5 Haziran 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

5 Haziran 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—1 |) TAN ÖZ DİL SAYFASI 7 Gençlik Ve Ülkü Bu yazımızda geçen kılavuz keli- TMeleri: Devrim — inkılâb; örgüt — teş- kilât; ulusçuluk — milliyetperverlik, Yurdculuk — vatanperverlik; deneç — tecrübe; saldırım — taarruz, Sav- Ka — müdafaa; eğitim — terbiye; Ünemli — mühim; savsa — ihmal; fansıtı — harika, ürum — vaziyı etmek. Yeni parti programı, Türk gençliğinin, onu “temiz bir atı- İâk, yüksek bir yurt ve devrim #$kı içinde toplayacak ulusal bir ÖOrgüte,, bağlanacağını haber ve Tiyce, Harböncesinin, — ulusçuluğu | hor gören, dünya - yurd fikrini Yapmaya çalışan ülküsile beslen Miş olanlardan, arada en hayal düşkünlerini bile uykularından Uyandıracak kadar korkunç ve kanlı hâdiselerin geçmiş olma - &na rağmen, halâ bu ideale bağ h kalanlar varsa, gençliğin taş- in bir yurd ve devrim sevgisile Yetiştirilmesi düşüncesine kar - İt omuz silkebilirler. Unutma -« Malıyız ki, memleket idare e- denler, bir kaç hayal hastasının keyfinden fazla,büyük hakikatle Ti, dört dıvar arasında tasarla - Than değil, iş başında uzun de - Reclerle erişilen hakikatleri göz #nünde tutmak zorundadırlar. Kuvvetli bir ulusçuluk aşkile Yetişecek bir gençliğin, ufukları kara bulutlarla kaplı dünyanın her hangi bir tarafından gelebi lecek bir saklırıma karşı ulusal | Süvga bakımından ne çetin ve Sarsılmaz bir silâh olacağı orta ır.Antâk iğe böyle bir tğitim vermenin, a başka V bunun kadar önemli ayrı bir 3 Ülkü. bir hrx. hir anerji kayna Sidir. inin, uğurunda seve se- Ve can verilir bir ideal olduğu Sevirlerde islâmlığın kısa za - Man içinde ne büyük işler gör- ğ'““ı__ olduğunu hepimiz - biliriz. & Ülkü ateşi soğumaya başla - koğı zaman yerine bir yenisini v 'ill:;ıdl*lm îçhdiıAki. İslâm » ileri giden Avrupanın *kasından seyirci kaldılar. Av TAPa, eskimiş olan din sancağı- 'ğ Yeni ve parlak ulusçuluk bay buf"' değiştirmiş, milyonları B 'eni ı Tuyorlardı. ö Eskiyen silâhın yenisile de - E;Mrilmeıi Küzumunu pek geç layan doğu, bu savsasının acı ;':; çok çekti ve halâ da çeki - Yor, biTğirk ulusu, kurtuluş savaşı gi ..bl! tansığı işte bu yeni ve 'Elam silâha dört elle sarıldı - YOSMA! Etem İzzet BENİCE " Yoo.. böyle şey olmaz. Sen .ğyıüün. ben de onayladım. ,:maı “salak âşık” lığr ne di- b kabulleniyorsun?. Hiç te şa- Ya dayanığın yok.. i ve sözünü bitirdi: L;;::lyü en sonunu anlat ba- îerit: & şAnlatılacak bir şey kalma- &quııe bir gün bir kart gön- Bizl . Bugün Galatasaray'ı aşı $tik. Bir pastacıda iki sa- a ki'dl_r oturduk. Öna yine kal- da e' hislerimi açtım saçtım. Ö €n son beni sevdiğini saklı- nqu'dl- Kendisine evlenelim ŞGi Reddetmedi. ve benim- Ât bi ügüne kadar bana aşkları. 'i ildiren, evlenme önergeleri- Ç ”:P::k y:ı:luce delikanlı , taliğli genç sen olu- ŞÖM" dödi. ve Perit. diye — “Öimnağa başladı, Yalnız, bir da daha birinci oluyor ki bir er- kekle pastacı dükkânma giriyo- B emmAARARR AA Hergün 5 Söz ON SEKİZİNCİ LİSTE L— Sadık — Bayrı Şadakat — Bayrılık Örnekler: 1 — Biz dost- luklarımıza bayri ve bağlı- dır. 2.— Lehte, Lehinde — Yana. Lehte olmak — Yana ol- Örnekler : 1 — Bu işte si- zin fikrinizden yana deği- liz. 2 — Ben böyle önerge- lerden yana olamam, ; 3.— Lehinde söylemek — İyili- ğini söylemek. Örnek O,her yerde sizin iyiliğinize söyler. 4.— Lehdar — Yanat. Örnek : Ahmet sizin en coşkun yanatlarınızdandır. 5.— Aleyh — Karşı Aleyhde olmak — Karşı olmak. Aleyhde söylemek — Karşı söylemek — A- leyhinde söylemek — Kö- tülüğüne söylemek — A- leyhdar — Karşın. Not: Gazetemize gönderilecek ya- zılarda bu kelimelerin Osmanlıcaları kullanılmamasını rica ederiz. AOARARDPRARAPRDI ğı içindir ki, kolaylıkla başardı. Ancak, harp bittikten sonra her iş bitmiş olmadığı için, o tansı- ğt yaratmış olan ateşin de sön- memesine dikat etmek gerekti. Bugün yürd ateşinin hâlâ o kahramanlık ve destan gönülle rindeki hızile içimizde yanmak- Aalduğumu iddia edehili; i- KİT Falbek yardariz yöRk Bi tan yapmak ve yaratmak, asır - ları yı) çerçevesi içinde aşmak durumunda olan bir ulusuz. Gev gemek bizim için en büyük teh - likedir, Gergin ve enerjiyle do- lu sinirleri ise ancak bir ideale bütün varlığile bağlılığın misti- sizmi ortaya çıkarabilir. Yurtçuluk ve devrimcilik bu- günkü Türkiye için —anlamları biribirine karışan kelimelerdir. Çünkü Türk ulusunun büyüme- si ve ilerlemesi için yol tektir: Yeni baştan kuruculuk, yani devrimcilik, İşte biz, şimdi, bu, isimde çift fakat hakikatte tek ülkünün seromunu gençliğe aşı. lamak ödevi karşısındayız. Bu taze aşı, yayıldığı gövdelerde, bacaklarda ileri aşkile hız vere cek, kollara yapıcılık ve yaratı- cılık kuvvetini asığı n Parti genel sekreterinin dedi ği gibi istenilen “yat deyince ya tan, kalk diyince kalkan,, kukla genç değildir. Ülküsüne dört el le ve içten bir inanla sarılacak kendi düşünür gençtir. “Yurt sevgisini yapmak için her şey yapılmiyor mıydı? Da- larımı du - daklarına, hatta, ellerine bile değdirtmedi. Evden yün almak bahanesile çıkmış, korka korka yine eve koştu. Çok ciddi bir kız. “Hayatım- rum..” diyordu. Bayık ki, doğ- ru. Granit gibi bir kadın. Bilir- sin Refet, benim gözümden böyle şeyler kaçmaz, Refet: — Nasıl bu kadar kuvvetle söylüyorsun. Sarmısağı gelin etmişler de kırk gün kokusunu vermemiş.. derler! Dedi. Ferit ciddi bir tavır ile kesti attı: — Bu kızın ciddiyeti üzerin- de çatılaşacak hiçbir nokta bu- lunamaz. Gerçekten granit gibi bir kadın! — İyi ama sen onun bir cüm- lesini şimdi söyledin. “ Bana aşklarını bildiren, evlenme önergelerini yapan yüzlerce de- likanlı içinde..” demiş. Bunda hiçbir anlâm, üzerinde durula- cak hiçbir nokta bul:maz mısın?, | (TAN) İN OYKUSU (HIKAYE) BAŞKA KADIN «« Yorgun adımlarla evine ge lirken, içi hiçte yorgun değildi genç adamın.. Kapısını çalmca güzel karısı açacak, sevgili kol larımı boynuna dolayacaktı.. Yo kuşu indi, Küçük evin kapısmı çaldı, Bir dakika sonra kapı ara landı, yabancı bir kadın ona: — Buyurunuz Bay Dedi. Genç adam şaşırarak! — Nerede? Diye sordu.. — İçerde. Ben arkadaşıyım.. Yüzü güldü delikanlının., E- lindeki paketleri bırakarak oda ya girdi.. Genç kadın kalkma - dan, ona kollarını uzattı — Darılma sevgilim kucağım dolu. Sana kapıyı açamadım.. Uzanan kolların arasma de - likanlı başını uzattı. Öpüştüler, arkada konuk eşiğin içinde dur muş onlara bakıyordu., Genç ka dın kocasının kollarından sıyrı- Ftamoas —— — — Arkadaşım Bilge diye onu kocasına tanıttı. Sonra: — Bak kuzum kocacığım.. Şu kucağımdakilere.. Delikanlı ğ ğildi. Kara kedi üç yavru doğur muş biri sarı, biri annesi gibi kapkara, öbürü tekir.. Genç ka- dın yavruları kucağına almış, ço cuk gibi sevinçliydi.. Biraz son - ra kalktı. Onları sepete yatırdı. üstünü düzelterek: — Çocuklar siz kusura bak - mayın ben yemek hazırlıyaca - A a hane yapılabilir?,, diyenlere, hayır! Cevabını vereceğiz, her şey yapılmamıştır, bu alanda da ;ıiı yapılacak pek çok iş bizi bek iyor. , Gerçi kime yurdunu sevip sev mediğini sorsak alacağımız ce- vap müsbettir, Ancak, lâzım o- lan, bu sevginin uğuruna rahat ve hâttâ can verilir, her şeyden ültân. bir aşk haline gelmesidir. reket inde belirmi! bir yurtçuıırkhnd kuru lâftan ı'bıny“: tir. Yaşar Nabi NAYIR ! Bir genç kıza giderken gelirken, evde, salon. da, yakınlar, tanışlar toplantı. larında, aile gezmelerinde, ar- kadaş buluşmalarında, çaylar- tda gerçekten yüzlerce delikan. İt aşklarını bildirebilirler. Ama, bu hiçbir zaman o genç kızın sarsıldığını göstermez ki!. Refet ısrar etmedi: — Şüphesiz. Sen yakından tanıyorsun. Gördün, görüştün. Ben senin sözlerine inanmağa mecburum. Ve sordu: — Peki bugün görüştün. Bu gece niçin bekliyorsun?. Ferid'in yüzü birden değişti. Kaşları çatıldı. Rakının kırmı- zılaştırdığı gözleri parladı. Tit- rek ve içli bir sesle — Refet Refet. Anlamıyor- sun, Önu çok seviyorum. Dedi. Derin, bütün göğsünü solutan bir nefes aldı. Devam etti: — Öndan hiç ayrılmak iste - miyonı_'n. Ben rica ettim, Ben gelmesini istedim. Evden kaç.. dedim! ğım diyerek çıktı. Bilge gözleri ni arkadaşının kocasına dikmiş, içinden düşünüyordu. Ne güzel adam, boyu, bosu, omuzları, he- le gözleri ne derin bakışlı.. Ka- rısını çok ta seviyor... Bir. kıs- kançlık yüreğini yaktı, İçeri gi- ren arkadaşma: — Kuzum dedi. Sen mi ye- mek pişiriyorsun. Yazık değil mi o güzel ellerine? Genç kadın sofranın üstüne kristal salata tabağını bıraka - rak: — Neden yazık olsur - seve, seve yapıyorum. Kocasını gösterdi: — Biz biribirimiz için yaşı - yor ve çalışıyoruz., Bilge kahkahalarla güldü: — Sen belki ama, kocan için söz söyleme, Onlara inanmam.. Genç kadın şaşırmıştı. Koca- sına ürkek ürkek baktı : — Sahi mi kocacığım.. Erkek lere inanmamalı mı.. Delikanlı tepeden bir bakışla karısmın arkadaşını süzdü. Son Ta giderek karısını kolları arası na aldı: — Sen böyle sözlere aldırma sevgilim, Biz biribirimize ölesi- ye inanan bir karı kocayız.. Bilge pişkin pişkin gülüyor - u: — Bak dedi. Seni kandırmak için kolları arasına alıyor.. Genç karı koca bu sözü duy « mamazlığa geldiler. Beraberce mutbağa giderek yemek hazırla dılar, Yemekleri yine beraberce taşıdılar.. Yemek bütün çalışma değin tatsız geldi.. Bir kaç saat radyo dinlediler sonra Bilge çık tı gitti.. O gider gitmez genç ka dın kocasının gözlerine baktı: . — Ne kötü yürekli kız.. ÖOnu iyileşti sanıyordum oysa ki, hâ 1â eski kıskanç Bilge.. Bizim sevgimizi kıskandı..Bir daha ara mıza başka bir kadın sokmıy: Ferid'in beni e birden g ren, kalp yaralarını yine birden kanatan bu değişiklik onda ak- şamdanberi — içtiği rakının da tesirini yapıyordu. Yine daldı. Gözleri bir noktaya dikili kal- dı. Bakışlarından — Nesrin'in pastacıdaki son dakikaları geç- ti. Önun kalkışı, eldivenlerini giyişi, çantasnı toplayışı, siyah mantosu içinde saklanan ve yer yer en güzel çizgilerini veren kıvrak, ezgili gövdesi, boynunu saran siyah kürkün, başını ör- ten siyah şapkanın ortasında güneşten bir parça gibi yarran, pembe beyaz yüzünü; gölgeli, iri, kara gözlerini tekrar tekrar gözlerinin önüne getirdi, bütün konuştuklarını hatırladı: — Refet bu kıza ne kadar tutgun olduğumu bilmezsin, Bunu tasarlıyabilmen için se- nin de ancak benim gibi, benim kadar duyman, düşünmen lâ- zımdır.. Dedi. Devam etti: — Eğer o bu gece gelseydi. Bir daha onu benden ayrılamı- | LMACA | Ü N Bulmacalarımız öz türkçedir. Şek- Himizin boş gözlerine karulıklarını yer leştiriniz. Yedi gün arka * kaya bul- smacamızı doğru çözülmüş olarak gön- derenler arakıda kurga çekiyoruz. Armağanlar veriyoruz. Bulmacaları. mızı istediğiniz gün çözmeğe başlaya- bilirsiniz elverir ki yedi gün arka ar- kaya çörülmüş olsun. Karşılıkları “Is- tanbul (Tan) bulmaca servisine yol- layınız. öğeönbil . Birinciye: Gümüş saat. Raa İkinciye: Maroken bir cüzdan. Uçüncüye: Bir atil. Dördüncüye: (Tan)ın bir senelik abonesi. i (Tan) Beşinciden onuncuya karar: (Tan) ın altı aylık abonesi armağan edile. cektir. 19345678 01011 1 — Hakimiyet (9) 2 — Şart (3). 3 — Büyük tepsi (4), Bir meyva GR 4 — Genişlik (2). Sandal (5), No- ta (2) $ — Bir vilâyetimiz (4) 6 — Bir kümes hayvanı (3), uzak ) 7 — Çift değil (3), Geyiği meş- hur (3) 8 — Kanun (4). İçine çorba koy 6) 9 — Memnu (5). Rabıt edatı (2) 10 — Kırmızı (2), İsim (2), Pis- lik (3) 11 — Zevce (4) morayik (4). YUKARDAN AŞAGĞI : 1 — Boynun arkası (4). Hal ra- bıtası (3). 2 — Öküzün karrsı (4). Nota (2) 3 — Seyriselain (4) 4 — Tev'em, ayni batından (4). Şart edatı (2) $ — Genişlik (2). Tok değil (2). Endişe (4). 6 — Aza (3). Cezire (3). 7 — Çok sıcak değil (4) 8 — Duman izi (2) 9 — Dem (3). Siyah (4). Rabıt edatı (2) 10 — Sanat (2) İyi bilenmiş (6). 11 — Metasim, tezahürat (5) Bü. yük (3). lım sevgilim, e » Bir hafta sonra genç kadın evinde yalnızdı. Kapının zili çın ladı. Perdenin aralığından kapı daki kadının Bilge olduğunu gö rünce yavaşça oradan çekildi. Kapıyı açmadı, Kötü yürekli ar kadaşına.. Cahit UÇUK yacak bir halde kendime bağla- mak istiyordum. Refet sordu: — Ö da seni bu kadar seviyor mu?. Ferit derinden gelen nefesle- rini sıklaştır. ık cevap verdi: “— Benim kadar mı bilmem. Ancak, bugün değilse yarın olacak, Şimdi çekiniyor. Her namuslu ergen kızın çekingen- liği, güvensizliği onda da var. Aktör gibi seven, aktör gibi bağlayan, aktör gibi deliren, sonra da kadınlığınm bütün beyecanile seven, bağlanan, de- liren zavallıları baştan atan, yüz üstü brrakan erkek az mı?, Nes- rin de şimdi bu çekingenliği gösteriyor! Ferit sözünü bitirirken saat ikiyi vuruyor, Ve garson gelmiş: — Kapatacağız., Hesabı ge- Ça şi ge $e eee melr a eeei üeüt —. e a eee ĞAA tireyim mi?, Diyordu. Ferit garsona: — Hesabı getir.. Derken Refet'e det KILAVUZ. | ı iÇİN DERSLER ı -H Bu derse küçük bir tenkidle baş- lamak istiyoruz, İ Geçenlerde — gazetelerden — biri, nın resimlerini bastı. Herbirinin ale tında şu yazı var içinden bir görey' lalbuki görey, bütün — listelerde I;ı“uııuıı “paysage,, ile beral kal azılmıştır. Bu yazılardaki Ü belme ga olacaktır * içinden — — kurağının olan asıl kelime şu ol bir görünüş!, M Zemmam — Ala; Zemmetmek — Zem — Yerme Alağız kimin hoşuna gider? Alağızlık en büyük ayıblardandır, e Ticarethane — Tecimge 'Tecimer ve tecim kelimelerini ya. zarken osmanlıca “ticarethane,, kar- şılığı olan tecimge kelimesi unutul- müuştur. İstanbul'da yeniden hiçbir tecim- ge kapanmamıştır. , yerici ermek . Erdoğan azrak bulunur — dostlar- dandır. Bu yaz burada ısığ derecesi azay 22, çoğay, 42 olmuştur. Yemekten sonra çoğun kahve iç- mem. Bu kelimelerin osmanlıca karşılık- ları: . Bir gün iki Amerikalı iş adamı bir İngiliz ekonömi ilimmeninden sor- muşlar: -— Tarihte şimdikine ben- zer bir bubıın) olmuşmudur ve kaç l sürmüştür),, Tükeme cevap — verdi: “— Evet tur: İsmine — ortaçağ denir ve yüz yıl sürdü.,, sonçağ ve yeniçağ tarihlerini iyi okutmalıyız! Biz çağdaş medeniyetin en yük- sek kültür düzeyine erişmek istiyos kları: Bütün ömrü kuşku ve şüphe için- de geçiyor. - Kimsenin atağlığı altında yaşamak iştemem. İran Büyük Elçisi dün Dışişler Ba« kanını — sağlıcayarak ketine döndü. Ona dün sağlıca kartı brrakmış- tım, Kendisiyle dün sağlıcalaştık. Kelime hlöhklın: Kuşku — Vesvese Sağlıcamak — Vvı # nek — Maksim'e gideriz ister. seni, ,Geçkin, yaşlı bir kadın, ama dinç. Kara, kuru, uzun boylu. Yumuşak konuşuşlu. Giyimi eski biçimden. Sırtında pazen basması bir entari, şaldan hır- ka var, Saçlarını bir gaz bez! örtüyor, Eskinin örnek verdiği: — Başörtüsü başmda, eteği topuğunda.. Dediği tipe benzeyen bu ka- dın köşedeki kerevette oturu - yordu. Ödanın ortasma gelişigüzel yuvarlak bir. masa konmuştu. Üzerinde tabak tabak mezelik yiyecekler, bir büyük şiğe de ra- kı vardı. Masanın kenarmda bir erkek oturuyordu, Ak bıyık- H, ak saçlı, orta yaşı aşgın bir (Arkası var| * &4 Bu yazıdaki yeni kelimeler Onaylamak — Kabul etmek, bayık ü edillstidin — müna-

Bu sayıdan diğer sayfalar: