin anasına içini aç- mağa cesaret edemezken; bizzat | gidip bulmuştur. Nazmiye genç ile düşkün ruhlu ana arasındaki kısa bir pazarlık €en mel'un bir plânn esaslarını hayati yıllardanberi sakin, tatlı bir saadet içinde akıp giden masum kıza böylece iğ - renç bir tuzak kurulmuştur. | Plân mücibince; Sabriye, kızı - na Ahmed hakkında - telkinlerde bulunatak ve onun çok zengin bir gerç olduğunu sö; terok bun - ni tavsiye decektir. Genç kız bb tavsiyeye ehem - | niyet vermediği takdirde —an; şiddet gösterecek bu da bir fa; ün elmediği takdirde za - | h yavruyu iz | sarhoş 'ederek kör'ettikten sonra | Ahmedle başbaşa bırakacak: Ve bu ilk mes'ud (!) buluşu - | tahakkukunda Ahmed - genç rek 0 ve içki ile kadına 200 lira veri borcunu ödiyecektir! şükran Sabriyenin tahmini gibi plâ - | birinci kısmı çabuk bir m! sizliğe uğramış; gözle- | 0 liranın hırsi bürüy ıdan ziyade zevk âlemi- | G sannes vasfı yerine «sefil» unvanına İğyık vakit; tereddüdsüz, plâ kısmıni tatbike koyulmuştur. Ge- şenlerde bir akşam Sabriye kı- | zırı kendi eliyle süslemiş; sarı kı- vırrcik saçlarını tarayıp masum başna kendi ellerile kordelâ tak- tıktan, tuvaletinde en küçük bir kusur bile bulunmaması için ken- dini bitirircesine çalıştıktan s0: ra bekâret ve safiyetin bir mü - munesi olan genç yavruyu «ziya- | fete gidiyoruz!. söklerile evden Çikarmıştır. Ana kız hakikatte Ahmed tara- | fından tertib edilen çalgılı, içkili ve kalabalık bir neş'e evinin se - fahet köşesinde gülüp — eğllenen a o nin ikinci den habersiz genç kızım sarhoş ol- masına kâfi gelmiştir!. Canavar ruhlu ana binbir 1 - rarla kızını sarhoş ettikten sarıra onu yukarıya, sabırsızlıkla avını bekliyen Ahmedin odasına bırak- Yaaş ve bu oda içkinin tesirile ar- tık şuursuz, idraksiz bir yığın et, ve kemik halinde bulunan zavallı Nazmiyenin genç kızlık mezarı No. 22 Kulman tatlı bir sesle: — Sen çok konuşuyorsun Papu, | i, bereket versin ki, ağzından | *Hikan gözleri kafan düşünmüyor. Yunanlı gülümsemeğe çalıştı: — Kulman, sözlerime pek o ka- “Gir alınma, dedi, benim söylemek hî'eıiiıııııı şu idi: Eğer orlada öl- Gürülecek bir adam varsa, o da SAziz, dir. Felder bu fikri tasdik etti: — Evet, evet, bu herifi gebert | Teliyiz. Şimdiye kadar neden bu- | Tu düşünmedik diye hayret edi- Yürum. Ben şahsan bu işi yapma- Üa hazırım. * Kulman gülümsedi, fakat elin- Ütki tabanca hâlâ kımıldama - Mışta; — Pekâlâ, dedi, bu adamı te - Bizleriz. Lükin ietmizden birisk —— mül edemeyiz. Papu, sen mend bir adamsın. Öteki salana git, bekle. Bizim burada konuşacak bazı gey- lerimiz var, Yunanlı yerinden kıpırdıyama- dı. Bi kuvvetleri —dağulmıştı. Münakaşayı uzatmanın faydasız ğunu bildiği için, hiç sesini adı, derin bir nefes aldı. a idam hükmünden bu tarzdaki sözlerini çok işitmişti. Alman bu sözü daima pederane bir tavırla ve gülümsi- yerek söylerdi: «Sen merd bir adamsın, git öteki salona, bekle!» Yunanlı dimdik yerinden kalk tı, son kuvvetlerini toplamağa ça- lıştı — Pekâlâ Kulman, biraz sanra görüşürüz. Papulos sslondan çıkarken, or- talığa derin bir sükünet çöktü. kapıdan çıktığı zaman, düşüp ba- yılacak gibiydi. Nerede on iki sa- &t evvel Templarmm suratına yum- Köşede oturan kapıcı, resimli karıştırıyordu. Pa- 2 görünce hemen yerinden fırladı. Fakat Yunanlı felâket arkadaşının yüzüne ba - kamamıştı. Çünkü hakikaten çok mağrur bir insandı. Bara geçti, yüksek sandalyeye oturdu. Toni koşup geldi: — Bir konyak getireyim mi? Toni derhal konyağı getirdi Yunanlının yüzüne bakmağa bi- le cesaret edemiyordu. İçtima sa- Tonunun dışında kimse neler ©- Tup bittiğinin farkında değildi. | Bar servisi yapan adam, mühim 'GAN GSTERLER - CELLÂDI -ZABITA - ROMANI duğunu snlamıştı amma, hiç de- #işmiyen yüzünden birşey belli olmuyordu. <Aziz» € içki veren de ç değil miydi? Konağa gönderen © değil miydi? Belki kendisi de mahküm çidimişti. Fakat hiçbir şey söyle- Papulos konyağı içtiklen sonra bir tane daha ismarladı. — Fakat konyak, içinde hissettiği boşluğu | doldurmağa kâfi gelmiyordu. Ar- ftık kendisini ölmüş bir adam ad- dedebilirdi. Gangeterler kanu - nunda verilen hükümlerin tem - yizi yoktur. lip şikârını arıyacağını biliyordu. Dünyada hiçbir kudretin, kendi- sini bu hükmün infazından kurla- ramıyacağını da biliyordu. Birdenbire aklına birşey geldi. Bir adamın siması balırasında canlandı. Mavi gözlü, yanık yüz- lü bir adam. Sonra gangsterlerden | yılmıyan başka bir adamı da he- tırladı: «Aziz. . (Bu adam, tekbaşına, bütün. Nev- şeyleri yapmıştı. Acaba Pspulosu şiyleri yapmıştı. Acaba Papulos da ölümden kurtaramaz mıydı? Yunanlı, ilk defa olarak, önün- deki kadehi itli. Kapıcının bir - | gönlar _ı TELOG A P — BO AĞUSTOS 1sör büsler için Bir Milyon Belediye Esaslı Surette| Hazırlığa Başladı Belediyenin, Belediyeler Ban- kasından aldığı 5 milyon lira is- tikraz parasından bir milyonunun otobüs mübayaatına sarfedilme- 8) mukarrerdir. Halbuki otonüs- lerin mübaysa ve işletilmesi de tramvay- idaresi tarafından der- uhde edilecektir. Tra elektrik idaresi nafıdan, 1,700,000 liralık varidatile dev - redildiğinden İstanbula lâzım o- lan otobüsler de bu para ile satın alınacaktır. İstikraz parasından fazla kala- cak bir milyon lira ise diğer imar işlerine serfedilecektir. Bira Buhranı Kalmıyor Her Gün 7 Vagon Bira Getirilmesine Başlandı| Şehrimizde bir müddettenberi | devam etmekte olan şiddetli bira dar idaresinin al - | dığı tedbirle birkaç gün içinde bertaraf edilmiş bulunacaktır, Bi- ra ucuzladıktan sonra 6 misli bir- an İstanbulun bira sarfi- her gün Ankaradan gelen 4 bira karşılıyamamış - ve yevmiye 6 va, tesbit edilmiş; isarlar İdaresi frigorofik te- presin arkasına takıla- rak şehrimize her gün 7 vagon ra getirilmesine birkaç günden- beri başlanmış Diğer idare her semtte dükkâncıların yerine ürmek üzere tevzi teş- kilâtını genişletme aftan karar ver - Arazözlere Talib Çıkmadı Belediye temizlik işleri için mü- bayaasına karar verilen 20 kam- yön ve 10 arazözün eksiltmesine son günlerdeki siyast vaziyet do- layısile bir talib çıkmamıştır. Bu sebebden dolayı yeni kamyon ve arazöz münakasası 15 gün sonra tekrar yapılacaklır. Bu seferde ta- lib çıkmazsa pazarlık suretile al- nacaktır. seesarasarALALALALARAAAAA olmuştur. Ertesi sabah yana yana ağlıya- Tak uyanan Nazmiye katil haki- kati öğrenince hemen karakola koşmuş ve bu iğrenç vak'ayı po- lise anlatmıştır. Dün bu hazin maceranın mu - | hakemesi gizli yapılmış, tevkif o- lunan Sabriye ve Ahmed şahid- lerin Ginlenmesi için tekrar tev- kifhaneye gönderilmişlerdir. Halük Cemal | bette birşeyler bilmiyordu. Eğer Kulman dışarıya çıkar da, kendi- sini orada görmezse, herhalde ar- kasından adamlar — saldıracaktı. Fakat ne de olsa geç kalacaktı. Papulos bir banknot fırlatlı ve paranın arkasım beklemeden, bir makine gibi kapıya doğru yün dü. Durup dururken insan ölüme Tazı olur mu? — Şimdi gelirim, dedi. 'Toni başını salladı ve güldü. Ö- lüme mahküm kapıcı da ümldsiz gözlerle Papulosa baktı. Yunanlı, serbestçe kapıdan çıkarklen, hiç bir tarafa gidemiyen kapıcınm haline acıdı. Sabahın serin havası yüzüne vurduğu zaman, biraz açıldı, a- dımlarını sıklaştırdı. Yaya kal - dırımın kenarında bekliyen ato- mobiline doğru yürüdü. Kapıyı açtı, direksiyonun başına — geçti. | den fakir çıkan milletler, Harb Faciasının Korkunç Zararları Bir harbin sebeb olduğu bütün — maddi ve manevi zararları hesah- lamağa, kat'i rakamlarla ölçmeğe imkân yoktur. Çünkü, harb de » nen facia © kadar çeşidli bir tah- rib vasılası ve medeniyet yıkıcı- sıdır ki, bütün tesirl ifade & decek ölçü yoktur. Bi insan bilânçosu, belki, kat'i ola- rak ifade edilebiliyor. Fakat, 1914 1918 .hailesinin diğer zararları - nın, milyonlara varan insan kur- banlarından daha az ehemmiyetli olduğu iddia edilemez. Umumi Harbde, on milyon in- san öldü, on milyon insan yara « Tandı, en milyon insan sakat kab di Yeni bir cihan harbinin, nasıl — bir netice vereceği tasavvur edi- beş yıl evvele nazaran, akıllar dur. duracak kadar tekâmül etmiştir, Yeni bir harb muhakkak ki, dün- yya medeniyetini yıkacak, insan | hğı en az yarım asır geri götüre: cektir. Bir cihan faciasının en mühim tesiri dünya iktısadiyatı üzerine olacaktır. Esasen, Büyük Harb - hâlâ, bellerini doğrultamamışlardır. B çok Avrupa milletleri, Birleşik Amerika devletine olan harb harını hâlâ ödiyememişlerdi Harbi bırakımız, harb sözleri, harb endişesi, harb kokusu bile, * aylardır, - dünya — iktısadiyatına büyük darboler indirmektedir. Beynelmilei mübadele ve tica- | ret aksamıştır. Tüccar malını sa- — tamaz bale gelmiş, alıcı, birçok ihtiyaçlarım geri bırakmak mee- budiyetinde kalmış, kredi cmni- yeti sarsılmıştır. Bilhassa son günlerde, ticari makliyat hemen hemen — durmuş gibi Herkes, dünya vaziyeti - nin inkişafını beklemektledir. Hus lüsa edimlek icahb ederse, dene - bilir ki, harbin kendisi değil, u- zaktan gelen sesi bile, insanlığı müthiş zarara sokmuştur. Mane- vi huzursuzluğu, — emniyetsizliği de bu maddi zararlara ilüve et « meyi unutmayınız, Yeni bir dümya harbinin, ihti- .yar kürenin çehresini, insanların yaşayış farzını, esasen zayıfla mış ahlâkiyatı, hulâsa bütün bir. Bütün bunlara rağmen, — bir harbin mes'uliyetini bilerek üse tüne alacak olanların, birer çılgın Hepimizin Derdi | Kokmuş. Beyin | Satan Adam Hasan Küçükboy isimli bir | okuyucumuz yazıyor! *İstanbul şehri içinde dolar gan seyyar satıcılardan yalnız beyin satanlardan şikâyelci- yim.. Evvelâ, bunlar gayet pisj kaplar içinde mal satıyorlar. | Sonra da, bilhassa yaz dünle- . ri, gayet bozuk ve kokmuş mâli satıyorlar, geçen gün bir yar satıcıdan beyin aldım, kol muştu. Ertesi gün kendisine iyledim âdeta kafa tuttu! sıcak havada insanlar bile kuyor, çabuk pişireyı Dedi.. i Beyin ve saire gibi, çabuk | kokmağa, bozulmağı müsa- | id maddeleri satan seyyar ve- ya gayri seyyar esnafın dük- kânları, camekânları acaba, | alâkadarlar tarafından ani ©- larak kontrol, teftiş edilmez | mi?.. Bunt. Belediyeden sor- manızı rica ederim. |

Bu sayıdan diğer sayfalar: