13 Şubat 1941 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

13 Şubat 1941 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-;—'PA Aİİİ < MESELELERİ klemek... . İ ALİKEMAL SUNMAN S a artık muvaktakiye. idini keserek bekliye « ilüler ihtimal vermi - Onun için İngiliz askori larmın yazılarında he Hak ile tutulmuş bir esat ;—ıiı_ı.ımu.ıw Tehine Oraz bundan bahsetmek e :'::ibı-um.oıuık. u ( detleri içi 'a . düşm d Dölen siye İnelie | Temlekeken ei Kenre Tayıl bir hale getir. ! rupa kıt'asında faik hava vi da Alrikadaki İngilit | pçile vurulman kolüy alacakını öleye beriye dağ- | (ghmin H* mülmkün olacak diye | Uzun a üdtür, halyan Mareşali | yetlerinin Afrikada İngilizlere VöT © karşısındaki İagilir | mak istedikleri darbe İtalyan 5 kara küvvetlerinin öleye | rafımın Afrikadaki mallim mağ. : mnaksadı bir ken akian iduktan sonra ise Müh. İ sözün kısası: Mihver dev. İçin Afrikada müx | i İN u sayılacaktı. ai « İ erçe çok evvelden HL Verin de Grazlaminin dö ( girildiği için mihver devletler altüst oldu. Çünkli ve - | bugünkü ""“'Mı..lnı türlü gidiyor. Sonbür | zünden ber türlü ümidi MEPİ “—::ı., kışa uymamıştır. | beklemelerine de ihtimal veril - letleri için A memektedir. b Ki veli ağililrda. O” Faraza İtalya yeniden faal bit Yunanistana taarruz edil. | ,41 oynamak islesin, istemesin, ittefiki Almanyanın Ak. maksada doğru büyük | halde mültefiki KeSEDARTİLT Atilacağı zannedilmiştir. — öeniz saahsındı faraftan da kuyvet ergeç bir gün faal ve | ger elti v Z olması her vakit ee alkalie ve' | küsdeliebilir. Fakat katt meticeri ve bu süretle Afri- | fugiliz deniz ı:_mtıl;'n_'_"_ “'“"'__' anların rabat iş | tü ilkve oluna! C a =_'.wııı | yetlerinin de üstünlüğü al “'“*___“'_" tarafı elindeki kuv- ŞŞT . Yunanlştana 10 Sualden karayn asker çıkar - üyotinin Zıcak Afrika - 6 sına cevap | tamamile muvaf - İ denra mülühaza edile- Tarini, coğratt ve aiyadi malü - u Mevcut küvveti | p tumazı her gün yenikemek ÜT €r olursa olsun dağıl- | jiyor. Bir kanmı sktüsllrri D C mülessir bir şekilde | nizi ghvalden < Beçmek. İşte İngilizlerce '”;*“_ 1914 de Avrupa hartasında fö- | varılmak — islenem hük seşibut bu olduğu yazılarından | T Y e e Suları ceki samanlardan. | zamanlar oldu” akü vazi - di donanımaların bir « ’_:Em..—:::.am“ arasın- 8i sahayı teşkil ot- işgai ödiyor! ımo—ı..'.:::. ü.":':_:;:“ıuıu nesaretın b XS göstermiştir. Bu - ":_Ma._ KeS ee Sabada İngiliz donan- ayrılan memlekeiler Hükim bulunduğu görülü. | “g — Har idanda hükümelele M denanması — İtalyat | günkü adi Şimdi hangi zejim B sbuzünkü — Hayyane '_—ıııııııqüıı- Ko ..:.Eı.-n nedir? iSin hazırdır. Nitekim be- | Dereir vi e N hasekeiler ta. - mecinu tonağının İ ""'ı dimi Biliyor musunuz? 'i muvufik bulmamıştır. -:ı—wwwl'w_ ki İngilir tarafı İtalyam | yeketler hangilerili — hiçe sAymAMIŞLI. lıkla tentür- h Küvvetini hiçe | Yanlışlı! ürpte birçok yanlışlıkla. & huıd:.:ııım ir. Düşmanın uY - İ" Saymaktansa ehemimi. diyot içmiş Evvelki gün Köprünün B p bir hödise nll!“!: kelesind Bürir kha bir zamanın n e ilirleree daz .:u.ımı salonlarından :if'w“m_" Erbülmektedir. ŞİM- | 5., ei foryatlar işltilmiş ve W hu herokâtta görülen -ı:_ bir adamın n;z: Ha lır. Fakat İngiliz halde yerde Çizp " K€İle yanbahardanberi :Ş ir. Şakir z“"’îâ,,:.uf h"ml_.ı. olduğu ar. g Hüseyin ©I a D KA ilerinden D bn ö Her Taşıları hu şahsın Y diğer öemitüe BUT 5 A çekşedi yerlle, CÜ darbe de akim ! tentürdiyotu içtiği an _ı— h_ıvıııııı .:—:: İmişve Senjor) hastanesine LA bi en de Seveceksin ! İ7Z NİCE Yazan : ETEM izzer BELE bir. b - ; buruklukla tadi bir L ç dava ondaki . Bunün İ. | ’kıîı:ıl“ ıl[r u::: leştirineyi bıl::l:ledır ONB : Vardı. Dir an söz. | çin de elken T e Kibi oldu | .ulıtı;"':’;şb; idi: sk ir al izerine DS Ta a z e | — Erağkan hu alen G laeim İ asta buluyo. hassa dikkatinizi çe _'" bu sözle. .' Kükurdıyı aö ı , Halil Noci içten gö Vrd, Yi söylerken tir ken di a. Ren de gaklederken dUfÜT: ÖLT e ait üş İ dnleyemiyeciğim | — KrlAU Z , hem hastayını. m eserler M line hiç Külsğa acı gelen buğuk | böyle bir tarif U yaslamadım. ,..aıınf'-_" ir bilmiyi . Bek | öi ö | ee M Bir gün gelecek | rimle konuştuğu vE e B Yücak & j vakit yamım” ... bir Ve öğrenecek. | tüğü va! amimiliğine, Klim, yiYalı yok edecek | hakkak üüü daş Gide bir hayatı var | konuşuşuna inamz Çi S ihyakârdır. Bütün | kirler kargısında bAYE | | | İ |ai ba Sirkecide istasyonun yanın- daki ada, süratle yıkıldı. Fakat, şehrin diğer yerle. rinde, istimlâk ve imar işleri i süratle gitmiyor. | nW'Xyıaı var ki, Üsküdar iske- | lesinin genişletilmesine çalı- | gılır. Bir sıra dükkânlar var. | Onlar yıkılacak. Yıkılamadı, | gitti. Bir dostamuz haber ver- | di: İki tarafındaki dükkân- lar yıkılmış bir tek bina, hâlâ duruyor, bir türlü yıkılmıyor, diyor. ylırı'ıılâkı yıkmak, yapmak, insana üzüntü, hkasvet veren işlerdir. Marzaras kötü, tozu t var vesaire.. D!Z.ğ:wıbcnh»' çabuk yap- mak lâzımdır. Şehrin diğer | semtlerinde yine böyle uza- | yıp giden istimlâk, imar işleri var. Banların başında bulu- nan kimlerse, onlara ellerini çabuk tutmalarını söylemeli. Bilmiyoruz, alâkadarlar, ne düşünüyorlar?.. BÜRHAN CEVAT 140 bin pil getirildi İngiltereden ve İsveçten mem - leketimize bu kene 140 bin adet pil | ithal edilmiştir. | Fiat mürakabe kamisyonu yarın | yapacağı toplantıda bu pillere fiat | tesbit edecektir. ae Bir kadın söz atan genci öidürdü İzmitte Hidaye tisminde bir kar dın dün kendisine — söz atan bir genci sokakta tabanca ile yaralayıp | öldürmüştür. guklan hoşlanır, kimi hiç hoşlan - müz. Meselâ sihbatleri düzgün üç ki- #iyi terti oldukları halde bir pen - Üşülmeye Karşı korunma ted - | | birlerinden yarın bühsedeceğiz. Naçiye söyleyi mi idi. Fakat, sinirime dokundu; — Aşkolsun sana.. Bütün bun. | mlatmakla senin Halil | ipten ne farkın kalıyor. Nelî:ivm. Kızcağız birden buııılılu:. — Fakat, ben bir hâdiseyi bi. âye ediyorum, © kadar.. Dedi. : — Eğer şu son sözlerin almasay. —- a ne oli lılaiı::: Halil Necibin fikir ve duygularına tamamile eç ve arka. oluyorsun! .ı;ı:iye şaşaladı. Sözlerim üzerin. de küçük bir şamar tesiri yaptı. öyliyeceğini, bana ne cevi yereceğini kestiremiyordu. Yal . yarmıya başladı: Fi — Alfedersin kardeşim. Böyle | ir zanma düşeceğini asla aklıma M..,,.ı istim. Ben hakiknlem ta- ge ımil:-“ııl ve dürüst bir sadakatle Tana onun söylediklerini bir sine- ilndesi içinde nakle. ma “Bizim biçare arkadaşlar, oku- madan âlim, yazmadan kâtip olmak havesindeler... ,, İki genç şair birbirinden davacı Haydi, isimlerini de ifşa edeyim: Fasih ile Beliğ... İki taraf şair oe lunca, davanın mühim bir dava ol- duğunu zannedeceksiniz.. Halbu- ki hayız!, Alelâde bir darp davası.. | Yani, sizin anlıyacağınız. bir- lerint döğmüşler.. Döğüşmüşler... | Birinci davacı ve suçlu ,yani Fa. sih, kemali fesahatle şunları ân * ” böş arkadâş bir arayâ dik. Hepimiz parâ koyduk Bir edebiyat mecenuası çıkarmağa ka* zerdik. şahsan, — insanın okumakla — değil, biraz da kendi rubunu, ruhi manada vie - | danını kendisinin terbiye etme - | sile tekâmül eder kanaatindeyim. | Bu arkadağ, maalesef, bunlu yapas” | mamış.. Ben, bunu, mütekâmil bir | kabul edemiyeceğim.. | | Biz genç şeirleriz. Yeni neslin şar irleriyiz; Büyük davamızı da, ge gçenlerde ortaya atıp muvaflaki - | yetle müdafaasını yaj ira modern tezimizle izeh ve isbat etlik. Bu arkadaşın bir zâfı var: Divan şairlerine ve divanlara möce Sade bu kadar olsa iyi...Bu, sSan'at ve hüviyetine bir sul> Zararı yalnız kendisine -* di divanların tesiri altın- da kalıyor.. Şiirlerini de bu tesir altında yazıyor. Bunun için de iyi eserler veremiyor. Evet.. Bu at- kadaşın divan ve tezkereleri tet « kikinin zararı yalnız kendisinedir. Fakat, arada sırada, 6 günkü di * vanların hepsi biribirine benzeyen monoton ve moncarmonik, hiçbir şeye benzemiyen yaramıyan ve bir. şey anlaşılamıyan muhteviyatından birşey yumurtlayıveriyor. «Bu, ne diye soruyor. Sonra da, , izi sözde techil ediyor. Yazık! Bu gidişle beyni sulanacak ve henüz intaş halinde olan şair- Jik kudret ve kabiliyetini, mey - vasını idrak edemeden kurutacak.. Kabiliyet, tıpkı bitiklere yani ne - batlara benzer. Muayyen rutubet ve hararet derecesini bulduğu za. man intaş eder, Muhitinden, bün- yesine lâzım olan maddeleri bulup alabildiğine beslenir, inkişaf eder, Bunu bulamadığı zaman, tabil ku- rur, Bu yeşerüp yetişmiş olan kabi- liyet tohumunu mümbit bir top - rağa değil, granit üzerine yerleş . tirmeğe uğraşıyor. Bunu kendisine birçok defalar söylüyorum. Hâlâ, | bildiği yoldan şaşmıyor. Ne ya- parsa yapsın.. Benim neme lâzım? Biz, nihayet, bir arkadaş gaybe - deriz. Kendisi, bir şöhret kaybe - | der. Onun zararı, şüphesiz ki daha | büyük olur. Şurada şu küçücük izahı yaptıktan sonra, kavganın | #ebebine gelelim,, Macmuayı çı - karmak üzere hazırlıklara başla . dık. Orada hane olarak da, bir oda tuttuk. Orada toplanıp şiirlerimizi biribirimize okuyor, bir taraftan da, ekseriyetle veya ittifakla be - genilen şiirleri ayırıp, mtcmuaya dercedilmek üzere bir kenara ko- yuyorduk. Burada, benim şu şiirim alkışlarla takdir gördü: diyorum. Bir başka şey aklım- dan ve hayalimden geçincz. Kızcağızı kardığıma mütcessir. dim, Fakat, yapılacak başka şey de yoktu, — Bütün bu Halil Necip macera., gsını başıma çıkaran sen oldim. O gün nereden geldin. Nasıl birşey. tan gibi damarıma girdin ve beni kandırdın?. Dedim, Üzüm üzüm lzülüyor - du. Eilerini uğuşturarak, — Ne bileyim ablacığım böyle olacağını. Dedi, belki üstüste yüz kere af.| diledi. Kizin hlüsnüniyetinden de şüp. helenmek İstemiyordum, — Belki, oudan çok samimi idi. bugün de samimidir. Sordum: — Peki ne olacak şimdi böyle?, ©O hep ayni eza ve kıvrıntı için, *ı MAHKEMELERDE: | Genç şairlerin müna- kaşası nereye varmış! <Düğün: «Benim düğünüm bambaşka bir düğün> «Sevgilim, yatağımın — başında bekliyecektir. <Anam da muhakkak yelkenliye- cektir> «Ben aklımı peynir ekmekle ye- diğim güne> Bu, sembölik bir şiirdir.. Böyle, klâzizmin bataklığına dalıp sem » | bolizmin parlak ufukları gözünden silinen piçareler, tabil bundan bir | şey anlıyamazlar, Bu da, hem bu- Nu anlıyamadığını, hem de beni, bu muvaifakiyetimi çekemediği i: Çin, hemen itiraz etti, Yarım se * &iten fazla münakaşa yaptık. Mü- nakaşe benim zaferimle biteceği sırada, örümcekli kafasından, aca. ip ve bir şeye benzemez bir beyit çıkardı ve hepimizi birden çahil lu, San'atkâr, sanatın ve eserlerinin üzerine titreyen bir Hem san'ata, hem do cse- a ve neslime yopılan a tahammül edemedim. Meseleyi artık kafalarımız değil, yumruklarımız halledecokti.. Biri- birimize girdik. İşte, görüyorsunuz. yüzüm gözüm ne hale geldi. Fakat, benim de elim kiraz devşirmiyor ya... Ben de ona vurdum. Orada, muayene raporumda işin fenni ve bbi cephesi izah edilmiştir, Bun- | a dayacıyım. | Fasih, sözlerini bu suretle bitir- | dikten sonra, Beliğ, kemali belâ . girişti: bu piçare arkadaşlar, okumadan âlim, yazmadan kâtip | olmak hevesindedirler, Kendi iç- | lerine kapanmışlar, gözleri etraf - larını gö r.. Yalmız içlerini dil ir yazıyorlar. Bu suretle şöhr acaklarına kani bulu- | muyorlar. Halbuki, Özlü ve hakiki şiir yazmak için, evvelâ kadim E. len ve Lâtin edebiyatlarını, Arap ve fars edebiyatlarını; andan son- ra, sırasile, bütün şark ve garp ede- biyatlarını bütün edebi cereyan - ları tetkik etmek, bilmok lâzım - dır. Bizim arkadaşlar, bunlar şöyle dursün, Füzulinin, yahut Nedimin en basit bir beytini okumaktan ve anlamaktan âcizdirler. — Bunlara, meselâ : «Menem ki kafilesalârı kâribanı gamem, «Misafiri rehi sahrayı mihnetü elemem: Desem, çince konuşuyorum ka - dar yabancı geliyor. Geçen gün de, arkadaşın demin okuduğu sörde slir üzerinde mü - nakaşaya giriştik. İzah ve isbat et- tim ki bunlar şiir değildir ve ku- laktan dolma şair, böyle hezeyan. lardan ileri geçemez. «San'at ilim- den ayrıdır.» safsatasile kendi ken- dini aldatır; ademin korkunç ve ka- ranlık dehlizlerinde bir kibrit 4 ü1 kadar bile parıllı yapamadan, bu kubbede bir hoş sada bıraka- madan yokluğun ve nisyanın ka - ranlığında kaybolur, Fakat, dinle- (Devamı 6 we sahifede) ———T LA gırılmıştır. K dın. Olgun ve iyi yetişmiş bir ço. — Bari hiküyenin sonunu da aa. lat, bakalım ne oldu? Naciyenin neş'esi bozulmuş, söz- | gelişini kaybetmişti | — Başka birşey olmadı, — ben kalktım, o da gitti.. Dedi ve.. kosti. Artık ağrından sörü üdela çımbızla çeker gibi ka. nuşuyordum: — Giderken ne söyledi?, — Söylediklerini teyit etti, — Başka birşey?, — Hiçbir şeyt. — Ne yüpacağım söylemedi mi? | — Hayır, — Senin tavassutumdan ümidi, ni keserek mi ayrıldı? — Evet. — Mektup yazarını, yabut ketı. disini görürüm.. diye hiçbir. şey söylemedi mi?, — Hayır.. — Senden ayrılırken neş'eli miy. di?. — Bayır. — Kederli miydi?, | işlerle çalıştıra, bununlu beraber 12 se- 3 — SON RAF — 18 ŞUBAT 1941 eaT A RA A a HALK ÜTUNU. Evlenmek istiyenler, iş ve işçi arıyanlar, şikâyetler, temenni- ler ve müşküller İzdivaç Teklifleri *«Ben T7 yaşındayun, Askerliğimi yap- | tm. San'atım elekirik ve tesvyecidir, Fesinl dairelerde san'ntunla mülenasip | Bedir elekirik ve Hesviye işlarinde ço | Tışmaktayım, Şimdi ise askerlikten ye- | Ni geldiğim için çalışmak mecburiye- Hndeyim. İsteklilerin N D. rumuzuna müracaatları.> ae Beşinci snila kadar okumuş ve ae- kerliğlni yapmış 30 yaşlarında ehli na- mus bir sile evlâdıyım. Allem yanım- dadır, anlen taşralıyım, kalörifer yak- mak ve asanaör idare ekmek bilirim. Mücssese veyahut spartıman kapıcılığı 've buna benzer bir işte çalışmak ı sundayım. Müleber — kefalet verebili- | Tüm. Mühleren aparluman ve müamene sahiplerinin Hasköy Keçecipiri mahal- desi Caml sakak 40 sayılı evde Sıddıkâ bir meklupla müracaatlarını yalvarı- ilo, 1,58 boyunda kuraral kes- oldukca güzel şaf ve kinışt- gz genç bir dulüm. İlk izdivaçta hayat beni mes'ut etnedi. Ayrıktım. — Şimdi yuvamı yeniden kurmak istiyorum, ta- kibirnde güzellik Rramıyorum. Ahlâkı- niri ve fabiatinin güzel olması kâfidir. | Merpür, muallim veya bankalarda ça- hşanları tercih ederim, Son Telgraf | gü «Emel> jemine fotoğraflı | pla müraçasi olunmasını ri- tabakat olmadığı takdirde fo- toğrafın mahremüyetle inde olunucağı- 'ni temin ederim. Aradığım evsafla Çi kacak talibime hüviyetim adresita hak | ini kıhda mektupla derhal cevap verese- #iml ve fotoğrafımı da göndereceğimi Düve ederim. ae 1983 doğumlu — esmer 54 kile ve | 164 boyda bir kızım. Çok yüzel değil, fakat hoş vevimli derler. Namuslu bir aileain tek evlâdiyim. Henüz — mutlak ve Kaba ev işi Jle meşgul elmadım, mee bur kalmadıkça yapmak ta islemiye- Tum. Purla ve elişiyle sevemek uğraşırım. raz lisan ve müzik bilirim. Süse fan- taziye hiç düşkün olmayıp ev ve para Klare edebiliyorum. Uzün baylü kumral ve sarışın tipleri beğenirim. Fakat enerjik ve vakur, hu susl hayatında da neş'eli ve uysal ol imasıni daha çok arzü ederim, Bunlara ilâve yi vosıfları olan boş bir- esmeri de tercih ededi 28 yaşından yu- karı yüksek tahsil görmüş istakliler 8. T. Halk sütununda eMüşkülpesent ru YUTUDA adres ve resimleri ile kendile- rini tanıtaınlar İş arıyor 340 yaşındayun. Hustsl yüksek tah- | Kile malikim. Bski ve kur ve yazarım. Büyük Yebessese ve Dcarethanelerde. her türlü iş görür, kasadarlık yapar ve mulabğer kefil veririm. Amcık ta daktilodan anlarım. Günde 10 sast çe- hörrim. Aylık Ücretmiin net olarak $0 | lira olması gartlır. İsteklilerin edresle- rile Halk sülnü «KT Bağlarbaşıs | nanuyuna mektupla bildirmeleri. | Gelca Mektuplar | Bay 8. A. M Ürküdar ve Ereuköyüm | yazılarla e- den Baygn Marti Deniz (Matbanya bıra| - kolmış)—Bay 8. B. 4: Edirnekapıdin, Rrenkâyünden, Bayan N, A: 'Tuzladan, metbaaya birakılmış, İstanbuldan, Se- Vmiyederi — Bayan Anjel: Matbaaya burakılmış, — Heybellada, — Paşabahçe, po damensı okunmuyan, — Büyükde. reden, Beyazıt ve Galatadan, üç tane istanbuldan —B. B. Y: Beyoğlundan Bay Günep GCulatadan — Bayı . Leylâ Beşkilaştan, Galatadan — Bay Şetik Bonevu: Aksaraydan Rayan N. 'Temiz: Beyoğlu ve Galatadan, Heybe. Nadadan, İstanbuldan taahhülü—Bay Ben: Evenköyünden — Bayan H. Ç, T Rami ye Puşabahçeden mektubunuz vardır. Saat 19—10 arasında alınız. — | Bir Türk genci iş arıyor Uzun müddet — kilapçılık ve kırtasi- yecililde müşgul olmuş satış san'ütmda Ahlisası olan, ve her türlü kelalet te- min eden bir Türk genci İş aramakta- | dir, tezgühtara ihtiyacı olun kilap, ve iyecilerin R. İzzet ramuzuna mü- tları — Evet!. Bu sefer de ben Naciyeye kızı, yordum: — Demin bülbül gibi konuşu . yordun, şimdi de söz ağzından bir türlü geçit bulup çıkamıyor. Sen | de daha birçok yeyler var, fakat, | söylemiyorsun?. j Dedim, — Ablacığım söyliyecek takat bırakmadın ki.. Diyerek gözlerimin içine baktı. Bu bakışında kendisimi bağışlayıp bağışlamadığım iyiden iyiye im. celiyen bir tecessüs vardı. — Bilmem ki vallahi... Diyerek sözüne ekledi: | gelecek , | — Belki tir. Belki mektup gönderecektir. Mülhiş bir tazyik kalbimi bur . kuyordu: — İkisi do kötü. CArkası var) Öldükten serra arkamızdan kimler göz yaşı Göker? Bir gazetede, Anadolunun | Gümüşhacı kasabasından göm derilmiş, enteresan bir mek- tup çıktı. Aman pek meraklı.. Size, kısaca anlatıvereyim: Bu köyden, tüccarlıkla meş gul bir. vatandaş, bir iş için kalkıyor Ankaraya gidiyor. Aradan bir müddet geçi yor: Köye bir haber geliyort Tüccar Bay Mehmet Ankara« | da vefat etmiştir. Merkumun çoluğu çocuğu, akrabası, ah- bapları iki gözleri iki çeşme ağlıyorlar, dizlerini dövüyor« lar, yanıyorlar, yakılıyorlar. Fakat, kader.. Ölünün ar« kasından ölünür mü?, Emir büyük yerden.. Aradan bir. müddet geçi- yor. Bir gün, Bay Mehmet, Ankaradan çıkaşeliyor. Hoss keste bir hayret, bir telâş, bür heyecan, hattâ biraz da kors, ku!.. Aman, Bay Mehmet dirik miş mi?. Türlü şayialar.. Bay Mehmet, doğru evine mahsus saldım, diyor. — Aman ağam, böyle şaka olur mu?.. Bu nasıl iş?.. — Tabiül, diyor, bu suretle, öldüğüm zaman arkamdan kimlerin ağlıyacağını, kimlo. rin yanacağını anlamak iste« hakiki dostlarımı anlamış bu. Tunuyorum. Bu hikâyenin aynini, Nas- rettin Hocaya atfederler. De- mek ki, Gümüşhacı köyünden Bay Mehmet, Hoca Nasretti- ni tiklit etmek istemiş! Fakat, Bay Mehmedin ze- kâ ve ferasetine acaba, hepi- miz bir seyahate çıkıp, arka- sından: «Öldü» diye haber mi salsak?. Yol vergısıka— dınlardan da alınacak Yo ivergisi çalışan kadınlardan da alınacak ve yılda her gün üç faksitte tahsil edilecektir Hububat ihracatçılarımın toplantısı Hububat ve yağlı tohumlar (h - yacat birliği 26 çuba'ta Ticanet O- dasında senelik oplanlısını yapa - cak ve yeni idare beyeti seçile « cektir. Bu arada bilhassa hububat ih - racalı ve fiatları üzerinde bazı kararlar verilerek Vekâlete müra- aat edilecektir. Birimizin Hepimizn DERDİ Cadde mi helâmı? lekçiler caddesi dentlen yolum bir Ağreaç bali var ki görmeyin. — Her zeçen yolaumun ( dersemn yalan deği! tıyarlar. Dükülea buluşık ve çama- gır sularından da sokağın hüli gür Tülecek bir manzaradır. - Mahalle- memurlarının bu sokağa yalnız göz atmaları değii, iyice konbol altına almaları JAzımdır. Şehrin imar iş- lerinde bu Kadar göyreti görülen Vali ve Belediye Reisimiz Doktor Ltfi Kırdardan, kenar semtleri de Thmal etmemesini rica oderiz

Bu sayıdan diğer sayfalar: