27 Mart 1941 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

27 Mart 1941 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ğ SATILIK bar Yamı ödü/ stkğe oli ARSISIN DA G TEL'GR FUTBOL TOPU GİBİ Bizim l;u&ede bir havadis EHADISELEK K vuklari pompa ile şişirerek satıyormuş! Bu balancu ya- kalanmış! Tavuğu pompa ile gişirmek garip şey! İnsanın aklına şu geliyor: Acaba, na- sıl yapıyor?. Bu, futbol EEVAZi HAVUZU jimnastik hareketleri, be- den sporları için, büyük bazı müesseselerin içinde bulunan havuzlardan istifade edile- cek! Bu, iyi bulunmuş bir fi- kir.. Bizim de hatırımıza meş- hur Beyızı( Havuzu geldi. En iyisi, Beyazıt, havuzunun üs- tünü açmalı, ve yazın arzu e- den herkes, havuza girip pek âlâ yıkgşnmalıdır. Allah su vermiş, havuz vermiş, ne diye boş dursun?, EYÜPLÜ HALİDE DAİR topu mu?.. Şu meşhur kadın avcısı E- yüplü Halid, bir çok arkadaş- ların gıpta ve hasedini çekti. Muharriri kiramdan Refik Halid, bir çok noktadan E- yüplü Halide benzediğini u- zun uzun anlattıktan sonra, onunla adaş olduğundan do- layı âdeta iftihar duyuyor. Bizim Osman Cemal, bu hâdiseden dolayı üzüntüde.. Telâşla yanıma geldi: — Refik Halid o kadar faz- la iftihar etmesin, dedi, Eyüp- lü Halid, onun adaşı ise, be- nim de hemşehrim olur. Ma- lüm ya, biz de Eyüplüyüz. ADA Heybelınm önündeki meş- rılmış.. Burası, güzel bir yer- dir. Allah, âlacak olan yeni sahibine bağışlasın.. Güzel bir villâ.. Bir bahçe.. Oh, gel keyfim gel.. Bir zamanlar, Üstad Res- | sam Çallı İbrahim, bu adayı satın almıya talip olmuştu. | Fakat, bir takım muamele pü- rüzleri çıktı; olmadı.. Yassı Adayı yeni alacak yatandaşın, uzun bir muame- le takibi için şimdiden id- manlı bulunduğuna hükmet- mek lâzım!. AHMET RAUF Bir nişan merasiminde Mersinde Bayan — Muzatfçr ile avukat Hüseyin Anteplinin nişan Merasiminde çok güzel bir hâdise olmuştur. Törene davetli bulunan- lardan bir kısmı ınlılara çiçek yeya hediye göndermemişler, bun. ların bedelini orada Türk Hava Kurumu memuruma teberrü etmiş- lerdir. Bu suretle Hava Kurumuna 125 lira verilmiştir. Edebi Roman:11 KOLKOLA Müellifi: Nizamettin NAZİF Bu sırada Nacinin gözüne bahçe | aâpısı ilişmişti. Bu geniş ve yülsek bir tahta kapı idi ki iki kanadı üse tünde iki taze Habeş kızı memesini andıran tokmakları ile ve üsün- ” deki yeşil boyalı bir mermer ki- tabe ile ikl yanından uzanan mo- * dern parmaklığa hiç de uymuy'ar. du. — Tuhaf şey... > diye mırıldandı Naci - — Pur bakalım, bu bir şey mi? Kendini daha tuhaf şeylere hazırla, » — Bir tekke kafısı sanki... — Tam üstüne bastın. Halis muh- lis tekke kapısıdır. Rezzan bunu, buradaki eski «Cüdal sinden yalnız bu kaldığı için tı. Bu kapının ifade ettiği eski âlem ile şimdi içine gireceğin yeni arasındaki engin tezat Bayan Rez. | lediye memurin koo- | mek üzere | lerde şehrimize gelecektir. Diğer MÜTEFERRİK: Dahiliye Vekâleti Be- peratifi yağlarını tet- kik ettir'yor Dahiliye Vekâleti, İstanbul Be-| lediyesi Memurin Kooperatifi yağ. ları hakkında alâkadarlardan bir | rapor istemiş. Fakat aradan uzun milddet geçtiği halde bu rapor gönderilmediğinden — yeniden bu talebi tekit etmiştir. Beled!ye Sıhhat İşleri Müdür « lüğü ve Sıhhaz Vekâletinin emrile Vilâyet Sıhhat Müdürlüğü bu hu- susta totkikler — yapmaktadırlar. Söylendiğine göre bu vaziyete, ba- zı vilâyet Belediyelerinin, İstanbul Belediyesi memurin — kooperatifi yağlarını bozuk bularak geri iade etmeleri sebep olmuştur. EÜÇÜK EBABERLER e aa VİLÂYET ve BELEDİYE: * Kanlıcadaki Köprülü meş - | ruta köşkünü İstanbul Belediyesi Maliyeden almağa karar vermşi - tir. Bu bina müzeler idaresine ve- | rilecek restore şekilde tamir olu- - nacaktır. | * Tramvay İdaresi, — tramvay | ü ulunan her mec> | . © duraktarı geçeçek ilk ve son tramvay ara - basının geçiş saatini yazmağa ka- rar vermiştir. Bu hususta tetkikat yapılmak - tadır. TİCARET ve SANAYİ: * Dün şehrimizden yarım mil - yon liralık ihracat yapılmıştır. Bu âhracat meyanında — Romanyaya gönderilen 100,000 Jiralık paçayra €en mühim mevkii almaktadır,. Bun. dar başka muhtelif memleketlere deri, barsak, darı, tütün, fıstık ve anason ihraç olunmuştur. * Peşteye giden ticaret heye - timiz Ankaraya — dönmüştür. Bu müzakerelere Ankarada devan sir Macar heyeti bugün- taraftan bu yakınlarda İsviçreliler ile de ticaret müzakerelerine baş - lanacaktır. Japonlarla ticaret mü- ereleri henüz neticelenmiş de. gildir. Murahhaslar memleketle - rinden talimat beklemektedirler. && Birkaç sene evvel Beylerbe - “yindeki haval fişenk fabrikasını olan infilâkta tebdirsizliği ve d! katsizliği sürülerek muhak me cdilmekte olan fabrika mi Hakkı hakkında dün beraet kararı verilmiştir. Bu mubakeme esna - sında asıl suçlunun fabrikada ça- lışan mütehassıs olduğu sabit gö - rülmüş ise de infilâkla onun da ölmüş bulunması hiçbir muamele Hasına imki bırakmadığından duruşma tatil olunmuş!ur. | v Beşinci Asliye — mahkemesi dün ercincilerden Fehmi şa ralı dükkânda ça- lışan Demir Yılmaz, aralarında iş yüzünden cıkan bir ga esna . sında yani dükkânda çalışan arka- daşı Muharremi odunla başından yaralamıştır. eee — | ne kadar 2,600.000 icilo dizi tütün | piyasaya istirak etmektedirler , Do a bin Ankara konuşuycr Bir arkadaşın yazısı vasılasile, harikülgde güzel ve enteresan bir hâdiseyi öğrenmiş bulunuyorum. Resmi Türk meşriyat - servisleri, «Ankara» isimli fransızca bir mec- mua çıkarıyor, Bu mecmut Ah - karanın düşünüş ve iş tarzının bir aynasıdır. Ankara, bu fransızca gazete ile yabancı memleketlere hitap eder, Filân mesele hakkında Türk gö- | Tüşü nedir' Böyle bir sualin cevabını me - rak edenler «Ankara» yı okudük- ları zaman kendilerini tamamen tatmin edilmiş hixsederler. Bu mecmua, Fransız bozgunun- dan evvel, Fransaya — yalnız 300 nüsha olarak gidiyordu, Yani, #ransada, «Ankara» yı bu kadar insan para vererek okuyordu. Fransa bozuldu. Framızlar, uy- kularından uyandılar, Parls işgâl altında bir şehir ol- ide yeni bir Fransız hükü- meti kuruldu. Anavatan Framsasında, işzal al- tında olmiyan toprakların me ka- dar az olduğunu biliyorsunuz. Fransanın ancak üçte ikisi, Bizim «Ankara» gazetesi, işgal olunmuyan Fransız topraklarında şimdi tam 38,000 nüsha satılıyor, Bu, iki şeye delâlef eder: An - ü söylüyor, doğru söylüyor. İkincisi; Fransızlar, dünya hâ - divelerini büyle dürüst konuşan bir kaynaktan öğrenmek ihtiya - cındadırlar, Bu küçücük hâdise bile, kendi | kendimize güvenmekle ne kadar haklı olduğumuzu gösteren kuv - vetli bir delildir. REŞAT FEYZİ Pefterdar bu sabah Ankaradan geldi İhracatımız her ay inkişaf ediyor | Yalnız geçen bir ay içinde it- halâtımızdan 10 küsur milyon liralık fazla iharac<t yapıldı Lııın;ık alt hnr':ı txırt! istatistik larına göre şubat ayında ihraca - timiz 17 41L093, ithalâtımız ise 7,193,704 liraya — baliğ olmuştur. le ihracatımız ithalâttan 9,109 lira fazladır. 1940 sen Ük iki ayında ihracatı - u 31,349,808 lira, ithalâ- 2 liralıktır, Hale BE e tımız - yekünu “bu senekinden 9 | milyon lira naksanile 22,2 lira, it- halâtzmaz ise bu senekindeh / bir 'a yakın bir noksanla idi, Senenin iki ayında ihracatımızın him kısmı 8,4 milyon lira ile İngiltereye, sonra 5,5 milyon lira ile Amerikaya ve 5,4 milyon lira l yapılan ithalât gelmektedir. — | —CADLİYE ve POLİS3— Sevdiği kıbtı kızını öldüren 'genç 18 yıl hapse mahküm oldu Fakat yaşının mçakmşnıaeı dolayı Iııı cezadan 12 sene itenzil edildi Dün Birinci Ağır Ceza Mah kemesinde; Beyoğlunda Elmada - Bındaki dere içerisinde işlenen bit cinayetin muhakemesine başlan - mışlır. Maznun, kıptilerden Tahir Cö- nül adlı bir delikanlıdır. Cinayet, geçen sene ağustosun 22-sinde iş - lenmiştir. Tahir — Gönül, Pn—nb! | Bir müddettenberi — Ankarada | bulunan İstanbul — Defterdar: B. | Şevket bugün şehrimize dönmüş- tür. B. Şevket muhtelif işler hak- | kında ve bu meyanda vergi tah- | silâtı üzerinde alükadarlarla te - maslar yapmıştır. Samsrn tütün piya- | sası hararotlendi Samsundan gelen haberlere göre tütün piyasası çok hararetlidir. Pi- yasanın a-!dığı 17 şubattan bur satılmıstır. Fi neki rekoltesinin 9 mil-en kilo ol- duğu anlaşılmıştır. Bunun yarısı ve yarısı da demet olarak ha- nmıstır. Demet tütün nivasası. vının İlk haftasında a- lutımaktadır. İnhi- | | j İ | İ yi anyası ve birçok — tüccarlar Teaa ftaktirnamşleri etm'ş olan müesseselere, Fuar ko- Mitesi tarafındân takdirnameler gönderilmesine başlanmıştır. Bun- içaret Odaları tarafından sa- hiplerine tevzi olunacaktır. | vesinden evine 1 İsmall Çavçlar, kendisini önlemiş- | Geçen yıl İzmir Fuarına iştirak | | han biçi ism_h bir Kt kâh kıy omrmau başlamışlar. Dere i risindeki bir kulübede bir müddet bir arada yaşadıktan sonra, ara - | larında geçimsizlik başgöstürmiş. | Günün” birinde de Pembe daha fazla dayanamamış, kulübeden fır- lamış, amcası Hüseyinin evine sı- Peşi sıra gelen 'Tahir Gö- diye benim peşimi bı- sun? Hem bıçak çekerek orsun, hef de geri gö- istiyorsun. Gelmem, ben le arlık büsbütün bozuşlum» giye haykırmış, Buna Tağmen, ak. Bir koca, karısının Evvelki gün Ödemişin Zeytinlik köyünde bir cinayet — olmuştur. Vak'anın sebebi, kadın meselesidir. Halil oğlu 46 )aş,ın(l:ı I..ın ! Çav- dar, gece saat e ki eri karısı ile iyden Mevlüt Kay sunda saklan: müştür. sorail Çavdâr: — Kim var orada? Diye seslenmiş. small Kayınhan saklannanın fayda vermiyeceğini anlayınca, kaçmağa çalışmış fakat | tir. Bunun üzerine İsmall Raytı- 1 çekerek İsmail Çav . | dara hücu metmiş, e da yerde bul-| duğu bir kazma sapı ile vurarak | İsmall Kayınhan'ı başından ve kolundan ağır surette varalamıstır. | di raba taslükat, konu koraşu araya girmişler, kızı tekrar delikanlının kulübesine götürmüşler. Lâkin, enlar evlerine dönünce, kulübede silâh patlamış, bunu mütcakıp da Tahir Gönül ceketini sırtına almış, dışarı çıkmış, uzaklaşmış. Ve er - tesi gün artaya çıkarak, teslim ol- aznun, muhakemede: maşa ile paçavra . Çöpleri — eşelerken bir tabanca buldum. — Kulübede, Pembenin karsısında karıştırırken, eşlendi ve çıkan kurşun, kızın ağına saplandı. Bu, bir kazadır. diye, kendisini müdafaaya çalış - miştir. Mahkeme, bu müdafaayı reddederek, Tahie Gönülün tehöv- vüren ve kasden Pembe kızı öl « | dürmekten 18 sene ağır hapse ko- nulmasını, ancak delikanlı © sırada 15 yaşını tekmilleyip 18 yaşını ta- mmamlamadığıslan, teza müddeti- nin Ö seneyi mesini karar - laştırmıştır. âşıkını öldürdü! Vak'a jandarmaya haber verilmiş, yaralı Ödemiş hastanesine kaldı - Tılmışsa da sabaha karşı başından aldığı ağıt yaranm tesirlle ölmüş- tür. İsmail Çavdar, Adliyeye ve « rilmi indir Kuzu kesimi tahdit edilecek Alâkadarlar, bir çok mınta . kalarda üşler ve bunun koyun neslinin azalmasına sebep olacağını düşünerek kezim işle « Yit tahdil etmeğe karar vermiş - lerdir, Bu hususta teikikler yapıl- maktadır. Bir kuzunun kaç yaşın- da veya kaç aylık iken kesilebile- ceği tesbit olunacak ve mezbaha. lar buna göre kesim yapacaklardır. 'Cenuptaki limanlar Buralardaki' ithalât eşyasını sür'atle nakil için yeni ve esaslı tedbirler alınıyor İskenderuna giderek - to:kikler yapan ve elde ettiği neticeleri An- karada alâkadarlara bildiren De. lları Umum Müdür muavini iya Kalafatoğlu şehrli ştür. / Şehrimizde faaliyete başlıyan ve deniz nakliye islerini tek elden ida- re eden komsiyon, cenup limanla- rımızda bulunan ihracat eşyasını biran evvel nakletmek üzere ted - birler alacaktır. Diğer taraftan Mersin, İskende- run, Emanlarının sür'a! birer hale konulması için hazırla. nan ptoje ve plânlar tetkik edilmek | üzere Münakale Vekâletine veril- miştir, Yatılı mekteplerde Maarif Vekâleti müfettişleri va- sıtasile meslek okullarında, yatılı iyonlu okullarda vaptırdığı sler neticesinde bazı sınıf- | ların, yatakhar kımlarırın dah malarını ve ley da bir defa mı yo veyahut vikanmaları hususün- da mekter idarelerine — tebligatta bulunmuştur. Fatihteki yaralama Evvelki günkü sayımızda Fa:ih- de bir yarslama hidisesi olduğu yazılmış ve Sirkecide otelci Abdi isminde birinin iki kişiyi yarala - | dığı kaydedilmişti. Bu hâdisenin küçük Karadenz oteli sahibi Abdi ile alâkası olmayıp carihin Bafra- Rtze oteli sahibi Abdi olduğu isim müşabehetine binaen izah olunur. Bir kahve muhtekiri | Öki yıl Nafıhana sürgün edilecek Kahve ihtikârı'yaptığı sabit olan Sandıklıda Sabri istminde bir ta . cirin 14 çuval kahvesi müsadere edilmiş ve yapılan muhakemesinde 500 lira ağır para cezası verme « sine, iki sene müddetle sürgün e- dilmesine karar verilmistir. Sarıyer kazası kay- makamı taktir edildi Geçenlerde Sarıyer lu:uındı yapılan nasif korunma denemesinin | çok muvaffakiyetli olması dola - yisile Sariyer kaymakamı, Em . niyet âmiri ve diğer alâkadarlar takdir edilmiş ve kendilerine de- | neme neticesin! tahlil eden tez - kereler gönderilmiştir. Beniz Ticaret Mektebi Müdürü değişiyor mu? Ortaköy Yüksek Deniz Ticaret mektçbi Müdürü Süruri Devrim. erin Ankarada bir vazifeye tayin | | edileceği ve yerine mektebin eeki müdürü Zekinin getirileceği söy- lenmektedir. zanın imzasını taşır. Bayan Rezzan, tine buzada oturmaktadır. Eser herkese gösterip öğünmek Kapı kilitli değildi. İtti, Parmak- hk ve parmaklığa bitişik uşak o- dalar: siper olduğu için binaya gi- den çakıllı yolu kar kaplıyama - mıştı. Camlı bir kapıdan girince Anglasakson üslübunda döşenmiş geniş ve ılık bir holde, çok daba | ilık bakışlı güzel bir hizmetçi kızla karşılaştılar, Naci, Semihin bunun. | la da arası pek iyi olduğunu anla. | makta zorlük çekmedi. Fakat, çap- | kasımı, atkısın., paltosunu kızın kol- ları üstüne attıktan gonra delikan- ndan uzun uzun Öpmesine ve kı. zını bana hiç itiraz etmemesine bi- | birine girince raz hayret eder gibi oldu. Kız, Na- cinin paltosu ile şapkasını da-al- dıktan sonra yandaki odalardan Semih dostunun ku- lağına fısıldadı Enfes şeyâir! Enfes şeydir. Rezzanın en korkunç rakibesi! E. öer Şadi Be- biraz meraklı olsay- dı Rezzan çoktan dul kalırdı. Bu- nun için Zehranın hanımına ver- diği zarar bazı jigolalarını avlayın sızdırmaktan ibaret kalıyor. Yukarıda kahkahalar ve kalın erkek sesleri, bir radyonun yahut bir gramofonun tangosuna karışı* yördü, Naci Semihin ıv.—ıun geçti: yorum. Bu evde, galiba Zehra ba. numinın — jigololarını avlamıyor, evin hanımı olan Rezzan Zehranın sevgililerini — tediye ediyor. İşi bu taraftan ele alırsan ben bir ha- kikate yaklaşmış olurum, Yukarıda epey kalabalık vardı. Salona girdikleri zaman, bir tan- gönun son figürünü çizen altı yedi ÇiR, kimbilir hangi dalga üzerin- lıyorlardı. Bunlardan bir ikisi Se- mihe güler yüzle el uzatırken Na ci ayakta duran genç kızları bir- f buldu. Fa- kat hiç birisini tanıyamadı. halde bunlar, 'dün geceyi Maksimde geçirenler lardı. Maksimde ve Tokatliyanda.. Zira dün gece o otelin salonlarını da dolaşmıştı. Etrafını öyle bir di kat ve tecessüsle gu!den Bgeçirmiş- ti ki, orada olsalardı bunları gör. memiş olamazdı, Zaten hoşuna gi- decek bir tipe rastlamadığı için | sokağa — çıkmış ve bir iki küçük | | boite'la büvette'e uğradıktan sonra Maksimin kapısında duran zenci- nin sırtındaki Bolivya amirali ü- niformasına aldanmıştı. Kapının tistündeki rekâlmiın Gonuk neon ğ altında sırıtan bu beyaz eldi- venli zenci, ona içeride enteresan bir şeyler bulabileceğini sandır « mışti ve..» kapıda çocukluk arka. daşı Semihe de rastlayınca yılbaşı nt Rezzanın kolları arasında ge - çirmeğe mahküm olmuştu. de uçan hangi meçhul artisti alkış- Bu salon pek büyüktü. Fakat hiç de aydınlık değildi. Radyodan ge- " len yeni bri tango, çiftleri tekrar döndürmeğe başlayınca Semih, iki üç dakikadanberi ihmal ettiği arkadaşının koluna geçti: — Bizlm küçüklere yiyecek gibi bakıyorsun. — Senin bol kadınlı memleketlerde uzun yıllar yaşa « dığına inanamıyacağım — geliyor. Gel yamyam... Yavrulara dişini geçirmeden seni buradan uzaklaş- tırmalıyım, — Korkma! Zararım dokunmaz. — Şaka ediyorum canım... Asıl onların sana zararları dokunma - sından korkarım. Masumelerin e. line bir kere düşmeye gör . — Kim bunlar? — Rezzan geliyor. Dur şimdi... Sonra anlatırım. Genç kadın, salonun öbür ucun- da, solda, iki kanadı açık bir kapı- 'nin önünde belirmişti. Dans eden çiftlerin birbirine daha sıkı sa - rılabilmeleri için böyle, yarı ka- ranlıkta bırakılmşıtır zannını ves ren salona o kavıdan bol bir ışık giriyor ve bu işık, bir mağarava dalan haziran güneşi gibi karanlığı yarıyor, halının bir parçasını, eş. yanın bir kısmını ve karşı duvar - daki büyük bir tabloyu aydınla - tıyordu. Rezzan yine yeşil bir tuvalet giymlşti. Fakat bu sefer kolları ve güğsü kapalıydı. Semihin arkasın- dan ona doğru — ilerlerken Naci, kendisine ehemmiyet verilmekte olduğunu anladı, Zira, biran ev - vel Rezzanın yapayalnız durduğu kapıdan, onun bir iki kelime söy- lemesi üzerine beş altı kadın başı uzanıvermişti. Genç, bunlar ara . sında ateş bakışlı Raşidenin, bu- run delikleri titreyen kafasını se- çerken Rezzan bir Iki adım İler - Teyerek; — Hele gelebildiniz... - dedi . Artık ümidimizi kesmek üzere idik. Hele bazılarımız bahse tutuşmağa bile kalkmışlardı. Faraza Cavidan bahsi kaybedenler — arasındadır. | gimdi. Ve Naci, uzattığı eli öperken ilâve etti: YVArkamı var) ve loım Lail | Yazan: Ahmet Şükrü &? Geçen gün .,,mı,ı yanın, Monroe kaidesi daki garip anlayışını il baber intişar etti, Bu e yarı reşmi | ler ile Hariciyt nın, Monroo kaidesine İtf mediklerini bildirmekte, kaldenin iki taraflı olmüf geldiğini, yani Amerika İ rupa işlerine karışmamak riyetini tazammun eli sinde olduklarını ilâve dir. Amerika bu netici maktan imtina ettiği tal manyanın da mukabil mıya mecbur olacağı | siyasi mahfillerde bil imiş, Yani Berlin Vaşingtonâ ? istiyor ki; Ben Amerika $ da senin kurduğun Mon sine riayet ediyorum. Sefi | nim Avrupada kuracağım kaidesine müdahale etme, Ü haleye teşebbüs ettiğin ben de Amerika Monroe tanımıyacağım. Şu mi ki Birleşik Amerikayı yardımda — bulunmıya başlıca sebep, işte sonün daki bu tehdidin tazammtfi manadır. Mihver devletdl? dcfa Amerika kıt'asının tında bulunmadığını ve mıyacağını iddia etmişlet beyanat, daha önce Birleşi rika halkına verilen bir tenakus teşkil etmekte " biltere donanması imha €€? takdirde Amerika kıt'ı şılaşacağı tehlikeyi tel | mektedir. Fakat merclenin Amerikâ' manya arasındaki mü alâkadar eden bu safhasıl olarak bir de Avrupa mil alâkadar eden bir safhasi Bu da Almanyanın M desi hakkındaki yanlış telâ? alâkalı bir meseledir. «Yi sözcününe beyanatına olursa, Monroe kaideti Amerikaya Amerika kı rindeki milletler üzerinde bakküim Idaresi kürmak b vermektedir. Birleşik kıt'a üzerinde istediği topraklarına ilhak eder. üzerindeki milletlerin tâbİ cakları devlet şekillerini der. Bu devletin - kat'a memleketlerle ticaret m lerinde bulunmalarına 1 Onları cebri ve tazyiki al! şatır. Bu, Monroe cit den garip bir ıılıyı| ı.ıı! senelik tatbiki güsi Birleşik Amerika, bu kıt' İ deki milletlerin siyasi ( rine hürmet etmiştir, Mel bi bir devlet, bazan Birl rikaya meydan okuduğu merika bu devlete yanın Çekoslovakyaya yal ameleyi — yapmamıştır. kıt'ası üzerindeki milletlef: | sadi mukadderatlarına sahil) İstedikleri devletlerle ( gibi tiearet muahedeleri ler. Bütçelerin€ ddT | Tâhlarına istedikleri ı.,ur sarfederler. Milletler T | aza olmuşlardır. Birleşik © kanın, Avrupada bir bir Çekoslovakyaya, bir bir Holandaya yapılan 1 Amerika kıt'asındaki den birine yaptığı Buna rağmen beynelmilei zenede meselâ Kosta Rikâ Amerika araşında sizliğinden doğmaktadır. ile Almanya arasında da fark her rejimde olacaktif: j bu, Belçikayıy müstakil P let olarak yaşamak mahrum edemez. Hal yanın, Avrupaya şamil bf ğ roe kaidesi kurarken, tediği budur ve bunu yap! Tüşvet olarak, Birleşik A, 4 daha Almanya yokken len bir kaideyi tanımayı t€ mektedir. Yarı resmi Alı? cüsünün beyamatı, Ameri) veti kabul ııneııı. a kuvvetile karşılaşmak dan birini tercih kıııı—'“ ınca" maktadır. Öyle anlaşı! beyanat yapılırkon, mezi7 kunu söyliyen — Ruzvel' Birleşik Amerika, bu tercibi ? mıiş bulunmaktadır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: