17 Temmuz 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

17 Temmuz 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 BIR TREN KAZASI Trenle Otoderezin Çarpıştı, iki Olü, Yaralılar Var Çankırı, 16 (Özel aytarımız bildiriyor) — Gollüce ile Sumsak arasında bir trenle Otoderezin çarpışmıştır. Otoderezinde bulu - nan Ereğli « Irmak inşaat baş müdürü Tiryaki ile eşi yaralana - rak ölmüşlerdir. Otoderezinde bulunan çocuklar ağır yaralıdır- ar, Kazanın şekli üzerinde tahkikata başlanmıştır. Bu Adamı Kim Öldürdü ? İzmir, (Özel aytarımız bildiriyor) — Seferihisar - İzmir şöse- si üzerinde, bir hendek içinde yaralı bir adam bulunmuştur. Se ferihisarlı Ali olduğu anlaşılan yaralı, hastahaneye kaldırılırken yolda ölmüştür. Cinayetin kimin tarafmdan işlendiği belki değil. dir. Müddelumumilik ve jandarma takibata devam etmektedir. Çekirgeler imha Edildi Çanakkale, (Özel aytarımız bildiriyor) — Ezinenin Çığrı da- Enda çıkan çekirge, zarar yapmadan imha edilmiştir. Yüksek görülen yerler, tesbit edilmiştir. Kışm yumurtaları da imha ; edilecektir. Bayramiçte çıkan orman yangı hemen söndürülmüş, sebep olanlar hakkında kanuni takibata başlanmıştır. Ruamın Önüne Geçildi M. Kemal Paşa (Özel aytarımız bilririyor) — İlçemizin köy ve denizinde ruama tutulabilecek bugün hayvanlar hükümet bay tarlığı tarafından sıkı bir muayeneden geçirilmişlerdir. 1630 u at ve kısrak, 1680 i eşek ve 45 i katır olmak üzere 3365 hayvanm muayenesi bitirilmiş, dört tanesi hastalıklı ve tehlikeli görülerek sabiplerine tazminat verilerek öldürülmüşlerdir. Bu suretle rüam tehlikesinin önü alırmış olmaktadır. Telefon Köyleri Bağlıyor Kütahya, (Özel aytarımız bildiriyor) — İlimizde yeni telefon hatları yapılması için bir çok çalışmalar başlamıştır, Umumi hat üzerinden Ankara, Eskişehir ve Afyonla olan görüşmeler de çok faydalı olmaktadır, Bugün merkez ilçesinin 210 köyünden 78 zi kamun merkezlerine bağlanmıştır. Çanakkaleye Yerleştirilenler Çanakkale, 16. (Özel aytarımız bildiriyor) — Nâzım vapuru İle buraya ü ile birlikte Geyikli iskel rd ? menler, Ezine ve Bayramiç kazalarına yerleştirileceklerdir. Vilâyet iskân işyarları ve Ezine İlçebayı da vapurla Geyikliye gitmişlerdir. Vapur Çanakkaleye gelir gelmez, göçmen besleme e karaya a eee / kurulu derhal işe başlamış, yiyecek dağıtmıştır. MEMLEKETTEN GÖRUNÜŞLER ELSA Erganimaden şarı gittikçe büyüyor " No. 59 — Aman Hanife Ablacığım. —— Çok nazik bir zamanım. Babe YOSMA| hüm — Tasa etme.. Etem İzzet BENİCE — Beki. Haydi esenle kal. Dedi, Hanife Kadın yanağın- | — Güle güle şekerim... dan öptü: Ve Yosma taptaze, kıvrak, fr — Esenle kal. kır fıkır kaynıyan, gövdesinin — Güle güle yavrum. — Babalık gelince ne diye- ceksin?, — Sen bunu hiç kendine tasa etme. Ben Hüseyin'i yumşatı- rim, — Bügün görseydim iyi ola- caktı'ama.. — Görmediğin daha iyi. Sa- viş yavrum. Şimdi o parayı gö- rünce yumşar, İki üç gün son- ra bir uğrarsan iyi karşılar. Son- ra, beş on gün daha asarsın, — İşte sana anlattığım gibi. Fırsat buldukça geleceğim. Bel- ki bir iki gün içinde yine geli- rim. Ve genç kadın yeniden içinin üzüntüsünü dışına vuran bir ses- le yalvarır gibi Hanife Kadına söyledi: bütün kıvrımlarmı gözlere Ya- yan bir civeleklikle sokağa fırs ladı. Ay ışığında Yakacık'ta ikinci aylarıydu Akşam yemeğinden sonra Gü- ney: — Biraz dolaşmağa çıkalım mu kocacığım?. Dedi. Fazıl dinç, genç bir is- tekle bunu karşıladı. — Çıkalım., Çıktılar, uzun uzun yürüdü- ter, bol bol konuştular. Yakacık sırtlarından yı, yerin göğün mavisini, denizi, Ada'ların gö- rünüşünü doya doya seyrettiler. İkisi desşendiler. İkisi de aym ruhları tılsımlayan, gözleri bü- yüleyen, damarlara kaynarirk veren rengi üzerinde uzun uzun T ATİN İN Kuşadası halkı Vapur istiyor Kuşadasına her hafta, vapurcu lak sosyetesinin Mersin postasyır yapan bir vapuru uğrar, Fakat bu paparların Mersine inerken adaya uğraması, dönüşte ise doğru İstan bula gitmesi Kuşadalılar için şihâ- yet mevzuu olmaktadır. Kuşadası limanı, son yıl içinde tecimel faaliyet bakımından çok büyük inkişaflar görmüştür. Ada - dan İstanbula yapılacak sevhiyat, dönüş postalarının uğramaması yü- zünden, bir hayli müşkület görmek tedir, Mersin postasnı alan va - de bu adaya uğra tılması isteğini ilgililerin gözü önü- ne koyuyoruz. ilk adım ve ilk “Ağün AN HAKYERLER!İ Kadın kaçırmışlar, Polise karşı Gelmişler! Sarhoş olarak kadın kaçırmağa te- şebbür ve pelise karşr gelip bıçak çek mekten suçlu balikçı Fethi, seyyar es- naftan Bayram, zerzevatçıVeysel yük arabacısı İsmallin duruşmaları, dün üçüncü ceza mahkemesinde Yapıldı. Suçlular, Feriköyünde Rızanın tam- bazhanesirde sarhoş olarak Saniye is- mindeki çengi kadı: kaçırmağa te- yebbilsten de suçlu idiler, İlkin Fethi sorguya çekildi. — Ne kadar içtiniz? Sualine: — İki binlik içtik, ama dört kişi idik... Cevabını verdi. — Saniyeyi kaçırmışsnız? Sualine de — Onun yüzünü gören kim? Çeva- benz verdi. Bayram da şunları söyled — Câmbazhene tatil edilmişti. Dr- şarıya çuyorduk. Baktım, polis Is - mailin yakasma yapışmış, götürüyor. Biz ne k:z kaçırdık, ne de polise karsı geldik. Diğer suçlular da inkâr ettiler. Neticede, şahitlerin celbi için duruşma aldı, * Geçen yılın teşrinlevvelinde bir cuma günü Zehra, Melhat, Münev - ver isimlerinde üç genç kızın arkaları» na düşerek kerdilerini otomobile da- ün günü kötü bir itiyadın de 4 maps ilk defa kıran genç evliler Yalova, (Özel sytarımız bildiri- yor) — Kadıköy nahiyesinde güzel ve örnek bir köy düğünü yapılmıştır. Düğünü bazırlıyan Yalova ilçebayı Şefik Soyer başta olduğu halde di- ğer bütün davetliler sekiz otobüs ve iki tenezzüh (aralyası ile Kadıköyc itmişlerdir. Davetliler, köylüler ia- Eimdanı karla : Devi gencin nik : etmi Bu düğünün hususiyeti şud Yalovada ve bilhassa köylerinde inemleketin birçok uzak köşelerin- den gelmiş soydaşlarımız. vardır. Bunlardan bir kısmı, henüz biribirle- sine rsmamamışlardır. Bu yüzden kız alip vermezler, İlçebay bunu gözönünde tutmuş, bu Kizumsuz ayrılığı gidermek maksadiyle, kisibir- lerini seven fakat vasileri tarafından evlenmelerine izin verilmiyen bu çil- ti baş göz etmeğe, yerleşmiş olan | kötü itiyadı yolunda ilk adımı atmıştır. Düğün, gece saat 3e kadar devam etmiştir — — , İKÜÇÜK TELGRAF | İk HABERLERİ © M. Kemal Paşa, Can) — Ken imizin çrtasından geçen çayın kı - imizin ortasından geçen çayın kı - nenda bulunan buğday yığını ateş İniş, genişlemeden belediyenin it “iye arozözü tarafından söndürül - Yüştür, , * Çanakkale, (Tan) .— Çanakkele salkevi köycülük şubesi, bu. hafta bir çok köylerin iştirakile Kepez pa durdular. Doktor ona Fransız Şâirlerinden klâsik parçalar oku- du. Ay ışığının ruhlar üzerinde yaptığı etkiyi, fiziyolojik hadi- seleri, anormal yaratılışlardaki manyak hareketlerin ayla olan ilgilerini, ay ışığının aşk olgu - Jarındaki rolünü anlattı. Yine bu konunun üzerinde komüişuyor- lardı, Doktor bir aralık bir bil- ginle konuşurcasma bütün tıp kitaplarında okuduklarını, has- talar üzerindeki etütlerini, Fran- #iZ akıl hastalıkları enstitüsü- nün yaptığı son denemeleri ağır, âğdalı bir dille anlatmağa baş- ladı. Güney o zaman: — Yoruldum artık Fazıl, Şu- racıkta azıcık oturalım., m Dedi ve bir çam dibini göster- iz — Bak ne güzel yer. Tabia- tin bütün elişi o çamın üzerinde ve çevresinde var. Renk, dekor, yer, görey, estetik her şey ve hepsi! Doktor: — Gerçek öyle.. Dedi ve: — Oturalım srada biraz. ! vet etmek, mukallebiciye çağırmak ve söz atmaktan suçlu Antep İsmet Pa- şa Mektebi muallimlerinden Ali Rizâ ve Ceyhanda Kurtkulağı ilk mektebi muallimi Enverin omuhakemelerine dün ikinci sulh cezada başlardı. Suçlular, mahkemeye gelmemişler- di. Davacı genç kızlar, yolda giderler- ken bu iki muallim tarafından kendi. lerine nasıl söz atıldığmı ve peşlerine düşüldüğünü anlattılar, Hâkim suçluların sorguya çekilme» si için mahal'i ceza hâkimlerine tebli- gat yapılımasma karar vererek duruş- mayı 135 Bylüle bıraktı. * Kumaş kaçakçılığından suçlu Alis Behar ve arkadaşlarının duruş» walarma dün gekizinci ihtisas mab- kemesinde devam edilmiştir. Bulu- nan kumaslar mahkemeye getirilerek *etkik edilmiş, iki kısma ayrılmış (#. Eh vakufun yaptığı tetkikat 3 saat kadar sürmüş, tahkikatm geniş- letilmesi için duruşma başka güne bırakılmıştır, —————— lamutluğunda bir açık hava konfe - ransı verdirccektir. * Sürmene, (Tma) — Geçen sene mahsulün azlığından dolayı riraat hankasına borcu olan çiftçiler, bu se ag öykü vasiyette kalmışlar ve tek rl er İs 8 vaa aa Da TE Eer a melaciian” banka tez rafından alâka ile karşılanmış ve ihti yaçları tatmin olunmuştur. * Sungurlu, (Tan) — Sungurluda peçe ve kafes uray tarafından ksldı- rilmışuır. Bu yeni karar kasaba ant gole memnun etmistir. Şimdi pe çeli kadına rastgelinmiyor. Kafesleri kalkan evlere güneş giriyor. * Trabzon, (Tan )— Koyus çıkma mevsimi başlamıştır. Şarki Anadolu kasabalarından. hergün mühim mik - tarda hayvan geliyor. İlk parti geçen hafta limanımızdan vapurlara yükle- tilmiş ve İstanbula gönderilmiştir. İlk partinin gönderilmesi dolayısile hayvan iskelesinde tören yapılmıştır. # Karaman, (Tan) — Karaman, Konya ve civarındaki çekirge savaş işi lerlemektedir. Ova kısmındaki mü - cğtle bititilmek üzeredir. Mühim zirost sahalarında çekirge yok edil « | miştir. Dağlık olan kısımlara kağı- şen hayvanlar da birkaç güne kadar yok edilecektir, * Konya, (Tan) — On beş günde» beri aşik bulunan Konya Yerli Mal- lar Sergisi evvelki gün kapanmıştır. Sergiyi on beş gün içinde binlerce kişi gezmiştir. Halka yerli malların bin bİr çeşidi gösterilmiştir. li Doktor yine ciddi ciddi Aristo'dan, Eflâtun- dan başlıyarak bütün filozofla- rm, rühiyatçrların, akıl doktor- larının, sosyologların aşk hak - kında düşündüklerini anlatıyor, fakat, Güney bunların hiçbirini dinlemiyor, sadece: — Evet. Yana! , Öyle miz. Diye doktoru dinler görünü- yor, kafasınm içinden bambaş- ka şeyleri düşünüyordu. Vakit gece yârısmı geçiyordu. Güney uzun, Beniş, rahat bir nefes aldı: — Köcacığım artık İstanbul'a dönelim., Dedi ve k hedefini de- giştirdi. Doktor, birden böyle demdeğişik bir konu karşısında kalınca, sordu: — Ne oldu canım mı sıkıldı?. Genç kadın, bütün civelekli- gini gözlerinin cilâlr esmerli - İ dine toparlıyarak tatlı bir ses- e: — Yo, canım sıkılmadı. Doy- dum. . Dedi ve konuşmasını sürdür CevişMsler ar ene, | da pek alâ zeki ve akıllr 9 Kıskanç anne Lt | Ben ötedenberi spora $ Bu da bir bekâr gencin endi- sesi ve şüphesi. Bir bekâr genç kimden şüphe edebilir? diyecek siniz. O annesinden şüpheleni - yor Ve annesinin kendisini kis - kandığından şüpheleniyor: Otuz dört yaşındayım. Elli yedi yaşında bir annemden baş- ka kimsem yok, Onu hiç bir za- man, hiç kimseye değişemem. Fakat görüyorum ki bu gidişle evlenmem imkânı da yoktur.! Annem yaşına rağmen dinç ve zekâsı yerinde bir kadın olduğu için benim her hareketimle dai- ma alâkadar olur ve hâlâ beni kendi emri altında bulundurma. ya çalışır, Bazı meselelerde o - mun sözünü dinlemesem bile, kas dın bahsinde onu o kadar hassas sinirli, ağlamaya hazır görüyo- rum ki çaresiz tasavvurlarimdarn vazgeçiyorum. Bu suretle belki beş altı kızla evlenmekliğim ge- ri kaldı. Kiminin mazisi hakkında fena haberler getirdi, kimisi için fe- na rüyalar gördüğünü söyledi. En son bir kızla seviştiğimi söy- Jedim, artık nişanlanacaktırı Bütün tahkikatı yaparak hakkın da çok iyi haberler aldığımı söy» ledim ve ona tanrtmadım. Bu s€- fer sebepsiz olarak ve ağlayarak benden vazgeçmemi istedi. He - nüz vazgeçmiş değilim. Fakat vazgeçersem ne olacak? Ânne « min bu hali devam eimiyecek mi? Bu bir krsaknçlık değil mi- dir? Aşağı yukarı bütün anneler i östrerirler, Tahii ko - ike kBeminme Tas temeyen zevce gibi oğullarını kıskanırlar. Fakat bize mektup yazan gencin annesinde görülen fazla hassasiyet, fazla kıskanç- hk onun anlaşılan çok genç dul kalmasından, yalnızlığından, bü tün hayatmı bir tek evlâdına bağlamış olmasındandır. Basi - retli, sinirlerine hâkim bir ge - Tin onu teselli edebilir ve ona kendisini sevdirirse oğlunu çok sevmekten gelen bu kıskanclık yumuşar ve bir küçük torun bu sefer onun sevgisini üzerine çe- kerek ihti; anneyi emsalsiz bir aile büyüğü haline koyabilir, © Vücut ve akıl Vücudü sağlam olan bir gen cin aklı da sağlam mıdır? Ha- yir... Vakıa sağlam akıl sahibi olmak için sağlam vücutlü ol- mak lâzım ama pehlivanların çoğu, vücutçe ağırlaştıkça akıl. ca hafiflemişler, buna karsı çöp ten yapılı birtakım adamların dü: — Kocacığım senin yanında hiç sıkılmıyorum. Fakat, eylü- lin sonundayız. Ancak döneriz. Evimizi açarız. Yuvamızı kura- rız. Sen de yine çalışmalarma başlarsın. Ve yüzünde cana değen gülü- cüklerini dağıta dağıta yarı i alay, yarı ciddi devam etti: — Yurda gidemiyorsun. Has. taların var. Sonra doktor ev- lendi, karısının dizi dibinden ayrılamıyor, kadri ona dünyası nı unutturdu., diyecekler! Doktor: — Kah.. kah. Yüksek, kaba, gurur taşıran bir gülüşle güldü: — Doktor, tabii böyle güzel, güzel olduğu kadar da ciddi, sağlam karakterli, kocasına tut- kun kadını bulunca dizinin di - binden ayrılamaz. Elli yılda bir kere gelen devletin bütün hovardalıklarını sürmek yerin- de olmaz mı, hakkım değil mi? Doktor, sözünün bu noktasın- da durdu, Güney'den sordu: —Biz gerçekten dünyayı | da, ya denizde gördü, Kiminde kusur buldu. | 17-7-935 i se dikleri görülmüştür. v Süzan imzasile Modaf İlenbir mektupta okuy&ğ genç kız vücudü sporla miş olan nişanlısının kültürce hafifliğinden ediyor: kün olduğum için spor gençle evlenmeyi akiım& muştum, Daha beş sene bile ya stadyomda, ya leri tahayyül eder, onla rinin refikası olmayı ma€5 4 vaz li | hibi, meşhur bir ilim adi i refikası olmaya tercih edi Nihayet bir tesadüf beni har bir klüpçünün nişan tı. Büyük maçlardan bi: arkadaşımın yanında söz idim: En çok gol yapan o” ile gidip nişanlanacağım, dim. Bu kolay olmadı. tanıştım, sonra ahtimi dim. Güldü, benimle alâ) ve eğlenmek hevesile &6 Fakat iki ay sonra nişati Halâ nişanlıyız, Ama şir rin bir tereddüt içindeyim şanlım liseyi bitirmiş, Ben” recemde tahsil yapmış. o kadar cahil ki, hayret ram, en basit meselelere mediği gibi zihni spordâ! ka hiç bir şeyle de meşgü ya alışmamışur. Hiç bi düşünemez; düşünmek İ; Bütün spörcülat Kiyta <i Ben sötiyemden aşağı bi£, le bahtiyar olabilir mi; Hayatımı spora vermi$; ömrü bir top peşinde yal siklet üstünde geçmiş ola? zekâları tabii işliyemez, © İeri de tabii ders kitapl: ileri geçemez, Yalnız vü gıda verenlerin hepsi böy” Böyle bir adamla sporda ğu kadar okumaktan da lan bir kadının mesut ikinci zevkinden fedakâr! mesile kabildir. Türkotis Kars di Yeni açılmakta olan Türkofül şubesi direktörlüğüne tayin Ahmet Naim şehrimize Türkofiş Ee ei 1 kadar Fürkole İsmabel bulunarak alâkadarlarla görü tie, d Türkofis Kars direktörü i8X mek istiyen ilgililer bu Türkofise çağrılmaktadırla. T unuttuk. Bağlantı S7. önünden çıkar çıkmaz geldik, hiçbir şey düşü vakit o bulamadık. der bol, doya doya seviştik» nereye gideceğiz, nered€ cağız, ne yapacağız? Güney: — Her halde bir ap tacağız. Dedi. Doktor düşü söyledi: i — Apartman mı tutsö ta mı otursak? s Güney: ö — Yurt çok iyi, çok © kat, artık sevgililikten Si karı kocalık başlayınc8 sa insan kendisine iyi mak, ele güne karşi rumilç uygun bir yuva istiyor. Her halde yâ ya Ayaspuşa veya bir apartman tutacaf alacağız. Dedi. Doktor: — İyi, doğru. Hakli ç yorsun. Ya beğendin. yeri aim vi

Bu sayıdan diğer sayfalar: