23 Mayıs 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

23 Mayıs 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HAK YERLERİNDE Bir Vâız Tevkif Edildi Kadınların Açık Saçıklığından, Kesik Bıyıktan Bahseden Adam a isminde biri, dün Valde m cami olarak kullanılan şesinde vaaz ederken: — Kadınlar, açık saçık gezi- yorlar. Yaz geldi. Daha da açı- lacaklar. Erkekler, siz de b Ka Ele larmızı z sözler- likten müte larmda Fuat is kul Antuvan Üsti Mirkadonun Eir amele gene Toprak allında kaldı. n saat on iki — uçukta bir yıkılan bir temel duvarı- nın altında kalarak tehlikeli su- | e yaralanmıştır. Vaka şöyle uştür: Şehremininde Denizabdal ma halesinde oturan Neşetin arsa- sındaki temel taşlarını çıkar- mak için İsmail ve Osman is- minde iki amele çalışmaktadır. Dün de bu t kenarını ka nel duvarlarınım | talarken birden bire çok büyük taşlarla örü İmüş bulunan bu duvar İsmailin üze- rine yıkılmış ve arkasından top rak ta çökülmüştür. Diğer yanda vaziyet karşısı betmemiş ve İ ili kurtarma ğa çalışmışt ka: ardımcı bulma! nağa başlamıştır. Nihayet İsmail toprak ve taş- | yığının altından - çıkarılmış ise | de her tarafında ağır ve derin yaralar bulunduğundan Gureba hastanesine n için hal ürel edil - miştir. Hastaneden yaptığımız tahkikata nazaran İsmailin raları tehlikelidir. n — Şark demiryolla. rının kesapları Şark demiryollarının 934 yılr na _ın_hesaplanm gözden geçir- | mek Üüzere bir heyet ayrılmış - tır. Bayındırlık Bakanlığı dev - let demiryolları hâsdlat dairesi | mııduf muavini Kemaleıun. mü | nakalât dairesi baş mühendisi Akif ve sosyetenin baş müfettiş | Bürhan CAHID merakını teskin etmek için Er güvan örtüyü ve tabakları kal- dırtıp bu tarihi mermer parça « sını göstermeğe mecbur oldu. Demir bey anlattı: — Büyük babam Şam'da vali iken bu mermeri Balebek hara- beleri arasında — görüp buraya göndermiş, — Ayakları burada yaptırılmış. , Dörtmetre boyunda ve i- .ki metre genişliğinde o- lan bu ince yontulmuş merme - rin etrafı dantelâ gibi işlenmiş- ti. Balebek'te bulunuşu zaten ne kadar eski bir medeniyetin ese- ri olduğunu ispat ediyordu. Mesleğinde olmamakla bera- ber böyle tarihi şeylere merak saran ve şgul — olan Vatson bü evde eline aldığı, dokunduğu her şeyin mutlak bir tarihi oldu- guna o kadar inanmıştı ki bunu hisseden Şahin bey — güzel bir Y AM Ford fabrikasın daki kaçakçılık Tophanedeki Ford motör ve otomobil montaj fabrikasındaki vergi kaçakçılığı davasına, dün de 8 inci ihtisas hakyerinde, ba- kıldı. Kaçakçılığın yapılmasına göz yumdukları sanılan gümrük yok lama memurlarının duruşmaları da geçen sefer fabrikacıların duruşmalarile - birleştirilmesine karar verilmişti. Dünkü duruş - mada bütün suçlu sanılanlar | bir arada bulunmuştur. Şahit o- larak gümrük müfettişlerinden Zeki dinlendi ve dedi —Ben işi bir başkasından duy muştüm. Tabil hemen tetkikat yapmâağa başladım bazı sandık- ları tarttım bir çoklarının üze - rinde yazılı ağırlıklardan, başka ağırlıklarda olduğunu gödüm, Bu aykırılık duyduklarımı sağ - lamlaştırıyordu. İşi daha çok incelemeğe baş - ladım, Ve müşterilere verilmek üze- | re yapılan faturaları gözden ge- çirdim bunlarda da bir çok yol - | suzluklar gözüme çarptı. İki türlü fatura yapıyorlar. Biri sade malın değerini göste - riyor. Öteki, malın değerile ve- rilen bütün vergilerin toplu tu- tarınt gösteriyor. Halbuki bu ikinci faturada gösterilen vergi lerin tutarları da ödenen vergi - lerden çok artık. Böylelikle müş teriden de vergi adı altında pa- ra alınmış oluyor. Bütün tetkik | lerimi bitirdikten sonra verdi - ğgim raporu gümrük idaresine verdim.,, Duruşma daha bazı şahitlerin dinlenmesi için başka bir güne bırakılmıştıı — İmtihanları yapacak heyetler Lise ve orta mekteplerin sı - nıf sözlü imtihanlarına hazira - nm 10 unda başlanacaktır. Sınıf imtihanlarımna; Kültür Bakanlığının hazırladığı ta matnamede pek çok ehemmiyet verildiğinden imtihanları yapa- cak heyetlerin seçimine dikkat edi miı((')r. ü b stanbul maarif müdürlüğü Istanbuldaki liselere ve orta mekteplere gönderilecek müme- yizler için bir liste hazırlanmış- tır. mağazasına giderek kendisinin büyük iş sahibi olduğundan bah setmiş ve daktilo kızlara ihtiya- ct olduğunu söylemişti Mağa- | za sahibi, akrabasından bir kızı yanma daktilo olarak almasını tel dince, bunu memnuniyet le kabul etmiş ve dışarı çıkar - ken, gözümne ilişen bir cigara ta- bakasının hoşuna gittiğini anla- tan bir tavırla : a parasını gönde t trım.. demiş, ve tabaka yı cebine koyarak gitmiş ve bir daha dönmemiştir. Antuvan altıncı müstantikli- ğe verilmiştir * Sarıyerde 17 yerinden bi - çakla vurtlup öldürülen Elmas- yanın cesedi, mezarından çıka - rılarak “fethimeyt,, yapılmak üzere morga gönderilmiştir. Morg raporunu henüz verme miştir . Türklük aleyhinde Bir kitap Pireden limanımıza — gelen Daçya vapuru yolcularından Di- mitri Manikosun vaziyeti şüphe li görülmüş, yapılan aramada bavulunun alt kısmında mec - mua şeklinde büyük, resimli bir kitap bulunmuştur. Kitabın deki bu resimle - rin bir çoğu Türklük aleyhine Egörüldüğü için Dimitri hakkın- da zabrtaca tahkikata başlanmış tır .Dimitri bu kitabın oğluna hediye edildiğini söylemiştir. Kitaptaki resimler, 1821 ile 1921 arasında Yunanistanla a- ramızda geçen çarpışmaları gös termektedir. Balıkların yumurta Bıraktığı yerler Balıkçılık enstitüsü mütehas- sıslarından üç profesör Marma- raya çıkarak tetkikata girişmiş lerdi. Profesörler bu tetkikleri bitirdikten sonra Karadenize de açılmışlar ve bahar araştır - malarını bitirerek dönmüşler - dir. Ayrı derinliklerde ve muhte- lif sükünetlerde tetkikat yapan profesörler, su nümuneleri ala - rak mikrobik hayvanların uzuv- larını gözden geçirmişlerdir. Böylelikle, balıkların yuva - ladıkları yerler belli olacaktır. Mütehassıslar, sonuçu (netice- yi) Ekonomi Bakanlığı deniz mütchasısları ve avcılığı direk- ? törlüğüne birer raporla bildir - mişlerdir . ——— vekili Salâhaddinin bulund bu heyet dört gündür muamele- leri gözden geçirmeğe başlamış tır, Her yıl yapılan bu tetkikler akında bitirilecektir , Bu listeye göre bu sene her muallim kendi dersi imtihanlı rından başka en az 10 mümeyiz likte verilmektedir . İmtihanlar 25 haziranda bit- miş olacaktır. di Simitçi fırınlarına makine İstanbul şehir meclisi simitçi fırmlarındaki hamurların maki- ne ile yuğurulmasına karar ver- mişti. Bunun üzerine İstanbul bele- diyesi bütün simitçi fırmlarına tebligat yapmış ve 6 ay içinde bârer hamur makineleri almala - rını bildirmiştir . Belediye ileride bir şikâyet ol maması için bu kararını gazete lerle de ilân edecek ve 6 ay so- | nunda hamur makinesi almayan lara ceza verileceğini - bildire - cektir. Bağdat mahallebisi Ona cesaret verdi: — Korkma di Y —i ka değildir. ostum, bu anti- yerlerken | çalıştığı için böyle şeyleri vazife bilen mühendis Nuri ısrar etme- di. Şahin Bey: — Patron iki şeyden hoşlan - maz, diyordu. Biri ukalâlık. — Öbürü?. — Dalkavukluk! Bu biraz ağır düşmekle bera- ber mühendis Nuri cevab ver medi ve delikanlı yaşlı arkadaşı nı bir iki kelime ile okşadı: — İş adamları arasında böyle teşrifat kaidelerine pek kıymet verilmez, Turgudun Bosibrine dönece- e Atik ciftliği ziyaretinden çok | Tinle geldikleri adat Basib: habe raldılar. H M Direktör mühendis Turgut seyahat programmı bitirmeden iş başına döndüğüne dair Mer- sinden telgraf göndermişti, Şu halde ertesi sabahki serviş otobüsü ile onu karşılayabile « ceklerdi. S“B:: h:(ğcr Basibrin'de herkesi | ği habhı;ır_ğ herkesi sevindirmişti. Turgudu yalnız arkadaşları cl:ıireııin'i'ı ):::ıdiızslî:i).ıânînugğîıî değil, orada çalışan bin beş yüz- | atini, çalışma tarzını Sahin ka: den fazla işçi de sayar ve sever- | dar kavrayan yoktu, Turgud sa bi de, sakin bir çalışma hayatını Mühendis Nuri onu karşıla - | severdi. Fazla eğlenceden hoş - mak için otomobille — Midyat'a | lanmazdı, kadar gitmelerini teklif etti. Şa- (Şahin) € göre patron biraz hin bey patronun iş üzerinde ne | esrarlı adamdı. İki ayda bir ke- kadar titiz olduğunu bildiği için | re Mardine gider, Bir iki gece Basibrin'den — ayrılmayı doğru | kalırdı. Orada kime giderdi. bulmadı. Nerede kalırdı. Orada metresi Hususi — olmayan idarelerde | mi vardı? Kimse bilmiyordu, ıspanya ile aramızdaki tecim (ticaret) konuşmaları henüz bit mediği için oraya yapılan yu » murta ihracatı azalmış ve dür « muş gibidir. Tşlenen yumurta - buna karşılık Almanyaya ilmeğe başlanmıştır. mühtelif tacirlere ait 4 bin sandık yumurtanın muaye - On iki Yı Fransız yazıcılarımdan Marthe Ouilt Yugoslavya sabık kraliçe si Marie ile Belgradda yaptığı bir mülâkatı Jürnal gazetesinde yazdı, Bunun bir kaç parçasını alıyoruz . *“Kraliçe, bana bir kanape işa ret etti. Oturdum, Kendisi kü - çük yuvarlak bir masanın yanın da bir koltuğa, yorgun bir eda ile yerleşti. Kuvvetli bir şahsiye tin karşısındayım. Yüzünde bo yadan eser yok. Göz kapakları, çok ağlamış olmaktan adeta hır palanmış.. Otuz beş yaşında bir dul.. Bana sükün ile dedi ki: *“On iki yıl saadetin tadını tat tım, Şimdi, ödevden başka bir emelim yoktur.,, Yazıcı, kraliçenin hayır sc - verliğinden bahsettikten sonra şsu sözlerini nakledi — “Bu sarayı severim. Bura- da, insan kendisini, bir gemide zanneder. Çiçekler arasındâ ya- orum. Toprağı çok severim. Herhalde Basibrin'in bir avuç kadını arasında onun biraz faz- la düşkünlük gösterdiği yoktu, Ve bunun içindir ki onun gibi bekâr arkadaşları da patronun bu ağırlığı arkasında uslü otür- mayı öğreniyor ve buna alışıyor lardı. Patron, Aynaroz'un bir göm- lek aşağısı olan bu dağbaşında vazifesinin yalnız idare işi olma dığını, meslektaşlarının duygu ve heyecanlarını da kontrol et - mek lâzım geldiğini biliyordu. « Servis otobüsü her sabahki gibi tam saat dokuzda sarı toz bulutlarını arkasında bırakarak Basibrin'e girdi. İşleri pek mü- him olmayan mühendisler ve | ustabaşılar patronu durak yeri olan vazino meydanında karşı - lamağa gelmişlerdir. Otobüsten önce Turgud indi. O daha arkadaşlarının ellerini sıkryordu ki eilnde küçük bir çanta ile iyi giyinmiş bir adam daha göründü. Karşılayanlar bunun sekiz on ayda bir işleri kontrole gelen | ne ve kontrolu yapılmıştır.Bun- lardan bir kısmı trenle Alman - yaya gönderilmiş, bir kısmı da Marsilya yolile sevkedilmek ü- zere Plisina vapuruna yüklen - miştir. Bu mikdar, şimdiye ka - dar en çok yollanan partidir. Yu murta kontrol heyetinin işleri, I Süren Yugoslavya Kraliçesi Marie Toprakta beni sever. Kendisin - den - istediklerimi — esirgemez. Dalmaçya kıyısında, bir kayalık ta, asılr bir bahçe vücude geti kumpanya müfettişlerinden biri zannettiler. Turgud meşguldü. Yabancı korkulu bir gözle et- rafına baktıktan sonra başını çevirdi ve elini otobüsün kap- sında peyda olan güzel bir kadı | na uzattı. Otobüsün alçacık bir tek ba - samağı bu ele tutunarak ayağını yere basan bu kadın bütün göz. leri üzerine çekivermişti. Bunu hisseden Turgud en ya kındakilere fısıldadı: — Bizimle çalışmak için ge - len bir arkadaş, yanındaki karı- stdır. Ve hemen onlara döndü: Nihayet geldik Madam, kasabamız bakalım hoşu nuza gidecek mi? Nadya arkasında açık renk ve çok şık bir seyahat mantosu, başında hasır örgü bir şapka, | uzun bacaklarını yaldızlayan i » pek çorapları ile bu toprak üs - tünde gökten inivermiş bir baş- ka mahlük gibi görüni Her sabah otobüsün gelişini bek | liyen amele çocukları ve kızlar ( etrafını almışlar, parmaklarile yordu. | 23 - S- 0935 Almanyaya Büyük Partiler Halinde Yumurta Sevkiyatına Dün Başlandı yumurta mevsiminin açılması yüzünden artmış ve eskinin iki misline çıkmıştır. Lüzüum görü » lürse, İstanbul için ikinci bir kontrol heyeti açılacaktır. Yu « karıdaki resimler dün gönderi « len yumurtaların kontrol heye « tinde müuayenesini ve sandıklar masını gösteriyorlar, YUGOSLAVYA KRALİÇESİ Bir Bahtiyarlıktan Ounru « rerek memleketin bütün ağaçla rını orada yetiştirmek niyetin - deyim, İcabederse bu işle yirmi yıl uğraşacağım. Bu iş, paradan ziyade sarsılmaz bir irade mu - vaffakiyeti olacaktır. Malüm a, iyi bir bahçe vücude getirmek en güç bir sanattır., , — Üç çocuğunuz gibi yakışık l evlâtlar yetiştirmiş olmak da| bir sanat eseridir! Burada, kraliçenin en hassas damarına dokunmuş bulundum. Kraliçe, gülümsedi ve dedi ki: *“Çocuklarım, biribirinden ne| kadar farklıdır! Peter, yani müs| takbel kral Pierre, her zamal düşüncelidir. En küçük oğlı hayat neşesidir. Üçüncüsü, Tom silav çatık kaşları, buruşuk ağ7ij ile derin bir tenkit kuvvetine liktir.,, Kraliçe, çocukları arasındı büyük bir ihtimam ile yaşar; O! larm eğitimi için, yorulmada görmedikleri renk ve şekilli biribirine gösteriyorlardı. — Uç adam oldukça ağır valiz leri otobüsün üzerinden indir mişlerdi. Turgud yeni arkadaşını &! lere tanıttı: — Mühendis Muhtar. İkinci adamı söylemedi. O nun meşhur Muhtar Arif oldu ğunu belki de bilmiyenler var Küçük kafile yola düzüldüğ' zaman Vatson yanındaki müt hassısı İspanyol Morano'ya e$ di : — Bu kadın burada yaşar dersin! Ve bütün gözler bu muht€ şem kadının yüksek boyuna “ kılmış, sürükleniyordu. Je Turgud biraz gerisinde 8© (Şahin) e döndü a — Misafirlerimiz — için bif! evi muvafık buldum. Kadıf MA hayat sürmeğe alışıktır. B"ı kârız, bürodaki miııfâr oğ’ na geçeriz. Sen şimdiden için çalışırsan akşama kadaf miş nlur (Arkast

Bu sayıdan diğer sayfalar: