10 Temmuz 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

10 Temmuz 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MEMLEKETTE TAN m Adapazarında da Elektrik Ücretleri indirilecek “Adapazarı, (Özel aytarımız bildiriyor) — Parti Başkanı Ga- lip Doğancı ve şarbay Ahmet Abasıyanık orta okul ve elektrik işleri için kültür ve bayındırlık Bakanlıkları ile temâs etmek üze re Ankaraya gitmişlerdir. Elektrik mecburi kilovata, ücreti ise 20 kuruştan 18,5 kuruşa indirilecektir . Köy Muhtarları Toplandılar Çorum, (Ozel aytarımız bildiriyor) — Bütün Çorum köy muh tarları, parti başkanı Ali Rıza Özenç'in Başkanlığında bir top» Jantı yapmışlardır. Parti Başkanı, bu münasebetle bir konferans vermiştir. Top - Yantı köycülük yönetiminden faydalı olmuş, çevre de ilgi ile kar şrlanmıştır, Kırşehir öğretmenler toplantısı Kırşehir, (Özel aytarımız bildiriyor) — Kültür direktörü bü- tün öğretmenleri yıllık toplantıya çağırmıştır. Bu toplantıda ge- lecek ders yılının daha verimli olması, tedrisatta güdülen yo - Jun daha düzenlenmesi, köylerde köylünün uyandırılması işleri görüşülecektir. 74 okulun sınaçları bitmiştir, vilâyetin kültür verimi geçen yı- Ja göre yüzde 17 fazladır. Okulların onartılması işine şimdiden başlandı. Köy öğretmen lerinden alınan istek raporları, bilgili makamlara bildirilmekte - dir. Çorumda Bol Yağmur Yağdı Çorum, (Özel aytarımız bildiriyor). — Evvelki gün burada şid detli yağmurlar yağmış, yarım saat içinde şehir su ve sel içinde kalmıştır. Yağmurun bağ ve bahçelere faydası olmuştur. Tarım direktörlüğünden öğrenikliğine göre, Çorum bölgesine bol yağ- mur düşmüş ve ürünler faydalanmıştır. Akşehirde Su Kuvvetinden Elektrik istihsal Ediliyor ER Açık lâğımlar Kapatılırken Adapazarı aytarımız yazıyor ; “Şarbaylık yıllardanberi açıkta akan lâğımları kapatmağa ve şim- dilik ana caddeleri hususi | sürette yaptırılan parke ile döşetmeğe baş Tamıştar...,, Adapazarı aytarımız)ı bildirdiği bu ksa haber, Adapazarlıları oldu Şu kadar bizi de ir i önce de işaret eti iz gil lığın genel sıhhat duruma ile ilgili işlerde gösterdiği hassasiyet haki - haten örnek olacak kadar o önemli dir. Buna işaret ederken, tahsisat yetmediği takdirde, başlanan tesi- Satın geri kalmamasını temin edici tedbirlerin şarbaylıkça alınacağını umduğumuzu da ilâve ediyoruz. Kayseride atlı Spor kulübü Şevket Turgut 1,30 yüksekliğinde bir mâni atlıyor Kayseri, (Hususi muhabirimiz bil - diriyor) — Burada on ay evvel kuru AN 300 Lirayı Dolandırmış ? Taksimde, tereyağı Katapaninin, borçlusunun fabrikatörü sekiz ay koydurduğunu söyliyerek, i€ra mas- raflarını ödemek bahanesile 300 lira- sını dolandırmakten suçlu Leon Fa- Müddsi umumi, suçlunun suçunu sabit görerek, cezasını istedi. Duruşma, müdafaa için 20 eylüle brrakıldı. rük idaresi tarafından manifesto noksanı dolayısile 6707 lira 9$ kuruş alınması için üçüncü cezada bir da- va açılmıştır. Adliye yangınında ya- nan dosya yenilenmiş, davaya yeni- den başlanmıştı. Fakat, bu af kanununun şimülüne girdiği için davanın devamına mah- kemece imkân görülememiştir. * Tramvayda Lambo isminde biri- nin 20 lirasını aşırmaktan suçlu Ke- iyeli Hüseyinin o duruşmasına ü- ceyada devam edildi. Suçlu, uçumu inkâr etti. Şahitleri çağ ması için duruşma başka gün. ldı, * Fazla telefon parası almdığı ile- ri sürülerek avukat Ali Şevket tara- fından tölefon şirketi aleyhine açı) « mış, duruşma, şirket erkânının ye- min etmesi için kalmıştı. Şirket mü- dürile Abonman dairesi şefine kontör memuruna yemin davetiyele- muzda Sultanahmet birinci mahkemesine yapılacaktır. * Kumaş kaçakçılığından suçlu A- lis Behar ve arkadaşlarının muhake- melerine dün sekizinci ihtises bak- yerinde bakılmıştır. Dünkü celsede, ipekiş fabrikasmdan gelen rapor ©- kunmuştur. Bu kumaşların yerli ol. madığını ve piyasada tesadüf edilme diğini bildiren rapor üzerine, suçlu vekilleri, kumaşların ehli vukuf ta- rafınan mahkemede tetkikini iste - mişlerdir. Duruşma bunun için baş- â güne kalmıştır. hukuk Cemalin n, sekizinci ihtisas mahkemesince 6 ay hastaha- hede tedavisine karar verilmiştir. Arkadaşı Onnik beraat etmiştir. * Gazolin kaçakçılığı iddiasi ile mahkemeye verilen Elefteryadis va- pur acentesi hakkındaki düruşmaya dün 9 uncu ihtisas hakyerinde devam edilmiştir. Şahit olarak dinlenen an- bar memuru Salâhaddin, 3 tonun su lan atlı spor klübü, verimli çalışmala ye ekin ame bu sene hususi muhasebe tarafından tertip edilen bahar at yarışlarına atlı | spor ocağı da iştirak etmiş, met | Akşehirde elektrik istihsali için açılan tünel "Akşehir, (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Akşehir banka- sınm elektrik istihsali için yapmakta olduğu su kanalı hafriyatı epeyce ilerlemiş ve son zamanda suyu geçirmek için bir tünel a cılmasına başlanmıştı. İki cepheden başlanan bu tünel iki gün önce tam İstenilen şekilde ve muvaffakiyetle bitirilmiş, bu müna» ,, sebetle tünelin bir açılma töreni yapılmıştır. Tünel kırk yedi gün- de biti seksen santim genişliğindedir. Bir kaç gün sonrâ kanal işi men bitecek ve suyun akıtma işi tamamlanmış olacaktır. makta olan santral binası inşaatı da bitmek üzeredir. ilmiş olup seksen üç metre uzunluğunda ve bir metre tamâ- Yapıl- Yakında türbin ve su boruları da gelerek yerine konacaktır. Su.263 met- reden sukut ettiğinden çok kuvvetli elektrik istihsal edilecek ve yakın zamanda bankanın değerli olan şu ikinci hizmeti memle- 'keti nurlara gömecekt relik manialar yarışın birine zanmıştır. Spor alanında haftada 3 defa ma - nej yapılmakta, bir defa genel kır ge zinişi, iki gün de atlamalara devam edilmektedir. —————— | KÜÇÜK TELGRAF İS HABERLERİ * Ordu, (Tan) — İlk okullar, ders #ensi bitmesi münasebetiyle bir ser- gi hazırlamışlardır. Halkevi salonun- da açılan bu sergi çok güzel olmuş, Türk devrimini canlandıran köşesi fazla beğenilmiştir. * Denizli, (Tan) — Denizli mak- kemesi üyeliğine tayin edilen Bel- kis buraya gelerek işine başlamıştır. Belkis, Denizlinin ilk kadın hâkimi- dir. * Çorum, (Tan) — İlimiz ilbaylı. ğna İçel ilbayr Hakkı Hayd tandığı İçbakanlığından bil vir. İmiş» i, (Tan) — Denizlinin en güzel mesire yeri olan çamlıkta gü No:52 YOSMA:! Etem İzzet BENİCE — Güney seni tükel haklı buluyorum. Doğru düşünüyor- sun, doğru söylüyorsun. Ben de bir saniye senden ayırdımlı düşünmüş değilim. Sonra, senin ne kadar maddiğ değerlere önem vermediğini bilmiyorum. Biribirimizin kafası içinde bugünü yaşatmağa başla- dığımız ilk saniyedenberi senin hislerin, görgülerin, isteklerin üzerinde ne kadar denemeler yaptım. Hepsinde de senin madğ- diğ bir ilgiye bağlı olmadığını gördüm. Benim bu önergemde de hiçbir maddiğ gütgü yok, a- ma bir kere aklıma yerleştirdim. Hani ya, seninle yurdun bahçe- gözlerini Fazıl'ın gözleri içinde dolaştırarak sordu: 2) — Benimle evlenmeğe o gün mü karar verdin? Fazıl büyük İş başaranların gururu il — O gün ya.. Dedi, devam etti: — Bana ilk geldiğin gün sanâ karşı içimde bir bağlanma .duy- muştum. Ancak bu bir sezgi idi. Günler, görüşler, aylar bu sez- giyi sevda yaptı, berkitti ve en sonunda seni benim karım etti. Güney doktorun bu sözlerini kı- vançla dinliyordu. Güldü, güldü, son- ra; — Peki niçin ilk önden söyleme- din, bana duyurmadım bütün bu his- lerini?, Dedi, — Nasıl duyurabilirdim? Seni tar- tıp kendimde güven buluncıya kadar zaten aylar geçti. Ondan sonrada birden söylemeye çekindim. Belki, be- Dedi. devam etti — Ben de sizi görür dimde bir başkalık hissettim, Sizi se- viyordum. Geliyordum, gidiyordum, baş-ağrılarımı bahana ediyordum, durma * - hastalık çıkarıyordum. Bü- tün bunlar sizi görmek, çok görmek, sik görmek içindi. Ama bir türlü si- #e sevgimi anlatamiyor, anlatmak İs- temizordum. Genç kadın daha söyliyecekti. Fa- kat, araba birden noterin önünde dur- du. Güney: — Geldik. Ne olacak şimdi? Diye sordu ve kendisi yine karşı- lığını veriyormuş gibi davrandı: — Hiç inmiyelim, uğramıyalm. Söylediniz, bütün vu vereceklerinizi vermiş kadar beni sevindirdiniz. Doktor: — Yoo olmaz. Kararım karar. Dedi ve aralarında bir olur, olmaz. münakaşası başladı. Güney: — Ne yapacağım bunları ben?. Bir övünç için ise benim övünecek kimsem de yok. Bir teyzem vardı, o zavallı da daha.*- hastayım.. diye size gelip giderken öldü. Kime söyliyeceğim, olduğunu, fakat 94 tonluk gazolin- den bundan fazla suyun katiyen çık- — a — tahkikat yapılmak üzere başka güne kalmıştır. ——————— zel bir büfe ve bir dans yeri hazır- lanmıştır. * Edirne, (Tan) — Edirnenin Ka- raağaç semtinde yol bekçisi Ata ba- banım bir ay evvel doğmuş 3 ayaklı bir buzağıst vardır. İyi cins boğasın- dan alınmış olan bu hayvan 40 kilo ör otlıyarak mektedir. Giresun, (Tan) — Denizciler bayramı burada neşe içinde geçmiş- tir. Denir müsabakalarına halkımız büyük bir ilgi göstermiş, deniz kıyı- ları ile denize bakan binaların üstleri ve belediye parkı hmez hınç dolmuş- tur, Müsabakayı görmeğe gelenlerin sayısı 7 - 8 bini bulmuştur. Cümhu- riyet alanmda istiklâl marşı ile törene başlarmış, deniz müsabakaları geç vakte kadar sürmüştür. Gece denizde bir fener alayı yapılmıştır. * Kırşehir, (Tan) — Kentin orta- smdaki kale tepesinin yanma büyük bir pirk yapılması kararlaşmıştır. Ayrıca bir de ilbay konağı kurula caktır. Kalenin yanı duvarla çevrile- cektir. 100 amele bu işle uğraşmak- — Gel şundan vazgeç.. Dedi. Doktor kendisine kötü bir şey söyleniyormuş gibi sinirlendi: — Benim her şeyim senin değil mi?. Bunların bir kısmını şimdiden senin üzerinde bulundurmağı faydalı buluyorum. Kırma beni. Güney kalasırın içinden: — Böyle iki tanesini, üç tanesini değil, hepsini verse.. Diye düşünüyor, ancak, ağı: başka türlü konuşuyordu: — Doktor bu israrını tahaf buluyo- rum. Bana nasıl geliyor biliyor mu- sun?. Sanki ben para ilc, mal ile, apartmarıla kandırılacak, gözleri ka- mastınlacak bir yaradılışta kadınım da siz onun için böyle yapıyorsunuz! Dektor; — Bak şu düşündüğün şeylere. Oy- le olmadığın için seninle evlendim, sa- na tutuldum, sana bayıldım, sana vu- ruldumt, Diye bir sürü öğme lâkırdıları ede ede otomobilden indi ve elini Güney'e uzattı: HAK YERLERİ evvel Nişantaşımdaki arsasma haciz | * Dakoviç acentesi aleyhine güm- | ri gönderilmiştir. Duruşma 18 tem- | Bir babanın vasiyeti Evlenmek istiyenlere bizim yemiz şu olacak- tır; Gönlünüzün sevmediği ve- lendirmek istivenler,, isterse ba banız veya ananız olsun, razı ol- maymız, Onunla yaşayacak, ica bederse onunla beraber ağlaya - cak ve gülecek olan sizsiniz. Bu yolda sizin hesabınıza ara nızın babanızm verdikleri sözle rin de hükmü yoktur. Bu satırları Koca Mustafa Pa şada Emir imzasile aldığımız bir mektup Üzerine yazıyoruz. Emir diyor ki: Babam meşhur bir din âlimi idi. Dört buçuk sene evvel öldü. Ölümünden bir hafta evvel beni yanına çağırdı V — Oğlum, dedi. Sana iki vasi yetim var, Biri ananı yanından | ayırma. Öteki Hacı Rüstem E- tendinin kızım Allahın emrile tenkih et, Benim rahmetliye ver diğim sözü yerine getir. ii, ET Bu sözü beni çok düşüru gü için ondan sonra iki defa da- ha açtım ve evlenecek halde ol- madığımı babama söylemiştim. Rahmetli kızın daha bekliyecek vakti olduğunu, benim de ergeç mektebi bitirip bir iş sahibi ola cağımı ileri sürmüştü. Bugün hayatımı kazanıyorum ve evlen me çağındayım. Ancak Haci Ristem elendinin kızını değil, meslek hayatımda tanıdığım bir dula seviyorum ve onunla ev Jenmek istediğim halde baba - mın vasiyetini düşündükçe mu - İ ya sevemiyeceği birisile sizi €v- | nız adamcağızın kızına bütün yatınızı, saadetinizi, ümitleri zi vermenizi nasıl tavsiye cü: lirdi?.. Nikâhla ödenebilecii borc maddi morç değildir ve ni çocuk iken yaktığınız kız8 şı bir borcunuz varsa onu hiniğ ye ederek, ona yardım ede ödiyebilirsiniz. * ma pe Kastamonu A, M. G. imzai Jez Üç senedenberi sevişiyorüu Kız görünüşte o kadar göste! yor ama benden iki yaş büyük iür. Ben 18 yaşındayım. Ee ailesi onu bana mutlaka veri istiyorlar. Acaba bedbaht olurum?.. Yaşça kendisinden büyük && dınlarla evlenenler arasında bit tiyar olan da vardır, Fakat © | devirde 18 yaşında bir erkeğ İ evlenmesi doğru değildir. Daf yaşayıp görecek, hayatı, kadı! rı, geçim şartlarmı tanıyacağ sız. İnsan saadeti tecrübel€ ve melekelerle elde edebilir. e Hoppa kız Kuru çeşmeden Niyazi im sile aldığımız bir mektupta bi birlerini can ciğer seven üç af kadaşın biribirine can düş kesilmesine sebep olmuş bir K dan şikâyet ediliyor: l Biz üç arkadaştık. Bir genç W zı evvelâ ben tanıdım. Bir iki öf fa beraber gezmeye gittik, Sof vafiak olamıyorum. Haci Rüstem efendi benim ço İl e Kesan me ken hamle lunduğumuz sırada mangalı devirerek evinin yanmasına s€- bep olduğum adamdır. Babam bütün varidatı bu evden ibaret gan ihtiyara karşı son derece mahcup ve hayatının sonuna ka dar borçlu vaziyetinde kalmış, bu zat ölmeden evvel babamdan kızını himaye etmesini ve oğlu na almasını istemiş, babam da kendisine söz vermiş doğrusu » mu söylemek lâzım gelirse bu - gün bir mağazada dektiloluk ya pan bır kızın istikbalini temin etmek benim borcumdur, Halbuki benimle hiç alâkadar olmayan ve belki bana varmayı reddedecek olan bu kızı alırsam ben mesut olamam. Babamın va siyetini bilen bu kıza “pekil,, di yecek diye evlenme lâkırdısını açamıyorum. Ne yapayım? Babanızın vasiyeti sırasında; “eğer seversen ve mesut olaca - ğını kestirirsen,, kayıtlarını ilâ ve etmeyi unutmuş, yoksa bir gi inirlerin gülüş varlığın ve benliğin gülüşü vardı! Feritle başbaşa Küçük Çiftlik Parkındaydılar. Bü- yük havuzun başında oturuyorlardı. Nesrin: — Nerede olursa olsun görülmek» ten korkuyorum Ferit. Dedi, oturduğu hasır koltuğun üze- rinde gövdesinin bütün kıvrımlanaı geniş bir gerinme ile Ferid'in tutuşan bakışlarına serdi. Ferit? — Sevgilim daha sık ağaçk bir ye- re gidelim. Hem kimsenin gözüne görünmeyiz, hem korkmazsın.. Dedi, yerinden kalktı, Nesrin de; — Vaktim de yok ya.. dedi, ve kolundaki pırlanta işlemeli saate baktı. Sözüne ekledi — Daha yarım saat seninle kalabi- Mirim, Ferit: — Imkânr yok. Bugün akşama ka- dar seni bırakmam. Hep beraberiz. Kaç gün oldu görmedim seni! Diyordu. Kelkola girmiş yürüyor. lardı. Nesrin, iri, gölgeli, boncuk boncuk siyah gözlerini Ferid'in bakış- ra diğer arkadaşları da ona tâ nttım > hepberaber gezmef" başladık. Bir gün bü kız bana arkadaşlarımdan H. nın kend ni tazyike başladığını, her peşine takıldığını söyledi. Isi ta da hazır olduğunu bildirdi. * tesi günü onu bir mahallebici?” bekledim ve arkadaşım H. MW da sahiden oraya geldiğini rünce kan beynime sıçrad! herkesin içinde onunla kavg8 tim, Bir daha yüzüne bakm cağımı söyliyerek onu kovdu Bir kaç hafta sonra diğer daşım bana haksızlık estiği çünkü kızın H.-ya olduğu 8 kendisine de davetler yapt söyledi ve dedi ki: — Hattâ istersen, beni Beyoğlunda bir pastacıda ? yeceğini haber verdi. Orayâ görürsün, | Dediği doğru çıktı. Oraya diğini anlayarak bu hoppa” üç arkadaşı birden idare istediğini ve tehlikeyi | 1 İ bizi biribirimize düşürerek rıltmak miyetinde olduğunÜ “4 Jadım ve derhal kendisile # sebetimi kestim, Henüz 18 da bir kızın bu çeşit hare, ye atfolunabilir? Bu genç, şükretsin ki, İç vi sevmemiş ve şüktetsin Kİ bir şeyi değildir. Bu © 4 bir kadıni sevenler ve bu “gf te bir kadınla evli olanlar #* ? sın! Bir Fransız muharriri © ki: gp Bazı kadınlar vardır si | İ kime göstereceğim, kime övünece - ğim?. Doktor: — Bir kere bunu aklıma koydum. Benim en zayıf tarafım budur. Aklı- ma soktuğum her şeyi ille yapmalı" yım, Yoksa rahat edemem, Uğursuz. sinde bir gün dolaşıyorduk, son- ra yemeğe gittik. O gün seninle evlenmek kararmı vermiştim ve o gün bunu aklıma yerleştirmiş- tım. “ Güney ışıl ışıl yanan sevdalı ni istemez, benimle evlenmez, diyor- dum. Aramızda çok yaş ayırdım: vardı, Ben elli bir, sen yirmi üç, Hem evlenmek seni görünciye kadar bir kerecik olsun aklımdan geçmemişti. Genç kadın: » Tahal şeys — Haydi in de şu işimizi bitirelim sevgilim. Güney en son: — Peki senin dediğin olsun. Dedi, uçalak bir hafiflikle arabadan indi. Bu inişte gözlerin gülüşü) yüzün çok erkekleri birden etmiye muktedir değil gi Yalnız bir erkeği muztarif bilirler ve biz böyle sadık kadın deriz... larma düğümledi, birden sordu: — Söyle bakayım kaç gün oldu?. Ferit şaşaladı, gözlerini kırpa kır pa düşündü: — Yirmi bir gün... Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: