17 Haziran 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

17 Haziran 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dünya Buğday Vaziyeti fArsıulusal buğday vaziyeti üzerinde müzakerede bulunmak için geçen ay, Londrada topla- nan buğday konferansı, ümit hi- lâfı, henüz kat'i bir sonuç vere- memiştir. Buna belli başlı se - bep olarak, Arjantin hükümeti- nin bu konferansta çekingen davranmasını ileri.sürüyorlar. Arjantinin çekingen davran - masında âmil olan şey, Arjan - tin buğday mahsulünün son yıl- lar içinde mütemadiyen artmak ta bulunmuş olmasıdır. Arjanti- nin mevcudu 1933 de 207 mil - yon, 1934 de 265 milyon buvaso- ya çıkmıştır. Diğer taraftan, ek seri ülkelerin mahsulü son yıl- larda çok azalmıştır. Arjantin buğday mevcudunun 1936 yılın- da 275 milyon buvaso olacağı kuvvetle umulmaktadır. Arjantin hükümeti, geçen yıl 160 milyon buvaso kıymetinde bir ihracat hissesi istemişti. Bu- nu, diğer devletler kabul etme- mişlerdi. Bu mikdarı fazla bu - luyorlardı. Çünkü Arjantinin 1933 yılı ihracat hissesi 110 mil- yon buvaso idi. merika, çok az ihracatımız oldu ğundan, bütün ihracat tahdida- tını kaldırmış ve buğday genel piyasası iyi bir vaziyete girmiş- tir. Yalnız Kanadada mühim mikdarda buğday istoku vardır. Dünya büuğday istatistiklerine göre, mevcut ihracat fazlaları bu yıl 800 milyondur. Halbuki 1934 de bu mikdar 1144 milyon- du. Buğday ithal eden memleket ler, bu yıl daha çok mal alacak- lardır. Bu yıl ithalâtçı ülkelerin ihtiyaçları 570 milyon buvaso - dur. Halbuki geçen yıl ayni memleketlere 546 milyon ihraç edilmişti. Bunun içindir ki bu yıl sonunda dün ambarlarındaki buğday istoku 310 milyon bu' so olacktır. Bu mühim bir mi dardır. İşte Londra buğday konfe - ransı, şimdi, yıl sonunda elde ka lacak olan bu istokun v. görüşmektedir. Konferansta bı_ığdaycı memleketler arasında bir anlaşma elde edileceği umul maktadır. — —e ——— ——— ——— Fındık ve yumurtla piyasası Son hafta içinde Örduda tom- bul fımdıklar 24,50, iç fındıklar 57,50 yumurtanın yüzü de 40 ku ruştan muamele görmüştür. Te kirdağ borsasında 3,30 kuruştan 723 kilo arpa, 3,40 kuruştan 786 kilo mısır satılmıştır. Son bir ay içinde İzmir piy: sası hararetlenmiştir. Fazla mikdarda üzüm satılmiş ve pa- muk fiyatları artmış, satış ta çoğalmıştır. Bu münasebetle ih- racat tacirleri sık sık toplantı yaparak alivre fiyatlarlarını tes bit etmişlerdir. > İzmir piyasast yeni sene Ha- zırlıklarına başlamıştır. Üzüm, incir, arpa ve bakla üzerine yapı lan satısşlar yeni seneye girildi- ğine işaret etmektedir. —— Yeni gümüş paralar Yeni gümüş paraların ikinci kısmı olan 4 milyonluk baskıya yakmda başlanacaktır.Bunun üç milyon lirası 50 ve 25 kuruşluk gümüş para olacaktır.Bir milyon liralık ta yeniden bir liralık ba- sılacaktır. Bir mikdar da 10 ve 5 kuruşluk nikel, bir mikdar da 10 paralık bronz para basılacak- tır. Bu paraların kalıpları hazır- lanmıştır. Yeni kalıpları meş - huf İngiliz kalıpçılarından Per- si hazırlamıştır. Yeni basrlacak b'ı:.“"y.m liralık bir liraların şekli, piyasaya çıkarılı gümüş bir liralardımı T&ıî:ıaı'r' yenglcrin üstünde (100) kuruş değil, bir lira yazılmaktadır. Ay yıldızın vaziyetinde de bazı de- iklikler vardır. seni görebilir. Ne ağır şey! seni sevdikleri için çocuklarımı da- ha fazla seviyorum. Ne azab! bunların sonu neye varacak?... *“ Ne diyeceğimi şaşırıyorum... Her ne ise, anlıyorsun ya; terbi- yeli, nazik davran, o kaba insan- ları hor gördüğünü belli etme, | senden bunu diz çökerek rica ederim: bizim kaderimiz onla- rın elinde, Kocamın sana karşı ne suretle hareket edeceğini herkesin düşünüp dediği tayin edecektir, bundan hiç şüphen oİ “İmzasız mektup işini sen gö- receksin; gözüne sabrı, eline de makası al, Şu göreceğin kelime- leri bir kitabdan birer birer bu- lup kes; sonra onları, yolladı- ğım mavimtrak kâğıda zamkla yapıştır; bu kâğıd da M. Vale- nod'dan gelmedir. Senin odan da araştırılacak, altüst edilecek- İspanyada döviz fıkdanı İspanya, döviz fıkdanı dola - yısile hariçten istikraz aramak veyahut altın ihraç etmek mec- buriyetinde bulunuyor. Bu me- sele gün geçtikçe biraz daha şiddetlenmektedir. İspanya bü- tün kuvvetile bunun önüne geç- meğe çalışıyor. — Pamuk ihracatımız artıyor Son bir ay içinde pamuk fi - yatları yükselmiştir. Bu yükseli şe sebep stokların azalmasından ve Almanyanın mübayaatta bu- lunması — ihtimallerinden ileri a- İgetmgrımw. Bdy o wyT| - içinde 41 - 50 kuruştan 2,915 bal ya pamuk satılmıştır. Geçen se- ne ayni müddet içinde 22 -41 ku ruş arasında 1,191 balya pamuk satıldığına göre Mayıs 1935 se- nesinde mikdar ve fiyatlardaki yükseklikler kayda şayan bir fazlalık göstermiştir. Bu suretle pamuk fiyatları senenin en yüksek fiyatlarına yaklaşmıştır. 1935 yılı başlangı- cından yirmi beş Mayıs akşamı- na kadar muhtelif memleketle - re yaptığımız pamuk ihracatı 147 tondur. y — ” Zeytinyağı ihra- catı durgun mu? Menmileketimizde zeytinyağ fi yatı, dışarıdan teklif edilen fi - KIRMIZI VE SİYAH yatlardan yüksektir. Bu yüz - den bu madde üzerinde hara - retli muameleler yapılamamal STENDODHAL tir; bunu iyi bil de keseceğin kitabı hemen yak. Kelimeleri olduğu Bgibi bulamazsan, harf harf kc_sıp yapıştırmağı göze al. Seni çok zahmete sokmasın diye imzasız mektubu kısa yaz- dım. Ah! korktuklarım doğru da sen artık beni sevmiyorsan mektubumu ne kadar uzun bu- lacaksın !,,  İMZASIZ MEKTUP “Madame, “Çevirdiğiniz bütün dolablar- dan haberimiz var; fakat onla- istiyecek kimselerin de kulağını burduk. Size karşı yine bir parça dostluk duyduğum için söylüyorum, o küçük köylüden yakanızı kurtş- rın. Bu akıllılığı gösterirseniz kocanız, aldığı haberin yalan olduğunu sanır, biz de bu zan- nanı düzeltmeğe kalkmayız. Dü rın artık dürmasını Son zamanlarda Birleşik A - | AAA AAA a NN BORSA BAA MN AA PARALAR Alış Satış Sterfin 616 — &2l— Dolar 14 — 126 20 Fransız Frangı İ6ö— 168,50 20 Liret 200, 204 20 Belçika Frangı — 80, 8 20 Drahmi 20 İğviçre fr. 20 Ley Florin 20 Çek Kuron Avusturya gilin Metidiye Banknot Franstt Frana İngiliz lirası Dolar Liret Belga Drahmi Isviçre Prangı Leva Florin Çekosolvak kuranır Avusturya Pezeta Mark Zloti Pengo Ley Dinar Yen Cernovets İsviçre kuronu ESHAM Iş Bankası Mü $öm " “ N. 9.60 v r 9.70 Anadolu $ 60 25,55 )e *, 160 42,15 Şirketihayriye 16— Tramvay 2d— Bomonti - Nektaz 825 Terkos 16.25 Reji 255 Anlan Çimente vasa Merkez Bankası S Öelmrli Bankaer ni İttihat değirmencili 6,7 Şark Değirmenleri 030 Şark merkez cezanesi 460 ——— . — İSTIKRAZLAR ——MTMMMLM—LM—M—— 'Türk Borcu I Kupon Kesik — 23,47,50 v CTT eai a 26.10 AY vi 25,71;20 Ertani gö İstikrazi dahili 94,50 OA FEV T LAİ Ü Rihtim 1050 Anadolu | ve TI 4455 TI Kupon Kesik 44,50 Anadolu mümessil sa10 ——— tadır. Bundatı başka alıcılar, el- lerinde bulunan malları evvelce yüksek fiyatlarla aldıklarından ucuza satmağa yanaşmıyorlar, Bu vaziyet zeytin piyasasını gevşetmekte — ve muamelenin durgunlaşmasına sebep olmak - tadır. Şüphesiz bu hal ihracata da mâni olmuş ve son zamanlar- da pek az zeytinyağ ihraç edil - miştir. TAN 15 Haziran Cumartesi | runda ve 17.-6-033 —— Tayyareci Herrera Skafandr. ile Stratosfere Uçacak Albay Herrera Yakında Havanın Yüksek Taba- kalarına Yeni Sefer Hazırlığı yapıyor ! Stratosfere yükseliş deneçleri kadar merak uyandıran fenni bir deneç yoktur. Bu iş için kul- lanrlan aerostaların büyüklüğü, çıkılan gök tabakalarının yük - sekliği, bu işe nefsini hasreden bilginlerin şecaati ne kadar me- rak uyandırır! B Piccard, Tosyns, Settle, Pro- kovief gibi bilginlerin teşebbüs- leri, halkın merakını uyandıran fenni deneçlerdir. Göğün en yüksek tabakalarına, akıllara şaşkınlık veren süratlerle çıkan bilginler arasında en şöhretlisi profesör Piccard'dır. Bu taba - kalara çıkış, birçok fenni mese- leleri ortaya atmıştır. Sovyet Rus balonu 19000 metreye çık- tığı zaman hava tazyiki 48 mili- metreydi. Halbuki yeryüzünde hava tazyiki 760 milimetredir. Zeki kâşiflerden Melot, reak- siyonlu bir uçağın plânlarını yaptı. Bu uçak 20000 metre Yyükseklikte saatta 1200 - 1500 kilometre yol alacakmış!... New York'tan Parise dört saatta! Albay Herrera ise — soğuğa karşı tıpkı dalgıçların «kofan - drimı andıran bir kılıkla 25000 metre yükselmek teşebbüsünde bulunacaktır. Havalara yükselmek için âde- ta bir rekabet başladı. Meşhur profesör Piccard, 60 metre kut- 11200 metre mikâbı haemında — bir balonla 30000 metreye çıkmağa hazırlanıyor. Bünâ karşı Soyyetler: — , Derear Adlı stratosfer balonünan in- şasını tacil ediyorlar, Bu balo- nun birincisi 22000 metreye ka- dar yükselmişti. Sovyetler. 40 Hususi hesaplara göre yapılmış bir tünelde bir deneç balonu Stratosferdeki aynı şerait içinde deneniyor ü Stratosferik elbise bütün hararet Şeraitine aynı derecede karşı koyuyor kilometre yükselecek bir füze de inşa ediyorlar. Moskof profe- Malekanmr'sem kahar ver diğine göre 1936 yılında, stra - tosferde arsrulusal bir konferans toplanacaktır. Albay Herrera yakmda, hava nn yüksek — tabakalarına yeni bir sefer hazırlığı yapıyor. Al - | bay, İspanyanın en meşhur tay- yarecisidir. Herrera demiştir ki: “Balonlarda — kapalt kabin, yükselişe mâni olan bir sıklet - tir. Onun yerine balonuma, ha- sır bir nasel koydum.,, Albay Herrera, yükselmedeni evvel bir nevi skafandr içine gi- recektir. Adeta denize giren dale gıçların kılığı... Skafandrın için- de kavuçuk bir elbise ve dışında da çok dayanıklı bir zarf vardır. Bu zarf, çelik dairelerle bağlı - dır. Bu ağır yük altında Herre- ra'nın hava — tazyiklerine, açık naselde nasıl tahammül edece- ği anlaşılamıyor. Herrera kendi sisteminin, öbürlerine üstünlü « günü d:yjıeı ınl_ıın: HT raşüt kullanılabilir. Paraşütte bir de oksijen — şişesi vardır ki,' bana 75 dakika teneffüs imkâ - nını verir. Yükseliş için ağusto$ ayını beklemek mecburiyetin - deyim. Bu mevsim, en iyi hava şartları olan devirdir. Bu devir« de, 75 metre kutru olan balonun gölgesi, naseli tamamile örter. Buna da kat'i lüzum vardır. Çün kü 25000 metre yükseklikte gü- neşte * 60 derece, gölgede —60 derece hararet vardır.,, Albay Herrera, gökleri keşfe çıkan şanlı kafileye katılacaktır. İspanyof tayyarecisi Madrid ! yakınında “Dört rüzgâr,, uçak ! alanmdan, yüksek göklerin fet- bine atılacaktır. Bu korkunç yüksekliklerden türlü klişeler ve bilgiler getirerek, fennin but yeni kitabına şanlı bir yaprak katmasını dileri: şünün ki sırrmız meydana çık- mıştır ve benim elimdedir; tit- re, sefil kadın; artık benim önümde perende atmadan, düpe düz gideceksin..,, “Bu mektubdaki kelimeleri birer birer yapıştırdıktan sonra (dikkat ettin mi? tam M.Vale- nod'nun dilinde yazılmıştır), odandan çıkıp aşağı in, ben se- ni görürüm, “ Ben köye kadar gideceğim, oradan düşünceli düşünceli dö- nerim, doğrusu da zihnim çok perişan, Neleri de gözüme alı- | yorum? hem de niçin? sen bir imzasız mektub gelmiş olmasın- dan şübh leniyorsun diye!.. Her ne ise, ben kederli kederli ko- camı arar ve bana tanımadığım bir adam getirdi diye o mektu- bu veririm, Sen çocukları alıp koru yoluna gezmeğe çık ve an- cak yemek vakti eve gel. “Sen kayaların üzerinden gü- vercinlik kulesini görürsün. İşi- giderse oraya beyaz bir mendil asarım; bir şey göremez- sen, işler kötüleşti demektir. *“Hayın! gezmeğe, gitmeden söylemiyecek misin? buna gönlün razı olacak mı? Her ne olursa olsun, şunu iyi bil: bizi biribirimizden büsbütün ayırırlarsa ben artık yaşıya « mam. Ne de kötü anayım! Bu sözleri boş yere söylüyorum, Julien'im. Onları duyarak yaz- madım; bu anda ancak seni dü- şünüyorum ve o sözleri de sen ayıblamıyasın diye yazdım. Ben bu anda seni büsbütün kaybet- mekten korkuyorum,artık doğru yu neden gizliyeyim? Sen beni is tediğin kadar kötü ruhlu bir ana say, ben sevdiğime yalan söylemiyeyim de! Ben hayatım- da zaten çok aldattım. Sen be- ni artık sevmiyorsun da ben se- ni affediyorum. Mektubumu oku mağa vakit yok. Senin kolla - rında geçirdiğim saatler için ha- yatımı vermek lâzimgelse de ne çıkar, Biliyorsun ki daha paha- lıya mal olacak.” Bölüm XXI KADIN İLE EFENDİSİ Juhen, bir saat kelimeleri ke- LASsLek zi . v y sip yapıştırmakta çocuk gibi kı yif duydu. Ödasından çıkarken çocuklarla annelerine rastladı; Madame de Rönal mektubu, Ju- lien'i âdeta ürperten bir sükün- | la aldı. — Zamk kurudu mu? diye sor du. Julien içinden: “Vicdan aza- bı ile çıldıran kadın bu muydu?. dedi. Acaba şimdi neler tasarlı- yor?.,, Julien bunu sormağı kib- rine yediremedi; fakat, doğrusu, ondan bu derece hoşlandığı bel- ki hiç olmamıştı. Madame de Renal yine o ka- dar soğuk kanlılıkla devam et- ti : — Bu iş kötü giderse benim elimden her şeyimi alırlar, Siz şunu götürüp dağda bir yere gömün ; belki günün birinde bun dan başka bir geçineceğim kal - Maz, — Şimdi artık gidin! dedi Çocukları öptü, en küçüğü iki defa kucakladı. Julien olduğu ]ı;lien'e, kırmızı maroken kaplı bir bardak zarfı verdi; bu- nun içi altın ve elmas dolu idi. yerde hâlâ kalmıştı. Madamt de Rönal ona bakmadan, hızlâ uzaklaştı. j İmzasız mektubu açıp okudu- ğu andan beri M, de Rönal için hayat çok kötü bir şey olmuş” tu. 1816 da az kalsın bir düello” ya mecbur olmak telilikesi g€“ çirmişti;. © zamandan beri bü kadar sıkılıp sinirlendiğini bil- miyordu. Hakçası, bir kurşufü yemek korkusu bile onu bu kâ* dar üzmemişti. Mektubu elinde evirip çeviriyordu. Ş “Bu bir kadın yazısı değil mi? diyordu. Öyle ise bunu yaza? kadın kim ? ” Verriğres'de tanıdığı bütüt kadınları birer birer düşünüy0'” hiç birinden , şüphe edemiyof ? du. “Bu mektubu bir erkek © söyleyip yazdırdı? Acaba © . kek kim?” Bunu da bir türlü K6? tiremiyordu; tanıdıklarının $? ğu hiç şüphesiz onu kıskanıf, * na kin beslerdi. İtiyad tesif! le; “Bir yol karıma danışa! (Arkası v3f) N, ATA! Ka |

Bu sayıdan diğer sayfalar: