10 Temmuz 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

10 Temmuz 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TAN tziz Hüdayi AKDEMIR Ali Kemal Kurşun Gibi Apartımandan Fırladı, Tramvaya Atladı. Biz Cemi ile Arkasından Koştuk kurtarmaksa | llarla, cağız,. Gerçek üŞ ve ancak sapa: u Bu n bir silâhtı ir köylü için bu sö- . granitlerini de bu ccza amak çok güç: n u elektrik e ttinin ve Damat Feridin si- ride bastırılı- , karşı di istiklâl — erlerinin için el ve silâh ırdu. İstanbuldan ve dı- şardan saldıran kuvvetler de ergeç p bitiyordu Fakat Ali Ke- iğı kalem - öyle ağulu inan ve — kanağanları üreklere he ve b dava irliği ediy kacaktı. O zamanlar Ali tellicens mıyanlar Kemalin bi ervis ajanı,, olduğuna vardı. “Bu bir sıyasal d lardı. Fakat, öt dil ve mevzu İngiliz pro- ndasının denenmiş ve meyve miş. amlar yapmaı emiştir. y ştir ki bütün ruhunda ve ülk robu olabilirdi. akrebe karşı talebesinin b art - dürüm ve karşınlık unutulmamıştır. . Ali Kemal b işlerine şiddet. Je devam etti. Nihayet bir gün onun Anadoluya — götü $ oldu işittik. Niçin ve nasıl gitti? hikâye) götüren erkez memuru bay Cem'i ve Maz- Tumun gazetelere yazdıkları hatıralat t Hadisenin baş tarafın, yazılarından — kısacı .. dediler. Gittim. Javini Sadi yan | nin iki kapısı var © balde hemen giy... Ve bügün Ali Kemali tevkif et. Ankaraya götür... âve ettiler: peşinen şunu da söyliye tamamile şahsi olacak - tır, bizim seninle hiç bir alâkamız yok. Sen şahsi olarak Ali Kemali tevkif e- ra ve arkadaş te - | min edeceğiz, Yanımda bir kaç arkadaş ta vardı. Cemil , Sıvaslı Mehmet ve Emin... O günü kep sivil giyindik. Ali Kemalin Beyoğlunda oturduğu Zeki Paşa a- pa önüne bir memur diktik. Dain vam ettiği Serkl Doryan klübünün önüne bir memur. Bir arka rhıv da Türk şoförlerden birinin ida- ettiği bir otomobil bulmağa memur » Galatasarayın karşısındaki Ana- Abanoz Bilezik RENE CHAMBE (ILK TERRİKALARIN HULASASI) Süvari mülâzımı Soliers üç aylı Nransanın cenup Ssak köyde geçiriyor. Bir t, ağaç'altında civa- rın güzel bir manzarasını tüvale ge- çirirken, yanlarından genç bir kızla ki adam geçiyorlar, Kız resimle çok r oluyor. Bunlar mülâzımın ığı evin üst tarafındaki bü - köşkte oturan zengin ec- ledir. Kızın anası Fransız- daki babası Vi- Köşk sahibi Fta- mond ismindeki Almana misafir gel- aişler, bir iki ay oturacaklar. Mülâzım Sollers kızı daba görür görmez seviyor. Bir akşam yemeğe köşke davet edildiği zaman, casus dan şüphe ettiği köşk sahi- sine yeni bir baber veriyor.) kanın € kadar uzanı t düşünemedim. bu Framond'un Hattâ h.ı,;u: bile kan uzun dolu loka Kim nı e A Kemali kab cekti. Zeki Paşa apartımanına betçi k — H mı? da merker yaptık rse bize v ttik. Nö- sorduk dan — çıktı n apartımanda içti- . O halde Ali Kemal Küçük bir lüzakere ediy doldura- | . Serki Dor | yan klübünün yanında bir Rus berbe Ti vardı. Koşarak oraya gi Za oturdu, Baktık perukâr dükkâ 'ALİ KEMAL tramvay cadde öteki de sokak içine açılıyor. Biz de içeriye girdik. Kapdarın ikisi de açık... Berbere oturduk. Ben aya kalktım. Yanına yaklaştım. Kulağın eğilerek et Paşa istiyor!. cevap verdit Oteki ar- kadaşları, otomobil le söyliyerek çıktı gitti . Tek kaldım. İskemleyi tam Ali traş olduğu kanapenin arkasına tım. Dükkânın iki kapısı arasında ötur düm, Aksiliğe bakın ki, iki kanapenin iki yanında iki masa vardı. Masalar - dan biri gişe idi. Öteki kapıdaki boş masanın üstünde de Ali Kemalin duruyordu. Ali Kemal traş biter bitmez evvelâ zgişeye doğru gitti. Parayı verdi. Son ra fesini alacakmış gibi yaparak öteki | kapıya yaklaştı. Fesini kapar kapmaz | başıma Kemalin at . ade edebildiğini zannetmiyorum. Dediğim gibi, ilk günden itibaren artık hep müteyakkız. bulunyordum. Sonradan şüphelerimi teyit edecek fırsatlar da çıktı. Fakat bu şişm: damın jestleri bana o zaman gü mânasız ve çok ehemmiyetsiz görün- müştü, Ancâk benim harekete geç - mekliğim için, son, fevkalâde hâdise- lerin çıkması lâzım geliyormuş. On- ları da anlatacağım. Fakat sırayı bozmıy . 6 mayıs akşarkı, lâ Hespedidaya, yani Şi akşam yemeğine davetli idim. Tlık bir akşamdı, iyi hatırlıyorum. Gün Şşin son erguvani huüzmeleri için köşkü tırmanıyordum. Parkın için deki iki tarafı palmiy karşılamağa geliy Başı açık, ağzında bir sigar.. El |e sıktı. İçimde anlaşılmaz, geniş bir fe - rahlık vardı. Yaşamanın bütün zevki v Ah, dostlarım, bilmem 1914 bah rının o unutukmaz tatlı, ilik günleri- ni hatırlar mısınız? Eğer bu hatıra kafamda hâlâ o başka zamanlardan daha çok hararet- | | ve saadeti sanki önümde açılıyor gi- | AN Kemali yakalayan ve Beraber İzmite kadar giden merkez memuru Mazlüm dışarı fırladı. Ben de arkasından koş- tum. Tramvay caddesine çıktık. Gün- lerden yızar ve Beyoğlu caddei kebi- Tinin en kalabalık zamanı. Koşuyordu. İki elimle sarıldım. Müthiş ku maya başladık. Elleri: z avaz bağırıyor yüzlerce arkasından di idi. Boğuş- i, parçalıyor ve Iki dakika için başımıza toplandı. Bu mobille gelmişler öteki sokağa girmiş lerdi. Kalabalık gittikçe artıyordu. Eğer kı dar geldik. O yukarı çıkmak iati u. Belinden tuttum ve bir ayağı - bün merdivenlerine dayıyarak buna mâni oldum. Bu sırada arkadaş- | r Sıvaslı Mehmet yetiş Otomobil yaklaştı. Onu hep - bir - yınca içeriye soktuk. Fa » lerce kişinin önümüzü, arkamı zı, sağımızı solumuzu sarmasından ha reket edemiyorduk. Halkı bin müşkü- âtla 1p yola çıktık. Ben şoföre: () *-x1-033 Akşam gazeteti. (2) O zaman henüz albey (mira- lay) olan General Esat A, B. (3) Şimdiki Ankara Tlbayı (Arkası var) Bir tashih 30 haziran tarihli nüshamızda çı - kan casusluk tefrikasında, Vahdeddi le beraber Maltaya kaçanlardan bah- sedilirken, Recep Paşa oğlu Ekremin adı da yanlışlıkla bunlar arasına gir- miştir. Ekrem, halen şehrimizde bu - ulnduğu gibi, hâdise ile de hiç bir alâ ni mır kli 1 tashih ederiz. r. O zamandanberi hiçbir şey hu azaltmadı, hayır, hiçbir şey. Şüphe, müthiş bir şüphe içimi ke - miriyordu. Framond dedi ki: — Hava bugün ne kadar güzel.. Ba- har artık gti yılır, geceler uza- 1 . Köşke girmeden ev - 2 dolaşalım isterseniz.. | Zaten biraz geç yiyeceğiz, otomobil geldi. Bir davetlimiz daha var. , misafiri almak için Tulon istasyonuna kadar gönderdim. Bit- kaç gün bizde kalacak, Onunla tanış- maktan hoşlanacağ Çünkü o da meslekdaşlarınızdan bi- Hi.. — Meslekdaş mı? Framond gülümsedi: da.. Pozen'de, Uhlan süvari alayında mülâzımdır. Her bal- de aranızda konuşacak çok mevzular bulacaksınız. <Pozen'de Uhlan süvari alayında zabit..» kelimeler kafamda, garip bir tarzda ronkladı. Hiç cevap vermedim. Bulunduğum yerden, çamların gövdeleri arasın - dan, yanryormuş gibi kıpkırmızı ke- silen denizi görüyordum. Akşam havasını bir toz ve reçine kokusu doldurmuştu. Bir türlü anlıyamıyordum. Bura- dar canlr yaşıyorsa, sebebi ,kıskanç- lık ve iztırap zehirini birden bire ta- da, Fransanın cenup sahillerinde bir Alman süvari zabiti.. Bu nasıl ip? | aiz. lüzüm görmüyorum. 1zL zannederim. | , siz süvari sabiti de- | E|SAGLIK î ÖGÜTLERİ nun Şartları Havanın siyade tsınmas tekimlerin sağlık öğür kargüz kabuğunun, de den de daha iyi tesir renler çoğaldı. Herkesir t | “Şu kadar ki, | gerçekten faydalı olması için şar tını yerine getirmek gerektir. U | yıllardanberi kış yaz denize girmi alışmış, spor —yapmaktan — omuz! | genişlemiş, bedenleri dört köşe | muş babayiğitler i gibi, denizde yüzebi izden biraz sağlık bulm A: , yi iz banyosunun getirmezlerse bir sakatlık İlkin, terli iken denize zararlı olduğunu duymadınızsa b şüphesiz, kolayca tahmin edebili 'Teri kurutmak için de en iyi iyice silindikten gümn karşı durarak, tekrar terlememek tiyle biraz jimnastik yapmak ve deni ısıtmaki şartlarını yer abi için 1 Herkes bilir deniz banyosu — yemek mamak üzere — #abahın onu şamın beşi arasında yapılır. De ka deği tır. Banyonun vakti Üzerine ize, yavı bitdenbire girmek bir şa: Yavaş yavaş memek İâzımdır. ginizi slatmayı — unutmamalısını katlık çıkarması ihtimali çok oli yüzmezseni nizde yüzmiyenler lerin el ele tutuşarak hora tepmeleridi suyun için Banyonun müddeti, havanın sıca lığıma, dalgaların şiddetine ve deni girenin yaşına göre değişir. —Sıc. az olursa, dalgalar şiddetli olursa a durmalıdır. Sekiz yaşın; çocuklar üç dakikadan beş dakikadan ziyade Çocuk olmuyanlar, yirmi dakikadan fazla dururları banyosunun kendilerine olacağı pek de temin edilem fazla durmak için pek tuzlu deni ü 'dır ki, o da b başlı dür bir defa k_,.ık gocuklar banyo yetişir. için, bir de üç günde bir lalr olur 4 yodan çıkmamak daha iyidir. de!l fazlasına d Banyodan çıktıktan kurulanmayı — elbette Biraz yol çay içmek iyi olur, ancak bir geçmeden önce kahvaltı - etmeme; tavsiye ederler. a İik deniz banyoları birçok kimsı lere rahatsızlık, baş ağrıları, gözle: bulanıklık, yüze fazlaca verir. Çocuklarda — kırmızılık ve k: şenti fazla olabili memelidir. Uzman hekimlerin dedil sonra, unutmazsını sa: kırmızılı daha iyi yarıyacağını gösterirl. ne merak ederseniz birkaç yoyü kesersiniz. — Fakat sonra baygınlık gelirse, o vaki tereddüt etmeden, büsbütün bırakmak iyi olur. Framond boyuna anlatıyordu: — Ben de kendisini pek iyi tanı miyorum, aileden bir zatın ricası zerine davet ettik. Mülâzım yakın akrabadan birinin sidir. Bana hararetle tavı Geçen yaz Baden Badeı zel Werner Gölevine İle tanışmı kızı görünce birden sevmiş, şim hep düşündüğü o.. Burada yazı ge çirdiklerini haber alınca, dedi nca zade- m a gü uş. Bundan daha tabil ne olabil değil mi? Sonta bu zabit istikbali çık, aile geliri yerinde, baron n zedi, güzel, şık, kibar bir delikan! Bavyera kralı hanedanı ile de yal lığt var zannederim. Bakalım, tal denesi sıkıyordu. Endişe, kin, gık acınacak ruhi bir halet içindey dim. ler başlamıştı. Ve ilk karşıma gel de bit Alman zabiti i Artık Framond'un söylediklı kulağımdan giriyor, öteki kulaj | dan çıkıyordu. Yanyana yürüyorduk kafasız düşüncesiz bir şeyler ol Ö, mütemadiyen söylüyordu. (Arkası va banyosunun iste- denize girenlı ile ak korka kor- yoksa baş ağrısı gelir. Denizde ikinci bir titreme gelirse, bedende bir sa- hıxckn De- &e ör güzü bateket, gençe | bizirm denizlerde Pek sinirli Bir mevsim- iyice yürümek, bir de sıcak bir . Bunları merak et- lerine göre, bunlar deniz banyosunun deniz banyosunu Lokman Hekim WVon Lauffen, Otto Docar Von Lauffen ler. 'de Matma- rabaya müracaat ederek, o da birkaç köşkte kalmak için ricada bulun | Düşünün, daha şimdiden müşkül- b tla- eğe ları ol- ma, at ile, ça- şar be- ki öl- Tt ur. de k- k az iHâçların Bu nc ekmek narlına, iz his e limon ih- muz gibi - Ekönömük duıun::lcnn | bile üstüne çıkmaya değer bir it fa | Halbuki: Avrupa spesiyalit dıği dürüma bakılırsa lâyik olduğu kadar kuvvetli bir kontrole bağlı de- ğil gibi görünüyor. Şu son günlerde bir iki Fransız spe- siyalitesi fiyatı,ihtikâr sayılacak kadar yükseldi ve piyasada eksildi. Adını yazal (wıemhmmmn Bu ilâcın — satış fiyatı 180 - 190 kuruş iken üç dört liraya gizli satılmakta ve tanınmamış olanlara verilmemektedir. Çünkü yük sek fiyatla satmak yasaktır. Hastalar bu ilâcı bulmak için yalnız yüksek pa- değil de satıcının itima- dımı kazanmaya mecburdur. Böyle şey da T. at ği e- Te l - Sorulduğu zaman türlü türlü cevap lar veriyorlar. Bu cevapların Çoğu işin suçunu başkalarına yüklemek istiyor. ü n takas dürüm! nuzda biz borçlu olduğumuz ransa — mal göndermi k- için Gazetelerde geçen gün Bo- montinin bir ilânını gördüm. Şi- şe birası müşterilerinin ağızla- rına bir parmak bal sürer gibi, yaptığı piyankonun sona erdiği- ni bildiriyordu: | — Filân numaralı şişe sahibine | 100 lira, filânca numaralı şişe sahibine de S0 lira çıkmı Bunu gördük te düşündük: lir | Bomonti çok satış istiyorsa şi- &- | gelerin üstüne numara koyaca - Ü- di k Harik Hayat .O bunları söylerken, sanki demir bir kıskaç kalbimi sıkıyor, #ıkıyor, iztırap karı- ye en ve | ) Telefon | ÇOCUKLAR, Deniz Banyosu-| ıKENDi KENDiMİZE ÇATIYORUZ KAZALAR aZ ANI * j ! FAZLA SÖZE NE HACET ?... aA AAA Ne Dersiniz? Kontrolü takas durumu düzelinceye kadar ill WEr SYNY mia.Berl. tarafşan,, daha yâkindir! Bu'ilâcın acentasi ( ğişmiştir. Acenta değişince ilâç yeni bir izin almak lâzım imiş. den?. İlâç me değişti?. - Hayır, fâl usül böyle. Ve altı aya yakındır, ruhsat verilip ilâcın gelmesine imk! hazırlanamamıştır. Bütün bu fort liteler ola dursun. Hasta il lemekte ve satıcıyı kandıramazsa yerine on Hira da verse sıhhatine zım olan devayı bulamamaktadır. hal böyle sürüp gidemez. Kuvvi umuyoruz ki; şu bir iki gün zarfi Sıhhat Bakanlığı bir taraftan bu siyalite işlerine ciddi bir düzen v mesini İstanbuldaki memurlarına reder, diğer taraftan da bu ilâçli neden eksilip pahalılaştığı -hakkiftl balkı aydınlatır. Bu yapılmazsa, talar satıcıların insafına el açmı$ halde inler dururlar. Bun başta Bakanlık olduğu halde razı olamaz. Biz böyle düşünü Siz ne dersiniz * Satışlar Nasıl Yükselir? | ğma şu küçük etiketi yap! sın. Satışlar en aşağı iki o tınr bulacaktır. “Şişesi her de (20) kuruştur!,, Bu etiketin halk üzerinde İğ pacağı tesir, en parlak piyi lardan daha kuvvetli olacağ” şüphe yoktur, Düşen satışları, lutar değil, malın üstünlüğü ve * luğu kurtarır. Salâhaddin GÜNÜ Kaza ve Sigortalarınızı Galatada Ünyon Hanında Kâin UNYON SIGORTASINA yaptırımız Türkı'yede bilâfasıla icrayı muamele etmekte olan UNYON Kumpanyasına bir kere uğramadan sigorta yıpurmz 4.4888, K nur— tir. ! gezd Mr(4 hanı kala sanı L kün lerir dea

Bu sayıdan diğer sayfalar: